SALIM DAYININ KARISI(ALINTI)

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

SALIM DAYININ KARISI(ALINTI)
Merhabalar, benim yaşadığım köyde Salim dayı diye birisi vardı. Salim dayının karısı öldü ve adam yeniden evlendi. Evlendiği kadın Dürdane 30 yaşında, Salim dayı ise 65 yaşının üzerinde bir adamdı. Salim dayının dere kenarında bir tarlası vardı, Dürdane ile herzaman o tarlada zamanlarını geçirirlerdi. Tarlaya salatalık, domates ve mısır ekerler ve akşama kadar onlarla uğraşırlardı. Ben o zamanlar 18 yaşında idim ve Salim dayının komşusunun kızı Hacer’i seviyordum. Tabi bizim buralarda sevdiğin kızla buluşmak o kadar kolay değil, kız ancak gece anası babası yattıktan sonra gizlice dışarı çıkabiliyordu. Yine bir gece Hacer ile gizlice evlerinin arka tarafında buluştuk. Biraz konuştuk sohbet ettik ve ben Hacer’i dudaklarından öpmeye başladım. O kadar delicesine öpüşüyorduk ki, kendimizi kaybetmişiz. Bizim oralarda tuvaletler dışarıda, evlerin arka tarafında olur. Salim dayının karısı Dürdane de tesadüfen tuvalete çıkmış ve bizi görmüş, hiç haberimiz olmamış…

Aradan bir kaç gün geçti ve ben ağaçları sulamak için kendi tarlamıza gidiyordum. Ama bizim tarlaya gitmek için Salim dayının tarlasının yanından geçmek zorundaydım. Tarlanın yanından geçerken Salim dayının karısı Dürdane beni gördü, çay yapmış oracıkta oturmuş içiyor. Bana, “Kamil, gel bir bardak çay iç!” diye seslendi, bende kırmadım vardım yanına. “Salim dayı nerede?” diye sordum. O da, “Salim dayın şehre gitti, bugün orda oğlunun evinde kalacak, yarın sabah dişlerini yaptıracak. Yarın akşama anca döner.” dedi. Dürdane etek giymişti, otururken gözüm eteğinin altına takıldı, eteğin altında hiçbirşey yoktu. Bacakları kar gibi beyaz, fakat amı sanki koyun kürkü kadar kıllıydı. Dürdane bilinçli olarak bacaklarını ayırıyor, bana amını gösteriyordu. Ben utandım ve utancımdan nefesim gider gibi oldu. “Ben kalkayım artık…” deyince, “Otur be, sen erkek değil misin?” dedi bana. “Ama sen evlisin?” dedim.

“Evliyim ama siken nerede? Adamın pili bitmiş, ayda yılda bir kere sikebiliyor, ondan da hiç birşey anlamıyorum. Ben ne yapayım, ben insan değilmiyim, benim arzularım yokmu yani? Geçen gece Seni Hacer’le öpüşürken gördüm, yanınıza gelmemek için kendimi zor tuttum. Gittim Salim dayını uyandırdım, belki birşey olur diye. Kendisi uyandı ama siki uyanmadı. Yatakta 1 saat kendimi parmakladım okşadım…” dedi. Ben bu duyduklarım karşısında renkten renge giriyordum. Bana, “Hadi utanma da doya doya bir sikişelim.” dedi ve elimden tuttu kaldırdı beni. Beraber mısırların arasına girdik ve soyunduk. Orada bizi kimse göremezdi. Ben sevdiğim kız olan Hacer’le daha önceden bir kaç kez öpüşmüştüm ama hiç seks yapmamıştım, bu konuda hiç tecrübem yoktu. Yani daha hiç milli olmamıştım…

Dürdane önce benimle öpüşmeye başladı. Kadının yandığı her halinden belli idi, dudaklarımı koparırcasına öpüyordu. Sonra ben onun memelerini emmeye başladım, memeleri taş gibi olmuştu. Kadın heyecandan ve zevkten titriyordu. Sonra benim yarrağı ağzına aldı, ben çok acayip oldum ve 10 saniye sürmeden ağzına güvenilir bahis şirketleri boşaldım. Dürdane önce biraz tiksinir gibi oldu, sonra tekrar ağzına aldı ve bütün menilerimi emdi. Ben de onun amını yalamak istedim ama çok kıllı olduğu için vazgeçtim. Elimi amına attım ve 10-15 dakika kadar okşadım ve parmakladım. Amı sırıl sıklam olmuştu. Bu arada benim yarrak tekrar kalktı ve Dürdane’yi yatırıp amından sikmeye başladım. Daha ikinci sokup çıkarmamda heyecandan bir tuhaf oldum ve duraksadım…

Dürdane bana yalvarıyordu, “Sikmeye devam et ne olursun, hemen boşalma!” diyordu. Ben boşalacığımı anlayınca yarrağımı amından çıkardım, biraz dışarda dursunda hemen boşalmasın diye. 3-5 dakika kadar memelerini yaladım, sonra tekrar soktum sikimi amına. Ara vere vere sikiyordum amını. Yine sikimi amından çıkardığım bir anda, Dürdane arkasını döndü, götünü domaldı ve “Biraz da götümden sik!” dedi. Eski kocası Dürdane’yi götten çok sikermiş, Salim dayı ise Götten sikmek günah deyip hiç götten sikmemiş. Zaten zavallı adam doğru dürüst amdan da sikemiyormuş ya, neyse. Sikimi Dürdane’nin götüne yavaş yavaş daldırdım. Ben girdikçe o inliyordu. Biri duyar diye korkuyordum ve elimi ağzına kapatıyordum. Bir kaç sert darbeyle götüne boşaldım. Biraz öylece sikim götünde yattık dinlendik. Bunu bir kez daha siktikten sonra kalktım ve hemen ordan kaçtım. Acaba birisi gördü mü diye çok korkuyordum. Köye geldiğimde yanımdan geçen herkesin bana baktığını ve olayı bildiğini düşünüp çok utanıyordum.

Aradan 3 gün geçti, öğlen vakti Salim dayının evinin önünden geçiyordum, kapı açıldı ve Dürdane bana seslendi, “Kamil 2 dakika gelsene içeri, Salim dayın senle birşey konuşacakmış.” dedi. Aklıma hemen kötü şeyler geldi, içimden (Eyvah, galiba Salim dayı karısını siktiğimi öğrendi!) diye düşündüm ve korkarak ve istemeye istemeye girdim eve. Ben içeri girdikten sonra Dürdane kapıyı kapadı ve bana, “Misafir odasında bekliyor!” dedi. Utana sıkıla misafir odasına doğru yürürken, heyecandan ve korkudan kalbim duracak gibiydi. Fakat içeri girince resmen aptallaştım iyicene ve gözlerime inanamadım. Karşımda sevdiğim kız Hacer!

Meğer Salim dayı tarladaymış. Dürdane de ‘Evde temizlik yapacam’ bahanesi ile onunla tarlaya gitmeyip evde kalmış ve Hacer’i çağırmış. Sonra da benim ordan geçmemi beklemeye başlamışlar. Ben daha kendime gelemeden, Dürdane arkadan bana sarıldı, boynumu kulaklarımı öperek, “Salim dayını merak etme, akşam geç vakitte gelir. Hadi durma Hacer’in yanına geç!” dedi. Dürdane bana sarılmış bir vaziyette Hacer’in yanına geldik. Ben bu arada hiç bir şeye anlam veremiyordum, ne oluyor, ne bitiyordu…

Derken Hacer’in bana sinsi sinsi gülümsediğini farkettim. Ben daha, “Neler oluyor burada?” demeye kalmadan, Hacer ayağa kalktı ve dudaklarımdan öpmeye başladı. Ardından da, “Geçen tarlada Dürdaneyi çok güzel sikmişsin. Hele yarağını nasıl yaladığını, anlata anlata bitiremedi!” dedi. Dürdane, “Evet, harikaydı!” diyerek elini attı kemerimi çözerek pantolonumu canlı bahis ve donumu indirdi, yarağımı eline aldı, biraz okşayıp sertleştirdikten sonra ağzına aldı ve yalamaya başladı. Sonra Hacer’i kolundan tutarak önümde diz çöktürdü ve bir elinde yarağım, öbür eliyle Hacer’in kafasını yanaştırarak, yarağımı Hacerin ağzına verdi…

Hacer Dürdane’ye nazaran yarağımı daha acemice yalıyor ve emiyordu. Dürdane Hacer’in bir elini taşşaklarıma, diğer elini de yarağıma getirip tutturduktan sonra Haceri’n arkasına geçti ve yarağımı yalamakta olan Hacer’in hırkasını çıkardı. Ardından gömleğinin düğmelerini açıp ve gömleğini çıkardıktan sonra, sıra sütyenine gelmişti. Kopçasını açıp sütyenini de çıkarınca Hacer’in tazecik ve küçük memeleri karşımda dim dik duruyordu. Tam ben Hacer’in memelerine ellemeyi düşünürken, Dürdane ellerini arkadan Hacer’in kollarının altından öne doğru uzatıp, Hacer’in memelerini avuçladı ve okşamaya başladı. Mememe uçlarıyla oynadı. Meme uçları iri nohut taneleri gibi büyümüştü. Sonra başladı Hacer’in kulaklarını, ensesini, boynunu ve omuzlarını yalamaya. Hacer iyice kendinden geçmiş ve yarağımı deli gibi emiyordu. Bense boşalmamak için kendimi zor tutuyordum. Baktım fazla tutamıyacağım, utanarak kızararak Hacer’e, “Ne olursun yavaş ol, galiba geliyorum!” diyebildim.

Dürdane hemen Hacer’e müdahale etti, “Çabuk bırak, çekil kenara!” diyerek, Hacer’i kenara çekti, yarağımı ağzına aldı ve hızlı hızlı emmeye başladı. Aradan 5 saniye geçmeden benim yarak sarsıla sarsıla Dürdane’nin ağzına patladı. Hacer büyük bir şaşkınlık ve ilgiyle benim boşalmamı izlerken Dürdane de ağzından taşıp çenesine süzülen döllerimi parmağıyla sıyırıp tekrar ağzına sokuyor ve yutuyordu. Sikimin kılları ve taşşaklarım hep döle bulanmıştı, Dürdane banyoyu işaret ederek “Git sikini daşşağını yıka gel!” dedi.

Gittim banyoya, iki dakikada temizlenip geldim. Geldiğimde Dürdane Hacer’in eteğini ve külodunu çıkartmış, Hacer’i divana oturtmuş, bacaklarını karnına doğru çektirtmiş, eliyle Hacer’in kabak çiçeği gibi açılmış amcığını ovalıyor ve bızırı ile oynuyordu. Ben yanlarına gelince kendisi Hacer’in önünden kalktı ve bana, “Gel buraya, diz çök!” dedi. Ben hemen divanın önüne diz çöktüm ve Hacer’in nar gibi amcığı ile burun buruna geldim. Dürdane ensemden ittirerek kafamı Hacer’in yeni traş olmuş Kaymak gibi amcığına doğru bastırdı. Ben daha dururmuyum, başladım Hacer’in zaten kendiliğinden ıslanmış amcığını yalamaya. Deli gibi yalıyordum, amcığının dudaklarını, bızırını, deliğini… Aynı zamanda Dürdane de Hacer’i dudaklarından öpüyor, memelerini okşuyordu. Hacer gözlerini kapamış, vücudunu sağa sola atarak çırpınıyordu. Ben dilimi amcığınının deliğine sokup çıkarmaya başlayınca, Hacer gerile gerile boşaldı…

Ayağa kalktığımda benim yarak yeniden sertleşmiş, odun gibi olmuştu. Hacer gözlerini yarağıma dikti, bacaklarını iyice ayırdı ve bana yalvaran bakışlarla bakarak “Hadi sik beni, amıma sok!” dedi. Sonunda yıllardan beri sikmeyi bahis siteleri arzuladığım kız kendi ağzıyla bana “Sik beni, amımı sik!” diyordu. Ama Dürdane hemen araya girip “Olmaz, kız daha bakire. Kızı sana telef ettirmem! Ne zaman nikahı basarsın, amından da o zaman siker kızlığını bozarsın! Kızın günahına girme, sonra ben vebal altında kalırım!” dedi. Hevesim kursağımda kaldı. Hacer, “Dürdane abla, biz birbirimizi seviyoruz, hem zaten ilerde birbirimzle evlenmek istiyoruz, ne olur izin ver beni siksin, çok istiyorum!” deyince, Dürdane, “Amdan olmaz! Sikilmeyi madem çok istiyorsun, o zaman götten siksin!” dedi. Hacer de, “Tamam!” deyip doğruldu, arkasını döndü ve divanın üzerine domaldı. Dürdane, “Bak güzelim sonra söylemedi deme, götten çok acır.” diye Hacer’i uyardı. Hacer de, “Acırsa acısın, ben sikilmek istiyorum!” dedi.

Dürdane, “Peki o zaman, benden günah gitti. Bekle, biraz alıştırayım bari!” dedi ve Hacer’in göt deliğine tükürdü. Parmaklarıyla tükürüğü göt deliğine iyice yedirdikten sonra önce işaret parmağını sokarak sağa sola çevirdi, ardından orta parmağını da soktu ve birkaç dakika boyunca Hacer’in göt deliğini genişletti. Sonra benim sikimin kafasını da tükürüğü ile ıslattı, “Hadi bakalım!” diyerek elleriyle Hacer’in kalçalarını iyice ayırdı ve Hacer’in göt deliğini bana sundu. Sikimi Hacer’in göt deliğine dayadığımda Hacer çok korkuyordu ve titriyordu. Hacer büzüğünü çok kasıyordu. Zorla da olsa kafasını soktuğumda, Hacer dudaklarını ısırarak, “Oyyy, yandım anammm!” dedi. Götü çok dardı. Yavaş yavaş ilerlediğimde Hacer acıdan ağlamaya başladı. Sikimi sonuna kadar sokup çıkarmaya başladığımda Hacer’in götünden biraz kan geldi, galiba büzüğü birazcık yırtılmıştı. Bu arada Dürdane de boş durmayıp bir eliyle Hacer’in amcığı ile, diğer eliyle de benim taşşaklarımla oynuyordu.

Hacer’in o daracık götünü sikerken aldığım zevki tarif etmem mümkün değil. Hacer’i kasıklarından tutup kendime doğru çektim ve sikimi sokup çıkarmayı hızlandırdım. Hacer’in, “Yeter artık, öldüm, mahvoldum!” demesiyle son bir kez dibine kadar yüklendim ve içine boşaldım. Hacer ağlayarak, “Nolur, tamam artık. Kımıldama!” diye yalvarıyordu. Benim zaten dizlerim tutmuyordu, kımıldayacak halim kalmamıştı. Hacer’e sarıldım ve sikim içinde bir şekilde divana uzandım. Sikim Hacer’in götünün içinde kendiliğinden küçülene kadar öylece bekledim. Sikim iyice küçüldüğünde çıkarmak istedim, ama Hacer, “Hemen çıkarma, nolur biraz daha kalsın içimde!” deyince bir iki dakika daha durdum içinde. Bu arada Dürdane iki tane havlu getirdi, birini bana birini de Hacer’e vererek, “Bittiyse, ikiniz de doğruca banyoya!” dedi. Hacer’le birlikte banyo yapıp geldiğimizde, Dürdane çay yapmıştı. Çaylarımızı içip epeyce bir dinlendikten sonra bir kez de Dürdane’yi amından siktim ve Salim dayı tarladan dönmeden hemen uzaklaştım ordan…

Daha sonra bu sikişmelerimiz (belli aralıklarla) iki sene kadar devam etti. Sonra ben üniversiteyi kazandım ve köyden gittim. Hacer’i başka birisiyle evlendirdiler, kocasıyla şimdi Kayseri’de oturuyorlar. Arada bir Kayseri’ye gidiyorum ve Hacer’le sikişiyoruz, anılarımızı tazeliyoruz. Dürdane ise, Salim dayı ölünce başka bir ihtiyar adamla evlenip köyden gitmiş, birdaha onu göremedim. Kimbilir kiminle sikişiyordur şimdi…

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Okulun orospusu annem

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Okulun orospusu annem
Lise 3 sınıf öğrencisiyim babamı 4 yaşımda kaybettim annem o seneden beri dul,annemden bahsetmek gerekirse siyah saçlı kahverengi gözlü dolgun göğüslü noramaline göre büyük ve dolgun götlü 170 civarlarında bi kadındır kendisi.Neyse hikayeye geçelim,sınıfımızda anlaşamadığım Bekir adında bi çocuk var kavga etmişliğimizde oldu tabi herneyse birgün bu okula gelmedi ve ertesi günü okula geldiğinde gülerek “Fatihin annesiyleydim” dedi bende aldırış etmedim pek güldüm geçtim “siktir ordan” falan dedim.
Akşam olunca Bekir bana annemi sikerken,sakso çektirirken yatağa uzanmış şekilde fotoğraflarını attı ve “Noldu inanmadın?” diye bi mesaj attı çok şaşırmıştım napacağımı bilemedim mesaja yanıt bile vermedim.Okula gittiğimde Bekir bana bıyık altından pis pis gülüyordu.
Ertesi gün Bekir ve yakın arkadaşı Samet okula gelmediler ve akşamı tekrardan fotoğraflar geldi.Samet ile Bekir okula canlı bahis gelmeyip annemin yanına gitmişler ve annemi saatlerce sikmişler.Bekir sürekli yanına 1 kişi alarak annemi sikmeye gidiyordu.En sonunda işler çığrından çıktı ve Bekir tayfasıyla birlikte okula gelmedi o gün çok korkmuştum çünkü tayfası 12 kişiydi.Akşam olduğunda Bekir yine fotoğraf yollamış yanına 10 dakikalık video eklemişti videoda Annem başta kıyafetleriyle ortada dans ediyor daha sonra 12 kişinin arasına girip pantolonlarını indirip teker teker yalamaya, yalarken de elliyle diğer siklerle oynuyordu annem 12 kişinin siklerini yalarken Bekir de sikleri köküne kadar alması için annemin kafasına bastırıyordu.Daha sonra yatak odasına geçtiler Bekir aldı annemi yatağa attı yaladı yuttu resmen sonra domaltır pozisyona aldı.Başta yavaş yavaş gel git yaparken hızlandı ve böğüre böğüre sikmeye başladı annem yavaş ol diye inlerken tipobet giriş diğerleri de annemin heryerini okşuyor ağzına veriyorlardı.Böyle saatlerce sikmişler gerek tost yapmışlar gerek sıra sıra sikmişler.Sonra bu iş okulun kabadayısı Selim abinin kulağına gitti.Selim abi lise 4 e gidiyor ama 1 sene kalmış.İri yarı birşey lise4 demeye bin şahit ister.Neyse Selim Abi Bekiri kenara felan çekmiş rahat bırakın o kadını falan bende hafif sevindim herhalde koruyucak bizi falan aksine artık o sikicekmiş kadını.Neyse ertesi gün okula çıkar gibi yapıp odamda durdum ve 1-2 saat geçmeden kapı çaldı Selim abi gelmişti.Yanında cılız bir çocuk daha vardı 9.sınıflardan olmalı.Neyse oturdular konuştular biraz daha sonra Selim Abi anneme doğru yaklaştı bacaklarını ve göğsünü okşamaya başladı annem de az değil Selim Abinin sikiyle oynaşmaya başladı bir süre sonra pantolonunu indirerek Selim Abinin canlı bahis aletini yalamaya başladı.Annem Selim Abiye”Senin alet de epey büyükmüş zorlayacak bu beni”dedi ve gülüştüler.Gerçekten de Selim Abinin yarrağı kocamandı ben bile korktum denilebilir.Neyse Annem Selim Abinin yarrağını yalarken cılız çocuk da annemin götünü okşuyor ara sıra da memelerini sıkıyordu.Daha sonra Selim Abi annemi kolundan tutup yatak odasına götürdü ve yüzüstü yatırdı.Üstüne kapaklandı iriyarı vücüduyla saçından geri çekerek sertçe pompalamaya başladı annem zevkten çığlık çığlığa kalmıştı.Hayvan gibi sikiyordu daha sonra içine boşalıp lavaboya gitti.9 a giden çocuk bile annemi sikiyordu kötü bir duygu gerçekten.Çocuk da boşaldıktan sonra evden gittiler.Artık annem okulun orospusu oldu tüm okulda sikilirkenki fotoğraf ve videoları vardı.Ben evde yokken Selim abi ara ara eve uğruyor yanında 3-4 kişiyle birlikte sikiyorlardı.Okulun bir kısmı annemi sikmiş bir kısmı da annemi sikmeyi bekliyordu.Annem de nasıl orospu ise eve gelen herkesin yarrağının tadına bakıyordu.Devamında yaşanmış enterasan olaylar var ilgi gelirse devamı gelir sağlıcakla kalın.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Türbanlı Annemle Seks Hikayemiz 2

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Türbanlı Annemle Seks Hikayemiz 2
Günler annemi ellemek sürtünmek için fırsat kollamakla gelip geçiyordu. Fırsatını yakaladığımda da affetmiyordum zaten. Hele o Pazar günleri yok mu annemi ev içinde temizlik yaparken izlemeye bayılırdım. Ama babam o gün evde kalırsa acayip sinirlerim bozulur kendimi odaya kapatır nette bol bol anasını siken, siktiren kişilerin hikayeleriyle vakit geçirir yada ensest porno filmler izlerdim. Bazen de kafa dengi benim gibi birisini bulursam chat yapar karşılıklı fantezilerle siklerimizi bayram ettirirdik. Son zamanlarda en büyük düşlerimden birisi annemi birisi ile sikişirken izlemekti ama bu pek mümkün değil annem aşırı derece de mutaassıptır. Mutaassıptır ama yaşıtlarına ve mahalledeki diğer kadınlara bakınca annem her zaman daha şık ve özenli giyinir.
Bir Pazar günü annemin kapı önünde seslenmesi ile uyandım. Pek te yataktan kalkasım yoktu. öylece tavana baka baka kendime gelmeye uğraşırken, annemin söylene söylene odama doğru yaklaştığını anladım. Uyku numarasına yatıp beklemeye başladım. Annem söylenerek içeri girdi. İçeri girdiğinde susmuştu. Gözlerimi hafif aralayıp onu izlemeye başladım oda da geziniyor sağı solu topluyordu. Aman Tanrım yine çok güzel giyinmişti. Üzerinde gri belini ve kalça kısmını saran eteği, beyaz bir bluz ve mavi – mor karışımı diyebileceğim parlak eşarbıyla sultanlar gibi görünüyordu. Annemin eşarp bağlama şekli yüzüne o kadar yakışıyordu ki bazen 31 hayallerimde annemin ağzına sikimi verip yalattıktan sonra başörtüsüne ve yüzüne boşaldığımı düşünürdüm. Ben onu sırtı bana dönük şekilde öyle izlerken birden bilgisayar masasını toplamak için domalmaz mı uffff ya sabah sabah sikim yine kazık gibi olmuştu. O orada uğraştıkça ben mest oldum dakikalarca bana doğru domalmış kocaman kalçalarını sıkmamak için kendimi zor tuttum.

İşini bitirdikten sonra “oğlum kalk hadi artık” diye seslendi. Onun bana dönmesiyle yeni uyanıyormuş gibi yaparak hafifçe gözlerimi açtım. Kollarımı geriye atıp gerinerek “günaydın annem” dedim, “günaydın oğlum kalk hadi saat baya oldu bir şeyler ye” “kaç ki saat” “11 e geliyor oğlum ölü gibi uyudun” “Ooooo hakkaten çok olmuş haklısın kalkayım” bahis şirketleri “tamam hadi kalk gel bende çay koyayım sen hazırlanana kadar”. Kalkıp doğru duşa gittim tabi duş alırken bir kez daha asılmayı ihmal etmedim o kocaman kıçı kim görse dayanamazdı zaten boşalmadan. Duştan çıkıp altıma eşofman giyerek mutfağa geçtim. Bilerek masaya oturmak için ters tarafı seçtim ve kalçalarına sürtünerek yerime oturdum. Kahvaltımı yaparken annem mutfak tezgahında bir şeylerle uğraşıyordu. Kocaman götünü seyrede seyrede zevkle kahvaltımı yaptım. gri parlak üzerinden tüm ayrıntıları belli olan o kocaman götü kalın baldırlarını ve bacaklarını seyre doyum olmuyordu. Kahvaltımı yapıp yine arkasından geçerken öyle bir yüklendim ki koca götüne “ıhhhhh” diye inledi annem.

Salona geçip aptal dedim kendi kendime. O da istiyor işte, yapıyor yapıyor yarım bırakıyorsun işini pısırık herif. Bir gün de adam gibi ol da devamını getir. Öyle de diye hayıflandım. Getirmesine getirilir de ya karşılık vermezse itiraz ederse rezil olurdum. Ya kendimi öldürürdüm sonra ya da kaçar giderdim buralardan. Offf ya ne yapacaktım ben böyle. Oysa şöyle onu çırılçıplak kollarıma alıp her yerini okşasam, kocaman amcığını dillesem, götünü sıktıra sıktıra yoğursam, dünyada ölsemde gam yemem. Ben aklımda bu düşüncelerle tilkileri birbirine bağlamış kovalarken annem salonu toplamaya başladı. Tam önüme geçiyor eğiliyor kıvrılıyor sanki kocaman götünü doya doya seyretmem için fırsatlar veriyordu. En son önümdeki sehpaya da gelip silerken önümde domalınca sikimi çıkarıp götüne bir hamle de giresim geldi. Bol bol verdiği frikiklerle gözlerim bayram etti. Annem elektirik süpürgesi ile etrafı temizlerken bu seferde bluzunun önünden sarkan (zaten bluzuna zor sığıyor) memelerine dikkat kesildim. Ya bu Pazar azdıkça azıyordum. En sonunda süpürgeyle önümden geçerken kocaman götüne bir şaplak attım. Önce duraksadı. Şimdi ne olacaktı birden döner o da benim yüzüme bir şaplak atarsa bittiğim andı. Hafifçe döner gibi yaptı sonra ben hemen lafa girdim “hamarat annem benim, çok yordun kendini. İşe o kadar kaptırdın ki bende kendine gel diye şakadan bir tokat atayım dedim” bahis siteleri “doğru söylüyon oğlumda bu işleri kim yapacak” ohhhh annem bu hareketime hiç ses çıkarmadı ama bu sefer ileriye gitmeye kararlıydım. Ayağa kalkıp sevgi ile sarılıyor gibi arkasından sıkıca sarıldım ona. Götünün yumuşaklığını hissetmenin hazzını yaşarken “annem benim çok yoruluyorsun sen” diyerek yanak boyun karışımı da bir öpücük kondurdum. Öylece durmuştu annem. Tepki vermeyecekti biliyordum. Önüne doğru döndü sonra “yoruluyorum yorulmasına da ne yapalım bir şekilde geçecek hayat” dedi. Sonra da şöyle silkelenir gibi bir hareketle benden kurtulup işine devam etti.
İşte bu harikaydı. Ona dayanmıştım ve annem buna ses çıkarmamıştı. Biliyordum onun da bana karşı zaafı vardı. Ama işte daha ileri nasıl gidilebilirdim ki. Olacaktı bu iş sonu mutlaka gelecekti biliyorum. Annemin yaptılarıma karşılık ses çıkarmaması beni rahatlatmıştı.

Akşama kadar annem ev işleri ile uğraşıp durdu. Bende yaşadığım olayların etkisiyle kendimi yine internete cinsel sohbet sitelerine, forumlara bağladım. Benim gibi ensest arkadaşlarla sohbetler ediyor onlara aklımdan geçenleri söylüyor gerçekten ilişkisi olanlardan da fikirler almaya çalışıyordum. Tabi her erkeğinde yaptığı gibi 31 lere devamdı.

Akşam babam geldi zaten oturma desek masaya da oturmadan ayakta birşeyler atıştırıp gidecekti ama tabağını bitirir bitirmez koşar adım evden çıktı gitti. Ne vardı şu kahvede bir türlü anlamam. Tamam bizde gidiyoruz bir iki el okey ondan sonra sohbet faslı 2 saat sonra kahve dar geliyor bana. Hoş evde böyle bir güzellik varken hangi deli kahveye gider ki…

Annem masayı toplayıp mutfak tezgahında uğraşmaya başladığında bu sefer dayamakla kalmayıp alttan resmen avuçladım annemin kalçalarını. Ya bu kadar uğraş çabaya karşın doğru dürüst sessizlik dışında bir tepki alamamakta beni delirtiyordu aslında.

Salona geçip saçma sapan dizilerden birisini izlemeye başladım. maşallah bir komedi bölümünde espirisinin yapıldığı gibi bizim diziler “ev sahibi hizmetçiye, hizmetçi bahçıvana, bahçivan alayına” gibi değişik anlamsız şeylerle doluydu. İhanet eden edene, güvenilir bahis birisinin sevgilisi öbür bölüm öbürünün karısı oluyor. Ne denebilir ki arkadaş. Ben öyle tv ye mal mal bakarken annem elinde çerez tabağıyla gelip kanepeye oturdu. Hem çekirdek çıtlıyor hem de tv izliyorduk. Muhabbet açmak için “bu ne biçim saçmalık ya” dedim “doğru diyon oğlumda izlicek başka birşeyde yok” “öyle de baksana deyim yerindeyse döngel keranesi olmuş ortalık” sonra da yavaş yavaş konuyu değişik şeylere getirmeye başladım. “anne bak falanca nasıl giyinmiş bence yakışmamış” “bilmem oğlum zengin işleri bunlar moda diyolar ya” “öyle de anne baksana şuna ya o güzelim külotlu çorabın üzerine öyle etek mi giyilir” “ya ne giyilecekti ki” “bence senin şu gri ve siyah parlak eteklerin var ya onun altına çok güzel yakışır külotlu çorap” “sen git yönetmen ol oğlum harcanıyorsun” “öyle deme anne yaaa” gülüştük biraz. Aslında olay istediğim noktaya da gelmişti. “anne biliyormusun sen külotlu çorap giysen sana çok yakışır” “aman istemem ben külotlu mülotlu çorap” “neden anne” “yakıştıramıyorum oğlum ben onu” “aaaa neden yakışmasın benim sultanıma” diyerek elimi dizine koydum ve hafif bir okşama ile “sen ne yapsan yakışır. Millet senin gibi giyinmeyi düğünde beceremiyor be” “hadi ordan deli oğlan” “valla bak” “sen ciddi ciddi yakışacak diyorsun külotlu çorap öyle mi” “yakışmaz mı annem hem de ne biçim” annemin yüzünde bir mutluluk tebessümü vardı. Yıllardır belki de babamdan benim yaptığım iltifatlardan hiç birisini almamıştı. “oğlum öyle diyosunda şu halime bi baksana” “ne varmış halinde anneciğim” “daha ne olacak oğlum bu kilo ile öyle şeyler giyilir mi” “ahhh annem ya taktığın şeye bak. Tayt giyen külotlu çorabı hayli hayli giyer” “yok istemem ben böyle iyi” anladım ki söz geçiremeyecektim. Aslında onun külotlu çorap giymesini o kadar çok istiyordum ki. Böylece tombul olmasından dolayı sarkan yerleri hafif toplanır, kalçaları da benim göz zevkime göre daha sıkı dururdu. Israr etmenin de bir anlamı yoktu. Annem yok dedi mi daha da ikna olmaz.
Annemle konuşurken şaka yollu sarılmalara ve okşamalara devam ettim. Aklım fikrim annemi ellemekteydi. Annem de artık benim elleyip okşamalarıma pek aldırış etmiyordu. Hatta hoşuna gittiğini düşünüyordum ama ileri de gidemiyorum ki. Hadi be anne bir ışık ver bana ver ki ben de sana olan duygularımla özlemini çektiğim müthiş vücudunu doya doya öpüp koklayabileyim.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Fatoş’umun minik götü

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Fatoş’umun minik götü
Üniversiteyi kazanınca o kadar mutlu olmuştum ki, anlatamam. Bu sikim gibi kasabadan kurtulacak büyük şehirde yaşamaya başlayıp am üzerinde göt sikecektim. Güzel tatlı hayaller ile yorganın altında asıldıkça asılıyordum. Çıtır üniversiteli kızların minik kahverengi göt deliklerini, pembe jilet gibi amcıklarını düşünüp boşalıyordum.

Evdeki hesap çarşıya uymuyor derler ya benimki de uymadı. Amcamın vasıtası ile bir tanıdığın küçük, köpek bağlasan durmaz zemin katında üç odalı bir evde kalıyordum. Babamın işleri bozulmaya başlamıştı kasaba da ürünler istenilen seviyede değildi bir türlü önce harçlıklarım eksildi en sonunda babam acı gerçeği söyledi “seni okutacak gücüm kalmadı”

İki aydır kirayı veremiyordum, ev sahibim aynı apartmanda fırın işletmecisiydi karı koca birlikte çalıştırıyorlardı fırını. Am üzerinde göt sikme derdinde olan ben artık yaşam savaşının içindeydim, kızların minik götleri ile amları benim uzağımda idi artık. Günü birlik işlerle idare ediyordum ama artık daha iyi bir şey yapmam lazımdı, ilk iş ev sahibim ile konuşmak oldu.

Evet fırını karı koca işletiyorlardı ama işi bilen, ayarlayan Mehmet abinin eşi Fatoş’tu türbanlı, zayıf ama diri bir kadındı elinden her iş gelir derler ya öylesi, kendine bakan bir kadındı. Eşi ile aralarında yaş farkı da vardı ya bananeydi bunlardan.

– Fatoş abla
– Efendim canım
– Abla iki aydır sana ödeme yapamıyorum, babamın işleri bozuldu şu aralar beni idare eder misin biraz
– Haberim var amcan söyledi olur ederiz problem yok
– İş arıyorum abla part-time, günü birlik işler var ama anca karnımı doyuruyor
– Hıımmmm burada çalışsan nasıl olur acaba
– Sahi mi abla
– Evet ama yapar mısın bilmem
– Yaparım abla şartları konuşalım.

Artık iş bulmuştum. Okuldan arta kalan zamanları fırında geçiriyor kah un taşıyor, kah odunları taşıyor kah geceleri ekmek kasalıyor, gündüzleri de öte beriyi siliyordum. İşin ayıbı olmaz cebim para gördükçe kendime geliyor minik fantazilerim ile sikimin kabarışı bir oluyordu. Mehmet abi ile Fatoş ablada dünyanın en iyi insanlarıydı gözümde. Beni de pek sevmişlerdi, sayelerinde cebin üç kuruş görmüştü.

Okullar bitince de gitmedim kasabaya tam gün çalışıp para biriktirmek istedim işte hayatımı değiştiren olaylar öylece başladı, on sekiz yaşında zıpır kuvvetli bir delikanlıydım o vakitler. Mehmet abi işle pek ilgilenmez paso gezer tozardı, ara sıra çapkınlıklarını anlatırdı. Çapkın bir adamdı velhasıl birkaç kere otomobilinde güzel kadınlar gördüğüm olmuştu. Fatoş abla bunun farkında mıydı, biliyor muydu bilmiyorum. 25-26 yaşlarındaydı Fatoş abla Mehmet abi ise 48 giydiği takım elbiselerin fiyatı dudak uçuklatırdı.

Yaz ayının kavurucu sıcaklarında uyanıp işe gitmiştim gece, pompa bozulmuştu usta Fatoş ablayı aramıştı bende içeriye girip üzerimi değiştirmek istedim soyunma odasına geçi çırılçıplak soyundum iş elbisemi tam üzerime giyecektim ki birden kapı açıldı. Fatoş ablanın karşısında dal taşak duruyordum, önüme baktı gözleri sikimin üzerinde on onbeş saniye dolaştı, kalbim deli gibi atıyordu utanmıştım, “pardon” deyip kapıyı kapatınca yere çöktüm resmen beni işten atabilirdi neyse yapacak bir şey yoktu. İşe başladık Fatoş abla da bir canlı bahis süre sonra gitti, giderken bana şöyle bir baktı “kolay gelsin” dedi hepimize.

Neyse birkaç gün geçmişti tehlikeli bir durum da söz konusu değildi artık rahatlamıştım. Tam o sırada “çarşamba akşamı bize yemeğe gel demişti Mehmet abi konuşacaklarım olacak seninle”

çarşambayı zor etmiştim. Acaba Fatoş abla söylemiş miydi, beni işten mi çıkaracaklardı. Merdivenleri bu kaygılı düşüncelerle çıktım zili çaldım.

Yemeğe başlamıştık Fatoş abla önüne bakıyor mümkün mertebe benimle göz göze gelmemeye çalışıyordu. Mehmet abi ise arada bana bakıyordu derin bir suskunlukla yiyorduk yemeklerimizi, yemeği yarılayınca Mehmet abinin sesi gürledi.

– Tahsinciğim seni buraya çağırdık çünkü konuşmak istediğimiz özel bir konu var. Sözlerime iyice kulak ver. Fatoş ablanla üç senedir bir evliliğimiz var, iyi kötü gidiyor işte evlilik beni de nasıl bir insan olarak görüyorsun bilmem ama malumun bütün işleri Fatoş ablan hallediyor bizim bir sorunumuz var. Bak canım kardeşim sana bir teklifte bulunacağız sorunun çözümü için ben uzun yıllardır şeker hastasıyım be sertleşemiyorum cinsel olarak sıfırım el alem bir şey demesin diye kadınlara çapkınlık altında para yedirdiğim oluyor ama bu durum Fatoş ablanın canına tak etti, bir süredir arayış içindeydik ama kabul edersin ki böyle bir şey kolay değil. Sen bize yardımcı olacaksın
– Yardım mı nasıl?
– Bak güzel kardeşim Fatoş ablanla evleneceksin
– Abi siz zaten evlisiniz nasıl olacak o

Fatoş abla kafasını kaldırmış yüzümü dikkatlice inceliyordu. Söze girdi.
– Bak Tahsin evliliğimiz dini bir şekilde olacak yasal anlamda Mehmet abinle evli olacağım ben, diğer türlü seninle olacak. Temiz bir çocuksun senin de maddi olarak yardıma ihtiyacın var yarın akşama kadar düşün bunu, bir cevap ver. Cevabın olumsuz ise bu konu hiç konuşulmadı anladın mı?
– Evet, anladım.

Ertesi gün etraflıca düşündüm. Kabul etmekten başka ne çarem vardı ki. Müsait bir zamanda Fatoş ablayı yalnız bulunca. “Abla tamam kabul ediyorum” dedim gözlerinin için parladı, gülümsedi. Ben “Mehmet abine söylerim tatlım, akşam bir yere gideceğiz o zaman” dedi.

Araba ile yola çıktık, nereye gittiğimizi bilmiyordum, korkuyordum, bir taraftan da ne olup bittiğini merak ederken ön tarafta oturan Mehmet Abi , Fatoş’a bakıp”boş ol boş ol boş ol” dedi. Fatoş abla da kafasını bana doğru çevirip nikahımızı kıymaya gidiyoruz şimdi, cumartesi de gerdeğimiz var deyip sırıttı. Ben de gülümsedim. Köyün birinde nikahımız kıyıldı arabada Fatoş abla yanıma oturmuştu. Başını omzuma yaslamış, elimi tutmuştu.Ben tırsıyordum ama Mehmet abi beni rahatlatmak için “Oğlum çekinme o kadar bende iş yok zaten artık Fatoş senin karın, benim tek derdim ekonomik rahatım bu saaten sonra benden çekinme, fakat ikiniz de dikkatli olun ha bu mevzu üçümüzün arasında”

Cuma gecesi Fatoş ile smsleşmiştik. Şu şekilde bir sms oldu.
– Sabırsızlanıyor musun Tahsin
– Evet
– Benim de Mehmet ibnesi parmakları ile hallediyordu o işi
– Anladım
– Çekinme be artık benim kocam sensin
– Daha olmadım cumartesi olacağım
– Büyük bir yarağın var görünce aktım resmen
– Ondan sonra mı karar verdin
– Evet taş gibi çocuksun suyumu tipobet giriş sık benim
– Sıkarım canım merak etme seni inletirim
– Offf sabrım yok bak cumartesiye kadar zor daynacağım.

Cumartesi olmuştu aradan geçen iki gün de bende bir hayli rahatlamıştım fakat iş yerinde oldukça dikkatli oluyorduk, durum hoşuma bile gitmişti 1.70 boylarında zarif, narin, ince yapılı bir kadındı Fatoş elbiseleri geniş olduğundan geri kalanlarını görmek için sabırsızlanıyordum bir ara tezgahın arkasına geçerken elimi götüne atıp sertçe tuttum kalçalarını gözümün içnie bakıp gülümsedi sadece sessizce “akşamı bekle kocacığım” dedi.

Akşamı zor etmiştim, Allah var Fatoş hoşuma gitmeye bile başlamıştı. Evde uzanmışken sms geldi, yarım saat sonra gelebilirsin. Hemen kalkıp bir dul aldım güzelce giyindim parfüm sürdüm ve zile bastım. Kapıyı Mehmet abi açtı güzel bir masa hazırlanmıştı rakı bile vardı. Masaya geçince içeri Fatoş girdi beyaz bir elbise giymişti, göğüs çatalı belli olan minisi ile enfes gözüküyordu gelip yanıma oturdu.

Dipdibeydik kalbim heyecanla çarpıyordu. Mehmet abi ile ben rakı içerken o bir bardak bira içiyordu sonra gözlerimin içine bakıp “Arada içiyorum kocacığım” dedi bende “iyi iyi” dedim. Mehmet abi de gülümsemişti, dakikalar ilerledikçe ben elimi Fatoş’un omzuna atmıştım o da benim önümü avuçluyordu Mehmet abinin gözlerinin önünde elleşiyorduk o da ses çıkarmıyordu. Yemekler bitmişti birer sigara yakıp sohbet ettik sigaralar bitince Fatoş elimi tutup “Mehmet biz yatağa geçiyoruz, sen masayı topla” demişti. İşte büyük an gelmişti.

Odaya varır varmaz dudaklarımız birleşti. Elimi kalçalarına atıp okşamaya başladım, o ise benim kafamı avuçlarının arasına almış kemire kemire öpüyordu bende öpüşlerine karşılık veriyor ellerimi sırtında götünde dolaştırıyordum altında tangası ile kadife gibi bir teni vardı sert göt yanakları avuçlarımı dolduruyor beni mest ediyordu. Fatoş üzerimi çıkarıp boynumu omuzlarımı meme uçlarımı emiyordu
– Offf çok azdım dedi kaç senedir yarak yüzü görmüyorum senin o önünde sallanan koca sikin resmen bitirdi beni diyerek önümde diz çöktü fermuarımı açıp sikimi dışarı çıkardı. Başına öpücükler koyarak emmeye başladı, mest olmuştum kafamı kaldırıp bakınca kapıda Mehmet abinin bizi izlediğini gördüm, Fatoş da o yöne baktı.
– Sorun olmaz değil mi canım bırak izlesin ibne, yarak nasıl oluyormuş görsün dedi.
– Yok olmaz dedim.
– Gel lan godoş yakından bak kocamın yarağına dedi

Mehmet abi Fatoş gibi önümde diz çökmüş iri yarağıma bakıyordu. “Biraz ağzı bozuktur Fatoş’un zevk alır bundan” deyip gülümsedi Mehmet abi. Ellerimi Fatoş’un saçlarına atmıştım ki bir dil sikimin kenarlarını yalıyordu Mehmet abiydi bu şaşırmıştım. Fatoş sikimi ağzından çıkarıp “Yala lan ibne” demişti Mehmet abi sikimi somururken Fatoş ayağa kalkıp dudaklarıma yapıştı, Mehmet abi bir taraftan benim yarağa sakso çekerken bir taraftan da soyunuyordu. Bir anda “ne oluyor” dediğim de Mehmet abi çoktan soyunmuştu bir tek baksırı kalmıştı, Fatoş bana sarılıp indir lan baksırını dedi indirdi küçük minik bir sik ortaya çıktı çocuk pipisi kadardı “aşkım işte adamdaki mal bu” deyip kahkaha atıp kilodunu çıkardı “giy lan bunu” deyip canlı bahis fırlattı Mehmet’in suratına, Mehmet küçük tangayı alıp geçirdi. Fatoş üzerindeki her şeyi çıkarıp kulağımı öperek “Mehmet zevk alır küfür yemekten, bir bok yaptığı yok ama sever böyle eziklenmeyi onu ez kocacığım” dedi.

Kanıma karışan rakı beni çıldırtmıştı madem öyle inceldiği yerden kopsundu her şey. Mehmet’e bakıp “dön lan arkanı” dedim döndü yakışmış ibne götüne kadın kilodu deyip bastık kahkahayı Fatoş’un sabrı kalmamıştı “geçir bana dayanamıyorum ama canımı yakma” dedi

Fatoşu kollarımın arasına alıp uzattım yatağa minik amı o kadar güzeldi ki sikimin başını yavaşça yasladım amının girişine minik daire hareketlerinin ardından sokmaya başladım kafası ve gövdesi içerisinde ilerlerken Fatoş omuzlarımı tutmuş “oohhh yavaş lütfen yavaş” diyordu arada dudaklarımız birleşiyor ben memelerini abuçluyordum ateş gibi yanıyordu körpenin amcığı bütün gücümle darbeledim “ayyyy” çığlığının ardından içinde beklettim bir süre alnını omuzlarını öpüyor onu küçük küçük seviyordum minik amı zorlanarak aldığı sikime alışıyor Fatoş küçük hareketlerle içindeki yarağın zevkini çıkarıyordu. “Muazzam, beğendin mi kocacığım küçük kutumu” diyordu “ off fındık amlım” benim diye sikmeye başladım, girip çıkıyor memelerini elliyor arada elimi sırtından götüne götürüp okşuyordum Fatoş delirmiş gibiydi “sik beni” “bu yarağın köpeği olurum ben” “erkek adam nasıl da sikiyor lan” diyordu Mehmet abi ise koltukta oturuyor kafamı çevirip “lan götveren gel de yakından seyret” dedim Mehmet abi yatağın kenarına oturup izlemeye başlamıştı. Fatoşu siktikçe ona aşık mı oluyordum neydi “bir daha bu ibne girmeyecek buraya” dedim Fatoş “o erkek değil ki aşkım benim kızkardeşim” dedi ikimiz de kahkaha atarken Mehmet abi zevke gelmişti. Ahlar ohlar şeliğinde vuruşuyor seksin keyfini çıkartıyorduk Fatoş beni şu kancığın kucağında domalt aşkım demişti bomalttım Fatoş elleri ile Mehmet abinin omuzlarını tutarken ben arkadan vuruyordum “ohhh nefis kökle bitanem” dedikçe basıyordum yarağı içeriye Fatoş çıldırmış gibiydi elleri ile Mehmet’in çenesini tutmuş” köpek bak nasıl sikiyor kocam,kaç senedir bi kaldıramadın bamyanı” diyordu sonra beni iyice şaşırtıp okkalı bir tükürük attı mehmetin yüzüne “orospu çocuğu” diyordu türbanlı kadının içinden resmen bir yarak düşkünü çıkmıştı. Geç alta “amımım ve kocamın sikini yala” demişti Mehmet abi pozisyon almıştı ben fatoşa çakarken o bir fatoşun klitorisine dil atıyor bir benim taşaklarımı yalıyordu zevkimize diyecek yoktu “offf hep böyle sikilmek istedim ben” diyerek yatağı yorganı tırnaklıyordu Fatoş kasılışlarını hissediyordum karın kasları iki büklüm bir hal alınca eli ile Mehmet abinin yüzünüavuçlayıp götünü iyice yukarı verip yüz üstü bir hale geldi bende bastıka bastım anıra anıra boşaldı her yeri titriyordu “dur kurban olayım dur” deyince sertçe kökleyip bekledim. Fatoş’un minik amı sikimin ucunda titriyordu şimdi kendisi de akıma kapılmış gibi titriyordu. Nefesi düzelince “offff harikaydı” dedi ben hemen çevirip bacak omuz yaptım ve sertçe vurmaya başladım Mehmet abi arkamda taşaklarımı öpmekle meşguldü bu daha fazla haz vermişti bana Fatoş ile öpüşüyor memelerini avuçluyordum Mehmet abi arada taşağım ile sikimin birleştiği yeri öperken dayanamıp attırmaya başladım Fatoş’un minik amına bana sarıldı Fatoş “işte bu oooohhh döllendim, işte…” diyordu üzerine yığılıp kaldım.

Devamı gelecek

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Zilli Hanife

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Zilli Hanife
Herkes benim gibi tevazu gösterip anlatır mı veya itiraf eder mi bilmiyorum ama, ben paralı pullu ve lüks bir yaşam sürüyor olsam da, köylü tipli mahcup ve evli karıları sikip bağırtmaya doyamıyorum. Bunu sadece yakın bir kaç arkadaşım biliyor. Onlar beni bu huyumdan vazgeçirmek istedilerse de ben bir türlü bu huyumdan vazgeçmedim ve inadına böyle karıları daha da çok kovalamaya başladım.
Şimdi sizlere köylü Hanife’ye nasıl koyduğumu anlatacağım. Ancak adımı sizlere belirtmeyi unuttum. Benim adım Adnan. Tekstil işiyle uğraşıyorum ve cüzdanım sabun kalıbı gibi parayla dolu. Yanlış anlaşılmasın, bunu övünme vesilesi olsun diye belirtmiyorum. Bu tip karılar bol paraya hasta oluyorlar. Paranın ucunu gösterince bırakın amlarını götlerini, tüm deliklerine sokmama razı oluyorlar. Bu arada erkekliğim ve vuruş tekniklerim onları hasta ediyor. Yani hatırı sayılır bir sikici sayılırım…

Son bir iki haftadır benim iş yerimin bulunduğu handa çay ocağı işleten Rüstem’in karısına kafayı taktım. Ona kendimi göstermek ve ona ilgi duyduğumu belli etmek için o gün sabahtan bana çay getiren Rüstem’e “Ya Rüstem, benim buraları iki günde bir temizliğe gelen kadın gelmez oldu. Anlayacağın etrafı bok götürüyor. Sen bir zahmet yengeye söyle de, mümkünse buraya gelsin onunla bir konuşayım” dedim. Rüstem de paragöz bir herifti, bunu duyunca gözleri parladı,“Söylemem mi beyim. Hemen gidip Hanife’ye diyeyim de sana gelsin” dedi. On dakika kadar sonra Hanife çıkageldi. Önce ciddi ciddi ona “Bak buraları silip süpür ve cillop kız gibi yap” dedim. “Cillop kız gibi yap!” deyince bahis şirketleri gözlerini kaldırarak bana bakan Hanife’nin yüzüne belli belirsiz bir gülümseme yayıldı. Ardından da kısaca “Tamam Adnan beyim” dedi. Gitmeden önce ona ilk yoklamamı çektim ve cebimden bir tomar para çıkartarak “Borcum ne olacak?” diye sordum. Bu onu yoklama aşamasıydı. Siyah gözleri paraları görünce kocaman kocaman oldu. Onu öyle görünce, “Tamam, tamam Hanife. Sen yarın sabah erkenden buraya gel” dedim. Bu arada çıkarmış olduğum para demetinden ona otuz milyon verdim ve “Sana lazım olur. Al hadi al bakalım” dedim. Elini uzattı ve paraları alırken, ellerine dokundum. Köylü karısı Hanife’nin elleri alev alev yanıyordu. Yine benliğimde fırtınalar esmeye başladı ve o aşamada yapılmaması gereken şeyi yaptım ve ona “Benimle yatacak olursan, sana bu paraların hepsini veririm” dedim. Durdu, durdu “Eh, nasıl olacak peki?” dedi. Karı hemen kabul edince onunla kütür kütür sikişeceğimi anladım. Bana bakarak, “Akşam bekle. Seni telefonla arayacağım ve Rüstem’e, ‘Temizliğe gideceğim’ diyeceğim” dedi. İş umduğumdan erken olmuştu ve içim içime sığmıyordu. Bu konuşmadan sonra çıkıp gitti. Bense büroda onun telefon etmesini bekledim. Saat sekiz gibi aradı ve olduğu yeri söyledi. Arabama atlayarak onu beklediği yerden aldım ve doğruca büroya getirdim.

İçeri girer girmez, ellerimi arkasından dolgun kalçalarına attım ve ovalayıp sıkmaya başladım. O da bu arada soyunmaya başladı. Anlaşılan işi erkenden yapıp bitirmeye kararlıydı. Hanife karısı soyundukça onun bıngıl bıngıl ama dolgun bahis siteleri bir vücuda sahip olduğunu gördüm. Sonunda götünde sadece donu kalmıştı. Onu öyle görünce “Hadi bakalım” deyip donunu işaret ettim ve “Onu da çıkar” dedim. Karının amcığını iyice merak etmiştim çünkü…
Biraz tereddüt etti ama sonrasında kararlı bir şekilde donunu çekip ayaklarından aşağıya indirdi ve ayaklarının dibine attı. O an kendimi kaybettim ve hızla yanına giderek, elimi hafif siyah kıllı amına attım. Amı sanki avuçlamamla birlikte açılıp açılıp kapanmaya başladı. Biraz okşayıp ovaladıktan sonra, “Senin amına öyle bir sokacağım ki, ciyak ciyak bağıracaksın” dedim. Kıs kıs güldü ve “Hadi o zaman” dedi.

Onu çalışma masasına dayadım ve ellerini aşağıya kadar indirmesini söyledim. Dediğimi yaptı ve arkasına geçerek pozisyonun istediğim gibi olup olmadığını, yani giderek dudakları kabaran amının arkadan gözüküp gözükmediğine baktım. Kabaran ve pembeleşen amı o kadar güzel meydana çıkmıştı ki, artık benim de gözüm döndü. Önümde dikilmiş olan yarağımı şöyle bir sıvazlayarak onu göreve davet ettim adeta… İyice ona yaklaşarak sikimin mosmor başını onun dolgun götünün her yanında gezdirmeye ve zaman zaman da “Pat! patt!” vurdurmaya başladım. İşte o arada ondan “Ahh”lar ve “Ohh”lar yükselmeye başladı. Doğrusu ben de kendimden geçmeye başlamıştım ki, o elininin birini arkaya attı ve mosmor hale gelen yarağımı yakalayarak götünün çukuruna götürdü. Bu onun bir an önce sikimi içine almayı istediğini belli ediyordu. Sonunda bende yarağımı yavaş yavaş onun götünün güvenilir bahis arasından gözüken bülbül yuvasının deliğine bastırmaya başladım. Başı girince büronun duvarlarında Hanife’nin “Yandım anaaaamm, aaaaahhh!” diyen sesi yankılandı ve bu sesi duyur duymaz adeta bir canavar oldum. Derken ayaklarımdan güç alarak sikimi onun suları akmaya başlayan amının dibine kadar daldırdım. Öylece biraz durdum ve ardından da “Şılloppp, şıllooppp!” diye girip girip çıkmaya başladım. Bu karı “Yandım anamdan!” başka bir şey bilmiyordu sanki… Ama hoşuma da gidiyordu. Ona dakikalarca pompa yaptım durdum. Bir on dakika sonra boşalacak hallere gelince, onun beline sarıldım. Sanki onunla tekvücut oldum ve yarağımı amının derinliklerine patır, patır attırdım. Bu arada o da kendinden geçti ve “Vışşş, vışşşş!” diye diye titreyerek orgazma ulaştı. Ona erken iş tutmuş ve erkenden hem kendimi ve hem de onu boşaltmıştım.

İşimiz bittikten sonra o da, ben de giyindik. Biraz daha yanımda oturdu ve sonra “Ben gitmeliyim” deyince cebimden bir miktar daha para çıkartarak ona verdim. Ardından telefonla bir taksi çağırarak onu evine gönderdirdim.
Ertesi gün büroya gelen ve hiç bir şey olmamış gibi bana bakan Hanife “Adnan beyim, bir şeye ihtiyacın var mı?” dedi. Ona “Sana ihtiyacım olursa haber veririm” dedim. Hanife karısının tadı damağımda kalmıştı ve bundan sonraki ilk beraberliğimizde onun götünü de sikecektim. Bir ara öğleden sonra bunu ona söyledim. Bu iyice hoşuna gitmiş olmalı ki bana “O gün yapmanı bekledim ama senden bir şey çıkmadı. Yarın gece seni arar buluşuruz ve götüme sokarsın” dedi. Ertesi akşam onunla buluştuk ve bu kez onu kütür kütür götünden siktim.
Artık Hanife, ben ne zaman istersim uça uça bana geliyor ve onu kütür kütür sikiyorum. Şimdilik başka karıda ve kızda gözüm yok. O beni istediğim gibi doyuruyor çünkü…

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

KOCAM HASTAYKEN

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

KOCAM HASTAYKEN
Bir gece ansızın kocamın inlemesiyle uyandım. Müthiş bir ağrı, kıvranma. Ağrısı durmayınca apar topar acile gittik. Taş veya kum döküyor. Ağrı kesiciler, ilaçlar, serumlar. Ağrı kesilince eve döndük. Gece tekrar ağrı. Tekrar ağrı kesici. İdrarda kan. Zor işemeler.

İşte böyle başladı her şey. O zamana kadar kocamın hiçbir şeyi yokken, doktorlarla, ilaçlarla tanıştık. Bünyesi mi yapıyormuş ne, kesilmedi gitti. Gece uykudan kalktık. Gündüz işten çıkıp geldi sancı nedeniyle. Raporlar. İzinler.

Eh, bu arada da bizim haftada bir yaptığımız olağan sevişmeler de iyice rafa kalktı. Bir şey söyleyemiyorum, adam canıyla uğraşıyor. Ne siki kalkıyor, ne beni görüyor gözü. Ama bu arada ben de iyice doldum, taştım. Üç gün, beş gün, bir hafta, iki hafta, üç hafta. Bitmek bilmiyor.

Kocam sancılardan fırsat bulur da uyuyabilirse, ben de yanında yatıp kendimi parmaklıyorum, kendimi tatmin ediyorum. Banyoda küvetin içinde yatıp, ılık, tazyikli suyu tutuyorum klitorisime. Su sıcak sıcak amıma çarpıp dururken, ben memelerimi okşaya okşaya boşalmaya çalışıyorum. Salatalıklar, fırça sapları, tarak sapları. Ama olmuyor tabi. Gerçek sikin yerini tutmuyor ki. Kıvranıyorum yarak girsin içime, siksin beni kocam diye. Ama maalesef…

Yine bir gece vakti. Yine uykusundan uyandı kocam. Gündüzden beri işeyemiyordu. Bir iki damla geliyor, tıkanıp kalıyordu. Gece iyice zorlamaya başladı. Ne yapacağımı şaşırdım. Araba var aşağıda, ama kullanmasını bilmiyorum. 112’yi arasam mı, ne yapsam, diye düşünürken, apartmanda en üst kattaki Tıp son sınıfta okuyan Cem geldi aklıma.

Cem annesiyle birlikte oturuyordu, bekar bir gençti. Ara sıra tesadüfen rastlaşır, selamlaşırdık. Daha çok annesi Leyla ablayla görüşüyor, tanışıyorduk. Cem yakışıklı, güleç yüzlü, spor delisi bir çocuktu. Derslerinden nasıl fırsat buluyorsa body çalıştığını söylüyordu annesi. Üçgen vücudundan, kaslarından belliydi zaten. Evlerine gittiğimde bir kenarda hep spor aletleri görürdüm.

Öyle telaşlıydım ki, üzerime geceliği geçirip fırladım. Bu saatte ambulans çağır, bekle, acile git, doktor ara, derdini anlat. Ohoo, bunları yapana kadar en azından fikir alabilirdim Cem’den. Telaşla asansörü beklemeden merdivenleri koşarak tırmandım. Gecenin üçünde ayak seslerim yankı yapıyordu.

Üç kat yukarı çıkıp kapısına dayandım, zili çaldım. Ses gelmedi. Bir daha. Bir daha. Bir yandan kapıyı tıklatıyordum. Sonunda kapı açıldı. Ben Leyla ablayı beklerken, Cem karşımdaydı. Üzerinde bir şort vardı sadece, gözlerini oğuşturuyordu. Beni görünce şaşırdı, gözleri açıldı. Üstüne atılıp nefes nefese,

“Cem, çabuk bana yardım et…” diyerek kollarını tuttum.

“Ne oldu Gül abla? Kötü bir şey mi var?” dedi.

Şaşalamıştı iyice. Sendeledim, düşecek gibi oldum. Kollarıyla tutup sardı beni. Kırık dökük cümlelerle anlatmaya çalıştım derdimi. Zaten kocamın hastalığını biliyordu.

“Merak etme sen, sonda takmak gerek. Hemen takıp rahatlatırız, sonra acile götürüp tedavisini sağlarız. Sakin ol!” diyerek, omuzlarımı okşaya okşaya rahatlattı biraz ve “Evde var mı sonda falan?” diye sordu.

“Var galiba. Daha önce birkaç tane almıştık. Olması gerek…” dedim.

“Hadi gidelim! Dur ben üzerime bir şey giyip kapıyı kapatayım, annem yok, yalnızım evde!” dedi.

Aşağıya indik. Bizim daireye girdik. Cem yatak odasına giderken, ben ecza dolabından sondayı almak için mutfağa gittim. Sondayı titreyen ellerimle arayıp buldum. Yatak odasına gittim aceyle. Cem kocamın ateşine bakıyor, nabzını sayıyordu. Başucunda duran tansiyon aletiyle tansiyonunu ölçtü. Pijamasını açıp karnını, belini falan yokladı.

Başını çevirip bana baktı. Getirdiğim sondayı aldı. Bana bakıyordu halen. O telaşın içinde şaşırdım, niye bakıyor bu çocuk bana diye düşündüm, bir garip geldi. Sondayı hazırlarken, bana,

“Pijamasının altını çıkarırmısın Gül abla?” dedi. Eğilip dediğini yaptım. Külodu vardı altında. “Onu da!” dedi.

Kocamın külodunu da sıyırdım. Çıplaktı şimdi kocam. O beni az çok mutlu eden siki iyice küçülmüş, çocuk pipisi haline gelmişti. Bir yandan ne gece ama diye düşünüyordum içimden… Sahneye bakın… Ben kocamın külodunu pijamasını aşağıya indirmiştim, genç bir delikanlı kocamın pipisini tutuyor, elinde eldiven, sonda. Ben gecelikle…

Gecelik aklıma geldi, baktım. Aman Tanrım. Üzerimde tek külotla yattığımdan, telaşla yataktan fırladığımda elime ilk gelen geceliğimi geçirmiştim üstüme. Ve o da kocamı tahrik etmek için giydiğim en delişmen, en seksi giysimdi. Siyah tül, içimi gösteren, incecik, kısa gecelik.

Ben oturunca iyice bahis siteleri canlı sıyrılmıştı. Göğüslerim, minicik kırmızı külodum, siyah tülün altında olduğu gibi meydandaydı. Yüzümün kıpkırmızı olduğunu hissediyordum. Aklıma hemen gidip değişmek geldi. Ama kocam sımsıkı elime yapışmış, bırakmıyordu ki…

Cem kocamın pipisini tutup, sonda hortumunu dayadığında, ben başımı çevirdim, bakamadım. Kocamın inlemeleri artmıştı, hortum canını yakıyordu besbelli. Elini sıktım, cesaret verici birşeyler söyledim. Biraz sonra Cem,

“Tamam, bitti abi…” dedi. Baktım, sondanın hortumundan sarı bir sıvı ilerlemeye başlamış, torbanın içine akıyordu. Kocamın yüzündeki rahatlama beni de rahatlattı. O halde bekledik. Arada Cem’in bakışlarının benim üstümde dolaştığını hissediyor, içimde garip duygular savaşıyordu.

Öyle absürd bir durumdu ki. Yatakta, sikinden çıkan sonda hortumuyla belden aşağısı çıplak kocam… Bir yanında şeffaf geceliğimle ben… Diğer yanında, bir şort, atlet şeklinde tişörtüyle gencecik bir erkek… Kocamı bebek gibi tutan, çeviren kaslı kollar… Hafif kıllı bacakları… Şortunun önünde bir kabarıklık…

Gözümün ucuyla baktım. Sanki ilk geldiğinde bu kadar yok muydu bu? Daha mı kabarmıştı ne? Offf! Evet! Siki kalkmıştı çocuğun. Benim için mi kalktı bu sik şimdi? Herhalde öyle…

Evet. Kalkmaz mı? Kalkar tabi! Nerdeyse yarı çıplak, şeffaf tülün altında sarışın, bembeyaz bir vücut… Kabarık, dik memeler, uçları parmak gibi kabarmış, tülü kabartıyor. Sarı saçlarım uzun, ama memelerimi örtmüyor ki. Atkuyruğu yapmışım, arkada duruyor aksi gibi. Memelerimi kapatan bir şey yok. Gözlere ziyafet. Geceliğin etekleri kasıklarıma gelmiş. Külodumun yarısı tülün altında, yarısı meydanda…

Bana da bir şeyler oluyor bu vaziyette… Kasıklarıma kan yürüyor sanki… İçimde, karnımın altında kıpır kıpır bir şeyler. Amımın kabardığını hissediyorum, bacaklarımı sıkıyorum engellemek ister gibi. Klitorisim şişmiş gibi. Sular yürüyor içimde.

Konuşmuyoruz pek. Odada sadece nefes alışlarımız var. Kalbimin çarpıntısını duyacak sanki. Ha, bir de kocamın acıdan inlemeleri, “Iıhhh… Ihhhh…” diye. Ama öyle inliyor ki, sanki hasta inlemesi değil, zevk inlemesi gibi geliyor kulağıma. Sanki hasta değil de, üstüme çıkmış beni beceriyor, zevkten inliyor amcığımın içinde…

Acaba Cem de benim gibi mi düşünüyor diye merak ediyorum. Bu beni daha da azdırıyor. Kulaklarım yanıyor sanki. Yapma kocacığım, inleme böyle… Zaten başıma vurmuş erkeksizlik…

Sondanın torbası doldu. Değiştirdi hemen. Biraz sonra kesildi idrar gelişi. Kocam iyice rahatladı. Elimi sımsıkı tutan eli gevşedi, parmakları açıldı. Baktım, kendinden geçmiş rahatlayınca. Cem uzandı, pijamayı tutup çekmek istedi. Ellerimiz birbirine değdi. Ürperdim. O da ateşe değmiş gibi çekti elini. Sonra vazgeçip pikeyi çekti üstüne, kocamın çıplaklığını örttü. Fısıltıyla,

“Rahatladı… Bırakalım uyusun!” dedi.

Yavaşça kalktık. Çıkardığı idrar dolu sonda torbasını elime verdi, yatak odasından çıktık. O salona giderken ben banyoya gittim. Ama ne yapacağımı bilemedim. Dökecek miydim, atacak mıydım? Cem’e seslendim yavaşça,

“Cem, ne yapılacak bu?” diye sordum. Kalkıp banyoya, yanıma geldi,

“Ya pardon, unuttum söylemeyi…” derken kalakaldı. Yine aynı durumdaydık. Üstümde geceliğim. Dik memelerim geceliği iyice kabartmış, kalçalarım yuvarlacık, kırmızı dantel külot içimde, uzun çıplak bacaklarım. Ayağımda yüksek topuklu ev terlikleri. Kırmızı ojeler…

Cem hemen önümde. Elimde idrar torbası. Elini uzattı, almak istedi. Parmaklarımız birbirine değdi yine. Yine o elektrik çarpması hissi. Kıvılcım çaktığını görebilirim sanki. Yanaklarım alev alev. Elimi tuttu, bırakmadı. Gözleri gözlerimde.

Diğer eliyle idrar torbasını alıp, bakmadan yandaki çamaşır makinesinin üzerine bıraktı. Gözlerini gözlerimden ayırmadan. Sonra yaklaştı. Yaklaştı… Birden sımsıkı sarıldı bana. Ben sanki hipnotize olmuşum. Ne bir şey söyleyebiliyorum, ne bir tepki verebiliyorum. Sadece dudaklarım kurumuş gibi. Nefes alışlarım sıklaşmış…

Ve eğilip, kurumuş dudaklarıma su verdi. Etli dolgun erkek dudaklarını kapattı ağzıma. Vahşice öpüşmeye başladık. İki vahşi hayvan gibiydik gerçekten. Ben onun kollarının arasındayım. Saçlarını kavramışım. Dudaklarımı örseleye örseleye öpüyor, emiyor. Saçlarımı arkadan tutmuş, başımı çekiyor kendine. Sanki kaçacakmışım gibi sımsıkı sarılmış diğer koluyla. Kendine bastırıyor.

Memelerim onun geniş göğsünde eziliyor. Canım yanıyor, nefes alamıyorum. Ama aldırış etmiyorum. Yansın canım. Ezsin beni. Yeter güvenilir casino ki bu pazuları, kolları bedenimden hiç ayrılmasın. Alev alev yanan kasıklarımda bir kabarıklık, bir sertlik. Aman Tanrım. Taş gibi sanki. Bastırıyor, eziyor, batıyor sertliği önüme…

Kıvranıyorum. Dudakları her yerimde dolaşıyor, yanaklarımda, burnumda, kulaklarımda, boynumda. Elleri? Onlar da iki yaramaz. Kalçalarımda, sırtımda, geceliğimin altında. Külodumun arkasında, önünde. Nefes nefeseyiz. Soluklarımız birbirine karışıyor ağzımızda. Elleri memelerimde dolaşıyor, yoğuruyor memelerimi, sıkıyor, uçlarını eziyor geceliğin üstünden.

Sonra iki eliyle geceliğin dantel yakasını tuttu birden, aniden ikiye ayırdı yakayı. Güçlü parmaklara dayanamadı gecelik, bir cayırtıyla ikiye ayrılıverdi. Bir külotla kalmıştım önünde. Eğildi, diz çöktü, külodumun üstünden dudaklarıyla kavradı amımı. Kabarmış amımı, ısırır gibi yaptı dudaklarıyla. Kıvrandım, inledim. Saçlarını tutup karıştırıyordum önümde diz çökmüş şövalyemin…

Pençelerini külodumun iki yanına geçirip hızla, yırtarak indirdi aşağıya. Şimdi çırılçıplaktım. Hayranlıkla baktı amıma geri çekilip. Sonra dudaklarıyla uzandı, sıcak dudaklarını amıma kapattı. Dayanamadım inledim, “Oohhhh!” diye.

Kalçalarımı kavramış, kendine çekiyordu beni emerken. Dudaklarını bastıra bastıra emiyor, diliyle amımın dudaklarını okşuyor, dilinin ucunu içeriye sokuyor, beni delirtiyordu. Dayanamadım. Kasıldım. Dilinin klitorisime değmesi bitirmişti beni. Saçlarını koparırcasına asılarak eğildim, kapandım. İkiye katlanmıştım sanki. Kasıla kasıla boşaldım…

Ayağa kalktı. Elimden tuttu. Salona götürdü beni. Çırılçıplak, munis bir kedi gibi her isteğini yapıyordum. Hiç itiraz etmiyordum erkeğime. Salonda uzun bembeyaz tüylü bir halı vardı parkenin üzerinde. Ve sehpa. Koca sehpayı bir kutu gibi kolayca kaldırıp kenara koyuverdi hızla. Pazularının kabardığını görüyordum bunu yaparken. Sonra üstündeki iki parça giysiyi bir anda çıkarıp fırlattı.

O da çırılçıplaktı karşımda şimdi. Spor salonu reklamlarında, pornolarda gördüğüm, ağzımın suyu aka aka baktığım, bakarken mastürbasyon yaptığım o kaslı, damarlı erkek vücutlarından biri vardı karşımda. Geniş göğüsler, pazulu kollar, üçgen omuzlar, daralan bel, şişik kaslı bacaklar. Ve… Bacaklarının ortasında mızrak gibi havaya dikilmiş, damarları kabarmış, uzun mu uzun bir yarak!

Uzun tüylü halının ortasında duruyor, bana bakıyordu ateş gibi yanan gözlerle. Bekliyordu. Ben de bekletmedim. Yaklaştım. Önünde diz çöktüm. Taparcasına hareketlerle yarağına dokundum. Titredi yarak. Vücut kasıldı. Yaklaştırdım yüzümü. Dilimi çıkardım. Yukarıya baktım. Beni izliyordu pür dikkat.

Dilimin ucunu gösterdim ona ve yarağının başına değdirdim. Yine titredi. Sonra kapandım üstüne. Dudaklarımla. Emdim. Yaladım. Yarağının başını, gövdesini, gövdesindeki damarları. Altta kıvrılıp duran taşaklarını tutup okşadım. Ağzıma sokup alabildiğim kadar almaya çalıştım yarağını. Öyle kalındı ki yarağı, dudaklarım gerilmişti iyice. Ağzımın içinde dilimle okşuyordum sikinin başını. Tükürüklerimden pırıl pırıl parlıyordu güzel siki. Hafif eğilmiş, saçlarımdan tutup ağzıma sokup çıkarıyordu yavaş hareketlerle. Ağzımı sikiyordu sanki…

Fazla sürmedi yaptığım oral seks… Sanırım iyice dolmuştu. Çıkarttı ağzımdan sikini. Yüzüne baktım. Ne yapacak diye merak ediyordum. Bekletmedi beni, kolumdan tutup fırlatırcasına arkaya yatırdı beni. Sırt üstü uzanıp bekledim. Bacaklarımı ayırıp arasına girdi. Siki taş gibi, damar damar, havaya dikilmişti.

Bir an aklıma, yatak odasında yatan kocamın, ucundan hortum çıkan pipisinin görüntüsü geldi, tiksintiyle ürperdim. Başımı sallayıp uzaklaştırdım o görüntüyü. Bu koca şeyin tadını çıkarmalıydım. Bacaklarımı ayırabildiğim kadar ayırıp, amımın dudaklarını elimle ikiye ayırdım. Erkeğimi bekledim…

Havaya kalkan koca sikini amıma hizalamak için aşağıya bastırması gerekiyordu, o da öyle yaptı. Başını değdirdi. İçinden sular süzülen amcığım hazla titredi sertliği hissedince. Kalçalarını ileri itip, boylu boyunca sikini gezdirdi amımda. Yavaşça. Geri geldi sonra aynı ağır hareketlerle. Başını kabarmış klitorisime bastırdı. İnledim.

“Mmmmm! Çok güzel!” diye kıvrandım altında. Yüzüme bakıyordu gözlerini ayırmadan. Benim zevkle kasılan yüzümü, şehvet denizinde yüzen, her kası ayrı kasılan vücudumu inceliyordu pür dikkat. Bir daha gidip geldi amımın dış dudaklarının arasında. Bir daha. Bir daha. Dayanamadım. Kıvranıyordum zevkten,

“Hadi! Hadi sok! Yalvarırım sok!” diye casino firmalari inledim. İki parmağıyla amımın dudaklarını tutup açtı. Kalın bastonun başını itti içine. İri başı zorlanarak girdi amıma. Yine kıvrandım.

“Ahhh! Yavaş!” diye fısıldadım. Eğildi üzerime. Dudaklarıma dudaklarını bastırdı. Yine o vahşi hareketlerle öpmeye başladı. Boynuna sarıldım, bacaklarımla kalçalarına sarılmaya, sikini içime almaya çalıştım. Önce bırakmadı. Kıvrandırıyordu beni istekten.

Sonra yavaş yavaş girmeye başladı içime. Amımı yara yara girdi. Girdi. Girdi. Hiç bitmeyecek gibiydi girmesi. Ne kadar uzundu bu şey böyle? Sonunda geldi, rahmime, dibime dayandı sikinin başı. Durdu. Ağzının içinde nefes nefeseydim. Burnumdan soluk almaya çalışıyordum. Başım dönüyordu zevkten. Amımın içinde sikinin o muhteşem kalınlığı, her tarafımı doldurmuş, kapkalın, mızrak gibi duruyordu…

Sonra hareket başladı. Çekti, dışarıya kadar çıkardı. Sonra tekrar yara yara girdi amıma. Girdi. Dibe dayandı. Dışarıya… İçeriye… O kalın, damarlı, kocaman başlı yarak içime durmadan giriyor, çıkıyor, ben zevkten, şehvetten çılgınlar gibi kıvranıyorum. Bağırmamak için kolumu ısırıyorum.

Bacaklarımın arasındaki adeta bir makine. Bir seks makinesi. Hiç temposunu bozmadan, içimden sularımı fışkırta fışkırta çıkıyor, giriyor, çıkıyor giriyor. Tanrım, bu nasıl zevktir! Nefessiz kalıyorum. Kuş gibi altında çırpınıyorum. Ellerim pazularında, sırtının boğum boğum kaslarında dolaşıyor.

Şehvetten kendimi kaybetmişim adeta. Tırnaklarımı batırıyorum, çiziyorum. Öyle bir zevk ki bu, hiç tatmadığım, hiç duymadığım bir şey. Kocamın ince, narin vücuduna alışkın vücudum, bu genç, iri, kaslı gövdenin altında eziliyor.

Bacaklarım ikiye ayrılacak sanki. Ayırmaya çalışıyorum. Daha çok, daha çok girmesini istiyorum amıma. Derinlerime. “Aahhh!” diye inliyorum dişlerimin arasından. Başımı kaldırıp, dişlerimi boynuna, omuzlarına geçirmeye çalışıyorum.

O da memelerimi ezercesine üstüme eğilip, boynumu, kulak mememi yalıyor. Deliriyorum. Amımın suları seller gibi akıyor. Aralıklarla kasılıyorum, orgazm yaşıyorum, durması için yalvarıyorum,

“Dur! Dur lütfen! Yeter! Ahhh! Yeterr! Bitirdin beni! Alışık değilim aşkım, erkeğim, aygırım… Böylesini yaşamadım hiç, lütfen durrr!” diyorum.

Durmuyor. Sürekli inip kalkıyor bacaklarımın arasında gövdesi. Ohhh! Delirmek üzereyim zevkten. Sularımdan bacaklarımın arası banyo yapmış gibi ıslak. Erkeğimin kasıklarındaki kılları bile ıslatmış. Başımı kaldırıp bakıyorum, tüylerinin ıslak parlaklığını görüyorum amımın üstünde. Ve o ıslak kıllar her içime gömüldüğünde klitorisime baskı yapıyor, çıkarken klitorisimi okşaya okşaya vantuz gibi çekiliyor üstünden. Delirtiyor bu beni…

Her içime girdiğinde, koç yumurtası gibi taşakları götümün deliğine çarpıyor ıslak ıslak. Bütün bu fırtınanın içinde taşaklarının ıslak göt deliğimi okşamasını, çarpmasını ayrımsıyorum. Her şey, ama her şey beni zevkten çıldırtmak için organize olmuş sanki.

Ter içindeyim. Memelerim, boynum, göbeğim ıslanmış terden. Saçlarımın arasından süzülüyor terler. O da öyle. Şınav çeker gibi üstümde gidip gelen gövdesi parlıyor. Işıl ışıl. Çıldırtıcı bir görüntü. Kokusu, erkeksi ter kokusu. Burun deliklerim hazla titriyor, o kokuyu içime çekiyorum…

Sonunda, en sonunda, hiç bana sormadan, sormaya gerek bile görmeden boşalmaya başlıyor aygırım. Dudaklarını sımsıkı kapamış, ses çıkarmamaya çalışarak, inleyerek kasılıyor bacaklarımın arasında. Sanki delecekmiş gibi bastırıyor sikini amıma.

O amımı geren, zorlayan kalınlığı artmış gibi geliyor bana. Başının zonkladığını duyuyorum rahim duvarlarımda. Ve döllerinin kızgın sıcaklığını. Yakıyor, kavuruyor içimi, derinlerimi. Ben de son kez kasılıyorum artık. Beraber boşalıyoruz erkeğimle. Birbirimizin içinde eriyoruz son damlamıza kadar…

Üstüme yığılıp kaldı bir an. Sonra incinmemden korkar gibi sikini içimden çıkarıp yana devrildi. Başımı çevirip baktım. O sporcu göğsü inip kalkıyor sürekli. Maratonda koşup yığılmış atlet gibi. Ağzı açık. Nefes almaya çalışıyor. Siki halen kalkık, ucunda son sperm damlaları görünüyor. Pırıl pırıl, benim amımın sularından mı, spermlerden mi, ıslak, parlıyor. Dimdik…

Elimi uzatıp o güzel sikini okşamak, öpmek geldi içimden, fakat kolumu kaldıramıyorum, elim yana düşüyor. Hareketimi fark etti hemen. Elimi tutup dudaklarına götürdü. Parmaklarımı öpücüklere boğdu. Parmaklarımı emdi tek tek. Bana doğru döndü, elini göğsüme kapatıp ucunu öptü. Sonra dudaklarıma bir öpücük kondurdu ve

“Seni seviyorum aşkım! Hep bu anı bekledim! Seninle sevişmeyi hayal ettim hep!” dedi fısıltıyla…

Gülümsedim. İçimi titretti bu itiraf. Bu kez ben onun elini dudaklarıma götürdüm, “Keşke daha önce söyleseydin erkeğim, bu zevkten mahrum kalmazdık ikimiz de!” diye yanıtladım 🙂

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

KOCAM İSTEDİ KAYNIM SİKTİ.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ass

KOCAM İSTEDİ KAYNIM SİKTİ.
Evleneli 14 sene oldu. Kocam 42 yaşında. Kocamla sex yaşantımız başlarda fena değildi, yani kocam hastalanıncaya kadar… Şeker hastası olan kocamın artık siki kalkmıyor ve erkeklik görevini yerine getiremiyordu. Durum böyle olunca da kocam amımı yalayarak ve parmaklarıyla benim orgazm olmamı ve boşalmamı sağlıyordu. Kocam üzülmesin diye ona hiç birşey belli etmiyordum. Ama canım hep yarak istiyordu. Orgazm olsam bile, ne dil, ne parmak, hiç bir şey bana amımda gidip gelen yarağın verdiği hazzı vermiyordu.

Bir gece yatakta kocam yine amımı parmaklarken, sanki derdimi anlamış gibi bana,

“Aşkım canın hiç mi gerçek yarak istemiyor? Birini bulalım sana, seni adam gibi siksin tatmin etsin!” dedi.

Kocamın bu lafına şaşırmıştım, ilkin ne diyeceğimi bilemedim, sonra beni deniyor diye düşündüm ve

“Sen manyakmısın? Ne dediğini kulağın duyuyor mu? Kimseyi istemiyorum, ben senle mutluyum!” falan dedim ve konuyu kapattım. Fakat kocam bunu devamlı dile getiriyordu artık,

“Karıcığım gençsin güzelsin, benim yüzümden yarağa doyamadın, istersen beni boşa ve siki kalkan genç biriyle evlen!” falan diyordu. Ben de onu çok sevdiğimi, herşeyin sex olmadığını falan söylüyordum. Ama kocam ısrarla,

“Sana birini bulalım!” diye devam ediyordu. Ben de her seferinde,

“Saçmalama, olmaz öyle şey!” diyor kapatıyordum konuyu.

Amıma yarak girmeyeli aylar olmuştu. Kocam yine bir gece amımı yalarken gerçekten çok azdım. Yatağın başucunda duran deodoranta uzandım, aldım ve kocama verdim,

“Al, bunu sok amıma!” dedim. Kocam amıma deodorantı sokup çıkarırken ben de gözlerimi kapatıp, amıma gerçek yarak giriyormuş gibi hayal kuruyordum. Kocam anladı tabi derdimi,

“Bu güzel am daha fazla yaraksız duramaz aşkım. Bu güzel ama gerçek yarak lazım… Canlı canlı, diri diri bir yarak lazım ve bunu ben istiyorum. Ben senin adam gibi sikişmeni istiyorum. Senin yarakla tatmin olmanı ve boşalmanı istiyorum. Bak, eğer bu isteğimi yapmazsan senden ben boşanacağım!” deyince beynimden vurulmuşa döndüm. Kocama şaşkın şaşkın bakarak itiraz ettim,

“Sen iyisin değil mi aşkım? Ne yapmak istiyorsun? Ben böyle de mutluyum! Bak orgazm oluyorum ne güzel…” dedim. Kocam da,

“Canım karıcığım, seni çok seviyorum ve senin mutlu olmanı istiyorum. Sen sadece seks için, cinsel doyum için bir başkası ile sikişeceksin. Sen yine benim karımsın, sen yine benim başımın tacısın!” diyerek beni öpüyordu. Baktım, kocam beni bir başkasına siktirme konusunda çok ciddi,

“Hadi kabul ettim diyelim. Nasıl olacak peki?” dedim. Kocam da,

“Her şeyi düşündüm ben, Hakan’la beraber olacaksın!” deyince,

“Neeeeee?” diye gözlerim açılmıştı. Hakan kocamın kardeşi, yani kaynım. 22 yaşında, yakışıklı ve bana yenge diyen biri… Duyduğuma iyice emin olmak için,

“Bizim Hakan’la mı yani?” dedim.

“Evet, bizim Hakan! Seni hiç tanımadığım, yabancı birinin sikmesini istemiyorum. Hırlısı var, hırsızı var. Kardeşim dururken seni neden bir başkası siksin ki?” dediğinde donup kaldım. Bu arada kocam yine amımı yalamaya başlamıştı. Hem yalıyor, hem de konuşuyordu,

“Hakan sikecek seni, kardeşimin koynunda tatmin olacaksın…” diye. O anda hiç birşey düşünmüyordum, şaşkındım sadece. Kocam,

“Seni kardeşime siktireceğim!” diye diye yarım saate yakın yaladı amımı. Ben de kaynımın yarağını hayal ederek boşaldım…

Kocamla kaynım beraber çalışıyorlar, kendi işleri… Ertesi sabah kahvaltıdan sonra kocam işe gidince ben kafamdan kaynımı atamıyordum bir türlü… Kaynım oldukça yakışıklı biri, ama o güne kadar onunla böyle bir şeyi hiç düşünmemiştim, kardeşim gibi gördüm hep. Keyif çayımla birlikte sigara içmek için pencereyi açtığımda, kocamın benim arabamı götürdüğünü fark ettim. Kocama telefon açtım ve neden benim arabamla gittiğini sordum. Kendi arabası çalışmamış, ondan benimkiyle gitmiş.

“Sana araba mı lazımdı?” diye sordu.

“Evet, günüm var öğleden sonra, oraya gideceğim.”

“Tamam ben Hakanı yollarım, o götürür seni! Akşam konuştuklarımızı da unutma aşkım, çocuğa yakınlık göster, ufaktan ufaktan baştan canlı bahis şirketleri çıkarmaya başla!” dedi.

Telefonu kapatınca, kendi kendime, Neden yapmayayım ki, madem kocam da istiyor, hem koç gibi delikanlı… diye düşündüm ve içimde yeniden alevlenen seks isteği ile hazırlanmaya başladım…

Aynaya daha mutlu bakıyordum. Banyoya girdim ve her yerimi traşladım, özellikle amımı kaymak gibi yaptım. Kaynımı düşünerek amımı okşayıp orgazm olduktan sonra duşumu aldım ve çıktım banyodan. Saçlarımı yaptım, kısa dar eteğimi giydim, en güzel parfümümden bolca döktüm üstüme ve kaynımı beklemeye başladım. Derken aşağıdan zili çaldı,

“Yenge benim, hadi in, arabada bekliyorum.” dedi.

“Yukarı gel, daha erken, birer kahve içelim de öyle çıkarız!” dedim. Arabayı park edip yukarı çıktı. Kapıyı açtığımda,

“Oooo yenge, bu ne hal, çok seksi görünüyorsun, düğüne gidiyorsun desem öğlen vakti düğün mü olur?” diye keyifle içeri girdi.

Kahvesini verdim, karşılıklı içerken işyerinde işler nasıl gidiyor falan konuşurken, kaynımın gözleri sürekli bacaklarıma takılıyordu. Bu güne kadar hiç dikkat etmemiştim, ama pantolonun önü de bir hayli şişkin duruyordu. Ben de yavaş yavaş bacaklarımı açıyor, gülücükler atıyordum… Kahvelerimiz bittikten sonra kaynım,

“Yenge çıkalım da seni gideceğin yere götüreyim, geç kalırsam abim bana kızar.” dedi.

Evden çıktık, yola koyulduk. Arabada parfümümün kokusu her yeri sarmıştı. Çaktırmadan bakıyordum ve kaynımın önünün gittikçe kabardığını hissedebiliyordum. Kaynıma,

“Kız arkadaşın, sevgilin var mı bu aralar, nasıl gidiyor?” diye sorduğumda,

“Aman yengeee, yine başlama, ben daha evlenmek istemiyorum!” dedi.

“Deli çocuk… Sadece kız arkadaşın var mı diye sordum, evlen mi dedim sana?” diyerek güldüm. Kaynım da gülerek,

“Yenge kaç tane istiyorsun? Biliyorsun burası serbest, pabuç değiştirir gibi sevgili değiştiriyorum!” dedi. Ben de şakasına,

“Bana baak… Sakın orospu kızlardan çocuk mocuk yapayım deme haa! Başımızı belaya sokma…” dedim.

“Merak etmeyin yav, ergen çocuk muyum ben? Hemen altıma yatan kızlarla evlenecek halim yok ya… Sadece eğleniyorum, iyi bir aile kızı buluncaya kadar evlenmem!”

“Peki, nasıl birisini istiyorsun?”

“Senin gibi seksi olsun yenge!”

“Canım benim!” Eğilip şoför koltuğunda oturan kaynımın yanağının dudağına yakın yerine bir öpücük kondurdum. Bu arada günün yapılacağı evin önüne gelmiştik. Kaynıma,

“Çok kalmıyacağım zaten, ben seni ararım, gelir beni alırsın!” dedim ve arabadan indim. Ben apartmana girene kadar kaynım gitmedi, kesin arkamdan kalçalarımı seyretmek için durdu. Kaynımı etkilemiştim. Yukarı çıktım, günün yapıldığı eve girdim. Sohbet mohbet, çaydı pastaydı derken, bir süre sonra kocam aradı beni,

“Nasılsın canım, iyi misin?” diye soruyordu. Ben de,

“Evet iyiyim, gündeyim, birazdan Hakan gelip alacak beni.” dedim. Kocam,

“İyi iyi aşkım, dediklerimi unutma sakın!” diyerek telefonu kapadı. Gün daha devam ederken ben izin istedim. Arkadaşlar,

“Ne o ya, daha erken!” falan dedilerse de, ben kaynımı aradım gelsin diye. Aklım kaynımın yarağındaydı, onu içime alacaktım. Bunu düşündükçe amım ıslanıyordu. Aylardır yanan amım sanki iflas etmişti ve fena halde sikilmek istiyordu… Kaynım gelip telefonumu çaldırdı. Hemen indim aşağı.

“Hayrola yenge, çok kalmadın?” dedi. İşveli bir edayla yanıtladım.

“Amaan… Uyuz karılar, hep aynı şeyler, sıkıntıdan patladım! Ama vakit de erken daha… Belki yakışıklım beni güzel bir yere, bir şeyler içmeye götürür diye düşündüm”

“Tamam yenge, iyi bir yer biliyorum, gidelim. Ama fazla durmayalım, yoksa abim kızar bana.”

“Niye kızacak oğlum? Benimlesin! Ben birazdan abini arar söylerim, merak etme. Bana bak, yoksa beni atlatmak için mi öyle diyorsun? O orospulardan birine gideceksin değil mi?” dedim.

“Yok be yenge… O orospular senin eline su dökemez ki… Seninle birlikte saatlerce kalabilirim. Ama abimi biliyorsun!” diye güldü.

Güzel bir kafeye götürdü beni. Birer duble viski ısmarladık, içeceklerimiz geldi. İçerken ben bahis siteleri özellikle dirseklerimi masaya koyup öne doğru eğiliyordum. Göğüs dekoltem de açıktı zaten, kaynımın gözü memelerime takılıyordu sürekli… İkinci dubleleri içerken ben lafı kocamın şeker hastalığına getirmiştim. Üzüntülü üzüntülü anlattım durumu,

“Evet yenge, biliyorum. Zaten abim çok sinirli oldu bu aralar.”

“Biliyor musun asıl sinirli olma sebebini?”

“Nedir yenge?” dedi.

“Çünkü abinin artık şeyi…” dedim ve sustum. Anladı hemen,

“Biliyorum yenge, doktor abime demişti zaten, zamanla erkekliğini yitirebilirsin diye… Ben de çok üzülüyorum inan…” deyince, gözlerim gözlerine takılmıştı. Bir iki dakika susukun bir şekilde birbirimizin gözlerine dalıp gittikten sonra kaynım,

“Sana da üzülüyorum yenge, bu genç yaşında…” dedi.

“Olsun, ben abini seviyorum, ne olursa olsun o benim kocam. Ama madem laf açıldı, konuşuyoruz, bazı şeyler daha anlatacağım, ama bak aramızda kalacak kesinlikle, söz mü?” dedim.

“Evet yenge, söz!” dedi.

“Abin de bana üzülüyor. Kendini suçluyor hep… Benim bir başkası ile yatmama bile razı!”

“Neee!!!” diye afalladı.

“Valla razı, hatta çok istiyor, ama ben istemiyorum, çünkü abini seviyorum!”

“Yenge abim de seni düşündügü için istiyor bunu bence.” dedi.

“Evet canım, beni düşündüğü için tabii… Ama ben bir başkası ile yapamam ki…” falan dedim. Tam o sırada kocam aradı,

“Hakan’a el koydum bugün, çocuğa kızma!” dedim. Kocam da,

“Hadi seni göreyim, bu işi yap bugün!” dedi ve kaynımı istedi telefona. Kaynıma,

“Fazla iş yok şu anda Hakancım. Gelmene gerek yokl. Bugünlerde yengenin canı çok sıkılıyor. Sen onu gezdir, eğlendir, yengenin gönlünü yap!” dedi… Birer duble daha içip çıktık kafeden… Evin önüne geldiğimizde kaynım,

“Yenge görüşürüz!” dedi.

“Yukarı gelsene canım, konuşalım biraz daha!” Gözleri parladı birden… Benim davetimi bekliyor gibiydi.

“Tamam yenge!” deyip arabayı park etti ve yukarı çıktık.

Merdivenlerden çıkarken yine kalçalarımı seyredeceğini bildiğim için yavaş yavaş ve götümü kıvıra kıvıra çıktım. Eve girince kocamın viskilerinden birini açıp birer duble doldurdum. Yudumlamaya başladık. Karşılıklı koltuklarda oturuyorduk salonda…

Benim gözüm onun kabarık yarağını süzüyordu. Onun gözleri de göğüslerimle bacaklarımın arasında geziniyordu. Biliyordum, kaynım da o anda benle sikişmek istiyordu, ama nasıl başlayacaktım, onu bilmiyordum.

“Hakan…”

“Evet yenge?”

“Ben…”

“Evet yenge?” Ağzımdan çıkacak kelimeleri heyecanla bekliyordu.

“Biliyor musun…” dedim, ama takılıp kalmıştım, bir türlü nasıl söyleyeceğimi bilemiyordum. Numaradan ağlamaya, hatta hıçkırmaya başladım… Kaynım hemen koltuğundan kalkıp yanıma geldi oturdu,

“Yenge ne oldu, neden ağlıyorsun?” diye sorup duruyordu. Üzüldüğü belliydi. . Ben cevap vermeden başımı omzuna koydum. Mis gibi kokusu vardı. Birden başımı kaldırdım,

“Hakan beni öp!” dedim ve dudaklarına yapıştım. Kaynım şaşırmıştı ama yine de öpüyordu beni. Belki beş dakika kadar ateşli bir şekilde öpüştükten sonra çekilip gözlerinin içine baktım,

“Yengeni bir başka erkeğin sikmesini ister misin?” diye sordum.

“Hayır! Asla!” dedi.

“O zaman sen sik beni, beni sen tatmin et, beni başka erkeklerin kollarına itme!” dedim. Kaynım salmıştı kendini,

“Yengemmm benimmm! Ben varken sana erkek sinek bile kondurmam!” diyerek boynumu boğazımı öpüyor yalıyordu artık… “Sen benim hayran olduğum kadınsın yengem… Güzel yengem… Seksi yengem… Seni hayal ede ede otuzbir çektim hepgeceleri…. Ama ah, abimin karısı diyerek…”

Yavaşça elini memelerime attığında benim de kalbim küt küt atıyordu. Memelerimin ucu dipdiri, taş gibi olmuştu. İkimiz de çok heyecanlı ve bir o kadar da ürkektik.

Bir süre bu şekilde seviştikten sonra birden kaynımın kucağına çıktım oturdum ve bluzumu soyunup sütyenimi çıkarıp attım, memelerimi kaynımın ağzına verdim. Kaynım memelerimi öpüp yalayıp emerken ben de saçlarını okşuyordum. Eteğim sıyrılmış, bacaklarım onun belindeydi…

Sonra birden beni kucakladı ve canlı bahis yatak odasına götürdü, yavaşça yatağa bıraktı. Artık konuşmuyor, sadece sevişiyorduk. Elleri memelerimi yoğururken, dudakları dudağımda, dili ağzımın içinde öpüşüyorduk. Yavaşça elini ıslak ve ateş gibi yanan amıma götürdü. Amımın suları tanga külodumu bile ıslatmıştı. Önce eteğimi çekip çıkardıktan sonra tangamı çekti çıkardı bacaklarımdan. Külodumu yüzüne götürüp kokusunu içine çekti,

“Ohhhh mis gibi kokuyor!” deyip kenara bıraktıktan sonra amıma eğildi.

Dilini amıma değdirdiği an heyecandan ölecek gibi oldum. Kaynım ustaca yalıyordu amımı. Amımın dudaklarını vantuz gibi ağzına çekiyor, dilini amımın deliğinden içeri itiyordu. Amımı yalarken durmadan,

“Offff yengem, yerim ben senin amını! Ohhh… Hayalini kurduğum gibiymiş amın… Çok tatlıymış…” diye mırıldanıyordu.

Kaynım beni ağzıyla boşalttıktan ve amımın sularını yalayıp yuttuktan sonra, marifetli ağzını biraz daha aşağılara kaydırıp,

“Süpersin yengemmm, mis gibi kadınsın!” diyerek göt deliğimi öpüyor, dilini büzüğüme sokuyordu. Kocam da iyi am yalardı, fakat daha hiç götümü yalamamıştı.

Artık dayanamıyordum, birden doğruldum ve kaynımın elbiselerini parçalarcasına çıkardım. Baksırını çıkardığımda damarlı ve oldukça iri siki taş gibiydi. Eee, 22 yaşında, sağlıklı genç siki tabii, öyle de olması gerekiyordu! Hemen sikine yumuldum ve dakikalarca yaladım emdim sikini. Bir an önce bu muhteşem yarağı içimde istiyordum.

“Koçum hadi artık beni sikmeni istiyorum, ne olur sik beni artık!” dedim.

Kaynım beni sırt üstü uzatıp üzerime yanaştı. Dudaklarımı öperken alttan da yarağının mantar gibi başı yavaşça içime girmişti. Uzun zaman olmuştu amıma yarak girmeyeli, zevkten deli gibiydim, sanki ilk defa sikiliyor gibi heyecanlıdım. Kaynımın o kalın damarlı kütük gibi yarağı amımı yararak ilerlerken ben de zevkten inliyordum.

Hepsini sokup ta taşakları amımın dudaklarına değdiğinde, yarağının başı da mideme baskı yapıyordu… Birkaç saniye sonra kaynım ağır ağır sokup çıkarmaya başlamış, sonradan da hızlanmıştı. İki dakika geçmeden ben tekrar boşalmıştım. Kaynım ise pompalamaya devam ediyor, ben çıldırıyordum,

“Sik erkeğim… Canım benimm,… Oohhhhhh bee… Ne kadar güzel bir şey buuu! Sikicim, erkeğim… Sik yengeni… Elaleme, başkalarına siktirme bu amcığı… Ben sizin amınızım… Koçummm benim… Ohhhhh!” diye inliyordum.

Onbeş dakika daha amımı pompaladıktan sonra kaynım birden kasıldı ve öylece durdu. Kesik kesik fışkırıyordu dölleri içime. Son damlasına kadar boşalmış ve üzerimden inip yanıma uzanmıştı. Biraz dinlendikten sonra,

“Yenge, bu yaptığımız doğru muydu?” diye tereddütünü dile getirdi. Ben de dudaklarına yapıştım ve

“Aşkım sen yapmasan başkası sikecekti. Ben bu evin amıyım, sizin amınızım, tabi ki sen sikeceksin!” diyerek öpüyordum.

Biraz öpüştükten sonra elimi yarı canlı sikine attım ve okşamaya başladım. Sonra da eğilip ağzıma aldım. Emerken siki ağzımda büyümeye başlamıştı. Kaynım,

“Yengemm benimmm, harikasın sennn…” diye mırıldanıyordu. Kaynımın siki yine kıvama gelmişti. Domaldım bu sefer, istiyordum ki o koca sik amıma arkadan girsin. Kaynım da çekingenliğini atmış, artık ustaca sikiyordu amımı, ben de sikişin tadını sınırsızca alıyordum. Aylardır sikilmeyen amım, kaynımın, genç sikicimin yarağı ile coşmuştu,

“Hakanımm, sik beni koçummm, doyur yengeni!” diye kaynımın altında zevkten kıvranıyordum…

Aylardır yaraksız kaldıktan sonra, sikişin ve yarağın tadını kaynımla yeniden almıştım. Akşam saatlerine kadar sikti beni… Kocam gelmeden önce apar topar giyinip gitti. Kocam geldiğinde yorgun argın yatakta yatıyordum. Kolumu kaldıracak halim yoktu.

Yatak odasına, yanıma geldi kocam… Merakla yüzüme baktı. Gülümsedim. Mutluydum. Sikilmiş… Mutlu… Yorgun… Kocam yanıma geldi, üzerimdeki çarşafı çekip çırılçıplak bedenimi tepeden tırnağa süzdü. Üzerindeki giysilerle yanıma uzandı. Elini uzatıp boynumdaki, göğsümdeki morlukları okşadı… Gülümseyerek,

“Azgın çocuk, her yerini morartmış aşkım…“ dedi. Eğilip dudaklarımdan öptü beni… Minnetle boynuna sarıldım.

“Evet kocacım. Kardeşin hırpaladı epey… Ama inan, çok güzeldi. Teşekkür ederim aşkım… Çok mutluyum. Sayende… Seni çok seviyorum bir tanem…”

O günden sonra artık neredeyse her gün kaynımla sikişiyorum.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Efe ile Nilin Hikayesi.-9

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

Efe ile Nilin Hikayesi.-9
Kocamla o yaşadığımız o itiraf ve seks dolu pazar gününü unutamam hiç… Her şeyi anlatabiliyordum ona… İçimi kemirip duran sıkıntıların, yaşadığım olayların, beni zor duruma düşüreceğine inandığım eski anıların hiç de önemli şeyler olmadıklarını göstermişti bana…

Efe için önemli olan dün değil, bugündü… İçinde yaşadığımız an… Ve kocam sayesinde biliyordum ki içinde bulunduğumuz zaman da çok güzel geçecekti.

Ama dikensiz gül bahçesi olmaz derler ya… Tek sıkıntımız kocamın sikinin boyutlarının küçük olmasıydı. Neredeyse çocuk pipisi kadardı Efe’nin siki… Sevişirken ona da söyleyebilmiştim bunu… Öyle rahattım ki onun yanındayken… Cinsellik konusunda her şeyi hiç çekinmeden konuşabiliyorduk.

Hele sevişirken, ateş iyice bacayı sardığında, orgazma yaklaştığımız anlarda, beni başka erkeklerle paylaşabileceğini bile söylemişti kocam… Koca yaraklı erkeklere siktirecekmiş karısını… Pipisinin küçüklüğünü bana hiç hissettirmeyecekmiş. Eski sevgililerimi, erkeklerimi bulup getirecekmiş. Hatta, onlar beni sikerken yanımızda oturup izleyecekmiş…

Sabahki sevişmemizden sonra duşumuzu almış, evin içinde giyinmeden çırılçıplak, öpüşe koklaşa kahvaltımızı yapmıştık. Kocamın kucağına oturup lokmalarını ağzına vermiş, ballı sütünü içirmiş, onu bal kaymakla, tek tek ağzına verdiğim cevizlerle beslemiştim.

Kahvaltıdan sonra kendimizi tekrar yatak odasına, yatağımıza attık kendimizi… Sakin sakin, konuşmadan yatakta yatıyor, dinleniyorduk. Başımı onun göğsüne, bir bacağımı onun bacağının üstüne koymuştum. Göğsüne yayılan saçlarımı, çıplak sırtımı okşuyordu. Ben de onun karnını, kasıklarını, yine sertleşmeye başlamış pipisini okşuyordum durmadan…

“Söylesene Efe…” dedim sonunda… “Neden Ahmet’in sikini anlattırdın bana? Beni siken erkeğin sikinin ayrıntıları neden tahrik ediyor bu kadar seni? Gelip seni sikmesini bile istedin. Bir nedeni olmalı bunun… Hele beni eski sevgililerime siktirme, karını onlarla paylaşma isteğin… Gerçek duyguların mıydı, yoksa sikin sertleşsin diye fantazi mi yapıyordun?”

“Ben de senin gibi yapayım mı Nil?” dedi. “Hiç bir şeyi saklamadan, utanmadan, her şeyi anlatayım mı?” Başımı kaldırıp dudaklarından öptüm kocamı, somurdum. Sonra da,

“Elbette Efe…” dedim. “Ben sana her şeyimi anlattım. Başıma gelen her şeyi, yediğim bütün naneleri… Biraz daha anlatacaklarım var ama seni dinleyeyim şimdi… Sen nasıl anlayışla karşıladıysan beni, olgun bir erkek gibi dinlediysen eskilerimi, hatalarımı, ben de seni aynı şekilde dinlemek istiyorum.”

“Peki canım… Sen bana Ahmet’in yarrağını nasıl yediğini anlattın ya ballandıra ballandıra… Nasıl sikti, nasıl soktu, boyu nasıldı, kalınlığı nasıldı…”

“Evet, ama sen istedin diye anlattım ayrıntıları…”

“Tamam bir tanem… Aslında o yarağın nasıl bir şey olduğunu biliyordum ben… O yarağın girip çıkarken verdiği zevki ben de tattım.”

“Nee? Nasıl yani? Ne diyorsun?” Ağzım açık kalmıştı şaşkınlıktan…

“Canım, eski olaylar, ergenliğin verdiği azgınlık işte… Amcaoğlu, ben, bir iki samimi arkadaşız o günlerde… Yeni yeni sikimiz kalkmaya başlamış. Kamışa su yürümüş. Dişi sinek görsek sikimiz kalkıyor. Otuzbir çekmeyi öğrenmişiz birbirimizden, günde üç beş… Arka bahçede, birimizin boş bulduğumuz evinde toplanıyoruz, cinsel muhabbetler dönüyor.”

“Yoksa, birbirinize…”

“Dinle bak… Porno cd kiralıyoruz, evde toplanıp porno izliyoruz. Ahmet de babasının porno cd koleksiyonunu keşfetmiş. Birini takıp, öbürünü çıkarıyoruz. Nerdeyse tek eğlencemiz… Hepimiz cinsi sapık olup çıktık bir dönem…Artık öyle azgın kuduruk hale geldik ki, birbirimizden utanmadan sikimizi çıkarıp resmen otuzbir çekiyoruz film izlerken…

Tabi o arada birbirimizi kesiyoruz. Herkes görüyor kimin ne malı olduğunu… Bende bir terslik olduğunu işte o günlerde öğrendim. Diğerlerininki normal gelişmiş, ama benim sikim onlardan küçük… Diğerlerinin yanında minicik kalıyor. Hele en büyüğü bizim Ahmet’te… Beni ikiye katlıyor oğlan…”

“Biliyorum kocacım… Ben şahidim. Hatta onunkinden üç dört tane Efe çıkar”

“Bilirsin tabi, ikimizin sikini de tattın sen karıcım… Neyse… Bir gün bizimkiler evde yok, Ahmet’i çağırdım eve, film getir dedim, beraber izleyelim. O gelene kadar cd oynatıcıyı, televizyonu bizimkilerin yatak odasına kurdum, hazırladım. Ahmet gelince yanında getirdiği bir sürü filmden birini taktı, izlemeye başladık.

Yatakta yan yana uzanmış, ağzımız açık, en adi cinsinden porno izliyoruz. Koca koca zenciler, sarışın çıtır kızlara bir sokuyorlar, bir bağırtıyorlar, aklımız duruyor. Ahmet biraz sonra,

“Amcaoğlu, ben dayanamıcam, otuzbir çekicem.” dedi.

“Çek oğlum, evde yalnızız nasıl olsa, istediğini yap…” dedim.

Bu çıkardı malafatını… Elini tükürükledi, filmi izlerken sikini okşamaya başladı. Offf… Ben bir filme bakıyorum, bir Ahmet’in elindeki koca yarrağa… Daha o yaşta kocaman siki var herifin… Taş gibi olmuş, başı göbek deliğine değiyor. Ben önce utandım çıkarmaya… Görünce sikim ufak diye alay etmeye başladılar çünkü…

“Ahmet… Ben de çekicem ama, sikimle alay etmeye kalkarsan bozuşuruz bak…” dedim.

“Ulan ibne, ben seninle taşak geçtim mi hiç? Öbür ibneler yapıyor. Aldırma sen onlara… Sen kızdıkça daha çok üstüne geliyorlar…” dedi filmden gözlerini ayırmadan…

Ben de kalktım, rahatça otuzbir çekeyim diye üstümdekileri çıkardım ne varsa, çıplak uzandım. Sikim elimde… Gözüm ekrandaki pornoda… Arada Ahmet’in sikine bakıyorum. Islata tükürükleye boydan boya sikini okşuyor o da…Benim baktığımı hissedince o da çevirdi başını,bir bana baktı, bir elimdekine…

“Efe, ama hakkaten küçük seninki lan…” dedi ciddi ciddi… “Çek bakayım elini…”

Elimi çektim. Bacaklarımın arasında garip garip dikiliyor benimki… Ahmet de kendininkini gösterdi. Gerçekten baya fark var aralarında… Birbirimizin sikini yakından inceliyoruz.

“Elleyeyim mi?” diye izin istedi benden… “Benimki kadar sert mi merak ediyorum.”

“Tamam ama, ben de seninkini ellicem.” diyerek izin verdim.

Vcd playerdan filmde sikişenlerin ahlamaları ohlamaları yayılıyor, ekranda durmadan sikişen kadınlar erkekler… Biz iki oğlan birbirimizin sikini elleyip inceliyoruz. Elini uzatıp iki parmağıyla sikimi tuttu Ahmet… Kalınlığını ölçer gibi… Sonra parmaklarını kapatıp sıktı. İçim bir hoş oldu. Elini tutup engel olmaya çalıştım, inleyerek

“Napıyon oğlum?” dedim.

“Dur lan, ölçüyorum işte kalınlığını ibne… Sikini elliyoruz, götüne dokunmadık, korkma…” dedi.

“Tamam, bırak, sıra bende…” dedim. Elini çekti, ben onunkini elime aldım. Eh, benim pipimin yanında bütün haşmetiyle avucumun içinde koca yarak… Elleyip sıktım, başını tuttum, kabarmış kan damarlarını parmak ucuyla izledim. Yakından eğilip bakıyorum bu arada… Ahmet inledi ben okşarken,

“Efe, filme baksana…” dedi. Baktım, iki erkek bir kadın sevişiyorlar. Erkeğin biri zenci, kocaman siki var, öbürü beyaz… Koca, karısını güvenilir illegal bahis siteleri zenciye siktiriyor. Siki ufacık… O ufak sikten sonra zencinin yarrağını yiyen kadın bayram yapıyor. Koca da yanlarında ama, karısının sikilişini izliyor. Bir ara karısının içinden çıkardı zencinin sikini adam, boydan boya yalamaya başladı.

Ben elimde Ahmet’in azmanı, filme dalmışım. Adam bir güzel yalıyor zencinin sikini, bir iştahlı yalıyor, ağzına alıyor ki… O arada Ahmet elini sırtıma götürdü, okşayarak aşağıya indi, kalçalarımı okşamaya başladı. Kendime geldim,

“Napıyosun oğlum sen?” dedim. Ama ne sikini elimden bırakıyorum, ne de götümü okşamasına engel oluyorum. Hoşuma gidiyor okşaması… Ürperiyorum… Zevk alıyorum düpedüz… Ahmet’in sesi ergenlikten çıkmış, çatal çatal, boğuk,

“Efe… Bi şey söylücem ama kızmak yok…”

“Neymiş?” dedim. Gözümüz filmde ama…

“Sen de benim sikimi yalasana…” dedi.

“Yok artık sen de…” dedim, benim sesim de boğuk… “İbne miyim ben oğlum?”

“Ulan salak, bir iki dil atınca ibne mi olursun? Bak adam ne güzel yalıyor zencinin sikini işte… İstersen ben de seninkini yalarım. Kapat gözlerini, kadının yaladığını hayal et… Ben öyle yapıcam… Nasıl bi zevk olduğunu öğreniriz, denemiş oluruz işte…”

“Önce sen benimkini yalarsan olur…” dedim.

“Tamam ulan, yat şuraya…” dedi. Yattım. Pipim kalkmış zaten, eline aldı benimkini… Merakla bekliyorum. “Kapat gözlerini, bakma…” dedi ters ters…

Gözlerimi kapattım. Biraz okşadı pipimi… Sonra dilinin sıcaklığını hissettim. Kasıldım. Sıcacık dili ıslak ıslak pipimin başında gezindi. Sonra dudaklarını açıp ağzının içine soktu. Emiyor. İnanılmaz bir zevk… Amcam senin amcığını yaladığı gece nasıl unutulmazsa, benim için de o ilk sikimin yalanışı unutulmaz.

Bir çıkarıyor ağzından, gövdesini yalıyor, bir ağzına sokuyor emiyor. Zaten ne kadarcık şey, sıcak ağzının içinde kayboluyor sikim… Fazla dayanamadım zaten, sarsılmaya başladım. İlk oral seksimi amca oğluyla, Ahmet’le yaşamış oldum. İlk kasılmamda ağzından çıkardı sikimi, çıkan bir iki damla sperm üstüme, göbeğime fışkırdı.”

“Sizi sapıklar sizi… Eee? Kocacım? Sen onun yarrağını yalamadın mı peki?”

“Daha bitmedi ki aşkım… Yalayıp emmeden bırakır mıyım o yarağı? Benim kasılmalarım bitip rahatlayınca bu kez Ahmet soyunup yatağa uzandı. Yarağı kalkmış, taş gibi, sıvazlayarak bana bakıyor, bekliyor. İki genç ergen, çırılçıplak yatakta uzanmış, birbirimizi süzüyoruz. Heyecan içindeyiz ikimiz de…

Yandan bacaklarının üstüne uzandım ben de, yüzüm ona dönük, yan yatar pozisyonda sikini tuttum. Benim pipi onun elinin arasında kaybolmuştu, ben onun sikini kavrayamıyorum nerdeyse, bilek gibi kalın… Ellerini başının altına koymuş, sırtüstü uzanmış beni izliyor merakla…

“Nasıl? Güzel mi, beğendin mi?” dedi. Elimle tutup sıktım. Teninin sıcaklığını, damarlarındaki kanın akışını avuçlarımda hissettim. İki yana salladım şöyle…

“Güzel…” dedim. “Filmdeki adamların siki kadar var bu Ahmet… Onlar kadar büyük… Benimki gibi pipi değil…”

“Hadi bakalım, yalama sırası sende… Sen de beni boşalt…” dedi keyifle…

Ben de onun yaptığını yapmaya, fimlerde gördüklerimi Ahmet’in sikinde uygulamaya başladım. Okşuyor, dilimle gövdesini yalıyor, başını ağzıma sokup ağzımın içinde emzik gibi emiyordum sürekli… Ahmet zevkten inlemeye başladı.

Ben sikini yaladıkça kasılıyor devamlı… Elini saçlarıma attı. Benim saç merakım var, hiç kesmiyorum, uzun saçlıyım. Ahmet saçlarımı çekiştirip kendine çekiyor, sikini ağzıma gömmeye çalışıyor.

Bir an önce boşalsın diye hararetle çalışıyorum, durmadan yalayıp emiyorum ama, o benden dayanıklı çıktı. Sürekli zevkten inlemesine, kıvranmasına ramen boşalmıyor bir türlü… Sonunda elleriyle beni okşamaya başladı. Az önce yaptığı gibi sırtımı, uzanabildiğince kalçalarımı okşuyor.

Ben de ses çıkarmadım, bedenimde dolaşan elleri ürpertiyor beni, hoşuma gidiyor. Götümün yanaklarını okşayan eli şiddetini arttırdı sonradan, sıkıp sıkıp bırakıyor götümü… Şaplak atıyor. Yeni ergenim, kılsız tüysüz bir bedenim var. Onun da hoşuna gidiyor belli, bir kadını okşar gibi her yerimde dolaşıyor elleri, parmakları… Zevk alıyorum. O okşadıkça kalçalarımı geriye çıkarıyorum daha çok okşasın istercesine..

. “Off… Efe… Kadın gibisin lan… Bembeyaz, tüysüz, parlak… Saçların da uzun ya… Gözümü kısıp baktığımda aynı kadın gibi… Ohhh… Yala sikimi yavrum… Yala… Emm…” İnliyor durmadan… “Senin de hoşuna gidiyor değil mi? Okşayayım mı seni? Mmmm… Götünün deliği sıcacıkmış… Ateş gibi…”

“Yapma Ahmet…” dedim siki ağzımın içinde boğuk boğuk… Ama o kadar…

Parmağını tükürükleyip ıslatmış, kaygan kaygan götümün deliğini okşuyor. O okşadıkça götümü, ben kendimden geçiyorum, ağzımdaki yarağını daha bir hırsla yalıyorum. Bir yandan da benim pipi sertleşmiş, bir elimle kendi pipimi okşuyorum. Ahmet arkadan götümün deliğine ıslak parmağını sokmuş, canımı yaka yaka parmağını sokup çıkarıyor.

“Geliyorum Efe…” dedi amcaoğlu, ben başımı geriye çekmek istedim.

Ama bırakmadı. Ağzımın içine sıvıları akmaya başladı. Nasıl boğa gibi böğürüyor, nasıl saçlarımdan tutmuş, sikini ağzıma gömüyor, anlatamam. Dakikalarca kasıldı, bardak dolusu spermlerini bana yutturdu. Arada ben tepinince sikini ağzımdan çıkarıyor, sonra tekrar tekrar ağzıma sokuyordu. Yavaşlayınca çıkarıp kenardan akan döllerini yalattırdı bana… Sikini, taşaklarını tertemiz yaptım yalaya yalaya…

“Bitirdin beni Efe…” dedi sonra… Yan yana yatakta çırılçıplak iki erkek uzanmış yatıyorduk.

“Sen de beni bitirdin puşt… Bütün döllerini yutturdun bana ibne… Bir de sikini taşşağını zorla yalattırdın üstüne üstlük…”

“Kusura bakma Efe… Ne yaptığımı bilemedim, kendimden geçtim anasını sikeyim. Amma çok güzelmiş be yalanmak… Bayıldım valla… Oral seks dedikleri buysa her zaman isterim ben bunu… Sen de sevdin mi? Götünü okşarken kendinden geçtin sen de… Oranı buranı elledim ama… Boşalmakta geç kalınca destek yapayım dedim. Götünün deliği sıcak sıcak tahrik etti beni…”

Hemen cevap vermedim. Aslında doğruyu söylüyordu. Müthiş zevk almıştım. O da bunu görmüştü. Saklanacak, inkar edecek bir yerim kalmamıştı. Sonunda ona da gerçeği itiraf ettim,

“Ben de sevdim Ahmet. Erkek erkeğe biraz ters oldu ama… Boş ver lan… En azından öğrenmiş olduk sikişmenin nasıl bir şey olduğunu…” Tavana bakıp sustuk bir zaman…

Televizyondaki film bitmişti. Ahmet öylece çıplak, sikini taşağını sallaya sallaya kalkıp getirdiği cd.leri karıştırdı, aralarından birini seçip taktı. Tekrar yatağa yanıma yattı. Ekranda yeni bir porno başladı. Biraz ilerleyince konusunun homoseksüel erkekler arasında geçtiğini gördük. Kaslı kaslı, iri yapılı delikanlılar birbirlerine giriyorlar, anal, oral her türlü sevişiyorlardı.

Daha önce bana itici gelen, çocuklarla kendi aramızda homo, top, ibne diye ad takarak aşağıladığımız canlı bahis siteleri bu ilişki, az önce Ahmet’le yaşadıklarımızdan sonra, şimdi gözüme değişik gelmeye başlamıştı. İlgiyle izliyordum. Ahmet de gözünü ekrandan ayırmıyor, hiç konuşmadan filmi izliyorduk.

Filmdeki genç, yapılı yakışıklı tüysüz oğlanın, kadın iç çamaşırları giyip erkeğini baştan çıkardığı, kendini ona siktirdiği bir sahne vardı ki, nefesim kesilmişti adeta… Soluk almayı unutmuş, dikkatle izliyordum.

Oğlan, oğlan dediysem, kaslı güçlü, vücut çalışmış pehlivan gibi bir şey… Nefis, baklavalı bir bedeni, sevgilisi kadar harika bir siki var. Fakat o güzelim erkek, aşık olduğu erkeğinin kucağına oturup sikini göt deliğine almış, oturup kalkarken kendi sikini sıvazlıyor, zevkini arttırıyordu. Yakın plan çekimlerde pırıl pırıl parlayan penisin nasıl büzüğünün içine gömüldüğünü görebiliyorduk.

“Offf… Bu ne yaa…?” diye yanımda homurdandı Ahmet… Taş gibi olmuş sikini eline almış, o da sıvazlıyordu. “Bu nasıl sikiş lan Efe… Herifler nasıl zevk alıyor, di mi? Am siker gibi göt sikiyor adamlar…”

İçim bir hoş olmuştu. İki erkek dudak dudağa öpüşüyorlar, birbirlerinin dillerini yalıyorlardı sikişirken… Bir de çekim yaparken o birbiriyle savaşan ıslak dillere, dudaklara kameranın zum yapmaları, o kaslı tüysüz bedenleri okşarken ellerinin gezdiği yerleri, biçimli kasları yakından göstermeleri…

Hiç konuşmadan, hipnotize olmuş gibi kalktım yataktan… Gidip annemin çekmecelerini karıştırmaya başladım. Ön tarafta annemin külotları, sütyenleri… Biraz arkaları karıştırınca aradığımı buldum.

Sanırım annemin babamla sikişirken giydiği çamaşırlardı bunlar, fantazi, minicik, danteller, transparan, içi gösteren külotlar, tangalar, yarım sütyenler… Çorap çekmecesinin yarısı annemin külotlu çoraplarıyla doluydu. Onun da arkasında incecik, siyah jartiyer çoraplarını gördüm. Gözüme kestirdiklerimi bir top yapıp gizlice elime aldım, kapıya yöneldim.

“Nereye, tuvalete mi?” diye sordu Ahmet yatakta yattığı yerden…

Başımı yan çevirip omuzumun üstünden yatağa baktım. Eli sikindeydi hala… Taş gibi aletin başı mor mor parlıyordu. Gözünü filmden, feryat figan birbirini sikip duran homolardan ayırmamıştı. Yakışıklı, dalyan gibiydi piç oğlu piç… Okulun basket takımındaydı, spor yapardı hep… İçim bir gıcıklandı ona bakarken… Silkinip kendime geldim,

“Hı, işemeye gidiyorum.” dedim, çıktım.

Banyoda annemin çamaşırlarını tek tek inceleyip, beğendiklerimi ayırdım, giymeye başladım. İncecik siyah bir jartiyer çorap çiftini beğendim, onu bacaklarıma geçirdim. Külotlara baktım, siyah şeffaf fırfırlı bir tanga güzeldi, onu da giydim. Siyah bir sütyen seçip göğsüme taktım. İçinin boş olması hoşuma gitmedi, gerçek meme gibi biraz daha kabarık dursun diye içine bir iki çorap tıktım.

Dolabı açıp annemin makyaj takımlarından kıpkırmızı bir ruj bulup dudaklarıma sürdüm. Yanaklarıma fondöten sürüp parmaklarımla iyice oğuşturdum. Göz kapaklarıma onun parlak yeşil farından sürdüm. Gözümün kenarlarına korka korka rimel çektim. Kaşlarımı siyah renkle iyice belirginleştirdim, yay gibi yaptım. Artık makyajım da tamamdı. Annemin parfümlerinden birini alıp bolca, bulut gibi üstüme sıktım. Dolapta duran vazelin gözüme ilişince onu da aldım.

Holdeki vestiyerin aynasına baktığımda, aynada çok seksi, nefis bir kadın duruyordu. Kılsız tüysüz bedenimle, yeni yetişip serpilmekte olan, sevgilisini tahrik etmek için aşırı makyaj yapmış, biraz sonra sevgilisiyle sevişecek, kendini ona becertmeye niyetli, seks arzusuyla yanan şehvet dolu, isterik bir genç kız…

Vestiyerde annemin bazen ev içinde giydiği ince yüksek topuklu siyah lame terliklerini alıp ayağıma geçirdim. Vestiyer aynasında oramı buramı düzeltip kendime çeki düzen verdim, son bir kez kendime baktım. Hakikaten sikilecek kıvamda bir kadın gibi görünüyordum. Heyecan içinde kalmıştım. Sanki az sonra gerdeğe girecek bakire bir gelin gibi kalbim çarpıyordu.

Sonra da yatak odasına gittim. Bir elim kapının pervazında yukarıya uzanmış, kapıya yaslanıp durdum. Arkama sakladığım elimdeki vazelinle, içerdeki erkeğe seksi bir poz vererek kendimi gösterdim. Biraz ucuz bir orospu gibi görünüyordum ama olsun, amacım içerdeki erkeği tahrik etmek değil mi?

Ahmet eli kalkmış sikinde, gözünü hala filmden ayırmamıştı. Benim geldiğimi fark edip öylesine bir baktı, tekrar filme dönecekti ki manzaranın ayırdına varınca gözleri fal taşı gibi açıldı. Öylece, hareketsiz, eli sikinde, yatakta çıplak uzanmış bana bakıyordu ağzı açık…

“Beğenmedin mi?” dedim kırmızı rujlu dudaklarımı büzüp…

“Efe…? Naptın oğlum sen?” diyebildi sonunda, hala şaşkındı.

“Efe yok” dedim. Yüksek topuklu terliklerin üstünde şuh bir kadın edasıyla kırıta kırıta yürüdüm, yatağın kenarına oturdum.

“Bir iki saatliğine Efe yok. Biz varız. Kızların evcilik oynadığı gibi biz de karı koca oyunu oynayalım. Ben senin sikmen için yanıp tutuşan bir kadınım. Sen de benim erkeğimsin. Hadi, filmdeki adam gibi, ne yapacaksan yap… Onlar gibi sevişelim biz de… Nasıl bir zevk olduğunu biz de öğrenelim amına koyayım. Bir kereliğine yapıcaz ama… Sonra da ölene kadar unutalım bunu… ”

Sırt üstü uzanıp başımı yastığa koydum, Ahmet’e baktım. Jartiyer çoraplı bacağımın birini dizden kırıp kaldırmış, tanga külodumun üstünden kasıklarımı okşayarak ona bakıyordum. Lame terlikler hala ayağımda duruyor, bana ayrı bir seksi hava katıyordu.

Ahmet de ilgiyle bana bakıyordu. Şaşkınlığı azalmış, gözleri kararmaya başlamıştı.

“Emin misin?” diye sordu son defa… Elimi uzatıp kasıklarında yükselen dimdik sikini tuttum, avucumda erkekliğinin sıcaklığını hissederek sıktım,

“Eminim…” dedim. “Demin götümün deliğini okşarken parmağın zevkten öldürdü. Biraz da bunu deneyelim. Senin için hazırlandım bak… Annemin sikiş çamaşırlarını giydim. Babama kendini siktirirken bunları giyiyor herhalde orospu… Sen de pornodaki adamın yaptığı gibi yap… Bu koca sikinle beni becer… Sik beni hadi…”

Yapmayacak, beni sikmeyecek diye ödüm patlıyor, içim içimi yiyordu. Kendimi bu vaziyete soktuktan sonra beni refüze ederse yanmıştım. Hayat boyu bu reddedilişi unutamazdım artık…

“Off… Kahpe… Sikimi yala öyleyse… Islat, kayganlaşsın iyice… Götüne yarrağımı sokarken canın yanmasın…” deyince öyle sevindim ki… O da kendini kaptırmıştı benim başlattığım seks oyunumuza…

“Vazelin getirdim canım…” diyerek doğruldum. Şehvetle rujlu dudaklarımı onun dudaklarına yaklaştırdım. Öpüşmek istiyordum onunla… Dudaklarını emmek istiyordum.

“Yapma…” diyerek başını çevirdi. “O kadar da değil, biraz zaman tanı…”

İsteğine saygı göstererek eğildim. Dudaklarımla erkeğin geniş göğsünü baştan başa kat ederek karnını, kasıklarını öpe öpe, başımı Ahmet’in kucağına gömdüm. Ben rujlu dudaklarımla onun harika sikini yalayıp yutarken, youwin sikinin her yerinde kırmızı dudak izlerimi bırakırken, o da her yerimi okşuyordu. Sütyenimi, kalçalarımı, tanga külodumu, çoraplı bacaklarımı…

“Parfümün de güzelmiş. Sik kaldırıyo… Mmm… Gerçek karı senin yanında halt etmiş yavrum…” dedi. Şehvetten kıvrandım.

“Sen de şu babamın kokusundan sık. Erkek gibi kokmanı istiyorum.”

Dediğimi yaptı. Beni bırakıp kalktı, babamın traş kokusundan sıktı. Onun erkek kokusunu burun deliklerimi aça aça içime çektim. Harikaydı. Kaldırıp beni koklaya koklaya yatağa yatırdı. Sütyeni sıyırıp içindeki kabarık olsun, gerçek meme, gerçek sütyen gibi dursun diye sokuşturduğum çorapları çıkardı, göğüs uçlarımı emip yaladı, beni kıvrandırdı.

Çorapların üstünden bacaklarımda gezinen ellerinin sıcak teması zevkten öldürüyordu beni… Ateşli bir kadın gibi zevkten kıvranıyordum onun okşamalarıyla… Göğüs uçlarımdan sonra durmadı, dudaklarıma kadar geldi. Öptü beni… Fikrini değiştirebilmiştim demek ki… Ben de onu öptüm. Diliyle rujumu yaladı, dilini öptüm. Kaçınmak istedi, bırakmadım. Saçlarından tutup kendime çektim isterik bir hareketle, dudaklarını emdim.

Biraz öpüştükten sonra çevirdi beni, 69 pozisyonuna getirdi, ben onun yarağını yalayıp emerken, o da benim tanga külodumu kenara sıyırıp sertleşmiş pipimi ağzına aldı.

Birbirimizi yalayıp durduk. Eliyle göt yanaklarımı ikiye ayırıyordu emerken… Parmaklarını ıslatıp ıslatıp götümün deliğini okşuyor, kaygan parmağını götümün deliğine sokuyordu. Siki boğazıma kadar gömülmüşken çıkarıp,

“Ohh, vazelini kullan Ahmet… Daha güzel olur, zevk alırım.” diyebildim.

“Tamam canım, merak etme sevgilim…” diyerek vazeline batırdığı parmağını tekrar sokup çıkarmaya başladı. Baya baya zevk alıyordum parmağından… Ahmet başını iyice uzatıp arka deliğime yetişti, dilini götümün deliğinde hissettim.

“Ohhh…. Ahmett… Dilin sıcacıkmış…” diye inledim cilveli cilveli…

Pozisyonumuzu bozup kalktı, bacaklarımı aralayıp arasına girdi. Kalçalarımdan tutup altına yastığı sürdü. Götüm nerdeyse havaya dikilmişti, heyecanla onu bekliyordum. O da bekletmeden külodumun ağını yana sıyırıp başını kalçalarımın arasına gömdü, dilini deliğimde hissettim.

O sıcacık dil beni kendimden geçirdi. Ucunu sivriltip içine sokar gibi yapıyor, deliğin etrafını yalıyor, beni delirtiyordu zevkten… Arada vazelinli parmağını devreye sokuyor, kaygan kaygan girip çıkıyordu deliğime…

Ben zevkten kıvranırken parmağımı ağzına götürdüm, dudaklarının arasına aldı, ağzına sokup emdi. Tükürükleriyle kayganlaşan parmaklarımla sikimi okşamaya başladım ben de… Offf… Nil, nasıl bir zevk, anlatılmaz…”

“Biliyorum Efe… Harika bir şey… Aç bacaklarını, sen anlatırken ben de seni yalamak istiyorum kocacım…”

“Offf… Sen de harikasın Nil… Çok güzel yalıyorsun karıcım… Ohh… Evet… Oramı yala… Götümün deliğini… Mmmmm… Nefis…

O gün de güzeldi ama… Götümü yalaya yalaya bitirdi beni Ahmet… Sonra da kaldırıp domalttı beni yatakta… Arkama geçti. Tanga külodumu hala çıkarmamıştı. Kalçalarımda duruyordu tül külot… Hırsla götümün yanaklarını sıkıp sıkıp bırakıyor, külodumu çekiştiriyordu.

“Ohhh… Yavaş Ahmet… Canımı yakma…” diye kalçalarımı salladım… Sanki yavaş dememişim gibi tuttuğu gibi tanga külodumu cart diye yırttı çıkardı. Ahhh… diyerek kadın gibi inledim altında…

“Ohhh… Çok seksisin kız… Kalçaların taş gibi, bayıldım senin götüne… Hazır mısın sikilmeye yavrum? Bu yarrağımı götüne almaya hazır mısın?”

“Hazırım. Hadi… Ne yapacaksan yap… Sikeceksen sik beni…” dedim.

“Sikime vazelin sür biraz… Kendi deliğine de sür bol bol… İyice kayganlaşsın.”

Dediklerini yaptım. Yaladım, ıslattım. Yoğurt gibi vazelini hem onun yarağına hem de kendi deliğime sürdüm, bulaştırdım. Sonra da dirseklerimi yatağa koyup kalçalarım yukarda, erkeğimi bekledim.

“Oh kocacımm… Ne güzel anlatıyorsun. Azgın bir orospudan farkın yokmuş o anda…”

“Evet Nil… Gerçekten öyle hissediyordum kendimi… Şimdi anlatırken iki cinsi sapık gibi görünüyor vaziyet ama… O gün, o anda, o yatak odasının ortamında öyle doğal geliyordu ki bize… İkimiz de deli gibi azmışız. Sikimiz kalkmış. Porno film oynuyor bir yandan bağrış çağrış… O gün dibine kadar zevk alıcaz, başka yolu yok… Sikmenin, sikilmenin zevkini tadıp bakacağız. Pornoları izleye izleye kurs aldığımız seks olayını öğreneceğiz.

Ahmet fazla bekletmedi, onun da dayanacak hali kalmamış zaten… Sikini tutup arkama dayadı. Başını deliğimin etrafında dolaştırdı, kaygan kaygan okşadı. Ben zevkten yayıldım, anüsümün ezilip büzüldüğünü, açılıp kapandığını hissedebiliyorum. Kaşınıyor, içine bir şey girsin istiyor deli gibi…

Yarağının başını dayayıp zorlamaya başladı yavaş yavaş… Minik minik hareketlerle benim bakir göt deliğimi yarıyordu yarağının başı… Biraz, biraz daha, derken başı gömüldü içime… Ama gerildi iyice büzüğüm, acımaya başladı, ben ürktüm… İnledim,

“Ahmet… Acıyor… Bırakalım biz bunu…” Parmakları mengene gibi belimi yakalamış, santim oynattırmıyor, kaçamıyorum. Arkamdan hırladı,

“İş buraya gelmişken seni sikmeden bırakmam canım…” dedi. “Bu yarak bu göte girecek. Hadi karıcım, kendini rahat bırak… Kaslarını gevşet… Bak ekrana, adam zencinin sikini alıyor götüne… Biraz sonra alışır senin göt de… Ohhh…”

Karıcım demesi bitirmişti beni… Bir de elini alttan atıp pipimi okşamaya başlamasın mı… Vazelinli kaygan eliyle sikimi okşuyor. Zevk veriyor. Zevk aldıkça benim göt deliği açılmaya, amca oğlumun haşmetlisi santim santim götüme girmeye başladı.

Canım yanınca kendimi kasıyordum, o bekliyordu. Ben alışıp rahatlayınca tekrar bazukasını ileri sürüyor, yavaş yavaş ilerliyordu arkamda… Yarısına kadar girince ileri geri yapmaya başladı. Zaten boydan boya vazelinli, kaygan yarak götümün deliğinde inanılmaz zevkler bırakarak kaymaya başladı.

İkimiz de zevkten bitiyorduk. O sikmekten, ben sikilmekten müthiş zevk alıyorduk. İnlemelerimiz, benim ara ara canım yanınca koyverdiğim canhıraş feryatlarım yatak odasında yankılanıyor, porno filmdeki bağırışlara karışıyordu.

“Ohhh… Harika…” diye çığlık attı en sonunda Ahmet… “Karıcım… Çok zevk veriyorsun bana… Götünün deliği harika… Bitiriyorsun beni…” diye diye inliyordu.

Elleri belimden tutmuş, beni kendine çekip uzaklaştırıyor, acımasızca sikiyordu beni… Kasıklarını götümün yanaklarına vurduruyordu artık… O koca yarak dibine kadar götümün deliğine girip çıkıyordu sürekli… Ben de altında bağırıyor,

“Ahhh… Canım yanıyor Ahmet… Çok kötüsün… Kocamm… Ohhh… Yarrağın zevk veriyor aşkım…” diyerek hem kendimi, hem de Ahmet’i ateşliyordum.

Sonunda kasılıp kaldı arkamda… Parmakları acımasızca etime gömülmüş, yarrağını da dibine kadar kasıklarına kadar götüme geçirmiş, yükünü göt deliğime boşaltmaya başlamıştı… O upuzun, canım güzel sikinin kasılmalarını bütün kanalımda hissediyordum.

Ben de boşaldım sonunda… Nefes nefese, hırlayarak üstüme yığılıp kaldı. Ağırlığı altında çöktüm. Kendine gelene kadar kıpırdamadan erkeğimin altında öylece kaldım. Sonunda başarmış, erkeğimi içime alabilmiştim. Sikilmenin zevkine varmış, Ahmet’in güzel sikinin tadına bakabilmiştim. Çok yorgun, fakat çok mutluydum.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Resmen Yarak Hastası Oldum. 2

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

Resmen Yarak Hastası Oldum. 2
Evime girer girmez kendimi kanepeye attım ve olanları düşünmeye başladım. Ben Anadolu’dan İstanbul’a okumaya gelmiş, mazbut bir ailenin kızıydım. İstanbul’da biraz değişmiş, bir erkek arkadaş edinip bekâretimi kaybetmiştim. Ama yine aslımdan çok uzaklaşmamış, ahlak kuralları içinde yaşamaya gayret eden biriydim. Erkek arkadaşımla sevişmelerimiz esnasında beni çıplak görmesinden bile utanırdım. Ama bugün o kadar milletin içinde tanımadığım gençler beni yarı çıplak soymuş ve sikmişlerdi. Bunları düşünürken amım sulanmıştı, iç dünyamda savaşıyordum; benim bu durumda utancımdan yerin dibine girmiş, üzüntümden ölesim gelmesi gerekirken, zevk alıyordum. Acaba bir kadının bu durumdan zevk alması, üzülmemesi normal miydi?

Bir taraftan olanları düşünüp zevklenirken, acaba tekrar karşıma çıkarlar mı, bir yerde karşılaşsak tanırlar mı soruları kafamda dolaşıyordu. Ben sadece başta bakıştığım çocuğun yüzünü hatırlıyordum.
Ya peki otobüste biz kendimizden geçmiş şekilde sikişirken başka gören olmuş muydu?
Ya mahalleli?
Taksiden altım çıplak bir şekilde indiğimi gören, fark eden olmuş muydu?

Diğerleri neyse de, mahalleliyi her gün görecektim. Acaba taksici beni bulmaya çalışır mıydı, sonuçta beni eve getirmişti, yerimi biliyordu. Kafamda deli sorular vardı…

Olayın peşinden geçen birkaç gün kafamı toparlayamadım. Aklım hep o olaydaydı ve anlayamadığım bir şekilde zevkleniyordum. Ne olmuştu bana böyle, seksten başka bir şey düşünemez olmuştum, yalnız kalmak için fırsat kolluyor ve hep başıma gelen o olayı düşünüyordum. Bu arada bana hep ismimle hitap eden apartman görevlisi Hamit abi, ‘Elif Hanım’ demeye başlamıştı. Başta bu durumu garipsemedim, öylesine söylüyordur dedim. Ama ilerleyen günlerde de ‘Elif Hanım’ diye hitap etmeye devam edince, acaba ogün beni o halde apartmana girerken gördü mü diye düşünmeye başladım. Eğer öyle bir şey varsa çok kötü olacaktı. Sanki ben dışarıda orospuluk yapıyorum da, eve namuslu, efendi bir kız gibi girip çıkıyorum sanacaktı. Ben de kaç gündür hiçbir şey olmamış gibi adamın yüzüne pişkin pişkin gülüyordum. Adam benim hakkımda böyle düşünüyordu kesin…

Artık Hamit abi’ye görünmemeye çalışıyor, karşılaşınca da utanıp, ya konuşmadan, ya da kısa cevaplarla kaçıyordum. Erkek arkadaşım zaten evime tek tük gelir, genelde dışarda buluşuruz, ama ona da tembihledim eve kesinlikle gelmesin diye. Ayrıca o yaşadığım olaydan sonra erkek arkadaşıma da karmaşık duygular besliyordum. Benim bu durumdan zevk almam onu aldatmak sayılır mıydı, ya da benim bu durumda kaldığımı bilse halen benimle birlikte olur muydu, bilemiyordum. Bu sebeple biraz daha uzak duruyordum erkek arkadaşımdan. Arayıp sorunca da, “Okul, iş, çok yoruluyorum…” diye geçiştiriyorum…

Bu bahis siteleri canlı arada Hamit abi, ben kaçmaya çalıştıkça benimle daha çok ilgilenmeye çalışıyordu sanki. Ya da ben ondan kaçtığım için bana öyle geliyordu. Belki hiçbir şeyden haberi yoktu adamın. Ben böyle düşünüp kendimi rahatlattığım günün ertesinde akşam zil çaldı. Delikten baktım Hamit abi. Birden telaş yaptım, gitsin diye bekledim. Sanki benim kapıda olduğumu biliyor gibi bekliyordu. Tekrar zile bastı, ben nefessiz bekliyordum. Biraz sonra,
“Amına koduğumun orospusu çık da bir yüzünü göster bari, milletin yanında amın götün açık geziyon!” diye söylenip, sikini kaşıyarak yukarı kata çıktı, elinde makbuz vardı, aidat topluyordu.

Beni taksiden o halde inerken görmemiştir derken, şimdi bana bakarken neler düşündüğünü de öğrenmiş oldum. O adamla hergün böyle yüzleşemezdim. Başka bir yere taşınsam mı falan diye düşünüp, gece geç saatlere kadar internetten ev aradım. Ama kiralık ev fiyatları uçmuştu. Yatağıma uzandım, aklımda yine otobüsteki sikilişim geldi, elimi amıma attım ve hem o anı hayal edip, hem kendimi okşayarak boşalmaya çalışıyordum. Ama bu sefer hep Hamit abi’nin yüzü gözümün önüne geliyordu. Hayalimde, otobüste sikilirken arkama bakıyorum, beni sikenin Hamit abi olduğunu görüyorum,
“Orospu, bizi yiyormuşsun, bak seni nasıl milletin içinde kanırta kanırta sikiyorum!” diye söyleniyordu. Sanırım akşam duyduklarım beni etkilemişti.

Bu hayal ve Hamit abi’nin söylediklerinin etkisinde, ona bakışım değişmişti. Onu gördükçe, gözümün önüne o söyledikleri ve beni sikerken hayali geliyor ve ıslanıyordum. Artık kendimi tanıyamaz olmuştum. Önceden kaçmaya çalışırken, şimdi onunla karşılaşmak için fırsat kollar olmuştum. Atık Hamit abi bende takıntı haline gelmişti, hep olur olmaz yerlerde beni siktiğini hayal ediyordum. Sanki sevgilimmiş gibi hissediyordum. Hamit abi de sanki bunu fark etmiş, bana yakın davranıyor, ama tepkimi kestiremediği için ileri gitmiyordu. Hamit abiyle hayali sikişmelerim devam ederken, kimsenin olmadığı yerlerde oyunlar yapıyordum. Mesela asansöre bindiğimde, kata çıkana kadar eteğimi kaldırıp aynaya domalıyorum,
“Hamit, hadi aşkım, sik orospunu!” falan deyip fantazi yapıyorum. Kata yaklaşınca düğmelerimi çözüyorum, bazen eteğimin altından külotumu asansörde çıkarıyorum. Birinin görme tehlikesi beni çok azdırıyordu…

Artık bir adım daha ileri gitmeye ve oyunu kızıştırmaya karar verdim. Sınırlarımı zorlayacaktım. Yakalanma riski yüksek birşey yapmalıydım. Bir gün binaya gireceğim sırada Hamit abi kapının orda birşeyler yapıyordu, eteğimi arkadan çantamın kenarına sıkıştırdım ve farkında değilmişim gibi içeri girdim. Selam verdim,
“Kolay gelsin!” dedim. Teşekkür etti. Ben asansöre doğru güvenilir casino ilerlerken,
“İş, okul nasıl gidiyor Elif hanım?” diye sordu. İstediğim olmuş, götümü fark etmişti ve belli ki yanında daha fazla kalmamı istiyordu.
“İyi abi, nasıl olsun…” diyerek muhabbet etmek üzere geri döndüm ve
“Çok yoruldum!” deyip merdiven basamağına oturdum. Götüm açıkta olduğu için soğuk betona deyince bir an irkildim, ama bozuntuya vermedim.

Havadan sudan biraz konuştuktan sonra,
“Neyse, ben yorgunum, gidip bir duş alayım kendime geleyim!” deyip ayaklandım. Kalktığımda götümü tekrar görmüştü, üstüne üstlük bir de duş almaktan bahsedince, belki de beni çıplak hayal edecekti. Ben nasıl onun beni sikişini hayal ediyorsam, o da beni hayal edecek, hayallerde buluşacaktık. Asansöre bindim, kapı kapanır kapanmaz elimi amıma attım, kata çıkana kadar okşadım. Eve girdim ve küveti doldurmaya başladım. Sıcak suda uzanıp gevşeyip, bir taraftan da kendimle oynayıp Hamit abinin beni sikişini hayal edecektim…

Bir saat olmamıştı ki zil çaldı, ben halen küvetteydim, sudan hiç çıkmak istemiyordum. Ama birden, ya Hamit abiyse deyip çıktım, üzerime bornozumu geçirip kapıya vardım. Delikten baktım, oydu. Acayip heyecanlanmıştım. Kapıyı açtım. Hamit abi,
“Çöpleri topluyordum da Elif hanım…” dedi. Halbuki çöpler sabahları toplanıyordu, kesin beni görmeye gelmişti.
“Duştaydım, hazır değil, gel içerde bekle, hem soluklanmış olursun.” dedim. Hiç ikiletmeden girdi içeri. Salonu gösterip,
“Sen otur, ben hazırlıyorum!” dedim ve mutfağa geçtim.

Hayalime hiç bu kadar yakın olmamıştım. Bu fırsatı değerlendirmeliydim. İki bardak meşrubat doldurup salona geçtim, birini ona verdim.
“Şunu içeyim de öyle hazırlayım çöpü…” diyerek karşısına geçip oturdum, biraz teşhircilik yapacaktım. Yine havadan sudan konuşmaya başladık. Ben bacaklarımı açıp kapatarak sallıyordum ve ondan bir adım bekliyordum. Ama Hamit abi çekindiğinden midir nedir bilmem, bir türlü birşey yapmıyordu. Acaba kendi takıntımdan mı öyle oldu, yoksa adam benimle ilgili böyle şeyler düşünmüyor mu diye daha ileri gitmeye çekiniyordum. Zaten yeniye kadar erkek arkadaşımla bile sevişmeyi ayıp sayan ben, şimdi elin adamına kendimi siktirmek istiyordum, ama o hiç oralı değil gibiydi…

Hamit abi meşrubatını bitirip,
“Gideyim ben, çöpü yarın alırım!” diyerek kalktı. Tam kapıya yöneldiğinde, kendimde değilmişim de başka biri beni kontrol ediyormuş gibi arkasından yetişip koluna sarılarak, “Gitme Hamit abi, sana ihtiyacım var!” deyip bornozumu çıkardım. Adamın karşısında çırılçıplak kalmıştım ve bu hareketimle resmen yalvarmıştım beni sikmesi için. Ama şimdi ya terslerse diye aklımdan geçerken,
“Orospuummm!” deyip, kucakladığı gibi salondaki kanepeye attı beni. casino firmalari Üstüme bir atladı ki inanılmaz! Dudaklarıma yapıştı, bir taraftan memelerimi, bir taraftan götümü elliyor, sıkıyor. Kıtlıktan çıkmış gibi nereme saldıracağını şaşırmış bir haldeydi. İri yarıydı, altında eziliyordum, ama inanılmaz zevk alıyordum, hiçbir şey umurumda değildi…

Ben çırılçıplaktım, ama Hamit abi giyinikti, onu üzerimden iterek kanepeye oturttum. Ben de kucağına oturdum ve gömleğini çıkardım, izlediğim filmlerdeki gibi göğsünü öperek ve okşayarak, pantolonuna geldim ve kemerini, fermuarını açıp, sikine ulaştım. Cüssesi kadar iri değildi siki. Külotundan kurtarıp elimle oynamaya başladım, sonra da ağzıma aldım. Hamit abi ellerini ensesine koyup arkasına yaslandı, yüzünde zevkli bir gülümseme vardı. Onu memnun etmek için bütün hünerimi göstermeye çalışıyordum. Siki kazık gibi olmuştu,
“Yeter oynadığın orospu!” diyerek beni kaldırdı. Bir çırpıda pantolonuyla beraber külotunu çıkardı ve beni kucakladığı gibi yatağıma götürdü. Artık işin zevkini çıkaracaktık…

Beni yatırdı ve
“Evet küçük orospu, şimdi Hamit’le tanışma vakti!” diyerek sikini amıma hizaladı. Ve birden kökledi. Siki çok büyük değildi, ama birden amıma girince bir ah çektim.
“Ne oldu, böylesi denk gelmedi mi orospuma?” dedi. Bana orospu demesi hoşuma gidiyordu. Zaten kapının dışında orospu diye söylendiğini duyduktan sonra ona sikilmek için yanıp tutuşmaya başlamıştım. Amımda gidip gelmeye başladığında, ben de zevkin kollarına bıraktım kendimi. Memelerimi hoyratça avuçlayıp sıkıp ağzına alıyordu. Ben de bacaklarımı beline dolayıp mengene gibi sıkmaya başladım, sanki bacaklarımla kendime doğru çekip daha derinlere girmesini istiyordum…

O pozisyonda yorulmuştu, beni domaltıp arkama geçti ve amıma köklemeye başladı. Öyle sert sikiyordu ki, taşakları götümün yanaklarına çarpıyor,
‘Şak, şak, şak’ sesler çıkarıyordu. İnlemeye başlamıştım, orgazm oluyordum. İnlemelerim onu daha da azdırdı, götümü tokatlamaya başladı.
“Amına kodumun orospusu, parçalayacam seni!” diyordu. Aşağılanmak daha da azdırıyordu beni. Ben çoktan orgazm olup boşalmıştım, ama o halen hırsla pompalıyordu…

Ben inleyerek ikinciye orgazm olurken, o da hızlandı. Boşalacağı esnada içimden çıktı ve belime fışkırttı döllerini. Sonra da üzerime yığıldı, kaldı. Yorulmuştum, ama değmişti…

Biraz dinlendikten sonra saatine bakıp,
“Geç kaldım, beni oyaladın orospu!” deyip kalktı, aceleyle giyindi ve çıkıp gitti. Ben, bana sarılacak, güzel şeyler söyleyecek diye beklerken, oyaladığım için beni suçlayıp gitmişti. Göt gibi kalmıştım. Ucuz bir orospuya bile yapılmazdı bu! Beni ne sanıyordu ki? İçimi bir tiksinti kapladı ona karşı. Yani ben gencecik bir kız olarak ona kur yapmıştım, o kadar teşhircilik yapmıştım, erkek olarak bir adım bile atamamış, yine ben adeta yalvarmıştım beni sikmesi için.

Normalde onun benim gibi birini yatağa atabilmek için ne kadar uğraşıp, benim onu beğenmemem, yada nazlanmam gerekirken, öküzün yaptığına bak!

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

KÜÇÜK KASABANIN KAHPESİ.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

KÜÇÜK KASABANIN KAHPESİ.
Biraz uzunca bir hikaye bu… Gözü açılmadık bir kasaba kızının başından geçenler… O kız ben oluyorum. Güllü adım…

Daha onyedi yaşıma yeni girmiştim ki, köyden kasabaya gelin verdiler beni… Davullar, zurnalar, kınalar, kalabalık, derken düğünümüz bitti. Yeni evimde, kocamla baş başa kalakaldım. Dışarda avluda damadın sırtını yumruklayan akranları, akrabaları, yenge falan, bir kalabalık… Yaşım onyedi ama, her yerim gelişmiş, köy kızı, bıngıl bıngılım. Kocam Hasan 25’ini geçmiş. Tecrübeli…

“Soyun…” dedi sadece kendi soyunurken… Kırmızı gelinliği çıkardım yavaşça… İçliğimi, çoraplarımı falan… İncecik fanilayla kaldım, utanıyorum… Yan gözle baktım, ayağında donla bana bakıyor, çıplacık kalmış.

“Hadi kız, acele etsene, bizi bekliyorlar aşağıda…” diye üsteledi. “Çıkar üstünde ne varsa…”

“Utanıyom, bakma sen…” dedim.

“Gerdeğe giriyosun, utancak ne varmış?” dedi, yine de arkasını döndü. Ben de bir çırpıda ayağımdaki donu, düğün şerefine giydiğim sütyeni çıkarıverdim, yer döşeğine serili yorganın altına daldım. Tir tir titriyorum heyecandan…

“Bitti mi kız?” diye sordu. “Hı…” diyebildim. Ayağındaki donu sıyırıp yorganın altına girerken kocamın şeyini ilk defa o zaman gördüm.

Çeşme başında kızlar, gelinler konuşur, biz çocuklar çaktırmadan dinlerdik onları… Yok benim herifin şu kadar, yok bekçinin kol kadarmış, her gece karısını haşat edermiş, falan filan, bin türlü dedikodu… Ben de yeni yetme, gözümde canlandırmaya çalışırdım nasıl bir şey diye… Atların, boğaların şeylerini görüyoruz köyde ama, hiç erkek görmemişim kardeşlerimin pipilerinden başka… Erkek deyince atlarınki gibi bir şey bekliyorum ben…

image
Kocamınki şöyle iki parmağım kalınlığında, orta parmağımdan biraz uzunca bir şey… “Demek ki böyle oluyormuş” dedim içimden…

Yorganın altındayız. Kocam üstüme çıkarken ben bacaklarımı araladım. Öpmeye çalıştı. Bıyıkları battı yanaklarıma, düğün yemeğinde içtiği rakının kokusu geldi, tiksindim, başımı çevirmeye çalıştım. Çenemden tuttu, dudaklarımı ısıra ısıra öpmeye çalışırken üstüme abandı.

Az önce gördüğüm çükü kukuma dayandı. Gelinlerden dinlediğim kanlı hikayeler gözümü korkutmuştu, kendimi sıktım biraz… Memişlerimle oynamaya başladı bu arada… Epey büyümüşler ama daha ayva gibi ufarak, sert, narin… Nasırlı elleriyle ovalayınca canım yandı önce…

“Ayyy… Yapma…” dedim, aldırmadı. Sonra zevk almaya başladım oynadıkça… İçim yandı, yanaklarım kızardı. Bacaklarım aralandı. İsteklenmiştim. Kocam da iyice yaklaştı. Eline tükürüp aradan çüküne götürdü. Rakı yemek bulaşığı, sigara sarısı dişli ağzı… Kokusu… Midem bulandı.

Islattığı çükünü içime sokmaya çalıştı. Başı girdi önce… Dişlerimi sıkıyordum. Mememi sıkıp canımı yakınca dikkatim oraya gitti, bu arada hepsini sokuverdi içime… Bir ufarak sızı geldi geçti kasıklarımdan… Artık kız değildim.

Hasan bacaklarımın arasında kıpırdanmaya, içime sokup çıkarmaya başladı. Hırlıyordu kulağımın dibinde… Bense ne olduğunu anlayamamış, aptal gibi yatıyordum yatakta… Biraz biraz gidip gelmeleri hoşuma gitmeye başlamıştı. Kasıkları kasıklarıma vuruyordu. İçimde bir ıslaklık, şap şap sesleri çıkıyordu bana vurdukça… Tam kollarımı kaldırıp boynuna sarılmaya niyetlenmiştim ki,

“Oohhh…” diye inledi. Titremeye başladı. İçime bir sıcaklık geldi o üstümde titrerken… Boşalıyormuş meğer… Sonra içimden çıkıp yana devrildi. Başımı kaldırıp yorganı yana çektim, baktım. Kukumun dudaklarında bir iki damla kan… Altımdaki çarşaf da öyle… Ben bakarken kocam kalkıp pantolonunu gömleğini giymişti bile…

“Kalk hadi, çarşafı çıkar bana ver… Anamgiller bekliyor aşağıda…” dedi.

Uzattığım çarşafı alıp çıktı. Şaşkın, çaresiz yatağın ortasında oturuyorum. Dışarıda konuşmalar, gülüşmeler, naralar, silah sesleri… Kız oğlan kızmışım ben, oğulları bozmuş beni ilk defa, mühürümü açmış. Ne büyük iş…

image
Böyle başladı evliliğim… Böyle gitti. Kardeşiyle ortak hayvan besliyordu. Hayvanlara bak, yemek yap, ekmek yap, gece karılık yap, çocuklara analık yap… Çocuk oldu bu arada, bir oğlan… Hamilelik dönemi… Doğum… İlkinin lohusa dönemi bitmeden üstüme çöreklenen kocam… Birini emzirirken karnım büyümeye başlamıştı hemen… İkinci oğlan da geldi.

Sonra kaynımla kocam anlaşamadılar. Kocam hayvanları ona bıraktı, turizm şirketinde şoför olarak işe girdi. Kasabanın kenarındaki üç göz ahırdan bozma evi bıraktık, merkeze yakın apartman dairesine taşındık. Sınıf atlamış gibiydik. Hayvan bakımı, avluda horoz tavuk yemlemek, kazanda çamaşır kaynatmak yoktu artık…

Ben de işe girdim kasabadaki bir firmada… Çay yap, memurlara çay ver, büroların temizliği falan… Şalvar çıktı ayağımdan doğal olarak, işyerine uygun elbiseler, kaçak iddaa etekler giymeye başladım. Seneler böyle geçmeye başladı.

Gözüm de açılıyordu. Etrafımdaki ailelere bakıyordum. Evine karısına elinde çiçekle gelen komşu kocalar… Karısını koluna takıp kolkola gezmeye gidenler… Lokantada restoranda karı koca oturup yemek yiyenler, kocasıyla kadeh tokuşturan hanımlar…

Bir de bizim eve bakıyordum, şirketin otobüsüyle karadenize, doğuya, tura giden, üç beş gün, bir hafta eve gelmeyen, geldiğinde kırıp döken, dökmese de stresini kahvede, okey masalarında, meyhanede atan bir koca… Bir tatlı söz işitmek yok. İlgi yok. Benimle tek ilgisi, gece yatakta tepeme tüneyip boşalmak, sonra da dönüp horlamak… Arada uzakta, turda gezerken eve açtığı telefon faturasını yatır, vergiyi yatır, belediyeye gidilecek diye bir iki telefon…

“Nasıl yatırayım, para yok evde…” diye tersledim bir gün… “Giderken bırakmadın ki… Bir haftayı geçti sen gideli… Evdeki azıcık para da bitti, ekmek parası kalmadı.”

“Maaş almadık kızım…” dedi. “Senin maaş ne zaman?”

“Ay başında, daha iki hafta var, o da kiraya gidecek zaten…” Durdu biraz, sonra,

“Cafer’e git versin. Ben gelince ona veririm.” dedi. Komşumuzdu, kahve arkadaşı, içki masası arkadaşıydı Cafer… Çok samimiydik. Gider gelirdik birbirimize… Yan apartmanda oturuyorlardı. Ama gidip para istemek…

“Elin adamından nasıl para isterim Hasan?” dedim kızarak.

“Kızım sen git… Elin adamı değil, kankam benim o… Ben para olmayınca ondan isterim, o mal almaya giderken benden ister… Aramızda teklif yok bizim… Şimdi telefon açar, söylerim sana para vermesini… Bi saat sonra git iste…”

Ne bileyim, para işlerini bana anlatmazdı ki hiç… Ne almış, ne vermiş, kime vermiş… Ben para lazım olunca ver derdim, kocam da verirdi. Neyse… Gittim. Kapıyı çaldım ezile büzüle… Karısı yoktu evde, kapıyı Cafer açtı. Daha ben söylemeden,

“Gel Güllü, para için geldin herhalde…” dedi. İçeriye girdim. Büfenin gözünden cüzdan çıkardı, içinden bir miktar para… Getirip bana uzattı.

Yüzüm kızarmıştı, yabancı bir adamdan para alıyordum, dilenci gibi hissettim. Utandım, yüzüm kızardı. Elimi uzatıp alamıyordum parayı…Utandığımı anladı hemen… Elimi tutup parayı avucuma sıkıştırdı, parmaklarımı kapattı zorla…

“Yenge, utandın mı yoksa? Sakın ha, siz bana emanetsiniz.” dedi. İki elinin arasındaydı elim, ateş gibi yandı sanki, hızla çektim elimi… Yanaklarım alev alev yanıyordu…

“Sağol Cafer abi…” diyebildim yutkunarak… Dönüp çıktım.

Beş altı yaş büyüktü benden… Abi derdim hep… Yakışıklı adamdı. Simsiyah bıyıkları vardı. Kara gözlerinin üstüne inerdi kara kaşları… Baktığı zaman bakışlarımı kaçırırdım ondan, öyle bir bakışı vardı ki… Apartman kapısından çıktığımda dönüp baktım, pencereden beni izliyordu o bakışlar… Kendimi eve zor attım.

Akşam yemeğiydi, çocukların dersi, okul hazırlığıydı derken gece yorgun argın yatağa yattığımda o bakışlar çıktı geldi zihnime… Avuçlarımda onun elinin sıcaklığı… Elimi sıkan koca elleri… Offf… Sanki… Sanki elimi tutmamış da, beni kucaklayıp götürmüş gibi, benimle sevişmiş gibi…

image
Kasıklarım yanmaya başladı. Bacaklarımı bitiştirip sıktım, olmadı. Elimi apış arama götürüp avuçladım. Biraz iyi gelmişti sanki… Parmaklarımla sıkıp okşadım kadınlığımı… Ohhh… Zevk… Sürdürdüm okşamayı… Külodumun içine soktum sonra parmaklarımı… Islanmıştı külot… Su içindeydi.

Islak parmaklarımın ucu ıslak ıslak, kabarık bir yere değdi ki ceyran çarpmış gibi oldum. Titredim. Bızır dedikleri yermiş orası… Sonradan öğrendim. Bir şey daha öğrendim o gece… Orgazm…

Bızırımı okşadıkça zevk duyuyordum, parmaklarımın arasında kıstırdıkça zevk artıyordu. Devam ettim. Bir elimi de gecelik entarimin düğmesini açıp içeriye soktum, mememi avuçladım. Bir elim apış aramda, öbür elim memelerimde, dakikalarca okşadım kendimi… Küçük odada yatan oğlanlar inlemelerimi duymasın diye dudaklarımı ısırıyordum.

Sonunda öyle bir hal oldu ki… Bunca hayatımda böyle bir şey yaşamamıştım o güne kadar… Böyle bir zevk olamazdı. Her yerim kasıldı, titredim, mahvoldum. Sona doğru odanın kapısı vuruldu. Büyük oğlan…

“Ana, bi şey mi var? Ne oldu?” diye soruyordu merakla… İnlemelerimi duymuş olmalıydı. Zorlukla,

“Yok bi şey oğlum. Belim ağrıdı biraz, işte zorladım kendimi… Hadi git yat sen…” diye savdım.

Demek buymuş. Orgazm diye diye ballandıra ballandıra anlattıkları şey… Bunca sene kocamın altına yattım, bu zevki hiç almadım bugüne kadar diyordum kendi kendime… Ölmüş, cennete gitmiş gibiydim. İnanılmaz bir şeydi hissettiklerim…

image
O günden sonra müptelası oldum o zevkin… Yalnızken… Kocam becerip arkasını döndükten sonra… Kocam işini görüp yanımda tipobet güvenilir mi horlaya horlaya uyurken ben kendimi parmakladım hep…

Bu arada Cafer abi de alışkanlık haline gelmişti. Evin bankamatiği gibi bir şeydi. İlk günkü utangaçlığım kalmamıştı. Şakalaşabiliyordum hatta… Karısı da alışmıştı olaya… Para bittiği zaman ona gidiyor, ne lazımsa alıp geliyordum. Karısı, çocukları yadırgamıyordu, komşuyduk şunun şurasında, samimiyetimiz vardı.

Cafer abi parayı uzatırken ellerimiz, parmaklarımız temas ediyordu. Eli elime değince ürperiyordum nedense… Evliydi o da… Onun da üç çocuğu vardı. Kocamın en samimi arkadaşlarındandı. Pazarcılık yapardı. Kasabada, çevre beldelerde giysi, iç çamaşırı satardı. Kocam geldiğinde akşamları beraber geçirirler, okey oynarlar, içmeye giderlerdi. Kocam aldığımız borcu öder, alacağını alır, hesaplaşırlardı.

Pazar kurulduğunda önünden geçerken selamlaşırdık.

“Yenge, bir ihtiyacın varsa, çekinme, al…” derdi. Sağol der geçerdim, iç çamaşırımı başka yerden alırdım. Bir gün gerçekten çamaşır almam gerekti. Ama, param yoktu, olanı da sebze meyveye ancak yeterdi. Özellikle önünden geçtim ağır ağır, bakınarak… Gördü beni, yanıma geldi hemen, hatırımı sordu. Benim tezgahtaki sütyen külotlara baktığımı görünce yine teklif etti,

“Bir ihtiyaç varsa al bak, ölümü gör almazsan…” deyince eğilip gelişigüzel bir külot aldım. Genişçe, pamuklu kumaştan bir külot… Baktı,

“O sana gelmez yenge…” dedi. Şöyle bir vücudumu süzdü ölçüp tartar gibi, “Biraz büyük gelir, senin kalçalar dolgunca, ama dar, bu külot bol gelir sana…” deyince yüzüm kızardı.

Kendisi uzanıp başka bir külot çıkardı, tezgahtar tavırlarıyla bana uzattı. Önü şeffaf kumaştan, fırfırlı dantelli küçücük bir şeydi. Giydiğimde önüm açıkta kalacak, önden bakınca siyah tülün ardından şeftalim görünecekti bu külotla… Demek bunu münasip görmüştü bana…

“Küçük değil mi bu da Cafer abi?” diyebildim yutkunarak… Yüzümün kızarıklığı artıyordu gitgide… Kara gözleriyle gözümün içine baktı,

“Yok, tam gelir, merak etme sen… Bu tam senin vücuduna göre…”

Sesi okşar gibiydi, yumuşacıktı. İçim ürperdi. Bu adamın yanında liseli kız gibi oluyordum nedense… Heyecandan dibim düşüyordu. “Sütyen de lazım mı Güllü?” dedi neden sonra… Yenge demeyi bırakmıştı. İsmimi söylüyordu o dudaklar… Başımı salladım evet anlamında…

“Sana 95 lazım herhalde…” dedi kendinden emin bir tavırla… Baktım, irice, bluzu şişirip geren memelerime bakıyordu. Bakışlarıyla ölçüyor mu, okşuyor mu memelerimi bilmem… Neredeyse ellerimi götürüp örtesim, kapatasım geldi memelerimi, çıplakmışım gibi, öyle bakışlar…

Külotla aynı renkte, modelde bir sütyenle beraber ikisini özenle sardı, paket yaptı. O paket yapmakla uğraşırken sürekli ona bakıyordum. Kaslı kollarına, üstüne giydiği dar tişörtü geren vücuduna… Offf…

Sanki ağırdan alıyor gibi geldi bana… Hemen gitmemi, ayrılmamı istemiyor gibi… Hoş, benim de pek şikayetim yok ya… Sonunda paketi yapıp uzattı bana… Yine parmakları elime değdi. Yine kıvılcımlar çaktı. Para çıkaracak oldum, elimi itti o sıcak, kocaman elleriyle,

“Aşk olsun Güllü… Senden para isteyen mi oldu? Yabancı yerine koydun şimdi beni… Koy paranı cebine…” dedi. Teşekkür ettim utana utana, yanından ayrıldım. Havada yürüyor gibiydim, nereye gittiğimi bilmeden gidiyordum.

Aşk olsun tabi… Aşk olsun. Offf… O koca ellerinle, bana külot, sütyen beğenen gözlerinle aşk olsun. Memelerime bakan, kalçalarımı ölçen gözlerinle aşk olsun. O siyah bıyıklarınla, kara gözlerinle, bir seksenlik gövdenle aşk olsun. Bu Güllü kurban olsun sana, aşk olsun…

image
İşte, tam da o günün gecesi kocam telefon etti. Sabah erkenden bankaya gidilmesi lazımmış, imza atacakmışım, kredi taksidi yatacakmış, Cafer’e haber vermiş, biraz sonra gelip para bırakacakmış. Kocam telefonu kapattı, ben kapatmadım, elimdeki ahizeye bakakaldım.

Gecenin onbiri olmuştu. Çocuklar uyumuş. Ben yalnızım evde… Kocam olacak geri zekalı evimize adam gönderiyor. Hem de her gördüğümde ayaklarımı yerden kesen adamı… Geceleri beni becerirken hayalini kurduğum erkeği… Tam da yatağıma yatıp gözümü kapatmayı, kocamın evimize gönderdiği o erkeği hayal etmeyi planlarken… Pazarda vücuduma bakarak ölçü almasını, bana kendi beğendiği en seksi sütyen külodu seçmesini, bana verişini, ellerimizin birbirine değmesini… Tekrar tekrar, sahne sahne hayalimde canlandırıp kendimi okşamayı düşündüğüm anda… Off… Yapma bunu bana Hasan… Delirtme beni…

Hemen gidip üstümü değiştirdim aceleyle, işe giderken giydiğim kısa etekli elbiseyi geçirdim. dudaklarıma ruj, yanaklarıma allık sürdüm. Holdeki aynada saçımı düzeltirken kapı tık tık güvenilir bahis yaptı. Gecenin sessizliğinde, sanki eve dostumu alıyorum gibi, heyecan içinde fırlayıp kapıyı açtım. Cafer, elinde bir paket, kapının önünde… Nerdeyse hışımla kolundan tutup içeri çektim adamı,

“Gel Cafer abi, içeriye gir” dedim alçak sesle… Şaşırıp kalan adama “Komşular dedikodu kumkuması… Gecenin bu saatinde geliyorsun. Adımızı çıkarmasınlar yok yere şimdi…” diye açıklama yaptım kapıyı sessizce kapatırken…

Sonra baktım, kolunu tutan elim hala kolunda duruyor, pazularını tutmuşum adamın, konuşurken bırakmıyorum. Ateşe değmiş gibi çektim elimi… Cafer abiyse beni duymuyor gibi bana bakıyordu, yüzüme, üstüme, başıma…

Bir acaip durum, bir suskunluk, gerginlik oldu aramızda… Eve dostumu almışım gibi hissediyordum kendimi… Kaçak göçek, adamın altına yatacakmışım gibi… Yutkunup duruyordum. İkimiz de ne yapacağımızı bilemiyorduk, bir heyecan… Sonunda Cafer abi yavaşça öksürdü,

“Şey… Para lazım olmuş yarın erken, şimdi getirmemi söyledi kocan…” dedi. Parayı uzattı, aldım. Elindeki pakete bakıyordum anlamsızca, merakla…Ne ki bu paket?

“Şey…” dedi yine… “Malları topluyordum. Bugün aldıkların aklıma geldi. Hazır gitmişken bir iki parça daha götürüvereyim dedim. Hem çocuklara da getirdim, atlet külot filan…”

Paketi uzattı. Ben de almak için ellerimi uzattım. Paketin altında ellerimiz birbirine değdi, öylece kaldık. Holün solgun ışığında karşılıklı duruyorduk, el ele… Yanaklarım, her yerim yanıyordu. Yüzüne bakamıyordum. Neden sonra başımı kaldırıp gözlerine baktım. O kara gözlerine…

“Ne… Ne zahmet ettin abi…” diyebildim.

“Ne zahmeti… canım…” dedi. Canım dedi bana… Paket hala aramızda, birbirine temas eden ellerimizin üstünde duruyordu. Zorlukla paketi tuttum, kendime çektim. Ellerimiz ayrıldı. Cafer abi ellerini nereye koyacağını bilemeden durdu, arka cebine götürdü, kıvrandı. Sonra da,

“Neyse… Ben gideyim artık…” dedi, kapıya davrandı. Kapının tokmağını tutup bana baktı, bir şey söyleyecek oldu. Sesi çıkmadı. Öylece bakıyordum.

“Güle güle abi…” dedim fısıldayarak… O da aynı tonda,

“İyi geceler Güllü…” dedi.

image
Sanki gizli bir şey yapmışız, bir günahı paylaşmışız gibiydik ikimiz de… Oysa yalana yalana birbirimize bakmaktan öte bir şey olmamıştı aramızda… Çıktı. Merdivenlerde ayak sesleri duyuldu belli belirsiz… Gitti.

Rüyadaymış gibi hareketlerle arkasından kapıyı kilitledim, yatak odasına gidip yatağın kenarına külçe gibi oturdum. Kucağımda paket, bir elimde para… Parayı bırakıp paketi açtım. Dediği gibi çocuklara atlet külot birkaç tane… Paketin içinde bir başka paket… Açtım onu da..

Nerdeyse beş on tane kadın külodu… Bedenleri bana göre seçilmiş… Teker teker kaldırıp baktım hepsine… Danteller… Tangalar… Şeffaflar… Tüller… Renk renk… Hatta bir tane de g-string dediklerinden… Her yeri ip, ortasında bir küçücük kumaş, neremi örtecekse…

Birkaç tane sütyen yine… Model model, askısız, fırfırlı, dantelli… Bir gecelik… Kısacık bir şey… İpek gibi kumaşı, incecik… Birkaç süper ince külotlu çorap… Siyah… Biri jartiyer çorabı, dantelli… Hepsi de kaliteli şeyler, kendi pazarda sattıklarından değil, özel alınmış belli…

Kucağıma yığılmış kumaşlarla beraber yatağa devrildim sırtüstü, çamaşırları göğsümde sıktım. Gözlerim kapalı… Ne istiyor bu adam benden? Ondan nasıl etkilendiğimi görmüyor mu? Neden yapıyor bu işkenceyi bana? Gecenin bu saatinde bana getirdiği bu açık saçık şeyler… Tangalar, stringler, gecelikler…

Kalkıp soyundum çırılçıplak… Tanga külotlardan birini alıp ayağıma geçirdim. Tuvalet aynasında kendime baktım. Erken gelişen, iki çocuktan sonra biraz yuvarlaklaşmış hatlarımla güzel kadındım doğrusu… Üstümdeki tek tanga külotla pek güzel görünüyordum kendi gözüme… Ellerimi memelerimde dolaştırdım, ince belimde, geniş kalçalarımda… Cafer abinin gözleriyle ölçüsünü aldığı kalçalarımda…

image
Öbürlerini de giydim, çıkardım tek tek… Gecelik diye getirdiği şey bir başka alem… Şeffaf, memelerim, amım götüm meydanda hep… Jartiyer çorabını geçirdim bacaklarıma… File çorapla, bacaklarımı saran dantelleriyle pek seksi oldum. En sona string külodu bırakmıştım, onu da giydim. Minicik kumaş yumruk gibi kabarmış amımı örtemiyordu bile…

Işığı kapatıp öylece yatağa uzandım. Karanlıkta, çıplak bedenimi saran geceliğin üstünden memelerimi, çoraplı bacaklarımın içlerini, içinden sular akan amımı okşaya okşaya azdırdım kendimi… Cafer abiyi hayal ediyordum. Bu çamaşırları alırken aklından neler geçiyordu acaba? Bana ne yapmayı planlıyordu?

Onun planlarını ben hayal ettim. Beni öperken… Üstüme çıkarken… Bacaklarımın arasında… Her yerimi okşayıp mıncıklarken… Beni… Ohhh… Beni becerirken…

Parmaklarımı minicik ip külodun yanından içime daldırdım, yine inleye inleye orgazmı tattım. Öncekilerden tek farkı, öyle azmıştım ki, pek çabuk boşaldım. Sonra da rahatlayıp üstümdeki seksi giysilerle beraber güzel bir uykuya daldım.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

şişli escort Antalya escort beylikdüzü escort escort eryaman escort demetevler escort Hacklink mamasiki.com bucur.net hayvanca.net lazimlik.net cidden.net By Casino rus escort bahçelievler escort Escort bayan Escort bayan escort ankara sincan escort bursa escort bayan görükle escort bursa escort bursa merkez escort bayan Kartal escort Maltepe escort Pendik escort otele gelen escort anadoluyakasikadin.com kadikoykadin.com atasehirkadin.com umraniyekadin.com bostancikadin.com maltepekadin.com pendikkadin.com kurtkoykadin.com kartalkadin.com escortsme.com Hacklink Hacklink panel Hacklink bursa escort görükle escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort Ankara escort bayan Ankara Escort Ankara Escort Rus Escort Eryaman Escort Etlik Escort Sincan Escort Çankaya Escort ankara escort bursa escort Escort hurilerim.com bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa sınırsız escort bursa escort bayan bursa escort görükle escort antalya escort istanbul travesti istanbul travesti istanbul travesti ankara travesti Moda Melanj türkçe altyazılı porno porno 64 japon porno burdur escort bursa escort çanakkale escort çankırı escort çorum escort denizli escort diyarbakır escort düzce escort edirne escort elazığ escort ankara travesti escort escort escort travestileri travestileri keçiören escort etlik escort çankaya escort