Resmen yarak hastası oldum. 4

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Resmen yarak hastası oldum. 4
Hamit abiyle iki kere sikişmiştim ve buna ben önayak olmuştum. Muhtemelen hakkımda hiç de iyi şeyler düşünmüyor, beni işini görecek bir orospu gibi kullanıyordu. En azından iki seferde de siktikten sonraki tavırları bunu gösteriyordu. Aslında bu hoşuma gidiyordu, ama sade seks esnasında. Sevişirken istediği gibi aşağılamalı, bana acı vermeliydi, bu beni azdırıyordu, ama normal zamanlarda bana değer vermeli, sevecen olmalıydı. Ben bunu hayal etmiştim, ama o hiç öyle değildi. Uygun bir zamanda onunla konuşacaktım, bu işin aramızda kalmasını ve benimle ilgilenmesini isteyecektim…

Sabah kahvaltılık almak için bakkala gittiğimde, o da bakkaldaydı. İşte fırsat diye düşündüm, hem ona kahvaltı hazırlar, biraz yumuşatır, hem de istediklerimi konuşurdum. Bakkaldan çıkarken,
“Hamit abi, dolabın kapağı monte edilecek, işin yoksa ben çıkmadan bir bakabilir misin?” diyerek eve davet ettim.
“Tamam, gelmeye çalışırım.” dedi. Ben kahvaltıyı hazırladım beklemeye başladım. Çok geçmeden kapıya vurdu. Gittim açtım. İçeri girince ise,
“Her zaman çağırıp durma, benim başımı belaya sokacaksın!” diye çıkıştı. Ona,
“Seninle konuşmam lazım…” dedim. Ben bunu der demez,
“Lan orospu, önüne gelenle sikişip sikişip, benim başıma mı kalacaksın? Saf mı buldun beni? Demek ki o yüzden yalvarıyordun bana kendini siktirmek için. Belanı sikerim senin!” deyip kapıyı çarparak çıktı gitti.

Donup kalmıştım. Beni hamile zannedip telaşa kapılmış ve sayıp sövüp gitmişti. Onun bu hareketi, ne mal olduğunu ve ona güvenemeyeceğimi göstermişti bana. Kahvaltı masasında uzun uzun düşündüm. Bu adam kendini kurtarmak için bir sürü şey yapabilirdi. Millete benimle ilgili dedikodu yayabilir, karısına olası bir duruma karşı (Ben söylemiştim böyle olduğunu!) demek için olayları kendi istediği gibi anlatayım derken her şeyi berbat edebilirdi. Hem onu susturmak için, hem de eğer birisi öğrenirse diye, daha kimse birşey bilmiyorken bu muhitten uzaklaşmaya karar verdim.

Ev sahibimi arayıp, işyerimden başka şubeye görevlendirildiğimi mazeret göstererek evi boşaltacağımı söyledim. Şimdi sıra ev bulmaktaydı. Ama geçenlerde yaptığım araştırmalara göre ev bulmak öyle kolay olmayacaktı. Yine de biran önce çıkmak istiyordum bu evden. Otel olmazdı, geçici olarak bir pansiyonda mı kalsam diye düşünüp, internetten bulduğum pansiyonları aramaya başladım. Aradıklarım ise ya doluydu, yada fiyatları çok yüksekti. Ama illaki uygun bir pansiyon bulacaktım.

Bu arada erkek arkadaşım Eyüp aradı,
“Napıyorsun?” diye. Onu da uzun zamandır ihmal etmiştim, ayrıca aldatmıştım da. Gönlünü almam lazımdı. Biraz muhabbet ettik, ertesi günü buluşmak üzere anlaştık. Eyüp üç arkadaşıyla beraber bir evde kalıyor, hepsiyle tanışıyorum ve muhabbetimiz var. Ogün işe gittim ve o gün öyle geçti. Eve gelince ertesi gün için hazırlanmaya başladım. Amım temizdi, ama yine tıraş ettim, banyoya girip güzelce yıkandım. Yarın Eyüp’ü memnun etmem ve kendimce vicdanımı rahatlatmam lazımdı. Tek parça bir elbise giyecektim, dizimin üstünde bitiyordu. İçime tanga külot ve ince bir sutyen hazırladım. Üstüme parkamı alacaktım zaten. O gece çıplak yattım, iç çamaşırım kokmasın diye.

Sabah kalkınca da güzelce saçlarımı yapıp, parfümümü sıkarak giyindim ve evden çıktım. Bir AVM’de buluşacaktık, ben vardığımda Eyüp gelmişti bile. Vardım sarıldım ve öpücük kondurdum. Bir yerde kahvaltı yaptık, biraz muhabbet ettik. Ben çok neşeli idim, onu mutlu etmek istiyordum. Sinemaya gitmeyi teklif etti, belli ki içerde öpüşür koklaşırız diye düşünüyordu. Kırmadım kabul ettim. Arkalardan bir yer alıp girdik sinemaya…

Biraz sonra elimi tuttu, ben de ona dönüp bir öpücük kondurdum ve öpüşmeye başladık. Eyüp tedirgindi, biri bizi izliyor mu diye etrafı kolaçan ediyordu arada bir. Bense birilerinin bunu bilmesinin tahrik ediciliği ile umursamaz bir şekilde davranıyordum. Eyüp sadece öpüşüyor, daha ileri gitmiyordu, onu cesaretlendirmek için elimi sikine attım. Bir an duraksadı, ama ben devam ettim. O da bana uydu ve elini göğüslerime attı, elbisemin üstünden memelerimi mıncıklıyordu…

Ben tam fermuarını açacaktım ki, film araya girdi. Işıklar açılınca, ne oluyor sana der gibi baktı bana, ben de muzipçe göz kırptım. Amacım onu azdırıp, akşam güzelce sevişip, kendimi siktirmek ve onu mutlu etmekti. Bu sayede, her ne kadar o bilmese de, onu aldatmış olmamdan dolayı vicdanımı rahatlatacaktım…

Ara biter bitmez hemen kaldığım yerden devam ettim ve fermuarını açıp elimi içeri soktum. Bir taraftan Eyüp de bacaklarımı okşuyordu. Ben boxerini de aralayıp sikini elime aldım. Siki kazık gibi olmuştu, sikini sıvazlamaya başladım. O da bana karşılık vermek için elini iyice yukarıya bacak arama getirmeye çalışıyor, ama elbisemin etek kısmı zorluk çıkarıyordu. Ben otobüste yaşadıklarımın etkisiyle daha cüretkârdım. Hafif ayağa kalktım ve Eyüp’ün işini kolaylaştırmak için eteğimi belime kadar sıyırdım (otobüste bana yaptıkları gibi) ve tekrar oturdum. Eyüp şaşırdı, benden beklemiyordu bunu. Bense hiç oralı değilmiş gibi dudaklarına yapıştım. O da elini bacak arama attı. Az önce elbisemin eteği yüzünden bacaklarımı zor ellerken, şimdi istediği gibi hareket edebiliyor, tangamın üzerinden amımı okşayabiliyordu…

Bir ara Eyüp birden toparlanır gibi oldu.
“Ne oldu?” diye sorduğumda,
“Görevlinin biri arada gelip bizi gözlüyor!” dedi. Ben de,
“Boş ver, karanlıkta ne görecek ki!” deyip geçiştirdim, tam zevklenmişken yarıda bırakamazdım. Elleşmeye devam ettik. Ama izlendiğimizi duyduğumdan beri bende daha ileri gitme isteği oluşmuştu. Bizi izleyen görevliyi olabildiğince tahrik etmek istiyordum…

Eyüp’ün önüne eğildim ve dışarı çıkardığım sikini emmeye başladım. Eyüp’ün tanıdığı Elif kesinlikle bunları yapmazdı, ama ben kısa sürede çok mesafe kat etmiştim. Eyüp şaşkın şaşkın beni takip ediyor ve bana ayak uydurmaya çalışıyordu. Önceden ben kendimi geri çekerken, şimdi erkek olarak o bana yetişemiyordu. Afallamıştı çocuk. Ben Eyüp’e sakso çekerken, o da elbisemin boynundan elini sokmuş sırtımı okşuyordu…

Ben eğilir durumda olduğumdan, görevli ne kadarını görebiliyordu bilmiyordum, ama görmese bile, mutlaka ne yaptığımın farkındaydı. Daha da ileri gitmeyi kafama koymuştum. Elbisemin eteği belimdeyken doğruldum ve ayağa kalktım. Görevli artık götümü görmüş olmalıydı. Kendi koltuğuma değil de Eyüp’ün kucağına oturdum. Tangamı kenara çekerek sikini içime aldım. Ve ön koltuğa eğilerek kucağında zıplamaya başladım. Eyüp de kendini kaptırmış, arkamdan memelerimi avuçlayıp beni kendine çekiyordu….

İkimiz aynı anda boşaldık. Ben yerime geçtim ve üstümü düzelttim, en son yine Eyüp’ün yanağına bir öpücük kondurdum. Film bitince lavaboya koşup üstümü başımı kontrol ettim, tangam sırılsıklam olmuştu, çıkarıp çantama koydum. Amımı, bacaklarımı güzelce silip çıktım.

Sinemadan sonra AVM’de biraz dolaştık ve Eyüp’e evden çıkma fikrimi anlattım.
“Mahallede birkaç sapık var, akşam vakti başıma birşey gelir diye korkuyorum…” diye birkaç sebep saydım. Ama Eyüp,
“Ev bulana kadar idare et, istersen seni eve ben getirip götüreyim?” dedi. O an aklıma bir fikir geldi,
“Ev bulana kadar sizde idare edebilir miyim?” dedim. Eyüp bu isteğime şaşırmıştı. Ben de,
“İstemiyor musun beni?” dedim.
“Yok da, arkadaşlar ne der bilmiyorum…” dedi. Ben de,
“Merak etme, kiraya ve mutfak masraflarına ortak olurum, yemek falan da yaparım. Hem birbirimize yakın oluruz!” deyip bir öpücük kondurdum ve göz kırptım. Sanırım sonuncu sebep etkili oldu,
“Konuşayım arkadaşlarla…” dedi. Orda ayrıldık.

Eyüp gittikten sonra su almak için AVM’nin market bölümüne gittim. Suyu öderken telefonumum olmadığını fark ettim. Kesin sinemada kaybettim. Yeni seans başlamadan bakayım diye koşarak sinemaya gittim. Gişedeki adama durumu anlattım. Adam,
“Filme beleşe girmeye çalışmadığını nerden bileyim?” diye ters ters konuştu. Biraz uğraştırdı, ama onunda saldı beni içeri. Salonun kapısına yaklaştığımda, içerden konuşmalar duydum. Bizden bahsediyorlardı.
“Aha şurada oturuyorlardı, kız ne azgınmış, hiçbir şeyi umursamadan siktirdi kendini orospu!” dedi birisi. Ötekisi de,
“Bir bize denk gelmez böylesi amına koyum!” dedi.

İçeri girip girmemekte kararsız kaldım. Ama onların bana orospu bakışlarını görmek istiyordum. Yine amımla düşünmeye başlamıştım. Girdim içeri. Beni görünce birbirleriyle bakıştılar. Ben,
“Affedersiniz, telefonumu kaybettim, ona bakacaktım…” dedim. Biri,
“Düşürmüş olabilirbilirsiniz, kendinizi filme çok kaptırmıştınız! Buyrun, bakın!” dedi. Ne diyeceğimi bilemedim, sesimi çıkarmadan oturduğumuz yere doğru yürüdüm. Aramama yardım etmek amacıyla biri arkamdan gelirken, diğeri de öbür taraftan yürüdü. Nerdeyse aynı anda oturduğumuz yere vardık.

Koltuğun üstünde yoktu. Altına bakmak için eğildiğimde, arkamdaki götümü avuçladı, ben birden irkildim. Tam doğruluyordum ki, önümdeki başımdan bastırdı. Arkamdaki de,
“O oğlan seni doyuramaz yavrum, bak biz şimdi seni nasıl doyuracağız!” deyip elini elbisemin altına soktu. Altımda birşey olmadığını fark edince,
“Ooo, orospu zaten hazırlanmış gelmiş!” diyerek elbisemi belime kadar sıyırdı. Kabak gibi ortaya çıkmış olan götümü birkaç kez tokatlayıp, sikini pantolonundan çıkardı. Arkadaşı ise,
“Önce ben gireyim, senden sonra birşeye benzemez!” diye çıkıştı. Arkamdaki de,
“Tamam lan!” deyip önüme geldi ve sikini ağzıma verdi, o zaman diğerinin ne demek istediğini anladım. Siki çok kalındı, ağzımı zorluyordu, ama bu onun umurunda bile değildi, ağzımdan sikmeye başlamıştı bile. Diğeri de vakit kaybetmeden arkama geçip, sikini amıma sokmuş ve gidip gelmeye başlamıştı. Onun siki de ufak değildi, ama ben diğerini nasıl alacağımı düşünüyordum…

Ne kadar zaman geçti hatırlamıyorum, arkamdaki hızlandı, boşalacaktı galiba. Önümdeki uyardı,
“İçine boşalıp batırma, daha ben sikeceğim!” diye. O da elbisemi iyice yukarı sıyırıp belime akıttı döllerini. Hemen diğeri arkama geçti, arkadaşını da kapıya yolladı etrafı kolaçan etsin diye. Sikini amıma dayadı, birden yüklendi. Sırılsıklam olan amımın sularıyla kol gibi yarak taşaklarına kadar amımı yara yara girdi. Ben tabii bastım çığlığı, o ne acıydı öyle, kızlığım bozulduğunda duymadım ben öyle acı. Hemen eliyle ağzımı kapadı. Kapıdaki arkadaşı da gülerek,
“Bilmiyon mu bağıracağını, niye kapatmıyorsun ağzını!” dedi. Arkamdaki ise bağırmamam için uyarıp, elini ağzımdan çekti. Ben kısık kısık yalvarıyordum,
“Çıkar, çıkar, öleceğim şimdi, nolur çıkar!” diye. Ama belimden öyle kavramış ki, hareket edemiyordum. O da hareket etmeden içimde bekliyordu acım dinsin diye…

Bir müddet sonra, ileri geri yapmadan içimde sikiyle daireler çizmeye başladı, sanki iyice yerleşmek için genişletmeye çalışır gibi. Sonra da ileri geri gidip gelmeye başladı, ama çok yavaş hareket ediyordu. Beni alıştırmaya çalışıyordu, bu bile beni ona karşı minnet duymama sebep olmuştu, beni düşünüyor diye. Çok karmaşık bir ruh halim vardı. Hiç tanımadığım bir adam beni arkadaşıyla beraber bir sinemanın ortasında sikiyordu ve ben adama karşı minnet duyguları besliyordum…

Duyduğum acıya zevk de karışmaya başlayınca, ben de kalçamı oynatmaya ve inlemeye başlamıştım. Arkamdaki,
“Kıvama geldin orospu, bu yarrağı tattın ya artık başka sikler seni kesmeyecek, kendi ayaklarınla bana kendini siktirmeye geleceksin, benim orospum oldun artık!” diyerek gidip gelmeye başladı. Ben de,
“Sik beni, orospun yap, geçir orospuna köküne kadar, kökle erkeğim!” diye cevap verdim. Sonradan düşünüyorum da, normalde ben bunları imkanı yok söyleyemem, artık nasıl bir zevke gelmişsem. Ama inanın, içimi tamamen dolduruyordu siki…

Zevkten kendimden geçiyordum, boşalmaya başladım, ayaklarım zangır zangır titriyordu.
“Ayakta duracak halim kalmadı!” dedim ve ön taraftaki koltukların üstüne doğru eğildim. Götüm yukarıda kabak gibi ortadaydı, sırtıma doğru sıyrılmış elbisem de ta boynuma kadar sıyrıldı indi. Adam sikini tekrar geçirdi amıma ve
“Sen de ne orospuymuşsun be yavrum, seni sikmeye doyulur mu!” diyerek pompalamaya başladı. Adam boşalmak bilmiyordu, ben ise yorgunluktan bitmiştim. En sonunda kapıdaki arkadaşı,
“Elini çabuk tut!” diye uyarınca, beni siken,
“Geliyorum yavrum!” dedi ve içime boşalmaya başladı. Ama ne boşalma, amımın kenarlarından dölleri taşıyordu…

Adam sikini amımdan çıkarıp, toparlandı. Hiç yerimden kıpırdayacak halim yoktu, burada böylece kalıp uyuyabilirdim.
“Hadisene orospu!” deyip götüme bir şaplak attı. Ben de doğruldum. Elbisemi aşağı indirdim, saçımı başımı düzelttim. Ama yürüyecek halim yoktu. Kolumdan tutarak beni kapıya kadar yürüttü. Kapıda götümü avuçlayıp,
“Canın yarak isterse yine bekleriz!” dedi. Tam çıkıyordum ki aklıma geldi,
“Telefonum!” dedim. Kahkahayı bastılar, bir tanesi gidip telefonumu buldu ve getirdi…

Oradan çıktım, taksiye atladığım gibi doğruca eve vardım. Duş almaya bile halim yoktu, direkt yatağıma pelte gibi uzandım…

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Tinerciyle köpek gibi… 1/2

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Tinerciyle köpek gibi… 1/2
Bu hikayeyi paylaşmakta gerçekten çekindim bi süre. Sonrasında alkolün verdiği izinle yazıyorum, muhtemelen yarın pişman olucam amk kesin. Sarhoş kafayla yazdığım için tüm cümle düşüklükleri filan şimdiden özür

Gece ev feci sarhoş gelmiştim. Tek başımaydım, bizimkiler yine bi yerlerdeydi. İlk işim evdeki köpeğime mamasını vermek oldu. Bok varmış gibi biraz daha içmek istedim. Oysa ki ayakta duramıyordum. Bir taraftan içkimi yudumluyor bir taraftan da evin sokağı gören camından bakarken sokak köpekleri dikkatimi çekiyor, onların durumuna üzülüyordum.

Havlayan, oynayan, hırlaşan köpekleri seyrederken sokağın başında bir çocuk belirdi. Köpekleri sevmeye çalışıyor mu yoksa onlara zarar vermeye mi çalışıyor pek anlamadım. Gecenin yarısı sokakta herkes hırsız filan diye düşünürsün ya, o kafayla takip ediyordum.

Bu arada da sağda solda bulduğu boş pet şişeleri filan sallıyor, ne olduğunu anlamaya çalışıyor ve içlerini kokluyordu.Zararlı bi tip olduğunu düşünüp evden aşağı doğru bağırdım ve gözden kayboldu.

10-20 dk sonra filan aşağıdaki aç köpeklere mama vermek için tekrar giyinmeden ev şortuyla aşağı inmek geldi içimden, ki aslında hayatta sarhoş olmasam böyle şeylere uğraşmam.

Sokakta elimde koca mama torbasına atlayan köpeklerle oynarken, arkamdan yaklaşan adımları duyuyordum. Hafiften tırssam da köpeklere güvendiğim için fazla umursamadım

Adımlar yaklaşırken kaçamak gözle baktığımda aynı çocuğun geldiğini üstündeki parlak gömlekten anladım. Beni tanıdığını sanmıyorum. Yine aynı şeyleri yapıyordu, sağda solda gördüğü pet şişeleri kokluyor, içinde bişey var mı yok mu kontrol ediyordu

İstemeden ağzımdan bir soru çıkıverdi, su mu içki mi arıyosun dedim. “Tiner” dedi. İçkiyi kim bulsunmuş da o kaybetsinmiş.

Çevremdeki köpeklere ve oralı olduğuma güvenerek muhabbeti ilerlettim. Aslında üstü başı ve kafası hariç normal gözüküyordu, sadece sendeliyordu biraz işte.

“Sana” dedim, “Tiner fian veremem ama içkim var yukarda evde” – “Yalnız güvenlik filan var, normal davranmamız lazım kapıdan geçerken”…

Çok cesaretliydim, belki de benden 3-5 yaş küçük ve fiziksel olarak bana zarar veremeyeceğini düşündüğüm için. Veya çok sarhoştum. Evet yapmazdım ama sarhoşken neler yapabileceğimi yeni anlıyordum.

Güvenlikten geçip balkona çıktık. Verdiğim sigarayı bi garip içiyordu. Az ışıkta üstü başı biraz korkutucuydu ama aslında sarhoş arkadaşlarım filan gibi davranıyordu. Tamam kafası fena diildi ama kendine dikkat ediyordu sanki. Evdeki tek içki yine bizimkilerden kalma viski olduğu için önüne koydum.

Koklayıp bi yudumda bitirdi. Korkmuştum. Kafam iyi olmasına rağmen bi yudum almıştım henüz. Bardağını yarıya kadar doldurdum, kendiminkini de tamamladım.

“Lavabo” dedi, “içerde sağda” dedim. Giderken baştan aşağı süzdüm, kirlenmiş ve grilemiş kotundan belli olan harika bir götü dönüşünde de kocaman taşşak paketi dikkatimi fazlasıyla çekmişti.

Gelir gelmez içkisini fondip yaptı, bense seyrediyordum, içtikçe de cesaretim artıyor, gözlerimle çekinmeden yiyordum. Kafasını tutamıyor, uyarınca da “ağğbii” diyip duruyordu.

Savunmasızlığı beni inanılmaz tahrik ediyordu ve bacakları açıkken o kocaman paketi avuçlayıp sonra da yatırıp o güzel kaslı götüne koyasım geliyodu. Kafam iyice kopmuştu. Sonuna kadar diktiğim içk**en dolayı ateş basmış yanında cesareti de getirmişti.

Amaan sikerler diyip sessizce taşşaklarını avuçladım. Tam avucum büyüklüğünde bir paketi vardı. Farketmesin diye nefes alamıyordum, arada elimi çekip derin derin nefes alıp tekrar ellemeye devam ediyor, kotunun üstünde elimle gidip geliyodum.

Kafası geriye düşmüştü ve tepki vermiyordu. Sikinin başını bulup okşamaya başladım. İleri geri 31 çeker gibi gidip geliyodum, kotun üzerinde siki belirginleşmişti. Oturduğu için götüne ulaşamıyordum. Ses gelmeyince cesaretlenip fermuarını açtım. Don değil de içinde eşofman gibi bişey daha vardı. Bi kaç katmandan sonra kısa ama kalın sikine ulaştım.

Bir anda gözünü açtı. Refleksle arkaya irkildim elime bardağı alıp içiyormuş gibi yaptım. “Koltuğa uzanabilir miyim” dedi. “Dur sana yardım edeyim, ben yatıncaya kadar uzanabilirsin ama burda sabah annemler gelecek kalamazsın, uyursan güvenliği çağırıp seni indirmek zorunda kalırım” dedim.

Mırıldanarak kafasını salladı. Koltuğa uzandı. Açık fermuarını garipsemeden üstündeki kotu aşağıya sıyırdı, ayakkabılarını fırlattı, mırıldanmalar horlamaya dönüşmüştü. Başından ayrılmamıştım, güvenim zaten tavan yapmıştı, o kocaman siki daha iyi hissetmeliydim. Yavaşça sikimi eşofmandan içeri daldırdım. Siki kalkık olmamasına rağmen iriceydi. Taşşaklarından deliğine kadar okşuyor, yarım ışıkta lastiği kaldırıp görmeye çalışıyordum.

Kendi yarrağım taş gibi olmuştu, bi elim onun sikinde bi elimde 31 çeker sonra uyandırıp yollarım diye düşünüyordum. Gittikçe sikine yaklaşıyor, dışarı çıkarıyordum. Siki kalkmamıştı ama biraz hareketlenmiş gibiydi.

Derken bi anda elini kafama attı, sikine doğru bastırdı. Uyanmış mıydı yoksa rüya halinde miydi anlayamamıştım. Bu işaretle sikini eşofmanının dışına çıkardım. Siki daha da kalkmaya başlamıştı, elimde kalp atışlarıyla milim milim sertleşen o güzel şey ağzıma 1-2 cm uzaklıktaydı, eliyle bastırmaya devam etti.

Arap sabun kokan sikini bi anda ağzıma aldım. O kafayla somura somura yalamaya başlamıştım. Eli hala kafamdaydı. Horlama mırıldanma ve zevk sesleri birbirine karışmış bense bol salyayla somura somura çılgınlar gibi gırtlağıma kadar yalamaya devam ediyordum.

Yerden kalkıp efoşmanını tümüyle aşağıya indirdim. Açtığım bacaklarının arasına oturup tam bir orospu gibi sokakta tanıştığım birine 40 yıllık orospular gibi oral sex yapıyordum. Boşalacak gibi olduğum anda duruyor, nefes alıyor taşşaklarından deliğine doğru yalıyordum. Deliğine yaklaştıkça bacaklarını kapatıyor bir şekilde yukarı sikine doğru yöneltiyordu

Derin ve uzun emmeler devam ederken, çocuğun nefes alış verişleri değişmiş, vücut kasılmaları başlamıştı. Bir anda göğsü kabardı, derin bir nefes alıp durdu. Ağzımada değişik bir tad geldiğinde boşaldığını anladım. Önce kendimi çekmedim, koltuk batacak diye düşündüm. Ağzıma fışkıran döller boğazıma gelince irkilerek hafif bir öğürtüyle sikini ağzımdan çıkartıp gömleğine doğru çevirdim

Boşaldı, boşaldı, boşaldı. Hiç yoksa 10-15 defa dölleri gömleğine fışkırmaya devam etti. Siki elimdeydi, biraz daha git gel yaptığımda koca ve yoğun bir döl kütlesi daha fışkırdı. Kasılmalar durmuş derin nefesler devam ediyordu. Kafamdaki elini gözlerini kapatmış hareketsiz yatıyordu.

Ağzım, yüzüm, gözüm, saçlarımın bir kısmı, boğazım, gömleği, kendi üstüm heryerim döl içindeydi. Koşarak tuvalete gittim. Tükürdüğümde de herhalde bir shot bardağı döl çıkmıştı lavaboya.

Geldiğimde bıraktığım gibiydi, horulduyordu. Usulce eşofmanını geri çektim. Elimdeki havluyla döllerini gömleğinden temizledim.

5-10 dk geçmemişti ki mırıldanmaya başladı. Uyandırıp kurtulmak için fırsat diye düşündüm ve omzunu dürterek kaldırdım. Olan bitenden haberi yok gibiydi. Ayağa kalktığında sendeliyordu. Loş ışıkta çok bişey de belli değildi, görmedi farketmedi, gerçekten uyuyordu düşünerek sakin davranmaya çalışıyodum.

“Gitmen lazım” dedim. Kafasını salladı “lavaboya gidicem” dedi. “Tuvalete gir çık, sonra seni geçirmem lazım ama mutlaka kardeşim” dedim.

Sallana sallana “Girip çıkayım, sonra ben asıl sana geçiricem” diyip kapıyı kapattı.

Şok olmuştum, ben hala salak gibi yolda sarhoş kafayla eve getirip üstüne de orospular gibi oral yaptığım tinerciyi, Polyanna gibi saf saf hiç bişeyin farkında olmadığını hayal etmiştim. Oysa şimdi bi de göt de mi gidecekti, yoksa başıma başka bişey mi gelecekti ?

Hikayenin devamını bundan sonraki bölümde yazıyorum…

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

ilkler hep güzeldir

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

ilkler hep güzeldir
Vücudumu yeni yeni tanımaya başladığım zamanlardı. Evde kimsenin olmadığı anları dört gözle bekler, yalnız kaldığım zamanlarda ise çırılçıplak soyunup, ayna karşısında kendimi izlerdim. Kendi vücuduma bakarak tahrik olur, kendimi okşamaya başlardım. Kısa bir süre sonra işin dozunu arttırıp ablamın iç çamaşırlarını giymeye, kendimi o halde gördükçe bir kadını okşuyormuşçasına kendimi okşamaya başladım. Artık erkeklik organımı, “keşke olmasaydı” dediğim bir şey olarak görmeye başladım. Göğüslerim ise bir erkeğe göre büyük sayılırdı. Onlar neden bu kadar küçük diye hayıflanıyordum. Tabi o zamanlar bu yaptıklarımı herkesten gizliyor, biri anlıcak diye ödüm kopuyordu. Yine de yapmaktan vazgeçemiyordum. Zamanla duşa girdiğimde kendimi parmaklamaya, deliğimle oynamaya başladım. Bu da bana büyük bir zevk veriyordu. Aldığım zevki arttırmak için deliğime salatalık filan sokmaya çalışıyordum ama büyük geliyordu. Başını bile alamıyordum. Yaşım 16’ya geldiğinde bir erkekle beraber olmanın nasıl bişey olacağını merak etmeye başlamıştım. Geceleri arkadaşlık sitelerinden veya mirc’ den tanıştığım kişilerle konuşuyor, onların fantezilerine malzeme oluyordum. İçlerinden biriyle epey samimi olmuştuk. İsmi Samet olan bu kişi 37 yaşında kendi işinin sahibi biriydi. Normal konularda konuşurken son derece ilgili, cinsellikten bahsederken ise tam bir azmandı. Beni ne şekilde becermek istediğinden söz ederken kameradan gösterdiği erkeklik organı dev gibi oluyordu. Böyle bir iki ay görüştük. Aylardan temmuz’du. Artık benimle yüz yüze görüşmek istediğini söyleyip duruyordu. Onu daha fazla reddedemezdim. En sonunda kabul ettim. Aklımda onunla en fazla oral seks yapmak vardı. Ama yinede tüm vücudumu güzelce kremledim ve güzel kokular sürdüm. Verdiği adrese gittim. Kalbim heyecandan küt küt atıyordu. Kapı açıldığında boyunun uzunluğu karşısında şaşırıp kaldım. Kameradan o kadar da uzun görünmüyordu oysa ki. İçeri buyur etti beni. Eğilip kulağımın altından öptü hafifçe. Beni kanepeye oturtup o da yanıma oturdu. Halden hatırdan, havadan sudan konuşurken aniden uzanıp dudaklarımı öpmeye başladı. Önce kendimi biraz geri çektim tedirginlikten ama hoşuma gidince bende karşılık vermeye başladım. Çok güzel öpüşüyordu. Arada bir diliyle dilimi buluştuyor sonra dudaklarıma dil atıyordu. Yaklaşık 5 dakika bu şekilde öpüştükten sonra mutfağa gitmek için ayağa kalktı. Gelirken elinde iki şişe bira getirmişti. Yazın en sıcak günleriydi. Pek alışık olmasam da içtiğim bira beni hem serinletmiş hem de rahatlatmıştı. Arada bir uzanıp dudaklarımı öpüyor bu sırada kısa kollu gömleğimin düğmelerini çözüyordu tek tek. Biranın kalan son yudumunu içtiğimde artık iyice rahatlamıştım. İstersen soyunalım diyiverdim bir anda. Elimde ki şişeyi aldı önce. Sonra beni tuttuğu gibi kucağına oturttu. Gömleğimin kalan düğmelerini çözerken açıkta kalan tenimi öpmeye başladı. Gömleği üzerimden çıkarırken o da göğüslerimi ağzına almış, kah emiyor kah uçlarını hafifçe ısırıyordu. Daha önce hiç tatmadığım bu zevk karşısında sadece ince ince inleyebiliyordum. Göğüslerimi dudaklarından kurtardığım bir anda tişörtünü sıyırıp aldım üzerinden. Hafif tüylü göğsünde ellerimi gezdirdim. Eğilip boynunu ardından dudaklarını öpmeye başladım. Altımda gittikçe kabaran sertliği hissettikçe içim gıcıklanıyordu. Kucağında olduğum halde bir anda ayağa kalkıp yatak odasına götürdü beni. Bu kadar iri ve güçlü olmasından çok etkilenmiştim. Beni yatağa yatırıp pantolonumu çekip çıkardı altımdan. İç çamaşırı giymediğimi görünce gülümsedi. Kendisi pantolonunu çıkarınca onunda giymediğini görüp gülmeye başladım. Üzerime uzanıp tüm gövdesi ile kapladığı vücudumu öpmeye başladı. Aldığım zevkle titriyordum. Onu itip üzerine çıktım bir anda. Boynundan başlayıp öperek aşağılara indim. Ellerim yeni traşlanmış aletini buldu sonunda. Gözlerimi hiç açmadan ellerimde irileşmeye başlayan dolgun penisi dibinden tutarak yalamaya başladım. Ucuna gelince ağzıma aldım. Ancak başını ve biraz daha fazlasını alabiliyordum ağzıma. Bu şekilde dudaklarımla vantuz gibi çekerek emmeye başladım. O ise başımdan tutmuş saçlarımı okşuyor, hafifçe bastırarak daha fazlasını almamı istiyordu. Ağzımdan çıkarıp iri toplarını yalamaya başladım bu sefer. Bir yandan da iyice şahlanmış penisini sımsıkı tutarak yukarı aşağı hareketlerle git gel yapıyordum. Tüm vücudu kasılmış siki nabız gibi atıyordu elimde. İnlemeleri sıklaşınca tekrar ağzıma aldım aletini. Bir anda ılık ılık boşalmaya başladı. Emmeyi bırakmadım ve tüm spermlerini bir anda yuttum. Hafif acı ve ağzımda kekremsi bir tat bırakan bu sıvının tadı ilk başta kötü gelse de, kalan damlaları dilimle tattıkça o kadar da fena olmadığına karar verdim. Son damlasına kadar emmiştim. Yanına uzanıp “hoşuna gitti mi?” diye sordum. Kıpkırmızı olmuş yüzünde rahatlamış bir ifadeyle yine dudaklarıma yumuldu. Üzerine uzanıp bir süre beraber uyuduk. Ne kadar geçti bilmiyorum, Samet’in sırtımda ve kalçalarımda gezinen parmaklarının dokunuşuyla uyandım. İçim gıdıklanıyor, karnıma doğru geldikçe huylanıp gülmeye başlıyordum. Bu şekilde şakalaşırken parmakları kalçalarımın arasında ki deliğimi buldu. Çevresinde hafif daireler çizip üzerine biraz bastırmaya başladı. Kafamı kaldırım usulca baktım yüzüne. Gözlerini kapatmış tebessüm ediyordu. Popoma değen elini elime alıp orta parmağını ağzıma aldım ve hafifçe emmeye başladım. Yeterince ıslattığımdan emin olunca yine popoma götürdüm elini. Orta parmağını deliğime daha bir sert bastırınca içime girdi. İçim çekiliyordu. O parmağını daha derine sokmaya çalıştıkça ben meme uçlarını ısırıyordum. Parmağının tamamen girdiğini görünce yavaş yavaş git gel yapmaya başladı. Diğer eliyle de popomun diğer tarafını okşuyor, arada hoyratça tokatlar şaklatıyordu. Bir süre git gel yaptıktan sonra parmağını deliğimden çıkartıp bana yalatıyor, ıslanmış parmağını tekrar deliğime sokuyordu. Bir süre sonra elinin hareketleri o kadar hızlandı ki, zevkten haykırmaya başladım. İkimiz de iyice kendimizden geçmişken boşalacağımı anladım. Bunu ona söylediğimde kalçalarımı daha sert sıkmaya, parmağını daha derine sokmaya başladı. Kendimi tutamadım ve inleyerek boşalmaya başladım. Ben boşalınca parmağını içimden çıkarıp bana sarıldı tekrar. Dudaklarımı öperek sırt üstü çevirdi. Bacaklarımdan tutup kalçalarımı kasıklarına kadar çekti. Bacaklarımı omzuna dayayıp göbeğime bulaşan zevk sıvılarını parmaklarıyla sıyırıp deliğime sürmeye başladı. Artık film kopmuş, yalnızca oral yapar geçerim diye geldiğim bu evde bekaretimi de kaybedecektim. İçimde fırtınalar kopuyor, az da olsa korkmama rağmen erkeğimin bana sahip olmasını istiyordum. Kendini sıkma ve rahat bırak diye seslendi erkeğim. Aletinin başını çoktan dayamıştı deliğime. Kalçalarıyla hafifçe ileri geri yapıyor, içime girmeye çalışıyordu. Deliğim hafif sızlamaya başlayınca başını soktuğunu anladım. Gözlerimin içine bakıyordu. Hiç geri çıkmadan var gücüyle yüklendi üzerime. O koca alet yara yara giriyordu içime. Tam okkalı bir çığlık atacaktım ki dudaklarıma yapıştı. Deli gibi öpüyor, dili ağzımın içinde dilimle dans ediyordu. Sıkıca sarıldım ona. Öpüşmeye devam ediyorduk ama halen muazzam bir acı hissediyordum. O ise hiç aldırış etmeden hareketlenmeye başladı içimde. Dudaklarından kendimi kurtardığım an derin bi nefes aldım. İyice köklemişti içime. Daracıksın, için sıcacık diye inliyor, göğüslerimin ucunu sımsıkı mıncıklıyordu. Deliğim iyice gevşeyince daha hızlı hareket etmeye başladı. Boynumu öperken soluk alışverişleri hayli hızlandı. Bacaklarımı tutup göğsüme kadar bastırdı ve birkaç yüklenişten sonra köküne kadar sokup içime boşalmaya başladı. Nabız gibi atan sert erkekliğinden içime akan sıcacık sıvılarını hissedebiliyordum. Birkaç git gel daha yaptıktan sonra üzerime yığıldı. Bir erkeği tatmin etmenin zevkiyle terini silip saçlarını okşamaya başladım. Artık tam bir kadın gibi hissediyordum kendimi.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

alıntı hatıralar

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

alıntı hatıralar
Hatıralar alıntı

Çocukluk ve gençlik yıllarımda, babamın memur olmasından dolayı sık, sık ortam değiştirerek dört kişilik ailemizle memleketimizin farklı yerlerinde bulunmuştuk. bizde bu esnada tahsil hayatımızı tamamlama gayretinde hayatta başarılı olabilmek adına mücadele ediyorduk.
Değişen ortamlarımızda bir çok arkadaş gurubuyla tanışma imkanımız oldu.
Sosyal bir aile gereği bu samimiyet kurulan ailelerle akşam oturmaları, piknik, düğün vb. etkinliklerde bir arada olurduk.
Babam haftada bir, genelde sonraki günün tatile denk gelen günlerde kendiside yardım ederek şık bir masa hazırlatır bu masada rakı içmeye bayılırdı. Bu masaya genelde o sıralarda yakınlaştığımız bir aile davetlidir. Bu süreç bazı ailelerle çok uzun zamana dağılmasına rağmen, bir kaç sefer beraberlikten sonra uzaklaşılan sayısı da çoktur. İşte yıllarımız bu şekilde geçiyordu.
Anadolu’da küçük bir beldede bulunduğumuz sırada Almanya’da çalışan bir kişiye ait iki katlı bahçeli evin birinci katında kirada oturuyorduk. Üst katımızda oturan yeni evli öğretmen çift taşınmış yerlerine, yine aynı okulda öğretmenlik yapacak olan Adnan beyle eşi Ayla hanım taşınmıştı. Bizim yaşlarımızda ik**e çocukları vardı. Taşınmaları esnasında babam ve annem ihtiyaç duyabilecekleri her konuda kendilerine yardımcı olmaya çalışmışlardı. Bu daha ilk günlerde samimiyetin ilerlemesine ve iki aile arasındaki dostluğun pekişmesine etken olmuştu. Okullar daha yeni kapanmış yaz yeni başlıyordu bizde yeni gelen iki arkadaşımızla hemen kaynaşmış, onlarla oynuyorduk söylemek gerekirse başkada arkadaşımızda yoktu. Annemle Ayla hanım kısa zamanda, birazda seçenek olmadığından dostluklarını ilerletmiş uzun süren sabah kahvaltısıyla başlayan günü nerdeyse tamamen beraber geçirir olmuşlardı. Okullar kapalı olduğundan Adnan amca genelde evdeydi sayesinde olup, olmadık ihtiyaçlardan dolayı bakkala koşturmaktan kurtulmuştuk. Adnan amca babamla birebir yaşıt olup uzun boylu ve gayet yakışıklı biriydi. On beş yaşındaydım kısa zamanda çocukluk aşkım oluvermişti. Akşam iş çıkışında babam gelince bahçeye hazırlanan masada akşam yemeğini yenir, sohbet edilirdi. Hafta sonları daha geç vakitlere kadar oturulur içki içerlerdi. Tabi biz bu uzun süren sohbetlere eşlik edemezdik. Yemekten sonra biraz koşuşturduktan sonra genelde çocuklar olarak ya bizim evde yada Adnan amcaların evinde uyur kalırdık. İlk zamanlarda sabah kendimizi bir şekilde kendi yataklarımızda bulmamıza rağmen özellikle içki içtikleri zaman uyuduğumuz yerde üzerimize bir şeyler örtülmüş bulurduk.
Okulların açılmasına bir aydan az kalmıştı Adnan amcalar bayramı da ailelerinin yanında geçirmek istemişler Akdeniz sahilindeki memleketlerine gitmişlerdi. Bende arkadaşlarımdan uzak kalmıştım. Bir sınıf ilerde olan Mete’ye ne kadarda çok alışmışım kardeşi Hülya ise bebeklerimi paylaştığım evcilikler oynadığım benim her şeyimmiş. Oyunlara Mete doktor olarak eşlik ederdi. Onlar gidince hayatımız bom, boş manasız bir hal almıştı. Bu sadece biz çocukları etkileyen durum değildi annemde sıkılıyordu.
Havalar bunaltıcı bir hal almış evin içine sıcaktan girilmiyordu. Balkona annem çeyizinden kalma hiç kullanılmayan yün yataklardan iki tanesini sermiş geceleri balkonda yatıyorduk. Babamın ince beyaz örtüler alarak sinek girmesin diye, yatakların çevresini kapatacak şekilde ucundan tavana asıp yatakların altına sıkıştırılarak kendi emeği ile yapmış olduğu cibinlikler vardı.
Kardeşim benden iki yaş küçüktü. Yemekten sonra kendi halinde Televizyon seyrederken salonda uyuya kalmıştı. Annem onu kucakladı, balkondaki yatağa yatırdı bende sıkılmıştım başka bir iş bulamayınca kardeşimin yanındaki yerimi almış ve uyuya kalmışım. Babamın iş yerinde bitirmek zorunda olduğu işleri nedeniyle geç geleceğini biliyordum. Ne kadar uyudum bilmiyorum babamın üzerimizdeki pikeleri kafamıza kadar çekerek anlıma kondurduğu öpücüğü fark ettim ama uykumu bölmeden hafif yan dönerek uyumaya devam ettim. Uykumu bölmemiştim ama etraftaki sesleri algılayabiliyordum.
Annem babama aç olup olmadığını sordu. Babamda dışarıdan söyledik tokum dedi. İnce perdenin altından sokak lambasının aydınlattığı balkonumuzda babam üzerini çıkardı altında sadece külotu olduğu halde yatağa girdi. Annemin üzerinde alt üst kırmızı saten takım olmalıydı. Bu geceliğini annemden habersiz giyerek aynanın karşısına geçer ünlü bir sanatçı edası takınıp şarkılar söylerdim. Babam cibinliğin arasından elini uzatarak yan tafta duran poşeti aldı. Seslerden poşetin içinde bira olduğunu anladım. İki bira kapağı sesinden sonra hafif kısık ama anlaşılır ses tonuyla sohbet etmeye başladılar.
İlk tanıştıkları zamandan bahsediyorlardı. Baban anneme hiç değişmediğini hala ilk tanıdığı gibi olduğunu söylüyordu. Annemde abartıyorsun benden iki çocuk çıktı o günlerdeki gibi olamam dedi. Babamla, annemden öpüşmenin yarattığı sesler geliyordu. Cibinlik karartılar halinde görmeme neden olduğundan elimle hafif, hafif ucunu yatağın altından kurtarmak istedim. Gelmiyordu benim ağırlığımla yatağın altından çıkmadığımı fark edince hafifçe geri çekildim. Asıldım ucu yatağın altından kurtulmuştu.Hareketleri o kadar yavaş yapıyordum ki bilemezsiniz. İnce beyaz bezi tek gözümle yandaki yatağı görebilecek şekilde kaldırdım. burnumum ucunu kapatacak şekildeydi. Bu sırada bira içmeye devan ediyorlardı. Sokak lambası içerden dışarıyı görünmesine çok az imkan vermesine rağmen, dışarıdan bakıldığında cibinliğin içerisindeki görüntüyü her detayıyla gösteriyordu. Babam eliyle annemin göğüslerini okşarken arada bir dudaklarına yumulup somurmakla meşguldü. Yastıklarını yatağın baş kısmındaki duvara dikerek yaslanmışlar yarım oturur haldeydiler. Üzerlerinde örtü yoktu. Bir yandan da biralarından birer yudum alıyorlardı. Nefes almadan, gözümü kırpmadan tamamen onlara odaklanmıştım. Babam iltifatlarına devam ediyordu.
– Bunların iki çocuk tarafından emildiğine inanması çok zor
Annemin göğüsleri çok güzeldi. Oturur vaziyette olmasına rağmen yarım iki top görünümündeydiler. Minicik meme uçları babamın dil dokunuşlarıyla biraz büyümüş gibiydi. Babam biten boş bira şişelerini eliyle yataktan dışarı bıraktı. Annem eliyle külotunun altından babamın sikini okşuyordu. Yavaşça babam kalçalarını havaya kaldırdı. Annem külotu çıkardı. Daha önce küçük kardeşimin pipisin görmüştüm. Babamın henüz kalkmamış siki benim kolum kalınlığında, başı da çok iri geldi gözüme. Annem dondurma yalar gibi baş kısmını diliyle yalarken bana göre o devasa şey biraz daha irileşti ama dimdik de olmamıştı. Bu hadise devam ederken babam kendisine nazaran narin olan annemi iki kolundan kavrayarak yastıkların bulunduğu yere çekti. Balkondan ilçenin ışıklarının çok olarak görünmesi saatin o kadarda geç olmadığına işaret ediyordu. Yarında hafta sonu olduğuna göre babam bu halin uzamasından yanaydı. Babamla annem aynı boylarda olmalarına rağmen babamın geniş omuzları annemi yanında çıtı, pıtı görünmesine neden oluyordu. Ortamın mükemmeliyetini bozan sadece babamın göbeğiydi. Birer bira daha açtılar. Annem altındaki parçayı da çıkarttı. Her ikisi de çırılçıplak oldukları halde yastıklara yaslanmış biralarından yudumluyorlardı. Babam
– ilk gecemizi hatırlıyor musun?
Diye sordu. Annem
– hangisini resmi olanımı diğerini mi?
Beraberce gülüştüler.Babam hınzırca diğerini dedi. Annem
– hatırlamam mı
diye lafa başladı kısık buğulu sesiyle.
– Hatırlıyor musun kasabayı…
Annemle, babam ege sahillerinde o zaman turizm açısında fazlaca tanınmayan zeytin ve balıktan başka geçim kaynağı bulunmayan kendi halindeki aynı yerdendiler. Dedemlerde birbirleriyle komşu olmakla beraber arkadaş ve uzaktan akrabalıkları da vardı. Babamla, Annem çocukluklarından itibaren hep berabermişler. Annem devam ediyordu.
– Biz teyzemin kızlarıyla üzüm bağına gitmiştik. Dedem şarap yapacağından üzüm topluyorduk. Daha on altı yaşındaydım. Sen nerden geliyordun o zaman. Hatırladım elinde balık oltası vardı. Balık yakaladın mıydın?
Babam lafa girdi.
– Hayır sadece olta elimdeydi. Sizin yanınıza varınca bahanem olsun diye elime almıştım.
– Senin o zaman adın teyzemin kızı Nasibe ile geçiyordu. Bizimde göğüslerimiz büyümüştü artık. Kasabadaki amcalar bile sever gibi kucaklarına oturtup okşadıkları hale gelmiştik.
– Nasibe ye ne oldu?
– Kasabadaymış şimdi üçüncü kocadan da ayrıldı geçen kış. Yazın izindeyken görüştük. O kadın kocayla yapamaz.
– Neden ki?
– Kadınlardan hala daha çok zevk alıyor. Ben sevişmeyi ondan öğrendim biliyor musun.
Babam annem anlattığı için birasını bitirmiş yenisini açmıştı.
– Kızken akşamları ya onlarda yada bizde kalırdık mecburen aynı yatakta yatardık. Herkes uyunca erkek gibi çullanırdı üstüme amımı o kadar çok emerdi ki diliyle kızlığımı bozacağından korkardım.
– Vay zilli neymiş Nesibe be.
– Evlendikten sonra benim yatağında becerirken iyiydi, şimdimi zilli oldu.
– Sen nerden biliyorsun onu.
– Ben ayarladım aranızı. Evlendikten sonra seninle sikişmelerimizi nasıl anlattıysam Nesibe’ye. Sen yokken Nesibe’yi siktiğin yatakta beraber uzanmıştık biryandan da yarak yemiş amcığımı inceliyordu. Yol açık olduğundan artık parmaklarını sonuna kadar sokabiliyordu içime. Beni havalarda uçuruyordu ilk zamanlar sen beni onun gibi uçuramıyordun. Tam orgazm olurken benden seni istedi. O haldeyken hiçbir isteğine hayır diyecek halde değildim. Bizim odada çıplak halde masturmasyon yaparak beklemesini ben planlamıştım. Sizin sikişmenizi pencereden seyrettim.
– Niye bana bunu daha önce anlatmadın daha sonra Nesibe yi sikecem diye ne zorluklar yaşamıştım.
– Biliyorum Nesibe hemen gelir bana anlatırdı. Ben sendende dinlemek istiyorum.
– Tamam ama sonra bugün olmaz
Annemin üzerindeki yerini almıştı. Annem bacaklarını havaya kaldırmış göğüslerini emmekte olan babamın saçlarını karıştırıyordu. Babam kolum gibi dikleşen penisini anneme sapladığında annem uzunca bir nefes bırakarak ayaklarını sıkıca babamın beline bağladı. Bu arada elimi istem dışı daha yeni tüylenmekte olan amıma götürdüm. Amımım dudaklarını parmak uçlarımla okşama başladım. Babanla annem çok hoş şekilde kenetlenmişlerdi. Babamın ritmik kalça hareketleriyle devam ederken annemin vajinasından çork diye sesler geliyordu. Babamın hiçbir yeri yerinde sabit durmuyordu. Elleri göğüslerini sıkarken dudakları annemin ağzındaydı annemin dilini somuruyordu. Bu bambaşka olay yinelemelerle devam ederken annem dişlerini sıkarak hıhhhh hıhhhhh diye ses çıkarmaktan da korkarak kafasını sağa sola sallamaya başlamıştı.Babam artık kendini sıkmıyor annemin kasık bölgesine şlap şlap diye kazmasını saplıyordu. Eğer şimdi uyanmış evveliyatını bilmemiş olsam Babamın annemi dövdüğünü zannedebilirdim. Annem artık bırakmış sinir sistemi alınmış gibi yarı baygın hale gelmişti. Babam saplamakta olduğu kazmayı yerinden çıkartıp dizlerini biraz ileri alıp annemin göğüslerine doğru kazmasından fışkırmaya başladı. Annem gözlerini açmış yüzünde melek gibi gülümseme vardı. Elleriyle memelerindeki sıvıyı krem sürer gibi yayarak vücuduna yediriyordu. Babam eliyle son damlalarında akıttıktan sonra annemin dudağına minik bir öpücük kondurarak yan tarafa devrildi. Parmak uçlarım annemin bulaşık deterjanına benzer şeyle ıslanmıştı. Çiş sandım değildi sanki babamdan çıkan şeyler gibi yapış yapıştı ama kendimi sıcak banyodan çıkmış gibi rahat hissediyordum.

Ben uyuya kalmışım üzerimde bir hareket hissetmemle uyandım. Sabah olmuştu. Annem banyodan çıkmış üzerinde bornozu vardı. Saçlarını da küçük bir havluyla sarmıştı. Kardeşimi çişe gitmesi için kaldırdı. Kardeşim poposunu kaşıyarak tuvaletin yolunu tuttu. Yandaki yatağa baktım babam yoktu. Annem yanıma uzandı. Babamın nerede olduğunu sordum? İş yerinden aradıklarını, oraya gittiğini söyledi. Yanıma uzanan annem o kadar yorgundu ki beni kucaklayarak daha başını yastığa koyar koymaz gözleri kapadı. Tuvaletten gelen kardeşimde hala uyuyordu sessizce annemin öbür yanına kıvrılıp kaldığı yerden uykusuna devam etti. Ben uyuduktan sonra kaç defa daha sevişmişlerdi bilmiyorum ama annemin durumuna bakılırsa sabahlamışlar. Bende annemi kucaklayarak uyumuşum. Gözlerimi tekrar açtığımda annemin bornozunun ön tarafı açılmış gece babamın somurduğu göğüsleri hala dimdik gözlerimin önünde duruyordu. Anneme biraz daha yaklaştım yanaklarım memelerine değiyordu. Hafifçe dudak uçlarımı başlarına dokundurdum emmek istiyordum ama küçükken kardeşimin emdiği gibi değil, gece babamın emdiği gibi içimden emmek geliyordu. Dudaklarımın arasına yere yakın olan taraftakini aldım elimi de diğerinin üzerine koydum. Hissettirmemeye çalışarak dilimle başına dokunuyordum. Bu sırada bahçe kapısının açıldığı yağsız gıcırdama sesinden anlaşıldı. Sesi duyan annem gözlerini araladı o şekilde kalakalmıştım. Bana çocukluğun mu aklına geldi dedi. Göğüslerini bornozuyla kapatırken hafif doğruldu, baban geliyor hadi kalkalım kahvaltı hazırlayalım dedi. Sonraki geceler hep onları gözetledim ama ya ben uyuya kalıyordum yada onlar uyuyorlardı. Sevişme esnasında yaptıkları iç gıcıklayıcı sohbetlerinin tadına doyamamıştım.

Günler çok sıkıcı geçiyordu. Bu tüm aile için geçerliydi. Mete’yi özlemiştim daha gideli on gün olmamıştı ama onlara o kadar alışmışız ki yoklukları bazen acı vermeye başlamıştı. Bu monoton günlerimizi, akşam üstü çalan telefonun sesi değiştiriverdi.

Buraya gelmeden önce oturduğumuz şehirden, Işılay teyzeler izne ayrılmışlar. Memleketlerine giderken bize de uğrayacaklarını söylediler. Hepimiz çok mutlu olmuştuk annem doğruca mutfağa koştu bir sürü şeyler hazırladı. Babam çarşıdan gelirken elleri poşetlerle dolu olduğu halde gelmişti. Saat 11.00 e doğru hep beraber arabamıza binip tren garına Işılay teyzeleri karşılamaya gittik. Biz onların yanındayken yeni bebekleri olmuştu. Büyümüştür çok merak ediyordum. Biraz bekledik tren garındaki kalabalığın hareketlenmesinden trenin geldiğini anladık tam trenin duracağı yerde beklemekteydik. Tren durdu. İnenler, binenler babam bir sağa bir sola gidiyor inecekleri vagonu sezinlemeye çalışıyordu. Derken Salih amca ellerinde bavullarla göründü. Babam koşarak bavulları aldı Salih amca tekrar trenin içinde kayboldu. Bu seferde elinden tutuğu 3 yaşlarındaki çocukla göründü Işılay teyze görünürlerde yoktu. Biz artık ineceklerini beklediğimiz vagonun kapısının önündeydik. Salih amca indi babamla sarıldılar. Bizde çocuğu aldık ama hala Işılay teyze görünürlerde yoktu. Babamın sormasına fırsat vermeden. Salih amca ‘’Işılay da bir türlü arkamızı toplayıp inemedi’’ dedi. Bu sırada takım elbiseli bir adam yanımıza yaklaştı ‘’Salih bey fikirleriniz ilgimizi çekti bizimle çalışmak ister misiniz’’ dedi. Salih amca adamın uzattığı kartı cebine koyarken, memnuniyetle sizinle çalışmak isterim dedi adam indiği trene binerken el sallıyordu. Görevliler trenin yoluna devam edeceğine dair düdükleri çalmaya başladıklarında kapıdan Işılay teyzemde göründü. Kapıdaki yüksekçe basamaklardan inerken Pardösüsünün önü açıldı nerdeyse kasıklarına kadar bacağı göründü. Yanakları kıpkırmızı başörtüsünü de derme çatma bağlamıştı. Pardösünün yakalarını yukarı kaldırarak boynuna kadar örtmüştü. İçki kokusu da almıştım çakır keyifti hani. Tren yolculuğu çok yormuş olacak ki fena dağılmış haldeydi. Annemle kucaklaştılar. Annem öpüşürken

– bu ne hal kız.

– Sorma anlatırım

diyerek gülüştüler.

Yemek vakti çoktan geçmiş olmasından dolayı, eve geldiğimizde babam doğruca mangalı yakma işine koyuldu. Annem Işılay teyzelerin kalabilmesi için salonu hazırlamıştı. Kanepeleri açılmış, yastık ve piklerle yatak odasına benzetmeye çalışmıştı. Ortadaki sehpaları da kaldırmış geniş bir yer açılmıştı. Biz bayanlara da bavulları eve taşıma işi kalmıştı. Kardeşim Şenol küçük oğlanı çok sevmiş bahçede koşturuyorlardı. Ben elimdeki çantayla poşeti salonun köşesine bıraktıktan sonra balkona çıktım. Annemler Işılay teyzemle kapıdan girince fısır, fısır konuşuyorlardı. Beni çoktan unutmuşlardı bile.
Herkes bir arkadaş bulmuştu. Ben yine yalnız kaldım. Anemin duyulur şekildeki gülüşmesini duyunca içeri girdim koridorda konuşuyorlardı.
Işılay teyze anlatıyordu.

– Sorma Aslı’cım buraya gelmek için biletleri almış garda bekliyorduk. Garın girişine lüks bir araba yanaştı, içinden iki kişi indi, bilet aldılar. İkisinde zengin oldukları kıyafetlerinden belliydi. Hele bir tanesini sorma ilk gördüğüm anda istemeyerek dudaklarımı ısırdım hafif göbekli ve keldiler ama beni bir şey onlara doğru itiyordu. Bizim bindiğimiz trene binmeleri için dua ediyordum. Neyse bindik trene biz kompartıman almıştık. Neyse trende çok kalabalık değildi zaten geçtik bir yere. Adamlar aklıma girmiş çıkmıyorlardı. Eşyaları yerleştirdik, bilet kontrolünden sonra. Salih dedim Lokantası var mıdır bu treninin. Esasında binerken görmüştüm son vagonda lokanta yazdığını. Lokantaya gidip oturduk. Düşündüğüm gibi o iki adam da ordaydı. Başka kimse yoktu iki çay söyleyip oturmaya başladık. Adamlar içki masasını kurmuşlar yiyip içiyorlardı. Ben masaya otururken özellikle adamların bulunduğu tarafa bakacak gibi oturmuştum. Bir müddet sonra karşımda oturanla bakışlarımız kesişti ben doğruca gözlerinin içine bakıyordum. Adam önce eşimle çocuğumla beraber türbanlı bir bayan olarak gördüğü için bakışlarını kaçırdı. İçmeye devam ederken kaçamak bakışlarla da beni kesiyordu. Bizim çaylar çoktan bitmiş olmasına rağmen ben değişik mevzular açarak lokantada bulunma süremizi uzatıyordum. Adam anlamlı bakışlarımdan etkilenmiş olacak tuvalete doğru gitti. Kısa zaman sonra dönerken bizim yanımızda durdu. Benim oğlanı sevdi garsona seslenerek küçüğe bir şey ikram etmek için müsaade istedi. Ben sessiz kaldım Salih biraz ne gereği vardı falan derken garson kocaman bir dondurmayla gelmişti bile. Bizim oğlan iştahla dondurmadan yalarken adam kendisini tanıttı. Bilmem ne şirketinin ortağıymış Salih’le ayak üstü bayağı bir konuştular Salih’te son zamanlarda işindeki şartlardan pek memnun değil. Yapıştı adama. Sonra bizi masalarına davet ettiler.

Bu sırada bahçeden babamın sesi geldi.

– Sevgilim etleri alayım.

Annem Işılay teyzenin yanından ayrıldı mutfaktan ızgara için hazırlanan etleri buzdolabından çıkardı. Şimdi burada beni çağırabileceğini düşündüm salondan sessice çıkarak kapıdan giriyormuşum gibi Doğru mutfağa girdim. Annemin elindeki tepsiyi aldım. Koridorda çantaları almak için eğilen Işılay teyzede beni fark etmemişti.

– Babana söyle acele etmesin biraz gecikebiliriz haberi olsun.

Etleri aceleyle bahçeye indirip annemin söylediklerini babama ilettikten sonra geri döndüm. Beni görüp susmalarını istemiyordum. Salona geçmişlerdi yavaş hareketlerle, banyonun kapısı aralıktı, kapıyı kıpırdatmadan sıyrılarak içeri girdim. Kapının kenarından salonun cam kenarındaki kanepe ve salonun bir kısmı görünüyordu. Annemler ölü bölgede kalmışlar sadece konuşmaları geliyordu.

– Oturduk masaya bize de servis açıldı. Onlara eşlik etmeye başladık. Derken şişe bitti. Salih çocuk sıkıldığı için arada sırada dolaştırıp geliyordu. Bu sırada adamlar benden hoşlandıklarını açıkça söylediler. Masadan kalkıp trenin koridorlarında ilerlerken hemen bir vagon öndeki yatılı vagonun önünde ayrılmak için tokalaşırken adam kulağıma eğilerek bekliyoruz dedi.

Annem merak bildirir sesler çıkartıyordu arada.

– Kompartımana oturduk Salih onlara uymak için içkiyi de fazla kaçırmıştı. Canım oğlumda uyumuştu. Salih’e ‘’yediklerimden karnım ağrıdı tuvalete gideceğim’’ dedim. Çıkarken ‘’kabızım gecikirsem meraklanma sen uyu biraz’’ dedim. Doğruca koridorları geçip yataklı vagona gittim. Kapıyı tıklattım hemen açıldı sabırsızlıkla beni bekliyorlarmış. Üzerlerini soyunmuş sadece külotlarıyla duruyorlardı. Düşün sana kapıyı çalan kondüktör olsaydı. Ne hale düşerlerdi.
Gülüştüler.

– Üzerimdeki pardösüyü çıkarmadan daha adam ağzıma sokuverdi. O an kalitenin gücünü sevmiştim o kadar temizlerdi ki misler gibi kokuyordu pırıl pırıldı. Diğeri de bir eliyle giysinin üstünden göğsümü ellerken külotunun içindekini oynuyordu. ‘’Ağzımdaki küçüktü kız’’.
– Ne kadardı?
– İşte bu kadar.
Ne kadar olduğunu görememiştim ama Gülüşmeleri bu sefer daha uzun sürdü. Annem merak belirtir şekilde devam etmesi için bir ses daha çıkardı.
– Baktım adamlar karılarından başka bir şey görmemişler, belki de ömürlerinde ilk defa benim bakışlarım adamları yoldan çıkarmıştı. Onların acemiliklerine nazaran ben tüm hünerlerimi sergiliyordum. İkisinin de yatağın üzerine oturttum. Karşılarında ağır, ağır soyunmaya başladım. İkisi de çok heyecanlıydı. Düşüne biliyor musun trenin raylar üzerinde giderken çıkardığı takadak, tugadak seslerini kendime ritim yapmış striptiz yapıyordum. Göğüslerimi açmaya sıra gelince ‘’yüz görümlüğü isterim’’ dedim. Nefes alışları daha bir artmıştı. Ne istediğimi sordular. ‘’Salih’in işinden memnun olmadığını söyledim’’. ‘’Tamam kolay halederiz’’ dediler. Eğildim göğüslerimden her birini birinin ağzına verdim.
Annem
– orospuuuu
dedi.
– Geri çekildim kalçalarımı kıvırarak külotumu indiriyor gibi yapıp geri çekiyordum. Küçük Işılay da yüz görümlüğü istiyor dedim. Bu sefer diğeri ne istermiş dedi. Onu da kocam işe başlayınca takarsınız dedim. Önlerine yanaştım elleriyle çıkarmalarını istedim. Adamlar oracıkta bitmişti. İkisinin arasına oturdum kollarımı omuzlarına attım. Vücudumu emirlerine sundum. Kibar adamlardı doğrusu beni hiç sarsmıyorlardı. Baktım bizimkiler olmuş yatağa uzandım. Biri hemen apış aram da yerini almıştı. Bense öbür arkadaşınkini ağzıma almış yalıyordum. Ben daha ıslanmamıştım bile. İçimdeki geliyorum dedi. Hemen pozisyon değiştirdim ağzıma boşaldı. Bu sefer diğeri pompalıyordu. Peçeteyle adam önce ağzımı sonra penisini temizledi. Dudaklarıma yapıştı devamlı senin gibisini görmedim aşkım falan diyerek beni somururken diğeri geliyorum dedi. İçime bırakma korumam yok dedim göbeğimin üstüne boşalttı. Menilerini elimle vücuduma yedirmemi seyrettikten sonra yanıma uzandı. Göğsümü okşuyordu. İkisi de inmişti yataktan aşağı kaydım dizlerimin üzerine çömeldim onların yatak da oturmalarını sağladım ağzıma almaya çalıştım ama o kadar küçülmüşlerdi ki alamadım. Ellerimle oynarken beni aralarına alıp aynı anda iki deliğimden birden sikmelerini istedim. Bu fantezi onların kendilerine gelmelerini sağladı artık nerdeyse avuç içlerimi doldurur olmuşlardı. Birinin aletini emerek kıvama getirdim. O nu yatağa yatırırken hafifçe üstüne çıkarak içime aldım. Diğer deliğim böceğini bekliyor hadi deyince adam arkama geçti sürütüyor ama sokmuyordu. Acımasın dedi bende ilk olacak biraz ıslat dedim.
Annem
– yalancı
dedi.
– Adam yavaş, yavaş arka deliğime yarağının başını sokmuştu ki öbürünün ellerini sıkarak acıyor dedim. Benim ilk defa arkadan sikildiğime iyice inandırmıştım onları. Bir iki git gel den sonra geliyorum dedi arkamdaki ve içine boşaldı. Bende altımdakinin üzerinde rahatça ritmimi tutturdum. Diğeri tekrar temizleyerek yanımıza geldi. Dudaklarıma sarıldı. Altındaki bende yapabilir miyim? Deyince çok acıdı artık geri döndüğümüzde tadına bakarsın dedim. Gittikçe hızlanarak az sonrada onu boşaltma kıvamına getirdim tam gelirken kalçalarımı havaya kaldırarak çıkardı. Ben üzerine yığıldım. Bu arada ben beş altı kez boşalma numarası yaptığımdan adamlar kendilerinde süper güç varmış hissine kapılmışlardı. Bana bu tadı yaşattıkları için teşekkür ettim. Çırılçıplak daracık yatakta ortalarında ben olduğum halde yatarken birer sigara yaktık. Orada itiraf ettiler daha önce karılarından başka kimseyle birlikte olmadıklarını, İlk defa bir bayanın kendilerine oral ve anal deneyim yaşattıklarını. Sigaralar bitince dönüşte mutlaka beklediklerini söylerlerken ben giyiniyordum. Kendime çeki düzen verdikten sonra ayrı, ayrı öpüştük türbanımı bağladım. Biri cüzdanından çıkarttığı bir tomar parayı pardösümün cebine sıkıştırdı. Harçlık yaparsınız dedi. Ben kendilerinden hoşlandığım için yaptığımı söylediysem de geri almadılar. Geri dönüşümüzde bana hayal edemeyeceğim şeylerin beklediğini söylediler.
Annem;
– kızım anladığım kadarıyla bunlar trenden indiğinde göründüğün gibi dağıtamamışlar seni.
– Anlatıyorum işte. Tren bu sırada çok kalabalık olmuştu koridorda insan doluydu onlara sürtünerek Kompartımana vardığımda sağ taraftaki oturma yerine yayılmış eşimle oğlum uyuyorlardı. Karşı tarafa da iri kıyım iki üstleri başları döküntü. Adam oturuyordu. İlk etapta benim girmemden rahatsız oldular. Türbanlı halim onlara pek de cazip gelmemiş olmalıydı. Oğlumla eşimin arasındaki daracık yere oturdum. Bir müddet ses etmediler. Sonra senin çocuk mu, yolculuk nereye gibi sorularla beni çözmeye çalıştılar. Sonra yanlarında genişçe bir yer açarak gel rahat et dediler. Lehçeleri bozuktu doğuluymuşlar inşaatlarda çalışıp memleketlerine dönüyorlarmış. Bu arada kendi aralarında artık bilmiyorum Arapçamı, Kürtçemi konuşuyorlardı. Böyle uzunca bir zaman devam ettik ama ben başlamış ama bitirememiştim. Hormonlarım rahat durmuyordu. Kondüktör kapıyı açtı biletleri kontrol etti bizim biletlere daha önce baktığından bana ses etmeden ortama şöyle bir bakıp kapıyı kapattı. Saat gece yarısını geçmişti. Ben uyuyor gibi yapıyordum oturduğum yerde. Adamın bir tanesi yerinden kalkıp ışığı söndürdü. Perdeleri de sıkı, sıkıya örttü içerisi zifiri karanlık olmuştu. Bir müddet sonra omzuma yanımda oturan adamın omzu ara sıra dokunmaya başladı. Biliyorsun yarım kalmıştım içimdeki ateşe engel olamadım. Derin bir uykudaymış gibi adamın dokunuşlarından rahatsız olmadığımı hissettirdim. Bir süre sonra bir el yavaş hareketlerle önce bacaklarıma sonra kalçalarıma pardösümüm üzerinden dokunmaya başladı.
Dışarıdaki mangalın üzerindeki etlerin kokusu tüm ortamı sarmıştı. Annemle Işılay teyze tam karşımdaki kanepeden yapılma yatağın üzerine geçmişler. Burada oturarak sohbetlerini sürdürmüştü. Babamın sesi sohbeti böldü.
– on dakika sonra etler hazır.
Işılay teyze sonra devam ederiz diyerek ayağa kalktı. İşte anlayacağın tren gara girdiğinde adamlar hala beni sikiyorlardı ondan geç kaldım. Bu sırada üzerindeki pardösünün düğmelerini açtı. Çıkardı Işılay teyzem çırılçıplaktı sikilmekten külotunu giyemeye fırsat bulamamıştı. Annem çırılçıplak karşısında duran Işılay teyzemin çıplak vücuduna sarıldı dudağına öpücük kondurdu. İnan gerisini çok merak ediyorum dedi. Şimdi ben bahçeye bir şeyler götüreyim sende bu arada acele duş al bavullarını açmaya uğraşma yatak odasındaki dolaptan üzerine bir şeyler uydur sende gel geç kalma. Dedikten sonra mutfağa yöneldi. Banyoda sıkışıp kalmıştım. Üstüne üstük Işılay teyze doğruca buraya geliyordu. Kaçacak yerim yoktu mecburen yerimde beklemekten başka çarem kalmamıştı.Işılay teyzem aralık olan kapıyı açarak içeri girdi. Kapının arkasında put gibi nefes almadan bekliyordum. Kapıyı kapattığı an beni gördü.
– Ah canım sen burada mıydın. Demek gizlice bizi dinledin.
Kıpkırmızı olmuştum. Hiç ses çıkartamadım.
– Maşallah kız sen ne zaman büyüyüverdin bu kadar. Tam yemelik çağa gelmişsin.
Diyerek dudaklarıma yapıştı. İlk defa birisi beni böyle öpüyordu. Bende karşılık verdim çok hoşuma gitmişti. Bir keresinde Mert de dudağımdan öpmüştü ama böyle değildi. Daha çocukça bir şeydi. Sonra ellerini daha yeni patlamış memelerime götürdü. Kendi memelerini de hafifçe eğilerek benim dudak hizama getirdi. Oh tanrım ne hoş bir duyguydu bu. Babamın yaptığı gibi dil ucumla başlarını okşadım.
– Bizi beklerler duyduklarında bu da bizim sırrımız olacak tamam mı.
Başımı sallayarak doğruladım. Kapıyı açarak çıktım. Annem bahçeye inmişti. Bende bahçeye inerek aralarına katıldım.
Babamla Salih amca mangalın başında birer kadehte kendilerine rakı koymuşlar eskilerden anlatıyorlardı. Işılay teyzemde çok gecikmeden geldi. Annemin saten kırmızı geceliğini giymişti. Üzerine de Türban örtüsünü şal şekline getirerek omuzlarının üzerine atmıştı. Saat nerdeyse öğleden sonra 14.00 sıralarıydı. Annem kendisini uyararak
– Kızım burası küçük yer hiç olmazsa altına bir şey giy.
Diyerek ikaz edince haklısın der gibi yüzünde mimik belirdi. Geri döndü giriş kapısına doğru giderken. Babamla Salih amca yuvarlak daireler çizerek çalkalanan geceliğin altının sadece kalçalarının yarısını kapatabilmiş haline derin, derin bakmaktan kendilerini alamamışlardı. Bu sırada kardeşim Erkemle, küçük Efecan dal parçalarının üzerine binmişler bahçede at koşturuyorlardı. Işılay teyze altına eşofman giyerek geri geldi. Hepimiz çok acıkmıştık. Babam küçüklere beklemesinler diye ekmek arası köfte yapmış karınlarını doyurmuştu. Yemek faslı ortadaki rakının da sayesinde güneş batıncaya kadar sürdü. Bir ara yere düşen peçeteyi alayım diye masanın altına eğildiğimde, masanın altından annemin ayağını Salih amcanın bacaklarının arasında gezinmekte olduğunu gördüm. Bu kadar şey duymuştum ama bunu anneme konduramamıştım. Aralarında şakalaşıyorlardır diyerek üstünde durmadım. Artık hava kararmaya başlamıştı. Işılay teyze kendimi çok yorgun hissediyorum başımda dönüyor müsaadenizle ben biraz uzanacağım dedi. Annem ‘’bizim yatağa uzana bilirsin kapıyı da çek çocuklar rahatsız etmesin’’ dedi. Babamla Salih amca iyice sarhoş olmuş şarkılar söylüyorlardı. Annemde birkaç kadeh içmişti ama hala kendindeydi. Çocuklar koşturmaktan iyice yorgun düşmüşler. Sandalyenin üzerinde gözleri kapandı kapanacak haldeydiler. Annem ‘’Kızım yardım ette şu aslan parçalarını yerlerine yatıralım’’ dedi. Ben Efecan’ı koltuk altlarından tutum sanki rakıyı babamlar değil de Efecan içmiş gibiydi. Bir sağa bir sola yalpalaya, yalpalaya annemin arkasından götürmeye çalışıyordum. Balkonda kapıya uzak bizim yattığımız yatağa üzerlerini çıkarma uğraşı vererek yatırdık. Bahçeden boş tabakları da topladıktan sonra Annemle makineye dizdik. Annem hiç şeker katmadığı Türk kahvelerini babamlara götürürken ben ‘’Anne bugün çok terlemişim yoruldum da banyo yapıp bende yatacağım’’ dedim ‘’Sende balkona bizim yatağa yatarsın, biz biraz daha otururuz, babanları kendilerine getirecek şu ilacı içireyim önce’’ dedi. Gülüştük.. Ben banyo’ya girdim üzerimdeki her şeyi çıkartarak aynanın karşısına geçtim. Kendimi çok beğeniyordum ince sarı tüylerle kaplanmaya başlayan bikini bölgemi, benim avuçlarıma tama oturmaya başlayan göğüslerimi okşadım parmak uçlarımı dolaştırdım. Arkamı dönerek popo mu seyrettin annem hep çok güzel popo- mun olduğunu söylerdi. Kedisi’ni kini beğenmezdi. Anemin poposun dan daha şimdiden benimki büyüktü. Ama göğüslerini beğenirdi. Kendimi okşayarak orgazm olmak istiyordum ama nafile kendimi bir türlü uyaramıyordum. Kendimi duşun altına attım. Sıcak banyodan sonra odama geçtim üzerime Annemle kavgalar ederek aldırdığım onunkine benzeyen ipek geceliğimi giydim. Uzun saçlarım hala ıslaktı. Saçlarımı önce havluyla güzelce kuruladıktan sonra özenle tarayıp makineyle fönledim. Annemle babamın saçları siyahtı ama benimkiler sarıydı. Annemde, babamda saçlarımı çok severlerdi. Babam hep büyük annesine benzediğimi, onunda saçlarının benim gibi sapsarı olduğundan bahsederdi. Ben onu hiç görmedim. Balkona çıktım. Annem babamla Salih amcanın arasına oturmuş iki sarhoşu kendine getirmeye çalışıyordu. İkisi de kucaklar gibi kollarını annemin üzerine dolamış. Sırayla bir biri öpüyor sonra öbürü. Evimizin etrafı tamamen bahçeyle çevrili olduğundan dışarıdan birinin içeriyi görmesini bahçedeki sık ağaçlar önlüyordu. Ben babamların o kadarda sarhoş olmadıkları kanaatindeydim çünkü babamı çok sarhoş görmüştüm bugün sanki çocuk gibi şımarıyordu sadece. Balkondan tam olarak göremiyordum ama Salih amca alttan annemi karıştırıyordu sanki. Bu sırada bekçi amcanın uzaktan düdük sesi geldi. Annem içerde devam ederiz diyerek babamları içeri gönderdi. Ben hemen cibinliğin içine girerek yatağın üzerine kendimi attım. Salona gelmişlerdi. Seslerden babamın televizyonu açmaya çalıştığını anladım. Salih amca balkona gelmiş bizi kontrol ediyordu. Yanımdan geçerek aslan parçalarının bulunduğu yatağa vardı. Üzerleri açılmıştı. Pikeyle üzerlerini örttü. Sonra benim bulunduğum yatağa gelerek bana baktı orda olduğunu biliyordum ama göz kapaklarımı titretmeden derin uykudaymışım rolündeydim. Salih amca buna inanmış olacak ki yatağa atlarken sıyrılarak amımın birazının açılmasına neden olan geceliğimin altımdan sarı am tüylerimin birazını açıkta bırakmış kapatamamıştı. Salih amca beklide alkolünde etkisiyle elini hafifçe bacaklarımda dolaştırarak göğüslerime ulaştı.içime sutyen giymediğim için taş gibi olan memelerimi hafifçe okşadı çok kısık bir sesle ‘’Sen olmuşsun artık’’ deyip açıkta kalan sarı kıllarıma hafifçe bir öpücük kondurup pikeyi üstüme örtüp içeri girdi. Ben gittiğinden emin olduktan sonra gözlerimi açtım. Salih amcanın davranışı gururumu okşamış, çocukluktan çıkıp genç kız olduğum duygusuna bu son noktayı koymuştu. Artık ben genç kızdım. Babam televizyonun karşındaki kanepeye uzanmış olduğundan bu açıdan göremiyordum. Gözüm televizyona takıldığında çok şaşırmıştım. Babam evde Salih amca olduğu halde porno film seyrediyordu. Babamı daha öncede birkaç sefer porno film seyrederken yakalamıştım ama Salih amcayla garip gelmişti. Salih amca üzerindeki elbiseleri çıkardı sadece baksırı kalmıştı diğer kanepeye de o uzandı. Bu arada ben ilk defa porno film seyretme imkanı buluyordum. Ben babamın penisini görünce dünyadaki en büyük penis olabileceğini düşünmüştüm ama televizyonda daha devasaları kadınların köküne kadar vajinalarına girip çıkıyordu. Bu penisler bana girse ağzımdan çıkardı sanırım. Babam kalkıp ışıkları söndürdü. Salondaki ayaklı ayarlanabilir lambayı yakarak ışığı iyice kıstı. Salon loş görümüme bürünmüştü. Babamla Salih amaca baksırlarının içine elerini atmış filminde etkisiyle penislerini oynuyorlardı. Ben filme dalmıştım ki annem banyodan çıktığı halde üzerine havluyu sarınmış. Salona girdi. Salih amca ‘’Işılay geliyor mu’’ diye sorunca annem ‘’ Çok yorgun tren sarsmış melekler gibi uyuyor iştahınızı yarına saklayın bugün benle idare edeceksiniz’’ dedi. Üzerindeki havluyu salonu kaplayan uzun tüylü halının üzerine sererek çırılçıplak olduğu halde üzerine sırt üstü uzandı. Babamla Salih amca avını parçalamaya gelen aç kurtlar gibi bulundukları kanepeden sıyrılarak annemin yanına doğru hareketlenmişlerdi ki annem üzerinde yattığı havluya sarınarak ‘’ Leş gibi mangal kokuyorsunuz banyo yapmadan olmaz’’ dedi. Babamla Salih amca mecburen banyonun yolunu tutmuşlardı. Onlar gidince annem tekrar üzerine sardığı havluyu açarak televizyondaki filmi izleme başladı. Yastığımı ayakucuma doğru koyarak yavaşça pozisyon değiştirdim. Bu açıdan kendime de rahatsızlık vermeden rahatça salonun tüm ayrıntılarını görebiliyordum. Annem yattığı halde eline almış olduğu nemlendiriciyi vücuduna sürüyordu. Göğüslerine,karına bacak arasına sürdükten sonra oturur vaziyete gelip bacaklarına ve yetişe bildiği kadar sırtına yedirdi. Canım anneciğim kendini sikicileri için hazırlıyordu. İşini bitirdikten sonra elindeki nemlendiriciyi kanepenin yanına bırakıp beklemeye başladı. Salona ilk öce Salih amca girdi. Tamamen çıplaktı elindeki küçük el havlusu ile kurulanmaya çalışıyordu. Önünde babamınkinin büyüklüğündeki erkeliği sallana, sallana annemim yanına varıp dizlerinin üzerine çöktü. Kısık bir sesle ‘’ Seni ne kadar çok özledim bilemezsin’’ Salih amca anemin yanına halıya uzanarak dudaklarına yumuldu. Annemde ‘’ Ya ben ne yapayım bu dağ başında’’ diyerek karşılık verdi. Babamın göğsünde hiç kıl yoktu ama Salih amcanın göğüs kısmı göbeğinin üstüne kadar kıllıydı. Elleri annemin muhteşem göğüslerinde bir an olsun durmaksızın çalışıyor sanki onları yoğuruyordu. Annemde bir elini Salih amcanın göğsündeki kıllı bölgeye atmış okşuyordu. Anladım ki annem göğsü kıllı adamlardan hoşlanıyordu ama bana hiç çekici gelmemişti. Ben babamınki gibi tertemiz göğsü olanları tercih ederdim. Annem yavaşça dudaklarını yan yatmakta olan Salih amcanın göğsünde meme uçlarında gezdirdiği dilini kullanmak suretiyle onu sırt üstü yatırdı. Tamamen idareyi ele alarak alt taraflara doğru iniyordu. Salih amca esmer tenliydi. Ama sadece göğsünde kıl vardı karın bölgesinin başladığı yerden itibaren bacaklarına kadar tek tüy yoktu. Pazılı kolları, babamınkinden daha geniş omuzları vardı. Annemin dil darbeleri bazen kasılmasına neden olsa da ses çıkarmıyordu. Sonunda annem muazzam yere gelmiş. Roller değişmiş avını parçalayan kaplan oluvermişti. İnik olduğu halde yürürken bacaklarının sağına soluna vuran alet annemin dudaklarının arasındaydı. Annemin iştahından çok zevk aldığı belli oluyordu. Yavaş, yavaş alet annemin ağzının içinde yükseliyordu. Az önce nerdeyse köküne kadar ağzının içine doldurabilirken şimdi ancak yarısını alıp geri çekiliyordu. Salih amcanın yarağı çok biçimli sanki özenle yaratılıp oraya monte edilmiş gibiydi. Tamamen traş’lı olduğundan annemin ağzına kıl gelmiyor bu da ağzından sular akarak yalamasına neden oluyordu. Annem tadına bakmadık nokta bırakmamaya kararlıydı. Kalktıktan sonra ağzına girmeyen yarağın geri kalan bölümüne geçmiş. Taşaklarına kadar her yerin diliyle analizini yapıyordu. Salih amcanın yarağı kıvamına gelince annem geldiği yoldan aynı yavaşlıkta yukarı doğru çıkıp, Salih amcanın üzerine tamamen uzanarak dudaklarına yumuldu. Annem loş ışıkta köy ekmeğinin üzerine konulmuş taze kaşar gibiydi. Salih amca yavaşça halının üzerinde annemi çevirerek üzerine çıktı. Tekrar roller değişmişti. Süzülerek memelerine geldi sanki annemin memeleri daha büyümüş gibiydi. Salih amca yalamıyor, emiyor-somuruyordu. İşte o an annemin yerine orada olmak istemiştim. Elleri hala memeleri okşadığı halde aşağılara inmiş karın bölgesini diliyle inceledikten sonra başını hedefine sabitleyerek şapırtıyla vajinasına geçmiş annemin halının üzerinde kıvranmasına neden olmaya başlamıştı. Annem elleriyle halının tüylerine yapışmış koparmaya çalışır gibi sıkıyordu. Artık annemin dayanacak gücü kalmamış bacaklarıyla başını sıkıştırıp am’ını Salih amcadan kurtarmak istiyor gibiydi. Aneminde kıvama geldiğini anlayan Salih amca annemden daha hızlı yukarı çıkarak dudaklarına geldiğinde annemin bacakları açılmış üzerindeki kusursuz beden her şeyiyle yerini bulmuştu.Baş kısımları bana doğru dönük olduğundan tam olarak giriş çıkışı göremiyordum. Ama kalçalar yukarıdan aşağı doğru inerken zevkten suları taşan annemin amının vıcık, vıcık diyerek ses yaptığını duyabiliyordum. Daha yeni başlamışlardı ki annem şimdiden mest olmuş halde tamamen gevşemişti. Salih amca belini saran bacaklara rağmen temposunu giderek artırdı. Bu sırada anneciğim kaç kere kasıldı gevşedi sayamadım. Salih amca hızla devam ederken gözlerini annemin gözlerine dikmiş annem başını sallayarak onaylamasının ardından şılap seslerindeki volüm yükselmişken kesik, kesik bir iki hareketin ardından gevşeyerek halının üzerine tamamen yayılan annemin üzerine bayılarak kapandı. Bir süre orada hareketsiz olarak kaldıktan sonra dudaklarını tekrar birleştirdiler. Bu arada da kısık sesle gülüşüyorlardı. Annem ‘’ çok güzeldi’’ dedi Salih amca tekrar öperek karşılık verdi. Bunlar olurken babamdan ses yoktu. Sanırım oda Işılay teyzeyle ilgilenir olmalıydı. Ama dün gece Işılay teyzem tonajını fazlasıyla aldığından hiç şansı yoktu. Annemle Salih amca temizlenmek için banyoya geçtiler. Bu arada bende boş durmamış bütün bunları seyrederken ıslanmış olan amcığımdaki kaygan sıvıyı parmak uçlarımla taşıyarak annem gibi memelerime sürmüştüm. Salih amca basitçe temizlendikten sonra babamla beraber salona geri geldiler. Babam Salih amcaya ‘’ Ne yaptın Işılaya yahu kıpırdayacak hali kalmamış. Ne yaptıysam nafile kalkmadı’’ Salih amcada bir neden söyleyemedi. Bu sırada hepsi sigaralarını yakmış orgazmın arkasından tellendiriyorlardı. Annemi bu ikici defadır sigara içerken görüyordum. Demek ki sadece seviştikten sonra içiyordu. Bende o an sadece seviştikten sonra sigara içmeye karar vermiştim. Annem lafa girdi ‘’Dün gece kadın senin için kendini feda etmiş dokunmayın’’ dedi ve basitçe trendeki olaydan bahsetti. Ama inşaat işçilerinden hiç bahsetmedi. Salih amca ‘’ Vay zübükler demek beni değil karımı işe almışlar, birde bana fikirlerin hoşumuza gitti demezler mi’’ diyerek hayıflandı. Bu sohbetle beraber sigaralarda bitmişti. Annem kocasının yanına gelerek ‘’Demek bunca zamandır boşa kürek çektin sevgilim’’ diyerek sönmüş vaziyetteki penisine bir öpücük kondurdu. Babam gülümsedi ‘’Ben size demedim mi bu gece benle idare edeceksiniz diye’’ Babamın eli annemin göğüslerini okşarken Annem ‘’Kocacığım sana çok teşekkür ederim bana böyle güzel anları yaşama fırsatı verdiğin için’’ Ben Işılay la konuşurum sana bir sürpriz hazırlar’’ diyerek babamın da gönlünü almaya çalışırken okşamakta olduğu yarağı yalamaya başladı. Babamda karşılıksız bırakmayıp elinden geldiğince annemin vücudunda ellerini gezdirerek okşuyordu. Annem işini çok iyi yapıyordu. Kısa zamanda Salih amcayla aynı boydaki ama biraz ince olan yarağını ağzından kaçırınca göbeğine zınk diye vuracak hale getirdiğini görebiliyordum. Babamı sırt üstü halının uzun tüylerine yatırarak iki ayağının üzerinde çömelip vajinasına denklediği yarağın üzerine otururken, yarak yavaşça içinde kayboldu. Babamın iki elinden iki eliyle tutmuş dengesini sağlayarak defalarca oturdu kalktı yorulmuş olacak ki hala içinde olduğu halde diz kapaklarını halının üzerine koyarak çalkalamalı dans gösterisine başladı. Annemin göğüsleri bu çalkalamaya rağmen çok az salınım la ritmi yakalamıştı. Bazen kalçasını ileri geride yaparak am’ın içindeki yarağın basıncını yükseltiyordu. Salih amca yeteri kadar annemim havasını aldığından daha rahat şekilde hakimiyetini sağlamıştı. Babamla, annemin elerini tutan parmaklar birbirine kenetlenmiş haldeyken babam kollarındaki damarlar görünür hale gelecek şekilde annemin ellerini sıkıyor du. İkisin inde beyaz teni ışığı bana doğru öğle güzel tonla yansıtıyordu ki ayla, denizin ışık dansı gibiydiler. Annemi sırt üstü pozisyona alarak dudaklarıyla dudaklarına sarıldı bu sefer arkaları bana dönük olduğundan her giriş, çıkışı çok net görebiliyordum. Yuvasına giren yılan gibi babamın geniş kalçaları altında anneciğimin küçücük kalçaları kaçacak yer bulamayıp çaresizce açılan penceresinden yapılan sondalama ya teslim olmuşa benziyordu. Babamın yarağı geri gelirken yarağı sarmalamış olan am dudakları geri dönüşe yakalanıyor bir miktar gerilerek tutmaya çalışıyor ama dayanamayıp bırakmak zorunda kalıyordu. Babamın kalçaları gerilerek karın kaslarının yardımıyla dirayetinin son noktasındaki yarak baş kısmı içinde kalacak kadar geriledikten sonra ileri harekete geçtiğinde anneciğimin am dudakları yaraktan önce tersine kıvrılarak içeri giren transit yolcusunun tüm hatlarını okşuyordu. Bunu seyretmek güzeldi ama ben bu seferde annemin boşalmadan önce dudaklarının seğirmesini, gözlerinin yaşarmasını. Babamın gerilen boyun damarlarını da görmek istiyordum. Annemin bal kutusundan gelmeye başlayan ıslaklık babamın hareketiyle yarağının her tarafını kaplıyordu. Annem yine halıyı tarlada ot yolan kızlar gibi kavramış kopartırcasına asılıyordu. Babam hızlandıkça bal kutu coşmaya kazan olup taşmaya başlamıştı. Cork sesleri istem dışı odayı kaplıyorken babam son hızlı hareketinden sonra çıkarttı, eliyle sıvazlar halde annemin göğüslerine doğru fışkırmaya başladı. Hemen yan tarafına yığıldı. Annem üzerine fışkıran sıvıyı vücudunda dağıttı. Sonuna kadar hadiseyi benimle beraber seyreden Salih amca annemin biracık kendisine gelmesini bekleyip yanındaki yerini aldı. Siki eski kıvamındaydı. Annem babama dönmüş kucaklaşır gibi sarılmış öpüşüp koklaşıyorlardı. Küçücük kalçaları Salih amcaya dönük olduğu halde iken Salih amca boş durmuyor hala ıslak olan amına sikinin başını sokup çıkarıyordu. Sikini annemin am sularıyla iyice ıslatan Salih amaca küçücük kara nokta gibi görünen yerine sürtüyor hatta bastırıyordu. Annem eliyle Kanepenin altında duran nemlendiriciyi işaret etti. Salih amca nemlendirici kremi alarak boca kara deliğe döktükten sonra parmaklarıyla delik çevresine masaj yapıyordu. Babama sıkı, sıkı sarılmış olan annem az sonra tadacağı anal zevkin stresindeydi. Salih amca biraz uğraştıktan sonra yumuşatmayı başarmış. Baş parmağını nerdeyse tamamen sokup çıkarır konuma gelmişti. Parmağını çıkartınca açık kalan arka penceren içeriye bolca nemlendirici döküp bu seferde iki parmağını birleştirerek anneciğimin popo sunu kıvama getirmeye çalışıyordu.Annemin dudaklarını babam tamamen ağzının içine almış bağırmasını engellerken Salih amca yarağının üzerine de biraz krem döküp itelemeye başladı o kocaman şeyin başı daracık delikte yerini aldığında annem acıdan boşta kalan eliyle Salih amcanın popo sunu şaplaklı yordu. Biraz daha iteleyen Salih amca nerdeyse yarısına kadar girmişti. Annemin boştaki elini tutarak iteledi.kasıkları tamamen annemin kalçalarına dayanmış hale geldiğinde dudaklarını babamdan kurtaran annem öğürtü tarzında ses çıkararak sanki bayıldı. Hareketsizce duruyorlardı. Sanırım sesten dolayı ürkmüşler olacak ki balkondan ses geliyor mu diye kulak kabarttılar. Annem babamın dudaklarına tekrar sarılarak yaşam belirtisi gösterdi. Salih amca kısa hareketlerle götün içindeki yerini genişlettikten sonra daha uzun girip çıkmaya başlamıştı. Hatta bir müddet sonra annem kalça hareketleriyle karşılık vermeye bile başlamıştı. Bu sırada babam kendini ileriye sürünerek çektiğinde annem önünde başını hafif sağa bükmüş yarağı buluverdi. Eliyle kavrayarak emerken arkasına girip çıkan yarağın ritminde dansına tekrar başladı. Müzik sona ermiş dans bitmişti. Salih amca annemi kucağına alarak sikini hiç çıkartmadan sırt üstü yattı artık annem analını kendi zevkine göre idare ediyor kalkıp oturuyordu. Salih amcada boş durmuyor kalçalarının tamamını kapsayan elleriyle inip çıkarken yardımcı oluyordu bu sırada ayağa kalkan babam annemin ağzına sikini yerleştirdi. Annem emerken o da saçlarını okşuyordu. Babam tekrar dirayetli günlerine geri dönmüş annemin ağzından kaçan yarak yay gibi gerilerek babamın göbeğine doğru çarpar hale gelmişti. Annem Salih amcanın göğsüne sırtını vererek uzandı. Salih amcanın sikini kalçaları tamamen içine almış halde iken bacaklarını ayırdı am’ı tabak gibi açılarak tüm güzelliğini teşhir eder hale gelmişti. Salih amca iki eliyle annemin güzelim göğüslerini okşuyordu bir yandan da. Babam tabak gibi durarak açılmış dudaklara sikinin başını getirerek ellerinden destek alıp annemin üzerine yerleşti içine girdi. İki tane irice yarak annemin vücudunda sörf yapıyordu. Bu pozisyonda annemin sikilmekten başka yapabileceği bir şey yoktu. Komutayı babam almıştı Salih amcayla da bazen tökezlese de ritmik hareketleri yakalayabiliyorlardı. Babam yüklenince diğeri çıkıyor, babam geri çıkartırken diğeri bastırarak giriyordu herhalde annemin içinde dışarı çıkmadık sıvı dokunulmadık duvarı kalmamıştır. Altta Salih amca zorlanmaya başlamıştı. Babam annemin elinden tutarak kaldırdı. Kalkarken anal yoldan çıkan yarak fılop diye bir ses çıkardı. Salih amcada ayağa kalkmıştı. Annemi kendine çevirerek dudağına bir öpücük kondurdu. Kalçalarından tutarak havaya kaldırdı, annemde boynundan sarılmış bacaklarını beline kenetlemişti. Salih amca bir elini kullanarak denkledi ve yine annemin vajinasının içindeydi. Babamda sikinin başını hafifçe nemlendiriciyle yağladıktan sonra hafifçe dizlerini kırarak boşta kalan arka deliğine yerleşti. Salih amca iki eliyle kalçalarından babamda belinden tutmuş annemi kaldırıp indirmeye başladılar. Yarakların ikisi birden aynı zamanda girip çıkıyordu. Annem aralarında salıncakta oturur gibi kalmış bir elini Salih amcaya diğerini de babamın baba’mın omzuna atmış top misali kucaktan kucağa geziyordu. Annem bu performansın etkisiyle iki erkeğin arasında oldukça terlemiş pamuk gibi olmuştu. Annem zevklerin doruklarına çıkarken kendisini kucaklayan hangi erkeği öpeceğini şaşırıyor daha rahat durumdaki Salih amcaya her orgazmında dudaklarını kenetliyor bitene kadar somuruyordu. Babam Salih amcaya gelemeye yakın olduğunu işaret etti Salih amcamda onayladı annemi artık öylesine hızlı indirip kaldırıyorlardı ki annemin saçları ahenkle dans ediyordu. Hızdan son saniyeler olduğu anlaşılıyordu. Annemin deliklerinden yaraklarını çıkartıp halıya dizlerinin üzerinde bıraktılar. Elleriyle mastürbasyon yaparak büyük bir heyecanla beklemekte olan annemin memelerine, yüzüne fışkırdılar. Nihayet sona ermişti. Annem bulunduğu yere sağ kalçasının üzerine devrildi. Kesik, kesik nefes alıyordu bu sefer vücudunda bolca bulunan menileri göğüslerine sıvazlayarak yavaş, yavaş yedirdi. Kim bilir beklide muhteşem göğüslerinin sırrı budur. Herkes çok yorulmuştu. Bir süre dinlendiler. Yattıkları halının üzerinde annem ortada olmak suretiyle tekrar bir araya geldiler. Hepsi çok zevk almıştı. Bu güzel dakikaları yaşama olanağı sağladığı için birbirlerine teşekkür edip duruyorlardı. Arada gülüşüyor şakalaşıyor olayın son hazlarını yaşıyorlardı. İşin aslı sanki en çok ben yorulmuştum belimi kaldıracak dermanım kalmamıştı annem kadar olmadıysa da bende defalarca orgazmı yaşamıştım. Nerden bilebilirlerdi kendileri bu mutluluğu yaşarken küçük kızlarını da mutlu ettiklerini ama aralarında olmak isterdim özellikle halının üstünde öylece yatıp işin en zevkli halini yaşarlarken. Biran evvel yastığı diğer tarafa koyup yönümü değiştirmem lazımdı yoksa bir çuval inciri berbat edebilirdim. Son bir gayretle yastığı yavaşça diğer uca bıraktım tam bu sırada elimin üstüne dayanarak diğer tarafa geçecektim. Elim kaygan ıslaklığa denk geldi yokladım çarşafa kadar am sularım işlemişti. Herhalde yanlış söyledim anneciğim en az bende senin kadar bal kutumdan sıvı salgıladım. Bitmiştim dökülüyordum rüya görecek bile halim yoktu gözlerim kendiliğinden kapandı.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Resmen Yarak Hastası Oldum! (4)

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

Resmen Yarak Hastası Oldum! (4)
Hamit abiyle iki kere sikişmiştim ve buna ben önayak olmuştum. Muhtemelen hakkımda hiç de iyi şeyler düşünmüyor, beni işini görecek bir orospu gibi kullanıyordu. En azından iki seferde de siktikten sonraki tavırları bunu gösteriyordu. Aslında bu hoşuma gidiyordu, ama sade seks esnasında. Sevişirken istediği gibi aşağılamalı, bana acı vermeliydi, bu beni azdırıyordu, ama normal zamanlarda bana değer vermeli, sevecen olmalıydı. Ben bunu hayal etmiştim, ama o hiç öyle değildi. Uygun bir zamanda onunla konuşacaktım, bu işin aramızda kalmasını ve benimle ilgilenmesini isteyecektim…

Sabah kahvaltılık almak için bakkala gittiğimde, o da bakkaldaydı. İşte fırsat diye düşündüm, hem ona kahvaltı hazırlar, biraz yumuşatır, hem de istediklerimi konuşurdum. Bakkaldan çıkarken, “Hamit abi, dolabın kapağı monte edilecek, işin yoksa ben çıkmadan bir bakabilir misin?” diyerek eve davet ettim. “Tamam, gelmeye çalışırım.” dedi. Ben kahvaltıyı hazırladım beklemeye başladım. Çok geçmeden kapıya vurdu. Gittim açtım. İçeri girince ise, “Her zaman çağırıp durma, benim başımı belaya sokacaksın!” diye çıkıştı. Ona, “Seninle konuşmam lazım…” dedim. Ben bunu der demez, “Lan orospu, önüne gelenle sikişip sikişip, benim başıma mı kalacaksın? Saf mı buldun beni? Demek ki o yüzden yalvarıyordun bana kendini siktirmek için. Belanı sikerim senin!” deyip kapıyı çarparak çıktı gitti.

Donup kalmıştım. Beni hamile zannedip telaşa kapılmış ve sayıp sövüp gitmişti. Onun bu hareketi, ne mal olduğunu ve ona güvenemeyeceğimi göstermişti bana. Kahvaltı masasında uzun uzun düşündüm. Bu adam kendini kurtarmak için bir sürü şey yapabilirdi. Millete benimle ilgili dedikodu yayabilir, karısına olası bir duruma karşı (Ben söylemiştim böyle olduğunu!) demek için olayları kendi istediği gibi anlatayım derken her şeyi berbat edebilirdi. Hem onu susturmak için, hem de eğer birisi öğrenirse diye, daha kimse birşey bilmiyorken bu muhitten uzaklaşmaya karar verdim.

Ev sahibimi arayıp, işyerimden başka şubeye görevlendirildiğimi mazeret göstererek evi boşaltacağımı söyledim. Şimdi sıra ev bulmaktaydı. Ama geçenlerde yaptığım araştırmalara göre ev bulmak öyle kolay olmayacaktı. Yine de biran önce çıkmak istiyordum bu evden. Otel olmazdı, geçici olarak bir pansiyonda mı kalsam diye düşünüp, internetten bulduğum pansiyonları aramaya başladım. Aradıklarım ise ya doluydu, yada fiyatları çok yüksekti. Ama illaki uygun bir pansiyon bulacaktım.

Bu arada erkek arkadaşım Eyüp aradı, “Napıyorsun?” diye. Onu da uzun zamandır ihmal etmiştim, ayrıca aldatmıştım da. Gönlünü almam lazımdı. Biraz muhabbet ettik, ertesi günü buluşmak üzere anlaştık. Eyüp üç arkadaşıyla beraber bir evde kalıyor, hepsiyle tanışıyorum ve muhabbetimiz var. Ogün işe gittim ve o gün öyle geçti. Eve gelince ertesi gün için hazırlanmaya başladım. Amım temizdi, ama yine tıraş ettim, banyoya girip güzelce yıkandım. Yarın Eyüp’ü memnun etmem ve kendimce vicdanımı rahatlatmam lazımdı. Tek parça bir elbise giyecektim, dizimin üstünde bitiyordu. İçime tanga külot ve ince bir sutyen hazırladım. Üstüme parkamı alacaktım zaten. O gece çıplak yattım, iç çamaşırım kokmasın diye.

Sabah kalkınca da güzelce saçlarımı yapıp, parfümümü sıkarak giyindim ve evden çıktım. Bir AVM’de buluşacaktık, ben vardığımda Eyüp gelmişti bile. Vardım sarıldım ve öpücük kondurdum. Bir yerde kahvaltı yaptık, biraz muhabbet ettik. Ben çok neşeli idim, onu mutlu etmek istiyordum. Sinemaya gitmeyi teklif etti, belli ki içerde öpüşür koklaşırız diye düşünüyordu. Kırmadım kabul ettim. Arkalardan bir yer alıp girdik sinemaya…

Biraz sonra elimi tuttu, ben de ona dönüp bir öpücük kondurdum ve öpüşmeye başladık. Eyüp tedirgindi, biri bizi izliyor mu diye etrafı kolaçan ediyordu arada bir. Bense birilerinin bunu bilmesinin tahrik ediciliği ile umursamaz bir şekilde davranıyordum. Eyüp sadece öpüşüyor, daha ileri gitmiyordu, onu cesaretlendirmek için elimi sikine attım. Bir an duraksadı, ama ben devam ettim. O da bana uydu ve elini göğüslerime attı, elbisemin üstünden memelerimi mıncıklıyordu…

Ben tam fermuarını açacaktım ki, film araya girdi. Işıklar açılınca, ne oluyor sana der gibi baktı bana, ben de muzipçe göz kırptım. Amacım onu azdırıp, akşam güzelce sevişip, kendimi siktirmek ve onu mutlu etmekti. Bu sayede, her ne kadar o bilmese de, onu aldatmış olmamdan dolayı vicdanımı rahatlatacaktım…

Ara biter bitmez hemen kaldığım yerden devam ettim ve fermuarını açıp elimi içeri soktum. Bir taraftan Eyüp de bacaklarımı okşuyordu. Ben boxerini de aralayıp sikini elime aldım. Siki kazık gibi olmuştu, sikini sıvazlamaya başladım. O da bana karşılık vermek için elini iyice yukarıya bacak arama getirmeye çalışıyor, ama elbisemin etek kısmı zorluk çıkarıyordu. Ben otobüste yaşadıklarımın etkisiyle daha cüretkardım. Hafif ayağa kalktım ve Eyüp’ün işini kolaylaştırmak için eteğimi belime kadar sıyırdım (otobüste bana yaptıkları gibi) ve tekrar oturdum. Eyüp şaşırdı, benden beklemiyordu bunu. Bense hiç oralı değilmiş gibi dudaklarına yapıştım. O da elini bacak arama attı. Az önce elbisemin eteği yüzünden bacaklarımı zor ellerken, şimdi istediği gibi hareket edebiliyor, tangamın üzerinden amımı okşayabiliyordu…

Bir ara Eyüp birden toparlanır gibi oldu. “Ne oldu?” diye sorduğumda, “Görevlinin biri arada gelip bizi gözlüyor!” dedi. Ben de, “Boş ver, karanlıkta ne görecek ki!” deyip geçiştirdim, tam zevklenmişken yarıda bırakamazdım. Elleşmeye devam ettik. Ama izlendiğimizi duyduğumdan beri bende daha ileri gitme isteği oluşmuştu. Bizi izleyen görevliyi olabildiğince tahrik etmek istiyordum…

Eyüp’ün önüne eğildim ve dışarı çıkardığım sikini emmeye başladım. Eyüp’ün tanıdığı Elif kesinlikle bunları yapmazdı, ama ben kısa sürede çok mesafe kat etmiştim. Eyüp şaşkın şaşkın beni takip ediyor ve bana ayak uydurmaya çalışıyordu. Önceden ben kendimi geri çekerken, şimdi erkek olarak o bana yetişemiyordu. Afallamıştı çocuk. Ben Eyüp’e sakso çekerken, o da elbisemin boynundan elini sokmuş sırtımı okşuyordu…

Ben eğilir durumda olduğumdan, görevli ne kadarını görebiliyordu bilmiyordum, ama görmese bile, mutlaka ne yaptığımın farkındaydı. Daha da ileri gitmeyi kafama koymuştum. Elbisemin eteği belimdeyken doğruldum ve ayağa kalktım. Görevli artık götümü görmüş olmalıydı. Kendi koltuğuma değil de Eyüp’ün kucağına oturdum. Tangamı kenara çekerek sikini içime aldım. Ve ön koltuğa eğilerek kucağında zıplamaya başladım. Eyüp de kendini kaptırmış, arkamdan memelerimi avuçlayıp beni kendine çekiyordu….

İkimiz aynı anda boşaldık. Ben yerime geçtim ve üstümü düzelttim, en son yine Eyüp’ün yanağına bir öpücük kondurdum. Film bitince lavaboya koşup üstümü başımı kontrol ettim, tangam sırılsıklam olmuştu, çıkarıp çantama koydum. Amımı, bacaklarımı güzelce silip çıktım.

Sinemadan sonra AVM’de biraz dolaştık ve Eyüp’e evden çıkma fikrimi anlattım. “Mahallede birkaç sapık var, akşam vakti başıma birşey gelir diye korkuyorum…” diye birkaç sebep saydım. Ama Eyüp, “Ev bulana kadar idare et, istersen seni eve ben getirip götüreyim?” dedi. O an aklıma bir fikir geldi, “Ev bulana kadar sizde idare edebilir miyim?” dedim. Eyüp bu isteğime şaşırmıştı. Ben de, “İstemiyor musun beni?” dedim. “Yok da, arkadaşlar ne der bilmiyorum…” dedi. Ben de, “Merak etme, kiraya ve mutfak masraflarına ortak olurum, yemek falan da yaparım. Hem birbirimize yakın oluruz!” deyip bir öpücük kondurdum ve göz kırptım. Sanırım sonuncu sebep etkili oldu, “Konuşayım arkadaşlarla…” dedi. Orda ayrıldık.

Eyüp gittikten sonra su almak için AVM’nin market bölümüne gittim. Suyu öderken telefonumum olmadığını fark ettim. Kesin sinemada kaybettim. Yeni seans başlamadan bakayım diye koşarak sinemaya gittim. Gişedeki adama durumu anlattım. Adam, “Filme beleşe girmeye çalışmadığını nerden bileyim?” diye ters ters konuştu. Biraz uğraştırdı, ama onunda saldı beni içeri. Salonun kapısına yaklaştığımda, içerden konuşmalar duydum. Bizden bahsediyorlardı. “Aha şurada oturuyorlardı, kız ne azgınmış, hiçbir şeyi umursamadan siktirdi kendini orospu!” dedi birisi. Ötekisi de, “Bir bize denk gelmez böylesi amına koyum!” dedi.

İçeri girip girmemekte kararsız kaldım. Ama onların bana orospu bakışlarını görmek istiyordum. Yine amımla düşünmeye başlamıştım. Girdim içeri. Beni görünce birbirleriyle bakıştılar. Ben, “Affedersiniz, telefonumu kaybettim, ona bakacaktım…” dedim. Biri, “Düşürmüş olabilirsiniz, kendinizi filme çok kaptırmıştınız! Buyrun, bakın!” dedi. Ne diyeceğimi bilemedim, sesimi çıkarmadan oturduğumuz yere doğru yürüdüm. Aramama yardım etmek amacıyla biri arkamdan gelirken, diğeri de öbür taraftan yürüdü. Nerdeyse aynı anda oturduğumuz yere vardık.

Koltuğun üstünde yoktu. Altına bakmak için eğildiğimde, arkamdaki götümü avuçladı, ben birden irkildim. Tam doğruluyordum ki, önümdeki başımdan bastırdı. Arkamdaki de, “O oğlan seni doyuramaz yavrum, bak biz şimdi seni nasıl doyuracağız!” deyip elini elbisemin altına soktu. Altımda birşey olmadığını fark edince, “Ooo, orospu zaten hazırlanmış gelmiş!” diyerek elbisemi belime kadar sıyırdı. Kabak gibi ortaya çıkmış olan götümü birkaç kez tokatlayıp, sikini pantolonundan çıkardı. Arkadaşı ise, “Önce ben gireyim, senden sonra birşeye benzemez!” diye çıkıştı. Arkamdaki de, “Tamam lan!” deyip önüme geldi ve sikini ağzıma verdi, o zaman diğerinin ne demek istediğini anladım. Siki çok kalındı, ağzımı zorluyordu, ama bu onun umurunda bile değildi, ağzımdan sikmeye başlamıştı bile. Diğeri de vakit kaybetmeden arkama geçip, sikini amıma sokmuş ve gidip gelmeye başlamıştı. Onun siki de ufak değildi, ama ben diğerini nasıl alacağımı düşünüyordum…

Ne kadar zaman geçti hatırlamıyorum, arkamdaki hızlandı, boşalacaktı galiba. Önümdeki uyardı, “İçine boşalıp batırma, daha ben sikeceğim!” diye. O da elbisemi iyice yukarı sıyırıp belime akıttı döllerini. Hemen diğeri arkama geçti, arkadaşını da kapıya yolladı etrafı kolaçan etsin diye. Sikini amıma dayadı, birden yüklendi. Sırılsıklam olan amımın sularıyla kol gibi yarak taşaklarına kadar amımı yara yara girdi. Ben tabii bastım çığlığı, o ne acıydı öyle, kızlığım bozulduğunda duymadım ben öyle acı. Hemen eliyle ağzımı kapadı. Kapıdaki arkadaşı da gülerek, “Bilmiyon mu bağıracağını, niye kapatmıyorsun ağzını!” dedi. Arkamdaki ise bağırmamam için uyarıp, elini ağzımdan çekti. Ben kısık kısık yalvarıyordum, “Çıkar, çıkar, öleceğim şimdi, nolur çıkar!” diye. Ama belimden öyle kavramış ki, hareket edemiyordum. O da hareket etmeden içimde bekliyordu acım dinsin diye…

Bir müddet sonra, ileri geri yapmadan içimde sikiyle daireler çizmeye başladı, sanki iyice yerleşmek için genişletmeye çalışır gibi. Sonra da ileri geri gidip gelmeye başladı, ama çok yavaş hareket ediyordu. Beni alıştırmaya çalışıyordu, bu bile beni ona karşı minnet duymama sebep olmuştu, beni düşünüyor diye. Çok karmaşık bir ruh halim vardı. Hiç tanımadığım bir adam beni arkadaşıyla beraber bir sinemanın ortasında sikiyordu ve ben adama karşı minnet duyguları besliyordum…

Duyduğum acıya zevk de karışmaya başlayınca, ben de kalçamı oynatmaya ve inlemeye başlamıştım. Arkamdaki, “Kıvama geldin orospu, bu yarrağı tattın ya artık başka sikler seni kesmeyecek, kendi ayaklarınla bana kendini siktirmeye geleceksin, benim orospum oldun artık!” diyerek gidip gelmeye başladı. Ben de, “Sik beni, orospun yap, geçir orospuna köküne kadar, kökle erkeğim!” diye cevap verdim. Sonradan düşünüyorum da, normalde ben bunları imkanı yok söyleyemem, artık nasıl bir zevke gelmişsem. Ama inanın, içimi tamamen dolduruyordu siki…

Zevkten kendimden geçiyordum, boşalmaya başladım, ayaklarım zangır zangır titriyordu. “Ayakta duracak halim kalmadı!” dedim ve ön taraftaki koltukların üstüne doğru eğildim. Götüm yukarıda kabak gibi ortadaydı, sırtıma doğru sıyrılmış elbisem de ta boynuma kadar sıyrıldı indi. Adam sikini tekrar geçirdi amıma ve “Sen de ne orospuymuşsun be yavrum, seni sikmeye doyulur mu!” diyerek pompalamaya başladı. Adam boşalmak bilmiyordu, ben ise yorgunluktan bitmiştim. En sonunda kapıdaki arkadaşı, “Elini çabuk tut!” diye uyarınca, beni siken, “Geliyorum yavrum!” dedi ve içime boşalmaya başladı. Ama ne boşalma, amımın kenarlarından dölleri taşıyordu…

Adam sikini amımdan çıkarıp, toparlandı. Hiç yerimden kıpırdayacak halim yoktu, burada böylece kalıp uyuyabilirdim. “Hadisene orospu!” deyip götüme bir şaplak attı. Ben de doğruldum. Elbisemi aşağı indirdim, saçımı başımı düzelttim. Ama yürüyecek halim yoktu. Kolumdan tutarak beni kapıya kadar yürüttü. Kapıda götümü avuçlayıp, “Canın yarak isterse yine bekleriz!” dedi. Tam çıkıyordum ki aklıma geldi, “Telefonum!” dedim. Kahkahayı bastılar, bir tanesi gidip telefonumu buldu ve getirdi…

Oradan çıktım, taksiye atladığım gibi doğruca eve vardım. Duş almaya bile halim yoktu, direkt yatağıma pelte gibi uzandım…

[Elif]

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Karimla Hayalimiz en yakin arkadaslarimizla gercek

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

Karimla Hayalimiz en yakin arkadaslarimizla gercek
Selam arkadaslar ben 35 karim 33 ikimizde ogretmeniz anlatacagim hikaye benim uzun zamandir hayallerimi susleyen evli bir ciftle gurup ve eşimi tost etme isteyi idi ve en yakin arkadasimin sayesinde gerceklestirdik .
Ben ve ailecek gorustugumuz arkadasim ve esi ayni okulda öğretmenlik yapiyoruz esimde baska bir okulda ogretmen aramiz cok iyi ve butun sirlarimizi arkadasimla paylasiriz .
Bizim karimla sex hayatimiz gayet guzel ve bol fantazili gecer ozel gunlerde dogum gunu evlilik yil donumugibi gunlerde anal sexde olur benimve karimin encok yaptigi fantazide gurup ve onu iki yarak ayni anda sikmesiydi bizde her kecen yil istek ve arzuya donustu ama cesaret edemiyorduk ve cevreden korkuyorduk .
Ayni okulda gordv yaptigim arkadasim ve eşi onlarda 33 yaslarinda gayet sex si ve cilgin bir ciftler birgun arkadasimla sohbet sirasinda konu tiwitter daki +18 hesaplara ordaki ciftlerin porno sayfalarin paylasimlarina geldi biraz baktik onun adresinde bende benim hayalimde tam bunlargibi sex var gurup falan dedim arkadasim sasirdi bizde de ayni istek var ama korkuda var dedi bak sana ne gostercem dedi ve sayfasindaki resimleri acti eşiyle iliski sirasinda ciplak resimleri paylasmislar alttaki yorumlar beni takrik ediyor nasil beyendinmi dedi ben hayranlikla resimlere bakiyor hele bir kactanesi var analdan hepsini almis ti .Analda varmi dedim evet yapiuoruz herseferinde dedi o gunden sonra yanliz kaldigimizda konu hep sex hayatimiza ve onlarin ciplak resimleriyle ilgili oluyordu bende esimi gizli cekip ona gosteriyordum fantazi yapiyorduk birgun gurup yapalimmi dedi ben dunden raziyim ama eşimi ikna sorun olabilir dedim .O da benim esim yardimci olur ikna konusunda dedi o sirada eşi de yanimiza geldi nevar ne yok falan filan anlattik ona zaten onlarda aralarinda konusmuslar ayarlamislar herseyi bende super olur falan dedim anlastik o gun dees bitimi beni evlerine davet ettiler detayli konusuruz dediler bende ok dedim .
Evlerine ciktik biz balkona iki bira alip sex hakkinda sohbet ederken yarim saat falan gecti icerden eşi bir dakika gele bilirmisiniz diye seslendi iceri gectigimizde uzerinde tanga ve sutyen le yataga uzanmis bizi bekliyor du hadi sikicilerim sikin beni diye kendini oksuyor bizi azdiriyordu arkadasim hadi ortak ilk benim karida baslayalim dedi hizlica soyunduk ben ilk opusmeye sonra göguslerini yalamaya basladim sonra tanganin ipini kenara cekip amcugunu yalayip emmeye basladim o sirada arkadasim sikini karisinin agzina vermis sakso cektiriyordu ben fazla dayanamadim dogrulup sikimi amcuguna yavasca soktum cok sulu ve sicacik ti ben iki bacaklarini omzuma aldim sert sert pompaya basladim kedigibi inliyordu altimda arkadasimda sikini oksayarak bizi izliyordu .
Sonra domalttim ben agzina arkadasim arkadan amcuguna pompaya basladi bir kac dakika böyle devam ettik arkadasim nerde olmak istersin tostda dedi bende anal olsa iyi olur dedim ve ilk yataga arkadasim sonra karisi sikinin uzerine oturdu biraz zipladi falan karisinin kalcasini iki yana ayirarak hadi gel sira sende dedi ben sikimi ve anal bölgeyi kiremledim parmagimla oynadim yavas yavas sikimi soktum birbirimizin sikini hissede biliyorduk tasaklarimiz birbirine deyiyor 30 saniye oyle kaldik karisi ohhhhhhhhhhh iste bu cok güzelmiş askim diye inliyor yavas yavas ileri geri yapiyor alistiriyordu bizde pompaya basladik o sirada 3muzde ayni anda bosaldik birer sigara yaktik.Pilan yapmaya basladik karimi ikna icin .
Ben ogunden sonra sex sirasinda hep arkadasimin ve karisini hayal ediyor onlarla yapiyormusgibi hayal edip sex yapiyor eşim itiraz etmiyordu hic hafta sonuydu biz arkadasimla disarda takildik hanimlar evde beraber olacaklardi .Arkadasimin karisi ikna icin calismalara basliyacakti karima biz gurup istiyoruz ama guven konusu cok onemli falan demis karimda benim sapikta ayni fantaziler yapiyor ama ilerisi olmadi hic demis ve o sirada karima ciplak resimlerini gostermis ve yorumlari okutmus baska gurup pornolara bakmislar öpusme sevisme olmus ikisi arasinda o sirada sizi hayal ediyoruz istiyoruz demis karimda gulerek bizde sizin isminizi sayikliyoruz sex sirasinda ama kocalarimiz nasil bakar bu konuya sence diye sormus oda ikiside ister bence demis ogun öyle gecmis .Arkadasimin karisi bize tel acti olanlari anlatti ikna oldugibi dedi ben ogun eve geldim hic birseyden haberim yok gibi bugun neyaptigini falan sordum oda arkadasimin karisinin bizde oldugunu oturup sohbet ettiklerini soyledi biraz sohbet ettik sevismeye basladik ben karimin amcugunu ve anal bölgesini yalamaya basladim gayet azmis vaziyetti kalcasini ayiriyor am dudaklarini ayiriyor ohhhh eveeet hadi sik askim sok icime diye beni azdiriyor du bende domalttip amcuguna pompaya basladim başparmagimlada got deligini oynuyor sokup cikartiyordum hadi askim bugun kimle sikiyorsun beni dedi fantazi yapmaya basladi bende arkadasimla karisini soyledim simdi seni tost yapcaz askim dedim ohhhh hadi ozaman dedi ben amcugundan cikardim gdeligine dayadim aslinda yaptirmazdi senede iki uc kez anca yapardik anal ben yavas yavas bastirdim hepsini aldi simdi seni gotten siken arkadasim canim nasil guzelmi siki dedim ohhh cok guzel askim sende onun karisini sik hadi dedi ben yavas yavas git fellere basladim artik alismis gotu kivama gelmiş ti ben hizlandim oda eliyle amcugunu oksuyor ikimizde ayni anda bosaldik yataga uzandik superdin askim harikaydin arkadan dedim oda sana vermedim arkadasindi o yuzden dedi off gerçektede yapsak ya dedim gulduk falan imkansiz diye bisey yoktur dedi ogunu oyle bitirdik bir hafta sonrasina hafta sonuna arkadasim bizi davet etti gittik yemek sohbet falan konuyu twitter den actik ordaki paylasimlarsan falan arkadasim aslina bakarsan her ciftin bir fantazisi vardir paylasmak ister yada baska seyler dedi bende olmazmi gecen sen bizim evdeydin neler yaptin neler dedim fantazide karimin yuzu kizardi elindeki bardagi bana atargibi yapti arkadasimda ne olmus neyapmissim dedi o sirada fantaziye kalirsa siz herseferinde bizlimlesiniz dedi .
Bende o sevindim buna hersey karsilikliymis dedim bizde sizi dusunuyoruz sex sirasinda dedim arkadasimla karisi opusmeye basladi bizde karimla onlari izliyor duk arkadasim sikini cikartti karisina sakso cektiriyor bir yandanda uzerindekileri cikartiyordu bende karimin tepkisini merak ediyor bir karima bir onlara bakiyordum karim gozunu onlardan alamiyor dikkatlice izliyordu bende karimi opmeye oksamaya basladim oda havaya girmis ti uzerindekileri cikarttim koltukta oturuyordu biraz one cekip amcugunu yaliyordum oda sacami oksuyor gozlerinide onlardan alamiyordu arkadasim karisini kucagina oturtmus biryandanda kalcalarini ayiriyor bize gösteriyor du bende karimi domalttim onlara dogru pompalamaya basladim bir iki dakika gecti bizim yanimiza geldiler ben karimin arkasindan cekildim arkadasimin karisina gectim oda karimin amina kokledi oyle bir inliyor ve zevk aliyorduki goz goze geldigimizde kendinden gecmisti bende arkadasimin karisini sikmeye basladim seri sekilde cikan sesler daha cok motive ediyor azdiriyordu bizi sonra karimi kucagina aldi arkadasim kendine dogru cekti kalcalarini ayirdi bende arkasina gectim sikimi birden kokledim yavasss diye aci icinde ciglik atti ama kacacak yeri yoktu biraz bekledikten sonra onlu arkali pompaya basladik baslarda aciyor yavas desede sonradan evet cok guzelllll ohhhhhh demeye basladi karimi orgazm yaptiktan sonra arkadasimin karisini tost yaptik karim bitkin ve zevkten dört köşe bir vaziyette bizi izlerken hepimiz bosaldik birer sigara yaktik herkez memnun halinden o gece sabah 5 kadar sex yaptik o gunden sonrada bir hafta bizde bir hafta onlarda 4 lu yapiyoruz

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Emre İlk Erkeğimdi

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Emre İlk Erkeğimdi
Sizlere yıllar önce ilk kez pasif olduğum ilişkimi anlatmak istiyorum. O zamanlar çok toy, daha cinselliği yeni keşfettiğim zamanlardı. O dönemde cinselliği porno dergilerden ve arkadaşlarımızdan öğreniyorduk. Emre isminde bir arkadaşım vardı. Emrelerde bir gün oturuyorduk. Annesi gezmeye gidince biz hemen muhabbeti seks muhabbetine çevirdik. Hala nasıl oldu hatırlamıyorum muhabbetin o boyuta nasıl geldiğini ama birbirimize önce aletlerimizi göstermeye karar verdik. Sırayla aletleri gösterdik. Sonra iş dokunmaya geldi. Sırayla dokunacaktık birbirimizin aletine ve onu da yapınca sürtünelim birbirimize dedi Emre ve önce bana izin verdi kendisine sürtünmem için. Anlaşmamız birbirimize sürtünmekti ve asla kimse içine girmeye yönelik hamle yapmayacaktı. Ben Emre’nin arkasına geçtim ve başladım sürtünmeye ama inanın 3 dakika, 5 dakika… sürtündükçe sürtündüm ama benimki bir türlü sertleşmedi. Kıpkırmızı oldum. Sıra Emre’ye gelmişti. Ben yatakta yüz üstü uzandım ve içimde müthiş bir korku ve heyecanla Emre’nin üzerime uzanmasını beklemeye başlamıştım. Hala bunları yazarken bile içim titriyor. Emre yavaşça üzerime uzandı ve aletini kalçalarımın arasına doğru yatırarak ağırlığını vücuduma bıraktı. Emre’nin aleti taş gibi olmuş ve ateş gibiydi. Emre sürtünmeye ve omuzlarımı öpmeye başladı. İnanılmaz bir haz alıyordum ancak serde erkeklik olduğundan öpmemesini söyledim. Emre gülümseyerek anlaşmada girmeye çalışmak yok dedik ama öpmek yok demedik, sen de öpseydin hem vücudun o kadar beyaz, o kadar pürüzsüz ki bizim kızlara taş çıkartır bir vücudun var dedi. Bırak izin ver öpeyim dedi. Az önce erekte olamamanın verdiği eziklikle de birlikte sesimi çıkartmadım. Boynumu omuzlarımı öpüyor bir taraftan da bizim arkadaş grubunda Nazlı adında çok güzel ve bir o kadar havalı bir kız vardı. “Sana Nazlı desem hoşuna gider mi?” dedi. Ses çıkarmadım. Bir süre daha Nazlım, çok güzelsin, harikasın, kalçaların çok güzel falan diyerek sürtünmeye devam etti. Bu sırada bizi korkudan öldürmek üzere programlanmış olsa gerek mahallenin küçük çocukları zili çaldı. Hayatımda hiç bu kadar hızlı giyindiğimi hatırlamıyorum. Kapıdakilerin kim olduğunu anladığımızda her şey değişmişti. Emre çocukları gönderip hadi devam edelim dese de ben kabul etmedim ve bu olanları bir daha ne konuşalım ne de bir daha tekrarlayalım. Ve kimseye bahsetmek yok diye söz alıp evden ayrıldım. Haftalarca Emre’den uzak durdum. Epey sonra Emre ile yine muhabbetlerimiz sıklaşmış ve Emre bu sürede olanların hiç lafını etmemişti. Dedim ya o dönemler porno dergilerin revaçta olduğu zamanlar, bizimkilerin evde olmadığı bir gün dışarıda dolaşırken hadi size gidelim de bana bahsettiğin dergileri göster dedi. Olur dedim, gittik bizim eve. Hemen dergileri kaptım, getirip dizdim önüne. Emre bir taraftan dergileri bir bir karıştırıyor, bir taraftan da eliyle aletini pantolonunun üzerinden sıvazlıyor ve dergilerdeki resimlere yorumlar yapıyordu. “Ufff hatuna bak, adam nasıl da köklemiş, hatun nasıl kıvranıyor, bu hatun burada olacaktı şimdi…” gibisinden yorumlar getiriyordu. Nasıl çıktı ağzımdan bilmem ben de “Adamdaki alete baksana kocaman, hatunu kıvrandırır tabii ki” diyiverdim. Bu cümlem şimdi anlıyorum ki Emre’ye cesaret verdi ve benim bu noktaya gelmemdeki kritik dönemeci oluşturdu. Bu cümlemin ardından Emre bana döndü ve dedi ki “Burada bu hatunu veya bir başkasını bulmamız imkansız, gel seninle bir oyun oynayalım” dedi. “Ne oyunu?” diye sordum. Masanın üzerindeki iskambil destesini alıp “Gel kağıt çekelim küçük çeken üzerinden bir kıyafet çıkarsın, oyun sonunda giyinik kalan çırılçıplak kalanı becerme hakkı kazansın sonra da sıra diğerine geçsin. Var mısın? diye sordu. Emre bu cümleleri daha kurarken bile beni müthiş bir heyecan sarmıştı. Ateşe kesmiştim ama aklımdan bin tane şey geçiyor, korkuyordum. “Korkma, biliyorsun her şey aramızda kalacak; yoksa geçen seferki gibi kalkmayacağından mı çekiniyorsun” diye devam etti. Bir anda kağıdı elinden alıp karıştırdım ve yere yayarak bir kağıt çektim. Gülümsedi ve “Caymak yok” diyerek bana söz verdirdi, ardından bir kağıt da o çekti ve peşi sıra devam ettik. Ben her kağıt çekişte giderek soyunuyordum Emre’nin ise her kağıt çekişimizde yüzündeki gülümseme giderek artıyordu. Sonunda çırılçıplak kaldım. Yüzüm alev alev olmuştu.
Kanepeye yüz üstü uzandım ve Emre’nin soyunarak üzerime gelmesini beklemeye başladım. Emre ise sanki bir tören havasında ağır ağır soyundu ve benden krem bulmamı istedi. Odadaki kremin yerini söyledim ve kendime bu durumdan kurtulmam gerektiğini söylemeye başladım. Ancak bir yandan da içimdeki o müthiş heyecan hoşuma gidiyordu. Ben bunları düşünürken Emre yatağa geldi. “Korkma, seni acıtmayacağım, alıştırmak için yavaş yavaş gireceğim” dedi ve deliğimi iyice kremlemeye başladı. Bir miktarda aletine sürüp başını deliğime dayadı. Yavaş yavaş yüklenmeye başladı ama o hali bile beni acıdan kıvrandırmaya yetti. Kendimi aletinden kaçırıp vazgeçtiğimi canımın çok yandığını söyledim. “Hayır söz verdin, caymak yok.” dedi. Mecburen yine uzandım. Bir iki denemden ve yoğun acıdan sonra sonunda içime girdi. Yavaş yavaş gidip gelmeye başladı Arkamda hissettiğim acı aslında kesilmiyor ama acının yanında hissettiğim zevk acıyı örtmeye başlıyordu. Emre’nin gidip gelmeleri uzun sürmedi. İçimde titrediğini, nefesinin boynumdaki sıcaklığını ve sıklığını içime ılık ılık akışını peş peşe hissettim. Boşaldığı anda bütün ağırlığını üzerime bıraktı. Aletinin damarları içimde atıyor ve aleti kasılıp kasılıp gevşiyordu. Tüm bunlar acı dışında inanılmaz bir zevk vermişti bana. Yataktan kalkıp temizlendik ve sıra bana gelmişti. Bu defa Emre yatağa uzandı ve ben Emre’nin arkasına geçtim ancak benim alette zerre kadar bir kıpırdanma yoktu herhalde yarım saat uğraşmışımdır ama bir türlü beceremedim aleti kaldırmayı. Bu sırada vücutlarımız temas ediyor Emre yavaş yavaş yeniden erekte olmaya başlıyordu. Sonunda bana “ İstersen bak benimki yine kalktı ben bir kez daha yapayım sonra sen de iki kez yaparsın” dedi. Aletin kalmamasının verdiği utancın da etkisiyle kabul ettim. Emre bu kez yatağa sırt üstü uzanmamı istedi ve belimle kalçalarım altına gelecek şekilde bir yastık yerleştirdi. Bacaklarımı havaya kaldırarak diz çöktü ve bana “Nazlı o kadar güzel ki götün bak yine kazık gibi oldu sikim.” dedi ve bir çırpıda içime girdi. Bacaklarımı omuzlarına aldı ve pompalamaya başladı. Bir yandan pompalıyor bir yandan da bacaklarımı okşuyor arada bacaklarımı hafifçe aralayıp boynumu meme uçlarımı öpüyor kalçalarımı sıkıyordu. Bu kez acı kalmamıştı. Emre’nin her hareketi bana inanılmaz zevkler veriyor, aklımı başımdan alıyordu. Emre ikinci ke içime boşaldı. Ancak bu kez boşalmasını o kadar yoğun yaşayamamıştım. Emre boşalmasına rağmen ben hala devam etmesini istiyor ancak bunu dile getiremiyordum yine bir süre dinlendikten sonra Emre “Hadi sıra sende.” dedi. Emre’ye tüm cesaretimi toplayarak “Emre ben yapmak istemiyorum. Zaten bugün bir türlü kalkmıyor. Ama senin beni yapman çok hoşuma gitti. Eğer gücün varsa tekrar yapmanı istiyorum.” dedim. Emre büyük bir şaşkınlıkla bana baktı önce ve sonra “Madem bu kadar çok hoşuna gitti, sikim seni mutlu etti elbette o güzel götünü sikerim.” dedi ve aletini ağzıma almamı istedi. Çok denememe rağmen bunu o gün yapamadım. Emre de çok ısrarcı olmadı ve beni anlayışla karşıladı aslında bu kadar zevkli ve güzel olduğunu bilseydim oral seksin o gün yapmaz mıydım bunu. Biraz uğraştan sonra aleti kendine geldi ve bu kez beni yatağa domaltarak arkama geçti. En uzun ve en rahat seksimizi yaptık. Zevk aldığımı artık korkmadan belli edebiliyordum ve Emre de bana karşı “Sen benim orospumsun, seni tabii ki sikicem aşkım, bu güzel göt sikilmez mi” gibisinden cümleleri çekinmeden kurabilmeye başlamıştı. Bu cümleler beni daha da tahrik ediyordu. Kalçalarımı sıkıyor, tokatlıyor, belimden kavrayıp kendine çekerek köklüyor ve içimde inim inim inliyordu. Yumurtaları kalçalarıma değdikçe oluşan ses ve duygu kendimi gerçekten Emre’nin kadını hatta orospusu gibi hissetmeme yol açıyordu. Bu arada Emre üçüncü kez boşaldı. Ben de Emre’nin altından çekilerek yatağa uzanmasını sağladım ve yanına uzandım. Bir süre hiç konuşmadan yattık ve sonra hadi giyinelim diyerek yataktan kalktım. Emre üzerini giydi ve bana teşekkür etti. Konunun kapandığını olayların üzerine konuşmayı sevmediğimi bildiğini ve artık ayrılması gerektiğini söyleyerek evden uğurladım. Evi toparlayıp banyoya geçtim ve tüm olanları hayal ederek ve düşünerek duş aldım. Arkam çok fena acıyordu. Bunu sevişirken zevkten anlamamıştım ama ilk kez yaptığım şeyi hem de üç defa tekrar etmiş olmam beni mahvetmişti. Birkaç gün acısını yaşadım ama inanın o acı bana zevk de verdi ve bana Emre ile yaşadığım o güzel hisleri anımsattı.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anilarim #1

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Anilarim #1
Önsöz ve Yazar Notu

Herkese selam , kurgu olan bir hikaye yazmaya başlıyorum . Bu günlerde gözlemlediğim kadarıyla site hikayeler konusunda yeterli zenginlikte değil . Mümkün olduğunca akıcı bir anlatım ve düzgün bir dille yazacağım . Sizde bana özel mesajlar atarak ya da yorumlarla fikirlerinizi belirtebilirsiniz.

Bu hikayeden önce oynamak istediğim bir de oyun var . Bana hayatınızda sizi en çok tahrik eden 4 kadını yazar mısınız? (mümkünse fotoğraflarını da yollayın) Tanımak zorunda değilsiniz , ünlü , yerli ve yabancı hepsi olabilir. Beraber yaşamak istediğiniz hayalleri paylaşırsanız çok mutlu olurum .

Herkese şimdiden iyi okumalar.

1. Düşlerin Açığa Çıkması

Her zaman porno izlemekten , pornoların hayallerini kurmaktan hoşlanmıştım . Yaşım kaç olursa olsun ergenliğe girdiğim ilk günden beri çeşitli çeşitli değişen zevklerle bir sürü şey izledim . Şimdi 20li yaşlarımın ortasına geldiğimde , kız arkadaşım olmasına rağmen , bu zevklerim bitmiş değildi .

Zaman zaman kız arkadaşım da benimle beraber izlerdi ki bu benim gibi porno hayal dünyasında yaşayan bir adam için bulunmaz bir zevkti .

Nispeten güzel denilebilecek bir seks yaşantım vardı . Pornolarda izlediğimiz bazı pozisyonları deniyor , ön sevişmeyi yapmadan asla sevişmeye başlamıyorduk . Bu güzel seks hayatının içinde en önemli pay şüphesiz Duygunundu.

Duygu , o dönem 21 yaşındaydı sanırım . Üniversite 3. Sınıftaydı , Fen bilgisi öğretmenliği okuyan çalışkan bir öğrenciydi . Boyu ortalama Türk kadını boyundan çok da uzun değildi , ki kilosu da oldukça zayıftı . Kimi zaman çok zayıfsın diye ona takılıp sinir ederdim. Klasik kadınların aksine biraz da olsa kilo almak isteyen bir kızdı .
İnce bir beli , incecik bacakları ve bedeniyle doğru orantılı küçük göğüsleri vardı . Meme uçları hafif pembemsi ve çok zevk aldığında göğsünde bulunan sarımsı tüylerle beraber dikleşirdi .

Yine ufak denilebilecek bir poposu vardı ki şekli benim için oldukça tatmin ediciydi . İncecik elleri , ince parmakları vardı . Tırnakları her zaman bakımlı , neredeyse her zaman ojeliydi . Gözlerine çektiği makyaja dikkat eder , hafif kavruk tenine uygun renkte makyajlar yapardı .

Koyu kestane saçları hafif dalgalıydı , omuzlarından göğüslerine dökülecek uzunluktaydı ama yıkamadığı ve güzel kokmadığı tek bir günü bile hatırlamıyorum . Küçük bir burnu ve ince dudakları olan kocaman gözlerle etrafa bakan sempatik hatta neşe dolu bir kızdı.

Onun bu neşe dolu hali bizim ilişkimize de yansırdı . Benim küçük öğrenci evimde sık sık kalmaya gelir , beraber zaman geçirirdik . Evdeki zamanımız evli çiftlerin aksine tutku doluydu . İsteklerimi kolay kolay kırmazdı . Birkaç kez almayı ve giymesini istediğim erotik iç çamaşırlarına karşı çıkmamıştı .

Yine sakin bir günde evde beraber uzanmış birşeyler izliyorduk . Bir hafta kadar önce çok bilinen bir siteden bir jartiyer , sütyen takımı almıştık ama kargo bulunduğumuz küçük şehre nedense çok geç geldiğinden hala gelmemişti .
Kapının çalmasıyla oturduğumuz yerden kalktım , kapıda kargocu vardı . Gerekli işlemler yapılıp kargoyu aldıktan sonra kapıyı kapattım . Duygu da meraklanmış o da yanıma gelmişti .

Kargo geldiğinde ayağında üzerinde küçük elmalar olan kremrengi bir pijama ve üstünde benim daha önceden aldığım bir AC/DC tişörtü vardı .

Küçük mutfağımızdaki katlanabilir masaya koydum kargo paketini , bir bıçak alıp dikkatlice açtık . Duygu heyecan dolu gözlerle bakıyor , işaret parmağını ısırarak sırıtıyordu . Parmaklarında koyu kırmızı ojeleri vardı .
Güzelce paketlenmiş kargonun içinden beklediğimiz çamaşırlar çıkınca bende çok heyecanlanmıştım açıkçası . Hemen rica ettim , üstünde görmeyi çok istiyordum . Onda nasıl duracak merak ediyordum . Beni kırmadı ama hazırlanması için zaman istedi . Bende içeri geçip kadınımı beklemeye başladım .

Yanlış tahmin etmiyorsam 1 saat kadar sonra geldi . Önce içerden sakince seslendi ve hazır olup olmadığımı sordu , sonra kapıdan yavaşça başını uzattı . Heyecanlıydı , gözlerinin içi gülüyordu . Koyu kırmızı ojelerine uygun koyu tonlarda bir ruj sürmüş , siyah tonlarda göz makyajı yapmıştı .

Yavaşça içeri gelirken bende onu baştan aşağıya süzmeye başladım , bu güzel yüzünün altında hala benim tişörtüm vardı , boyum ona göre uzun olduğundan tişört onun en özel yerlerini kapatmıştı .

Bacaklarında tam da jartiyerin dantellerinin geldiğini yere kadar kapalı , incecik siyah çorabı ise tişörtten arta kalan yerleri kaplamıştı . Anlaşıldığı kadarıyla Duygu biraz oyun oynamak istiyordu .

“Hadi bize bir film aç ama farklılardan” dedi sırıtarak . Bu onun dilinde porno izlemek demekti . Yanıma sokuldu , parfümünün baş alıcı kokusu ile kendimden geçmiştim . Kolumun altına geldiğinde dizlerini kırıp bacaklarını kendine doğru çekti , bu hareket yüzünden kalçaları çıplak kalmıştı . Küçük dantel detayları şimdi gözümün önündeydi.

Bende bilgisayara uzanıp kucağıma aldım ve ikimizin de göreceği bir açıya koydum .

“Nasıl bir şey istersiniz hanımefendi?” diye sordum bilmiş bir ses tonunda .

“Oum bilmem ki , senin en çok istediğin neyse o olsun “ dedi . Bu kritikti herşeyi sevmezdi anı bozma ihtimalim çok yüksekti . Yine de en sevdiğim 3lü 4lü ilişkilerin olduğu pornolardandı. Sadakat kavramına sahiptim , gidip onu aldatacak değildim ama herkesin özgür olduğu , istediğiyle seviştiği ortamlar hayalimdi ki o da bunu çok iyi biliyordu.

Ben açtığım gibi “Yine mi” diyerek gülmesinden beliydi . İzlediğimiz 2 çiftin birbiri ile sevişmesinden ibaretti , bir yandan da sohbet ediyorduk .

“Sen bunu gerçekten istiyorsun dimi ?” diye sordu . Başımla onaylamıştım.

“E beni kıskanmayacak mısın?” dedi . En kritik soruydu. “En çok o tahrik edecek sanırım beni” diye yanıtladım .
Yanıtlarım bizim ufak oynaşmalarımıza dönüştü .

Bilgisayarı kucağımdan çekip kendisi yüzü bana dönük şekilde oturdu .

“O zaman , madem böyle de giyindim , bugün biraz oyunlar oynayalım .” dedi.

“Nasıl yani?” dedim . Ellerini boynuma dolamıştı , bense onun belinden tutuyor , bir elimle de kalçalarını okşuyordum.

“Şimdi ikimiz de farklı insanların yanımızda olduğumuzu hayal edeceğiz onlarla da sevişiyormuş gibi yapacağız.” Dedi. Hala anlamamıştım.

Yan tarafa uzanıp ince uzun bir silindir şeklinde olan makyaj malzemesini aldı .

“Bak şimdi bu başka birinin şeyi “ dedi ve ağzına sokup çıkardı.

“Ben başka birini yaladım” dedi. Bu cümle beni deli etmeye yeterdi bile.

“Bunu bir başkası gibi kullanmanı istiyorum” dedi . Kabul ettiğimi belli etmek için dudaklarını öpmeye başladım . Ellerim kalçalarını sarıp sıkarken , dudaklarını ıslatıyor , ısırırcasına öpüyordum. Öpüşürken gözlerimizin kapalı olmasından hoşlandığı için gözlerim kapalıydı ama şiddetli öpüşmemiz bizi nefes nefese bırakmıştı . Elim jartiyerinin lastiklerine takıldıkça çekerek tenine vurmasını sağlıyordum . Çıplak tenine vuran lastikler küçük sesler çıkarıyordu.

Tişörtü yavaşça çıkartmaya niyetlendiğimde Duygu amacımı çoktan anlamıştı , kendisi tişörtümü hızlıca çıkarttı . Aldığımız büstiyeri andıran sütyeni ilk kez görüyordum . Destekli bir sütyendi , göğüsleri küçük olduğu için bunu tercih etmişti . Daha dolgun bir görüntü veriyordu bu , köşe ve kenarlarında sütyen detayları vardı , siyah rengi teninde çok güzel duruyordu.

Ellerim göğüslerini sertçe kavrayıp sıktığımda o da dudaklarıma tekrar öpücükler kondurmaya başladı. Sütyenini hafif aşağıya çekip göğüs uçlarını ortaya çıkardım . Destekli sütyen işe yaramış olduğundan büyük gözüküyordu göğüsleri uçları başta anlattığım gibi sertleşmişti.

Duygu göğüs uçlarını ısırmadan dişlerimin arasına alıp oynamamı çok severdi bende bunu yapmak için önüme eğildim . O hafifçe kenara uzanıp o bir başkası dediği makyaj malzemesini eline aldı.
“Şimdi ona mastürbasyon yapıyorum” deyip elinde oynamaya başladı . Çamaşırımın içinde kalan erkekliğim dışarı çıkmak için ciddi çaba harcıyordu. Meme uçarını dişledikçe incecik bir sese sahip olan sevgilim daha da ince toplarda küçük küçük inliyordu.

Beni geriye itti ve tişörtümü çıkarıp üstsüz kalmamı sağladı , eğilip göğsümü ve göğüslerimi öptü.
“Yala beni” dediğimde koltuktan aşağı kayarcasına indi ve diz çöktü , kalçalarımı hafif kaldırıp çamaşırımı çıkardığımda penisim çoktan dimdikti.

Önce dikkatlice inceledi bu o farkında olmasa da hep yaptığı birşeydi.
Başının etrafını yavaşça minik öpücüklerle gezdiğinde bir eli ile kökünden kavramış sertçe mastürbasyon yapıyordu. Sonra dilini kullanıp en dipten en uca kadar geliyor en uca geldiğinde ufak bir öpücük bırakıp tekrar dibe gidiyordu.
Her zaman ama her zaman ağzında olmak için kıvranırdım. Yine böyle bir histeydim. Elinde tuttuğu oyuncağı aldım ve sikimin yakınında tuttum . Sanki ona iki penis uzanmış gibi hayal ediyordum. O da bu hayalimi anlamış olacak ki sikime yaptığı küçük oyunu o makyaj malzemesine de yaptı ve diğer eli ile onu tutuyordu.

Tekrar ilgisi bana döndüğünde dudaklarını araladı . Önce sadece baş kısmı tamamen ağzında , sıcaktan yanar haldeydi . Birkaç kez bu baş kısmında gidip geldikten sonra , makyaj malzemesini de yavaşça yaladı.

Sonra tekrar bana dönüp bu sefer erkekliğimin daha büyük bir kısmını ağzına aldı. Penisimin ucundaki delikle oynanmasını severdim , fırsat buldukça dili ile orayla oynuyor, başının etrafındaki en çok zevk aldığım yerlere ise dil darbeleri vuruyordu.

Gözleri çoğunlukla kapalı olsa da bana baktığı anlarda bakışları içimi delip geçiyordu.
Koltuğa yarım yamalak uzandığımda ona yüzüme oturmasını söyledim . Bu en çok sevdiği şeylerden biriydi.

Altındaki çamaşırı da çıkarttığında sadece jartiyeri kalmıştı üzerinde.

Ben sırt üstü iyice uzandım o da yüzü sikime dönük şekilde bacaklarını aralayıp yüzüme oturdu. Bu pozisyon genelde aramızda 69la biterdi.

Duygunun kapalı denilebiliecek bir vajinası vardı , dudaklarının içinde açık toz pembe , yaladıkça ya da parmağınızla oynadığınızda ortaya çıkan bir klitoris. Aynı zamanda kıç deliği de pembe tonlardaydı . O ufacık delik defalarca benden hazine muamelesi görmüştü.

Bende Duygu gibi önce kasıklarını , bacaklarını öperek başladım. Dilim dudaklarına dokundukça o da dudaklarını ısırarak tepki veriyordu. Sonra benim için vajinasını biraz araladı bu yalamamı istediğinin işaretiydi. Bende öyle yaptım.
Çok keskin , ekşi bir kokusu , acı denilebilecek bir tadı vardı. Kolayca ıslanır , klitorisinin altında adını bilmediğim bir noktaya dokunduğunuzda ise kasılırdı.

Şimdi dilim klitorisi ve o nokta arasında geziyor , onun kasılmaları ise bütün bedeni sarıyordu.
Hafif inlemelerini duyuyordum . Ben yaladıkça içinde bir penis varmış gibi belini hareket ettiriyor, ağzımla onu sikmemi sağlıyordu.

Kadınımın bildiğim bir özelliği vardır , ilk kasılma yavaş öpücükler sonrası olur bu orgazm için ilk adımdır. İkinci kasılma diliniz ile yaptığınız güzel bir fırça darbesi ile olur ki orgazm için ikinci adımdır. Üçüncü kasılma ise klitorisini diliniz ile okşadıkça olur ki bundan çok kısa bir süre sonra orgazm gelir.

Nitekim öyle de oldu ben göremesem de Duygu çok şiddetli şekilde kasıldı ve tiz bir çığlığı derin nefesler aldı . Bu orgazm olduğunun işaretiydi.

Bu çoğunlukla iyiydi çünkü hem o çok zevk almış demekti hem de sıra artık bana geçebilirdi . Üzerimden kalktı ve yüzü bana dönecek şekilde sikimi vajinasına hizzaladı. Yüzü gülsede teni ateş gibiydi. Yavaş yavaş sikime otururken sıcaklığı sikimi yakıyor , daracık vajinası sikimi sıkıyordu.

“Sen çok fenasın ya” dedi gülerek , sikimin üstünde oturarak dinleniyordu.

“Neden ya ne yaptım” dedim bende gülerek.

“Sen çok iyi biliyorsun ne yaptığını” dedi.

Ufak ufak inip kalkmaya başlamıştı . Ellerimle belini tutuyordum . Sütyenini çözmek için elini arkaya attığında onu durdurdum.

“Böyle sallanmalarını izlemek istiyorum” dedim , beni kırmadı , ellerini göğüslerimin üzerine koydu ve temposunu arttırarak üzerimde zıplamaya başladı.

Bende belinden tutarak ona destek oluyordum . Bir elim kalçalarına gitti , sertçe bir şaplak vurdum küçük bir çığlık ile yanıt almıştım .

Dudaklarımdan öpmek için iyice üzerime eğildi , bense arkasından daha da hızlanmaya başladım . Hem beni öpüyor hem inlemeye çalışıyordu . Bir elim yavaşça kalçalarını araladı ve göt deliğine ulaştı . Parmağımı içine sokmam onun inlemesine sebep olmuştu.

Bedenlerimiz beraber kıvrılıyor , kadınlığı beni cayır cayır yakıyordu.

Temposu düşüyordu ki bu yoruldum demekti. Hiç fırsat vermeden onu üzerimden atıp sırt üstü yatmasını sağladım . Şimdi o benim altımda kalmış , erkekliğim çoktan yerini almıştı.

Az önce çıktığı deliğe bu sefer rahatça girmişti. Duygu bacaklarını belimde bağlamış , elleri ile sırtımı okşuyordu.
Öpüşmüyorduk göz gözeydik , sadece inliyor konuşmuyorduk. Eski koltuğumuz gırç gırç ötüyordu. Kasıklarım ona her çarptığında oda da şap sesleri duyuluyordu.

“Aşkım ben boşalacağım” diye inledim çok da sabrım kalmamıştı.

“İçime boşalmaa” diye inleyerek yanıt verdi.

Sikimi içinden çıkarttığımda o orgazm ile titriyor bense bütün spermlerimi onun kasıklarına ve göğüslerine akıtıyordum.
Ne kadar boşaldım hatırlamıyorum , tek hatırladığım yanına kıvrılışımdı .

“Sanırım hayallerin artık benim de hayallerim” dedi..

Devam edecek..

Bir dahaki bölümün gelmesini istiyorsanız lütfen önsözde yazdığım şeylere dikkat edin. Herkese bol zevkler ve okuduğunuz için teşekkür ederim.

-Yazar

K.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Acemi Gay Escort

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Acemi Gay Escort

Bundan beş altı yıl kadar önce, bir kişisel ilan sitesinde ilginç bir ilanla karşılaşmıştım. İlanda tam olarak şu yazıyordu: “Oral Seksi Seven, Büyük Penisli (20 cm ve üzeri), Penis Büyüklüğü Testis Büyüklüğüyle Doğru Orantılı, Günde En Az 5 Defa ve Bol Miktarda Boşalabilen, Erken Boşalma Sorunu Olmayan, 25-35 Yaş Arasındaki Baylar. Aşağıda Yer Alan Numaradan Bize Adınızı, Beden Ölçülerinizi (penis dahil) Ve Yaşınızı Mesaj Olarak Atın, Sizi Arayalım”. Ben ilandaki aranan tüm özellikleri taşıyanlardan biri olarak uzun zamandır porno sektörüne girmeyi hayal edenlerden biriydim. Hem de bana göre kolay bir para kazanma yöntemiydi, hem de aldığın zevk yanına kar kalıyordu. Bu ilanın benim gibi biri için harika bir fırsat olduğunu düşünerek hemen bir mesaj yazdım: “Merhaba ben Erol, 190 boy, 85 kilo, 23 cm, 27 yaş”. O akşam bende kayıtlı olmayan bir numaradan aradılar. Arayan kişi bunun porno işi değil de olgun erkeklere yönelik bir tür escort hizmeti olduğunu söyleyince açıkçası biraz şevkim kırılmıştı. Fakat eğer işi kabul edersem bir hafta içinde, şu anda çalıştığım işimden aldığım aylık maaşın yaklaşık altı katını kazanacağımı söyleyince fikrim değişti. “Bu hafta Perşembe günü ofisimize yaptıracağınız bir CYBH testiyle gelirseniz, önümüzdeki haftasonunda çalışmaya başlayabilirsiniz”. CYBH’nin ne olduğunu bile bilmeden tamam deyip adreslerini aldım. Sonra araştırınca CYBH’nin “cinsel yolla bulaşan hastalıklar” olduğunu öğrendim. Bu testi nereden yaptırabileceğimi bilmediğimden arayıp sordum tekrar, “Hastaneye ya da yakınınızdaki bir laboratuvara gidin yaptırın, hepsi yapıyor”, dedi benimle konuşan adam, “Testinizin sonuçlarını almadan gelmeyin”.

Neyse gidip testi yaptırdım, açıkçası biraz da tırsmıştım bir şey çıkar mı filan diye ama çok şükür hiçbir şeyim yoktu. Geçmişte kondomsuz ilişkiye girdiğim de olmuştu çünkü ama şanslıydım herhangi bir hastalık çıkmamıştı. Perşembe günü verilen adrese gittiğimde, şahıs ve şirketlere geçici ofisler kiralayan bir işhanının dördüncü katında bir odaya yönlendirildim. Kapıyı tıklatıp içeri girdiğimde odada sadece bir masa, bir çalışma sandalyesi, bir bilgisayar, bir palto asacağı ve bir de gelenler ziyaretçilerin oturması için bir koltuk bulunuyordu. Güleryüzlü ve temiz giyimli, altmış beş yaşlarında top sakallı bir adam oturuyordu masa başında. “Erol bey hoşgeldiniz, ben Çağlar”, diyerek kalkıp elimi sıktı. “Buyrun şöyle geçin lütfen”, diyerek beni önündeki koltuğa oturttu. Bilgisayarında bir şeyleri inceleyerek, “Testinizin sonuçları yanınızda mı?”, diye sordu. Hemen uzattım. “Geçmiş olsun”, dedi şöyle bir bakıp, “Temiz çıkmış”. Bilgisayarda bir şeyler yazdıktan sonra gözleri pantolonumun önüne düştü, “Kalkıp pantolonunuzu indirebilir misiniz?” Biraz şaşırmıştım. “Nasıl?…” “Erol bey pantolonunuzu indirebilirseniz bazı ölçümler yapmam, fotoğraflar çekmem gerekiyor”. Dediğini yaptım. Eline bir mesurayla penisimin inik halini ölçtü ve birkaç fotoğraf çekti, sonra “Bilgisayar ekranını şimdi size doğru çevirip bir porno izleteceğim size. Bu arada mastürbasyon yaparak penisinizi kaldırabilir misiniz?”, dedi. “Burada mı?…”, dedim. “Tabi ki. Bakın Erol bey utangaçlık yapacağınız iş için kesinlikle aramadığımız bir özellik…”. Sorun olmadığını söyleyerek otuzbir çekmeye başladım. “Yeterli…”, diyerek bu defa ereksiyon halindeki penisimi ölçtü ve fotoğraflarını çekti. “Son bir ricam olacak”, diyerek masasının çekmecesinden çıkardığı küçük boy kağıt bardağa boşalmamı istedi. Yaklaşık 10 dakika içinde bardağa boşalmıştım. Çağlar bey, hiç utanmadan bardağı alıp dudaklarına götürdü, içindekileri ağzına boşalttıktan sonra bir süre sonra, “Tadınız da iyiymiş”, diyerek yaptığı ölçümleri de bilgisayara girdi. Banka hesap numarımı da aldıktan sonra “Teşekkür ederiz, biz sizi arayacağız”, diyerek eliyle kapıyı işaret etti bana.

Cuma öğleden sonra telefonuma bir mesaj daha düştü: “Erol bey, yarın için ilk görevinizle ilgili zaman çizelgesi mesaj ekinde yer alıyor. Lütfen size verdiğimiz adrese kesinlikle tam saatinde varmaya ve oradan tam saatinde ayrılmaya dikkat edin. Her zaman taksi kullanın ve sürücüden de taksi fişi isteyin. Bu fişleri bize getirdiğinizde hesabınıza bir sonraki ayın ilk iş günü yatıracağız. Kişisel hijyene ve giyim kuşamınıza azami özen gösterin. Müşterilerinizin isteklerini yerine getirip onları doyuma ulaştırmadığınız, şikayet aldığınız takdirde ödemeniz kesinlikle yapılmayacaktır. Ödemelerimiz her hafta pazartesi günü hesabınıza yapılır. Bu gece iyi bir uyku uyumaya çalışın. İlk görevinizde kolaylıklar dilerim… Çağlar.” Mesaj ekini incelediğimde Cumartesi gün içinde adıma beş ayrı randevu alındığını, hepsinin de şehir merkezine yakın adresler olduğunu görünce bu işin bayağı kolay olacağını düşündüm. Gidip saçlarımı kestirdim. Ertesi gün giyeceğim kıyafetleri geceden hazırladım, çantama yedek çamaşır filan da koydum. Gece saat on gibi yatağıma uzanmıştım. Sabah uyandığımda da duşa girdim, traş olup nihayet evden çıktım. İlk randevuma gitmek için bir taksiye atladım. “Günaydın abi”, dedi taksici, “Çok şıksınız, nişan düğün fian mı var?”, dedi bana. O an belki de biraz abarttığımı düşündüm. “Yok, bir aile büyüğümüzü ziyaret edeceğim”, dedim. Kısa bir süre sonra sadece villa tipi evlerin olduğu zengin bir muhite gelmiştim. Taksiden inip site güvenliğine evi sorarak kolayca gideceğim evin kapısına bir on dakika önce gelmiştim.

İlk müşterim Kudret adında elli altı yaşında, pos bıyıklı, kısa boylu, tıknaz bir adamdı. Kudret bey, “Buyrun, buyrun”, diyerek beni kolumdan çekerek hemen içeri aldı, “Komşularım biraz meraklılar da, kusura bakmayın sizi öyle şey ettim hemen…”, dedi. “Önemli değil, Kudret bey’di değil mi?”. “Evet, siz de Erol’sunuz heralde”. Tanışma faslı kısa sürmüş, adam beni villanın ikinci katında kapısını anahtarla açtığı bir odaya çıkarmıştı. Duvarda benden birkaç yaş genç bir delikanlının basket oynarken çekilmiş resimleri falan vardı. Kudret beyin gençliğini andıran bu genç basketbol oyuncusuna benziyordu. “Oğlunuz mu?”, diye sordum. Kudret bey, “Erol’cum…”, dedi sanki sorumu duymamış gibi, “… Çok şık giyinmişsiniz ama benim sizden istediğim şey üzerinizdekileri tamamen çıkarıp, şu şortu ve çoraplarını giymeniz…”, diyerek bana kullanılmış ve kirli görünen bir şort ve bir çift beyaz çorap uzattı. Müşterime “hayır, olmaz” deme şansım olmadığını biliyordum. Hemen soyundum ve istediği gibi şortu ve çorapları giydim. “Yatağa uzanır mısınız?”, dedi. Ben Kudret beyi huzursuz etmemek için bir şey sormamaya karar vermiştim. “Siz uyuyormuş gibi yapın istiyorum, gözlerinizi kapatın şimdi ve ben söyleyene kadar da açmayın”. Açıkçası bu gözlerimi kapatma meselesi hoşuma gitmemişti ama çaktırmadan bakarım nasıl olsa diyerek gözlerimi kapadım.

Kudret bey çoraplı ayaklarımı yalayıp emmeye başladı önce. Çoraplarımı tek tek çıkarttıktan sonra diliyle parmak aralarına kadar girerek, ayak tabanlarımı yalayıp parmaklarımı emerek uzunca bir süre ayaklarımla ilgilendi. Daha sonra bacaklarımı öperek şortuma kadar uzandı, şortumu koklayarak “Ohhhh, ohhhh”, diyordu sanki muhteşem kokan bir parfümü kokluyormuş gibi. Elini şortumun içine kaydırarak çoktan sertleşmiş olan sikimi okşamaya başladı. Ben artık birazdan şortu indirip yalayıp emmeye başlar diye düşünürken Kudret bey eliyle şortumun içinde sikime otuzbir çekmeye başlamıştı. Üsterek giderek de hızlanıyordu. “Ben boşalacağım”, diyerek gözlerimi araladığımda Kudret beyin duvardaki resimlere bakarak dudaklarını yaladığını fark ettim. “Kapat gözlerini! Kapat! Kapat!”, dedi bana hemen ona baktığımı fark edince. Tam bu sırada daha fazla dayanamayarak şortun içine fışkırtmaya başladım. Kudret bey birden eğilerek sikimin kafasını şortun üzerinden ağzına aldı. Dilinin şortun içinden süzülerek ağzını dolduran spermleri yalayıp yuttuğunu hissedebiliyordum. Üzerimdeki şortu ve çorapları çıkarttı ve biraz sonra da, “Bu kattaki banyoyu kullanabilirsin”, diyerek beni odadan çıkarttı ve odanın kapısını kilitledi. Kudret beyin evinden çıktığımda “Ulan ne tuhaf adam ha”, dedim, “Herif resmen kendi oğlunu yalamak istiyor…”

Öğleden önceki ikinci randevum lüks bir apartman dairesindeydi. Kapıyı ağzında sigarasıyla Nadi bey açtı. Kırmızı yüzlü, altmış yaşın üzerinde kel bir adamdı. Kulağında da tek taş bir küpe vardı. “Ooo gel bakalım Erol hayatım, maşallah maşallah!..”, diyerek feminen bir şekilde beni içeri buyur etti. Kapıdan içeri adım atar atmaz da elini penisime atıp “Mmm ne kadar da iriymiş, dedikleri kadar var heralde…”, diyerek bir anda dudaklarıma yapıştı. Adam sabah kahvaltıdan beri epeyce içmişti belli ki çünkü alkol kokuyordu ağzı. Kazanacağım parayı düşünerek mecburen katlandım buna. Nadi bey beni beklerken alkol aldığı salona aldı beni. Genişçe bir koltuğa yanına oturttu, önümüzdeki sehpanın üzeri cipsten çikolataya kadar abur cuburla doluydu. “Ne ikram edeyim sana hayatım?”, dedi, “Bir şeyler içer misin?” Alkolle aram fena değildi ama iş başında içmemem gerektiğini düşünüyordum, “Yok ben almasam Nadi bey…?”, dedim. “Aaaa neden ama bebeğim, tek başıma mı içicem ben? Olmaz. Ay yok hayatta olmaz. Kabul etmem…”, diyerek dolaptan getirdiği bir birayı açtı bana. “Meyve suyu sayılır bu benim içtiklerimin yanında ayol”, dedi. Çağlar beyin görüşmeye gittiğimde dediklerini hatırlayarak müşterinin isteklerine uymam gerektiğine karar verdim. Biradan bir yudum aldım. Nadi bey yanıma sokulup göğsümü, göbeğimi ve bacaklarımı okşayarak, “Ay soyunalım mı hayatım?”, dedi. Soyunduk, bir eli sikimi kavrayıp okşamaya başladı, öteki elinde de rakı kadehi vardı.

Nadi bey benimle bir süre havadan sudan muhabbet ettikten sonra sikimi iştahla yalamaya, öpmeye başladı. Sürekli mutfağa gidip boşalan kadehini doldurup, buzlu su bardağıyla geri geliyordu. “Boynumdan tut hayatım, sikine doğru bastır iyice o kocaman sucuğun boğazıma otursun aşkım”, dedi artık iyice sertleşmiş sikimi yalarken. Ben bastırdıkça öğürüyor ama sanki bir daha sik bulamayacakmış gibi de emip yalamaya devam ediyordu. Bir yandan “Bu adam şimdi kucağıma kusarsa, valla billa kalkar giderim”, diye düşünürken tavanı seyrediyor, kucağımda “corf!, corf!”, diye sikimi emen Nadi beye bakamıyordum. “Boşalıyorum”, dedim tavandaki avizeye. “Ohhhh boşal benim erkek güzelim boşal! Mmmm! Ohhh!”, sesleri eşliğinde attırmaya başladım. Nadi bey ağzına dolan spermle daha da azmış, daha sert emmeye başlamıştı. Mecburen hevesi geçene kadar idare edecektim. Ama adam rakı kadehinden bir fırt çekip yine aletie yumuluyordu. “Haydi bir daha, daha vaktimiz var…” Saate baktım. Son on beş dakikada aklıma beni azdıran bir şeyler getirerek zorla bir posta daha boşaldım. Nadi bey hala emiyordu. “Nadi bey ben artık izninizi istesem”, dedim. Ses gelmiyordu adamdan. “Nadi bey!”, dedim birkaç sefer. Sonra başını tutup kaldırdım, artık numara mı yapıyordu, ne yapıyordu bilmiyorum ama herif beni emerken sızmıştı. Nadi beyi koltuğa yatırdım sonra kapıyı çekip çıktım.

Üçüncü buluştuğum adam mütevazi bir muhitteydi ama ev sahibi olan Türker bey evini zevkli bir şekilde döşemişti. “Hoşgeldin Erol, hadi gel bakalım içeri”, dedi içten bir şekilde. Türker bey, yetmişli yaşlarında, açık tenli, mavi gözlü bir beydi. Belli ki epeyce seyahat etmeyi seven biriydi, evin her yeri oradan buradan aldığı hatıra eşyalarla doluydu. Bana kahve ikram ederek, “Ben uzun yıllar üniversitede hocalık yaptım, hiç evlenmedim…”, diye başlayan çok da umursamadığım bir hayat hikayesine başladı. “Pek çok ülkeyi gezdim ama bir türlü oralarda bu işi yapmaya cesaret edemedim”, dediğinde dikkatimi yeniden ona vermiştim, “Benim bu ilk olacak… Biraz çekiniyorum ama seni gönderenler profesyonel kişilere benziyordu. Kılık kıyafetinden de gördüğüm kadarıyla sen de öylesin. Bak Erol, ben daha önce ne bir penise dokundum, ne yaladım, ne de içime aldım. Bunların hepsini yapmak var içimde ama ne kadarını yaparım bilemiyorum, beraber deneyeceğiz…”. Sonra Türker beyin yatak odasına girdik. Türker bey onu soymamı istedi, ben onu soyarken o da pantolonumun üzerinden penisime dokunuyordu. Utanıyor gibiydi artık göz teması hiç kurmamaya başlamıştı. Ben de üzerimdekileri çıkardım, ona sarıldım ve yatağa uzandık. Biraz öpüştükten sonra sikimi dibinden tutarak ağzına sürmeye başladım, önce yaladı filan derken ağzına aldı. Yılların özlemiyle yalıyor, emiyordu Türker bey. “Çok güzel ama çok büyük bir sikin var canım”, dedi, “Boşalırsan tadına bakmak isterim”. O taşaklarımı yalarken ben de otuzbir çekip boşaldım, hepsini yuttu ve “Hayal ettiğimden daha güzeldi”, dedi mutlu bir şekilde.

“İsterseniz sikebilirim de sizi, yarım saatimiz daha var”, dedim. Yüzü koyun uzandı ve bacaklarını ayırarak, “Pornolarda köpek sikişi yapıyorlar ya, öyle yapar mısın beni?”, deyince onu yatağın kenarına çektim. O dizlerinin üzerinde, ben ayaktayken deliğine sikimi sürtmeye başladım.” Hoşunuza gidiyor mu?”, dedim ama Türker bey sanki onu sikiyormuşum gibi inliyordu: “Aaaahhh, ıınnnnhhhh!”. “Türker bey daha girmedim ki…”, dedim. “Öyle mi? Aa ben girdiniz sanıyorum… Peki, peki bekliyorum”. Onun bu çömez halleri beni daha da azdırmıştı. Birdenbire canını yakmamak için işaret parmağımın ucuyla deliğini alıştırıyordum. Sonra derken kafasını soktum. Bayağı canı yandı ama bir süre sonra sikimin üçte biriyle sikmeye devam ettim. “Karnım çok ağrıdı nedense”, dedi. “Bir şey olmaz, rahat olun”, diyordum Türker beyin daracık deliğini sikmenin hazzını yaşarken. “Bilmiyorum, sankiii…. sankiii… ayyyy kakam geldi”, der demez koskoca adam çayırdaki inekler gibi dökmeye başladı arkasından. “Çok özür dilerim”, dedi ama ben gördüğüm manzara karşısında şoktaydım. Türker beyin yüzü kıpkırmızı olmuştu, “Haydi, lütfen banyoya gidelim”, diyerek önümden koşa koşa banyoya gitti. Kendisi temizlendikten sonra beni duşa kabine sokup kendi elleriyle sabunlayarak yıkamaya başladı çünkü ben elimi bile sürmek istemiyordum. Sürekli “Çok özür dilerim”, diyordu ama ben hala şoktan çıkamamış olduğum için bir tepki veremiyordum. Türker beyin evini apar topar terk ettiğimde bir sonraki randevuya yarım saat gecikmiştim.

Gittiğim yeni ev, deniz manzaralı muhteşem bir villaydı. “Ben Savaş”, dedi beni içeri buyur eden ev sahibi, “Hoşgeldin, lütfen ayakkabılarını çıkarma”. Geç kaldığım için çok üzgün olduğumu, akşam üzeri trafiğine takıldığım yalanını söyledim. Hiçbir şey söylemedi bununla ilgili olarak. Savaş bey biraz soğuk ve sinsi bir tipe benziyordu, ellili yaşlarda, kırlaşmış kıvırcık saçları ve griye çalan çakır gözleri olan bir adamdı. “Seni hemen mutfağa alacağım”, dedi, “Ama herhangi bir yere elini sürme!…” Hijyen takıntısı mıydı bu bilemiyorum. “Akşam yemeği mi hazırlıyorsunuz?”, diye sordum hemen. Sonra da “Lan amma çok soru soruyorsun, sana ne!”, dedim içimden, “Adam ne yemeği yemek istiyorsa onu yer”… Mutfakta ocağın üzerine döküm barbekü tavalarından birini yerleştiren Savaş bey görünen o ki konuşmayı benim yönetmemi istemiyordu, ben de sustum. Dolaptan selofana sarılı bir porselen tabakta çıkardığı kanlı büyükçe bir parça bifteği tavaya yerleştirdi. “Soyun ve otuzbir çekmeye başla! Çıplak halde sakın o sandalyelere oturma!”, dedi. Hayatımda ilk defa mutfakta soyunuyordum. Savaş bey tavadaki eti çevirirken yanıma yaklaşıp hafifçe kokladı beni. “Üzerinde tuhaf bir koku var sanki senin…”, dedi. Başıma önceki randevuda gelenleri düşündüm, tabi ki ona anlatamazdım. Kendime elimi süremediğim için belki de Türker bey beni yeterince temizleyememişti. “Ben isterseniz bir duşa girebilirim”. “Hayır sakın!”, dedi sertçe,” Böyle iyi…”

Ben biraz da huzursuz bir biçimde otuzbir çekmeye koyuldum. Savaş bey, tavadaki eti yeniden çevirdi, tuz ve baharat serpmeye başladı. Yüzüme bakmadan, “Büyük yumurtaların varmış, umarım yeterince bol boşalıyorsundur”, dedi. “Evet boşalabilirim sanırım”, dedim ama emin olamıyordum. Açıkçası mutfakta ya da bu adamda beni uyaran hiçbir şey yoktu. Kısa bir süre sonra Savaş bey eti tavadan alıp temiz ve büyükçe bir tabağa koydu. Gün boyunca koşturmaktan bir şey yiyemediğim için onu bana ikram edeceğini düşünüyordum. “Ben biraz daha pişmiş seviyorum…”, dedim. “Hayır ben böyle seviyorum”, dediğinde eti kendisi için pişirdiğini anladım. “Şimdi duvara yaslı duran şu üzerinde naylon örtü olan mutfak masasına otur, bacaklarını mümkün olduğunca iki yana aç ve sırtını duvara yasla”. Dediklerini harfiyen yerine getirdim. Savaş bey, tabağı bacaklarımın arasına yerleştirdi. Savaş bey bir çatal bıçak alıp karşıma oturdu. “Etimin üzerine boşalır mısın?”, dedi, “Ama boşalırken penisinin kafasına, özellikle de deliğine elini sürmeni istemiyorum!”. “Ben bu şekilde gelemeyebilirim…”, dedim. Sertçe çatal bıçağı masaya atıp yerinden kalktı. Plastik bir eldiven takıp avucuna biraz zeytinyağı damlatarak sikimi sertçe sağmaya başladı. On dakika sonra mikro dalgada hızla yeniden ısıttığı kanlı etinin üzerine birkaç yemek kaşığı dolusu sperm attırabilmiştim. Savaş bey, elindeki eldivenleri çöpe atıp masaya oturdu, etini yemeye başladı. Çatal ve bıçağı öyle hızlı kullanıyordu ki bıçağın fırlayıp penisime gelmesinden korkuyordum. Yemeğini bitirince bana bir paket ıslak mendil vererek, “Temizlenip gidebilirsin şimdi”, dedi. Yaklaşık son bir saatte neler olduğunu anlayamamış bir halde çıktım Savaş beyin evinden. Karnım açtı ama midem de bulanıyordu.

Son randevuma geldiğim ev bir apartmanın bodrum katında küçük bir evdi. Kapıyı oldukça şişman, kısa boylu ve uzun saçlı, kırklı yaşlarının ortalarında bir adam açtı. Üzerinde sadece bir tişört ve kısa bir şort olan Murat bey, “Bütün gün bu anı bekledim inan ki, haydi hemen başlayalım”, dedi. Beni büyük bir karyolanın bulunduğu yatak odasına aldı. “Bir dakika bekle”, diyerek hoplaya zıplaya odadan çıktıktan beş dakika sonra geri geldi. “Bunları kullanabilirsin”. Elinde Savaş beyin kullandığı plastik eldivenlerden vardı. Heralde onu sikerken penisiyle oynamamı istiyor diye düşündüm. Bu sırada Murat bey soyunmuştu, o şişman bedeniye adeta kocaman bir bebeği andırıyordu. Ben de soyunup eldivenleri taktım. “Vazelin şurada…”, diyerek bana yatağın kenarındaki komodinin üzerindeki bir kavanozu işaret ediyordu. Kavanozu açıp bir parça vazelin aldım, tam penisine sürecekken, “Napıyosun?!!”, dedi. “Sikerken sizi de getiririm diye şey ettimdi ben…” Murat bey kahkahayla gülerek, “Hayır adamım, onu sen deliğime sürüp elini dirseğine kadar sokacaksın. Ben de sana otuzbir çekip döllerini yutacağım”. Jeton biraz geç düşmüştü bende ama bu kesinlikle benim yapabileceğim bir şey değildi. Özellikle de Türker bey beni tuvalet olarak kullandıktan sonra. “Murat bey bu benim yapabileceğim bir şey değil”, dedim. “Nasıl yani?”, dedi, “Ben boşuna mı o kadar para ödedim o ajansa?” “Paranızı geri iade ederler, merak etmeyin”, dedim. “Bana bak, bütün gün bekleye bekleye zaten iyice azdım, en azından o taşaklarını kurutmadan hiçbir yere gidemezsin… Murat Bey’in bu kadarına razı olduğunu düşünerek ard arda üç sefer boşaldım ağzına. O bir yandan yapabildiği kadarıyla elini bileğine kadar içine sokuyordu ama ben hiç ilgilenmiyordum. Hatta o spermlerimi yalayıp yutarken ben duvardaki bir tabloya diktim gözlerimi ve bir an önce bu günün bitmesini diledim. Nihayet gün sona ermişti.

Eve döndükten sonra duşa girip uyumuşum, bu sırada Çağlar bey’in mesajı gelmiş ama ben mesajı sabah uyandığımda aldım: “Erol bey, üzülerek sizinle çalışmaya devam edemeyeceğimizi bildirmek isterim. Gün boyu gittiğiniz müşterilerimizin tamamı hakkınızda olumsuz geri bildirimlerde bulundular. Kudret beyi kişisel zevkleriyle ilgili sorguya çekmişsiniz, çok rahatsız olmuş. Nadi beyi de içirip sarhoş etmişsiniz, beraber olup olmadığınızı bile hatırlamadığını söylüyor. Türker beyle de bir kaza yaşanmış, sonrasında da kendisini çok mahcup etmişsiniz. Zaten büyük bir organınız varken neden sert seks yaparak böylesi bir kazaya yol açtığınızı şahsen anlayamadık. Savaş bey çok geç geldiğinizi ve lağımdan çıkmış gibi *** koktuğunuzu söyledi. Son olarak da Murat beyin de hiçbir isteğini yerine getirmemişsiniz. Bu durumda anlaşmamız gereği size herhangi bir ödeme de yapamıyoruz. Bilgileriniz derhal sistemimizden silinecektir. Lütfen bizi arayıp rahatsız etmeyiniz.” Mesajı okur okumaz hemen “Sizin ta ananızı, bacınızı, yedi sülalenizi ***…” diye mesaj attım ama ona da dönmedi Çağlar bey. O günden sonra da bir daha böyle işlere bulaşmamaya yemin ettim dememi bekliyorsunuz değil mi?… Birkaç ay sonra bir partide Türkiye’ye gelen bir Amerikalı porno yapımcısıyla tanıştım, adam beni ülkesine davet etti. Önümüz yaz Kaliforniya’da olacağım, artık dönünce size oraları da anlatırım.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Karımı Üniversitedeki Öğrencimle Aldattım!

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Karımı Üniversitedeki Öğrencimle Aldattım!
Merhabalar, ismim Yiğit. 33 yaşındayım. Bir üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışmaktayım. Üniversitede bazı projelerde çalışmak ve geliştirmek üzerine görevlendirilmiş bulunuyordum. Ama bundan 4 sene önce çok acil bir kadro değişimden dolayı, yarım dönemliğine bir Sanat Tarihi dersine girmem gerekti. O zamanlar 29 yaşındaydım ve bu gireceğim ilk ders olduğu için heyecanlıydım. Daha önce üniversitede hiç ders vermemiştim. Birinci sınıfların dersine girecek olmam birazcık da olsa rahatlatıyordu beni.

İlk dersime girdiğim günden sonra biraz daha rahatlamaya başlamıştım. Burada göstereceğim performans, üniversite içerisinde yükselmem için de önemliydi. O yüzden hiçbir kritik hata yapmamaya çalışıyordum. Ama dersler esnasında sürekli göz göze geldiğim bir kız vardı. İsmi Burçin idi. Derslere sürekli devam eden, ders içindeki etkileşimi çok kuvvetli olan, aşırı zeki ve güzel bir kızdı. Ders esnasında konuya bakış açısı, problemleri ele alış tarzı, yaptığım hataları bulup düzeltmesi ile beni çok etkilemişti.

Birkaç ders sonrasında artık Burçin’i aklımdan atamaz olmuştum. Burçin daha 19 yaşında, 1.75 civarında boyu olan, fidan gibi, gayet güzel ve sevimli, makyaj yapmayıp doğal güzelliğine güvenen bir kızdı. Bembeyaz teni ve koyu sarı saçlarıyla aşırı sevimliydi. Fiziği de güzelliği gibi çok etkileyiciydi. Göğüsleri ortalama büyüklükte ve dipdiri, kalçaları kıvrımlı ve çıkıktı. Burçin her şekilde beni etkiliyordu. Fakat bir sorun vardı, ben evliydim! Bunu nasıl yapacaktım? Bu kızı nasıl aklımdan atacaktım? Hiç bilmiyordum.

Bu düşünceler içerisinde yine bir gün derse girmiştim. Ders yine Burçin ile karşılıklı diyaloglarımız ve bakışmalarımız ile sürmüştü. Ders bittiğinde masamı toparlarken, Burçin gülümseyen yüzüyle yanıma geldi ve “Nasılsınız hocam?” dedi. Aynı şekilde karşılık verdim ona. Rahat görünmeye çalışıyordum, ama bu benden 10 yaş küçük kızın karşısında garip bir şekilde geriliyordum. Çalıştığım odama doğru dönerken ayaküstü sohbet ediyorduk Burçin’le.

Sanat bölümünde olduğum için, bazı heykel, seramik ve tuval çalışmaları yapıyordum. Burçin de bunları bir yerden(!) duymuş ve bunun hakkında bana bir şeyler sormak istemiş. Burçin’e, “Hakkımda bu kadar şeyi bana sormadan nasıl öğrendin merak ettim doğrusu?” dedim. Burçin biraz duraksadı ve “Sadece üniversitenin sayfasına baktım…” dedi. Biliyordum ki o sayfada bu kadar bilgi yazmıyordu. Burçin benim hakkımda büyük bir araştırma yapmıştı. Bu diyalogla Burçin’i birazcık köşeye sıkıştırmak kendime olan özgüvenimi ve keyfimi yerine getirmişti.

Burçin ikinci potunu da benim atölyemde kırmıştı. Gülümseyerek, “Parmağınızdaki yüzük yok bugün!” dedi. Gülümsedim ve “O kadar dikkat ediyorsun demek?” dedim. Burçin kızardı ve “Yok yani sadece gözüme çarptı…” dedi. Burçin ile bu şekilde ufak flörtleşmeler hoşuma gidiyordu. Bir yandan aklıma karım geliyordu ve vicdan azabı duyuyordum, ama bir yandan da bu flörtleşmelerden kendimi alamıyordum.

Burçin atölyemi gezdi ve “Bunlar çok hoş!” dedi etkilenmiş bir şekilde. Teşekkür ettim ve yarım kalan işimi yapmaya devam ettim. Burçin de bir sandalyeye oturdu ve ben çalışırken dakikalarca beni izledi. Bu bir süre sonra rutinimiz olmaya başladı. Burçin dersi yokken sürekli benim yanıma geliyordu ve beni çalışırken izliyordu.

Bir gün, “Ben de bir şey yapmak istiyorum!” dedi. Burçin’e, “İkinci senende atölye dersin olacak zaten, o zaman bol bol yaparsın…” dedim. Burçin, “Ama ben şimdiden istiyorum. Hem fena mı, el alışkanlığım oluşur!” dedi. “Pekala o halde!” dedim. Burçin boş bir tuvalin önüne oturdu. Ona birkaç basit çizim tekniği gösterdim ve “Hadi başla bakalım. Seni hayal gücünle baş başa bırakıyorum!” dedim. Ben de kendi yaptığım heykelin başına döndüm.

Sohbet ve iş derken aradan 2-3 saat geçmişti. Burçin’e, “Bugünlük bu kadar!” dedim. Burçin’in yanına giderek, “Bakalım ne yaptın bugün?” dedim. Tuvaline baktığımda büyük bir şaşkınlık içerisinde kalmıştım. Burçin tam karşımda çalıştığı için onun ne çizdiğini görememiştim. Burçin tüm o çalışma süresi boyunca beni çizmişti ben heykelimi yaparken. “Bu… bu muazzam olmuş! Sen bu kadar iyi miydin çizimde ya?” dedim. Burçin gülerek kafasını salladı. Ona, “Madem öyleydin, o basit çizim tekniklerini anlatırken niye durdurmadın beni?” diye sordum. Burçin, “Çok iyi anlatıyordunuz, bölmek istemedim!” dedi.

Bu kız o kadar şeyden sonra yine beni tavlayacak bir şey bulmuştu. Onunla vakit geçirirken çok zevk aldığımı fark ettim. Onun sürekli gelmesini beklediğimi fark ettim. Sanırım aramızdaki flörtleşme bir sonraki aşamaya doğru ilerliyordu. Baş başa kaldığımızda bana asla hocam demez ve sürekli ismimle hitap eder olmuştu…

Burçin bir gün resim çizerken ben onun arkasındaydım ve onun fırça darbelerini kontrol ediyor ve bazı yerleri gösteriyordum. Tam onun arkasında olmak, onun müthiş kokusunu duymak beni fena halde etkilemişti. Eğilip boynuna bir öpücük bırakmamak için kendimi zor tutuyordum. Bir süre sonra derin bir nefes vererek, “Sanırım halloldu…” dedim ve elini bıraktım. Yoksa dayanamayacaktım ve geri dönüşü olmayan şeyler olacaktı.

Burçin biraz üzgün bir şekilde bakarak, “Teşekkür ederim!” dedi. Sanki o da bun yakınlıktan memnundu ve bitmesine üzülmüştü. Ben tekrar kendi masama geçtim ve çalışmaya başladım; fakat ellerim titriyordu. Bir süre sonra sakinleşmek için dışarıya çıkıp bir sigara içtim. Bu kız beni fena etkiliyordu. Yalnızken sürekli ondan kurtulmayı düşünüyordum, ama onunla birlikte olunca güler yüzüne dayanamıyor ve tüm yelkenlerimi suya indiriyordum.

Yine bir çalışmamızın olduğu gün, karımın iki haftalığına ailesinin yanına gideceğini ağzımdan kaçırdım ve yakınarak, “Kim yapacak yemekleri şimdi?” dedim. Burçin de bunu sanırım kendisine bir mesaj vermek için söylediğimi sanmış olacak ki, “Ben sana yemek yapabilirim!” dedi. Şaka yaptığını sanarak, gülerek, “İyi olur!” dedim. Ama Burçin gayet ciddiydi ve “Karının gittiği akşam bana haber verirsen yemek yapmak için gelebilirim!” dedi.

Ben durumun ciddi olduğunu kavrayınca, “Kendini yormanı istemem benim için!” dedim. Burçin, “Ne demek, benim için bir keyif!” dedi ve ardından, “Yemek yapmak yani… Çok seviyorum yemek yapmayı!” diye ekledi. Diyecek bir şeyim yoktu, tek yapacağım şey ona bunu bir daha hatırlatmamaktı. Ama Burçin iki günde bir, “Yemeklerimi beğeneceksin umarım!” diyor ve bu konuyu sürekli ısıtıyordu…

Karımın gittiği gün Burçin’e, “Bugün karım gitti!” dedim mecburen. Burçin, “O halde akşam geliyorum!” dedi büyük bir gülümsemeyle. Burçin’e ‘Olur!’ anlamında kafamı salladım. İlk başta dışarıda yemek yiyerek onu başımdan savmayı düşündüm, ama iki haftalık süre içerisinde mutlaka evime gelmek isteyeceğini düşünerek bu işi fazla uzatmamayı planladım. Ayrıca ben de bunu istiyordum, ama korkularım vardı. Karıma bir şekilde bunun haberi gider miydi? Burçin ile aramızda daha fazla bir yakınlaşma olur muydu? Bunlardan ve daha çoğundan korkuyordum.

O akşam işimiz bittiğinde üniversiteden ayrıldık ve birlikte eve döndük. Heyecanlıydım. Arabayı park ettiğimde sanki gizlice birisini eve alıyormuşum gibi çok garip ve hızlı davranışlar sergiliyordum. Apartmanın dış kapısını açtım ve hemen içeriye girdim. Burçin garipser bir biçimde bana bakıyordu ve bu halime bir anlam veremiyordu. En üst katta bulunan daireme çıktım ve kapıyı açtım. İçeriye girip kapıyı kapattığımda derin bir nefes aldım. Burçin’i salona davet ettim ve “Birer kahve içer miyiz?” dedim. Burçin, “Ben yaparım!” dediyse de, ona, özel kahvemi yapmak istediğimi söyledim.

Özel olarak çektirdiğim kahvenin içerisine birazcık bal ve süt karıştırarak Burçin’e verdim. İlk yudumu aldığında, “Harika!” dedi. Gülümseyerek, “Kendi buluşum!” diye karşılık verdim. Burçin ile sohbet etmeye başlamıştık. Bir ara o kendi hikayesini anlatırken dalıp gitmiştim, Burçin’i süzüyordum iyice. Önünü açık bıraktığı bir gömleğin içine giydiği bir tişört, altına da giydiği normal bir kot pantolon ve hiç makyajsız yüzü ile saçlarını bir toka ile gelişigüzel topladığı bir şekilde karşımdaydı. Makyaj için tonlarca para harcayan, en şık ve pahalı elbiseleri alan, her ay bir sürü parayı kişisel bakımı için harcayan karımdan çok çok daha güzeldi.

Burçin, “Hey! Daldın!” dedi. Gülümseyerek, “Çok güzelsin!” dedim. Sonra bir anda kendime gelerek, “Şey yani…” dedim, ama cümlemi devam ettiremedim. Ne diyecektim ki? Burçin utangaç bir gülümseme ile teşekkür ettikten sonra, “Yemek hazırlamaya başlayım!” diyerek kalktı. Mutfağa gitti ve ben de ona eşyaların yerlerini söylemek için arkasından gittim.

Ben mutfaktaki sandalyeye oturmuş ikinci kahvemi içerken, o yemeği yapmaya başladı. Aşırı çekici görünüyordu bu haliyle. Her şeyi o kadar özenle yapıyordu ki, şaşılacak derecede titiz ve detaycıydı. İki tane yumurta kırmayı benimle evlendikten sonra öğrenen karım ile karşılaştıramıyordum bile Burçin’i. Sohbet ederken, “Biliyor musun, karım yemek yapmayı evlenince benden öğrendi. Annesi ve babasının evinde aşçıları varmış. Ben yemek yapmakta çok iyiyimdir, ama insan eşiyle birlikte yemek yapmanın keyfine varmak istiyor. Onun böyle bir isteği hiçbir zaman yoktu!” dedim.

Burçin, “O halde bana yardım edebilirsin, şu marulları doğramaya başlayarak!” dedi. “Zevkle!” diyerek yerimden kalktım ve mutfak tezgahına geçip marulları doğramaya başladım. Bu kızla harika vakit geçiriyordum. Çok özel yemekler yapmamıştık, ama o gün yediğimiz şeyler bugüne kadar tattığım en tatlı yemeklerdi.

Yemekten sonra güzel bir kırmızı şarap doldurduk kendimize ve salona geçip koltuğa oturarak sohbet etmeye başladık. İlgi alanlarımız çok benzeşiyordu. İlgilendiğimiz farklı şeylerde de birbirimize sürekli bilgiler veriyor, onlar üstüne tartışıyorduk. Karımla iki yıllık evliliğim boyunca konuşmadığım kadar konuşmuşumdur Burçin ile o birkaç ay içerisinde. O kadar kendisine bağlayan bir etkisi vardı Burçin’in.

Kadehteki şaraplarımız bittiğinde Burçin birer kadeh daha doldurmak için ayağa kalkmak istedi, ama elini tutarak, “Otur, boş ver şarabı!” dedim. Burçin oturdu ve tatlı bir gülümsemeyle gözlerimin içine baktı. Burçin’e, “Seninle sohbet etmek çok hoş!” dedim. Burçin, “Aynı şekilde seninle de!” diye karşılık verdi. Burçin’e içimdeki tüm duyguları açmaya başladım. “Senden uzun süredir etkileniyorum. Aslında kendimi durdurmaya çalıştım, ama yapamıyorum. Beni alıp götürüyorsun. Öyle bir fırtınasın ki, karşı koyamıyorum senin etkine!” dedim.

Burçin ağzı kulaklarında dinliyordu beni. Konuşmamı bitirdiğimde eğildim ve yavaşça dudaklarından öptüm. Hiçbir şey söylemedi, itiraz da etmedi. Eğilip bir kere daha biraz daha uzun sürecek şekilde öptüm. Burçin de yavaş yavaş karşılık veriyordu bana. Artık kesintili öpüşmelerimiz sürekli bir hal almıştı, dudaklarımız ayrılmıyordu artık. Öpüşüyorduk istediğimiz gibi. Burçin’in yumuşacık boynuna attım elimi ve okşamaya başladım. Ateş basıyordu Burçin’i öptükçe. Burçin’i öperken elini tutup ayağa kaldırdım ve yatak odama doğru yürümeye başladık.

Yatak odamdan içeriye girdiğimizde artık bunun geriye dönüşünün olmadığını ikimiz de biliyorduk. Zaten bunun geriye dönmesini ya da bitmesini isteyen de yoktu. Burçin’i kalçalarından tutarak yatağa yatırdım ve bacaklarının arasına girerek daha şehvetli öpmeye başladım. Burçin altımdaydı ve inleyerek emiyordu dudaklarımı. Burçin’in gömleğini çıkarttım, üstündeki tişörtü de çıkarıp kenara attım. Sade, düz bir pembe sutyen vardı beyaz göğüslerini kapatan. O düz sutyen o kadar sexy geliyordu ki gözüme. Sutyeninin kopçalarını açarken Burçin’in göğüslerinin üst kısımlarını öpmeye başladım. Göğüslerini sutyenden tamamen kurtarınca da emmeye başladım. O orta boylarda dik göğüslere aç bir çocuk gibi saldırıyordum…

Burçin beni hafifçe itti. Dizlerimin üstünde doğrulduğumda tişörtümü çıkartıp kenara attı. Ben de pantolonumu çıkardım, sadece Boxerla kaldım. Yatağa uzanıp kendimi Burçin’e bıraktım. Burçin yavaşça Boxeri çıkarttı. Kalkık sikimi görünce birkaç saniye duraksadı. Heyecanlandığı belliydi. Sikimi eline aldı ve okşamaya başladı. Sonra da tokasını çıkarttı ve eğilip hafif hafif emmeye başladı sikimi. Çok amatördü. Sadece başını ve biraz daha altını ağzına alabiliyordu. Saçlarına daldırdım ellerimi ve onu yönlendirmeye başladım. Burçin’in sikimin tamamını ağzına alması birkaç dakika sürdü, ama sonunda güzel bir uyum yakaladık. Her şeyde olduğu gibi yatakta da güzel bir uyumumuz olmuştu.

Burçin sikimi emerken taşaklarımı okşamaya başladı. Bir süre sonra dizlerinin üstünde doğruldu. Onu yatağa yatırdım ve göbek deliğine öpücükler kondururken pantolonunu çıkarttım. Pembe düz bir külot ile kaldı karşımda sadece. Utanıyor gibiydi. Külotunu hafifçe çekerek çıkarttım. Tüysüz, küçük dudaklı amı karşımdaydı artık. Bacaklarını araladım hafifçe ve elimi amının üstüne koydum. Burçin utanarak, “Ben.. daha önce hiç yapmadım…” dedi. Şaşırarak, “Bakire misin yani?” dedim. Burçin, “Evet… Aslında ben daha önce bir erkekle de öpüşmedim…” deyince iyice şaşırdım. Bu kızın sevişme konusunda ilki olacaktım.

Bacaklarını araladım ve o bakire amı yavaş yavaş yalamaya başladım. Burçin inleyerek zevkle kıvranıyordu yatakta. Vücudu önümde dans ediyordu adeta. Ellerimi bacaklarında tutarak amını yalamaya devam ettim. Öyle güzel sulanmıştı ki amı, Burçin’in zevk aldığından yüzde yüz emin olmuştum. Onu iyice rahatlatana kadar yalamak istiyordum amını, ama Burçin beni şaşırtarak erkenden orgazm oldu. Yattığım kadınlar arasında en erken orgazm olan kızdı Burçin. Gözlerime bakarak, “Bu çok farklıydı…” dedi ve nefes nefese yatmaya başladı.

Burçin’in bacaklarını yukarı kaldırıp geriye iterek, ortaya çıkan pembe ve daracık göt deliğini yavaş yavaş dillemeye başlamıştım. Bakireliğini almayacaktım bugün ve arkadan deneyecektim ilk ilişkimizi. Burçin biraz şaşırmış, ama sonra farklı bir zevkin etkisiyle her şeyi benim kontrolüme bırakmıştı. Göt deliğini uzunca yaladıktan sonra Burçin’in bacaklarını omzuma aldım ve “Canın biraz yanacak, ama bana güvenirsen çok zevk alacaksın!” dedim. Burçin gözlerini sımsıkı kapattı ve kafasını ‘Tamam!’ anlamında salladı.

İyice yanaşıp, sikimi göt deliğine dayadıktan sonra yavaşça bastırdım. Göt deliği çok dardı ve Burçin sürekli kendini kasıyordu. Elimi amına attım ve okşamaya başladım. Ben okşadıkça Burçin biraz daha rahatlıyordu ve bu sayede kendini kasmayı bırakıyordu. Bir yandan amını okşarken, bir yandan götüne yavaş yavaş giriyordum. Götüne her girdiğim santimde daha fazla zevk alıyordum, Burçin de iniltilerini arttırıyordu. Onu rahatlatmak ve kendini kasmasını önlemek için her türlü şeyi yapıyordum. Elim amının üstünde gezerken dilim de sürekli göğüslerinin ucundaydı…

En sonunda köküne kadar girdiğimde, “Bak gördün mü, hepsini aldın işte!” dedim. Burçin gülümseyerek dudaklarımı öptü ve “Senin sayende aldım, beni çok rahatlattın!” dedi. Öpüşmelerimiz devam ederken yavaş yavaş Burçin’in götüne girip çıkmaya başladım. Daracık göt deliğinin içinde her yerini hissedebiliyordum. O sıcacık deliği sikmek benim için büyük bir keyifti. Zamanla git gellerim hızlanıyordu ve daha sert pompalıyordum. Burçin ara sıra çığlıklar atıyor, bazen de sadece kısa kısa iniltiler çıkartıyordu. Burçin’in duygularını hissetmek, yüzünün değişimini görmek o kadar keyifliydi ki, onu izlerken de müthiş keyif alıyordum…

En sonunda boşalmaya yaklaşmıştım. Burçin’in götüne sertçe kökledim ve döllerimi içine boşalttım. Boşalırken duvarda asılı olan fotoğrafa gözüm takılmıştı. Karımla benim düğün fotoğrafımızdı. Burçin göğsüme hafifçe dokunarak, “Şey, kalkabilir miyim?” dedi. Kendime geldim o an ve yavaşça Burçin’in götünden çıkıp yatağa attım kendimi. Burçin tuvalete gitti. Ama ben garip bir şekilde gözlerimi o fotoğraftan alamıyordum.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

izmir escort izmir escort izmir escort hurilerim.com şişli escort bakırköy escort kocaeli escort kocaeli escort escort keçiören escort rus escort bahçelievler escort ensest hikayeler gaziantep escort erotik film izle escort ankara şişli escort mecidiyeköy escort sincan escort bahçeşehir escort gaziantep escort taksim escort bursa escort bayan görükle escort bursa escort bursa merkez escort bayan mersin escort otele gelen escort Ankara escort bayan Ankara Escort Ankara Escort Rus Escort Eryaman Escort Etlik Escort Sincan Escort Çankaya Escort Antalya escort kuşadası escort bayan eryaman escort demetevler escort Escort etlik escort görükle escort beylikdüzü escort escort escort escort travestileri travestileri Bahis siteleri porno porno erzincan escort erzurum escort eskişehir escort giresun escort gümüşhane escort hakkari escort hatay escort ığdır escort ısparta escort istanbul escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort xnxx Porno 64 alt yazılı porno bursa sınırsız escort bursa escort bayan porno izle bursa escort görükle escort antalya escort Anadolu Yakası Escort Kartal escort Kurtköy escort Maltepe escort Pendik escort Kartal escort şişli escort bornova escort balçova escort mersin escort istanbul travesti istanbul travesti istanbul travesti ankara travesti Moda Melanj