Aslanım Yaşar

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Aslanım Yaşar
Ben tezgahtar Yaşar. 25 yaşında, bekar bir erkeğim. Herkes gibi bende bir yol tutturdum, işi devamlı saflığa vurarak geçinip gidiyorum. Hayatta ne bir dikili ağacım, ne çiftim çubuğum var. Tek sermayem kalın ve uzun Baba Fingom ile hemen altındaki altı okkalık taşaklarım. Ben ölünce kim arzu ederse Baba Fingom’la, taşaklarımı miras bırakabilirim. Gülmeyin, gülmeyin şimdi organ nakli diye birşey var. Bakarsınız kocasının Baba Fingo’su kalkmayan bir bayan talip olabilir. Efendim bunun travestisi var, oğlanı var değil mi? Vurucuları çaptan düşmüşse böyle haşmetli bir Baba Fingo’yu kim istemez ki?.. Biraz makara kukara bir giriş yaptım. Ne yapayım, şakayı çok seviyorum. Yaşam koşullarının böylesine zorlaştığı bir ortamda espri ile seksi karıştırıp öyle yazayım dedim. Yayınlarsanız da sağolun, yayınlamazsanız da…

Geçelim fantezimize… Bizim mağazada iki tane “Eski kaşar!” dul karı var. Birinin adı Ayşe. Ayşe siyah ipek saçlı, bebek yüzlü, biçimli bacakları, top gibi götü olan tam Baba Fingo hastası bir karı. Diğeri ise Seda. Aslında sarışın değil ama, saçlarını sarıya boyatarak kendine seksi hava vermeye çalışan yarak delisi bir hatun. Bu iki kaşar karı birbirlerinden hiç ayrılmazlar. Yedikleri içtikleri birdir. Birde belden aşağı konuşmaya bayılır bu iki şıllık karı. Ben işi saflığa vuruyorum ya, ik**e bir bana, “Lan Yaşar bak biz duluz, sen de bekar… Al lan ikimizi birden Baba Fingon bahis şirketleri her gece bayram etsin!” diyerek kafa bulurlar. Ben de, “Ya çok iyi olur ikiniz de çok güzelsiniz, ama benim iki tane Baba Fingom yok ki!” diyerek ben de onlarla taşşak geçerek ikisini de kahkahadan donlarına işetirdim…

Birgün bu iki şıllıkla mağazanın deposundan mal çıkartmak için aşağıya inmiştik. Çok da geniş bir depomuz vardır. Hani at koşturulacak cinsten. Hazır beni yakalamışlar ya, başladı Ayşe ile Seda benimle kafa yapmaya. Bir ara bayan külotları ile sutyenlerin bulunduğu bölüme gelmiştik. Ben kutulara yerleştirirken birden Seda’nın, “Hah, hah, haaah… Çok yakıştı kız Ayşe” demesiyle başımı hatunlardan yana çevirdim. Ööf, amman olmaz böyle birşey kardeşim!.. Ayşe mini eteğini belinde toplamış, depodaki külotlardan birini giyerek Seda’ya gösteriyordu. Bembeyaz bacakları, kabarık amcığı gözlerimin önündeydi. Bu kez de Seda bana aldırış etmeden kıçındaki külotu çıkardı ve eline başka bir külot alarak giymeye başladı. Siyah kıllı amı nefisti. Bırakın böyle hakira iki amcığı bir arada görmek, amcık lafını duyar duymaz kalkan yarağım bir anda kemik gibi oldu ve pantalonumu zorlamaya başladı…

Benim şaşkın şaşkın kendilerine baktığımı görünce Ayşe Seda’yı dürterek, “Kız bak bak, salak Yaşar amcıklarımızı görünce iyice salaklaştı!” dedi. Seda şuh bir kahkaha atıp, “Bırak şu salağı. Zaten onun Baba Fingo’su bahis siteleri bile kalkmaz. Hem kalksa bile iki tane Baba Fingo’su yok ki bizi düzsün!” diyerek iki kaşar dul kahkahalarla gülmeye başladılar. Yaa, çok gücüme gitti. Hemen kızgınlıkla pantalon düğmelerimi çözdüm. Sonra da keser sapı gibi yarağımı elime alıp, bu iki azgın karıya sallayarak, “Ya öyle miii? Buna yarak derler, yarraaakk!.. Değil ikinizi, sülalenizi ipe dizerim… Var mı tadına bakacak iştahlısı?” dedim.

Ayşe ile Seda önce şaşkın şaşkın birbirlerine bakındılar, sonra da ürkek ürkek yanıma sokulduklarında Ayşe, “Lan Yaşar bu ne böyle?!. Öf, ööööff!.. Tam benlik lan buuu!..” diyerek yarağımı iki elinle avuçlayıp, “Öf, öööff ateş gibi de yanıyo… Gel tut bak kız Seda” dedi. Hey yavrum, heeeyy!.. İkisi birlikte yarağıma, taşaklarıma bir yapıştılar ki sormayın. Biri yarağımı, öteki taşaklarımı, “Mmmhh, mmmmmhh!” diye yalıyor, ben ise zevkten dudaklarımı ısırıp, “Sikicem yavrum, ikinizi birden sikicem… Ağzınızdan sikicem, amcıklarınızdan sikicem, en son posta da o götlerinizi sikip, sizi kevgire çevircem!” diyerek naralar atıyordum.

Yarağı ilk köklediğim Ayşe oldu. Ayşe’ye ayakta tükürüksüz öyle bir geçirdim ki Ayşe, “Aaaahh, aaaaaahhh!.. Ulan kol gibi yarrağı bi kerede dayanıverdin… Ulan sende hiç insaf yok mu ipne?!.” diye kıçını yırtıyordu. Sikime bile takmadan Ayşe’nin top top memelerini, pamuk canlı bahis gibi baldırlarını avuçlayıp avuçlayıp sıkıyor, bir yandan da Ayşe’yi bağırta çağırta amından sikerken, “Sus kız, yoksa şimdi yarağı o geveze ağzına sokarım!” diyerek matrak geçe geçe Ayşe’yi sikiyordum… Ayşe’yi sike sike orgazma ulaşıp, tohumlarımı yutturduktan sanra “Yallah şıllık, senin amcık bu yarrağı doyurmadı!” diyerek Ayşe’yi kenara itip, bir köşeye sinerek izleyen Seda’ya, “Gel buraya, gel… Demek benim yarak kalkmazmış ha?.. Demek ben salakmışım ha?” diyerek kolundan tutuğum gibi yere yatırdım. Sonra da bacaklarını omuzlayıp, “Al sana yarak, al sana yarak!.. Altı okkalık taşaklarımı da ister misin Sedacığım?” diyerek bu kez de kedi enciği gibi bağırta bağırta sarı amcıklı Seda’yı sikmeye başladım. Seda altımda inim inim inleyip, “Yavaş sik Yaşar, n’olursun yavaş sik!.. Aaaahh, ooooofff!.. Anacığım, anacığııımm… Gitti güzelim amcık, gittiii!..” diyerek yalvar yakar ağlıyordu.

İkinci eski kaşar Seda’yı da sikip sikip sıcacık saleplerimi bir güzel yutturdum. Ayşe ile Seda yarı baygın bir halde kendilerini külotların üzerine attılar. Hemen karşılarına geçip yarağı dibinden tutup sallayarak, “N’aber eski kaşarlar?.. Saf Yaşar böyle döşer. Kalkın lan bi daha sikicem!” dediğimde Ayşe de, Seda da korkudan altlarına işediler…
Artık bu alemin en bi kralı benim. Neden mi? Çünkü bu iki eski kaşar Ayşe ile Seda benim seks kölelerim oldular. “Yatın lan altıma sikicem!” dediğimde kuzu oluyorlar, kuzu… Çevirmelerini yap, fırına ver… Kafama göre takılıp, kafasını istediğim deliğe takı takıveriyorum, takı takıveriyorum anasını satayım… “Eski iki kaşar, yaşasın bu salak Yaşar!”

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Efe ile Nilin Hikayesi.-15

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Efe ile Nilin Hikayesi.-15
Kocamı koca vibratörle becerdiğim ve zevkten zevke sürüklendiğimiz o anların tadı damağımda kaldı. Ertesi gün akşam eve gelirken tüy dökücü kremi alır gelir diye bekledim ama baktım hiç oralı olmuyor. Sanırım bana verdiği sözü unutturmaya çalışıyordu.

Ben de gidip marketten kendim aldım kremi… Pazar gününü bekledim. Sabah her zamanki gibi kalktık. Efe banyoya gitti. Duşun sesini duydum. Üzerimdeki geceliği çıkarıp ben de banyoya daldım arkasından… Dolaptan tüy dökücü kremi alıp duşakabini açtım, beni görünce gözlerinin içi güldü,

“Aşkım? Küvette sevişme fantazisi mi yoksa?” diyerek sırıttı. Hoşuna gitmişti köftehorun… Arkamda sakladığım kremleri gösterdim ona,

“Hayır canım… Benim kılsız tüysüz erkek fantazim… Bana söz vermiştin, unuttun mu?” Gözlerini belertip elini hayır anlamında sallamaya başladı,

“Yooo… Hayır… Yapma bunu bana… Buna izin veremem. Hayır…” dedi.

Fakat ben kararlıydım. Altından girdim, üstünden çıktım, önünü yaladım, arkasını okşadım, kocamı ikna ettim. İki tüp kremi bütün vücuduna sürmeye başladım.

Bir saat kadar sonra yatak odasındaydık. Boy aynasının önünde durmuş, kocamın nasıl göründüğüne birlikte bakıyorduk. Pipisinin üstü hariç, bir tane bile kıl tüy kalmamıştı bedeninde… Pırıl pırıl parlıyordu. Kasık kıllarını da ben özellikle bırakmıştım, sikinin dibinde, bir tutamcık… İçime soktuğunda klitorisimi gıdıklaması için…

“Ne yaptın bana Nil?” dedi suratını asarak… “Aynı kadın gibi oldum. Rezalet valla… Biri görecek olsa…” Arkasında duruyor, aynada kocama bakıyordum. Gülerek arkasından sarılıp göğsünü, karnını, önünde dikilen pipisini okşadım,

“Saçmalama canım… İkimizden başka kim görecek seni? Hadi, al giy şunları…” diyerek yatağın üzerine hazırladığım giysileri gösterdim. Benim ince askılı bustiyerim, dantelli siyah transparan bir külodum, dantelli kırmızılı siyahlı jartiyerim ve bir çift ince siyah jartiyer çorabım.

“Mmmm… Güzelmiş…” dedi. “Yine beni vibratörünle becerecek misin yoksa?”

“Hayır… Gezmeye gidiyoruz. İçine bunları giyeceksin.”

“Saçmalama Nil…” diyecek oldu,

“Sözümü kesme… Giyeceksin. Ben de şu eteği kısa, mini elbisemi giyeceğim. Ama benim içimde hiç bir şey olmayacak. Çırılçıplak… Sadece ince dantel elbisem… Alışveriş merkezine gidiyoruz. Alış veriş yapacağız. İtiraz istemiyorum. Başla…”

“Nil… Sen çılgının tekisin karıcım…” dedi kocam… İstemez görünmesine rağmen fikrimin ona cazip geldiğini, daha şimdiden tahrik olduğunu biliyordum.

“Bebeğim, kimse senin içinde string külot, jartiyer, kadın çorabı olduğunu bilemez ki… Ben daha tehlikedeyim. Biraz dikkatli bakan, benim içimde hiç bir şey olmadığını, çıplak olduğumu görebilir. Hadi, benden daha cesur olduğunu göster bana kocacım…” Giyeceğim elbiseyi alıp şöyle bir havaya kaldırdı,

“Ooo… Gerçekten hem kumaşı incecik dantel, hem de çok kısa Nil… Bunu giymeye kararlı mısın? Hem de içinde bir şey olmadan? Erkekler her yerini görecekler bunu giyersen…” Sarılıp dudaklarından öptüm kocamı… Bir anda sertleşen sikinin kasıklarıma battığını hissettim.

“Ohh… Evet canım… Çok kararlıyım… Karını görsünler istiyorum. Bugün teşhir günü… Hadi, yaramazlık yapalım biraz… Önümüze çıkanı azdıralım ikimiz beraber… Erkekler bana bayılsın, bana baksınlar, beni istesinler istiyorum. Hadi aşkım… Bekletme beni… Çok heyecanlıyım…”

“Delisin sen… Valla delisin…” dedi ama, isteğimi de yerine getirmeye başladı. Bir güzel iç çamaşırlarımı giydi. Jartiyerini taktı, ince siyah çorapları tek tek giydi bacaklarına geçirdi. Jartiyerin çıtçıtlarıyla çorabın dantel kısmını tutturdu. Gerçekten yüz kısmını saymazsak, pırıl pırıl bir genç kadın olmuştu.

“Harika oldun kocacım… Hadi şimdi de üstüne pantolon gömlek geçir bakalım. İçindeki kadını saklayalım, görmesinler.”

Ben de yatağın üstündeki siyah tül ve dantel karışımı elbiseyi geçirdim üstüme… İçim neredeyse olduğu gibi görünüyor, sadece çiçek şeklindeki danteller biraz örtmeye çalışıyordu çıplaklığımı… Göğsü, ön ve arkama denk gelen kısımlar biraz daha koyu yapılmış, kısmen oralarımı örtüyordu elbise… Ama dediğim gibi, göreni tekrar baktıracak cesur bir kıyafetti.

Alışveriş merkezinde Efe’nin kolunda salına salına dolaşırken biraz pişman olmaya, yaptığımızın iyi bir fikir olup olmadığını sorgulamaya başladım. Efe de aynı şekilde düşünüyor olmalı, yanımda homurdanıyordu sürekli…

Daha yeraltı otoparkında arabadan indiğimiz andan itibaren üst katlara çıkana kadar, bütün erkeklerin bakışları bana takılıyor, yanımızdan geçip gidene kadar, yanımdaki erkeğe aldırmadan, canlı bahis şirketleri delici bakışlarla beni baştan aşağıya süzüyorlardı. Yürüyen merdivenlerde bizim tersimize aşağıya inen bir delikanlı yukarıdan itibaren beni süzdü, yanımızdan geçerken neredeyse içime düşecekti. Geçip gittikten sonra benimki tısladı,

“Yuh, yatırıp sikseydin bari…” dedi dişlerinin arasından kocam… “Yanında kocası var ulan ibne…” Kolunu sıkıp,

“Sakin ol canım…” dedim. “Ama hoşuma gitti bakışları… Nasıl sikecek gibi bakıyorlar değil mi?”

“Yavrum, sen de böyle giyinirsen bakarlar tabi… Neredeyse çıplak geziyor gibisin… Üstündeki şey varla yok arası…”

“Aman, boş ver hayatım… Üstüme atlayacak halleri yok ya… Hem yanımda sen varsın. Bir şey olmaz. Beni korursun.” Güldüm sonra, “Gerçi altındaki jartiyeri, dantelli tangayı görseler, pek korkmazlar ama…”

“Uff.. Nil… Nasıl giyiyorsun bu külodu aşkım? Ağı götümün arasına giriyor yaa… Huylanıyorum…”

“Ben de huylanıyorum giyince kocacım… Dudakların arasına bir giriyor, düzeltene kadar mahvediyor beni… Ama kendimi çok seksi hissediyorum böyle giyinince…”

“Peki, külotsuz dolaşmak nasıl? Şu sana bakan herif altında külot sütyen olmadığını anlamış mıdır? Ondan mı bakıyor sana sikecek gibi?”

“Belki de… Hoşuna gidiyor mu karına sikecek gibi bakmaları kocacım?”

“Eh, gitmiyor desem yalan söylerim. Öyle güzel, öyle seksi kadınsın ki… Kolumda olduğun halde bakmaları gururlandırıyor beni…”

“Ah sen yok musun? Aşkım, şu kafenin masasına oturayım da bir resmimi çek benim, bugünün anısı kalsın…” dedim.

Kocam telefonun kamerasını bana doğrultup netlik ayarı yaparken etrafa bakındım, pek kimsenin bakmadığına emin olunca eteğimi kaldırıverdim. Kocam kafasını kaldırıp bana baktığında şaşırdı. Eteğimin altından çıplak amımı, küçük bir kalp biçiminde şekilli kestiğim kıllarımı olduğu gibi görüyor olmalıydı. Kaşlarını çattı, etrafına bakındı.

“Hadi…” diye seslendim. “Biri görmeden çek beni…”

Arka arkaya fotoğraf çekerken poz poz resim verdim kocama, sonra eteğimi indirdim. Yaramaz çocuklar gibi kocamın yanına gidip yanağından öptüm,

“Hadi gel aşkım… Bana ayakkabı bakalım, ne dersin?”

“İşte bunu bekliyordum senden… Zavallı adamlara külotsuz amcığını göstereceksin sanırım.”

Dayanamayıp bir kahkaha attım. Ortalığı çınlatan şuh kahkahamı duyanlar dönüp bize baktılar. Onlara aldırmadan kocamın koluna girip ayakkabı mağazasına doğru yürüdüm.

İçeriye girdik, ayakkabılara bakındık. Efe için siyah bir makosen, kendime de ince yüksek topuklu bir ayakkabı beğendik. Bizim ayakkabı baktığımızı gören gençten bir delikanlı yanımızda bitiverdi. Ayakkabılarla ilgili bir sürü laf kalabalığı yaparken kocamla göz göze geldik.

Soran gözlerle bakıyordum kocama, izin istercesine… O da belli belirsiz omuzlarını silkti, ne halin varsa gör gibisinden… Az sonra dip tarafta, ikili bir deri koltuğa yanyana oturmuş bulduk kendimizi… Delikanlı da beğendiğimiz ayakkabıların değişik modellerini önümüze koymakla meşguldü.

“Abi, şunu deneyelim, ayağınıza çok yakışır” diyerek kocamdan başladı önce… Kocam dudaklarını ısırıp bana baktı, ağzının kenarıyla,

“Unutmuştum ben…” diye fısıldadı. “Çorap…”

Daha ben ne olduğunu anlamaya çalışırken çocuk kocamın ayakkabısını tutup çıkarıverdi. Bir an dondu kaldı. Benim de jetonum düştü. Kocamın ayaklarındaki incecik siyah bayan çorabı şaşırtmıştı onu…

Omuzlarını silkip kendine gelen delikanlı, Efe’ye bir kaç model gösterip giydirirken gözleri de yan yan benim bacaklarda geziniyordu. Sonunda bir tanesini beğenip ayırttık. Sıra bana gelmişti.

O ana kadar bitişik tuttuğum bacaklarım, uzatılan ilk ayakkabıyı giymek için aralandı. Elbisemin minicik eteğinin açılan yerlerimi kapatması imkansızdı. Çekiştirip kapatmak ister gibi yapıp tam aksine, iyice açtım eteğimi… Oğlan benim kukuyu tabak gibi karşısında görünce kızardı biraz… Kocama baktı. Oğlanın kendisinden çekindiğini anladı,

“Ben biraz spor ayakkabılara bakayım.” diyerek kalktı benim anlayışlı kocam… Bizi yalnız bıraktı. Şimdi ortam daha bir rahatlamış, ısınmıştı. Ayağımdaki eski ayakkabımı yavaş hareketlerle çıkarıp ayağımı eline aldı.

“Ayağınızda çorap yokmuş hanımefendi… İsterseniz denemek için size çorap…” derken sözünü kestim. Kısık bir sesle,

“Gerek yok…” dedim. “Çıplak giyiyorum ben… Gördüğün gibi…” Bacaklarımı biraz daha araladım, daha iyi görmesi için… Yutkundu, gülümseyerek,

“Evet…” dedi sonra… “Kocanızın aksine, siz çorap giymiyorsunuz.” Güldüm ben de,

“Evet, bugün biraz yaramazlık yapalım dedik. bahis siteleri Benim çorabımı o giydi, ben çorapsız geziyorum.” Durdum, ilave ettim sonra sesimi alçaltarak, “Hatta bir sır vereyim, çamaşır da giymiyorum içime…” Kırmızı ojeli tırnaklarımı bacaklarımın içinde gezdiriyordum bu arada, eteğimin altına girmiş, bacaklarımın iç taraflarını okşuyordum. Görüntünün altını kırmızı kalemle çiziyordum görmesi için…

“Off… Evet hanımefendi… Sırrınızı gördüm ben de… Gerçekten külot yok altınızda… Çok güzel sırrınız var.”

“Boş ver hanımefendiyi… Nil ben…” Elimi uzatınca o da elini uzattı, ellerinin arasına alıp tuttu elimi… Önümde diz çökmüş vaziyette, eli elimde…

“Ben de Kemal… Memnun oldum Nil…”

Elimi kurtarıp arkaya yaslandım. Etrafa bakındım. İleride, rafların arkasından bizi dikkatle izleyen kocamdan başka gören yoktu. Bacaklarımı biraz daha araladım. Şuh bir sesle,

“Gerçekten memnun oldun mu Kemalcim? Sırrım gerçekten güzel mi?” diye sordum.

“Hem de çok güzel Nil… Harika görünüyor.” dedi. Elini pantolonun önüne götürüp sertleşen sikini rahatlatmaya çalıştı. Sonra da ayağımı tutup okşamaya başladı. Kaldırıp dizine koydum ayağımı… Elleri okşayarak santim santim yukarıya çıkmaya başladı.

“Mmmm…” diye inledim. “Yapma canım… Islanıyorum… Altımda külot yok biliyorsun. Koltuğun su içinde kalır sonra…”

“Benimse altımda külot var Nil ve içindekini sıkıyor artık, sertleştim iyice… Beni bitirdin sen…” Güldüm,

“Sen de beni bitirdin. Gözlerinle yedin bitirdin hem de… Şimdi de bacaklarımı okşuyorsun. Tahrik etme beni canım…”

Dizlerime kadar yükselen elleriyle bacaklarımı okşarken, bize bakan kimse var mı diye etrafı kolaçan etti Kemal, kocamın bize baktığını gördü. Bana dönerek,

“Kocan bakıyor Nil?” dedi, elini çekti bacağımdan… Tedirgin olmuştu.

“Korkmana gerek yok canım.” dedim. “Eğitildi o… Ayağındaki çorabı gördün sen de…”

“Evet, gördüm.” Gülüyordu bunu söylerken…

“Sadece çorap yok içinde… Benim şeffaf tanga külodum var, bustiyerim var, jartiyerim var… Zevk aldığı için bize bakıyor o… Rahat ol sen… İşine bak…”

“Çok ilginç bir karı kocasınız siz…” diyerek tekrar elini bacağıma götürdü. Ayağımı kaldırıp kucağına koydu. Yavaş yavaş, fakat tutkuyla bacaklarımı okşamaya koyuldu. Çıplak ayağımın altında Kemal’in sertliğini hissedebiliyordum. Ayak parmaklarımla bastırdığımda dudaklarını ısırıp inledi,

“Ohhh… Yavaş bebeğim… Yavrunun canını yakma…. Beni de mağazanın ortasında boşaltıp pantolonumu kirlettirme, dikkat et…”

“Yavru biraz büyükçe galiba Kemal…” dedim dudaklarımı ısırarak, parmaklarımın ucuyla sikinin boyutlarını hissetmeye çalıştım. Yine inledi,

“Ohhh… Yirmi santim filan… Biraz kalınca… Ama biraz daha oynarsan boşalıp küçülecek.”

“Hadi yaa… Bizimki on santim, biliyor musun? Ama önemli değil, vibratör kullanıyoruz sevişirken…”

Kendime inanamıyordum. Ayakkabı mağazasının bir köşesinde elin tanımadığım bir yabancısına her yerimi, en kuytu yerlerime kadar sergilediğim yetmiyormuş gibi gizli kalması gereken yatak sırlarımızı da anlatıyordum. Hem de kocam biraz uzaktan bizi izlerken… İnanılmaz tahrik olmuş durumdaydım.

“Canım benim… Vibratöre gerek yok. Benim yirmi santim seni her türlü doyurur.”

“Nasıl olacak Kemal? Bu kadar insanın içindeyiz. Kocam da var üstelik…”

“Arkada bir odamız var, dinlenmek, sigara içmek için kullanıyoruz. Kocanı da merak etme bence Nil… İçinde jartiyerle gezen adamdan zarar gelmez sana bana…”

Söyledikleri güldürdü beni… Kahkaha patlattım istemeden… Kocam etrafına endişeyle bakınarak geldi, vaziyetimizi uzaktan görüyordu zaten…

“Karıcığım, ne yapıyorsun? Dikkati çekmeye başladın. Ne bu kahkahalar?”

“Canım, Kemal çok komik biri… İstemeden gülüyorum, elimde değil… Ne diyor biliyor musun?” Merakla bize baktı kocam,

“Ne diyor?”

İyice yayıldım koltukta, bacaklarımı ayırdım. İki erkek de bacaklarımın arasına bakıyordu. Onların bakışları, Kemal’in okşamaları… Islanmıştım. Deri koltuğa sızmıştı sularım… Sanki işemişim gibi ıslaktı deri…

“Arkada bir odaları varmış. Oraya gidelim diyor. Ne dersin kocacım?”

“Emin misin karıcım? Bunun dönüşü yok, bilmen gerekir.” Kemal atıldı,

“İlk defa mı deneyeceksiniz abi? Merak etme, ben sağlam adamım, sır çıkmaz benden… Daha önce de tecrübem var.” Yalvarırcasına baktım, ayağa kalkıp kocamın beline sarıldım.

“Hadi aşkım… Biliyor musun, tam yirmi santimmiş Kemal’in şeyi… Ne olur Efe… İzin ver bana… Bırak, gideyim, tadına bakayım. Sen de gel yanımıza istersen. İçin rahat olsun diye…”

Kemal’in yanında kendini canlı bahis ağırdan satıyordu piç, oysa bir an önce gitmek için can atıyordu, biliyordum. Kemal cebine davrandı hemen, bir anahtarlık çıkardı.

“Efe abi, sen önden git istersen… Şurada, dipteki kapı… Usulca çaktırmadan odaya gir, bak… İçin rahat etsin. Biz de teker teker geliriz, sen kapıyı açarsın bize…”

Efe bir ona baktı, bir bana… Sonra titreyen elleriyle uzatılan anahtarlığı aldı, dönüp arka tarafa doğru yürüdü, gitti. Kemal elimi tuttu,

“Pişman olmayacaksınız Nil… Seni mutlu ederim, merak etme canım…” diyerek elimi dudaklarına götürüp öptü. İçim bir hoş olmuştu.

“Hadi, biz de gidelim, dayanamıyorum artık…” dedim.

“Sen git, ben arkandan en son gelirim.” dedi. “Arkadaşa sigara içmeye gittiğimi söyleyeyim, haberi olsun.”

Sabırsızlıkla elimi çektim, ben de arkaya doğru geçtim. Bulutların üstünde yürür gibiydim. Kapının önüne gelince etrafıma bakındım. Kimse yoktu, Kemal bakıyordu sadece… Ona göz kırpıp kapıyı tıkladım yavaşça, açılan kapıdan içeriye süzüldüm. Kocam beni bekliyordu kapının arkasında, heyecanlıydı, sımsıkı sarıldı bana… Dudaklarımı öperken,

“Ohh… Nil… Nil… Doğru mu yapıyoruz aşkım?” diye inledi. Ben de onu öptüm,

“Aşkım, çok konuştuk bunları daha önce… Hayalini kurduk. Bırak gerçeğe dönüştürelim. Elimizdeki fırsatı kullanalım. Bizim çevremizden değil, tanımaz, etmez. Bir deneyelim. Hoşuna gitmezse bir daha yapmayız.”

Kemal gelene kadar diller döktüm kocama, öptüm, okşadım. Pantolonun kemerini, fermuarını açıp pantolonunu dizlerine indirdim. Tanga külodun üstünden sertleşmiş pipisini okşadım. Kemal kapıyı açıp içeriye girdiğinde hala o vaziyetteydik, sımsıkı sarılmış, öpüşüyorduk kocamla…

“Ooo…” dedi, parlayan meraklı gözleri kocamın alt tarafına dikilmiş bakıyor… Çoraplı bacaklarına, tanga küloduna, jartiyerine… “Siz başlamışsınız bile…”

Kocamı bıraktım, ona baktım.

“Son olarak ikna etmeye çalışıyordum Efe’yi…” dedim.

“Senin seksi iç çamaşırlarını giydiğine göre Efe ikna olmuş bile… Hele senin bu şeffaf minicik elbiseyi çırılçıplak giymene izin verdiyse… Gelsene yanıma Nil. Biz de başlayalım canım…”

“Ben bunları giyerken, karıma elbiseyi giydirirken bambaşka şeyler planlamıştım Kemal bey…” dedi kocam… Sesinde biraz kırgınlık vardı sanki… “Oyun gibi gelmişti bana… Karım teşhircilik yapacak, tahrik olacaktık. Eve gidip sevişecektik. Sen hesapta yoktun.”

Kocamın kollarından ayrılıp Kemal’in kollarına atılırken, Efe sap gibi kalakalmış, ters ters konuşuyordu. Kıskanmaya mı başladı ne? Benimse onun iç dünyasıyla uğraşacak ne sabrım, ne de vaktim vardı. Kemal’in açılan kollarının arasına girip beline sarılmış vaziyetteydim. Sinirlenerek,

“Eee… Yeter ama Efe…” dedim. “İndir bakayım şu tanga külodunu, sikini göster bize…”

Gereğinden fazla sert çıkan seslenmem karşısında bocalayan Efe dediğimi yaptı. On santimlik canavar dikilmiş vaziyetteydi önünde… Kemal şaşırmış, alaycı bir ifadeyle kocamın pipisine bakıyordu. Uzanıp dudaklarından öptüm,

“İşte zavallı kocamın, minnacık pipisi aşkım… Ben bununla idare etmeye çalışıyorum.” Kocama döndüm, “Eve gidip beni bununla sikecektin öyle mi? Şimdi seninkini görelim Kemal… Çıkar sikini ve bize göster.” dedim.

Önümde diz çöktüğünden bu yana sikinin sertleştiğini söyleyen Kemal, fermuarını açtı, canavarını dışarıya çıkardı. Dışarıda yalan söylememişti. Gerçekten yirmi santimlik bir canavar vardı önümde… Nefis bir şeydi. İrice başı, kalın ve damarlı gövdesiyle güzel bir erkeklik aleti…

“Görüyor musun kocacım? Erkek dediğin böyle olur.”

Elimi yumruk yapıp sikin gövdesiyle yan yana getirdim. Benim ince narin bileğimle aynı kalınlıktaydı Kemal’in siki… Kocama gösterdim bunu… Sonra da tuttuğum gibi, başından başlayarak dibine kadar dilimle fethetmeye başladım o güzel siki…

“Ohhh…” diye inledi Kemal… “Çok güzel bebeğim…” diyerek saçlarımdan tuttu. Ben dilimle sikinin her tarafında gezindikçe, o da uzun sarı saçlarımı parmaklarıyla tarar gibi yapıp okşuyordu sürekli… Yaladım, emdim, boğazıma kadar almaya çalıştım. Taşaklarını okşayıp yaladım.

Efe de söylenmeyi kesmiş, benim çok iyi yapmaya çalıştığım, kendisine de mükemmel uyguladığım oral seks becerilerimi izliyordu birebir… Elini sikine attı, okşamaya başladı. Bu arada, Kemal daha fazla dayanamamış olmalı ki,

“Oh, yeter bebeğim…” diyerek kollarımdan tutup kaldırmaya çalıştı beni… “Seni gördüğüm andan beri dolmaya başladım, hemen boşaltma beni…”

Ayağa kaldırdı, ıslak ağzımla dikilip ona baktım. Kolumdan tutup odanın bir köşesinde, üzerinde bir iki ayakkabı kutusu, ıvır zıvır bulunan masaya sürükledi beni…

“Domal şu masaya bebeğim…” dedi istekle… “Bacaklarını aç…”

Polislerin üst araması yapar gibi arkama geçti. Dantel elbisemin üstünden memelerimi avuçladı, sikini kalçalarıma dayadı.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Efe ile Nilin Hikayesi.-6

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Efe ile Nilin Hikayesi.-6
Nişanlım Nil’in anlattıkları beni hayretler içerisinde bırakmıştı. Bilgisayar ekranında sürekli onun yazdıklarını okuyordum. O da, en ufak bir utanması sıkılması olmadan, yaşadıklarını en ince ayrıntılarına kadar yazıyordu bana…

Tabi bunu yapmasının en önemli nedeni ona verdiğim cesaretti. O ne yaparsa yapsın onu sevmekten vazgeçmeyecektim. Her şey eski zamanda kalmıştı. Biz yepyeni, bembeyaz bir sayfa açmıştık. Nil sadece başından geçmiş kötü olayları anlatıyor, onu daha iyi tanımama yardımcı oluyordu.

Yalnız, öyle bir anlatışı vardı ki… Sanki nişanlımın başına gelen gerçek olayları değil de, baştan çıkarıcı bir porno hikaye okuyordum. Düpedüz sikim kalkmıştı anlattıklarını okurken… Benim minik sikim başını kaldırmış, taş kesilmişti. Öyle uyarılmıştım ki… Anlatmasına ara verince bunu ona itiraf etmek, yazmak zorunda hissettim kendimi,

“Nil, çok fena yaptın beni…”

“Neden Efe? Üzüldün mü?”

“Yani, ilk başta üzüldüm elbet… Ama sen anlattıkça tahrik oldum Nil… Sikim kalktı kız…”

“Hadi yaa… Gerçekten mi?”

“Yalan yok. Sen nasıl hiç bir şey saklamıyorsan, ben de senden saklamam. Ama çok kötü anlatıyorsun be sevgilim… Taşa anlatsan, taşın erkekliği kabarır inan bana…”

image
“Olanı biteni anlatıyorum tüm çıplaklığıyla işte… Ne bileyim… Ama, sanki senin de hoşuna gitmiş gibi Efe… Normalde bana yapılanlara kızıp köpürmen lazım bir erkek olarak ama… Hele birisi senin öz amcan olunca…”

“O ayrı konu tabi… Ama ne yapabilirim ki… Geçmişte kalmış bir konu… Yalnız dediğim gibi, adamı senin odanda, senin yatağında, karanlıkta amını yalarken gözümün önüne getirince ister istemez sikim sertleşiyor aşkım…”

“Güldürdün beni Efe… Demek sikin sertleşiyor ha? Bir erkeğin senin nişanlının amını yalamasından tahrik oluyorsun demek? Alemsin…”

“Elimde değil Nil… Hatta bir şey daha söyleyeyim mi? Bu gece amcamın annene ve sana yaptıklarını okurken iki kere boşaldım. Gerçek söylüyorum. Anneni mutfakta domaltıp nasıl arkadan siktiğini, senin amını nasıl yaladığını, kirli küloduna döllerini boşaltmasını öyle bir anlattın ki… Sanki ben de o anda oradaymışım gibi… Offf…”

“Ah Efe… Sen de öyle söylüyorsun ki…”

“Nasıl söylüyorum aşkım?”

“O anda yanımızda olsan durup seyretmeye can atar gibisin… Seyretmekle kalmayacaksın, otuzbir çekeceksin izlerken… Ben anlatırken otuzbir çektiğine göre, canlısını görsen neler yaparsın acaba? Hem daha bunlar ne ki? Dur bakalım, anlatacaklarım daha bitmedi.”

“Doğru, amcaoğlu da var sırada, unutmuşum.”

“Amcaoğlu var, komşu öğretim görevlisi var.”

“Yok daha neler?”

“Öyle aşkım… Ama yarını bekle… İyi geceler…”

image
Ertesi günün gecesini sabırsızlıkla bekledim. Bana anlatacağı şeylerin merakı içimi yakıyordu. Bir an önce öğrenmek için deli oluyordum. Sonunda sohbete başladık.

“Hadi Nil, meraktan öldürdün beni… Başla anlatmaya…”

“Bekle canım, bir fırt şarabımı çekeyim. Ayık kafayla anlatamam sana… Biraz çakır keyif olmayı bekledim. Nerde kalmıştım?”

“Amcam sabaha karşı odana girip sana oral seks yaptı en son…”

“Ah, evet… Orada kalmıştım değil mi? Senin yaşlı kurt amcanın beni nasıl yaladığını anlatıyordum.”

“Evet Nil… Seni yalıyordu.”

“Amcığımı yaladı Efe… İlk defa… Bir erkeğin dili ilk defa değdi amıma…”

“Hoşuna gitti mi?”

“Önce ürktüm, korktum biraz… Ama sonra… Elleri her yerimi okşadıkça… Dili ıslak ıslak gezindikçe amımda… Ilık ılık… Offf…”

image
“Offf… Nil… Zevk mi aldın aşkım? Çok mu zevk aldın? Hadi anlat…”

“Evet sevgilim… Bildiğin gibi değil… Amcan da öyle bir yalıyor ki amcığımı… Kıvrım kıvrım kıvrandım dilinin altında… Beynimde şimşekler çaktı o yaladıkça… Ölsem aklımdan çıkmaz o gece aldığım zevk…”

“Canım benim… Ben de sana öyle oral yapıcam ki… Sikimin küçük olmasının açığını öyle kapatacağım ben de… Sen iste, sabaha kadar yalarım senin amcığını ben aşkım benim… Ohhh… Kurabiye amcıklı sevgilim benim… Sulu şeftalim benim…”

“Ah kocacım, neden senin sikin o kadar küçük olmuş ki…? Hem boyu kısa, hem ince… Hiç olmazsa bir iki parmak kalın olsaydı ne iyi olurdu… Oysa amcanın siki çok iyiydi. Sen anne tarafına mı çektin nedir? Hele amca oğlununki…”

“Ahmet’in sikini de gördün mü yoksa? Nasıl yani?”

“Dedim ya, amcan da, amcanın oğlu Ahmet de azgın aile… Uçanı kaçanı kaçırmıyorlar. Babası bize gelip gittikçe oğlu da samimi oldu iyice… Birde ben üniversite sınavı için dersaneye giderken aynı sınıftaydık. Zavallı annem, senin amcaoğlu beni koruyacak, kollayacak diye seviniyordu. Oysa…

image
“Oysa? Devam et Nil…”

“Oysa bana yapmadığını bırakmadı. Gerçi karşılıklı olarak başladı olaylar… Beni evden alıyor, dersaneye otobüsle gidip geliyorduk. İlk zaman sohbeti koyulaştırdık. Birbirimize alıştık. Otobüs kalabalık, beni korumak için, başka erkekler yanaşmasın, ellemesin diye sürekli arkamda duruyor. Kollarını şöyle iki yana açıp kalkan gibi koruyor beni, kimse yanaşamıyor. Ama bu durumda ister istemez yapışık gidiyoruz inene kadar…”

“Bilirim kalabalık otobüsleri… Ben de yaptım o işi…”

“İşte, hepiniz aynısınız aslında… İlk defasında çekindi benden… Yüzünün kızardığını gördüm. Sonra sonra yaslanmaya başladı. Kaçacak yerim yok ki… Bir şey de söyleyemiyorum oğlana… Söylesem kalabalığı bahane edecek. Eh, kalçalarıma dayanınca da siki kalktı tabi… Bir sertlik arkamda…

Tam bahar mevsimi, sıcaklar yeni başlamış, açılıp saçılmışım. Kısa etek var altımda incecik kumaşı… O ince kumaştan öyle bir hissediyorum ki sertliğini… Otobüs dur kalk yaptıkça çalkalanıyoruz, o kabarık sertlik de kalçamda geziniyor her sallantıda… Düpedüz sikiyle okşuyor kalçalarımı…

Aşkım, belki beni suçluyorsun ama, inan suç bende değil… İçim bir fena oluyor, tahrik oluyorum okşandıkça… Aklıma açık saçık sahneler geliyor. Porno filmlerden sevişmeler filan… Hele senin amcanın bizim mutfakta annemin arkasına geçmiş, eteğini kaldırıp becerirken, annemin zevkle inlerken izlediğim o görüntü… Daha beter oluyorum. Oh, Efe…

image
image
“Canım benim, gayet doğal değil mi böyle şeyler hissetmen? Ergenlik çağındasın, hormonların tavan yapmış, bir de hain amcaoğlum Ahmet’in kalkmış sikiyle sana sürtünüp durması… Çok normal bence…”

“Ne kadar güvenilir illegal bahis siteleri anlayışlısın Efe… Gerçekten durumum tam da senin söylediğin gibiydi… Kasıklarım kavruluyor, içimdeki yangın alev alev bütün her yerime yayılıyor. Yanaklarımın kızardığını, dudaklarımın şiştiğini hissediyorum o anda… Gözlerim yarı kapandı, başımı biraz yan çevirip onu görmeye çalıştım.

Ahmet de benden farklı değil aslında… Benim kirpiklerimin altından baktığımı hissedince bakıştık bir an, başımı çevirdim sonra… Dizlerim titriyordu. Düşeceğim zannettim. Dizlerim bükülüp kaymaya başlamıştım ki Ahmet anladı, bir koluyla otobüsün demirine tutunurken diğer kolunu sarıp belimden tutuverdi sımsıkı… Artık tamamen kucağındaydım oğlanın…

Dersanenin durağına varana kadar o şekilde gittik. İki kaşık gibi birbirimize yapışmış vaziyette… Bütün bedeniyle, kabarık önüyle bana yaslanmış, kolunu sımsıkı sarmış, eli karnımda hafif hafif okşayarak, boynumda nefesini hissederek… Gözlerim neredeyse kapanmış…

Öyle dalmışız ki ineceğimiz durakta kalabalık dalgalanmasa son durağa kadar o şekilde gideceğiz. Son anda kalabalığı yara yara telaşla aşağıya indik. Otobüs durağının içinde öylece kaldık. Birbirimize bakamadık önce… Sonra başımı kaldırıp baktım, o da bana bakıyor. Her yerimi süzüyor. Bir şey söylemeden elini uzattı, hala titreyen elimi tuttu. Parmaklarıyla elimi sıkıp hafifçe kendine çekti.

Hiç itiraz etmeden boyun eğdim, beni kendine çekmesine, sımsıkı sarılmasına ses çıkarmadım. Başım göğsünde, birbirimize sarılmış vaziyette kaldık bir süre… Başımı kaldırıp titreyen dudaklarımla baktım yüzüne… Ahmet de başını eğdi. Dudaklarımız birbirine yaklaştı. Nerdeyse öpecekti ki, etrafta bizi izleyen insanların farkına varıp başımı çektim gülerek… Sonra birbirimize sarılarak dersaneye yürümeye başladık.

O gün nasıl geçti bilemedim. Eve dönerken yine aynı şey… Ayakta birbirimize sarılarak uzun bir otobüs yolculuğu… İndikten sonra sarmaş dolaş bir yürüyüş, sonra evin sokağına gelince ayrıldık. Birbirimize baka baka evlere girdik. Bütün gece Ahmet’i düşündüm. Onun elleri okşuyormuş gibi hayal edip kendimi okşadım yatağımda… Mastürbasyon yaptım uzun uzun…”

“Offf… Nil… Şu anda ben de aynısını yapıyorum aşkım… Sen anlattıkça sikim sertleşiyor, sikimi okşuyorum durmadan… Harikasın… Devam et nolur…”

“İşte… Sonraki günler de aynı durum devam etti. Aynı… Otobüste birbirimizi okşama, sarılıp yürüme… Başka bir şey yok… En fazla yapabildiği şey, otobüs çok kalabalık olursa, eteğimin altından elini daldırıp bacaklarımı, kasıklarımı okşuyor külodumun üstünden… O kadarı bile beni delirtiyor zevkten… Bazen orgazm bile oluyorum. Canım öyle istiyor ki onu… Fakat yapamıyoruz. Dersanenin saati belli, kaçamak mümkün değil…

Bir yere gidip sevişsin benimle istiyorum. Kimselerden çekinmeden öpüşüp koklaşalım, rahat rahat sevişelim, kollarında eriyeyim istiyorum. Babasının o gece ağzıma soktuğu sertliği oğlunda yaşayayım, ağzıma alıp tadına bakayım istiyorum. Geceleri kıvranıp duruyorum. Ama yapamıyoruz bir türlü…

Sonunda dileğim kabul oldu, ama nasıl? Bir akşam yine sarmaş dolaş eve yürürken babasıyla karşı karşıya gelmeyelim mi? Tam burun buruna, dudak dudağa nerdeyse, Ahmet’in beline sarılmış koklaşa koklaşa yürürken senin amca karşımıza çıkıverdi.

Öyle bir bakışı vardı ki bize… İster istemez ayrıldık birbirimizden… Soğuk bir selamlaşmadan sonra konuşmadan, oğluyla beraber evlerine girdiler. Ben de kendi evime girdim. Bütün gece meraktan öldüm. Babasının soğuk, ölü balık bakışları geldi hep gözümün önüne… Gece kabuslar gördüm hep…

image
Ertesi gün özenle hazırlanıp evden çıktım, otobüs durağında Ahmet’i bekledim. Bacaklarımı meydanda bırakan minicik bir şort, belimi göbeğimi açıkta bırakan incecik bir bluz, ojeli tırnaklı ayaklarımı sergileyen sandaletler…

Ama Ahmet gelmedi. Telefon açtım, eve gelmemi istedi benden… Artık dayanamaz hale gelmiş. Konuşmak istiyormuş. Evde kimse yokmuş. Oleyy diye bağırasım geldi sevinçten… Dershaneyi kursu boş verip etraftan gören var mı diye kollaya kollaya amcanın evine daldım. Aklımdan bin türlü muzur şeyler geçiriyordum. İkimiz, evde yalnız… Offf…

Daha kapının önüne geldiğim anda kapı aralandı, ben de içeriye süzüldüm. Ahmet kapının arkasında beni bekliyordu. Kapıyı kapattı. Bir an birbirimize baktık, sonra sarılıverdik. Dudaklarımı koparırcasına, eze eze öpüyordu beni… Hırsla öpüştük. Beni sımsıkı saran kolların arasında, göğüslerim onun geniş erkek göğsünde eziliyordu, nefes almaya çalışıyordum öpüşürken…

Sırtımda, belimde dolaşan elleri aşağıya indi. Kalçalarımı mıncıklayıp sıkıyor, bütün hırsıyla kendine çekiyordu. Pantolonun önündeki o her otobüse bindiğimizde arkamı okşayan kabarıklık şimdi minicik şortumun önüne baskı yapıyordu. Uzun boyluydu benden, tutup kendine iyice çekince ayak parmaklarımın üstünde yükselmek zorunda kaldım.

Sırtımı duvara yasladı, elini bir baldırıma atıp bacağımı yukarıya kaldırdı, Aynı şeyi diğer bacağıma uygulayınca bana da koala gibi oğlana bacaklarım ve kollarımla sarılmak kaldı. Birbirimizi yiyorduk adeta… Diller dudaklar birbirine karışmış, savaş yapıyorduk sanki… Bir ara öpmeyi bırakıp kulağıma nefesini bırakırken,

“Nil… Ben… Seninle sevişmek istiyorum,..” dedi. Ondan farksız değildim ki,

“Ben de…” diyebildim. “Ben de çok istiyorum Ahmet…”

Kucağına aldığı gibi içeriye götürdü, bir odanın kapısını açtı. Geniş bir yatak vardı odada, güneş ışığı kırmızı perdelerden içeriye sızıyor, odada loş bir hava yaratıyordu. Beni yatağa bırakıp öpmeye devam ederken her yerimi okşamaya başladı. Göğüslerimi, karnımı, bacaklarımı, şortumun üstünden üçgenimi… O beni okşarken, ben de ellerimi tişörtünün altından sokmuş, onun gergin karın kaslarını, göğsünü, göğsündeki kıllarını okşuyordum.

image
image
“Oh, Nil… Bu anı çok bekledim…” diye fısıldadı.

“Ben de Ahmet…” diye inledim. “Harika bir şey bu… Bayılmak üzereyim… Çok zevk alıyorum… Ohhhh…”

“Biliyorum.” dedi. Ne zaman kemerimi çözmüş, ne zaman fermuarımı açmış, çırpınmaktan farkında bile değildim ama erkeğin parmakları şortumun önünden külodumun canlı bahis siteleri içine girmişti o anda… Ve sırılsıklamdım…

“Parmaklarım bataklığın içinde sanki…” dedi. Çıkarıp burnuna götürdü, derin bir nefesle parmağını kokladı, diliyle yaladı. “Harika kokuyor canım… Amının suyu öyle nefis kokuyor ki… Hele tadı harika…”

“Yapma Ahmet…” diyebildim. “Utandırıyorsun beni…”

Cevap vermeden fermuarı açık şortumu aşağıya sıyırdı. İncecik yazlık sandaletlerim hala ayağımdaydı. Onlara dokunmadan şortumu çıkardı. Ardından üzerimdeki bluzu… Doğrulup sütyenimi çıkarmasına izin verdim, kopçasını açıp fırlattı attı. Tam bir teslimiyetle yatakta uzanıyordum. Üstümde sadece minik külodum ve sandaletlerim vardı. Boğuk bir sesle,

“Offf… Nil… Harikasın…” dedi. Gözleri baştan aşağıya, tüm vücudumda dolaşıyordu. Kıvrandım, memelerimi iki elimle kapamaya çalıştım, ellerimi tutup engel oldu.

image
“Hayır, bırak, görmek istiyorum. Her yerini…” dedi. Gözlerini benden ayırmadan ayağa kalktı, telaş etmeden yavaş hareketlerle üstünde ne varsa çıkardı attı. Az sonra çırılçıplak, önünde kalkmış erkekliğiyle yatağın yanında ayakta dikiliyordu. İçimdeki azgın Nil, oğlanın penisini daha rahat seyretmek, hatta ellemek isterken, utanıp başımı yana çevirdim.

Başımı çevirince de yatağın yanındaki gardrop aynasının farkına vardım o anda… İkimiz de çıplak, kırmızı perdelerden süzülen loş ışıkta bir porno film sahnesi gibiydi ortam… Ahmet güzel erkek gövdesiyle, önündeki sertleşmiş aletiyle çırılçıplak, ben yatakta uzanmış ayağımdaki minik külotla, bembeyaz tenimden yayılan ışıkla…

Başım yana çevrilmiş aynaya bakarken Ahmet’in üstüme eğilişini izliyordum. Eğilip bacaklarımı araladı, arasına yerleşti. Külodumu yana sıyırıp üçgenimi öpmeye, dudaklarını kasıklarımda dolaştırmaya başladı. Bir anda zevkle sarsıldım. Islak dili klitorisimi okşadığı anda ben bittim. Sarsılarak, inleye inleye orgazm oldum. Ellerimle Ahmet’in saçlarına asılıyor, başını apış arama gömmeye çalışıyordum zevkten…

image
Kendime geldiğimde başımı hafif kaldırıp baktım. Ahmet bacaklarımın arasından bana bakıyor, orgazm oluşumu izliyordu ateşli gözlerle… Parmağını ağı zevk suyumla ıslanmış küloduma takıp yavaş yavaş bacaklarımdan aşağıya sıyırdı. Sesimi çıkarmadım. Ama çok tedirgindim.

“Ahmet… Ne yapıyorsun aşkım?” dedim fısıltıyla… Gözleri bendeydi hala… Külodumu burnuna götürüp kokusunu içine çekti.

“Sen mutlu oldun Nil… Sıra bende… Seninle sevişmek istiyorum sevgilim…”

“Hayır Ahmet, yapma… İkimiz de zevk aldık işte, burada bırakalım bence… Kızım ben, biliyorsun. Kötülük yapma bana…”

“Sen zevk aldın. Ben almadım. Kötülük değil ki bu… Az önce yaşadığın zevkin katmerlisini yaşayacaksın. Ben içinde gidip gelirken zevkten çarşafları tırmalayacaksın, inan bana…”

“Ahmet, bakireyim ben, olmaz…”diye yalvarıyordum ki kapıdan gelen tok sesle irkiliverdim.

“Merak etme yavrum, bekaretini bozmadan siker o da…”

Amca yatak odasının kapısında durmuş, bize bakıyordu. İrkildim, refleksle göğüslerimi ve apış aramı kapatmaya, çıplaklığımı saklamaya çalıştım. Ahmet ise dönüp bakmamıştı bile… Gözleri hala bendeydi.

Beynimde şimşek çaktı birden… Biliyordu. Babasının evde olduğunu biliyordu piç… İhtiyar zampara da başından beri sevişirken bizi izlemişti mutlaka… Ahmet’e baktım, omuzlarını silkti,

“Babam dün akşam her şeyi anlattı Nil…” dedi. “Anneni, seni… Her şeyi biliyorum.”

image
İlk şoku atlatmıştım biraz sonra… Bakışlarım oğluyla babası arasında gidip gelirken olayı çözmeye, amaçlarını anlamaya çalışıyordum.

“Peki… Baban annemi beceriyor, beni elliyor. Sen de tavladın, yatağa attın. Sonuç ne? Ne istiyorsunuz?” Amca yatağa geldi, oğlu bir taraftayken o diğer tarafa, yanıma oturdu.

“Oğlumla bir şeyler yaşayacaksan sadece seks olacak güzelim… Öyle el ele, kol kola Leyla Mecnun ilişkisi istemiyorum, anlaşıldı mı?”

“Sen neden burdasın peki? Senin amacın ne?”

Kararmış bakışlarla baştan aşağıya süzdü beni… Elini uzatıp göğüslerimi okşadı, ben iki elimle engel olmaya çalışırken açıkta kalan üçgenimi avuçladı birdenbire, sıktı. Canım yanmıştı, bağırmak için ağzımı açtığım anda Ahmet hemen diğer yandan uzanıp ağzımı kapattı. Üstüme eğildi ihtiyar,

“Oğlumu uyardım. Annenin de, senin de nasıl azgın birer sürtük olduğunuzu anlattım. Yarı inandı, yarı inanmadı. Onu inandırabilmek için bu tezgahı kurduk. Yine de bu dişiliğinle oğlanı baştan çıkartırsın diye ben de evde kaldım. Böylece sen de oğlumdan yana bir beklenti içine girmezsin.”

“Babam az önce biz sevişirken kamerayla çekim yaptı Nil… Şehvetle benim saçlarımdan tutup amcığını yalattırırken… Beni bacaklarının arasında kıstırıp kıvrıla kıvrıla orgazm olurken… Öyle birilerine gidip bana tecavüz ettiler deme şansın yok yani…”

image
“Evet güzelim… Zaten tecavüz olayı olmayacak. Kendi isteğinle vereceksin.” derken amca eğilip bacak aramda amımı yalamaya başlamıştı bile… Bacaklarımı sıkıp engel olmaya çalışsam da gücü karşısında çaresiz kaldım. Mengene gibi elleriyle bacaklarımı tutup ikiye ayırdı, ağzını amcığıma gömdü.

Kahretsin… Kendimi tanıyamıyordum. Baba oğul, ikisi birden öyle aşağılayıcı bir konuma getirmişlerdi ki beni… Bırak zevk almayı, kendini çatıdan atsan yeridir diyeceksin. Ama alıyordum işte… Zevk alıyordum.

Onlara belli etmemek için kendimi kastım. Dudaklarım kapalı, dişlerim kenetlenmiş vaziyette öylece yattım aralarında… Ama ahh… Babasının dili bacak aramda amımı yalarken oğlu da üstten çalışmaya başlamaz mı… Ahmet iki eliyle göğüslerimi okşuyor, uçlarını yalayıp emiyordu.

Bütün vücuduma kan yürüdüğünü hissettim o andan sonra… Kasıklarım alev alev yanıyordu. Şehvet kasırgası bütün bedenimi kaplamıştı. Dudaklarım aralandı, zevkle inledim. Dudaklarıma yükselen oğlanın dudaklarını istekle karşıladım. Emişmeye başladık.

image
Boynuna sarılmış, dudaklarını emiyordum oğlanın… Elimi tutup çekti, aşağıya, kasıklarına indirdi. Avucumda taş gibi sertleşmiş erkekliği duruyordu. Parmaklarımla sıktım. Biraz sonra huşu içinde o sıcak sertliği boydan boya okşuyor, başından testislerine kadar parmaklarımla tanımaya youwin çalışıyordum.

Artık amcanın yatak odasında amcanın amımı yalarken çıkardığı şapırtılar, benim iki erkeğin arasında kalmış bedenimden yayılan zevkle çıkardığım küçük zevk çığlıkları, Ahmet’in sikini okşarken koyverdiği zevk inlemeleri duyuluyordu.

Hiç bir şey umurumda değildi. Gururmuş, aşağılanmakmış, orospunun kızı bir orospu yerine konulmakmış… Sadece zevk alıyordum. Zevk…

Amcanın dili amımda çalışırken parmaklarını akan suyumda ıslatıp ıslatıp arkamı okşamaya başlamıştı. Kaygan kaygan büzüğümde dolaşan parmakları da ayrı bir zevk veriyordu insana… Ara ara o kaygan parmaklarıyla dili yer değiştiriyor, dili aşağıya, minik deliğime inerken parmağıyla klitorisimi okşuyor, kıstırıp canımı yakıyordu. Deli ediyordu beni ihtiyar… Göt deliğimi okşayan ıslak sıcak dilin teması bitiriyordu beni… İstemsizce açılıp kapanıyordu deliğim…

“Oh, Nil… Canım benim… Götünün deliği bir şeyler istiyor yavrum…” dedi az sonra…

“Ne? Nasıl amca? Ohhhh… Çok zevk alıyorum… Devam et… Hadi…”

Islak diliyle deliğimi okşarken tükürükleyerek ıslanmasını sağlıyor, bir parmağını yalayıp ıslak ıslak o kaygan delikten içime sokuyordu. Delirtiyordu beni… Az sonra ki parmağını birden sokup çıkarmaya başladı. Kasıldım önce, sonra zevk duygusu üstün geldi. Bacaklarımı biraz daha aralayıp parmaklarını daha rahat almak istedim.

“Görüyor musun Ahmet? Senin küçük sevgilin nasıl zevke geldi oğlum… Götünün deliği açıldıkça açılıyor. Minik lale gibi götü yavrunun… Offf… Sikmem lazım bunu… Kalk canım, domal bakayım.”

Yalamayı bırakıp kalktı, beni de çevirip dizlerimin üstüne domalttı. Şimdi başım Ahmet’in kucağında, kalçalarım havaya dikilmiş vaziyetteydim. Ahmet saçlarımdan tutup sikini ağzıma vurdu bir kaç kez… Dudaklarımı araladım. Sikini ağzıma verdi. Çaresiz, yalamaya başladım oğlanın sikini…

image
Arkamda kalçalarımda soğuk bir sıvı teması hissettim o anda… Ağzımdan oğlanın sikini çıkarıp arkama baktım. Amca elindeki bir şişeden kalçalarıma, arasına, kendi sikine yağ damlatıyor, eliyle o yağı bütün kalçalarıma yayarken parmaklarıyla göt deliğimi okşuyor, yağın içime içime nüfuz etmesini sağlıyordu.

Ben arkaya bakarken sabırsızlanan Ahmet’in saçımı çekmesiyle tekrar sikini yalamaya koyuldum. Başıma gelecekleri anlamıştım. Oğlu ağzımı sikerken ihtiyar götümden sikecekti beni…Çaresiz bir boyun eğmişlik ve teslimiyetle bekledim.

Az sonra o yağlı eller kalçalarımı okşarken, penisi de benim yağlı arka deliğimi okşamaya başladı. Zevk alıyordum. Hele üstüme eğilip kaygan parmaklarıyla klitorisimle oynamaya başladığında kıvrandım. Bir yandan amımı elliyor, bir yandan sikiyle anüsüme baskı yapıyordu ihtiyar… Ben de aldığım zevk ve şehvetle oğlunun sikini ağzıma sokup çıkarıyordum.

image
Sanırım o yağın etkisiyle fazla zorlanmadım. İhtiyarın sikinin başı götümün deliğinden içeri kaydı. Büzüğümdeki sıcak etin kaygan temasıyla sarsıldım. Biraz daha, biraz daha… Milim milim içime giriyordu siki… Benim gerilen göt deliğimin baskısıyla kendimi kastığım anlarda duruyor, bekliyor, sonra alışınca tekrar devam ediyordu. Derken kasıkları kalçalarıma değdi. Siki dibine kadar götüme gömülmüştü. Gidip gelmeye başladı arkamda… Sonuna kadar çıkıyor, sonra tekrar girip aletini saplıyordu götüme…

image
Babası arkamda anal seksin zevkine varırken, diğer yandan da oğlunun siki ağzıma girip çıkıyor, dolu ağzımla, boğuk boğuk feryatlarla inliyordum. Benim feryatlarım erkekleri daha da çıldırtıyordu, farkındaydım. Öyle ki, acemi oğlan dayanamadı, başımı tutup sikine gömerken ağzıma spermlerini boşaltmaya başladı. Boğazıma dayanan siki kasılıp duruyor, avuçlarımdaki taşaklarının sıcak yükünü ağzıma boşaltıyordu.

Onun ardından arkamdan babası böğürmeye başladı. Kalçalarımdan tutup kendine çekiyor, sanki daha ileri gidebilirmiş gibi kasıklarına kasıklarına vuruyor, aleti piston gibi gidip geliyordu götümün deliğinde… O da boşalınca çıkıp kendini yatağa bıraktı. Ter içinde kalmıştı.

“Bu kadar mı?” dedim hayal kırıklığıyla… “Ben ne olacağım, böyle mi bırakacaksınız beni?”

Ahmet eğilip amımı yalamaya başladı. Babası memelerime çıktı diğer taraftan… Yine biri amcığımı yalarken, diğeri memelerimi yoğuruyor, uçlarını yalayıp emiyordu. Ben de kasılmaya başladım. Kalçalarım yatağı dövüyordu. Bağırmamak için dudaklarımı kanatırcasına ısırıyor, zevkle inliyordum. Sanki dakikalarca sürdü bu kasılmalar… Harika bir duyguydu.

“İstediğiniz oldu mu şimdi?” dedim neden sonra, sakinleştiğimde…

image
Üçümüz de çırılçıplak, ben iki erkeğin arasında yatakta uzanmış yatıyorduk. Ben doğal olarak hayatımın ilklerini yaşamıştım az önce… İlk grup seks, ilk anal seks… Amca başını çevirip dudaklarıma yanaştı, öptü. Ondan yana olan göğsümü okşarken,

“Sen de istedin bunu küçük fahişem…” dedi. “Sen de mutlu olmadın mı? Bizimle beraber sen de zevk almadın mı?”

Ses çıkaramadım. Gerek yoktu zaten, ona vereceğim yanıtı hepimiz biliyorduk. Oğlu da diğer yandan diğer mememi okşamaya başladı. Birer bacaklarını benim üstüme atmışlardı. Sıcak kasıklarını, sertliklerini iki yanımda hissedebiliyordum. Mutlulukla içimi çektim.

“İnanmıyorum size… Baba oğul, aynı yatakta, aynı kızla nasıl yapabiliyorsunuz?” diye merak ettiğim soruyu sordum. Yanıt babadan geldi,

“Bir baba olarak seksi öğretiyorum oğluma…” dedi gülerek… “Uygulamalı… İleride benim gibi tecrübeli bir sikici olacak. Eh, bal tutan parmağını yalar. Arada ben de sebepleniyorum. Benim yakışıklı oğlanın düşürdüğü senin gibi l****a yavruları sikmiş oluyorum.” Güldüm ben de,

“Beni önce sen düşürdün ama…” dedim. “O gece bizim evde nerdeyse beni sikmek üzereydin.” Eğilip dudaklarımdan öptü amca,

“Sen bambaşka bir şeysin aşkım.” dedi. “Ananın kızısın sen… Fettan, cilveli, fena bir şeysin… Şu yaşlı amcanın ömrüne ömür kattın sen…”

O gün akşam saatlerine kadar üçümüz başbaşa kaldık. Çok önem verdiğim bekaretime dokunmadan her şeyi yaptılar bana… Durmadan seviştik. Yatakta, banyoda, salonda koltukta… Bir babası sikti, bir oğlu…

image
Giyinip evden çıkarken dizlerim titriyordu. Kendimi eve zor attım. Annemin soran bakışlarına aldırmadan odama gidip sikilmekten, seks yapmaktan yorgun düşmüş bedenimi yatağa bıraktım.

İşte böyle Efecim… Senin nişanlın böyle bir kadın işte… Aramıza katılacağın aile de böyle bir aile… Ne dersin? Başımdan geçen bunca şeye rağmen, hala aynı fikirde misin? Hala benimle evlenmeye, b

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

KÜÇÜK KASABANIN KAHPESİ. 4

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

KÜÇÜK KASABANIN KAHPESİ. 4
Kocam sarhoş sızmışken, yanıbaşında seviştiğimiz o geceden sonra her zaman bir pundunu bulduk. Her fırsatta seviştik, koklaştık. Ondan ayrılmak ölüm gibi geliyordu bana… Her an, her saniye onunla olmak istiyordum. Bir yandan da etrafa karşı dikkat etmeye çalışıyorduk. Cafer kocamla samimi, can arkadaş olarak her geldiğinde ilgileniyor, kahveye çıkıyorlar, içki içiyorlar, geziyorlardı.

Kocamın kahvehane, okey oynama hastalığı bize iyi geliyordu. Gündüz vakti, sabahtan okeye oturan kocamı ekiyor, bizim eve damlıyordu hemen… Zaten çocuklar okulda, ben evde yalnızım, birbirimize dalıyorduk. Pencereden duyulan mahalledeki çocukların sesleri, komşuların çığrışları arasında tatlı tatlı sevişiyorduk Cafer’le…

Duruma göre, bazen acele, ayak üstü, kapı arkasında ayakta sikiyordu beni, eteğimi kaldırıp… Bazen vaktimiz olunca yatakta ağzımızın tadıyla sevişiyorduk. Dünyanın en mutlu insanıydım o günlerde…

Sonunda olan oldu… Bir gün öğlen vakti mutfakta ayak üstü sevişiyorduk. Mutfak bankosuna dayamıştı beni, evyenin bataryasına tutunup güç almaya çalışıyordum… Eteğimi belime sıvamış, külodumu aşağı çekmiş, fermuarını indirdiği pantolonundan çıkardığı muhteşemiyle arkamdan giriyordu.

Amımı geren sikinin verdiği zevkin yanında baş parmağını da kremleyip arka deliğime sokmuş, evire çevire arkamdan da zevk veriyordu bana… Dişlerimin arasından inleye inleye sikiliyordum, o zevke dayanmaya çalışıyordum. Dizlerim titriyordu zevkten, tutunmasam düşebilirdim.

image
“Oh allahım… Bu nasıl zevk? Oohhhh… Cafer… Caferim… Bitiriyorsun beni… Erkeğim benim… Aşkımm…”

Üstüme eğilmiş, bıyıklarını sırtımda gezdiriyordu bir yandan… Her yerime ayrı dokunuyordu piç… Keman yayı gibi titretiyordu her yerimi… Baş parmağını kökledi arka deliğime… Kıvrandım…

“Nasıl Güllüm? Hangisi daha zevkli? Yarrağım mı, parmağım mı? Ohhh… Götünün büzüğü açılıp kapanıyo oynadıkça yavrum benim… Zevk alıyosun değil mi? Hadi söyle…”

“Iıhh… Yarağın öyle zevk veriyo ki aşkım… Öldürüyorsun beni… Ama parmağın da başka sanki… Ohhh… Okşa canım… Büzüğümü okşa… Harikasın… Erkeğim benim… Immmm….”

“Kadınım… Götünün deliğini de alıştırıcam sikilmeye… Az kaldı. Ohhh… Bu güzel götüne yarrağımı sokucam aşkım… Hayalim gerçek olucak…”

“Daha değil kocam… Daha değil… Çok büyük sikin var bi tanem… Dayanamam… Yırtarsın beni aşkım… Sonra… Belki… Hadi, az kaldı erkeğim… Bitir beni… Hasan gelmeden bitir, boşalt beni…”

image
“Daha gelmez senin kocan… Kahvede parasına oynuyorlar şimdi… Ben buraya gelirken epey kaybetmişti, tekrar kazanayım diye akşama kadar kalkmaz masadan… Sen zevkine bak Güllüm…”

“Oohhh… Bakıyorum zaten… Zevkime bakıyorum erkeğim… Ohhh…. Çok zevk veriyor sikin aşkım… Yarrağın zevk veriyo… Ohhhh… Geliyorumm… Geliyorum kocammm… Hızlı… Daha hızlı… Pompala beni Caferimm… Sik beni… Aaahhhh…”

Elini uzatmış, ağzımı kapatmaya çalışıyordu. Bense ölmek üzereydim. Sikinin ucunda sara krizi geçiriyordum sanki… Kürek gibi elleriyle kalçalarımı tutmuş, hoyratça vurduruyordu amıma… Kalçalarım onun kasıklarında eziliyordu. Ben bitmek üzereyken o da boşaldı. Koca sikini sokup çıkardıkça menileri içimden fışkırıyor, bacaklarımdan aşağıya süzülüyordu.

image
Çelik kapıda dönen anahtar sesini o zaman duydum işte… Anahtar… Evden biri… Kim? Kocam mı? Zili çalar o öküz, anahtar çıkarmaz, benim gidip açmamı bekler. Bir yandan refleksle düzelmeye çalışıyorum.

Külodum ayak bileğimde, sıyrılmış, kalmış. Eğilip külodumu toplayayım derken Cafer’in kazması burnuma çarptı. Yarı sert, yeni boşalmış ama, kaçak iddaa hala bilek gibi… Kızdım o telaşla…

“Sok şunu içeriye aptal… Acele et… Hadi…”

Bu arada beynim harıl harıl çalışıyordu o anda, bilgisayar gibi… Sorular, cevaplar, tezler, antitezler… Başka? Çocuklar? Annem? Ben işteyken bazen eve gelir, çocuklara bakar, yemek yapar. Kim bu?

“Anneee…” Oğlum bu… Büyük oğlum… On yaşında… Eyvah… Ayak sesleri mutfağa yaklaşırken külodumu yukarıya çekebildim. Eteğimi indirip düzeltmeye çalıştım. Cafer’e elimle yemek masasını işaret ettim, hala kalkık sikini zaptetmeye, pantolondan içeriye sokmaya çalışıyordu.

“Masanın arkasına geç hemen…” diye hırladım. “Sakla şunu, masanın altına sakla, görmesin çocuk…” Bluzun yakasını düzeltmeye çalışırken cevap verdim oğlana,

“Burdayım… Mutfakta…” Belimi mutfak bankosuna dayayıp kapıya baktığımda oğlan içeriye giriyordu. “Bu saatte evde ne işin var senin oğlum? Hayrola?”

“Hasta oldum anne, öğretmen eve gönderdi.” dedi oğlum. Bir bana bakıyordu, bir masada oturan Cafer’e… Yadırgamıştı. Eve geliyor, evde komşu da olsa, yabancı bir amca… Bir de annesi… Baba evde yok…

“Hoş geldin Cafer amca…” derken sesinde bir kıskançlık, bir erkeklik havası vardı, hissetmiştim.

“Hoşbulduk yeğenim. Geçmiş olsun, grip mi oldun sen bakayım?”

“Hı… Ateşim var, ayakta duramıyorum.” dedi oğlan ama yüzümüze bakmıyor. Yanına gittim, sarıldım, çocuğun ateşine bakarken Cafer’le bakıştık. O da telaşlıydı benim gibi… Bir şey söylemek lazım. Evdeki erkeği normal göstermem lazım.

“Ay, baya ateşin var senin oğlum. Sana ıhlamur, nane limon kaynatayım ben. A, baban da Cafer amcanla pazardan limon falan göndermiş ne güzel… Cafer abi, versene o getirdiğin limonlardan, oğluma kaynatıvereyim hemen…” Gözlerimi devirerek limonun yerini işaret ettim versin diye, elimi sallayıp gitmesi gerektiğini anlattım. Limonu verip bir şeyler uydurdu, sonra da kaçtı.

O günü öylece atlattık. Ama günlerce korku içinde, üçbuçuk ata ata yaşadım. Olur da oğlan ağzından kaçırır mı babasına? Adam sormaz mı, ne işi vardı bu adamın bizim evde ben yokken? Çocuk inandı da, kocam yemez ki bu yalanı… Bir süre görüşmedik. Telefon üstüne telefon… Sokakta işaret etmeler, pazarda göz devirmeler… Yüz vermedim korkudan… Ödüm patlıyor.

Ama ahhh… Şu kör nefis yok mu… Özledim bana yaşattığı zevkleri… Ölüyorum hasretimden… Adama yüz vermiyorum ama, aslında ben ondan fazla istiyorum altına yatmayı… Onu içime almayı… Bana yaşattığı çılgın zevklerden tatmayı…

image
Aksi gibi sezon bittiğinden kocam da pek dışarıya gitmiyor. İzin vermişler, evde pinekliyor. Arada beni görünce azıyor, bamyasını batırıp çıkarıyor şöyle bir, sonra kahveye… Orada da Cafer’e takılıyor, kankasına… Bırakmıyor adamı, hep beraberler…

Bir yandan korkuyorum, kendimden uzaklaştırmaya çalışıyorum, bir yandan da içten içe, kaçıp gelsin, beni bir sikiversin ayak üstü, sike doyuruversin diye deli oluyorum…

Bir sabah kocam kahveye diye çıktı, beş dakika sonra kapı çalındı. Ben de küçük oğlanın karnını doyuruyorum, okula yollamak üzereyim. Açtım kapıyı, Cafer karşımda…

“İstemiyorum dedim sana… Zaten küçük evde, git şimdi… ” diyerek kapıyı kapatmak istedim, ayağını koyup engel oldu. İki yana bakınıyordu, biri görmesin diye, ben de aynı korku içindeyim zaten…

“Al beni içeriye, kapı önünde bekletme allahsız karı… Öldüm ulan sensiz… Uydur bi şeyler çocuğa… Bak, kahvaltılık falan aldım. Yeriz beraber…”

Çaresiz içeriye aldım. Çocuğa babası kahvaltılık göndermiş diyerek getirdiği gevreklerden verdim, sevindi. tipobet güvenilir mi Cafer de oturdu yanına, beraber kahvaltı yaptılar. Gözü hep bende herifin… Üstüme atlayacak nerdeyse… Ben oturup kalktıkça her yerime ayrı bakıyor. Anlaşılan çok özlemiş beni…

Ben de yataktan yeni kalkmışım. Sabahlık giymeye üşenmişim. Üstümde incecik, kırmızı bir gecelik var. Ev hali, memelerimin ucuna yakın açık göğsü, fırfırlı eteği kalçalarımın az altında… Sütyen yok içimde, meme uçlarım zaten koyu renk belli oluyor, bir de adam sikecek gibi baktıkça kabarmazlar mı? Tam tecavüzlük…

Hoşuma da gidiyor bakması, sanki altına yatırıp sikiyormuş gibi zevk alıyorum her bir yanıma baktıkça… Daha beter gösteriyorum inadına… Çay koyuyorum, eğilip memelerimi açıyorum gözlerinin önüne… Buzdolabından peynir, reçel çıkarıcam, iyice bir domalıyorum, dantel külodumun rengini, içindeki yuvarlakları gösteriyorum. O da ben de kızışmış durumdayız. Zavallı oğlumun hiç bir şeyden haberi yok, kahvaltısını yapıyor neşeyle…

Neyse, kahvaltı bitti, oğlana okul çantasını verip kapıdan uğurladım. Daha daire kapısını kapatamadan beni kapıya yasladı. Haşin tavırlarla sarıldı sımsıkı, dudaklarıma yumuldu. Adeta yiyor beni…Bastıra bastıra kapıya… Elleri her yanımda dolaşıyor, memelerimde, eteğimin altında…

“Bırak beni…” dedim en sonunda dudaklarımı kurtarıp… Nefes almaya çalışıyordum. “Görüşmeyelim artık… Çocuklar yumurtlayacak, komşular görecek, meydana çıkacak seviştiğimiz, rezil olucaz… Bırak… İstemiyorum… Ayrılalım…”

Elini geceliğimin eteğinin altına daldırdı hiç beni dinlemiyordu bile… Dantel külodum incecik zaten, bir hamlede koparırcasına dizlerime indirdi külodumu… Fermuarını açmış hangi ara, baltasını çıkarmış, apış arama sokuverdi aletini…

Amım sırılsıklam ıslanmış zevkten, o da beni dinlemiyor ki… Ben adama “istemiyorum seni, ayrılalım” derken, benim kahpe amcığım su içinde kalmış, gel gir diyor adama…

Uzun aletini ıslak apış aramda keman yayı gibi sürtüp dururken, eğilip memelerime yumuldu. Geceliğin göğsünü iki yana açmış, memelerime bıyıklarını sürtüyor, uçlarını kemiriyordu. Saçlarından tutup başını çekmeye, içimde şimşekler çaktıran meme uçlarımdaki dudaklarından kurtulmaya çalışıyorum ama ne fayda… Vantuz gibi yapışmış.

Ohhh… Zaten benim de kurtulmaya niyetim yok ya… Yine de deniyorum, inlemelerimin arasında, meramımı anlatmaya çalışıyorum azgın köpeğe… Benim orospu beni dinlemiyor, belki onun siki dinler, yola gelir, bırakır beni…

“Ohhhh… Yapma Cafer… Yapma… Kaç defa anlattım. Yakalanıcaz diyorum sana..”

“Yapma diyosun ama, amcığın öyle demiyo Güllü hanım… Suların akıyor bacaklarından aşağı, haberin yok…”

“Akar tabi kitapsız… Her yerimi mıncıklıyorsun. Ne memelerim kaldı, ne kukum kaldı ellenmedik… O sikini hangi kadına sürtsen suyu akar.. Offf… Yapma dedim… Bırak… Bırak… Aaahhh…”

Ah diye bağırdım sonunda… Bacağımın birini kaldırıp sikini içime sokuvermişti çünkü… Hart diye girmişti koca yarak… Düşmemek için boynuna sarılmak zorunda kaldım. Çelik kapıya dayanan sırtım buz gibi, bacaklarımın arasında bir kor parçası… Sokup çıkarıyor durmadan, acımasızca… Benim gözler kaymaya başladı zevkten, her zaman olduğu gibi…

“Bırakayım mı ha? İstemiyor musun? Zevk almıyor musun? Çıkarayım mı sikimi? Söyle…” diye hırıldıyordu kulağımın dibinde…

“İs… İstemiyorum… Ohhhh… İstemiyorum işte…”

Mırıldanırken boynuna sımsıkı sarılmışım kene gibi… Ellerimi beline sardım. Kurtulamaz, sikini çıkaramaz içimden… Çıkarmadı ama, durdu. Aleti içimde, hareket etmiyor.

“Sikmicem güvenilir bahis ulan seni… Madem istemiyorsun, sikmicem orospu…”

Aptallaşıp kaldım. O zevkin devam etmesi için ölebilirim o anda… Ne demek sikmemek…? Bu kez ben kalçalarımı oynatmaya başladım. İzin vermiyor, kapıya bastırdı iyice, milim oynatamıyorum. Kalıınlığı içimde, öylece, hareketsiz…

“Yapma” diye omuzunu ısırdım. Canı yandı ama aldırmadı. “Bırakma… Lütfen… Devam et… Hadi…”

“Yalvar ulan kahpe… Sikmem için yalvar amına koduğumun kahpesi… Amına koymam için yalvar…” Gözlerimden yaş akmaya başlamıştı, yalvardım,

“N’olur… Devam et… Sik beni… Amıma koy benim… Erkeğim… Hadi… Pompala beni… Hadi aşkım… Lütfen… Sikini yediğim… Öldür beni zevkten… Hadi… Sikk… Sik ulan, sik beni…”

“Bana siktirceksin yalnız… Kocan olacak pezevenge vermiyeceksin… Bu amcığa benden başkası koymayacak. Bir daha beni yalvartmayacaksın kapında orospu… Anlaşıldı mı?”

“Tamam… Her şeye tamam… Söz…Hadi diyorum sana… Devam et… Sik beni aşkım… Senden başkası sikemez artık beni… Kocam bile… Hadi bir tanem… Yalvartma daha fazla, üzme beni bebeğim…”

Bir ayağım yerde, bir ayağım havadaydı o ana kadar… İki bacağımı alıp kucakladı beni, kaldırdı. Boynuna asılı, çengeli dibime kadar amıma girmiş vaziyette, kucağında hoplatmaya başladı. Evin içinde yürümeye başladı. Kucağında sike sike yatak odasına gitti, yatağa yatırıp sikmeye devam etti bacaklarımın arasında… Dizlerinin üstünde duruyor, V şeklindeki bacaklarımın arasında kendine çekip bırakıyor, o şekilde sikiyordu beni… Üstümdeki geceliği de tutup yırtarak çıkardı. Vurdukça memelerim bıngıl bıngıl oynuyordu.

“Oh, allahım… Ohhh… Bu nasıl zevk? Ölüyorumm anacımm… Mmmm… Geçir erkeğim… Sik beni aşkım… Ooohhh…”

Bağırta bağırta sikti beni Cafer… Yarağının altında zevkten öldürdü dakikalar boyu… Mahvoldum… Sonunda içime boşaldığında ben ikinciyi bitirmiştim bile…

Yan yana yatakta yattık biraz… Kendime gelmeye çalıştım. Erkeğim zıplayıp kalkmış, giyinmeye başlamıştı bile… Ben de kalktım, sabahlığımı giyip kapıya gittik. Kapının arkasında dudaklarımı kemirdi, amımı avuçlayıp sıktı.

“Sözünü unutma” diyerek son kez hatırlattı.

Önce ben kapıdan başımı uzatıp etrafa bakındım, kimseyi göremeyince Cafer çıktı. Yarım aralık kapının arasından tekrar dudaklarımı öptü, bıraktı. Ben kapıdan bakarken o sessizce merdivenlerin başına gelmişti. Tam o anda karşı dairenin kapısı açıldı, Müzeyyen hanım… Dedikodu kumkuması karı… Lanet…

“Günaydın komşu…” dedi iğneli bir sesle… Bir bana baktı, saç baş dağılmış, sabahlığın yakasını çekiştiriyorum, memelerin yarısı, bacaklar meydanda… Bir merdivenlerde kaybolan Cafer’e baktı… Saniyeler içinde kaybolan erkeğimi görmüştü çoktan… Soğuk bir sesle,

“Günaydın” dedim ben de, kapıyı suratına kapattım.

Gidip kendimi yatağa attım. Dışarıya çıkıp kendini gösterene kadar, kapının dürbününden olduğu gibi seyretmiştir mutlaka bizi… Kapının önünde öpüşürken, Cafer beni mıncıklarken… Off… Bir parça zevk alabilmek, mutluluğu tadabilmek için hep bunu mu yaşayacaktım ben? Korkuyla… Ürkerek… Çekinerek… Yeter artık…

Kalktım, Cafer’i aradım. Durumu anlattım ona… Ağlıyordum sürekli… Hıçkıra hıçkıra…

“Aşkım… Senin evden çıktığını, kapının önünde yaptıklarımızı, her şeyi görmüştür mutlaka… Herkese anlatır bu kadın bizi… Aklıma gelen başıma geldi işte…” Sustum, hıçkırıyordum telefonda… “Sensiz yapamam ben Cafer…” dedim sonunda… “Sen olmadan ölürüm…” Bir an sessizlik oldu… Düşünüyordu besbelli…

“Kaçalım…” dedi sonunda… “Bir iki parça bir şey al yanına… Kimliğini al… Bana gel… Sikeyim anasını… Ben de sensiz yapamam… Dünya umurumda değil Güllü… Bırak gel bana… Gidelim buralardan…”

“Nasıl yani?” Gitmek mi? Çocuklar, benimkiler, onunkiler? Karısı? Benim kocam? Çevremiz… Bu kadar mı kolaydı bırakıp gitmek?

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Balıkesirden Evli Sevgilim Ve Ben – 1

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ass

Balıkesirden Evli Sevgilim Ve Ben – 1
Slm Ben onur Balıkesirde yasiyorum 37 yasında evli biriyim Biliyorum evli birinin arayis icinde olmasi hic hos birsey degil ama evli olupta hayatinda bircok eksiklik olan kisiler beni cok iyi anlayacaklardir. Guzel bir sosyal cevre aile ve iliskiler olmasina ragmen dısaridan cok mutlu gorunmeme ragmen icimde yanginlar vardi cinsel hayatimiz cogu evlilikte oldugu gibi cok sıradan sanki gorev gibi yapılan birsey olmustu hani evliyim yapmaliyim yapalim bitsin tarzinda tabiki kabul etmek gerekir erkek yada kadin farketmez her insanin sekse bakıs acisi hayatindaki onemi farklidir kimi icin birinci siradayken kimi icinse olmasada olur seklindedir bizim evliligimizde bu sekildeydi . Zamanla ne kadar ugrastıysamda bu durumu degistiremedim .
İnternet ve bilgisayarla birlikte bende bazi arayislar icine girdim Sosyal medya sayesinde bir hanimla tanıstım ismi hulya idi (tabiki gercek ismini yazmiyorum ) Hulya benim gibi evli 43 yasında 163 boy 73 kilo balıketli hos bir hanimdi cok guzel oldugu soylenemez bircok insan icin ama zaten benim icin fiziksel guzellikten daha onemli olan hissetmek uyusmak tenine dokunabilmek daha onemlisi ruhuna dokunabilmek .Hulya ile onceleri havadan sudan sohbetler ediyorduk daha sonra birbirimize guvendikce daha ozel konulardan konusmaya basladik . Hulyada benim gibi ilgisizlikten sikilmis doya doya cinsellige ac biriydi esiyle erken yasta evlenmis kaba saba bir adamla bir omur geciriyordu esinin kendisinin isteklerine arzularina asla onem vermedigini zoraki bir evlilik surdurdugunu soyluyordu.aslinda cinselligi cok sevdigini doya doya fantezilerle birlikte sevismek istedigini doymak doyurmak istedigini belirtiyordu Artik hemen hergun internetten birbirimizle sohbet ediyor fantezilerimizden isteklerimizden konusuyorduk .Sehrimizin kucuk bahis şirketleri bir sehir olmasinden ve ikimizinde evli olmasi cekindigimiz korktugumuz cok sey olmasindan dolayi bulusmak istesekte cok cesaret edemiyorduk.
Zamanla birbirimizi tanıdık ve guvendik artık yazısmalarimiz yetmiyor birbirimizi deli gibi arzuluyor ama ikimizde hayatımıza bir zarar gelmeden kırmadan dokmeden birşeyler yasamak konusunda anlastık.Hulya ile kamerada sohbet edip birbirimizi tatmin ediyorduk ama artik yetmiyordu o benim vucudumu ben onun vucudunu defalarca gormustuk bulusmadan once belki size garip gelecek ama cok degisik bir olay yasadik tatlari kokuları cok severim cinsellikte icine girip cıkmak degil saatlerce opmek yalamak dilimle doymak doyurmak isterim Hulyaya sik sıik amini yalamak istiyorum kokunu istiyorum derdim ve birgun onu kilodunu bana vermesi konusunda ikna ettim 3 gun boyunca aynı kilodu giymesini istedim ve bu 3 gun boyunca musait oldugumuzda karsilikli olmadigimizda beni dusunerek masturbasyon yapacak onun o guzel amcıgının kokusu tadi kilodunun uzerine sinecekti Gorusecegimiz gun yine kamera actik onu nasil sikmek istedigimi konusurken hulyada kilodunun uzerinden amini parmakliyordu zatan bir iki gundur ayni kilodu giydiginden ve o an cok azmis sekilde karsilikli konusmalarimizdan kiloduundaki islakligi kameradan gorebiliyordum Oda Bende kameradan iccamasirimiza bosaldik ve simdi hic gorusmedigim hulya ile camasirlarimizi degis tokus edecektik bu dusunce hulyayi cıldırtıyordu kocasi onunla dogru duzgun sevismezken bir erkegin kendisinin kirli kilodunu amcıgını kokusunu tadini deli gibi arzulamasi onu cok tahrik ediyordu Esiyle sadece msiyoner pozisyonda sikistiklerini esinin birakin amini yalamayi goguslerini bile opmedigini soyluyordu Neyse kamerada bosaldiktan sonra camasirlarimizi bahis siteleri cikarip yanimiza alacak ve balikesirdeki bir giyim magazasında 1-2 dakika gorusecek ve camasirlarimizi birbirimize verecektik 1 saat sonra bulusmak uzere ayrldik bu fantezi sebebiyle bosalmis olmama ragmen inanin aletim hic inmedi arabama binim bulusma yerine gidince sikimi saklamak zorunda kaldim alısveris magazasina girip onu kıyafetlere bakarken gordugumde heyecandan olecek gibiydim oda beni gordu yuzu hafif kızarmıs ama o kadar istekli bakiyordu ki anlatamama sabah saatleri oldugundan magazalar tenha idi elime bir kazak alip giyinme kabinlerine dogru yurudum beni takip etti kabinin onunde ben elimdeki poseti ona oda bana verdi ayrılacagimizi sanirken bekle diye isaret ettim ve kabine girdim en dipteki kabinde pantalonumu cıkardim boxer imdan aletim con net gorunuyordu Hulya kabinin onunde bekliyordu sanki kocasi yakini kıyafet deniyor oda bekliyor gibi magazanin tenhaligindan cesaret alarak kabinin kapısını araladim beni sadece oradaki hulya gorebiliyordu onun getirdigi poseti alarak actim beyaz kilodunu elime aldim hulya heyecan icinde beni izliyordu hulyanin biraz once bosaldigi sırılsiklam olmus kilodunu onun gozelrinin icine bakarak burnuma goturdum amcıgının degdigi ıslattıgı agını doya doya kokladim bir elimde kilodu vardi bir elimlede gorebilecegi sekilde sikimi boxer imdan cikardim yay gibi fırladi saniyorum oradan damarlarini bile gorebiliyordu kocasindan baska kimseyle olmamis simdiye kadar cinsellikten dogru durust zevk bile almamis hulya simdi yabanci bir adamin biraz once kendi uzerinden cikan kilodu koklayarak sikini sivazlamasini izliyordu amciginin muhtesem kokusunu içime cekiyor deli gibi sikimi oksuyordum dilimi klodundaki islakliga surdum tadi muthisti Hulya canlı bahis iceri dalmamak icin kendini zor tutuyordu dudaklarini islatip kemiriyordu kapali biriydi ama daha fazla dayanamayıp sadece bir kac saniyeligine elini onune attıgını gordum ama korkarak cekti ortamdaki atesi inanin size anlatamam bende onu iceri cekip deli gibi sikmemek icin kendimi zor tutuyordum kilodu burnumda 3-5 dakika sonra deli gibi kasilmaya basladim hulya izliyordu ve deli gibi sarsilarak bosaldim sanki hic bitmeyecek gibi dollerim kabindeki aynaya carpıyor ben sarsilarak bosaliyordum hulyada sanki kendinden gecer gibi beni izliyordu sonra kabinin kapisini kapatip orayı temizledim ve onun kilodunu laarak ciktim ama Hulya disarida degildi Eve gelip hemen internete gectim hulya bir sure sonra nete geldi kamera actik sen delisin diyordu Benim amcigimi koklaman dilinle tadina bakman ve o kadar sertlesmis olman beni cildirtti diyordu neden beklemedigini sordugumda artik dayanacak gucunun kalmadigini ve bir an once eve gidip bosalamk istedigi icin kosar adim ayrildigini anlatti esiyle sikisirken bile o magazadaki olanlardan aldigi zevk kadar bir zevk almadigini ve gozlerimde esinin gozlerinde 20 yildir gormedigi atesi ve arzulamayi gordugunu soyledi Eve gelince oda benim bosalmıs oldugum kilodu koklayarak neredeyse kendine dokunmadan bosalmıs sarsilarak Biliyorum hikayem uzun oldu ama inanin bu kadar degil Hulya ile boyle birşey yasadiktan sonra artik gorusmemiz kacinilmaz olmustu onuda bir sonraki hikayemde anlatacagim eger begeni gelirse 🙂 benim instagram adresm : onurblksr10 isterseniz oradan mesaj atabilirsiniz eklemenize gerek yok yada [email protected] adresine mail atarsaniz donus yaparim Balikesirden heryastan Kadinlardan mesaj bekliyorum biliyorum cekindiginiz korktugunuz bircok sey var ama inanin bende sizin gibiyim taniyin guveneceksiniz denemekle ne kaybedersiniz Baska sehirlerden arkadas olmak sohbet etmek isteyenler olursa bekliyorum Bu yasadıgım ve yazdigim fantazilerin sadece kucuk bir kısmı gozlerimden sizi ne kadar arzuladigimi gormek istemezmisiniz

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Neslinin orta yaş bunalımı part two

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Neslinin orta yaş bunalımı part two
Ofisinden hızlı ve kararlı çıktım ama eve nasıl gittim hatırlamıyorum. Acele ile bir duş. Kadınlığımın içinde ufak bir sızı. Vücudum da herhangi bir iz var mı diye panikle kontrol ettim. Yok. Sadece kadınlığımın dış dudakları tahriş olmuş gibi. Penisi kocamdan uzun ve kalındı onun etkisi galiba. Nasıl içime aldım acımadı mı hatırlamıyordum. Her şey yarım saat içinde olup bitmişti. Bütün gece uyuyamadım içimde garip bir sıkıntı. Kızlara bile paylaşmadığım en büyük sırrımdı. Kocama iyi geceler bile diyemedim. Aynı şey bir iki gece daha devam etti. Aklım hep o ofiste yaptıklarımın pişmanlığında. Her şey o kadar hızlıca olup bitti ki. Dur demek istemedim mi bilmiyorum. O gece ve ertesi günlerde Adnan Bey’in attığı mesajlara cevap vermedim. Bir öğle saati her bunalan kadın gibi gidip saçlarımı boyattım. Cumartesi gecesi koca yine dışarıda geç geldi. Yatarken bana sarılıp penisini geniş kalçalarıma değdirdi. Geldiğini duyduğum halde uyuma numarası yaptım. Sanki bana dokunursa her şeyi anlayacak korkusundaydım.

Saçma sapan sıkıntılı rüyalar gördüğümden pazar sabahı ter içinde erkenden kalktım. Duşa girdim çıktım. Çıkar çıkmaz kocam elimden tutup yatağa çekti. Tamamen soyunmuş, sabah sertliği penisi dimdik. Üzerimde sadece çamaşırlarım. Çocuk uyanır diye biraz nazlandım. O zaman çabuk halledelim diye kafasını kadınlığıma gömdü. Hızlı sevişmelerimizde beni nasıl hazırlayacağını çok iyi bilir. Aşağıda biraz zaman geçirmesi bir kaç dil darbesi ıslanmam için fazla bile. Söylenerek prezervatifi geçirip içime kaydı. Bir iki aydır diyetteydim ve doğum kontrol hapı kullanmadım. Hiç sevmez prezervatifi. Biraz misyoner sonrası yan çevirip aradan girecek ve bir mememin ucunu sıkarken kalçamı okşayacak boşalacağım. Aynı şey oldu. Benim boşalmam sonrası o da kendini tutmayı bıraktı ve bir iki sert darbe ile yükünü içime yani prezervatife boşalttı. Kalkıp penisinden bu sefer oldukça doldurduğu prezervatifi çıkartırken Adnan Bey’in penisi ile karşılaştırdım içimde hiç bir sıkıntı duymadan.

Bir hafta daha aynı geçti. Pazartesi işte aylak aylak otururken Adnan Bey aradı. Arama alışkanlığı pek yok, sadece mesajlaşırdık. Ama durumumuz farklı bir noktadaydı. Odamın kapısını kapattım. Neden görüşmüyoruz dedi. Kafam karışık dedim. Benim de dedi. On gündür aklımda sadece sen varsın ve yıllardır aklımda olanların yarım saate sıkışmaması lazımdı. Lütfen bir gününü ayır bana. Kapatmam lazım dedim. Adam doğrudan bütün gün sevişelim dedi. Ayça’yı aradım olanları baştan sona anlattım. Önce vay şıllık dedi sonraki cevabı şaşırtmadı. Yarım saatte onları yaptı ise kaçırma. Betül’ü de aradım. Çığlık çığlığa şaşırarak dinledi. Gitme dedi o da tahmin ettiğim gibi. Beş dakika sonra geri aradı. Nasıldı dedi aleti. Anlattım. Uzun ve kalınca. Bak şimdi kararsız kaldım dedi.

Sekreterinden çok utandım o gün diye mesaj attım. Sonra fark ettim ki sanki ofis harici bir yer olsun gibi bir mesaj oldu. Çarşambam boş sabah seni iş yerinin oradan alabilirim akşam da oraya bırakırım. Tamam dedim sadece.

İki gün aptal gibi dolaştım. Kızlar ilk sevişmeyi niye hemen anlatmadım diye sıkıştırdılar. Şimdi düşününce ilk sevişmemiz zaman sıkıntısı ve çekingenlikten birbirimize doğru düzgün dokunamadan acele ile hedefe ulaşma sevişmesi idi. Aramızda yıllar boyu ördüğümüz duvarı ortadan kaldırma çabası içindeydik belki de. İkimiz için de doyurucu ama tadı damağımızda kalan birbirimizin vücudunu bile tanıyamadan biten bir sevişme.

Çarşamba sabahı kocayı çocuğu gönderip giyinirken kızlardan telefon yağdı. Ortak karar günlük iş kıyafetlerimden vazgeçmemem biraz diz üstü bir etek, hafif dekolteli bir gömlek. İçime ne giyeceğim en büyük tartışmayı çıkardı ve Ayça’nın seçimi kazandı. Ortayaşlıyız vücudunu derli toplu gösterir hem de bir defada çıkar. Geçen sene alıp bir kere giydiğim gereksiz pahalı tek parça bir body. Üzerime koyu renk bir gömlek ve altıma biraz diz üstü etek. Benimse aklımda hala ne yapıyorsun kızım sorusu.

Saat on gibi mesajı geldi. Onbeş dakikaya oradayım diye. Ne acelesi var? Gerdek gecemdeki gibi heyecanlıydım. Elimdeki kahveyi masaya döktüm. Apar topar makyajımı kontrol edip camdan geldiği yolu kontrol etmeye başladım. Arabasını gördüğüm de aşağı inip atladım içine. Yine yanak yanağa bir öpüşme. Yoldan bana da kahve almış. Sanki ofisindeki sevişmemiz hiç yaşanmamış gibi her zamanki sohbetimize başlıyoruz. O sakin akıllı yöneticim ben aynı haşarı kız. Saçlarımın yeni rengine övgüler, karısına İstanbul’a gidiyorum deyip nasıl İzmir’de maça gittiği gibi çocukca bir kaçamak anısı. Kahkahalar ile güldük. Çevre yoluna çıkınca sordum.Nereye gidiyoruz? Bir evim var. Stüdyo. Ooo garsoniyer mi dedim. Yok valla gelen ilk kadın olacaksın. En yakın arkadaşım ile maç, viski, puro ve inanmazsın play station evimiz. Yirmi beş dakikada canlı bahis siteleri Ankara’nın biraz dışında yeni yapılmış bir sitenin kapalı otoparkında idik.

Eve doğru asansörü çıkarken ve içeri girerken bile aynı sohbet sürdü. Sanki evli bir çift olağan bir şekilde evlerine yürüyordu. Ev gerçekten dediği gibi dev bir TV karşısında iki tane geniş koltuk, play station, ortada yarısı boş viski şişeleri, puro kutusu. Aç mısın diyerek açık mutfak tarafına geçti. Hayır deyince şarap ve viskiyi gösterdi şarabı seçtim. Yüksek mutfak sandalyelerinde ilk kadehi aynı muhabbet ile bitirdik. İkinci kadehleri koyarken ben bozdum sessizliği. Ne olacak yaşadıklarımız. Çok düşündüm sözümü kesme lütfen her şeyi anlatmak istiyorum dedi. Üç dört yıldır karısı ile nasıl benim kocam ile yaşadığım evliliğe benzer bir duruma geldiğini, karısı ile paylaştığı en ufak bir heyecan bile kalmadığı, arada yaşadığı kaçamakların nasıl içine sinmediğini, iki sene önce ortak bir arkadaşımızın düğününde karşılaştığımızdan beri nasıl hayallerini süslediğimi hatta bazen beni düşünerek karısı ile seviştiğini anlattı. Hiç bir işi olmamasına rağmen beni görmek için öğle yemeği bahaneleri uydurduğunu. Bunu nasıl sürdürebiliriz ki dedim. İkimizin de bitiremeyeceği evlilikleri varken. Sen belirle dedi. Ayda bir haftada bir ben seninle olmak için her şeyi ayarlarım. Beraber olmaktan kastımı ne olur yanlış anlama. Bir kadın ile beraber sinemaya gitmeyi birbirimize kıyafet seçmeyi bile özledim. Yeter ki hayır deme bana.

Elimi tuttu, o gün ofiste hayır desen kendimi atardım galiba camdan. Ayağa kalkıp önüme geldi eğilip alt dudağımı emdi. Bir eli bacağımı okşadı. Cevabını bekliyorum dedi. Sinemaya sonra da gidebiliriz diye düşündüm. Beni bu kadar isteyen ve bunu bu kadar güzel anlatan bir adamı hemen istiyordum. Geçen sefer elbisem kırış kırış olmuştu bana izin verir misin dedim. Banyoya geçtim. Üzerimdekileri çıkartıp tek parça çamaşırım ile kaldım. Dışarı çıktığımda salon karanlıktı ve diğer tek odanın kapısı açıktı. Klasik stüdyo evin yatak odası, geniş bir tek yatak yarım aynalı bir dolap. Yatağın kenarına oturmuş siyah iç çamaşırlı zayıf yakışıklı orta yaşlı bir adam.

Çok güzelsin. Şimdi zaman sıkıntımız da yok dedi. Ellerimden beni kendine çekip eğdi o otururken biraz öpüştük. Sonra belime sarılıp geri doğru yatınca ben üstte o altta öpüşmeye devam ettik. Zayıf ince vücudu kaslı. Parfüm kokusu vücudunun bir parçası olmuş. Elleri kalçalarımın üstünde. Düğündeki o kıyafeti tekrar giysene bir gün benim için. O geceden beri bu kalçalarda aklım. Biraz kalçalarımı sıkarak okşuyor, sonra elleri boynumu kavrayıp kafamı bastırıyor.. Dilimi dudakları ile yakaladı sonra ben onun dilini. Elleri boynumdan sırtıma indi aynı anda tek parça çamaşırımın askıları da omuzlarıma düştü. Yuvarlandık o üstte şimdi. Çamaşırımı çekip çıkarttı. Ayça haklı tek parça kolaylık. O da çıplak şimdi. Yan yana dudaklarımı öperken bir eli göbeğimin üstünden kadınlığıma indi. Vücudumu öğrenme isteğinde. Eli ilk defa kadınlığıma değdi. Dudakları ise boynumdan göğüslerime. İnce daima bakımlı parmakları dış dudaklarımın üzerinde daireler çizdi. Yavaş yavaş ezberlemek ister gibi. İstemdışı bacaklarımı sıktım. Tekrar araladı eli ile tek parmağı bızırım ile girişim arasında gidip geldi ve sakince çok az içime girdi. Dudakları ise göğsüm boynum ve dudaklarım arasında gezmekte. Tamamen edilgenim tüm kontrolümü o devir almış durumda. Parmağı daha fazla girmekte içime. Göğüs uçlarımı dillerken çok nazik bir kedinin dili gibi hızlı hızlı. Gitgide derinlerime inen parmağı içimde gezdikçe ben bacaklarımı sıktım. Devam etse bu şekilde boşabilirdim. Tekrar bacaklarımı aralayarak üstümde parmağı dışarda. Uzun kalınca penisini sürttü dışardan. Yavaş geçen canım yandı. Aklımı kaybetmemek için kendimi zor tutmuştum. Pardon dedi. Islattığı parmaklarını erkekliğinin başına sürttü. Umduğumdan sert ve sıcak. Sopa sertliğinde erkekliğini iyice şişen ıslanan kadınlığımın yarığında gezdirdi. Bacaklarımı katlayıp iyice açtı girişimi. Aşağıya baktım. Şişik başı gövdesinden biraz koyu ama açık renk bir penis. Ofisteki karambolde canım bu yüzden yandı demek. Dümdüz kalınca erkekliğinin baş kısmı bombeli. Başını soktu girişimdeki gerginlikle içimdeki hafif baskı bir biriyle yarıştı, gerisi gelecek diye hazırlanırken çıkardı. Tekrar dışından kadınlığımın üzerinde gezdirdi. Islaklığıma bulandı. Tekrar başını soktu. Genişledim resmen. İçime yavaşça girdi. Ne bu darlık hanımefendi dedi. Çok da sıcaksınız. Evet kocam da zor girerdi ilk yıllarımızda. Ufak tefek olmanın avantajı.

Sonra gıdım gıdım kadınlığımın iç dudaklarını içe doğru eze eze yerleşti içime. Dur biraz dedim. Sanki kadınlığımın kalıbı çıkartılıyordu. Bombeli başı kadınlığımın sınırlarına bastırdı, içimde boşluk bırakmamış uzun gövdesinin bir youwin iki santimi hala dışarda. Bir iki gitgelden sonra dışarda da bir şey kalmadı. Bacaklarımı beline doladı ve hızlandı. Dizlerinin üzerinden üzerime yattı. Hiç konuşmuyorduk. Boy farkı nedeniyle başımı tutmuş boynuna bastırmış ben de boynunu öpüyor emiyordum. Kalçalarımız yapışmış tamamı içimde kıvranıyorduk aslında. Arada kollarının üzerinde doğruluyor yarıya kadar sokup çıkartarak tempo değiştiriyordu. Belimden gelen elektrik vücudumu birazdan çarpacak ve dakikalardır süren ilk pozisyonda birazdan boşalacaktım. Kıvranmalarımdan ve vajinamın titremesinden anladı. Geliyor musun dedi. Evet diye inleyebildim inlemekten daha çok nefes fışkırdı boğazımdan.Yine dizlerinin üzerine doğrularak iki bacağımı iki yana açtı.Yavaş yavaş girerek çırpınmalarımı seyretti. Kendimi kaybetmek üzereyken çıktı içimden. İki bacağım iki yana açıkken kadınlığımın girişi daha kapanmamışken aniden dudakları kadınlığıma kapandı. Yaşadığım şok ve zevk ile zıpladım, bir yandan bacaklarımı kapatmaya çalıştım. Mümkün değil. İki bacağım iki eli ile ayrılmış. Kocam istediği zamanlar önce biraz diller sonra kıvama getirince içime girerdi. Bununki tam tersi hem de tam boşalmak üzereyken. Birbirimizin vücuduna ilk sınırsız saldırışımızdı bu. Dili kapanmamış kadınlığıma gömülüp oradan yukarı aşağı hareketlerine başladı. Sakin yumuşacık. Sinekkaydı traşlı yumuşacık yanakları bacakarama değiyor dili ise az evvel göğüs uçlarıma yaptığını yapıyordu. Hafif hafif içimde geziyor bazen arka deliğime kadar inip yeniden içime giriyordu. Ucu ile bızırıma bastırınca kendi çığlığımı durdurmak için ağzımı kapadım. Gözleri ile beni izleyip devam etti aynı sakinlik ile kadınlığımı yemeğe. Ben çığlıklar ile boşalır çırpınırken elleri göğüslerimde dili içimde idi.
Bitmedi boşalmam ilk şiddetli dalga içim ile arka deliğim arasında gezen dilin darbeleri, kadınlığıma soktuğu tek parmak ve sıkılan göğüs ucumdan bir daha yükseldi. Çığlıklarım için ağzımı kapattığım ellerim başını iteklemeye uğraştı. Zorla öpe öpe ayrıldı kadınlığımdan ve dillediği arka deliğimden. Beni seyretmesinden utanıp yan döndüm. Bacaklarımı kapayınca titremelerimin hafif hafif sürdüğünü fark ettim. Ölüm gibi yaşadığım tüm güzel anlar gözümün önünden geçti. En uzun süreli en tükenmeyen orgazmımdı yaşadığım. Gelip arkadan sarılıp bir elini kalçamın üzerine koydu. İnmemiş erkekliğini bacağıma sürterek elindeki prezervatifi açmaya çalıştı. Gerek yok takmana ama bir dakika nefesleneyim dedim. Ayağa kalkıp prezervatifi ceketinin cebine koydu tekrar. Ayakta iken ince vücuduna ait değilmiş gibi duran uzun kalınca penisi pırıl pırıl dimdikdi. Yan döndüğümde ortaya iyice çıkmış vücuduma göre iri kalçalarımı okşadı. Hiç pozisyonumu bozmadan arkama uzanıp dizlerinin üzerinde kaydı içime. Çok sıcaksın. Genç olsaydım on saniye dayanamazdım herhalde. Tamamı giremiyordu içime ama kalınlığı ve kalçalarımı okşaması kaldığım yerden devam ettirdi kısa kesintili inlemelerimi. Kendini biraz aşağı kaydırdı uzandı. Beni tam yan çevirip sert sert girmeye başladı içime. Her defasında daha derine. Bir eli sırtımı bir eli kalçamı okşuyordu. Çok güzel çok güzel kalçaların diye sayıklıyordu. Her sert girişinde içimde bekleyip penisini kalça hareketleri ile gezdiriyor, çıkarken eli kalçama arka deliğime baskı yapıyordu. Yan yana yatar hale gelip bir elini önden bacak arama soktu ve parmağı bızırımı buldu. Yapışmıştık birbirimize. Sıkışık kalçalarımdan ve giriş yönünden penisi yarıya kadar içime girip çıkıyordu ama şişkin kafası ve bızırımdaki parmağı bir kadının isteyeceğinden çok fazla idi. Ahh ahh çok dar bağırmasını içime fışkıran sıcaklık takip etti. Daha derine girmek için arkadan ittiriyor ilk defa kontrolünü kaybeden parmakları kadınlığımın girişini eziyordu. İçimdeki döllerin gittiği yolu sıcaklıklarından takip edebilirdim. Boşalması biterken bile durmadı. İyi ki de durmadı.Gözlerimden yanaklarıma inen yaşlar ile titreyen karnımı seyrettim. Az önceki orgazmım gibi içimden boşalan sulardan tedirgin oldum. Hiç olmadığı kadar fazla. Rahatlatıcı ama yorucu. Kafamı gömdüğüm yastığı ısırarak orgazm dalgalarının bitmesini bekledim.

Sertliği yavaş yavaş azalan penisi içimden çıkarken arkadan sarılmayı sürdürdü. Kocam gibi hayvanlaşmadan sakin sakin sevişip iki müthiş orgazm yaşatmıştı. Yüzümü döndüm dudaklarımız buluştu tekrar. Dudaklarında kadınlığımın kokusu tadı. Omzuna kafamı koyup sakinledim. Yemek siparişi vereyim deyip kalktı mutfağa geçti, içeriden seçenekleri saydı. Siparişi verip banyoya girdi çok kalmayıp çıktı. Üzerinde bir şort ve penye. Yemekten sonra devam edeceğiz yani. Sana bir şeyler aldım dün gece. Ev içi için bir şort ve gömlek umarım beğenirsin.

O odadan çıkınca banyoya girdim. Saatlerdir koşmuş gibi zor yürüdüm. Makyajım dağılmış. youwin giriş Saçlarımı ıslatmadan içimdeki döllerini, bacakaramdan neredeyse dizlerime inen ıslaklığımı yıkadım. Ilık su canlandırdı vücudumu. Poşeti açılmamış penye şortu giymeden iç çamaşırı aradım ama tek parça çamaşırım olmaz ki şimdi çantama bir külot atmalıymışım. Penye şort tam oldu. Üzerine aldığı gömlek pijama da. Mutfağa döndüğümde sofrayı kurmuş birer kadeh şarap doldurmuştu bile. Çantamı kapıp tekrar banyoya döndüm. Çantamdakiler ile makyajımı biraz düzelttim.

Deri büyük kanepeye yan yana oturarak yine her zamankinden farksız öğle yemeklerimizden birini yedik. Eşlerimizden anlamsızca gizlediğimiz ufak tefek şeylere güldük. Asıl gizlediğimiz konuya az evvel yaşadıklarımıza değinmeden. Şişenin sonuna geldiğimizde yenisini açayım mı diye sordu. Yok dedim uyuyakalmak istemem. Ne güzel olur günlerce yanımda kalmanı isterdim dedi.

Sessizlik oldu. Bu sefer ben bozdum sessizliği. Aklında bir yer vardır senin. Bodrum yapalım bir iki hafta sonra sen ne zaman nasıl bir zaman yaratırsan uyarım. Bunu derken şortunun içindeki erkekliği kıpırdanmaya başlamıştı bile. Elimdeki kadehi bırakıp kucağına oturdum. Onun elindeki kadehi de alıp dudaklarına yapıştım.Öpüşmemiz sürerken gömleğimin düğmelerini çözdü ben çekiştirerek penyesini çıkardım. Bu sefer ikimizin de acelesi var gibi saldırmıştık birbirimize. Şortumun içine giren elleri bu sefer acıtarak kalçalarımı avuçladı. Bunları morartmamak için kendimi zor tuttum dedi. Yine sertçe göğüslerime saldırdı. Elimi aşağıya atıp şortunu çekiştirdim ben de. Erkekliği tekrar sertleşmiş. Sıcak, kaygan derisi içinde sertliği taşlaşmış ve evet kesinlikle kocamdan kalın. Küçük ellerimle ancak sarıyorum çevresini. Penisini elime alınca göğüslerime saldırmayı bırakıp kendini geri attı. Ne istediğini anlayacak kadar sevişmiştim kocamla. Ayağa kalktım. Önleri açık gömleği ve şortumu çıkardım ve önüne diz çöktüm. Yatak odasında bana yaşattıklarına teşekkür etme zamanıydı. Erkekliğinin bombeli başını ağzına aldım. Tertemiz sabun kokuyor. Kadife derisini dilimle tanımaya çalıştım. İki elim ile bacaklarının arasını okşamaya başladım. Nesli durma sakın diye kıvrandı. Bir elim ile erkekliğinin gövdesini tuttum diğer elim ile torbalarını. Çevresi kısa kıllar ile kaplı bombeli başı ile hala ağzımın içinde oynuyordum. Yavaş yavaş yarıya kadar ağzıma sokup çıkarmaya başladım. Kocam bir iki kere istemeden ağzıma fışkırmıştı veya bana öyle söylemişti. Adnan Bey’in hiç çıkmasını istemiyordum ağzımdan. Ama o durmamı sağladı. Yavaş yavaş diyerek kollarımdan tutup kucağına çekti. Belli ki bugünkü son sevişmemizi bu şekilde bitirmek istemiyordu. Dikilmiş parlayan penisi üzerine kadınlığımı denk getirdim. Islak olmama şaşarak yavaşça bıraktım kendimi. Dudaklarıma yapıştı tekrar ve kalçalarımı bastırdı kendine doğru. Az önce okşadığım torbaları kasıklarıma yapıştı. Penisinin tamamı içimde iken bombeli başının değdiği yer gözlerimi yaşartıyordu. Kadınlığımın derinliği ve genişliği artmıştı sanki. Kalçalarıma geçirdiği elleri ile beni kucağında zıplatmaya başladı. Her bırakışında uzun penisi kadınlığımın en dibini vuruyor. Zevk ve hafif bir ağrı ile zıplıyordum tekrar.

Zıplamalar ter içinde bırakmışken beni durdu arkanı dön diyerek kanepeye doğru ters çevirdi. Ayakta arkamda iken ben kanepenin arkasına tutunmuş önünde domalmış haldeyim. Bu kalçalar gerçek olmayacak kadar güzel diyerek tek sert bir hamle ile içime yerleşti. İki elim ile kanepeden güç aldım. İki eli ile kalçamı okşarken sabit bir hızla içime girip çıkmaya başladı. Bodrum da bunları mosmor yapacağım. Adnan Bey eksik yaptığın işlerin cezasını verecek sana diyerek acı vermeyen küçük tokatlar atmaya başladı kalçalarıma. Beraber çalıştığımız gençlik günlerimiz geldi aklıma. Belki o zaman işte bize kızarken aklından kalçalarımı tokatlayarak bana sahip olmak geçiyordu. Şimdi arkadan içime girerken odada kalçalarımızın birbirine çarpan sesini dinliyordum.

Sağ elinin başparmağı kadınlığımı ve arka deliğimi okşamaya başladı. Kalınca uzun erkekliği boşluk bıraksa sanki o da kadınlığıma girecekti. Baş parmağı şimdi daha çok arka deliğimin üzerindeydi içine girmeden masaj yapar gibi. Kocam hiç istemedi ben de teklif etmedim. Bakire sevişmelerimizde üniversitedeki erkek arkadaşım kocamdan ince erkekliği ile bir kere sokmuş ne olduğunu anlayamadan on saniyede boşalmıştı. Belime sarılıp daha sert ve hızlı girmeye başladı. Parmakları göbeğime batıyordu. İşte böyle Nesli devam et. Boşalma sinyallerimi almıştı. Kadınlığımın içi, içindeki kalın penisin elverdiği kadar kasılmaya başlamıştı, karnımdaki titreşimler ile benim için oyunun sonu geldi. Köküne kadar yerleşip beni bekledi. Çık lütfen dememe aldırış etmeden sadece bir iki kere gidip gelebildi. Bacaklarımdan süzülen sularıma döllerinin karışması fazla zaman almadı. İçimden çıktığında ikimiz de birer yana devrildik.

Telaşla hazırlanıp çıktık. Kızlar dörder beşer kere aramış. Bodrum’a gideceğiz bir bahane yaratın bana diyerek cevap yazdım diğer sorularına cevap vermeden.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bodrumdaki Unutulmaz Seks Deneyimim

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Bodrumdaki Unutulmaz Seks Deneyimim
Bodrumdaki tatilimin dördüncü günüydü. Sabah denize girdikden sonra akşam saat 23.00 gibi arkadaşlarımla güzel bir gece kulübü gittik. Arkadaşlarım çok eğleniyordu fakat ben onların eğlencesine ayak uyduramadığım için mekandan erken ayrılarak otele dönmek üzere arabama bindim ve otele geldim. Saat 00.20 gibi otele vardığım. Benim odam ek binada olduğu için Otelin içinden değil arka tarafından giriş katta balkonu olan bir odadan geçerek odama çıkılabiliyordu.

Odama çıkarken gözüme ilginç bir detay takıldı ve önünden geçtiğim odanın balkonunda esmer bir rus kızı kendiyle oynuyordu ben yanından geçtiğim zaman biraz irkilir gibi oldu ve toparlandı. Aklıma takılmıştı bir kere 2,3 dakika sonra tekrar yalandan odanın önünden sessizce geçtim ve gördüğüm doğruydu, kız eteğini yukarı sıvamış ve mastürbasyon yapıyordu. Tekrar önünden geçtim yine aynı tepki ile toparlanır gibi yaptı. bahis siteleri İleriye yürüdüm ve ne yapmam gerektiğini düşündüm. Eğer hala ayn yerinde otuyorsa gidip onunla ilişikiye girmek için hamlede bulunacaktım.

Cesaretimi toparladım ve odasının önüne gittim. Kız yanına gittim ve kız bana donuk bir şekilde bakıyordu dizlerimin üstüne çöktim ve içdeki kırmızı iç çamaşırını yavaşça çıkardım. Bana rusça birşeyler söyledi fakat anlamadığımdan aynen devam etti. Bir anlık şehvetle onu yalamaya başladım ve zevkden delirir gibi “No no no” diye inlemeye başladı kısa bir zaman geçmemişti ki şiddetli bir şekilde titremeye başladı beni durdurmasına rağmen ben devam ettim artık inleler çığlıklara dönüşünce onu odasına çektim. Pantalonumu açtı ve gırlağına kadar delirmişcesine bana sakso çekmeye başladı. Bir süre sonra birbirmizi tamamen soyduk ve ben bunu domaltarak hızlı hızlı sikmeye başladım. Belinde perabet güvenilir mi çok tatlı duran gamzeleri vardı ve ben gaza geldikçe götünü tokatlanıyordum. Bir an içine boşaldım ve yanına doğru uzandım. Hiç birşey konuşmadan 15 dakika bana sarılarak yattıkdan ben doyamamıştım bunu sırt üstü yatırarak sırtında dudaklarımı gezdirmeye başladım neredeyse dudağım ile değmediğim hiç bir nokta kalmamıştı ve benim sikimde sertleşmiş tekrar sikmemi bekliyordu. Beni sırt üstü yatırdı ve sikimi biraz yaladıkdan sonra üstümde hoplamaya başladı ben üzerimde gidip gelirken elimle amcığını okşuyorken bu tekrar boşaldı ve hemen arkasında bende içine boşaldım. İkimizde tir tir tirerken gidip gelmeye çalışıyorduk artık zevkin ve hazzın zirvesindeydik. Saate baktımda sabaha karşı 05.00 gelirken ben odama gitmek üzere hazırlanırken kapının diz çöktü ve tekrar şehvetlice bana sakso çekmeye başladı tipobet sikim yine dimdik olmuştu ve bunu ayak domaltarak tekrar sikmeye başladım amı o kadar ıslaktı ki soktuğum gibi o daracık amına gidip geliyordum. Teni resmen çiçek gibiydi ve sikmeye doyamıyordum. Bu seferki biraz uzun sürmüştü ve terden bitmiştim ikimizde o kadar terlemiştik ki üzerimizden terler akıyor ve ara ara titremeler yaşıyordu. Daha önce hiç bu kadar çok ve sık boşalan bir kadın görmemiştim kadın tam bir seks delisi olduğu zaten belliydi tekrar içine boşaldım. Boşaldıkdan sonra odama uyumak üzere gittim. Neden onunla birlikte yatmadığımı bilmiyorum ama bir an odama gitmek istedim.

Uyandığımda o çılgın gece hala aklımda, sikim ise sızlıyordu. Odasının önünden geçtiğimde oda boşalmıştı anladığım kadarıya son günüydü. Bana unutulmaz bir gece yaşatmıştı. İki kelime bile konuşmamış adını bile bilmediğim bir bu kadın ara ara hep aklıma gelir… Tek kelime ile unutulmaz bir tecrübeydi… Esmer ince belli ve iri dik göğüslü tam bir rus bombasıydı. Otelden isminine ulaştım VK, gibi sitelerden ulaşmaya çalışsamda bir daha asla irtibat kuramadık. Ama eminimki o geceyi asla unutmayacağım

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

%100 Gerçek Ensest Anilarım Bolum: 31 FINAL!

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

%100 Gerçek Ensest Anilarım Bolum: 31 FINAL!
Artık askerlik bitmiş, muş ktm de son günlerimi sayıyordum. Ben askerdeyken her şey yolunda gitmedi. En başta Özge yengem ailesinin aracılığı ile evlendi ve ailesi ile birlikte Afyona taşındı. Artık Özge yengem bizde yaşamıyordu, yaşayamazdı da.

Artık elimiz de ne ev, ne para hiçbir şey kalmamıştı. Sadece benim karamamba dan elimde kalan az bir miktar para vardı. Evdekiler benim yolumu gözlüyordu. Taşınacaktık, İzmir de yaşamayacaktık artık. Bilmediğim, görmediğim bir memlekete, Aydın’a gidecektik. Çiftlikte hayvanları zehirlediler ve öldürdüler. Bu yüzden her şey tersine döndü. Artık çiftlikte elimizde kalmamış, sattığımızda borçları anca karşılamıştı. Özge yengem arkamızda, önümüzde sürünüp, rezil olmaktansa, evlenip ayrılmayı tercih etmiş, bir kez daha bana kazık atmıştı. Ferhat, canım gibi sevdiğim kardeşimin mezarına gitmeyi düşünüyordum. Aklımda o vardı sadece, ne Özge’nin evlenmesi, nede ailemin tamamen batması umurumda değildi. Ktm de son günümdü, öğlene doğru muş havaalanına gittik, bir otobüs dolusu asker, herkesin gideceği yer Ankara, oradan sonrası aktarma ve illere dağılacaktık. Tek başıma sap sap uzunca bekleyişin ardından uçağım gelmiş, karakol dışında ilk kez bir alana ayak basıyordum. Askerlerin olmadığı bir alana. Ankara’ya indiğimizde de tek kalmıştım. İzmir uçağının geleceği kapıya gittim oturdum, pencereden uçaklara bakıyordum. Uzaklardan ses duydum;

– Hacı gülle, aloow hacı gülle, len kuzeyin oğlu!

Gözlerimle çevreme bakınıyordum Zeki’nin sesiydi bu. Gördüğümde gözlerime inanamadım. Cılız, sıska çocuk, hayvan gibi kilo almış kas yapmış.

– Yok artık Zeki!
– He benim!
– Kardeşim benim ne arıyorsun lan burada?
– İzmir’e gidecem amına koyayım aynı anda mı aldık la teskereyi!
– Valla öyle olmuş, olmuş da sana ne olmuş böyle?
– Ne olmuş hacı gülle? Ne oldu ki?
– Hayvan gibi olmuşsun oğlum!
– He ya şiştim, spor yapınca da böyle oldu, götümüzden kan aldılar oğlum. Sana spor yapıyoruz dediğimde sen taşşaklarımı yayıyorum diyordun. Bak sen zayıflamışsın, kaslar patates olmuş, şimdi senden güçlüyüm!

Gerçekten de yiyip içip yatmıştım askerlik boyunca, nöbet dışında, dışarıya bile çıkmamıştım karakoldan.

– Haklısın Zeki öyle oldu.
– Siktir et hacı gülle toparlarsın kendini ne olacak. İyi olmuşum ama değil mi?

Karşımızda sarışın uzun boylu bir kız vardı, Zeki’yi kesiyordu sürekli. Zeki de bunun farkına varmış kıza laf attı;

– Hişt kız sarı, ne haber? Nereye gidiyon?

Kız boş gözlerle Zeki’yi dinliyordu. Zeki kalkıp kızın yanına gitti oturdu, kolunu kızın omzuna attı konuşmaya devam etti;

– Nereye gidiyon nereye? İzmir’e gidiyorsan rehberin olayım turlatayım seni!

Kız yabancı dilde bir şeyler diyordu Zeki’ye ve omzunda olan Zeki’nin kolunu tutup çekti, kalkıp gitti.

– Zeki ne oldu kanka?
– Aman bırak kanka yabancı çıktı kaşar dilini anlamıyom. Vala gudu, vala gudu konuşuyo.

Zeki’ye bakıp gülüyordum. Yanıma tekrar oturdu, dizime vurdu;

– Zaman ne çabuk geçti değil mi be hacı gülle?
– Gel bir de bana sor nasıl geçti amına koyayım!
– Sorun mu var la?
– Uzun hikaye.

O ara uçak için anons yapıldı, kapılar açılmış yolcu alımına başlanmıştı. Zeki tekrar dizime vurdu;

– Kalk gidek amına koyayım evimi özledim.
– Al benden de o kadar.

Uçağa bindiğimizde Zeki ileride oturuyor, dört koltuk gerisinde ben oturuyordum. Yanımda orta yaşlarda, kumral bir kadın oturuyordu. Müsaade isteyip cam kenarına yerime geçmek istedim. Cam kenarında oturmak için rica etti, izin verdim ortaya ben geçtim. Yanımda ki koltuğa da bir genç kız gelip oturdu. Alıcı gözle bakamadan kalktı ve kabin memurunun yanına gitti. Elimde ki bileti inceliyor, eve gidince ne yapacağımı düşünüyordum. Bir yandan taşınacak olmamız, okuyamayacak olmam, Özge’nin evlenip ailesi ile Afyona gitmesi. Düşündükçe başıma ağrılar giriyordu.

Yolcular uçağı doldurmuş, kalkış için hazırlanıyorduk. Genç kız tekrar gözüktü, bana doğru, koltuğuna geliyordu. Gözlerimi ona dikmiş süzüyordum. Kız muhteşem güzellikte, tatlılıktaydı. Siyah, hafif yırtmaçlı bir elbisesi vardı üzerinde. Saçları kızıldı. Omuzlarından süzülüyor, dalgalanıyordu saçları. Orta boylu, fiziği çok düzgündü. Göğüsleri dik, büyük değillerdi. Elbise vücuduna yapışmış, tüm vücut hatlarını meydana çıkartıyordu. Gülümseyerek yanıma oturdu. Yüzüne bakıp bende ona gülümsedim. Başımı ondan çevirdim, aşağıya eğdim ve biletimi inceliyordum. Hostes gerekli konuşmaları yapıyor, hiç dinlemiyordum. O güzel kız üzerime eğildiğinde, saçlarının muhteşem kokusu burnumu okşuyordu. O kokuyla uyandım ve kızın yüzüne baktım. Üstüme eğilmiş, kemerin ucunu tutuyor, üstümden bağlıyordu. Tepki vermeden onu izledim. Yüzüme bakıp tekrar güldü;

– Çok dalgınsın dinlemiyorsun hostesi.
– Ah evet farkında değildim.
– Güvenlik önemli bende hostesim, ve yolcular beni umursamadığında kırılıyorum gerçekten.
– Yok gerçekten umursamamak değil, askerlik yeni bitti de kafam karışık sadece.
– Aa öyle mi çok sevindim. Hayırlı teskereler. Rüya ben.

Elini bana uzatıyordu. Gözlerinden, gözlerimi çektim ve elimde ki bilet ile elimi uzattım;

– Pardon bileti şuraya koyayım, Kuzey bende memnun oldum Rüya.
– Bende memnun oldum Kuzey. İzmir’de yaşıyorsun sanırım?
– Evet İzmir’liyim. Sen?
– Ne güzel, ben Muş’ta doğdum ama İzmir’de büyüdüm. İşim gereği de her yere gidiyorum.
– Dünyayı geziyorsun yani?
– Yok şimdilik sadece Türkiye sınırlarını.
– Peki neden bu koltuktasın?
– Babamın cenazesi vardı. Onun için buraya geldim.

Gözlerim dolmuş, yutkunamıyordum. Ağzımdan birkaç kelime döküldü sadece;

– Ferhat.
– Efendim?
– Başın sağ olsun. Benimde en yakın arkadaşım, askere geleceğimiz gün vefat etti.
– Senin de başın sağ olsun. Çok üzüldüm.
– Dostlar sağ olsun baban neden vefat etti?
– Kanserdi, uzun zamandır hastaydı, dayanamadı artık güvenilir casino vücudu.
– Anladım üzüldüm gerçekten anlıyorum seni.

Sanki asker arkadaşımmış gibi ellerimi bacaklarına atıp okşadım;

– Ya çok affedersin, uzun zamandır bir bayanla konuşmadığım için asker arkadaşım gibi tepki verdim.

Rüya yüzüme bakıp gülüyordu. Bacaklarından çektiğim eli tekrar bacağına koydu ve elimi tutuyordu;

– Sorun değil, tanıştığımıza memnun oldum. Bir hafta İzmir’de olacağım. Biliyorum askerden yeni çıktın, belki birlikte bir şeyler içebiliriz. Hem kafa dağıtırız ikimizde.

Kız o kadar tatlıydı ki, suratını iki avcumla tutup, o dudaklarını yemek istiyordum. Zaten askerlikten beri kız eli değmemiş elime, çadırı kurmuşum, bıraksalar yanımda duran, teyzeyi sikeceğim. Kızın yüzüne bakıp gülümsedim bende.

– Tabii ki, görüşelim mutlaka.
– Süper.

Omzuma sarılmıştı, sanki kız yıllardır tanıyormuş beni gibi rahattı. Hostes servis için yanıma geldiğinde, utandım nedense ve ellerimi bacaklarından çekip, kendi bacaklarımın üstüne koydum. İçecek bir kahve aldım, tam kahvemi içiyordum, birkaç yudum aldım. Tekrar ağzıma götürdüğümde, yanda ki teyzenin kolu bana çarptı ve kahve üstüme döküldü. O kadar sıcak değildi, yada ben hissetmiyordum bilmiyorum. Göğsüme ve bacak aralarıma döküldü. Teyze panikledi;

– Ay yavrum yandın ya pardon!

Rüya elinde ki kolayı hemen önünde ki masaya koydu ve çantasından peçete alıp göğsümü siliyor, tişörtümü tutup çekiyordu;

– Of yandın mı?
– Hayır ya yok bir şeyim!
– Nasıl yok ya yarım bardaktan fazla kahveyi döktün üstüne kalk bir buz alalım.
– Gerçekten ben iyiyim!
– Bekle, al sil üzerini.

Bolca peçete verdi, yanda ki teyze de eline ıslak mendil almış, sikimin üstünü sileceğim diye ovalayıp duruyor. Zaten rüya çadırı kurdurmuş, “teyze arada kaynayacan amına koyayım” gibi bakıyordum kadına. Elinden ıslak mendili alıp kendim silmeye başladım. Rüya yanında buz torbası ile geldi. Tişörtümün içine elini soktu ve soğuk buz torbasını koydu.

– Oovv üşüdüm, buz gibiymiş!

Yüzüme bakıp gülüyordu. Yanıma oturdu, elleri hala tişörtümün içinde, vücuduma değiyor mu? değmiyor mu? hissetmiyordum ki! Gözlerimin içine öyle bir bakışı vardı ki, yanıyordu resmen. Gözlerinden alev çıkıyor, o kiraz gibi dudakları “öp beni” diye haykırıyordu. Yanıma iyice yanaştı ve göğüsleri koluma temas etti, irkildim ve kolumu göğüslerinden çektim. Kendi kendime; “ne yapıyorsun amına koyduğumun salağı? Bırak değsin kolun kızın memelerine! Neden çekiyorsun? Ya ne amcık, göt herifsin, böyle miydin ulan sen? Şuan kızı uçağın tuvaletinde sikmen lazımdı?” rüyanın sesiyle irkildim;

– Kuzey, kuzey! Elim üşüdü sen tutmak ister misin biraz?

Üşür tabi amına koyayım. Kolumu memelerinden çekersem üşürsün. Ne salaksın lan Kuzey!

– Tabii teşekkür ederim Rüya!

Rüya’nın suratı asıldı, kolasını yudumladı. Rüya’dan müsaade istedim ve yukarıya astığım sırt çantamı yanıma aldım. İçinden tişört çıkartacaktım.

– Rüya tişörtü giyebileceğim bir alan var mı?
– Evet tuvalette giyebilirsin.
– Nerede acaba?
– Gel ben götüreyim seni.

Elimden tutup çekti koltuktan. Kız çok ilgiliydi bana karşı, hoşuma gidiyordu. Uçağın tuvaletine gittim, tişörtümü ve pantolonumu çıkarttım. Göğsüm kızarmıştı, gerçekten yanmıştım ama canım yanmıyordu. Aynada göğsümü inceledim ve pantolonumu, tişörtümü değiştirip çıktım. Kapıda Rüya beni bekliyordu;

– Daha şık oldun!
– Ahaha öyle mi? Teşekkür ederim.
– Evet, hadi yerimize geçelim gelmek üzereyiz.

O önden gidiyor, sallanana kalçasını arkasından izliyordum. Yerimize geçip oturduk, kemerimi yine o takmıştı. Bu sefer elleri karnımın üzerinde daha çok oyalanmıştı. Yüzüne baktığımda, çadırı kurmuş sikime bakıyordu. Bacak arama baktığımda ben aleti kaldırmış, düzeltmeden direk oturmuştum. Elimle üstünü kapattığımda Rüya gülüyordu. Uçak inişe geçiyordu, koltuğa yapışmıştım. Uçağın tekerlekleri yere değdiğinde, kemeri çözmüştüm. Çantamı kucağıma bastım, perona girmesini bekliyordum. Artık inmek için hazırdık. Ayaklandık, rüya beni bekliyordu. Zeki yanıma geldi;

– Hadi hacı gülle.

Rüya şaşkın gözlerle bana bakıyordu.

– Arkadaşın mı?

Zeki araya girdi;

– Yok görümcesi.
– Görümce?

Gülüyordum;

– Ulan Zeki askerlik bitti hala öğrenemedin. Devre ulan Devre. Zeki hem okuldan arkadaşım, hem devrem.
– Aa öyle mi memnun oldum bende Rüya!

Zeki Rüyanın elinden sıktı ama insanlar geliyordu. Rüya’nın beline elimi attım ve ittirdim;

– Hadi dışarıda sohbet edersiniz, insanlar sizi bekliyor.

Rüya’nın belinden kolumu çektim, o önden gidiyordu. Zeki kolumdan çekip bana yaklaştı;

– Ulan çakal! Hangi ara düşürdün bu hatunu?
– Ne bileyim lan oturuyorduk sohbet konuyu aştı tanıştık işte.
– Sende gözü var bu karının, kolla götü.
– Len yürü hadi.
– Kankito!
– Efendim Zeki.
– Ferhat’ın mezarına gideceğim, gelecek misin?
– İlk oraya gideceğim zaten.
– Adamsın lan daşşanı yirim.
– Oğlum sus duyan olacak, yanlış anlayacaklar lan!
– He doğru dedin, kız seni nonoş sanacak hacı gülle.
– İnsan hiç mi değişmez amına koyayım?
– Ne oldu ki? Neden öyle dedin şimdi? Anlamadım ne oldu ki?

Rüya aşağıda bizi bekliyordu. Yanına gittim.

– Nereye gideceksin şimdi?
– Eve siz?
– Ferhat’ın mezarına.
– Gelebilirim istersen, hem dua ederim bir işim yok benim.
– Tabii buyur gel.

Koluma girmişti, Zeki arkamızdan, ağzını büküyor, eliyle işaretler yapıyor gülüyordu. Rüya ona dönüp baktığında hiçbir şey yokmuş gibi arkamızdan geliyordu. Üçümüz bir taksiye bindik ve Ferhat’ın mezarına gidiyorduk. Yolda Zeki saçmalıyor, Rüya’nın kafasını sikiyordu. Neyse ki gelmişti Mezarlığa.

Zeki;

– Kanki, çok kötü oluyorum lan.
– Bende kanka.

Rüya koluma girmiş, etrafı süzüyordu. Ferhat’ın mezarının başına gittiğimizde, başında ve ayaklarında tahta yoktu. Mezarı’nı yaptırmıştı ailesi. Gözlerimden yaşlar süzülmeye canlı bahis başladı. Mezarının baş ucunu okşadım ve üçümüz dua ettik. Baş ucuna çömeldim. Arkamda rüya elleriyle omzumu tutuyordu. Zeki çantasını açtı;

– Evine hoş geldin hacı gülle, kusura bakma bir sene seni yanımda tuttum. Malum askere gidemedin kanka ne yapayım be? Biz giderken seni burada bırakamazdım ya hacı gülle. Hadi iyisin iyi, bak taş gibi kız da getirdik başına. Len bana bak o tarafta hurileri dört koluna alıp bana gülüyorsan valla yanına gelir tokatlarım seni.

Zeki’yi izliyorduk. Zeki’nin o hareketleri karşısında ayağa kalktım ve rüya ile yüz yüze geldik. Rüya’da göz yaşlarını tutamamış Zeki’nin çantasından çıkarttığı büyük bir şişe kumu ferhat’ın mezarına boşaltmasını izliyordu.

Zeki;

– Hadi uyu artık, rahatsın bitti askerlik kanka. Hayırlı teskereler kardeşim.

Zeki ağlıyordu. Boynundan çıkarttığı künyesini, mezar taşının baş ucuna bıraktı. Çantasından çıkarttığı bir taş suyu mezarına döktü ve ağlayarak konuşuyordu;

– Rahat uyu kardeşim. Biliyorum geri gelmeyeceksin, biliyorum belki bizi duymuyorsun bile. Çok özledim seni kardeşim. Her gece sana sarılıp uyudum askerde, komutanlardan sakladım seni. Kızdılar, dayak yedim ama ben seni sakladım kardeşim. En ufak toprağını bırakmadım orada merak etme. Döküldü evet düşürdüm evet, ama ben yerden kaldırdım seni hacı gülle.

Zeki çömeldiği yerden kalktı ve bana sarıldı. Rüya göz yaşlarına boğulmuş, bizi izliyordu. Zeki ye sarılarak ağladım. Mezarlıktan çıkıyorduk;

Zeki;

– Ben gidiyorum hacı gülle.
– Nereye oğlum gel bize gidelim önce.
– Yok kanka sonra, evimi özledim lan. Evimde rahat rahat patır kütür, çatır, çutur sıçmak istiyorum.

Ağlayan Rüya gülmeye başladı.

Zeki;

– Gülme valla rahat sıçmayı özledim. Hadi görüşürüz hacı gülleler.

Zeki ile tekrar tokalaştık ve sarıldık. O gitmişti. Geldiğimiz taksiye bindik;

– Rüya sen nereye gideceksin?
– Eve geçerim bende numaranı ver istersen kayıt edeyim.
– Tabii al kayıt et. Numarayı söyledim.
– Tamam çaldırdım seni.
– İstersen bize gel. Yani bize gel sonra gidersin dinlen bir şeyler iç.
– Askerden yeni geldin. Ailenle hasret gider. Bol bol bir şeyler içeriz.
– Peki nasıl istersen.
– Numaralarımı aldık nasılsa ararım mutlaka seni.
– Bekliyorum aramanı.

Evime gelmiştim, Rüya taksinin içinde el salladı ve gitti. Eve gidip kapıyı çaldım. Kapı açıldığında sanki beni Özge karşılayacak gibi geliyordu. Özge evlendi evleneli bir kere bile konuşmamıştık. Askerde dahi aramamıştı beni. Aysel yengem ile sadece arada sohbet ediyorduk, seks konuşmuyorduk bile. Yakalanmaktan korkuyordu. Anlayacağınız Elizabeth bitirdim askerliği.

Kapı açıldığında babam çıktı, boynuma sarıldı. annem arkadan koşarak geldi. Boynuma sarılmış, öpüyordu. Annemle aram düzelmişti artık. Unutmuştum babamı aldattığını falan umursamıyordum. Bende ona sarılmıştım. Simay okulu bırakmık, liseden sonra okumamış, kuaförde çalışıyordu. Evde tüm eşyalar toplanmış, kutulanmıştı.

– Ne zaman gidiyoruz baba?
– Seni bekliyorduk açıkçası evde satıldığı için çıkın diyorlar.
– Tamam yârin bir gün gidelim.

Eve oturdum. Güzel bir sofra hazırlanmış, yemeğimi yedim. Odama çıktığımda, sanki yatakta Özge yatıyor gibi geliyordu. Pikeyi kaldırdığımda içinden çıkacak gibi hissediyordum. Bu evde çok yaşanmışlık vardı. Zaten duramazdım, taşınmak en güzel fikirdi. Duşa girdim ve güzel bir uyku çektim. Erken kalkmaya alışkın olsam da, öğlene kadar uyumuştum o gün. Telefonum üç kez çalmış, Rüya aramıştı. Hemen tekrar aradım. Hemen açmıştı;

– Günaydın uykucu. Uykuyu mu çok özledin sen.
– Ya sorma yorulmuşum baya uyudum. Yeni uyandım aramışsın?
– Evet, ama tanımıyor, kayıt etmedi açmıyor diye düşündüm.
– Ya hayır öyle değil.
– Ahaha biliyorum biliyorum şaka yapıyorum. Uyandığına göre? Bir planın var mı?
– Aslında yok.

Evet yok, hani gözden uzak olan, gönülden de uzak olur derler ya. Aynen öyle, çok haklı bir söz. Cennet bile gitmişti. Yurt dışında İngilizce öğretmenliği yapıyordu. Onunla da görüşemiyorduk. Ulan kimsem kalmamıştı ki, kiminle ne görüşecektim. Zeki vardı sadece, Mete bile arayıp sormadı askerde o kadar.

– Takılalım mı?
– Bana uyar.
– O zaman sizin eve gelip alayım seni yarım saate hazır olur musun?
– Olurum da ne ile alacaksın taksiyle gelirdim ben söyle sen yeri.
– Gerek yok taksiye, arabam var gelirim ben hadi kalk duşunu al, yemek yeme, Dışarıda yeriz.
– Tamam. Görüşürüz.
– Görüşürüz.

Telefonu kapattım ve yatakta gözlerimi ovuşturdum. Yastığıma sarıldım, Özge’nin kokusundan eser kalmamıştı. Tutup yastığı fırlattım. Kızmıyordum ona, o da haklıydı. Kalkıp giyindim. Aşağıya indim.

Annem;

– Oğlum günaydın aç mısın?
– Yok anne arkadaşım gelecek dışarıda yiyeceğim.
– Kuzey, paran kaldıysa babana biraz para versene, gidip aydında ev bulalım bizde.
– Ha bulmadınız değil mi?
– Yok oğlum seni bekledik paramız yokki.
– Doğru tamam ben babama bir kart vereyim gitsin çeksin ondan. 5 bin yeter mi? Fazla yok bende de kalmadı çünkü, okula gidemeyeceğim zaten.
– Devlet üniversitesine gitsen?
– Anne ben ne kazanmışım, sen ne diyorsun. Gitsem ne oda para?
– Doğru.
– Hem aydın gibi yerde nasıl gidip geleceğim sürekli İzmir’e neyse yeter mi 5 bin tl?
– Yeter herhalde.
– Tamam, babama veririm ben hadi görüşürüz.

Kapının önüne çıkıp oturdum. Garaja bakıyordum. Yola bakıyordum. Kumsala bakıyordum. Tüm eski anılar film şeridi gibi gözümün önünden geçiyordu. Özge yengemin yeni numarasını bile bilmiyordum. Aramakta istemiyordum aslında, Gülizar nasıl olmuştu acaba? Ulan bir askere gittik geldik, düştüğümüz duruma bak amına koyayım. Rüya gelmiş, arabanın kornasını çalıyordu. Oturduğum kaldırımdan kalktım, arkamı Rüyaya döndüm. Pantolon vardı üzerinde, üstüne kırmızı bir tişört giymişti. Uçakta ki mobilbahis yeni giriş o sosyetik kızdan eser yoktu anlayacağınız. Bana fark etmezdi aylardır dişi sinek görmemişim, nefes alan her canlıyı sikebilirdim. Rüya gerçekten çok tatlı bir kızdı bugün neden böyle salaş giyindi anlayamadım.

– Uykucu ne haber?
– İyidir seni bekliyordum.
– Geldim, hadi atla.
– Nereye gidiyoruz?
– Önce bir karnımızı doyuralım. Bende çok açım.
– Benim kadar değildir.

Yüzüme bakıp kahkaha attı. Ne anladı acaba. Fark etmez, bugün nasılsa siktirecekti kendini bana, yani onca yakınlaşma boşuna olmamalıydı. Bir lokantaya götürdü Rüya beni. Oturduk bir masaya. Hani esk**en olsa şu fiyatları bile umursamazdım, ama askerden gelmişim, yanında param var yok değil evdekilere 5 bin var dedim. 200 milyar gibi bir parayı askerde yiyecek değilim ya! Hani yiyeceğim bir porsiyon etin fiyatı, iki kilo ete eşit olunca, bir koydu bana bu. Neyse fark ettirmedim kıza bunu, oturduk yedik içtik, hesap kol gibi geldi tabii. Bu lavaboya diye gitti. Ben bir sigara yaktım, Rüya’nın gelmesini bekliyordum. Hesabı ödeyip kalkacaktık. Sigaram bittikten sonra Rüya geldi yanıma. Hesabı ödemek için içeriye gidiyordum;

Rüya;

– Nereye Kuzey?
– Hesabı ödeyeceğim.
– Ben hallettim, gel gidelim.
– Kızım nasıl hallettin? Sorsaydın ya!
– Ne soracağım oğlum ya askerden gelmişsin paramı harcatacağım.
– Oğlum mu?
– Kızım dersen oğlum derim bende.

Yüzüne bakıp gülüyordum. Masadan sigaramı alıp cebime attım. Anahtarı bana attı;

– Al özlemişsindir araba kullanmayı.
– Ya sorma en son tank kullanmıştım.

Kahkaha atarak arabanın yanına oturdu. Direksiyona ben geçtim. Çok lüx bir arabası yoktu, güzeldi yine de.

– Nereye gidiyoruz hanım efendi?
– Benim eve! Kabul edersen tabii?
– Memnuniyetle.

Ulan bulmuşum böle karıyı, sikmeden bırakır mıyım? Tabii diyeceğim elbette. Evini tarif etti, ben arabayı sürdüm. Evine vardığımızda inip kapısını açtım. Teşekkür edip yanaklarımdan öptü, anlamıştım ki bugün boyunca yarrağı yiyecek bu kız. Evine girdik, çok büyük bir ev değildi, sadece kendisi yaşıyordu.

– Ne içersin?
– Bira alırım.
– Tamam, geç otur sen rahatına bak.

Koltuğa geçip oturdum, evi süzüyordum. Elinde iki adet bira ile geldi yanıma oturdu. Birayı kafama diktim içiyordum, elleriyle saçlarımı okşamaya başladı. Birayı ağzımdan çekip kenara koydum. O saçlarından tutup dudaklarına yapıştım. Elinde ki birayı zar, zor masanın üstüne koymuştu. Askerde kadınsız kaldığım günlerin hıncını alırcasına, dudaklarını emiyordum. Bu kadar sert olmamı beklemiyordu ve kendini geriye çekiyor, o geriye çektikçe, ben saçlarından tutup daha sert öpüyordum. Dudaklarını bıraktım, arkaya doğru attı kendini. Yüzüme bakıyor gülüyordu;

– Ne bu şiddet ya!
– Bir şey yapmadım ki daha?
– Alla alla yapsan ne olacak bakalım!

Üstüme gelip, fermuarımı açtı, sikimi sıvazladı ve aşağıya çömeldi. Ağzını araladı, dil darbeleri ile aşağıdan yukarıya dilini gezdirdi. Daha sonra ağzını açtı ve yukarıdan aşağıya ağzına almaya başladı. O kadar özlemiştim ki seks yapmayı, saçlarından tutup, ağzının içine git, gel yapmaya başladım. Baya bir süre yalattıktan sonra, saçlarından tutup kaldırdım. Eliyle ağzında kalan tükürükleri sildi. Belinden tutup pantolonun düğmesini açtım, aşağıya sıyırıp çektiğimde, sütun gibi bacakları karşımdaydı. Bacaklarını öpüyor, ısırıyor, koltuğa oturtuyordum onu. Paçalarından pantolonunu sıyırdım attım. Külotunun üzerinden amını kokluyor, külotunu yan tarafa sıyırıp hafif kıllanmış amının dudaklarını, kasıklarını yalıyordum. Ön sevişmeden sıkılmıştım artık, o sıcak amını hissetmek istiyordum ben. Sikimi çıkarttım ve sulanmış o ıslak amının dudaklarının arasında sürtmeye başladım. Bacaklarını havaya kaldırdı ve içine almasını kolaylaştırdı. Sikim amının içinde kayıyor, sert sikimi vakumluyordu. Gerçekten çok sulu ve sıcaktı, çok hızlı gidip gelmeye başladım içinde. Askerde çektiğim 31 lerin hıncını alıyordum Rüya’dan. Boşalmak bilmiyordum. O pozisyonda ne kadar siktiğimi bile bilmiyorum. En sonunda domaldı ve devam etmemi istedi. Kalçalarını ayırıp amına giriyordum. Gözüm göt deliğini bile görmüyor, o amı bana yetiyordu. Domaldığı pozisyonu bozmadan tüm sıcak döllerimi amına akıtmıştım. Bir süre üstüne yığıldım ve döllerimin en derinlerine akmasına izin verdim. İçinden çıktığımda en ufak dölüm dışarı akmadı. Bir süre dinlendik, konuştuk “harikasın, iyisin vs.” gece yarılarına kadar aklınıza gelecek her şekilde seks yaptık Rüya ile. Yatağında uyuyup kalmıştım. Telefonumu onlarca kez annem, babam aramış duymamıştım. Sabah olmuş, Rüya uyumaya devam ediyordu. Hiç uyandırmadım, kapıyı çekip çıktım evinden. Sokak boyunca yürüyordum. Telefonumu kurcalarken, banka hesabımın online işlemlerine girdiğimde büyük bir şok geçirdim. Sabah benden borç isteyen annem, zaten tüm paramı hacamışlar. Evde odamda bir yere saklamıştım banka kartımı. Bulmuşlar ve amına koymuşlar. İçinde birkaç bin lira kalmış. Benden hala para istiyorlar. Sinirden deliye döndüm. Telefonu kemiriyordum. Tek umudum o bankada ki paraydı ve onu da yemişlerdi. Ne yapacağımı bilmiyordum. Gidip kavga etsem elime ne geçecek? Evi terk etsem ne yapacaktım. En güvendiğim insanlar siktir olup gitmişlerdi hayatımdan. Elimde ki telefona bakıyordum. İçinden hattımı çıkarttım ve kırdım. Telefonu yere çarpıp üstünde zıplıyor, yetmezmiş gibi tutup yerden yere çarpıyordum. Artık hayatımda hiç kimseyi görmek istemiyordum. Nasılsa taşınıyoruz, göremeyecektim. Telefonu kenara bir yere parçalanmış bir şekilde fırlatıp attım. Eve gittiğimde zaten Kamyon gelmiş, beni bekliyorlarmış. Eşyaları yüklemişler, kapıda oturuyorlar. Evi satan alan ev sahibi çıkmalarını istemiş bilmem ne. Kamyona bindik, son kez onca şeyi yaşadığım mahalleme, Özge ile bir çok anımın geçtiği kumsala, garaja her yere bakıyor, Her bölgeyi ezberliyordum. Artık buralara geri dönüşümüz olmayacak, nasıl bir hayat beklediği bile belli değildi beni.

Kamyonun kasasında, rüzgarı hissederek, tüm mahalleyi karış karış ezberliyordum. Artık tüm bunları düşünerek uyuyacağım bolca yalnız gecelerim olacaktı…

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Mert’le yeniden

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ass

Mert’le yeniden
Merhaba. Adım Alper. Mertle ilk kez yaşadıklarımızı daha önce anlatmıştım.
O gün kulübeden önlü arkalı çıktık. Deliğimde ince bir sızıyla eve doğru yürürken ağzımı bıçak açmıyordu. Kızgın bir şekilde Merte baktım, o ise gülümsedi.
Evin önüne geldiğimizde annesinden para alıp bisikletimi almak için yarın yine geleceğini söyledi.
– Boşuna gelme yarın işim var veremem.
– Tamam. Daha sonra gelirim dedi yine pis pis sırıtarak.
Eve girdim ve hemen odama geçtim. Kimseyi görmemiştim, hemen üstümdekileri çıkarmak, yerine koymak istiyordum. Eşofmanımı çıkardım ve o an aynada kendimi gördüm. Canım yanmıyordu artık. İçimdeki küçük kız yeniden canlanmıştı. Ablamın kıyafetlerini çıkarttım ve aynada deliğime bakmak için eğildim. Ellerimle popomu iki yana ayırdım. Deliğim biraz morarmıştı sanki. Çok az canım yanıyordu. Kendi iç çamaşırımı ve eşofmanımı giydikten ve ablamın kıyafetlerini yerine bırakıp yatağa uzandım. Aklımda az öce Mertle yaşadıklarım vardı. Düşündükçe bana dokunuşlarını hissetmeye başlamıştım. Elimle popomu ellemeye başladım. Hala 31 çekmeye ihtiyacım vardı ve sikimle oynamaya başladım. Çok geçmeden boşaldım zaten.
O gece Merti düşünmekten uyuyamamıştım. Ertesi gün okulda ise derslere odaklanamamıştım. Mertin yine gelirmi diye düşündükçe hem heyecanlanıyordum hem korkuyordum. Dersler bittikten sonra hızlıca eve gittim. Annem evdeydi. Beni görünce:
– Okul erkenmi bitti? diye sordu
– Hayır
– Erken geldin ya şaşırdım
– Hmm. Uykum var biraz. O yüzden hemen geldim.
– Tamam. Yemek pişmek üzere sonra Hatice teyzene gideceğim ben.
– Tamam anne dedim ve odama geçtim.
Okul kıyafetlerimi çıkarıp yatağıma uzandım. Gözüme uyku girmiyordu. Çok geçmeden kapı sesini duydum ve annemin komşuya gittiğini anladım. Aradan 5 dakika geçmedi ki kapı çalmaya başladı. Annemin geri döndüğünü ve anahtarını unuttuğunu düşündüm. Sinirli bir şekilde odamdan çıktım ‘Offf anne yaa’ diye söylenerek kapıyı açtım. Şok olmuştum. Mert karşımda duruyordu.
– Naber Alper? diye sordu bacaklarıma doğru beni süzerken. Annem olduğunu düşünerek üstümde tişört ve altımda boxerla açmıştım kapıyı.
– Bisikletimi istiyorsun yine?
– Hayır dedi Mert. İçeri girmek için adımını attı.
– Mert çok yogunum. Uyumak üzereydim.
Elini kalçama doğru uzattı. Kendimi geriye doğru çektim.
– Napıyorsun dedim kısık bir sesle. Ablam evde.
– Yalan söyleme. Ablan evde değil. Anneni gördüm. Seni sorduğumda ‘Evde yalnız. Uykum var falan diyordu’ dedi.
Kapıdan içeri girmişti. Kapıyı kapattı.
– Tamam gel ama çok yorgunum inan. Çok uykum var.
– Tamam merak etme birazdan giderim.
Salona doğru yürüdü. Ben de arkasından gittim. Koltuğa oturduktan sonra ‘Eşofmanımı giyip geliyorum’ dedim. Eminim arkamdan popoma bakıyordu. Odama geçip eşofmanımı giydikten sonra salona Mert’in yanına döndüm. Karşısındaki koltuğa oturdum.
– Keşke üstüne başka bişeyler giyseydin
– Anlamadım dedim ama ne demek istediğini çok iyi anlamıştım.
– İşte dedi dünkiügibi
– Olmaz giymem.
– Hadi Alper yaa. Seni izleyip 31 çekmek istiyorum sadece. Dün çok güzel görünüyordun. Lütfen.
– Hayır dedim sana. Giymem. Git nerede nasıl 31 çekmek istiyorsan çek.
bahis firmaları Ya bak başka bir şey olmayacak sadece…
– Zaten o başka bişey de bir daha olmayacak dedim.
– Tamam söz veriyorum başka bir şey istemiyorum ama lütfen dünkü gibi giyin 31 çekip gideyim hemen.
– Ya hayır dedim sana. Hem her an annem ya da ablam gelebilir.
– Tamam işte. 31 çekip hemen giderim.
– Mert çok yogunum gerçekten. Biraz uyumak istiyorum.
– Tamam. 5 dakika. Hemen giderim. dedi.
– Tamam dedim sonunda. Mert her zamanki gibi sırıttı. Çok heyecanlıydım ama sadece 31 çekecekti fazlasına izin vermeyecektim.
– Ama burada yapmayacaksın dedim. Odamda yaparsın. Birisi gelirse yakalanmayalım.
– Tamam sen git giyin. Beni çağır hemen gelirim.
– Tamam dedim. Bu kez ben de gülümsemiştim.
Kalbim yerinden çıkacaktı. Çok heyecanlıydım yine. Ablamın odasına gittim hemen. Çekmecelerini karıştırırken yarı dantel yarı saten, siyah bir gecelik buldum. Hafif uzun, meme kısmında dantelli sutyen ve altında derin bir yırtmaç vardı. Kendimden geçmiştim yine. Kırmızı bir de külot aldım. Çorap ararken aklıma banyoda kirli sepetinde gördüğüm ten rengi çorap aklıma geldi. Geceliği ve külotu alıp banyoya gittim. Hemen üstümdekileri çıkardım. Sikim kalkmıştı. Önce kırmızı külotu giydim sonra da sepetten aldığım külotlu çorabı. Geceliği de üstüme geçirirken tüylerim diken diken olmuştu. Geceliğin sutyenini bağladığımda göğüslerim çok kadınsı olmuştu. Şimdi sırada Mert’in karşısına çıkmak vardı bu şekilde. Kendi kıyafetlerimi aldım, koridorda yürüyüp odamın kapısını açtım ve yere öylece attım. Yürürken kıvırıyor muydum ne 🙂 Salona doğru yöneldim ki ne göreyim. Mert çoktan siki çıkarmış sıvazlıyordu. Birkaç saniye öylece kaldım.Daha da heyecanlanmıştım. Vücudumu saklayarak Mert’e seslendim.
– Mert ben hazırım dedim. Hemen bana döndü. Ama sadece başımı görebiliyordu. Ayağa kalktı bende odama doğru giderken ‘Soldaki ilk oda’ dedim.
Odama geçtim hemen kapıyı kapamadan yatağa uzandım. Yine kendimi aynada görmüştüm. Çok seksi görünüyordum. Geceliğin yırtmacı açılmıştı hafifçe kapattım bacaklarımı. Mert siki dışarda belirdi kapının önünde bir anda.
– Napıyorsun ya dedim. Evin içinde böylemi dolaşıyorsun.
– Nolacak evde kimse yok ki.
Bana doğru yöneldi.
– Kapıyı kapatsana dedim kız gibi kızarak 🙂
Dönüp kapıyı kapattı. Çalışma masamın önündeki sandalyeyi bana doğru çevirip yayılarak oturdu. Eşofmanını aşağı indirdi ve sikiyle oynamaya başladı.
– Offf yavrum
– Hadi acele et dedim.
– Tamam canım. Zaten fazla dayanamam baksana şu güzelliğe. Fıstık gibi olmuşşun. Kızdan farkın yok resmen.
– Hadi sen de abartma.
– Gerçekten çok güzel görünüyorsun. Biraz yan dönsene lütfen dedi
Merte doğru döndüm. Yatakta uzanmış Mertin 31 bana bakarak 31 çekmesini izliyordum.
– Hayır dedi bana doğru değil arkanı dönermisin?
Mertin dediği gibi yaptım ve arkamı aslında popomu ona doğru döndüm. Her hareketimle geceliğin yırtmacı biraz daha açılıyordu.
– Offf göte bak.
Mert’e popomu dönünce karşıdaki aynadan hem onu hem kendimi izlemeye başladım. Gerçekten de çok seksi görünüyordum 🙂 Mert aynaya doğru bakınca göz göze geldik. Yüzü kıpkırmızıydı. kaçak iddaa Gülümsedim. Mert bundan cesaret almış olacak ki ayağa kalkıp yatağın kenarına yanıma oturdu.
– Hadi dedim daha fazla uzatma.
– Tamam canım dedi. Hoşuma gitmişti yine. Elini bacağıma koydu. Tepki vermedim. Veremedim.
– Sana masaj yapmamı istermisin? diye sordu.
– İsterim dedim. Ama 31 çekmeyecek misin?
Artık ok yaydan çıkmıştı. Kendimi tutamıyordum. Yine istiyordum onu. İki elini omuzlarıma attı. Masaj yapmaya başladı. Bir yandan da ‘Sonrada 31 çekerim’ demişti.
Daha rahat yapabilsin diye iyice uzandım yatakta. Hafif ayağa kalktı ve omuzlarımdan aşağı doğru inerek masaj yapmaya devam etti. Elleri popoma geldiğinde gözlerimi kapattım çok zevk alıyordum. Başımı Mert’e doğru çevirdim.
Popoma baskı yaptı.
– Iıhhhhh
– Hoşuna gidiyor mu? diye sordu
– Evet dedim kısık bir sesle
Yerinde doğruldu ve altındakileri tamamen çıkardı. Yatağa çıkıp bacaklarımın üstüne oturdu. Bir eliyle popomu okşuyordu diğer eliyle de sikini sıvazlıyordu. İki elini açılan geceliğimin altından soktu ve kalçalarımı yoğurmaya devam etti.
– Külotunda çok güzel olmuş dedi
– Senin için. Sen istedin yani dedim
– Seninde hoşuna gidiyor ama.
– Evet dedim
Ellerini yeniden omuzlarıma koydu. Daha sert masaj yapıyordu. Üzerime doğru eğildi ve ensemdem aşağı öpmeye başladı. O an sikini popomda hissettim. Yine zorlamaya başlamıştı.
– Yapma lütfennn
– Ne yapıyorum canım?
– Yapmaa. İstemiyorum
– Tamam canım bişey yapmıyorum
Elimi ona engel olmak için popoma doğru uzattım. Tam da Mert’in sikine denk geldi. Elimi çekecek oldum ama Mert tuttu ve sikine götürdü. Sikini tuttum. Sikiyle oynadıkça kalçalarıma sürtüyordu. Sikini bıraktım ve çorabımla külotumu aşağı sıyırdım. Mert yine bana yaklaştı ve çatalıma sürtmeye başladı. Yataktaki diğer yastığı aldı ve belimin altına yerleştirdi. Bende ona izin veriyordum. Sanırım sikini ıslattı ve yeniden yaslandı. Boynumu öperken siki de çatalımda gidip geliyordu. Toplarını hissedebiliyordum. Kulağıma eğilip;
– İstiyormusun? diye sordu
– Hıhı
– İstiyormusun?
– Evet
– İstiyorsan istiyorum desene
– İstiyorum dedim
Sikini tamda deliğime yerleştirdi.
– Lütfen yavaş ol. Canım yanıyor dedim.
– Tamam canım merak etme
Hafifçe baskı yaptı. Kafası girmişti. Yine canım yanmıştı.
– Ahhhh. Canım yandı. Çıkar.
– Geçecek canım dedi
Biraz daha bastırdı. Sikinin yarısı girmişti. Canım yanıyordu ama ilk gibi olmadı. Durdu, bekledi. Sonra yavaşça geriye çekti yeniden sokmaya başladı. Artık içime alıyordum. Her gidiş gelişinde ‘ohhhh ahhhh’ diye inliyordum. Çok fazla sürmedi ‘Geliyorum’ diye inlemeye başladı.
– Çıkar lütfen içime boşalma dedim
Sikini çıkardı ve yatağın üstüne böğüre böğüre boşaldı ve yanıma uzandı. Altımdaki yastığı aldım ona uzattım.
– Çok güzeldi dedi. Deliğin yanıyor resmen.
Merte doğru döndüm. Terlemiş gibiydi.
– Terlemişsin dedim gülümseyerek.
– Sayende.
Yaklaştı ve boynumdan öptü sonra da yanağımdan.
– Rahat dur biraz. Hem artık çıkalım odadan birisi gelebilir.
– Doyamıyorum ki sana dedi, eliyle kalçamı okşamaya başladı.
Ben de elimi sönmüş sikine attım
– Senin ufaklık doymuş baksana. Hiç hali kalmamış
kaçak bahis Biraz oynarsan yeniden canlanır merak etme
– Aman yok istemiyorum canlanmasın dedim gülümseyerek
– Oynamasan da canlanıyor baksana
– Evet. O da doymamış 🙂
– Dedim ya doymadık daha
– Ufaklığa yardım edeyim mi?
– Ne için?
– Hayata dönmesi için (güldüm)
– Sen nasıl istersen ama sonu iyi olmayacak
– Olan oldu zaten dedim
Elimle sikini sıvazlama başladım. Tamamen sikine odaklanmıştım. Çok sürmedi zaten hemen kalktı. Merte baktım
– Gerçekten güzel oluyor muyum böyle?
– Evet tabiki. Fıstık gibi oldun baksana. Yüzünü görmesem kızdan farkın yok.
– Teşekkür ederim canım
– Ben teşekkür ederim sevgilim
– Ne dedin?
– Teşekkür ederim dedim
– Yok o değil ‘Teşekkür ederim’ sonra ne dedin?
– Haa. Sevgilim dedim
– Ben senin sevgilin miyim şimdi?
– Evet tabi. Sevgilimsin
– Demek öyle dedim.
Yaklaştım ve başımı göğsüne koydum. Sikiyle oynama devam ediyordum. Ona baktım. Göğsüne bir öpücük kondurdum. Elini yanağıma koydu. Göz göze geldik. Bir gün önce yaptığı gibi dudağımın kenarından öptü. Sonra yanağımdan ve sonra yine dudağımın kenarından. Gözlerimi kapattım ve öpüşmeye başladık. Önce yavaştı sonra daha sert öpmeye başladı. Boynuma doğru indi. İçim ürperdi o anda. Titredim. ‘Ihhhh’ diye inlemeye başladım. Bacağım bacak arasında eliyle kalçalarımla ilgileniyordu. Ben de sikini sıvazlıyordum. ‘Sevgilimmmm’ diye inledim bu kez. ‘Sevgilimmmm’ diye karşılık verdi popomu sıkarken. Omuzlarımdan öpmeye devam etti geceliğin askısını yana çekerken. Siki sertleşmişti artık, yaklaştım, öptüm. Sonra bir kez daha. Sikinin mantarını ağzıma aldığımda Mert inledi bu kez. ‘Hosşuna gidiyor mu?’ diye sordum. ‘Hem de nasıl’ dedi. Daha derinlere doğru sikini ağzıma almaya başladım. Mertte sonuna kadar sokmak için ağzımı sikmeye çalışıyıordu. Ağzımdan akan sular kasıklarını ıslatmıştı. Durdum, yerimde doğruldum ve Mertin kucağına oturacaktım.
Altımdaki çorabı ve külotu çıkarmak istedim. Mert ne yapmak istediğimi anladı ve önce çorabımı sonra da altımdaki külotu çıkarmak için bana yardımcı oldu. Yeniden uzandı yatağa. Bacağımı kaldırdım ve üstüne oturmaya başladım.
Gözlerini kapatmıştı. Elleri kalçam daydı. Sikini tuttum ve kalçalarımın arasına yerleştirdim. O an gözlerini açtı. Bana baktı. Eğildim. Öpüşmeye başladık. Mert boş durmuyor sikiyle deliğimi zorluyordu. Yine önce kafası girdiğinde dudağını ısırdım. Canım yanmıştı ama daha çok zevk alıyordum artık. Yavaşça sikini içime almaya başladım. Mert bir hareketle hepsini birden soktu. ‘Ahhhh’ diyebildim sadece. Sokup çıkarmaya başladı. Daha da hızlandı. Her sokuşunda ‘Ihhhhhhh’ diye inliyordum. Beni yana atmak için hamle yaptı. Arkama geçti.
– Domalsana sevgilim.
Mertin önünde köpek pozisyonu aldım. Geceliğimi belime doğru sıyırdı ve arkamda yerini aldı. Sikini deliğime sürterken aniden soktu hem de sonuna kadar. Git gel yapmaya başladı yine. Siki boğazımdan çıkacakmış gibi hissediyordum. Daha da hızlandı. Sikiyle parçalıyordu beni. Tırnaklarını kalçalarıma geçirmiş sertçe sıkıyordu. En sonunda üzerime doğru geldi ve içime boşalmaya başladı. Bunu anladığımda içimden çıkması için hamle yaptım ama o kadar sert tutmuştu ki belimden yapamadım. Böğürmeleri bittikten sonra kendini yatağa bıraktı. Bende onunla birlikte kendimi.

——————————————————
Devamı gelecek :)))

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Alıntı – Ev Arkadaşımın Türbanlı Annesi – 7

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

Alıntı – Ev Arkadaşımın Türbanlı Annesi – 7
Odama geçip yatağıma uzandım. Sonunda aylardır beklediğim gerçekleşmiş ve Meryem’i sikmiştim. Tarifi imkansız bir mutluluk duyuyordum. O gün okuldan sonra direkt eve gelmesem Serhat’la sikiştiklerine şahit olamayacak ve bu durumda olmayacaktım. Demek ki Meryem’i sikmek benim alnıma yazılmıştı.

Kafamda düşünceler birbirini kovalıyordu. Kadın benimle resmen alay edecek, beni parmağında oynatacaktı ve bunun için kendini bana ellettirmeyi göze almıştı. Bunun onun için bir önemi yoktu, kendini ellettirmek kocasını aldatmanın yanında çıtır çerez misali kalıyordu. Sadece ellemekle kalacaktım, kapının önündeki gibi birden dudaklarına yapışacağımı hiç tahmin etmemişti. Böyle bir şey yapabileceğimi, buna cesaret edebileceğimi hiç düşünmemişti, ama olmuştu. Götünü bana ellettikten sonra benim bununla yetineceğimi, buna razı olacağımı düşünmekle hata etmişti. Hele Serhat’la yediği bokların önüne koyulacağını hiç ama hiç düşünmemişti. Bunun ikisi arasında bir sır olarak kalacağını sanmıştı, ama benim bu işe dahil olduğumu bilmiyordu.

Birkaç dakika geçti sessiz sedasız şekilde, ama sonra Meryem’in telefonla konuştuğunu anladım. Konuştuğu kocasıydı. “Bana bilet al, Sivas’a dönecem, burada kalmak istemiyorum. Hamit, beni deli etme, ben dönmek istiyorum, dediğimi yap!” diye yüksek sesle konuştuğunu işittim. Daha sonrasındaysa, “Bir kere de benim dediğimi yapsan ölür müsün, durmak istemiyorum burada daha fazla, sıkıldım. Hem oğlunla da geçinemiyorum, İstanbul’a gelince bir haller oldu buna, kız arkadaş bulmuş kendine sabah akşam onunla, bana siktir git dedi dün akşam!” diye daha yüksek perdeden çıkan konuşmasını kulağımı duvara dayamama gerek kalmadan rahatça duydum.

Bu sözlerinin ardındansa öfkeyle ve kesik kesik, “Senin işlerinin bitmesini mi bekleyecem ben burada… Bir kere de benim dediğimi yap… Olmaz, ben gitmek istiyorum… Hayır, Cemil’le konuşma, konuşup ne yapacaksın… Oğlun nasihat dinleyecek yaşı geçti artık anlasana… Bu siktiğimin evinde kalmak istemiyorum, yerin dibinde zindan gibi, akşama kadar hapis gibi evin içindeyim… Hayır… Akrabalarıma falan gitmek istemiyorum ben… Kimse beni misafir etmek zorunda değil… Hayır, Serhat’ın yanında ne işim var benim… Karısıyla kavgalıyım bilmiyor musun… Ben dönmek istiyorum… Sivas’ta annenlere gitmem ben… Benim evim var, annen de ne işim var benim… Hayır olmaz… Beni evde tek tutmuyorsun, ama burada elin adamının yanında tutuyorsun… Bu çocuk… Cemil’in ev arkadaşı… Rahatsız oluyorum ondan… Böyle garip garip bakıyor bana durmadan… Gözü devamlı üstümde… Rahatsız oluyorum… Yok öyle bir şey yapmadı, ama gözleri devamlı götümde memelerimde… Hamit ben bilmiyor muyum nasıl giyineceğimi… Eşarbım devamlı başımda, üstümde pardesüm var… O piç gelince odaya giriyorum, kapıyı kilitliyorum… Cemil’e söylemedim bir şey, sen de sakın söyleme… Allah için sakın bak, ölümü gör… Hamit benim dediğimi yap, yoksa ben kendim bilet alıp binecem otobüse!” dediğini, adeta bağırdığını duydum.

Meryem’in telefonda beni kocasına şikayet ettiğini duyunca korkmadım dersem yalan olur. Şimdi kocası kalkıp beni ararsa ne diyecektim, yada adam çıkıp gelebilirdi Adana’dan. Belki de kendisi gelmez, durumu Serhat’a bildirir, Serhat’ta gelip benim ağzımı burnumu kırabilirdi. Amına koyduğumun karısı hem kocasını aldatıyor, hem de yalanlar söylüyordu. Kocası evde olmadığı için pardesü giymiyordu eşarbı başında olsa bile. Ama ona başka türlü anlatıyordu.

Bu arada kocasının onu Serhat’ın yanında kalması için ikna etmeye çalıştığı da belli oluyordu. Ama Meryem bunu istemiyordu. Meryem hem Serhat’la kavga etmişti, hem de Serhat’ın karısıyla kavgalı olduğunu söylemişti. Kim bilir ne için kavga etmişlerdi. Belki de kadın bununla kocası arasında bir şeyler olduğunu sezmiş ve bu yüzden kavga etmişlerdi. Kocası Serhat’a güveniyordu, ama onun karısını çatır çatır siktiğinden habersizdi.

Konuşma bittikten birkaç dakika sonra yan odanın kapısı açıldı. Hemen ardından da Meryem bir hışımla odama daldı. Öfkeli bir sesle, “Bana göster o şeyleri, nerde kayıtlar?” deyince, “Görmek mi istiyorsun?” dedim ve bilgisayarımı açtım. Az sonra masaüstü ekranı gelince kayıtları tuttuğum klasörü ve sonra da kayıtlardan birini açtım. Birkaç kez mouse ile kaydı ilerlettikten sonra Serhat’la çekyatın üstünde sikiştiği ve aldığı zevkle (Sik, sik, oğhhh, sik, kökle, kökle, ığmmm, kökle!) dediği yere geldiğimde suratı kıpkırmızı oldu. Yalan söylemediğimi kendi gözleriyle de görmüştü.

Birden odadan çıktı, az sonra döndüğünde ise elinde bir bıçak vardı. Bıçağı gözüme sokar gibi göstererek, “Hemen sil onları yoksa seni delik deşik ederim!” dediğinde, “Manyak mısın lan sen, bırak o bıçağı!” dedim korkuyla ayağa fırlayıp. Ancak Meryem nefretle bana bakıp sıkı sıkı tuttuğu bıçağı havada sallıyordu. Öfkeden gözü dönmüş bir haldeydi. Bir an ne yapacağımı şaşırdım, kadının böyle bir tepki verebileceğini hiç düşünmemiştim. Yine bıçağı sallayıp, “Sil şunları yoksa gebertirim!” derken elimin altına gelen ders kitaplarından birini üzerine fırlattım. Meryem korkuyla geri çekilirken bakışları kitaba kaymıştı. Fırsat bu fırsat diyerek üstüne atılıp bıçağı tuttuğu elini yakaladım. Bileğini var gücümle sıkıp bıçağı elinden atmasını sağladım. Sonra da suratına okkalı bir yumruk attım. Meryem yediği yumrukla sersemlemiş gibi bir süre anlamsızca bakınıp durdu. Bıçağı yerden alıp, “Amına koyduğumun manyağı ne yapıyorsun sen?” dedim. Başka bir şey dememe kalmadan gene odaya girip kapıyı kilitledi.

Kadın güpegündüz canlı bahis siteleri beni bıçaklayacaktı. “Amına koyduğumun orospusu, bunları amcanın oğluyla sikişmeden önce düşünecektin!” diye bağırdım odanın kapısının önünde. İçeriden tek bir ses bile gelmedi sözlerimden sonra. Odama girip kapımı kilitledim. Bu sırada bilgisayarda Meryem’le Serhat’ın sikişme videosu oynamaya devam ediyordu. Sinirle kapadım bilgisayarı ve yatağa uzandım. Sikişin verdiği rehavete öfke ve korku eşlik ediyordu. Meryem manyağın teki çıkmıştı. Bıçağı yastığımın altına koydum, sonra da gözlerimi kapayıp uyumaya çalıştım, ama bir türlü uyuyamadım. En sonunda salona geçip televizyonu açtım. Bu arada üstünde sikiştiğimiz çekyatı kapatıp saati de duvara astım yeniden.

Meryem akşam Cemil gelene kadar odadan çıkmadı. Cemil geldiğinde de bana hiç görünmedi. Cemil’e, “Başım ağrıyor oğlum, ben yatacağım. Yemek yapamadım, sen ekmek arası bir şeyler yersin!” dediğini duydum. Cemil salonda, “Abi bugün annemle dolaştınız mı?” diye sorunca, “Eminönü’ne gittik ama erkenden geldik eve. Galiba deniz havası çarptı anneni…” dedim. “Galiba, baksana bu saatte uyuyacağını söylüyor!” dedi Cemil. Oysa o gün yaşadıklarımızı bilse kim bilir nasıl tepki verirdi.

Ertesi gün erkenden kalktım. O gün bir dersim vardı sadece. O da çok önemli değildi. O nedenle gitmemeye karar verdim ve yatağın içinde uyanık halde bir sağa bir sola dönüp durdum. Evde ölüm sessizliği vardı. Acaba Cemil’le birlikte annesi de mi gitmişti? Saat dokuz olmak üzereyken daha fazla dayanamadım ve kalkıp salona geçtim.

Cemil’in odasının kapısı yine kapalıydı. Kilitli mi değil mi diye yoklamak istedim, ama sonra vazgeçtim. Televizyonu açtım. Birkaç dakika sonra ise odanın kapısı açıldı ve Meryem salonda göründü. Dünkü halinden eser yoktu hiç. Süt dökmüş kedi gibiydi, bakışlarından anlaşılıyordu bu hali. Karşıma geçip otururken, “Seninle konuşmak istiyorum!” dedi. Televizyonu kapadım. “Söyle, seni dinliyorum?” dediğimde, “Dün olanlar ikimizin arasında kalacak, kimse bilmeyecek!” deyince, “Benim de zaten kimseye söylemek gibi bir derdim yok!” dedim yanıt olarak.

“Ama sen de bir daha öyle elinde bıçakla üstüme saldırmayacaksın. Bir daha olursa hiç karışmam görüntüleri veririm internete, gerisini sen düşünürsün!” dedim. Sessiz kaldı bu sözlerimden sonra. Kısa bir sessizliğin ardındansa, “Ben Sivas’a dönene kadar olacak ne olacaksa, ondan sonra da beni rahat bırakacaksın, anladın mı?” dediğindeyse, “Dün kocana beni şikayet ettin. Onu arayıp benim günahıma girdiğini söyleyeceksin, ben yanlış anlamışım diyeceksin, aslında iyi bir çocukmuş diyeceksin. Yoksa karışmam. Durduk yerde benim başımı yakma, kocan da senin gibi manyağın biri çıkıp bana saldırmaya kalkabilir daha sonra. Sen önce bu dediğimi yapacaksın, ondan sonra düşüneceğim senin dediklerini!” diyerek karşılık verdim. ‘Olur.’ gibilerden başını salladı.

Uzun mavi, bol bir etek vardı üstünde. Üstüne ise açık pembe uzun kollu bir bluz giymiş, başını desenli büyük bir türbanla çenesinin altından bağlamıştı. “Niye kocanı aldatıyorsun peki, hem de amcanın oğluyla?” diye sordum. “Ne yapacaksın, seni ne ilgilendirir?” dedi tepkiyle. “Belli ki Serhat’ı seviyorsun, uzun zamandır da birlikte olduğunuz belli. Peki hiç utanmıyor musun, kocanın yüzüne nasıl bakıyorsun?” dediğimde, “Niye, sen ahlak bekçisi misin?” dedi karşılığında.

Merak ettiğim bu konuda ondan bir yanıt alamayacağım belli olunca daha fazla soru sormadım. “Benim bugün dersim yok, bütün gün evdeyim!” dedim keyifle. Meryem’den ses çıkmayınca, “Burada mı, benim odamda mı, yoksa Cemil’in odasında mı yapalım?” diye sordum. “Burada olmaz!” dedi Meryem yüzüme bakmadan. “Niye?” dediğimde duvardaki saati gösterdi. “Haa, anladım, kamera var diye istemiyorsun. İyi o zaman, benim odama geçelim!” dedim. Ama içeri geçmeden önce, “Benimle zorla değil isteyerek sikişmeni istiyorum, aynı Serhat’la yaptığın gibi, senden hoşlanıyorum çünkü!” deyince başını sallayıp, “Tövbe tövbe!” dedi fısıltılı bir sesle.

“Bir gece Cemil’in odasında kocanla sikişmenizi duydum. O zamandan beri senden hoşlanıyorum!” dediğimde yüzüme bakıp, “Sen harbi sapıksın!” dedi. “Sapık falan değilim, bu lafı kullanmayı da bırak artık!” dedim tepkiyle. Ancak Meryem, “Sapığın tekisin, benim kocamla sikiştiğimi nerden çıkardın, öyle bir şey olmadı!” deyince o gece duyduklarımı anlattım. Ama Meryem, “Duydukların ne sesi bilmiyorum, ama kendi kafandan bir şeyler uydurmuşsun orası belli, ben kocamla kaç sene oldu sikişmeyeli!” deyince şaşkınlıktan ağzım açık kaldı. “Anlamadım?” dediğimdeyse “Hamit’in siki kalkmıyor…” dedi utançtan kızaran yüzüyle.

O gece çıkan seslerin sikişme sesleri olduğuna emindim. Çünkü annemle daha doğrusu üvey annemle babamın yatak odalarından çıkan sesler de aynı bu şekildeydi. Odam yatak odaları ile yan yanaydı ve gecenin ilerleyen saatlerinde benim uyduğumu sandıkları zamanlarda sikişirlerdi. Oysa küçük yaşlarımdan beri onların her sikişmesini dinlemiş, kulak misafiri olmuştum ve bu yüzden de o gece duyduğum seslerin sikişme sesi olduğuna emindim. Ama Meryem bunun olmadığını, çünkü kocasının sikinin kalkmadığını söylüyordu.

“Niye?” diye sorunca “5-6 sene önce ameliyat oldu, hastanede yattı. O zaman yanlış ilaç vermişler, onlar da yan etki yapmış, erkekliği öldü. Senin duydukların ne sesi bilmiyorum!” diye yanıt verdi. Belki de Meryem doğru söylüyordu. O gece yatağın gıcırdama seslerinden başka ses duymamıştım. Oysa üvey annemle babam sikiştiklerinde üvey annemin zevk iniltilerini, babamın da ona (Aşkım, güzel amcıklı karım!) dediğini youwin duyardım yatağın gıcırtılarından hariç. Hatta zaman zaman işi abarttıklarında babamın pompalama seslerini bile duyardım. Uzun saçlarıma ara sıra laf eden üvey annem de tıpkı Meryem gibi kapalı, tesettürlü ve oldukça mütedeyyin bir kadın olmasına rağmen kocasıyla geceleri at gibi sikişmekten geri kalmıyordu. Meryem gibi türbanlı olgun kadınlara karşı ilgimin sebebi de üvey annemdi.

Bu konuşmanın sonrasında kalkıp odama geçtim. Soyunurken Meryem de geldi. Tek kişilik bir yataktı, çekyat kadar geniş değildi elbette, ama onun gibi eski de değildi. Sağ yanım üstüne çırılçıplak halde uzandım yatağa. Meryem bakışlarım arasında soyunup çıplak kaldı ve o da sol yanı üzerinde yanıma uzandı. Dudaklarına yumuldum hemen. Dünkü gibi sıkıca kapamamıştı dudaklarını. Onları emip dilimi de ağzının içine sokuyordum. Meryem karşılık vermiyordu, ama bu bana yetiyordu.

Yanımda kolları aşağı sarkık halde uzanmıştı, ama benim sol elim vücudu üzerinde geziniyordu. Meryem’in bu tepkisiz hali hoşuma gitmese de ben işimi yapıyordum. Göğsüme değen dolgun memelerini avuçlayıp sıkıyor, karnını ve kalçalarını okşuyordum. Ama bu pozisyonda rahat edemediğim için doğruldum ve “Uzan şöyle!” dedim. Meryem sırtüstü uzandı, dünkü gibi bacaklarını açıp ayırınca arasına yerleştim ve üzerine uzandım.

Beyaz boynunu, yüzünün her yerini, kulaklarını, omuz başlarını öpüp yalıyordum. Göğsümün altında yassılaşan memelerini öpüp emdiğimde ise tarifi imkansız bir zevk alıyordum. Kalas gibi duran Meryem bir süre sonra iki elini sırtıma attı. Ben memeleri ile meşgulken o da omuzlarımı hafiften okşuyordu. Etli meme uçları dil darbelerim ve emmelerim ile gittikçe şişiyordu. Her iki memesini avuçlayıp sıkıyor, hamur gibi yoğuruyordum.

Aşağılara kaymaya başladım. Göbek deliğinin etrafını dilleyip yaladıktan sonra amının üzerinde gezdirdim dilimi. Etli am dudaklarını emerken Meryem’in bundan büyük keyif aldığını hissediyordum. Am dudaklarını araladım ve ortaya çıkan sulu ve pembe amının içini dilledim. Sıcak ve kaygandı amı. Hemen üzerinde bulunan bızırını da dilleyip emdiğimde Meryem’den, “Ihhh!” diye derin bir inilti çıktı, bundan çok hoşlanmıştı. Ben bızırını emmekle ilgilenirken o da saçlarımı çekiştirmeye başlamıştı. Bacaklarını dizlerinden büküp geriye doğru çekince daha rahat bir pozisyon sağlamış oldu Meryem.

Amını iştahla emiyor, dilliyor ve yalıyordum. Geçmişte kız arkadaşımla yaşadıklarımızın faydasını şimdi görüyordum. İki yıl boyunca dolu dolu sevişmiştik. Amından hiç siktirmese de bunun dışında aklımıza gelen her şeyi yapmıştık. Sekste deneyim sahibi bir erkek olmamı kız arkadaşıma borçluydum. Meryem’in amı yalamalarım ve dillemelerim sonucu gittikçe kayganlaşıp ıslanıyordu. Aldığı zevkle inlemeye de başlamıştı artık. Ben de bundan büyük keyif alıyordum.

Ama bu zevk dolu anlarımız dışkapının çalınması ile birden kesintiye uğradı. Meryem büyük bir korkuyla, “Kim bu?” diye beni üzerinden atıp doğrulmaya çalışırken ben de korkudan ne yapacağımı bilmez haldeydim. Meryem kalkıp yerde duran eteğini ve bluzunu giyinirken kapıya adeta yumrukla vuruluyordu. Bu sırada, “Meryem içerde olduğunu biliyorum, aç kapıyı!” diyen Serhat’ın gür sesini duyduğumuzda Meryem öfkeyle, “Orospu çocuğu!” dedi dişlerini sıkarak. Giyinir giyinmez ise fırlayıp çıktı odadan, ben de külotumu giyinip peşinden gittim.

Serhat kapıya vurmaya devam edip, “Meryem aç kapıyı, içerdesin biliyorum!” deyince, Meryem, “Ne istiyorsun, niye geldin, defol git!” diye bağırır gibi konuştu. “Aç kapıyı, seninle konuşmak istiyorum!” dedi Serhat yine, ama Meryem, “Defol git, benim seninle konuşacak bir şeyim yok!” dedi karşılığında. “Aç konuşalım, böyle olmaz!” dediğindeyse, “Ben konuşmak istemiyorum, seni de görmek istemiyorum, benden uzak dur artık!” dedi öfkeyle.

Ancak Serhat gitmemekte, Meryem’le görüşmekte ısrarlıydı. “Eğer kapıyı açmazsan burada beklerim, sen açana kadar da bir yere gitmem!” dediğinde, Meryem, “Allah kahretsin seni, beni millete rezil edeceksin!” dedi. Ama Serhat, “Sen kapıyı açana kadar hiç bir yere gitmiyorum. Bak sadece konuşmak için geldim, inan başka bir niyetim yok. Korkma benden lütfen. Senden özür dilemek istiyorum, ama ne olursun kapıyı aç. Sadece konuşmak istiyorum. Ondan sonra gideceğim, ama ne olursun bir kere görüşelim!” diye adeta yalvarır gibi konuşunca, Meryem bana dönerek fısıltıyla, “Kapıyı açmam lazım yoksa bu hayvan gitmez. Sen içeri gir, sesini çıkartma sakın. Ne olursa olsun sakın çıkma dışarı, yoksa daha kötü olur!” dedi. “Tamam, ama başından sav gitsin bunu, iki saat bekleyemem ben içeride!” dedim. Meryem, “Tamam tamam!” dedi bana ve sonra kapıya doğru gidip, “Az bekle, ama bak sadece konuşacağız, ondan sonra gideceksin!” dedi Serhat’a. Serhat, “Tamam, söz veriyorum, yemin ederim, konuşup gideceğim!” dedi yanıt olarak.

Ben odama geçerken Meryem de peşimden gelip yerde duran türbanını aldı ve başını bağladı. “Yalvarırım ses etme, ben gönderirim bunu. Eğer seni görürse öldürür!” dedi ve ardından kapımı kapadı. Ben de kapıyı kilitledim ve arkasında durup içeriyi dinlemeye başladım.

Bir dakika kadar sonra Serhat’ın sesi salondan geliyordu. Ağlamaklı bir sesle, “Lütfen, senden özür dilemek istiyorum. Bir hayvanlık ettim, beni bağışla!” dediğini duydum. Karşılığında Meryem ise, “Sen beni aptal mı sanıyorsun, daha önce de aynısı oldu, o zaman da affettim ama sonra ne oldu, her şey eski tas eski hamam. Artık geçti Serhat efendi, hem ben artık bu günahı taşıyamıyorum daha fazla. Kocamın yüzüne bakarken utancımdan youwin giriş yerin dibine giriyorum. Cemil de artık çocuk değil, anlayacak diye ödüm kopuyor. Bu iş artık bitti, sen yoluna ben yoluma. Zaten yakında Sivas’a dönüyorum. Ondan sonra birbirimizin yüzünü bile görmeyiz!” dedi.

Serhat, “Son sözün bu mu?” diye sorunca, Meryem, “Evet bu!” dedi. Ama Serhat pes edecek gibi değildi. Yine özürler dileyip duruyordu. Ama Meryem de alttan alacak gibi görünmüyordu, her seferinde, “Artık bitti, boşuna özür dileme!” diyordu. Konuşmalar bu şekilde ilerlerken birden Meryem’in, “Napıyorsun bırak beni!” demesini, Serhat’ın ise, “Ben bitti demeden bitmez, senin amına koyarım!” dediğini duydum.

İçeride işler ters gitmeye başlamıştı anlaşılan. Serhat’ın yumuşak, alttan alan sesi gitmiş yerine öfkeli ve kızgın sesi gelmişti. “Senin amını sikerim orospu, sen kendini ne sanıyorsun!” dedikten sonra Meryem’e vurduğunu duydum. Çıkan dayak seslerini kapının arkasından rahatça duyabiliyordum. Meryem feci bir dayak yiyordu. Meryem’den, “Vurma, vurma, ahhh, vurma!” sesleri çıkarken Serhat küfürler savurup dayak atmaya devam ediyordu. Attığı ve Meryem’in suratında patlayan şiddetli tokatların sesleri bütün evin içinde yankılanıyordu.

O anda yapabileceğim hiçbir şey yoktu. İçeri geçsem Meryem’in dediği gibi daha kötü bir sonuca yol açacaktım. Ayrıca Serhat ayı gibi bir adamdı ve beni de Meryem gibi dövebilirdi. Yapabileceğim tek şey Meryem için dua etmekti, ama seslere bakılırsa dayağın sonu gelecek gibi görünmüyordu. Sehpanın devrilme sesi geldi, Meryem, “Vurma, bırak, vurma!” diyordu ama nafile. Dayak faslı bittiğindeyse ‘Caaarrttt!’ diye bir şeylerin yırtılma sesi geldi.

Meryem ağlamalarının arasında dayak yemekten bitkin bir sesle adeta inler gibi, “Bırak beni, hayvan, bırak!” diyordu, ama Serhat’tan karşılık alamıyordu bu sözlerine. Serhat’ın öfkeli homurtularını duyuyordum. Bir süre sesler bu şekilde birbirini kovaladı, araya Serhat’ın küfürleri de karışıyordu.

Meryem’in ağlaması devam ederken, Serhat’ın, “Eğer dediklerimi yapmazsan bunları kocanla oğluna gönderirim, yoksa sen bilirsin!” dediğini duydum. Bu sözleri birkaç defa daha tekrarladıktan sonra kapının şiddetle kapandığını duydum. Bir süre daha içeriyi dinledim. Meryem’in hıçkırarak ağlamalarından başka ses gelmiyordu artık. Kapıyı açıp içeri geçtim.

Meryem saçı başı dağınık bir halde yerde çırılçıplak yatıyordu. Yediği dayakla ağzı yüzü kan içinde kalmıştı. Hemen kaldırıp tuvalete götürdüm. Ağlamalarına aldırmadan soğuk suyla yüzünü yıkadım. Birkaç dakika sonra kendine gelir gibi olduğunda salona geçtik. Çekyata oturdu. Suratı pancar gibi kızarmıştı. Yerdeki kıyafetleri yırtılmış adeta parçalanmıştı.

Yerdeki kıyafetlerini alıp Cemil’in odasına geçti, ama kapıyı kapamadı. Ben de peşinden gittim. Cemil’in küçük dolabının içinden kendisine yeni bir külot ve sutyenle kıyafetler aldı, onları giyinirken, “Resimlerimi çekti orospu çocuğu, kocamla oğluma gösterecekmiş!” dedi öfkeyle yüzüme bakarak. Nedendir bilmem o an bu sözlerinden çok utandım. Serhat da benim izlediğim yolu izlemişti, Meryem’i çıplak resimleri ile tehdit ediyordu.

Meryem söylene söylene giyinirken Serhat’a küfürler savurup durdu. Giyindikten sonra önümden salona geçti. Çekyata oturdu yine. Sehpa parçalanmıştı. Sandalyeye oturdum, üzerimde halen sadece külotumun olması da garip bir durumdu, ama giyinecek vakti bile bulamamıştım.

Meryem sanki az önce dayak yememiş gibi gülerek, “Amına koyduğumun çocuğu, kendini travestilere siktiriyor, bana da erkeklik taslıyor!” dedi. Belli ki yediği dayağın şokundaydı halen, bir süre daha gülmeye devam etti ve aynı sözleri tekrarladı. Dudağının kenarı patlamıştı. Odamda yara merhemi vardı, onu alıp geldim. “Şunu sür, dudağının kenarı kanıyor!” deyince merhemden biraz sürdü, “Sağ ol!” dedi gülümseyerek.

“Ne olacak peki, gönderir mi resimleri gerçekten?” diye sordum. “Hiçbir şey yapamaz, onunki sadece laf. Karısından it gibi korkar. Öyle bir şey yaparsa karısı da öğrenir çünkü. Karısı hemen anında boşar bunu, kadın zengin, bu çulsuzun biri. Bütün para karısında, lokantası, evi, arabası her şeyi karısının üstüne, bunun götündeki donundan başka bir şeyi yok. Sadece kuru tehdit!” dedi yanıt olarak.

Bir süre sessizce oturduk. O an aklıma bir fikir geldi. Serhat Meryem’i tehdit ediyorsa Meryem de onu edebilirdi. “Senin de elinde görüntüler var, eğer o seni tehdit ediyorsa sen de onu edebilirsin!” dediğimde Meryem anlamamış gibi baktı yüzüme. Duvardaki saati gösterdim. “Kameranın çektiği görüntüler var, eğer seni tehdit ederse sen de bu görüntüleri onun karısına göndereceğini söylersin. Madem karısından it gibi korkuyor, sen bunu yapınca bir daha seni rahatsız etmez!” dedim.

Meryem önce pek anlayamamış gibi baktı, ama sonra sözlerimin aklına yattığını, “Doğru söylüyorsun!” diyerek onayladı. “Tabii ya, eğer öyle bir şey olursa ben de senin dediğini yaparım. Gönderirim karısına, benim başım yanmış anasını satayım onunki de yansın. Doğru söylüyorsun!” dedi gülerek. Sonra da, “İyi ki bu saati buraya koymuşsun!” dedi. Böyle bir şeyin olacağı hayalime bile gelmezdi. Meryem casus kameralı saat için bana teşekkür ediyordu.

Bir süre sonra, “Bunu yaparsan ben de ne istersen yaparım. Beni Serhat belasından kurtar yeter ki!” deyince, “Ne istediğimi biliyorsun!” dedim gülümseyerek. “Biliyorum, onun için söylüyorum zaten. Eğer istersen senin karın olurum, sana karılık yaparım, ne zaman istersen siktiririm kendimi!” dediğinde, “Ne istersem yapacaksın ama!” dedim keyifle. Meryem bunun sonuçlarının nereye gideceğini bilmeden, “Tamam yaparım!” deyince, “Götünü sikmek istiyorum!” dedim.

Meryem bu yaşına kadar götünün bakireliğini korumuştu, ama artık bunun da bir sonunun geldiğinin farkındaydı, bakışlarından belli oluyordu bu.

Usulca, “Tamam.” dedi…

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

şişli escort Antalya escort beylikdüzü escort escort eryaman escort demetevler escort Hacklink mamasiki.com bucur.net hayvanca.net lazimlik.net cidden.net By Casino rus escort bahçelievler escort Escort bayan Escort bayan escort ankara sincan escort bursa escort bayan görükle escort bursa escort bursa merkez escort bayan Kartal escort Maltepe escort Pendik escort otele gelen escort anadoluyakasikadin.com kadikoykadin.com atasehirkadin.com umraniyekadin.com bostancikadin.com maltepekadin.com pendikkadin.com kurtkoykadin.com kartalkadin.com escortsme.com Hacklink Hacklink panel Hacklink bursa escort görükle escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort Ankara escort bayan Ankara Escort Ankara Escort Rus Escort Eryaman Escort Etlik Escort Sincan Escort Çankaya Escort ankara escort bursa escort Escort hurilerim.com bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa sınırsız escort bursa escort bayan bursa escort görükle escort antalya escort istanbul travesti istanbul travesti istanbul travesti ankara travesti Moda Melanj türkçe altyazılı porno porno 64 japon porno burdur escort bursa escort çanakkale escort çankırı escort çorum escort denizli escort diyarbakır escort düzce escort edirne escort elazığ escort ankara travesti escort escort escort travestileri travestileri keçiören escort etlik escort çankaya escort