Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32
Koca Boynuzlamanın Sonu (2)
…….
Kocam yine aradan bakıyordu bize… Yine çıplak, yine gözlerini kırpmadan bakıyor, bir elinde kamera, diğer eli sikinde… Emre’ye
“Emre canım… Öyle büyük yarrağın var ki… Her seferinde bitiriyorsun beni… Hem zevk veriyor, hem acı… Öldürüyorsun beni bebeğim…” dedim kocama duyurmaya çalışarak…
“Ah ablacım. Korkutuyorsun beni… Kızlar sikimi görünce ürkecekler herhalde…”
Boynuna sarıldım. Kalçalarımı oynatmaya başladım altında…
“Ahhh… Boş ver onları canım… Sonra düşünürüz orospuları… Sen beni sik şimdi bakalım… Gidip gelmeye başla, amcığım senin yarağa alıştı mı görelim… Hadi sik beni… Ohhh…”
Kalçaları kıpırdanmaya başladı. Bacaklarımın arasında yavaş yavaş yükseldi, yükseldi. Ucuna kadar… Sonra aynı yavaşlıkla inmeye başladı. Kalın sikinin damarlarını, özellikle yumruk gibi başının vajina duvarlarımda sürtüne sürtüne ilerlediğini hissedebiliyordum. Gözlerim karardı zevkten, boynuna sarıldım sımsıkı…
“Ahhh… Emree… Harikaa…” diye feryat ettim kulak memesini dişlerken…
Böyle zevk olamazdı. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Boynuna sarılıyor, kendime çekiyor, sonra vaz geçip ellerimi bacaklarımın arasında inip kalkan taş gibi daracık erkek kalçalarında gezdiriyor, tırnaklarımın uçlarını batırıyor, onu da inletiyordum.
Son kez kocamı gördüğümde hala aynı vaziyette, kapının önünde çırılçıplak, karısının genç bir aygırla sikişmesini, altında zevkten bağıra çağıra kıvranmasını kameraya çekiyordu. Sonra kendimi ve kocama ilgimi kaybettim. Tüm dikkatimi ve konsantrosyunumu sikicime verdim.
Erkeğim üstümde gidip gelirken, ben de alttan kalçalarımı indirip kaldırmaya, haince içime gömülen erkeklik organını karşılamaya çalışıyordum. Torbaları alttan ıslanmış arka bölgeme, kasıkları ıslak klitorisime çarptıkça yatak odamızda kamçı sesine benzer sesler yankılanıyordu. Emre’nin, benim zevk feryatlarımız da bedenlerimizin şarkısına eşlik ediyordu.
Kaç kez boşaldım, kaç kez orgazm oldum o koca sikin altında hesabını şaşırmıştım artık… Sonunda Emre böğüre böğüre amımın derinliklerine sapladığı sikinden hortum gibi içime spermlerini boşaltmaya başladığında, son kez ben de boşalmaya, kıvranmaya başladım. Omuzlarını, neresi denk gelirse orasını dişiyor, tırnaklarımı zavallının sırtına batırıyordum. Kendimden geçmiştim.
Tam o sırada kocamın kalın bariton erkek sesi yatak odasında yankılandı,
“Ne oluyor ulan burada?”
Üzerinde bir şort, atlet şeklinde bir tişört vardı. Elindeki kamerayı kaybetmiş, kameranın yerine sağ elinde mutfaktan aldığı koca ekmek bıçağı vardı şimdi… Öfkeden kıpkırmızı suratıyla, karısını aşığıyla basmış koca rolünü oynuyordu.
Zavallı Emre, şaşkınlık ve korkuyla donakalmıştı bacaklarımın arasında… Dönüp kalkmak istediği halde, zevkimin son kırıntılarını yaşamak için beline sardığım bacaklarımı çözmemiş, erkekliğini içimden çıkaramamıştı. Ben de inadına, hala alttan alttan kalçalarımı indirip kaldırıyordum. Bir kaç saniye sürdü kasılmalarım… Kocamın kızgın bakışları altında Emre’nin kalın sikini amımın içinde sağdım o kısa sürede…
Ben bacaklarımı çözünce Emre de serbest kaldı sonunda… Kendini yana attı, hala dik duran erkekliğini elleriyle kapamaya çalıştı. Kocamın ne yapmak istediğini anlamamıştım pek ama, bana yönelen bakışlarındaki ikazı aldım hemen, ortama uydum.
“Aaa… Muraatt… Kocacımmm…” diyerek şaşkın bir feryat koyuverdim.
“Murat yaa… Kocacım yaa… Ne ulan bu vaziyet orospu?” Kocam iki adımda yatağa gelip bıçağı biz iki sevgiliye doğrultmuş, burnumuzun dibinde sallamaya başlamıştı. Öfkeden gözleri dönmüş, korkunç bir görüntüsü vardı elindeki bıçakla…
“Murat… Şeyy…”
Tenime değen keskin, parlak çeliğin soğukluğundan ürpermiştim rol gereği de olsa… İyi ki gerçek değildi bu sahne… Yoksa titremeye başlayan Emre’cik gibi korkudan altıma yapardım şu anda…
“Söyleyin ulan… Önce hanginizi geberteyim? Söyleyin orospu çocukları… Kahpe doğurdukları… Ben ekmek peşinde koşayım, kahpe karım bana boynuz taksın, öyle mi?”
Off… Fena küfür ediyordu doğrusu ama aldırmadım. Bakışları Emre’ye yöneldi. Keratanın siki az önce içimi delip geçen mızrak değildi sanki… Yine de ellerinin arasında kapatmaya çalıştığı halde, torbalarıyla beraber güzel bir görüntüsü vardı erkekliğinin… Burnunun ucunda sallanan çeliği takip ediyordu göz bebekleri, korkudan irileşmişti. Çırılçıplak, savunmasız, çaresiz… Kocam bağırırken boyun damarları kalınlaşmıştı,
“Sen… Orospu çocuğu… Utanmıyor musun ulan elin namuslu karısını ayartmaya piç? Hem de komşu karısını… Nerdeyse annen yaşında ulan bu kadın… Hem sen… Sen benim baldızın, Gülay’ın okul arkadaşı değil misin ulan? Ha? Cevap versene ulan…”
“Abi… Şeyy…” Konuşamıyordu korkudan Emre…
“Yoksa baldızıma da atladın mı ulan? Şerefsiz köpek… Orospu evladı… Körpecik kızı da siktin mi yoksa karım gibi? Söylesene ibne… Hem karımı, hem baldızımı siktin mi? Doğru söyle, gebertirim yoksa…”
Bıçağı gırtlağına dayamış, üzerine eğilmiş vaziyette, bağırıp duruyordu kocam… Emre korkuyla yutkundu, bana baktı bir an… Söyleyeceklerini tartar gibi, benim duymamdan korkar gibi… İçim bir an hop etti. Yoksa… Yoksa…?
“Ne bakıyorsun ulan karıma? Bana bak.. Suratıma… Söyle piç… Siktin mi baldızımı? Cevap ver..”
“Yapmadım abi… Valla… Yemin olsun sikmedim. Gülay istedi ama… Ben… Ben yapmadım Murat abi… Kıyma bana abi… Gerçekten yapmadım. Şeyy… İnan abi… Yalvardı hem de… Ben… Bakire diye… Valahi…”
“Demek bakire diye sikmedin kızı ha? Namusunu bozmadın ha? Anlat hadi… Ulan yalan söyleme bana… Onsekiz yaşında gencecik körpe fıstığı yatağa attın, kız beni sik diye yalvardı, sen de sikmedin öyle mi? Siktiğimin yalancısı… Köpek herif…”
“Valla sikmedim Murat abi… Yeminle… Şeyy…” Yine bana baktı, suçlu suçlu gözlerini kaçırdı sonra… “Ders çalışalım diye buraya çağırıyordu beni… Gül abla da rahat çalışalım diye komşuya gidiyordu. Biz de sevişiyorduk. Öyle… Üstten üstten… Öpüşme, okşama filan…”
Dayanamadım daha fazla… Kızmıştım. Sanki nikahlı kocam beni aldatmış gibi hissediyordum o anlattıkça… Bir anda kaplan gibi fırlayıp Emre’nin yanağına bir tokat attım öfkeyle…
“Piç… Utanmadın mı kardeşimle yapmaya?” diye tısladım. Kocam elimi tutup beni tekrar yatağın ortasına savurdu. Hala çırılçıplaktım iki erkeğin yanında… Sikilmiş… Fakat kızgın ve öfkeli bir dişi kedi gibi… Kocam sert sert,
“Siktir ulan orospu… Az önce sen bu herifin altında sikişiyordun, unuttun mu? Zevkten ciyak ciyak bağırıyordun yarak yedikçe… Dur bakalım… Senin de sıran gelecek. Bekle sen…” Emre’ye döndü,
“Eee? Devam et bakalım genç zampara? Ateşle barut… Evde yalnız başınıza kaldınız… Seviştiniz, ama baldızımı sikmedin öyle mi? Baldızımın amına bu koca yarrağı koymadın ha? Ulan yalan söyleme bana ibne, gebertirim seni… ” Bıçağı batırdı biraz daha… Keskin çelik bıçak kıpkırmızı bir iz bıraktı oğlanın boğazında…
“Abi yapma abi… Şeyy… İşte abi…” Hala bir bana, bir kocama bakıyordu. “Gülay bana yap beni, istiyorum dedi. Ben olmaz Gülay dedim. Bakiresin, yapamam, kızlığını bozamam dedim. Çok istedi, yalvardı, dayanamıyorum dedi. Sik beni dedi. İnanmazsın, isteri krizi gibi bir şey oldu, gözünün yaşıyla ağladı abi…”
“Eee? Sonra? Çok isteyince? Sen ne yaptın? Kızlığını bozmadan?”
“Evde yalnızdık. Bu yataktaydık abi… Ben oral seks yapalım, boşalıp gidelim dedim. Yaptık da… Ama Gülay ille de beni sikeceksin, beni sikmeden, bu yarrağı yemeden seni bırakmam diye tutturdu. Kabul etmeyince kalktı, şu gardrobun alttaki çekmeceden krem aldı geldi.”
Eliyle işaret ettiği yere baktım. Bizim kocamla sikişirken kullandığımız prezervatifleri, kremleri, seksi babydol, jartiyer, string külot vesaire seks malzemelerini koyduğumuz çekmeceyi gösteriyordu. Kocamla bakıştık. Yanaklarım kızarmıştı.
Bak sen benim minik kahpe kızkardeşime… Ben onu masum kız diye kocama karşı savunurken o benim sikicimle sevişiyormuş meğer… Hem de bizim yatağımızda… Ablasıyla eniştesinin yatağında…
“Madem amımı sikmiyorsun, götümü sik dedi bana… Getirdiği şey kayganlaştırıcı anal kremmiş… Yağ gibi kayarmış. Siz kullanıyormuşsunuz hep… Gülay sizde kaldığı geceler seslerinizi duyarmış. Krem sürmeden anal seks yaparsanız Gül abla çok feryat edermiş, o da hepsini dinlermiş… ”
Utangaç bir tavırla yüzümüze baktı ikimizin de… İlgiyle onu dinlediğimizi görünce anlatmaya devam etti.
“Ben yine olmaz filan dedim Murat abi… Hemen kabul etmedim. Ama Gülay tehdit etti. Bağırırım, komşulara rezil ederim seni, tecavüze kalkıştı diye ocağını söndürürüm senin dedi.”
“Eee? Sen ne yaptın peki? Kabul mü ettin?”
Artık kocam, az önce karısını yatakta yabancı bir erkekle sikişirken yakalayan adam değildi sanki… Tüm dikkatini Emre’nin anlattıklarına vermişti. Şortunun önündeki kabarıklık da artıyor gibiydi, dikkat çekmeye başlamıştı. Pezevenk herif… Karısının sikildiğine aldırmıyor, baldızının nasıl sikildiğini, hem de sikicisinden dinlerken zevk alıyordu.
“Ne yapayım başka abi? İkimiz de çırılçıplağız… Az önce oral da olsa sevişmişiz, bir posta boşalmışız. Ama Gülay ille tutturuyor beni sik diye… Evde ikimiz yalnızız… Ateşle barut… Daha fazla dayanamadım ben de… Gülay, malum, onsekizinde körpecik kız senin dediğin gibi, çırılçıplak… Sikmem için kıvranıyor.”
Emre kocamın baldızına ilgisini, anlattıkları karşısında gitgide sakinleştiğini gördükçe, pezevengin kızacağı yerde tahrik olduğunu hissedince olayı ballandırmaya, inceden inceden, detaylarına varana kadar anlatmaya başlamıştı.
“Ben yine de ilk hareketi ona bıraktım. Kendi eliyle kendini, arka deliğini kremledi bol bol… Sonra geldi, benim aleti bir güzel boydan boya yağladı. Ben bol kremli avuçlarının arasında okşanmaktan taş gibi olmuş yatarken geldi, kendisi üstüme çıktı, zar zor benimkini içine aldı.”
“Yani sen ona değil, Gülay sana tecavüz etmiş bu vaziyette… Arka deliği de bakireydi o zaman, öyle mi Emre?”
“Evet abi… Hiç ellenmemiş… Daracıktı… O kadar kayganlaştırıcı sürdüğü halde zor girip çıktı benim alet…”
“Vay kahpe vay… Demek götü çok dardı ha?”
“Evet Murat abi… Bildiğin gibi değil… Benimkinin derisi sürtüldü sanki… Mengene gibi… Fazla dayanamadık zaten… Oturup kalkarken klitorisini okşamaya başladı, az sonra da bağıra bağıra boşaldı. O arka deliğinde kasıla kasıla benimkini ezerken dayanamadım, ben de boşaldım abi…”
Kocamın gardı da, bıçağı tutan eli de yana düşmüştü. Az önce bağırıp çağıran o değildi sanki… Elini önüne götürüp kabarıklığı bastırmaya çalıştı önce… Bizim onu izlediğimizi görünce elini çekti, yutkunarak,
“Neyse ne canım…” dedi. “Demek ki benim güzel baldızım da ablası gibi azgın orospunun tekiymiş. Hem de aynı yarrağı yemiş orospular…” Sesi yükselmeye başladı tekrar… Ekmek bıçağını bize doğru sallayarak,
“Sizi yatakta sikişirken gördüğümde beynim döndü. Atılıp ikinizi de doğrayacaktım az daha… Namus ulan bu, boru mu? Boynuz takılacak adam mıyım ben? Hem bir kerelik boynuz da değil… Enişte olarak baldızımın namusu da benden sorulur değil mi? Söylesene ulan kahpe karı…”
“Evet kocacım… Evin erkeğisin sen… Kardeşimin namusu da senden sorulur aşkım…”
Biraz önce yatakta aşığıyla basılan ben değilim sanki, kocama namus fetvası veriyorum sözde… Hala da iki aşık çırılçıplak duruyoruz karşısında… Olayın saçmalığına bakın…
“Tabi yaa… Benden sorulur. Ama ne yapacağım şimdi bu durumda, karar veremedim daha…” Saatine baktı, erkendi daha.. “Telefon et şu götten sikilmiş kardeşine, buraya çağır, hemen gelsin.”
“Neden? Ne diye çağırayım bu saatte?”
“Uydur ulan bir şeyler… Bu siktiğimin Emre ibnesi geldi, evde seni bekliyor de… Adını duyunca koşa koşa gelir senin orospu kardeşin, merak etme…”
Yataktan kalkıp cep telefonumu aldım. Bir yandan rehberde kardeşimin telefon numarasını ararken bir yandan olayın garipliği karşısında gülmemek için kendimi zor tutuyordum.
Nasıl gülmem… Ben çırılçıplak yatağın ortasındayım, elimde telefon… Kocam elinde ekmek bıçağı, guya bizi öldürmek üzere… Sikici aygırım çıplak, basılma ve ölüm korkusunu biraz atlatmış, eliyle yarı kalkık koca sikini örtmeye çalışır vaziyette beni izliyorlar merakla… Öyle komik bir vaziyetteyiz ki… Bir iki çalmadan sonra kardeşimin sesi duyuldu. Hoparlörü açtım, erkekler de duysun diye,
“Efendim abla?”
“Gülaycım, bana gelsene biraz…”
“N’oldu abla? Bu saatte… Hayır olsun. Bir şey mi var?”
“Yok canım, telaş etme hemen… Enişten bu gece de yok, canım sıkıldı yalnız başıma…”
“Yaa… Yarına dersim vardı, alınacak notlar filan… Çalışıyorum abla.”
“Kız şıllık, gel işte hemen… Burda çalışırsın dersine… Hem biri daha var burada, beraber çalışırsınız.”
“Nasıl yani? Kim var ki?”
“Okul arkadaşın… Emre…”
“Emre mi? Bu saatte? Emre ne arıyor ki bu saatte sizin evde abla?”
“Kız soru sorup durma işte…” Sesimi alçalttım biraz, fısıldayarak, kinayeli kinayeli, “Geçen gün çalıştığınız ders çok iyi geçmiş. Gelsin de yine çalışalım diyor çocuk… Anlattı biraz da… Hadi aptal, soru soracağına babamlara bende kalacağını söyle, gel hemen…”
“Emre ne anlattı sana abla?” Sesindeki korku ve çekingenlik belli oluyordu.
“Nasıl ders çalıştığınızı kahpecik… Hazır enişten de yok, kalk gel, iki konu daha çalışın işte… Çocuk çok özlemiş seni…” diyerek bir kahkaha attım. “Merak etme, ben dersinizi bölmem. Siz rahat rahat çalışırsınız.”
“Tamam abla yaa… Ne anlattıysa sana o salak… Neyse… Babama söyleyeyim sende kalacağımı, hemen geliyorum.”
Telefonu kapattım, erkekler de ben de rahatlamıştık. Kızkardeşim on dakika sonra burada olurdu. Onlar l****a kardeşim gelecek diye sevinirken, ben de üstümden yük kalktığı için rahatlamıştım. Öyle ya… Kocam benim yardımımla masum kızkardeşimi becermek istiyor diye bana hafakanlar basıyordu sürekli… Benim yüzümden kızın namusu elden gidecek diye ölüyordum. Aklımın bir köşesinde hep bu konu vardı.
Kızkardeşim… Körpecik… Masum… Daha düne kadar donunu topladığım küçük kız… İlk regl olduğunda ped kullanmasını öğrettiğim acemi kız… Meğer sen ne azgın, ne şeytan orospuymuşsun da haberim yokmuş benim…
Beni uyutup… Benim yatağımda… Benim kapatmamla sevişirsin ha? Önden olmasa da arkadan, hem de eniştenle ikimizin kayganlaştırıcı kremini kullanarak kendini siktirirsin ha? Ablanı siken puştun sikini kendi ellerinle kremlersin de kaygan kaygan bakire götüne sokarsın ha?
Dur bakalım sen azgın kahpe… Ayıp, günah, abla, kardeş, enişte, ensest bitti artık… Ben de seni hem aygıra, hem eniştene siktirmezsem ne olayım… Kendi ellerimle siktiricem seni… O kızışmış amına koydurucam senin… Emre’nin koca kalın yarrağını kendi elimle tutup amına sokucam senin… Dur bakalım… Görürsün sen…
“Nereye daldın ulan orospu karı?” diye seslenen kocamın sesiyle kendime geldim, düşüncelerden sıyrıldım. Bir şeyler söyleyip duruyordu. İçimdeki öfkeyi bastırıp gülümsedim kocama,
“Efendim aşkım? Duyamadım, pardon…” dedim yumuşacık…
Ne de olsa boynuzlamıştım herifi… Elinde hala kocaman bir ekmek bıçağı tutuyordu. Her ne kadar boynuzlu bir pezevenk olduğu bir gerçekse de… Sırf l****a baldızını sikme hayalini gerçekleştirebilmek için, benim sikilmeme göz yumsa da… Yine de erkek milletine güven olmaz. Yumuşak davranmalı ki, o boynuzları ilk önce alnının kabağına yerleştirenin ben olduğumu unutsun.
“Bir şeyler bul da şu benim amcık ortağımı koltuğa bağla diyorum. Donunu da ver şuna… Senin amcığına, baldızımın götüne girmiş yarrağını gördükçe sikiştiğiniz aklıma geliyor. Asabım bozuluyor, tansiyonum yükseliyor.”
“Şey… Emre’nin külodu yok kocacım… Öyle, külotsuz gelmiş…” diye kıvrandım, içimden gülerek… Kocam da biliyordu bunu… Emre ile bütün sevişmemiz boyunca bizi izlemişti çünkü…
“Tamam ulan… Öyle dursun, ne yapayım? O zaman sen üstüne bir şeyler giy, fingirdek karı… Ulan hiç çekinme yok mu sende? Hadi ben kocanım, utanmıyorsun. Ama bu herifin yanında amını götünü göstere göstere niye dolaşıyorsun? Oğlan seni çıplak gördükçe kule gibi yarrağı havaya dikiyor işte… Biraz daha sertleşirse salam gibi dilim dilim kesecem o yarrağını senin Emre bey… Orospu karıma bakıp bakıp havalandırma sikini…”
“Öyle deme abi…” diyecek oldu çocuk,
“Haa… Öyle demeyeyim di mi? Çekinmesine gerek yok zaten değil mi Emre bey? Nasıl olsa karımın amını götünü gördün sen… Görmeyi de bırak, ben yokken sabah akşam siktin karımı… Ne çekineceksiniz canım… Karımın ikinci kocası sensin. Çekinecek bir şey yok ki…”
Gidip hole bıraktığı kamerayı aldı geldi. Emre’nin burnuna uzattı,
“Bak… Karımı nasıl siktiğini kaydettim buraya… Dua et, öfkeden kendimi kaybedip gebertmedim ikinizi de… Modern adamım ben… Sırf elimde delil olsun diye sizi kameraya çektim. Karımın amına nasıl koydun, pompa yapa yapa nasıl zevkten bağırttın, döllerini nasıl karıcığımın amına boşalttın, hepsi burada…”
Ben çıplak bedenime çamaşır giymeden etek bluz, iki parça giysi geçirirken kocam da kameranın Oynat tuşuna basmıştı. Elindeki minik kameranın açılır ekranında, bizim Emre ile ikimizin sikişmelerimiz, feryatlarımız gırla gidiyordu.
Anlaşılan kocam kendine harika bir ev pornosu çekmişti. Sevgili karısının başrolde olduğu, kendini başka bir erkeğe siktirdiği bir ev pornosu. Eminim yıllar boyu saklayacaktı bu hazineyi… Tabi bundan sonra bu ilk pornomuza yenileri de eklenecekti, emindim buna…
Emre kocamın burnuna dayadığı sikiş görüntülerinden biraz utanarak başını yana çevirdi. Kolay değil, eli bıçaklı adamın karısını sikiyordu ekranda…
“Ben ne dersem onu yapacaksın. Hiç itiraz yok. Yoksa seni bitiririm. Ne mahallede, ne okulunda yaşatmam seni… İnsan içine çıkamazsın. Anlaşıldı mı?”
“Tamam abi, anlaşıldı.”
“Dur bakalım. Sevgili baldızım Gülay hanım gelsin, ona da hesap sorucam. Bakalım o ne diyecek bu sikiş sokuş işlerine… Senin doğru söyleyip söylemediğini anlayayım. Ondan sonra karar veririm ne yapacağıma… Hadi Gül, orospu karıcım benim, gel de sikişken kız kardeşini karşılayalım. Sen biz söyleyene kadar bu odadan dışarıya çıkmayacaksın Emre bey… Kapıyla aranda bu bıçak var, kaçmayı deneme bile…”
Yatak odasından çıkıp kapısını kilitledik. Kapının önünde kocama sarılıp dudaklarına yumuldum. O da hırsla sarıldı bana… Sıkıca bir öpüştük, dudaklarımızı hırpalarcasına emiştik. Ellerimi kalçalarına koyup kendime çektim kocamı, kalkmış sikini önüme sürttürürken o da aradan memelerimi yoğurup duruyordu.
Neden sonra ayrıldık nefes nefese… Elimle sertleşmiş sikini şortunun önünden tutup sıktım, bıraktım. Onun eli de çamaşırsız giydiğim eteğimin altına dalmıştı. Kabarmış, Emre’nin dölleri akan ıslak am dudaklarımı avuçlamıştı. Güldüm,
“Korkudan öldürecektin oğlanı Murat” dedim. “Ben bile korktum valla… Öylesine güzel oynadın. Hey, bu arada, harika plan kurdun doğrusu… Bir taşla beş kuş vuracaksın neredeyse…” O da güldü,
“Öyle oldu değil mi? Biraz spontane gelişti ama, sonu güzel olacak, merak etme aşkım… Herkes mutlu olacak.”
“İçerde karar veremedim dedin aşkım. Neyin kararını vereceksin?”
“Bilmiyorum karıcım yaa… Bu senin orospu kardeşin Emre ile sevişiyor ya… Ben araya nasıl, ne zaman girsem, benim sikme isteğimi nasıl karşılar, ne tepki gösterir, onu bulamadım henüz… Yoksa ilk kızlığını Emre mi alsa? Ne dersin? Gerçi sen de boynuzlandığın için aşığına bozuldun biraz ama…” Bu arada kapının zili çalmaya başladı.
“Canım benim… İlk erkeği de olsa, ikinci erkeği de olsa, Murat bey muradına erecek yani… Bir şekilde baldızını sikeceksin bu gece… Ben de bir yolunu bulur, Emre’den intikamımı alırım, merak etme…”
“Sorma aşkım… Çok heyecanlıyım… Hadi gel, kapıda bekletmeyelim l****a baldızımı… Oh, kızkardeşini sikmek üzereyim karıcım… Azgın kardeşinin kızlığını alacağım bu gece… Ben salondayım. Sen karşıla baldızımı… Maçı idare et, top sende…”
Kocam salonun kapısında kaybolurken ben gidip daire kapısını açtım. Gülay meraktan kocaman açılmış yeşil gözleriyle bana bakıyordu kapının önünde… Tam kocamın dediği gibi… l****a…
Uzun sarı saçlar, etli dudaklar, minicik çilli burun, iri göğüsler, incecik iki karışlık bir bel, yuvarlak kalçalar, uzun bacaklar… İp askılı, portakal yuvarlaklığındaki ve sertliğindeki sütyensiz memeleri meydanda bırakan bir bluz, ekose kumaştan kloş minicik etek… Telaşla içeriye girip kapıyı kapatırken soru yağmuruna tuttu beni,
“N’oldu abla? Bu saatte nedir bu Emre muhabbeti? Sana neden gelmiş? Ne anlattı ki sana? Hem nerede o?”
Sevgilisini görebilmek için etrafına bakınıp duruyordu haspa… Onu etkilemek, cin gibi çarpmak için hazırlanmış da gelmiş, belli oluyordu doğrusu… Sıktığı erotik parfüm kokusu her erkeği baştan çıkarabilirdi. Oturma odasına götürüp koltuğa oturttum. Karşısına geçip ellerimi belime koydum,
“Sevgilin daha önce ders çalıştığınız yerde canım… Yatak odasında…” dedim hışımla… “Seni bekliyor. Ama ondan önce benim sana sorularım var.”
“Ne yatak odası abla? Ne diyorsun sen ya? Emre’nin senin yatak odasında ne işi var gece gece?”
Ağzımı ararcasına, biraz şaşırmış vaziyette yüzüme bakıyordu. Ne biliyorum, ne kadarını biliyorum, merak içindeydi.
“Yeme beni kızım. Aptal değilim ben. Sevgilinle benim yatak odamda ne haltlar karıştırdığınızı biliyorum. Hepsini…”
“Ablacığım, ne bildiğini bilmiyorum. Tamam Emre ile öpüşüp koklaştık. Ama hepsi o kadar… Kız oğlan kızım ben abla… İstersen doktora götür beni inanmıyorsan. Evleneceğim adama saklıyorum bekaretimi…”
“Ah Gülay… Sen giderken ben o yoldan geri dönüyordum kızım… Kızlık zarını bozmadan sikişmenin, erkeği elinde tutmanın kaç tane yolu var, ben bilirim. Dedim sana, her şeyden haberim var. Yatak odamda olanlardan da… Benim çekmecemdeki kayganlaştırıcı anal kremden de… Nasıl yaparsın bunu Gülay?”
Omuzları düşüverdi. Saklayacak bir şey kalmadığını anlamıştı artık… Bu kez saldırıya geçti,
“Ne varmış bunda? Her kızın geçtiği yoldan ben de geçtim işte… Sanki sen eniştemle yapmadın bu işi… Sikişmenin kaç tane yolu varmış, biliyormuşsun öyle mi? Belki de evlenmeden önce başkalarıyla da yaptın. Kim bilir kaç erkeğe arkadan verdin…” Bunları duyunca beynim döndü. Orospu, aşığımla sikiştiği yetmiyormuş gibi bana hesap soruyordu. Yakası olmadığından ip askılı bluzunun ön tarafından tutup sarstım,
“Sana ne küçük orospu? Kiminle yaparsam yaparım. Yaptım işte, var mı diyeceğin? Evlenmeden önce de yaptım. Ama evli bir kadınım ben, sadece kocama hesap veririm. Peki sen nasıl yaparsın? Benim yatağımda… Hem de Emre ile… Emre’yle… Nasıl sikişirsin sen Emre’yle? Utanmadın mı? Söyle bana… Nasıl? Nasıl? Nasıl?”
Gözlerim dönmüş, bağırıp duruyordum kardeşime… Bluzun ip askıları çekiştirmeme dayanamamış, kopuvermiş, portakal memeleri meydana çıkmıştı. Ben hala parmaklarımı geçirdiğim ince kumaştan bluzu yırtmak istercesine sarsıyordum. Nitekim fazla dayanmadı, cart diye yırtıldı giysi… Paçavra gibi elimde kaldı, fırlatıp attım…
Gülay belden yukarısı çıplak, hayretle yüzüme bakıyordu. Ellerini memelerine götürüp kapatmaya çalışıyordu bir yandan da… Ateş fışkıran gözlerimin içine baktı, baktı. Sonra da başını iki yana salladı şaşkınlıkla,
“Ah ablaa… Olay benim biriyle sevişmem değil, değil mi?”
“Ne, nasıl yani?” diye kekeledim. “Ne demek istiyorsun?”
“Evet canım… Olay benim bir erkekle beraber olmam değil. Yatak odanızda sevişmem de değil. Mesele Emre… Öyle değil mi? Emre…”
“Ne Emre’si kaltak? Üste çıkmaya çalışma…” diyebildim. Bu kez şaşırma sırası bendeydi.
“Ah benim orospu ablam, ah… Ne yaptın kız? Emre’ye aşık mı oldun? Yoksa… Yoksa, Emre’yi baştan çıkardın, altına mı yattın? Öyle ya… Bu kadar tepki verdiğine göre… Emre’yle sikiştin sen… Emre’nin o kalın, kocaman, güzel sikinin tadına baktın. Mutlaka…”
Benim sesim kesilmiş, Gülay’ın sesi gitgide yükselmeye başlamıştı. Mutlaka kocam içeriden, Emre yatak odasından duyuyordu konuşmalarını…
“Gül hanım… Ben senin aşığınla seviştim, belki aşık da oldum, tamam… Ama sen? Vay kaltak vay… Benim yatağımda diye diye bağırıp duruyorsun. Yoksa yatak odanızda mı sikiştiniz?… Eniştemle seviştiğin yatakta mı seviştin aşığınla? Söyle bana…” Hesap soruyordu bana orospu.
“Hadi ben meraklı, azgın ergenin tekiyim. Seks için kıvranıyorum, yokluktan, bekaret korkusundan duvarlara tırmanıyorum. Seviştim Emre’ye… Peki ya sen? Neden senin yarı yaşında, çıtır oğlanla, o kahpe piçle sikiştin? Benim gibi aç değilsin, açık değilsin. Uzaklara gidiyor, yalnız bırakıyor kocan, tamam… Ama evde olduğu her gece eniştem bağırta bağırta sikiyor seni… Karnını doyuruyor. Ev yıkılıyor senin orgazm feryatlarından, haberin yok. Eniştemin haberi var mı peki bundan? Boynuzlandığından haberi var mı zavallı adamın? Söylesene abla…”
Ben motor gibi konuşan kardeşime cevap veremeden arkamdan kocamın sesini duydum
“Yok Gülaycım… Boynuzlandığımdan haberim yoktu…”
Sonunda kocam olaya dahil olmuştu. İkimiz de irkilerek dönüp baktık.
“Aaa… Eniştee…” diye bir çığlık koparan Gülay, elleriyle çıplak memelerini onun parlayan gözlerinden saklamaya çalıştı. Kocamsa sakin sakin geldi, koltuğa, baldızının yanına oturdu. Elindeki bıçakla bana bakarak sert bir sesle,
“Çıkar üstündekileri orospu…” dedi. “Ne varsa çıkar. Çırılçıplak kalacaksın.”
“Murat…” dedim önce itiraz etmek istedim, kararlı olduğunu görünce dediğini yaptım. Gülay hala hayretler içindeydi.
“Enişte? Sen burada mıydın? Ablam yok demişti senin için…”
“Ablana yarın sabah geliyorum demiştim ama, karımın hasretine dayanamayıp sürpriz yapayım, bir gün erken geleyim dedim Gülaycım. Bir de baktım, sürprizin büyüğünü ablan bana yapmış meğer…”
İkisi de bana bakıyordu. Karşılarında duruyordum çırılçıplak, çaresiz… Ellerimi arkamda kavuşturmuştum, dimdik…
“Eve girdim, bir de baktım ki, yatak odasında ablanla senin küçük sevgilin…”
“Sevgilim sayılmaz enişte… Sildim ben onu defterden… ” dedi Gülay itiraz ederek…
“Neyse işte… Öpüşüp koklaştığın, anal seks yaptığın, arkadan, götten verdiğin çocuk… Oldu mu?” Kardeşim utanarak sustu, başını eğdi.
“Benim namuslu karım, yatak odamızda, benim yatağımda, çıtır oğlanın altına yatmış, neler yapıyor neler… Baksana şunun memelerine, boyunlarına… Azgın köpek, ablanı yalamış, yutmuş, emmiş, morartmış her yerini… Saftirik ablanın haberi bile yok morluklardan… Şuna bak, amcığından senin sevgilinin dölleri akıyor daha vıcık vıcık… Sırılsıklam amı… Görüyor musun?”
“Görüyorum enişte…”
“Kameraya çektim hepsini baldız… Nasıl sikiştiklerini, yatağın içinde birbirlerine nasıl daldıklarını… Herifçioğlu koca yarrağını nasıl daldırıyor karımın amına bir görsen… Yarrağı yedikçe nasıl kıvranıyor ablan, nasıl feryat ediyor, inliyor…”
“Eniştee… Konuşma böyle argo argo…” Utanmıştı haspa…
“Ne varmış konuşmamda baldızım? Sanki sen ak kaşıksın. Bunları yatakta basınca hepsini anlattılar bana… Bıçağı görünce ödleri patladı. Ablan nasıl oğlanın altına yatmış… Emre bey ders yapıyoruz diye seninle nasıl sevişmiş…” Tepkisini ölçmek ister gibi baldızının yüzüne baktı, sonra devam etti,
“Sen nasıl sikilmek istemişsin, yarak diye kıvranmışsın. Emre bey kabul etmemiş seni bozmayı da, kayganlaştırıcı kremi bulup gelmişsin, kendi götünü, oğlanın sikini nasıl kremlemişsin, götünün bakire deliğine nasıl geçirmişsin koca yarağı alıştıra alıştıra, nasıl zevkten gebermişsin, hepsini anlattı.”
“Vay piç vay…” diyebildi dişlerinin arasından Gülaycım. Yüzü kıpkırmızı olmuştu. “Bütün bunları anlattı ha? Vay korkak orospu çocuğu vay… Ben de erkek zannetmiştim piçi…”
Oturduğu koltukta dimdik kalakalmış, elleri dizlerindeydi şimdi… Dipdiri portakal memeleri açıkta kalmış, kabarık uçları iştah açıcı görünüyordu. Farkında bile değildi kız… Kendini gittikçe kabaran öfkesine kaptırmıştı. Bana hınçla bakıyordu. Kocam bana döndü,
“Git çağır şu çıtır sevgilini, ikiniz de buraya gelin” diye emretti. “Gelirken de kravat çekmecesinde ne kadar kravat varsa hepsini al getir…”
Telaşla yatak odasına gidip kilitli kapıyı açtım, Emre’yi çağırdım. O çırılçıplak haliyle kalktı, yanıma geldi. İkimiz de Adem ile Havva kılığındaydık. Onun erkek güzelliğini görünce dayanamadım yine… Uzanıp boynuna asıldım, dudaklarından öptüm.
Oğlanın gözü korkuyla etrafta dolaşırken pek karşılık vermedi ama, çıplak bedenini mutlulukla kendime çektim. Önündeki yarı sert organına üçgenimle sürtündüm. Yine azmıştım bir anda… Delirtiyordu bu çocuk beni… Kollarımdan zorlukla kurtulup,
“Ne yapıyorsun Gül abla? Bizi öldürtecek misin sen? Neydi o bağırışlar, Gülay’ın sesi miydi o?” dedi korkuyla…
Kravat çekmecesini açıp içindeki bütün kravatları aldım. Sevgilimin yanına gidip,
“Hadi gel, bizi bekliyorlar.” diyerek elinden tuttum, oturma odasına götürdüm.
“Bir türlü anlayamıyorum. Kocan ne yapmak istiyor? Bize… Gülay’a… Normal değil bu olanlar…” diye homurdanarak yanımda geldi, odaya girdik.
Gülay şaşkın şaşkın, çırılçıplak içeriye giren sevgilisi ve ablasına bakıyordu. Gerçekten acaip bir manzaraydı. Murat,
“Karıcığım, ver şu kravatları bana… Emre, sen de otur şu sandalyeye…” diyerek Emre’yi yemek masasından çektiği sandalyeye oturttu. Elimden aldığı kravatlardan biriyle kollarını arkadan sandalyeye bağlayarak sabitledi. İtiraz etmesine fırsat vermeden bir anda ayaklarını da sandalyenin iki ayağına tek tek bağladı. İki yana bağlı bacakları aralık duruyor, güzel erkekliğiyle şu çaresiz, bağlı halinde bile harika görünüyordu.
i Çocukcağız ses çıkaramadan, Gülay’ın yanında çıplaklığından utanarak belki, kendisine yapılanlara karşı koymadan boyun eğiyordu. Emre ile işi bitince bana döndü. Kolumdan tutup arkamı çevirdi. İki elimi kavuşturup arkamdan kravatla sımsıkı, kollarım hareket etmeyecek şekilde bağladı.
Ben de olacakları merak ederek hiç karşı koymadım tüm bu süre içerisinde… Bir başka kravatı da boynuma bağladı fazla sıkmadan, fakat çözülmeyecek şekilde… Sonra da bir anda kravatın diğer ucundan kendine doğru çekti. Sendeledim, düşmemek için bayağı çaba sarf ettim.
“Görüyor musun Gülaycım?” dedi kardeşime dönerek… “İkisi de elimde şu anda… Bizi boynuzlayan, aldatan bu iki fahişe elimizde… Bize yaptıklarının cezasını çekecekler bu gece… Ne diyorsun?”
“Ne bileyim enişte… Şaşkınım… Asıl sen ne diyorsun? Nasıl bir ceza? Ne yapmayı düşünüyorsun ki?”
“Madem bunlar bizi sikişmek için boynuzladı. Cezaları da sikiş üstünden olacak. Ulan orospu… Diz çök önümde…”
İtiraz edemeden omuzlarımdan bastırıp önünde diz çöktürdü. Emre sandalyeye bağlanmış, paketlenmiş vaziyette yanıbaşımızdaydı. Kocam bir anda üstündeki tişörtü çıkarıp fırlattı, sonra da ayağındaki şortu sıyırıverdi. Şimdi o da önündeki sertleşmiş erkeklik organıyla çırılçıplaktı. Sikini sallaya sallaya gidip kamerasını getirdi, masanın üzerine, tam üçümüzü görüntüye alacak şekilde ayarladı. Kardeşime,
“Sakın merak etme canım… Sadece bu fahişeleri çekiyorum kameraya… Sen görünmeyeceksin.” Kardeşim gülümseyerek,
“Merak etmiyorum enişte… Bana zarar vermezsin, bilirim.” dedi.
Çıplak eniştesini, önündeki göbek deliğine doğru yükselen eniştesinin sertleşmiş, damarlı, mor şapkalı penisini süzen bakışlarındaki parlaklık dikkatimi çekti ve pek hoşuma gitmedi. Emre’den sonra kocama da göz koymuş gibi görünüyordu haspa…
Kamerayı ayarlayan kocam yanıma geldi, saçlarımdan tuttu. Canımı yakarak sikini ağzıma dayadı.
“Yala orospu… Yarrağımı yala… Canımı yakma, gebertirim yoksa… Bak, bıçak hala orada, koltuğun üstünde duruyor, unutma…”
Dilimin ucunu dokundurdum biraz, ağzıma dayanan aletin başını şöyle bir okşadım. Aniden bir tokat patlattı yüzüme…
“Doğru dürüsüt yala ulan… Kadın gibi yala… Sok şunu ağzına bakalım… Emre’nin yarrağını ağzına nasıl alıyorsan öyle yap. Yoksa…”
Canım yanarak, çaresiz, dediği her şeyi eksiksiz yapmaya başladım. Sertleşen sikini ağzımda emiyor, dilimle yalamaya çalışıyordum. Saçlarımdan kavrayan parmakları canımı yakıyordu bir yandan… Can acısı, boğazımı kaplayan siki nedeniyle hava alamamak bitirmişti beni… Gözlerimden yaş akıyordu.
Bir ara gözüm Gülay’a ilişti. Hiç de önünde gelişen olaylardan, herkesin çırılçıplak olmasından utanmış, sıkılmış bir hali yoktu orospunun… Tam tersine ilgiyle, merakla bizi izliyordu.
Emre de öyle… Yanıbaşında oynayan canlı porno ilgisini çekmişti onun da… Siki sertleşmeye başlamıştı bacaklarının arasında… O kardeşimin de, benim de çok iyi bildiğimiz, bizi zevkten kıvrandıran aleti başını kaldırmış, bakınıyordu.
Kocam da görmüştü Emre’nin sikinin kalktığını… Saçlarımı iki yandan tutup defalarca sertçe, sikercesine sikini ağzıma sokup çıkardı. Boğuk sesler çıkardım, kurtulmak istedim.
“Hadi yavrum… Em sikimi… Bak, aşığının da siki kalktı sen emdikçe… Eee… Genç yarrağı başka oluyor değil mi? Daha sen yalamaya başlamadan kalkıyor ibnenin siki… Hazır kıta puştun yarrağı…”
Saçlarımdan tutup sikini ağzımdan çıkardı. Boynuma bağladığı kravatı çekip döndürdü beni… Dizlerimin üstünde, tasmalı bir köpek gibi çekiştiriyordu beni hayvan… Kendimi iyice aşağılanmış hissediyordum. Yanımızda oturan Emre’nin önüne getirdi beni çekiştire çekiştire…
“Karıcığım, bize baka baka bir tarafı şişecek sevgilinin… Hatta şişti bile baksana… Benimkini iyice yaladın, kayganlaştırdın. Hadi onu yala şimdi…”
Zorla bacaklarının arasında diz çöktürdü beni… Hem boynumdaki kravatı aşağıya çekiyor, hem de diğer eliyle saçlarımdan tutup oğlanın sikine bastırıyordu başımı… Mecburen ağzımı açmak zorunda kaldım.
“Aç ağzını karıcığım… Sevgilinin sikini ağzına al bakalım… İşini güzel yap, benim de senin arkanda işim var çünkü… Ama dikkat et… Boşaltmayacaksın oğlan çocuğunu… Geleceğini anladığın anda kendini geriye çekeceksin. Boşalırsa dayağı ikiniz birden yersiniz.”
“İnanamıyorum sana Murat” diyebildim. “Ne sapıkmışsın sen… İçinde neler saklıyormuşsun benim bilmediğim…” Tekrar kenardan ağzıma soktu kendi sikini,
“Konuşma fazla… Asıl sapık sizsiniz. Ben sizin yüzünüzden sapık oldum. Islat şunu iyice…” Gülay namuslu genç kız havalarında,
“Enişte, ben çıkıyorum. Daha fazla seyredemem bunu…” diye söylene söylene yerinden kalkarken kocam sert bir sesle bağırarak durdurdu onu…
“Sen de otur yerine küçük orospu… Benim evimde kendini siktirirken iyiydi değil mi? Yok öyle yağma… Otur şimdi, bunlara vereceğim cezayı izleyeceksin…”
Gülay kös kös yerine otururken ben de kocamın dediğini yaptım, tükürüklerimle pırıl pırıl yaptım kocamın sikini… Sonra sikini ağzımdan çıkarıp benim başımı tekrar Emre’nin sikine gömdü.
Arkama geçti. Kalçalarımda ellerini hissettim. Sonra da am dudaklarımın arasında sikini… Bir yandan Emre’nin kalın sikinin başını ağzıma almaya çalışırken, bir yandan da dikkatimi arkamda neler olup bittiğine veriyordum.
Kocam her zaman yaptığı gibi santim santim içime sokmak dururken, bir anda yarağını amıma gömdü. Bir hamlede kasıklarını götüme yapıştırıverdi.
“Ahhh… Yavaş…” diye boğuk boğuk inledim ağzımın kenarından… Emre’nin koca siki ağzımı doldurmuştu çünkü, konuşmayı bırakın, zor nefes alıyordum… Bana aldırmadı bile hayvan… Kalçalarımı tutup sert sert amımda gidip gelmeye başladı. İnliyordum.
Sonra içimde gidip gelirken aynı anda iki eliyle iki kalçamı dövmeye başladı. Şaplaklar atıp duruyordu kalçalarıma… Her tokat yediğimde irkiliyor, ara verdiğindeyse koca elleriyle şaplak gelecek, canım yanacak korkusuyla kalça kaslarımı sıkıyordum. Bu da kocamın hoşuna gidiyordu besbelli…
Öte yandan ağzımın içinde Emre’nin sikini emmeye çalışıyordum. İkimizin de elleri bağlıydı. Çocuk oturduğu yerde, sandalyenin üstünde kıvranıp duruyor, ağzımın, dilimin verdiği zevkle inliyordu. Bir yandan da kocamın kesin talimatı aklımda, iyice kıvranmaları arttığında ağzımdan çıkarıyor, boşalmaması için sakinleşmesini bekliyordum bir süre…
Gülay… Ah Gülay… Benim orospu kızkardeşim de gözlerini bizden ayırmıyordu. Oturduğu koltukta bacaklarını aralamış, bir eli eteğinin altında külodunun içindeki parmakları oynayıp duruyordu. Diğer eli memelerinde, parmak gibi olmuş uçlarında dolaşıyordu hazla… Az önce yaptığı namuslu kız numarasını çoktan bırakmıştı. Kocam da görmüştü benim gördüğümü, baldızına seslendi,
“Canım… Güzel baldızım… Bir tanem… Çıkar sen de üstündekileri… Daha rahat edersin… Artık çekinecek bir şey kalmadı bu odada…”
Gülay kocamın lafını duyar duymaz dediğini yaptı. Altındaki minicik eteği çıkardı, kalçalarından sıyırıp attı. Biraz külodun üstünden ovaladı amını… Baktı olmuyor, biraz sonra da minicik beyaz külodunu kalçalarını kıvıra kıvıra çıkardı. Şimdi bacaklarını iyice ikiye ayırmış, kılsız tüysüz amcığının dudaklarını sıkıyor, klitorisini ovalıyordu.
Odada biz iki kadının inlemeleri, kocamın kalçalarıma vurduğu tokatların şaklamaları, erkeklerin zevk aldıkça homurdanma sesleri yankılanıyordu. Murat bu arada zevk sularımdan iyice kayganlaşan amımdan çıkardığı ıslak penisini arka deliğime dayamıştı.
Kocam elleriyle butlarımı tutup ikiye ayırıyor, sikinin başını bastıra bastıra götümün deliğine girmeye çalışıyordu. Sonunda başardı. Anüsümün girişini zorlayan sikinin başı lop diye içeriye girdi. Çığlık atmaya başlamıştım. Piç… Bana, çığlıklarıma aldırmadan arkamda gidip geliyordu. Sonunda,
“Ahhh…” diye bağıran kocam sırtıma kapandı. Sikini köküne kadar götüme saplamıştı. Bir anda deliğimden çıktı. Oluşan boşluk hissinin ardından belimde, sırtımda yağmur gibi yağan sıcak döllerini hissettim.
Bir anda oluşan sessizlik… Onca gürültüden, inlemelerden sonra sadece kesik kesik alınıp verilen nefes sesleri… Kocamın gittikçe hafifleyen inlemeleri… Dakikalarca süren hengameden sonra orgazm olan bir tek kocamdı.
Gülay elini amından memelerinden çekmiş, utangaç bir tavırla ayrık bacaklarını bitiştirmiş, önünü kapatıyordu şimdi… Zevk almıştı evet ama, orgazm olduğunu görmemiştim onun… Emre de boşalmamış, yalanmaktan parlayan siki önünde dikilitaş gibi duruyordu.
Bense sadece arkamdan sikilmekle kesinlikle orgazm olamazdım. Ellerim bağlı olduğundan ne ben amımla oynayabilmiştim, ne de kocam klitorisimi okşamıştı.
Öylece arka deliğimde gidip gelmişti hayvan… Köpek gibi sikilmiştim. Yumuşamış aletini okşamakta olan kocam Gülay’a sordu,
“Nasıl baldız? Beğendin mi ablanın cezasını?”
“Ne bileyim enişte… Cezadan çok fantaziye benziyordu yaptığın… Hele ablama mükafat gibi gelmiştir. Baksana yediği önünde, yemediği arkasında… Girilmedik deliği kalmadı.” Hain hain güldü sonra… “Bir de bu piçe oral yaptırdın ablama, siki yalana yalana zevkten dört köşe oldu herif…”
“Dur bakalım. Daha bitmedi ki… Haydi kalkın, yatak odasına gidiyoruz.” dedi kocam hayvanı…
Kolumdan tutup kalkmama yardım etti. Emre’nin ayaklarını çözdü, sandalyeden kurtardı. İkimiz ellerimiz arkamızdan bağlıydık. Gülay’a elini uzattı,
“Hadi gel güzelim…” diyerek kızın elini tuttu, koltuktan kaldırdı. Elini hala bırakmamıştı. Onlar sarmaş dolaş önden, Emre ile ben arkadan, dört çıplak, sallana sallana yatak odasına gittik. Kocamın eli kardeşimin karpuz gibi kalçalarını okşuyordu tüm yol boyunca… Odaya girince kocam Gülay’a
“Sen şöyle yatağın ortasına uzan bakayım” dedi. Kardeşim dediğini yaptı. Bize döndü, “Siz de onun iki yanına oturun.”
Biz de kardeşimin iki yanına, yatağın kenarına iliştik. Yanıma geldi. Az önce götümde gidip gelen ve boşalınca yumuşayan sikini ağzıma verdi tekrar… Yalamamı emretti.
“Hadi karıcığım… Aç ağzını… Dilini konuştur bakalım, ne kadar zamanda kaldırabileceksin yarrağımı, görelim.” dedi alaycı bir tavırla…
Kızkardeşimin, kocamı aldattığım genç erkeğin yanında, onların gözlerinin önünde bu şekilde aşağılanmak… Bir yandan kızıyor, kocamdan nefret ediyordum ama hoşuma da gitmeye başlamıştı olay… Tahrik oluyordum nedense…
Fazla sürmedi, yumuşak alet ağzımın içinde emilip yalandıkça sertleşti, kalınlaştı, sığmamaya başladı. Ben yaladıkça ohhh… çekerek parmaklarını saçlarımın arasında dolaştırıyor, sikini ağzımın içine gömmeye çalışıyordu. Sonunda bıraktırdı. İstediği gibi olmuş, penisi taş gibi dikilmişti.
Gözlerini yatakta yatan kardeşime çevirdi sonra… Eline aldığı bir tutam kravatı baldızına göstererek,
“Nasıl bebeğim? Hoşuna gitti mi? Sen de ister misin?”
Gülay dirseklerinin üzerinde doğruldu yattığı yerden… Gözleri eniştesinin bacaklarının arasında, yalanmaktan parlamış, sertleşmiş sikindeydi. Ağzını açtı. Pembecik dilinin ucuyla etli dudaklarını ıslattı. Öyle seksi görünüyordu ki kahpe…
“Eniştecim…” dedi. “Hoşuma gitti. Bayıldım. İnternette porno filmler, videolar seyrediyorum ara sıra, azdıkça… Şimdi de canlısı önümde… Ama… Ben kızım… Kendimi kaptırmaktan korkuyorum.” Emre’ye baktı başını çevirip,
“Daha önce bu şerefsize beni siksin diye yalvardım biliyorsun, anlatmış sana… Ama yine de iyi tarafı varmış, bekaretimi bozmadı, arkamdan yaptı beni… Sen de dikkat eder misin baldızının kızlığına? Güvenebilir miyim sana?”
“Merak etme aşkım… Bana güven. Senin istemediğin hiç bir şey yapılmayacak sana… Bana inan ne olur… Sen uzan şu yatağa, kendini bana bırak… ”
Piç kocam, baldızına yalvarıyordu adeta… Hoş, orospu baldızı da can atıyordu bu işe ya… Az önce zevki yarım kalmış, orgazm olamadan olay bitmişti. Şimdi eminim olayın bir an önce başlaması için, zevk almak için can atıyordu. Kendini arkaya bıraktı, çırılçıplak, sırtüstü uzandı yatağa… Kocam da dört kravatla ellerini ayaklarını yatağın köşelerindeki ahşap süslemelere bağladı. Çarmıha gerilmişti kız… Bize işaret etti sonra,
“Hadi bakalım, sıra sizde… Islak dillerinizi baldızımın memelerinde istiyorum. Her yerinde dolaşın. Uçlarını emin.”
“Nasıl olur Murat?” dedim yarım ağız… “Kardeşiz biz…”
“Ulan orospu, kızın amcığını yala demedik ki… Memesinin ucunu yalayacaksın işte… Emeceksin. Ne var bunda? Dediğimi yap, yoksa kuru kuru götünü sikerim yine, bağırtırım.”
Çaresiz eğildik, iki yandan meme uçlarını yalamaya emmeye başladık. Gülay elleri kolları bağlı vaziyette, zevkten kıvranmaya başladı hemen… Murat bizi izliyordu sikini okşayarak…
“Eniştemm…” dedi az sonra. “Ellerini çözsene şunların… Ellerini de istiyorum. Okşasınlar beni…”
“Hemen canım… Emrin olur bir tanecik baldızım… Güzelim benim…”
Kocam sikmeyi kafasına koyduğu baldızının emrini yerine getirdi hemen… Arkadan bağlı ellerimizi çözdü ikimizin de… Kollarım uyuşmuştu bağlı durmaktan… Karıncalanan kollarımı ovalayıp rahatlattım biraz… Sonra ikisinin istediklerini yapmaya başladık iki taraftan…
Ben kardeşim diye öylesine okşuyor, parmaklarımı göğüslerinde, karnında dolaştırıyordum. Fakat Emre yaptığı işe ruhunu katmaya başlamıştı. Bir yandan o da benim gibi, kardeşimin bedenini okşuyor, bir yandan dilini meme uçlarında, koltuk altlarında, her yerinde dolaştırıyor, meme uçlarını hunharca emiyor, zevkten inletiyordu kızı…
Biz iki yandan çalışırken kocam da baldızının bacaklarının arasına yaklaştı. Başını kasıklarına gömdü kızın… Gülay aldığı zevkten kapanmış gözlerini merakla açtı, bacaklarının arasında, bacak içlerini, kasıklarını yalayan eniştesini gördü.
“Ohhh… Eniştee…” diye kıvrandı eli kolu bağlıyken… Kalçalarını oynatıp dudaklarından kurtulmak istedi ama ne mümkün… Kocam vantuz gibi yapışmıştı kızın körpecik amına, öpüşürcesine am dudaklarını emiyordu.
“Yapma enişte… Aaaahh…” diyerek tekrar kıvrandı Gülay… “Çok… Çok zevk alıyorum… Dayanamıyorum… Ooohh… Yapmaa…”
“Neden canım? Zevk alıyorsun işte… Neden bırakayım? Ohhh… Mis gibi kokuyor amcığın… İçinden suların akıyor bir tanem… Baldızım benim… Pembecik amcığın varmış senin… Tazecik… Tam beklediğim gibi… Şuna bakın Gül… Nasıl dudakları kan doldu, nasıl kabardı… Emre sen de bak… Harika, değil mi?”
“Evet Murat abi… Harika…” dedi Emre. Gülay’ın memelerini emmeyi bırakmış, başını uzatıp kocamın yaladığı güzel amcığa bakıyordu. “Yalvarmasına rağmen sikmedim ama çok yaladım ben de bu amcığı… Harikadır. İyice zevke gelince sularını fışkırtır, biraz sonra görürsün…” Sonra da yaptığı işe döndü tekrar…
“Ahhh… Hainsiniz siz… Ölüyorum… Yapma enişte… Zevkten öldürüyorsun beni… Ooohhhh… Eniştemmm… Dilin… Dilin mahvediyor beni…”
Kocam bir ara başını çekince bu kez tekrar kıvrandı yattığı yerde…
“Devam et enişte… Bırakma… Ooohhh… Dediğimi dinleme sen… Çok güzel yalıyorsun eniştem… Yala… Klitorisimi em… Isırrr… Oooohhh… Siz de… Abla… Ablacım… Emre… Yalayın ne olur… Memelerimi yalayın… Böyle zevk almadım ben… Ölüyorum… Oohhh… Anacım… Geliyorum… Aaahhh…”
Kardeşimin kalçaları inip kalkıyor, orgazm oluyordu. Emre’nin dediği gibi, zevk suları amının dudaklarından fışkırıyordu adeta… Biz geriye çekildik. Biraz dinlenip kardeşimi izlerken Gülay’ın kasılmalarının bitmesini bekledik. Dakikalarca sürdü kasılmaları… Yavaş yavaş balon gibi söndü, sonunda hareketsiz kaldı. Memeleri inip kalkıyor, nefes almakta zorlanıyordu.
Biraz kendine gelir gibi olunca kocamın işaretiyle üçümüz birden tekrar işe giriştik. Acımasızca okşayıp öpüyor, yalıyor, zevkten çılgına çeviriyorduk. Körpe bedeni ter içinde kalmış, sürekli zevkten kasılıyordu. Çığlık atmaya başlamıştı artık…
Biz iki yanda çalışırken, kocam da baldızının bacaklarının arasında yalayıp yutmadık bir santimlik yerini bırakmamıştı. Kabarmış klitorisini dudaklarıyla çekiştire çekiştire emiyor, dilini içeriye sokmaya çalışıyordu. Parmaklarını am sularıyla kayganlaştırmış, arka deliğini okşuyor, içine sokuyordu. Son çığlığında başını kaldırıp Gülay’a
“Aşkım… Amını yalamam, dilimi sokmam hoşuna gidiyor mu? Sikimi de ister misin?” diye sordu. Kardeşim başını kaldırıp ona baktı. Saçları terden yapış yapış olmuş, iyice dağılmıştı. Perişan görünüyordu zavallı…
“Ohh… Evet enişte… İstiyorum… Evet…” diye inledi.
“Arkandan mı? Emre gibi götünü mü sikeyim bebeğim? Nasıl istersin, söyle eniştene…”
“Hayır… Hayır… İçime gir enişte… Bıktım artık… Amıma sok… Kızlığımı sana vermek istiyorum. Sik beni… Ohhh… Hadi… Eniştemmm…”
“Oh bebeğim. Sana söz verdim. Senin istemediğin hiç bir şey yapmam sana… İstiyor musun gerçekten?”
“Evet, Evet… İstiyorum enişte… Yalvartma beni… Sik.. Sen sik beni eniştem… Lütfenn…”
“Gül, bak kardeşin ne diyor karıcığım… Şahit misin?”
“Evet kocacığım..” dedim gülerek… “Orospu sikilmek istiyor. Sen de sik artık, yalvartma kızı… Amına koyuver şunun…”
El birliğiyle kardeşimin bağlarını çözdük. Doğrulup eniştesine sarıldı. Öpüştüler. Vahşi hayvan gibi saldırıyorlardı birbirinin çıplak bedenlerine… Kocam baldızının üstüne abanıp yatağa uzattı tekrar… Bacaklarını aralayıp arasına girdi, yerleşti. Gülay titreyerek, heyecanla eniştesini bekliyordu.
Murat bana döndü, sikini gösterdi,
“Bebeğim, biraz yalar mısın?” Emre’ye seslendi,
“Hadi ortak… Sen de baldızımın amcığını yala biraz… İyice ıslansın… Bebeğimin canı yanmasın.”
İkimiz de atıldık. Ben kocamın sikini yalayıp emerken, Emre de kardeşimin kukusunu yalayıp ıslattı iyice…
Eniştesi fazla bekletmedi baldızını… Onun da dayanacak gücü kalmamıştı bunca zaman… İkimizi de kenara çekti. Kızın ayak bileklerini tutup iki yana ayırdı, arasına girdi. Gülay titriyordu. Kocam sikini tutup am dudaklarının arasına, kabarmış klitorisine sürttü. Bir inleme koptu kardeşimden…
“Ohhh…” diye kıvrandı. Kocam boylu boyunca amının çiziğine sürtmeye devam ettikçe o inledi. Sonunda bırakıp başını şişmiş dudakların arasına dayadı, bastırdı. Gülay dudaklarını ısırıyor, heyecanla bekliyordu.
“Oh enişte… Canımı yakma ne olur…”
Kocam eğilip dudaklarına yumulunca sikinin başı biraz daha baskı yapıp içine gömüldü. Vahşice öpüşüyorlardı. Biz Emre ile ikimiz eğilmiş, taş gibi sertleşmiş sikin körpe amın içine nasıl gömüldüğüne bakıyorduk. Göz göze geldik bir an…
O anda anladım ki, ikimiz de köpek gibi sevişmek istiyorduk. Canımıza tak etmişti artık… Enişte baldız sevişip duruyorlardı. Biz onlara seks köleliği hizmetçilik yapmaktan bıkmıştık. Gözlerimizle anlaştık. Doğrulup yatağa, Gülay’ın yanına uzanıverdim. Emre de yandan dolaşıp geldi, kocaman sikini sallaya sallaya benim aralanmış bacaklarımın arasına girdi.
Kocam şöyle bir baktı ne yaptığımıza, sonra dikkatini tekrar kardeşime, kızlığını bozmak üzere olduğu baldızına verdi. Başı kızkardeşimin amcığına gömülmüştü, görünmüyordu artık…
Emre de sikini yavaş yavaş benim kızışmış amıma gömmeye başladı bu arada… Az sonra ıslak amcığımda ilerliyordu kalın yarak… Dudaklarımı ısırarak dibime vurmasını bekledim. Kalın alet amımı yararak girdi, girdi, başı vajinamın duvarlarına vurduğunda kasıklarımız birleşmişti.
“Ohhh…” diye inleyerek oğlanın boynuna sarıldım. Çılgınca öpüşüyorduk. Kalçaları inip kalkmaya, kasıklarımız birbirini dövmeye başladı.
“Ohhh.. Abla… Abla, harikasınız…” diye inledi kardeşim yanıbaşımdan… “Ben… Korkuyorum abla… Canım yanıyor…” Elini tutup sıktım,
“Merak etme canım… Şimdi geçecek… Kendini rahat bırak… Sıkma… Öyle çok zevk alacaksın ki… Çektiğin sıkıntıya değecek. Haydi… Bırak kendini… Enişten işini bilir. İyi sikicidir senin enişten… Hadi eniştesi… Bitir şunun işini artık…”
Başını salladı Murat… Baldızının dudaklarına yumulup öpüşürlerken, bir anda kalçasını indiriverdi, sikini kızkardeşimin amına gömdü.
“Ahhh..” diyerek kocama sarıldı. Murat bir süre hareketsiz, baldızının amına gömülmüş vaziyette bekledi. “Korktuğum kadar değilmiş. Bu kadar mı?” diye sordu Gülay. Heyecandan kurumuş dudaklarını yalıyordu.
Emre benim üstümden eğilip kardeşimin kurumuş dudaklarını öptü, ıslattı. Kardeşimi teselli etmeye girişti sonra da,
“Evet canım… Hepsi bu işte… Gördün mü? Ne acısından korkmaya değermiş, ne de kızlığın gitti diye üzülmene… İncecik bir zar parçası alt tarafı… Bu kadar önemsemen yanlıştı şimdiye kadar… Öyle değil mi Murat abi?”
“Tabi canım… Büyütmeye gerek yok… Hepimiz yaşadık bunu… Ablan da evlendiğinde bakire değildi işin açıkçası… Benden önce başkası halletmiş. Ben hiç umursamadım ama…”
“Hadi artık, bırakın şu eski hikayeleri…” diyerek kalçalarımı oynattım erkeğimin altında… “Hadi, altınızda yatan şu iki seksi kıza zevk verin biraz… Erkekliğinizi gösterin bize…”
“Emredersin Gül abla…” diyen Emre hareketlendi önce… Kalçalarını indirip kaldırmaya, koca sikini içlerime vurdurmaya, beni inletmeye başladı.
Kocamsa baldızının henüz yırtılmış kızlık zarını yine de önemseyerek yavaş hareket ediyordu. Ürkütmeden, canını yakmadan zevk vermeye çalışıyordu. Ne zaman Gülay altında hareketlenmeye, kalçalarını oynatmaya başladı, o zaman kocam da hızlandı. Baldızını layıkıyla sikmeye, körpe amcığını pompalamaya başladı. Gülay boynuna sarıldı tekrar eniştesinin,
“Ohhh… Çok güzel enişte… Harika…” diyordu. “Gerçekten dediğiniz kadar varmış. Ohhh… İçimi doldurması harika bir hismiş. Zevk veriyor… Gidip gelirken harika hissediyorum… Oohhh…”
Elini tuttum. İki kardeş, yanyana yatakta uzanmış, sikiliyorduk. Bacaklarımızın arasındaki iki güçlü erkek bize zevk vermek için yarışıyordu. Dakikalarca pompalandık. Sikildik.
Emre beni kaldırıp kardeşime doğru domalttı, arkamdan girip öyle sikti. Şehvetten kardeşimin pompalandıkça önümde sallanıp duran diri memelerini avuçlarımda yoğuruyordum. O da alttan elini sokmuş, benim memelerimi avuçluyor, Emre aradan elini sokmuş, klitorisimi parmaklarının arasında eziyordu.
Sonunda birbirimizden, inlemelerimizden, erkeklerimizin aldığı zevkten biz de tahrik olarak, neredeyse aynı anda dördümüz de boşaldık. Düşünceli eniştesi baldızı hamile kalmasın diye son anda sikini çıkarıp karnına attırdı döllerini… Parmağımın ucuyla göbeğinde göllenen spermlerden birazını alıp dudaklarımın arasına götürdüm, dilimle alıp yuttum. Benden gören kardeşim de aynını yaptı.
Yorgunluktan yatağa serilip kaldık. Biraz dinlendikten sonra sırayla kalkıp duş aldık. Ben kızkardeşimin bekaret kanıyla lekelenen çarşafı kaldırıp temiz çarşaf serdim. Hepimiz tekrar gelip rahatlamış olarak yatağa uzandık.
Yine çırılçıplak, sıkış tepiş… Tenlerimiz birbirine temas ediyordu. Kimin eli kimin bacağında, amımı kim okşayıp parmağını içime sokuyor, elimdeki hangi erkeğin siki bilmeden okşuyorduk birbirimizi… Hepimiz aynı durumdaydık. Neden sonra Murat’a seslendim,
“Kocacım…”
“Efendim canım…?”
“Sen isteğine kavuştun. Baldızının kızlığını bozdun, değil mi?.”
“Evet aşkım?”
“Benim de yeminim var. Emre’nin sikini kendi elimle Gülay’ın amına sokmam gerekiyor. İzin verir misin, baldızını biraz sikiversin çocuk?”
“İzin ne demek sevgilim… Gençler de istiyorsa, neden olmasın? Emre erkek olarak ister elbette ama… Gülay, sen ne dersin? İster misin canım? Emre seni siksin mi? Deminki kızgınlığın, öfken geçti mi?”
“Mımmm…” diye gerindi kardeşim… Başını kaldırıp Emre’nin anında havaya dikilmiş güzel erkekliğine baktı. “Geçti enişte geçti. Unuttum her şeyi… Enişte, ben zaten bir kereden doymadım. Kaç yıldır bu anı, sikilmeyi bekliyordum. Çabucak oldu bitti, bir şey anlayamadım. Emre istiyorsa… Neden olmasın?”
Emre yanıt bile vermedi. Gülay’ın elini tutup sertleşmiş sikinin üstüne koydu. Yanıtı taş gibi erkekliğiyle vermişti oğlan… İstiyordu kardeşimi… Sikmek istiyordu… Biz karı koca iki yana açılıp yatağın ortasında genç sikişkenlere yer açtık.
Azgın kız kalkmış siki elinden bırakmadan çocuğun üstüne tırmandı. Eğilip dudaklarının arasına aldı erkeğin koca başını… Diliyle yaladı, ıslattı. Biraz daha… Biraz daha… İyice ıslanıp parlayınca doğruldu. Dizlerinin üstünde kalkıp amının dudaklarına hizaladı penisi…
Heyecandan titreyen etli dudaklarını ısırıyordu. Elimi uzatıp Emre’nin sikini belinden tuttum. Kardeşimin sımsıkı am dudaklarını bir elimle ikiye ayırmaya çalışırken, diğer elimdeki koca alet, daha yeni bekareti bozulmuş körpe am dudaklarının arasına sürttüm. Klitorisini fırça darbeleriyle okşadım. Sonunda aletin başı gömüldü, kaybolmaya başladı. Başı girince, rahatlayarak elimi çektim.
“Uhh…“ diye yüzünü buruşturdu Gülay… “Emre… Seninki biraz daha kalın değil mi? Girdikçe biraz canım acıyor sanki, içim geriliyor.”
Kocam elini uzatıp kalçalarını okşadı kardeşimin… Başparmağını ıslatıp arka deliğine baskı yaptı biraz…
“Merak etme canım… Kadın vajinası elastik**ir. Biraz sonra içindeki baltaya alışacak seninki de… Ablan nasıl alıştıysa Emre’nin sikini yemeye, seninki de alışacak. Zevk almaya başlayacaksın.”
Dediği gibi, az sonra Gülay zevkten inlemeye başladı. Bileği kalınlığındaki Emre’nin siki yara yara girip çıkmaya başladı amcığına… Yine amından sular fışkırıyordu girip çıktıkça, Emre’nin kasıkları, taşakları, yeni serdiğim yatak örtüsü su içinde kalmıştı.
Eniştesi Gülay’la ilgilenip memelerini, kalçalarını her yerini okşarken, ben de Emre ile ilgileniyordum. Oğlanın kaslı geniş göğsünü okşuyor, meme uçlarını emip zevk vermeye çalışıyordum. Ve başarıyordum da…
Gençler de bir yandan bizim okşamalarımızdan zevk alırken, bir yandan kendileri öpüşüyorlar, sürekli motor gibi hareket eden kalçaları inip kalkarak cinsel organlarını çalıştırıyorlar, şehvet dalgalarının arasında kendilerini kaybediyorlardı.
Eniştesi yandan eğilip baldızının kalçalarını, minicik arka deliğini diliyle okşayıp kızı bağırtmaya başladığında, ben de araya, Emre’nin bacaklarının arasına girdim. Manzara harikaydı yakından bakınca… Güçlü erkeklik organı, kızkardeşimin am dudaklarının arasında bir görünüyor, bir kayboluyordu.
Başımı iyice gömdüm, oğlanın taşaklarını ıslak dilimle yaladım ben de… İkisi de delirmek üzerelerdi.
Baktım kocam dizlerinin üzerinde, eli sertleşmiş sikini tuta tuta Gülay’ın arkasına doğru yaklaşıyor, aradan çekildim. Baldızının belini tutup bastırdı. Gülay hareketsiz kalınca da ıslak sikinin başını arka deliğine dayadı. Başını çevirip arkaya bakan kardeşim başına geleceği anlamıştı.
“Yooo… Yapma enişte… Canım yanacak… Lütfen…” Eniştesi ağzında ıslattığı parmaklarıyla baldızının minik deliğini iyice tükürüklemekle meşguldü.
“Korkma canım. Sen bu kara deliğine sevgilinin koca sikini aldın. Benimkini haydi haydi alırsın. Sadece kendini serbest bırak. Kasların gevşesin. Ohhh… Başı girdi bile… Mmmm… Emrecim, zorlamayalım baldızımı, yavaş yavaş…” diye diye gerçekten sikinin başını sokmuştu kardeşimin minik göt deliğine…
“Yavaş enişte… Yavaş yavaş… Lütfen… Oohhh…” diye inleyen kardeşim dudaklarını ısırarak eniştesinin içine girmesini bekledi.
Emre altta hareketsiz yatıyor, kızın içindeki koca baltayı kıpırdatmadan, üzerinde sallanan portakal memelerin uçlarını eme eme o da girişi bekliyordu. Dakikalar sürdü belki, kocam ilerleye ilerleye sonunda kasıklarını kardeşimin kabalarına yapıştırdı.
“Ovvvv…” diye inledi kız… “Bacaklarımın arası doldu. Enişte… Emre… Sapıksınız siz… Azgın sapıklar… Koca yaraklılar… Ooohhh… Ablaaa… Harika bir şeymiş bu… Ahhh…” Arkadan eğilmiş, ufacık kızın iki deliğine iki erkeklik organını nasıl aldığına bakıyordum ilgiyle,
“Kız orospu… Bunca yıllık evliyim. Bu iki azgının sikini tek tek yedim ama… İkisini birden almak sana nasip oldu. Daha bekaretini verdiğin gece sandviç oldun. Kıymetini bil valla…” dedim gülerek… Kardeşimin beline bastırıp çukurlaştırarak girişe daha uygun pozisyon almasını sağlıyordum bir yandan da…
“Abla… Dizlerim titriyor abla… Enişte, hadi siz yapın ne yapacaksanız Emre’yle… Halim kalmadı benim…”
İki piston yavaş yavaş çalışmaya başladı. Kızı zorlamadan, üzmeden, yavaşça… Biri çekiliyor, biri giriyordu. Girerken damarlarının şiştiğini görebiliyordum. Emre sikini çıkardıkça kardeşimin zevk suları süzülüyordu koca sikinden… Pırıl pırıl parlıyordu aleti…
Arkadan elimi uzatıp erkeklerin torbalarını okşuyor, ara ara eğilip kızkardeşimin arka deliğinden çıkan kocamın penisine okkalı bir tükürük bırakıyor, kayganlaşmasını, daha rahat girip çıkmasını amaçlıyordum. Sonunda,
“Ufff… Ben dayanamıcam ortak…” diye kıvrandı kocam. “Baldızımın deliği gerçekten daracıkmış… Bitirdin beni kahpe baldızım… Sikişken orospum benim… Oh amına koduğumun kızı… Oohhh… Geliyorum… Aaaahhh…”
Sikini gömerek sonuna kadar dayandı kocam. Kızın belindeki parmaklar mengene gibi sıkıyordu. Sonra da bir hamlede çıkardı sikini, döllerini beline, sırtına doğru fışkırttı. Yatağa devrilip kaldı.
Kocam baldızının arka deliğinde işini bitirince Emre serbest kalkmıştı. Kalktı, kızı tuttuğu gibi yatağa devirdi. Bacaklarını aralayıp tekrar amına soktu erkekliğini… Feryat figan, inlemeler eşliğinde sokup çıkardı bir süre… Sonunda o da Gülay’ın amına son kez kökledi sikini, öylece kaldı…
Kalçalarını sıkıp bırakıyor, o kasıldıkça torbaların içindeki yumurtaların hareket ettiği gözle görülüyordu. Gülay da onunla birlikte orgazma ulaşıyordu. Oğlanın boynuna sımsıkı sarılmış, gözleri kapalı, dişleri birbirine kilitlenmiş vaziyette, hırıltılarla kasılıyordu ağır erkek bedeninin altında…
Uzun süre kaldılar böylece… Sonunda yavaş hareketlerle bir kaç kez daha gidip geldikten sonra Emre sikini çıkarıp yana devrildi. Amı hala kasılıp duruyordu. Beyaz döller kızkardeşimin örselenmiş, durmadan kasılıp gevşeyen am dudaklarının arasından yatağa sızmaya başladı.
Bu manzarayı görünce aklım başıma geldi. Dehşetle,
“Eyvah…” dedim. “Ne yaptın Emre? Kardeşimin içine boşaldın.”
“Merak etme Gül abla… Sorun değil.” dedi oğlan yorgun bir sesle… “Senin kardeşin bana emanet artık. Her ne olursa… Okullar bitince evleniriz izniniz olursa…” Kocam araya girdi hemen,
“Sevgilin bize de emanet Emre…” dedi. “Müstakbel karın yani… Dördümüz birbirimize emanetiz. Bundan sonra ayrı gayrı yok.”
“Ne demek istediğini anladım. Yok abi… Ayrı gayrı yok…”
Gülay’la birbirimize bakıp kikirdedik bunu duyunca… Biz de anlamıştık. Mutlulukla gülümseyerek gerindim.
Artık biz iki kardeş, bize hayran, aşık iki erkeğe sahiptik. İstersek tek tek, istersek ikisi birden… İstediğimiz zaman, canımızın istediği gibi sevişebilecektik. Kocamın olmadığı gecelerde elim amımda kocamı beklemeyecektim artık… Emre gülmeye başladı yine,
“Eh Murat abi… Ne oyun oynadın bize yaa… Valla ödüm patladı bıçak elinde görünce… Namustu, boynuzdu, bağıra bağıra… Sıçırttın beni korkudan…”
Bu kez hep beraber kahkahalarla gülmeye başladık. Gülmekten karınlarımıza ağrılar girdi. Ben kahkahalar arasında, zorlukla,
“Yaa… Bu pezevenk kocamın baldızında gözü varmış meğer… Kızı sikmeyi kafaya koymuş namussuz… Bütün derdi oymuş… Bana da size de oyun oynadı.” diyebildim.
Hepimiz rahatlamıştık. Sırayla duşlarımızı alıp geldik. Kocam yine seslendi ortaya,
“İlk işimiz, yarın gidip bu yatağı değiştirelim çocuklar… Bize dar geliyor bu yatak…” Gülay atıldı hemen,
“Ama enişte… Beni becerirken dar filan demedin, kanımı akıttın yatağa…” dedi gülerek… “Hem daha mutfak, banyo denemedik. Daha ayakta, kucakta sevişmedik.” Murat eğilip baldızını körpe dudaklarından öptü,
“Yoo kızım… Her istediğini yaparım bir tanem… Ama ben eski kafalıyım. En çok yatakta sikişmekten zevk alıyorum. Bugünkü gibi hep beraber takılırsak dört kişiye dar gelir bu yatak… Benim belim ağrımaya başladı şimdiden… Artık ikiz yatak mı olur, ısmarlama yatak mı yaptırırız… Bir çaresine bakalım bu işin…
Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32