Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32
KAYIT-I Sinem-1
Oku oku nereye kadar.. Bir yerden sonra insanda “ulan ben yaşadıklarımı yazsam ağzınız açık kalır Abazalar!” şeklinde bir fikir filizleniyor; zamanla bu önce “ben daha iyisini yaşadım”; devamında “ben daha iyi yazardım”; en sonunda da kendine dönüp “e yaz da görelim amk” şeklinde sonuca ulaşıyor… Fikir böyle oluştu.. Epey materyal var yazacak.. Mümkün olduğunca kronolojik şekilde önemli anları yazacağım seks kariyerimdeki… Olmamış şeyi yazmama, olmuşu fazla abartmama gibi bir kural koydum kendime; bakalım ne kadar uyabileceğim.. Olaylar gerçektir; heyecan katmak için çok bulunur isimler aynen, az bulunur isimler değiştirilerek kullanılmıştır O Beğenirseniz devam ede.. xtirin lan, beğenmeseniz de yazıcam ki..
KAYIT-I Sinem-1:
Yaş 17 falan… Doksanların ortalarına doğru.. yazlıktayız.. henüz ehliyet yok ama yazlık bölgesini terk etmeme kuralı ile baba arabayı veriyor.. o zamana kadar birkaç paralı askerle, bir iki de nispeten açık fikirli Almancı veya Ankaralı ailenin kızıyla sex yapmışlığım var ama (böyle yazdığıma bakmayın, paralı + diğer grup toplam 4 aslında); takdir edersiniz ki sizden daha tecrübeli biriyle yapınca insan daha çok sikiliyor gibi hisediyor o yaşta bir genç için de –porno filmlerdekilerle kendi aletinizi kıyaslayarak geliştirdiğiniz kompleksleri ekleyince bunun iyi bir his olduğu söylenemez 🙂 Neyse…
Temmuz başı gelmesine rağmen iki kankamın kuzen sevgililerinin yanında 5. Sap olarak gezmelerimin bir türlü sonu gelmeyince, kızlar; bu gece kaçışlarında arabayı da temin edip onların kuytu yerlerdeki oynaşmalarına yardım/yataklık ediyor olmamın da etkisiyle bana acıyıp, yan bloktan çok da tanımadıkları bir kızı ertesi gün yanlarında getirmeyi teklif ettiler.. Atladım tabi, nefes alsın, ucunu cimcirecek kadar memesi olsun, şort üstünden okşayacak kuku olsun, yeter… daha fazlasını rutinde bile talep edecek halde değilim, hele bu kesatlıkta aklıma bile gelmiyor, maksat 31 için canlı materyal biriktirmek, göz hafızasına bir şeyler katmak…
Ve getiriyorlar ertesi gün… Sinem’le tanışıyoruz… benim kankalar bombok oluyorlar görünce.. kız acayip güzel.. 1.70 belki daha uzun.. saçları upuzun.. kocaman göğüsleri var incecik beli var.. Göğüsleri kadar büyük değilse de iki ele sığmaz poposu var ( o zamanlar moda olan belden bağlamalı gömlekler ve levi’s ın herkesin kıçını kocaman gösteren 538 pantolonları nedeniyle de öyle görünmüş olabilir gözüme tam hatırlamıyorum) benden 1,5 yaş falan küçük, ama ben 2 yıl kaybettiğimden bir yıl önde… Bütün hünerlerimi sergiliyorum, espriler-müzik-okul.. yakalanabilecek her ortak nokta, muhabbeti geliştirecek herşey önemli.. tipik bir yazlık akşamüstü muhabbetini savıyor, çekirdek çitleyip havadan sudan muhabbet edip akşamı yapıyoruz.. gözüm hep onda.. Sinem benden hoşlanmış olmalı ki “akşam kaça kadar izin almam lazım” diye soruyor, daha davet bile edilmeden O
Bizim muhabbetimiz fiks, bölgenin tek teras barına gidip kimbilir kaç para gömdüğümüz kıyafetlerimizle arz-ı endam ediyor, cin-fizz / tequila-sunrise gibi skimsonik içkilere paralar bayılıp artistliğimizi yapıyor, sonra Bülent abinin büfeye uğrayıp, bardan kalan son paramızla kelle başı 4-5 bira ve tuzlu fıstık alıp adına “kuytu” dediğimiz tepeye yol alıyoruz… saat geç olup tepe abaza baskınına uğramadan ve tabi kızların izni bitmeden, artık onlar ne kadarına izin verirlerse o kadar beden keşfedip evin yolunu tutuyoruz.. arabada cd’den kasede çekilmiş brian may, boys II man gibi gündüz discolarında slowlarda çalınan ne kadar salak şarkı varsa çoktan arşivlenmiş …
Tepeye varınca rutin bozuluyor tabi… normalde bizim ibnelerden biri bagajda annemlerin piknik için kullandığı kilim benzeri bir zımbırtıyı alıp kızla tepenin arabayla gidilemeyen en ucuna gider; diğeri arabada hatunla kalır, bunu sırayla değişerek yaparlar; ben de biralarımı alıp bunlara götümü döner, kaputun üstüne bağdaş kurar anırarak “till di eeeenndd ooooff dıı rooooaad” şeklinde şarkı söylerdim (arada koltuk altımdan içeriyi de keserdim tabiî ki). Bu defa farklı.. Bu defa Sinem var ve sabredemiyorum, o memeleri tutmam ısırmam ve kimbilir daha neler yapmam lazım.. birinin eline arka koltuğun tek parça paspasını verip siktirediyorum hepsini, ebelerinin amına kadar yolları var..
Kalıyoruz Sinem’le baş başa.. çok sevecen, biraz toy, yaptığım bazı belaltı esprileri anlamayıp iki üç defa sorup piç eden bir kız işte.. ama önemli değil, eşek kadar memeleri var neticede… müziği açıyorum.. birayı dayıyorum buna.. aşağıda da garip renkli başka bir şey içtiğinden hemen havaya giriyor.. yanakları kızarıyor.. elinden tutuyorum, sıkıyor elimi.. “çok heyecanlıyım, daha önce hiçbir erkekle yalnız kalmadım” diyor, “Ben de” diyorum; yalan değil, ben de hiçbir erkekle romantik bir şekilde yalnız kalmadım neticede.. öpmeye başlıyorum… doğal olarak o sezen aksu dudaklarıyla öpüşme konusunda genetik yeteneğe sahip.. veya o dudaklarla n’aapsa iyi öpüşmek oluyor adı… ben de uzman değilim neticede ne bileyim amk.. dil işini hiç bilmiyor, filmlerde dil kısmını göremiyorsun tabi.. biraz şaşırıyor ama hoşuna gidiyor.. zaten o kafayla n’aapsam hoşuna gidiyor.. her türk kızı gibi tek bir kuralı var, onun dışında başta ufak direnmeler varsa da konuya ciddi meraklı olduğundan bu engeli aşıyoruz kısa sürede… elimi göğüslerine atıyorum… ses etmiyor… kulak memesini ısırıyorum deliriyor… ona yaptığım her şeyi bana yapmaya çalışıyor (bu iyi)…
Gömleğini çözmeye başlayınca tedirgin oluyor.. B… nerede, I… nerede, ya gelirlerse.. “Yok” diyorum “gelmezler onlar, sevişiyorlar”.. ikna oluyor kolayca… kurtuluyoruz gereksiz kumaşlardan.. ayışığı gibi parlıyor göğüsleri, bikini izleri sayesinde tabi.. Göğüslerini ısırmaya, öpmeye başlıyorum.. mahvoluyor.. elimi atıyorum bacak arasına.. yanıyor.. birkaç parmak hareketi yapıyorum, ufak ufak inlemeye başlıyor, ama tedbiri elden bırakmamak için elimi sıkı sıkı tutmaya devam ediyor.. sonra fark ediyorum ki bacaklarını açarsa elimi daha sıkı tutuyor bacakları kapalıyken elim daha serbest.. “merak etme, güven bana” diyorum.. biraz gevşetiyor kendini.. elini alıp şortumun üstüne getiriyorum.. heyecanlanıyor.. eline alıyor.. biraz sıkıyor, “acımıyor dimi?” diyor.. gülmemek için zor tutarak “yok” diyorum “acımıyor”..
Artık benim elim serbest.. tekrar giriyorum bacak arasına.. göğüslerindeki dilimin hareketleri ile şortunun arasındaki parmağımın hareketlerini senkronize götürüyorum.. inlemeye başlıyor.. cesaret alıp parmağımı sişmiş klitorisin üstünden çekmeden diğer iki parmağımla şortun en üst (ve en zor) düğmesini çözüyorum… bir anda heyecan yapıyor, elini skimden çekiyor kalkmaya çabalıyor, “hay amk senin” diyorum kendime, hızlı gittik galiba.. hiç beklenmedik şekilde kıçını koltuktan havaya kaldırıp çat diye çıkarıyor şortu.. tamamen çıkartmıyor da tek bacağını kurtarıyor şort tek dizinde asılı kalıyor.. tekrar oturuyor koltuğa nefes nefese.. “devam et ama n’olur yanlış bir şey yapma” diyor… “Yaparsam olmayan amıma koyayım” demiyorum tabi, ama ne dediysem ikna oluyor, beni tutup kendine çekiyor arayı uzatmak istemez gibi, hemen elini şortuma atıyor tekrar… Bir şey yapacaksam eğer, o an bu an.. “bu kadar dikey ilişki yetti gari” diye önce koltuğun altından onun koltuğunu en geriye kaydırıp, sonra sağından tek harekette kolu çekip drannk! diye yatırıyorum, yatağımıza kavuşuyoruz..
Burada bir ara verip bir şey söylemek istiyorum. Kuş serisi otomobillere bok atanın ta götüne koyayım, tamam mı?. Ulan dünya üzerinde bir doğan-şahin-kartal koltuğu kadar yatağa yakın bir araba koltuğu mu var götoğlanları! Ne o şimdiki arabaların bel destekleri ,tekerlek çevirerek yatıp kalkmaları falan.. yekpare koltuk.. tek harekette yatıyor.. tek harekette en geriye gidiyor.. herifler türk gencinin mekan ihtiyacını gidermişler, siz hala yok 1600 motor 70 beygir diye boklayın.. o beygirleri sikersiniz mekansız kalınca, geri zekalılar!!!…
Devam edelim.. Kendi koltuğuma da aynı muameleyi çekip, arada kol dayama da olmadığından otellerdeki twinbed kıvamındaki yatağımızda devam ediyoruz.. kendi şortumun düğmeleri o açmayınca ben açıyorum.. elini tutup içine sokuyorum.. fazla aramadan buluyor neyi tutması gerektiğini.. çok hoşuna gidiyor ve bunu söylüyor da.. bu sefer ben deliriyorum neredeyse.. üstüne kaykılıyorum hafiften.. bacaklarından birini dizinden kırıp kaldırıyorum.. avuç içimle bastırıyorum tazecik ama sıcacık küloduna… daha bir hırsla sıkıyor ufaklığı.. bir anda sırılsıklam oluyor slibi.. iyice gömülüyorum göğüslerine ve bir anda elimi külodundan içeri sokuveriyorum.. artık parmaklarım amında geziniyor, aynı anda heryerindeyim resmen… omzumu ısırıyor.. bastırıyorum elimi.. içinden çığlık atıyor.. daha da bastırıyorum… bir anda kaskatı kalıyor… iki parmağımla dudaklarını aralayıp orta parmağımı sürtüyorum girişe… nefes alamıyor gibi sesler çıkartıyor.. kıçı havalanıyor koltuktan… “Nooluyoruz amk” diyorum içimden.. tırsıyorum ciddi ciddi.. çığlıkımsı bir “ıyk!” sesi çıkarıp düşüyor koltuk-yatağa.. hızla nefes almaya başlıyor. Gözlerinden yaşlar geliyor.. sonra harbiden ağlamaya başlıyor.. bir süre sonra zorlukla konuşuyor; “ben” diyor… “ben böyle bir şeyi hiç yaşamadım”… Gözlerime bakıyor ama nasıl bir teşekkür ve teslimiyet var bakışında anlatamam… Bu arada eli hala skimde… hiçbir hareket olmadan gelmek üzere olduğumu fark ediyorum… elini tutup hareket ettiriyorum, kendime 31 çektiriyorum kıza.. biraz devam edip sonra sol elini bırakıp sağ eline alıyor, soğuk el değince bir garip oluyorum.. vitesin üzerinden üstüme eğiliyor.. “gördüğüm bir şeyi yapıcam” diyor… üstüne eğilip acemice yaklaşıyor, önce bir öpücük, sonra alıyor ağzına.. sadece ağzıyla gidip gelmeye başlıyor… toplasan 10 saniye falan sürmeden kasılmaya başlıyorum.. ilk salvoyu ağzına, ikinciyi yüzüne, sonra kafasını çekip devamını kendi göbeğime fışkırtıyorum garip sesler çıkartarak… gözlerim kararıyor, kalakalıyorum tavana bakıp… üstüme çullanıyor.. kafamı ellerinin arasına alıp uzun uzun öpüyor.. “manyaksın sen” diyor… cevap veriyorum; “manyaksın sen”… “çok manyak bir yaz” başlıyor böylece…
Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32
Bir yanıt yazın