Bir Ayak Fetişi Serüveni

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Asian

Bir Ayak Fetişi Serüveni
Bir Ayak Fetişi Serüveni

Benim adım Tarık. 18 yaşındayım. Boyum 1.78 kilom da 72. Ben kendimi bildim bileli çok utangaç birisi olmuşumdur. Annemin babamın yanında bile çekingen tavırlar sergiliyordum. Bu huyum hiç değişmedi. İlkokulda biraz arkadaşım vardı. Onlarla çok takılmıyordum ama en azından varlardı işte. Kızlarla bırakın konuşmayı merhaba merhabam bile yoktu. Yıllar geçtikçe arkadaşlarım hep azaldı. 8.sınıftayken neredeyse hiç arkadaşım kalmamıştı. Teog denen sınav yaklaşıyordu ama sınıftakiler sürekli gezip tozuyorlardı. Ama ben hiç onlarla gezemedim. Onlar beni davet etmemişti, ben zaten gidip kendimi davet ettiremezdim. Ben de onlarla gezmek istiyordum ama olmuyordu işte. Terslenme korkusu, çekingenlik beni bunu yapmaktan alıkoyuyordu. Kimsenin de benim bu bariyerlerimi aşmak için çaba göstermek gibi bir derdi yoktu. Ben de yapabileceğim tek şeyi yaptım ve kendi kabuğuma iyice çekildim ve ders çalıştım. İstanbulun çok iyi anadolu liselerinden birine yerleştim. O yaz tatilinde annemle biraz atıştık. Benimle “Senin neden hiç kız arkadaşın yok, bu yaşına geldin hala seni bir kızla görmedim.” Diye kızıyordu bana. Tabi ki o da oğlunu kızlarla birlikte görmek istiyordu ama ne yapabilirdim ki? Gidip kızlarla konuşacak cesarete sahip değildim. Liseye geçtiğimde annemle babam artık bir şeylerin değişeceğine ve benim açılacağıma inanıyorlardı ama durum böyle olmadı. Lisede de hiç arkadaşı olmayan, arkadaki, o kimsenin varlığından bile haberdar olmadığı o çocuktum. Böyle olmak istemiyordum ama bu durumu tersine çevirecek güç de yoktu içimde. Kendimi çok aşağılık hissediyordum. Dışlanmış ve ezik. Yürürken sürekli başıma öne eğerek yürüyordum. Yanımda bir çocuk oturuyordu. Başlarda onunla az da olsa muhabbet ediyordum ve bu bana çok iyi geliyordu ama birkaç hafta sonra benim yanımdan kalktı ve bir grup arkadaşıyla birlikte başka bir yere oturdu. Bana gelmek ister misin bile demedi. Ki muhtemelen gelmemi istemiyordu. Benim gibi silik bir tipi kim yanında istesin ki? Artık erkeklerden yana bir iletişim kurma şansım kalmamıştı. Sınıfta çok güzel kızlar vardı ama bırakın yanlarına gidip onlarla arkadaş olmayı, kafamı gömdüğüm sıradan kaldırıp onların gözünün içine bile bakamıyordum. Birçok gecem yalnızlıktan ağlayarak geçti. Sürekli “Ben neden diğer çocuklar gibi değilim?” Diye sessiz sessiz ağlıyordum. Ağlamam bile kendini toplumdan saklıyordu. Günler aylar bu şekilde geçti. Ben bu yalnızlığın getirdiği boşlukta hep ders çalışıyordum ve matematiğim müthişti ama fen derslerinde çok iyi değildim. Matematiğim iyiydi iyi olmasına ama matematik sınavlarında genelde bir kızın yanına denk geliyordum. Stresten ve çekingenliğimden resmen yutkunamıyordum ve o haldeyken sınavdan çok yüksek notlar da alamıyordum. Bir keresinde kalemimin ucu bitti. Ama ben yanımdakine dönüp de “uç verir misin?” Diyemedim. Diyemedim işte. Eğer hoca fark edip bana uç bulmasa boş kağıdı teslim edip çıkacaktım sınıftan. İşte bu böyle devam etti. 10.sınıfın sonunda alan seçimi yapıldı ve ben sayısalı seçtim. 11.sınıfa geçerken sınıflar karıldı ve yanıma daha önce hiç görmediğim Ali diye bir çocuk oturdu. Ali benden biraz daha kısa, fit bir vücuda sahip, sarışın ve çok yakışıklı bir çocuktu. Onu görür görmez ondan nefret etmiştim. Benimle dalga geçen, sınıfın popüler çocuğu olacak diye düşünüyordum. Ama öyle olmadı. Ali benimle arkadaş olmaya çalışıyordu. Başlarda ben onu kendimden uzaklaştırmaya çalıştım ama çabalarım başarısız oldu. Onunla çok iyi anlaşıyorduk. Sürekli muhabbet ediyorduk. Gülüp eğleniyorduk. Aliyle karakterlerimiz tamamiyle zıttı ama bu bizim avantajımızaydı. Resmen birbirimizi tamamlıyorduk. Muhteşem bir ikili olmuştuk. Okulda, okuldan sonra, gece fark etmeksizin sürekli ya birlikteydik ya da telefondan konuşup mesajlaşıyorduk. Benim duvarlarımı yıkmıştı Ali. Gidip diğer insanlarla muhabbet başlatacak seviyeye kadar getirmişti beni. Başlarda çok zorlansam da onun beni zorlamasıyla birkaç arkadaş bile edindim kendime. Ama hiçbiri Ali’nin yerini tutamazdı. 11.sınıf hayatımın o zamana kadarki en güzel yılı olmuştu. Gidip yanlarına konuşamasam da en azından kızlara bakabiliyordum. Kendimin de bir erkek olduğunu ve kadınlardan hoşlandığımı hatırlamıştım sanki. Sanki bunun daha önce farkında değilmişim ya da bunun bir önemi yokmuş gibi. 11.sınıf da bu şekilde bitti. 12.sınıfa geçtiğimizde sınıflar tekrardan karıldı ama çok şükür ki Aliyle aynı sınıfa düşmüştük. Okulun ilk günü bahçede toplandık. Aliyle aramızda bir özlem giderme durumu olmadı çünkü zaten yaz tatili boyunca birlikteydik. Herkes sıra oldu. Sıra olurken bir kız gözüme takıldı. Bizim sınıfın sırasına giren, 1.68 boylarında, yeşil gözlü, kahverengi saçlı, muhteşem bir kızdı. Belki de bana öyle geliyordu ama sanırım bu kız hayatımda gördüğüm en güzel kızdı. Ama sanki onun bu güzelliğini bir tek ben fark etmişim gibi geliyordu. Hayatımda ilk defa gerçekten bir kızın yanına gidip onunla konuşmaya yeltendim. Hatta biraz gittim ama olmadı. Utangaçlığım ağır basmıştı. Hemen bunu Aliyle konuştum. “Ben bu kıza aşık oldum kanka, bir şey yapmamız lazım.” Dedim. Elini omzuma koydu “Sen hiç merak etme kardeşim, o iş bende.” Dedi. Ali öyle dediyse tamamdır benim için. Ona güvenim sonsuz. Müdür kürsüye çıktı geleneksel boşunu yaptı ve sınıflara geçmeye başladık. Benim tutulduğum kız arkadaşıyla birlikte en sağ en öndeki sıraya oturdu. Ali hemen koştu ve onun bir arkasındaki sıraya oturdu ve beni yanına çağırdı. Ben de gidip oturdum. Önce herkes yanındakiyle muhabbet ediyordu ama Ali bir şekilde önümüzdeki kızlarla bizim muhabbetimizi birleştirdi. Ali’nin de böyle bir yeteneği vardı işte. Ve ben aşık olduğum kızın ismini de öğrenmiş oldum. Pelin. O gün zaten hocaların yarısının gelmemesinde ve gelenlerin de bizi serbest bırakmasının yarattığı boşlukta dördümüz çok iyi kaynaştık. Daha doğrusu Ali bizi kaynaştırdı. Artık biz dörtlü bir grup olmuştuk ve sürekli beraber takılıyorduk. Ben ne zaman Pelin’e baksam onun gözlerinde kayboluyordum. Pelinin matematiği çok iyi değildi ama o da fen derslerinde çok iyiydi. Ben ona matematikte anlamadığı yerler konusunda yardımcı oluyordum o ise bana fen derslerinde. İkimiz dörtlü gruptan yavaş yavaş kopup beraber de vakit geçirmeye başlamıştık. Her şey çok güzeldi. 12.sınıfa gidiyorduk. Üniversite sınavına çalıştığımızdan zaten öyle kafeye ya da sinemaya falan gitmemiz çok zordu ama en azından onu ders çalışmaya davet etmek istiyordum. Birkaç kez edecek gibi olduysamda bir türlü başaramadım. Davet etsem kabul edecekti bunu gözlerinde görebiliyordum ama işte, edemiyordum. Sonra bir gün bana kimyadan anlamadığım bir yeri anlatırken “Ya Tarık, bunu şu an hiç anlatasım yok. İstersen akşam bize gel hem ben sana bunu anlatırım hem sen de bana şu değişken değiştirmeyi anlatırsın. Gelmek ister misin?” Dedi suratında bir gülümsemeyle. Gelmek ister miyim. Bu ne saçma bir soruydu böyle. Resmen içimde havai fişekler patlıyordu. Yüzümde saklayamadığım bir gülümseme oldu. İçim sıcacık olmuştu. Hani neredeyse mutluluktan gözlerim yaşaracaktı. “Tabi gelirim.” Dedim gülerek. O da güldü. “Akşam görüşürüz o zaman.” Dedi. Ben hemen koşup heyecanlı heyecanlı bunu Ali’ye anlattım. Ali de diğer kızı çoktan götürmüştü bu arada. Anlattıklarımı dinlerken onun da yüzü gülüyordu. Benim başıma gelen bir şeyden bu derece mutluluk duyan bir arkadaşa sahip olduğum için dünyanın en şanslı insanıymışım gibi hissediyordum. Akşam eve gittiğimde yüzüm hala gülüyordu. Gitmek için sabırsızlanıyordum. Ali’nin tavsiyesi üzerine üzerime rahat bir şeyler giydim ve Pelin’in attığı konuma gittim. Eve vardığımda zile basıp basmamak konusunda tereddüte düşmedim desem yalan olur. Ama sonunda ilk kez utangaçlığımı yendim ve “Neyse ne.” Diyerek zile bastım. Pelin için değerdi. Çok rahat ama bir o kadar da şık bir kıyafetle Pelin açtı kapıyı. “Hoşgeldin”. Dedi. Onu ilk defa okul kıyafetinden başka, hele bu kadar güzel bir kıyafetin içinde görünce bir süreliğine nutkum tutuldu ama sonra toparladım ve “Hoş bulduk.” Dedim. Ayakkabılarımı çıkardım ve içeriye geçtim. “Merak etme şu an evde bir ben bir de annem var. Babam da ablam da şu an şehir dışındalar. Rahat ol biz bizeyiz yani.” Dedi. Ben sadece gülümseyerek kafa salladım. Direkt Pelin’in odasına geçtik. Odası çok güzel ve çok düzenliydi. Her şey yerli yerindeydi. Çalışma masasına geçtik ve ders çalışmaya başladık. Birkaç saat boyunca hem ders çalıştık hem de sohbet ettik. Her şey muhteşemdi. Bir süre sonra ikimiz de yorulduk ve bir ara vermeye karar verdik. Odadan çıkıp salona televizyon izlemeye gittik. Salondaki büyük koltukta Pelin’in ablası yüz üstü uzanmış, bacaklarını dizlerinden büküp ayaklarını tabanları yukarıya bakacak şekilde havada çaprazlamış, göğüsünün altına bir yastık almış biriyle mesajlaşıyordu. Ablası 175 boylarında, mavi gözlü, kızıl saçlı ve muhteşem bir fiziğe sahip, afet gibi bir kadındı. 21-22 yaşlarında olsa gerekti. Onun uzandığı koltuk tam televizyonun karşısında, televizyona doğru bakıyordu. Bu koltuğun solunda aynı bunun gibi büyük ama yan duran bir koltuk vardı. Ama onun üstünde üstü örtülü mantılar vardı. Ablasının olduğu koltuğun sağında ise yine yan duran ama tekli bir koltuk vardı. Pelin şaşkın bir şekilde “Abla? Sen Eskişehirde değil miydin? Nasıl, ne zaman geldin? Okulun yok mu?” Dedi. Ablasının adı Selma’ydı. Selma abla “Bizim fakültenin hocalarının katılması gereken bir şey varmış, bir hafta tatilim de sen onu boşver şimdi. Vay be. Küçük kardeşim büyümüş sevgili yapmış, o da yetmemiş onu eve atmış. Hey yavrum hey kimin kardeşi be!” Dedi. Sevgilisi deyince ben tam kem küm edip kendimce itiraz etmeye çalışacaktım ki Pelin bana hiç fırsat vermeden “Evet sevgilim evimde ders çalışmaya geldi ne var bunda? Aslan gibi çocuk bak.” Dedi. Benim resmen yüzümde çiçekler açmıştı onun bu söylediklerinden sonra. Sonra Pelin hızla yürüdü ve tekli koltuğa oturup televizyonu açtı. Aslında tam oturdu denemez. Başını koltuğun kollarından birine dayayıp bacaklarını diğer kolun üzerinden aşağıya sarkıttı. Televizyona doğru uzandı yani. Ben de gidip Selma ablanın ayaklarının yanına oturmak zorunda kaldım. Selma abla “Neden öyle koştun kız?” Dedi. Pelin de “Saatlerdir yollardasın. Ayaklarının kokusu odanın diğer tarafına kadar geliyordu bir de kaynağının yanına mı oturacaktım. Ben de Tarık oturmasın diye önce davrandım.” Dedi gülerek. Selma abla biraz sinirlendi. “Hadi lan ordan benim ayaklarım gül bahçesi gibi kokar bir kere.” Dedi. “Ya tabi tabi. Benim burdan burnumun direği kırıldıysa Tarık’ı tahmin bile edemiyorum..” Dedi Pelin. Selma abla ayaklarının tabanını suratıma doğru eğdi ve burnumun dibine kadar getirdi. Tabanları gözlerimin önündeydi. “İnanmıyorsan sevgiline soralım. Canım kokla bakalım ayaklarım nasıl kokuyor.” Dedi. Tabanları çok pürüzsüzdü. Ayakları çok biçimliydi. Ayağının her bir parçası, her bir kıvrımı kendini belli ediyordu. Parmakları da çok biçimli ve düzgün duruyorlardı. Kıpkırmızı ojeliydi hepsi. Ve ayağı çok terliydi. Bakınca saatlerce ayakkabı içinde kalmış olduğu belli oluyordu. İstemsizce burnumu yaklaştırdım ve çok derin bir nefes aldım. Ayakları ter kokuyordu ve gerçekten çok ağır bir kokuydu bu. Öyle ki koku resmen başıma vurmuştu. Sanki koku beynimdeki bir şeyleri açtı gibi hissettim. Bir an başım döndü. Ama. Ama bu koku daha önce hiçbir şeyin vermediği kadar zevk vermişti bana. Bir anda penisim dimdik oldu ve tamamen kendi irademin dışında bir kez daha ciğerimin son raddesine kadar kokladım ve “Ohh.” Dedim. Kendime inanamıyordum. Resmen bir kadının ter kokan ayaklarını kendi isteğimle kokluyordum ve daha da utanç verici olanı bundan zevk alıyordum. Üstelik ayakları çok ağır ter kokuyordu ama bu koku beni mest ediyordu. Kendimi çok aşağılık hissetmiştim. Sonuçta koklamaktan hoşlandığım şey bir kadının saatlerce ayakkabısında tuttuğu terli ayaklarıydı. Ayak ya ayak. Vücudunun en pis yeri. Ama o koku beni o kadar etkilemişti ki kendimi kaybedip “Muhteşem kokuyorlar. Gerçekten muazzam.” Dedim. Pelin şaşkın şaşkın bana bakarken Selma abla kahkaha atıyordu. Selma abla “Ben sana ne dedim. Bak sevgilin ayaklarımın kokusunun müptelası oldu. Kimse benim hakkımda kötü bir şey söyleyemez zaten. Ayaklarımın kokusu hakkında bile.” Dedi. Penisim neredeyse pantolonumu delecekti o derece kalkmıştı. Ben neden bu kokudan , bu sözlerden zevk alıyordum. Selma abla gözümde büyüyordu resmen. Kendimi nedensizce onun altında olmalıymışım gibi hissediyordum. Ne kadar da aşağılık bir düşünceydi bu böyle. Bir kızın terli ayak kokusu benim neden hoşuma gitmişti anlam veremiyordum ama delicesine sevmiştim o kokuyu ve tabanlarının görüntüsünü. Verdiğimiz aranın geri kalanımda Pelin televizyon izledi, Selma abla telefonuyla mesajlaştı ben ise anlamsızca Selma ablanın ayaklarının kokusunu koklayarak kendimden geçtim. O gün eve gittiğimde bu konu üzerine kafa yormamaya karar verdim. Herhalde ayağının kokusu bana geçmişteki bir şeyi hatırlatmış olmalıydı. Yoksa benim bir kadının terli ayak kokusunu sevmem mümkün değildi. Tabii ki de değildi. Bu kadar alçalamazdım. O gece sevdiğim kızın benden sevgilim diye bahsetmesi ve onunla gece boyunca ders çalışmamızın verdiği mutlulukla melekler gibi uyudum. Bir sonraki gün okulda değişik bir şey olmadı. Her şey normal, tıkırında işliyordu. Pelinle çok güzel vakit geçiriyorduk ve bu beni mutluluktan havalara uçuruyordu. Dün gece yaşananları, özellikle de Pelin’in benden sevgilim diye bahsettiğini Ali’ye anlattığımda o da en az benim kadar mutlu olmuştu. Onun diğer kızla olan ilişkisi zaten yolundaydı sormaya gerek yoktu. Ali bu konularda doğuştan yetenekliydi. Bugün tekrar gidecektim. Eve gidip üzerimi değiştirdim, yemeğimi yedim ve hızlıca yola çıktım. Geç kalmak istemiyordum. Onların evine vardığımda bu kez kapıyı Pelin’in annesi açtı. Annesi benden çok az uzun, ne zayıf ne şişman tam kıvamında kiloda, Sapsarı saçlı, Selma abla gibi mavi gözlü, 45 yaşında ama kesinlikle yaşını göstermeyen 20 lik kızlara taş çıkartacak derecede güzeldi. Annesi gülümseyerek ”Hoşgeldin delikanlı. Benim adım Tülin, Pelin’in annesiyim.Yahu sen amma yakışıklıymışsın bizim kız seni nasıl tavlamış helal olsun.” dedi. Ben hemen araya girerek ”Estağfirullah Tülin teyze. Sizin kızınız her şeyin en iyisini hak ediyor.” dedim. Bunu dediğimi duyunca birden ciddileşti ve ”Aferin çocuk, seni test ettim ama başarılı oldun. Benim kızımla birlikte olduğun için ne kadar şanslı olduğunun farkında mısın değil misin bilmem gerekiyordu. Kızımla iyi geçinmeye çalış ve sakın şunu unutma: Eğer kızımı üzersen seni böcek gibi ezerim.” dedi. Ben yutkunamıyordum. Birden güldü ve ”Hadi içeri geç Pelin seni bekliyor. Ben şimdi çıkıyorum siz keyfinize bakın.” dedi. Ben sadece kafa sallayabildim. İçeri Pelin’in yanına geçtim. Annesi de gidince ev boş kalmıştı. Bir süre ders çalıştıktan sonra dış kapı açıldı ve bağırışma sesleri eşliğinde biri eve girdi. Giren kişi Selma ablaydı ve biriyle çok sert tartışıyordu. Pelin bana bakıp ”Sen boşver bizlik bir durum yok, ona yardımcı olamayız en iyisi onu yalnız bırakmak.” dedi. Ama ben böyle bir şey yapamazdım. Karakterim böyle değildi. Bir süre sonra bağırışmalar kesildi. Biz bir süre daha ders çalıştık sonra ben lavaboya gitmem gerektiğini söyledim ve odadan çıktım. Selma abla salonda büyük koltuğun üzerine yüzüstü uzanmış ağlıyordu. Onu öyle görünce dayanamadım ve gidip yanına ayaklarının dibine oturdum. Dediğim gibi normalde asla kızlarla gidip konuşamam ama birincisi bu kadın sevgilimin ablasıydı ve daha da önemlisi birini üzgün görmeye dayanamıyorum. Özellikle de bu kişi değer verdiğim birisiyse. Ben oturunca göz yaşlarını sildi ve ”Beni yalnız bırakır mısın?” dedi. Bırakamazdım. Değer verdiğim birini o halde bırakamazdım. ”Kötü bir şey mi oldu? Benimle her şeyi paylaşabilirsin, yükün hafifler. Ben mal gibi dinlerim.” dedim gülerek. ”Gerçekten mi?” dedi ve anlatmaya başladı. En yakın arkadaşı Selma ablanın sevgilisini onu aldatırken yakalamış hatta fotoğraflarını bile çekmiş. Telefonda da en yakın arkadaşıyla tartışıyormuş. ”O öyle bir şey yapmaz sen bizim aramızı bozmaya çalışıyorsun!” gibisinden. Sonra arkadaşı fotoğrafları atınca tabi şüphe yerini su götürmez bir gerçeğe bırakmıştı. Bana anlattıkça rahatlıyordu ama yüzü bir türlü gülmüyordu. Sürekli espri yapmaya çalışıyordum ama güldürmeyi bir türlü başaramıyordum. Son esprimden sonra ”Beni güldürmeye çalıştığının farkındayım, çabanı da takdir ediyorum ama şu an bu mümkün değil kusura bakma.” dedi. Ben de biraz düşündükten sonra suratımda sinsi bir gülümsemeyle ”Eğer esprilerimle güldüremiyorsam, ben de başka şekilde güldürürüm.” dedim ve bacaklarını sol kolumla sarıp diğer kolumla ayaklarını gıdıklamaya başladım. Selma abla kahkaha atarak çırpınıyordu. Yüzüstü yattığı için yeterince kuvvetli çırpınamıyordu ama. Gülmekten gözünden yaşlar geliyordu artık. Sonra sırt üstü döndü ve çok daha kuvvetli çırpınmaya başladı. Bacaklarını zapt etmem mümkün değildi ki edemedim de zaten. Sağ bacağını kolumdan kurtardı ve bir anda suratıma doğru getirmeye başladı. Tabi çok hızlı gerçekleşiyordu bu olay. Tabanının suratıma geldiğini görünce bi tuhaf oldum ve her nedense ayağını tutmak için veya suratımı çekmek hiçbir hamle yapmadım. Gelişini öylece seyrettim sadece. Tabanı yavaşça suratıma temas etti. Üst tarafı yanağımda topuk tarafı dudaklarımın üzerindeydi. Yumuşacık ayağının sıcaklığını suratımda hissediyordum. Ayakları çok terliydi ve o terleri suratımda gayet rahatlıkla hissedebiliyordum. Bir sessizlik oldu. Selma abla gözlerimin içine ”E hadi terli ve pis kokulu ayağımı suratından çekmeyecek misin?” der gibi bakıyordu. Penisim daha önce hiç olmadığı kadar kalktı ve resmen kitlenmiştim. Tek yapmam gereken ayağını suratımdan çekmekti ama yapamıyordum. Öylece kalakalmıştım. Tamamen kontrolüm dışında ayağının o çok keskin ter kokusunu ciğerimin son raddesine kadar çektim. Koku o kadar güzel geliyordu ki bana gözlerim kayıyordu neredeyse. Selma abla terli ayağını kokladığımı görünce resmen bir kahkaha patlattı. Onun o gülüşünden sonra iyice yerin dibine girmiştim. Evet ben her zaman silik bir tiptim ama daha önce hayatımda kendimi hiç bu kadar ezik ve aşağılık hissetmemiştim. Yer yarılsa da içine girsem diye düşünüyordum. Ama derinlerde bir yerlerde ait olduğum yerdeymişim gibi hissediyordum. Kadınların ayağının altında. Selma abla yumuşacık tabanını suratımın her yerinde gezdirmeye başladı. Hayatımda hiçbir şeyden bu kadar zevk almamıştım. Bir süre sonra yumuşacık tabanına ve derin derin kokladığım keskin ter kokusuna dayanamadım ve hayatımın en güçlü boşalmasını yaşadım. Titreyerek boşaldım resmen. Pantolonum göle dönmüştü. Aslında Selma abla pantolonumu göremiyordu ama suratımın aldığı ifadeden ve titrememden boşaldığımı çok rahatlıkla anlamıştı. Çok şiddetli bir kahkaha daha patlattı. ”İnanamıyorum resmen ayağımla boşalttım seni. Çok eğlenceliydi ya. Erkekleri ayaklarımla bu hale getirebileceğimi baştan bilseydim, şimdi kapımda onlarca köpeğim olurdu. Vay be demek ayak fetişin var.” dedi. Ne demek ayak fetişi. Hayır ben bunu kendime yediremezdim. Benim hiç öyle bir sevdam olmamıştı. Bunu da ona açıklamam gerekiyordu. ”Selma abla benim ayak fetişim falan yok. Ayaklardan hoşlanmıyorum az önce ne oldu anlamadım ama öyle bir şey…” derken tabanını suratıma dayadı. Elden ayaktan kesilmiştim resmen. Bir anda istemsizce ayağını derin derin koklamaya başladım. ”Sanki bir şey söylüyordun kusura bakma, ayağım suratına geldi. Ama eğer konuşmaya devam etmek istiyorsan istediğin an ayağımı suratından çekebilirsin.” dedi. Ya ayağını çekmem lazım. Bu kadar da aciz olamam artık. Bir kadının ayağını nasıl suratımdan çekemem yahu! Ben nasıl bu kadar aşağılık olabilirim. Ama öyleydim işte. Çekemedim. Cevap olarak sadece derin derin koklamaya devam ettim. ”Ben de öyle düşünmüştüm. Şimdi terli ayağımı kokla, sinüslerine kadar çek. Beyninin her zerresine işlemesini istiyorum bu kokunun. Hiç aklından çıkmasın.” dedi. Ben deliriyordum resmen. Kendimi çok aşağılık hissediyordum ama bu his nedensizce hoşuma gidiyordu. Bir süre sonra ”Yeterince kokladın. Artık beyninin her zerresine sirayet etmiştir müthiş ayaklarımın kokusu. Şimdi de bir tadına bak bakalım. Ayaklarımı yala!” dedi. O öyle der demez vücudum beynimden önce davrandı ve hemen yalamaya başladım. Ayağındaki terin o tuzlu tadı ağzıma geliyordu ama müthiş bir tattı bu. O an hayatta tek yapmak istediğim şey ayaklarını yalamaya devam etmekti. Yaladıkça yaladım. Topuktan parmaklara kadar her yeri tertemiz ettim. Kıpkırmızı ojeli parmaklarını buruşana kadar emikledim. Aman Allahım muhteşem bir şeydi bu. Sonra bana ”Ağzını aç!” dedi. Hemen ağzımı kocaman açtım. Sağ ayağını parmaklarından ağzıma soktu. Ağzım genişti 5 parmağını birden alabilmiştim. Sonra diğer ayağını da penisime dayadı. Boşalmamdan dolayı penisimin etrafındaki döller penisimi kayganlaştırıyordu zaten. Ayağıyla penisimi ovmaya başladı. Ağzımdaki ayağını da ağzıma sokup çıkartmaya başladı. Zevkten resmen çıldırıyordum. Bir süre sonra tekrardan dayanamadım ve çılgınlar gibi boşaldım. Bir kahkaha daha patlattı. ”Ben ne muhteşem bir varlığım ya! Erkekleri ayaklarımla bile boşaltabiliyorum. Vücudumun en pis yeriyle. Ama zaten erkekler de oraya layık. Ayaklarımın altına. Sizden bana ancak paspas olur başka da bir şey olmaz. Oh be keyfim yerine geldi. Sevgili de neymiş. Erkekleri ayaklarımla köpeğim yapabilecekken kim takar sevgiliyi. Benim isteklerimi yerine getirirsin değil mi Tarık bey?” dedi. Bana cevap vermek için süre tanımadan parmaklarıyla burnumu sıkıştırdı ve başımı yukarı aşağı eğerek kendini onaylattı. ”Ama sen dua et kız kardeşimin sevgilisisin sana çok yüklenmeyeceğim. Ama diğer erkeklere yapacağımı biliyorum ben. Hadi şimdi git temizlen, kız kardeşimi yalnız bırakma.” dedi ve ayağıyla suratımı itti. Hemen banyoya gittim. Aynada kendime bakamıyordum. Kendimden utanıyordum. O kadar aşağılık hissediyordum ki yer yarılsa içine girerdim. Ama bir yandan da benliğimi bulmuşum gibi hissediyordum. Donum sırılsıklam olmuştu onu çıkardım. Pantolonumda çok bir şey yoktu don hepsini toplamıştı. Ben de donsuz bir şekilde Pelin’in yanına gittim. Bana ”Nerde kaldın be Tarık, seni bekleye bekleye ağaç oldum.” dedi. Ben de ”Ya kusura bakma, midemi üşütmüşüm galiba karnım fenaydı.” dedim. Gözlerindeki acıma duygusunu görmüştüm. ”Geçmiş olsun.” dedi. Ben de kafa salladım. Bir süre daha ders çalıştık sonra ben eve gittim. Yatağa girdiğimde uyuyamıyordum. Durmadan yaşadıklarımı kafamda döndürüp döndürüp duruyordum. Sonra uyuya kalmışım.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Genç Misafirimiz  Bölüm 2

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Genç Misafirimiz  Bölüm 2

Hava alanına giderken karım oldukça heyecanlıydı. Selim’i karşılamamız daha çoşkulu oldu bu sefer. Ne de olsa daha yakınlaşmıştık ilk ziyaretinde. Sarılıp öpüştük. Dilek’in davranışlarında pek çekimserlik hissetmedim. Konuştuklarımız bir şey değiştirmemişti. 

Bir kaç gün geçmiş bu durumu kabul etmeye başlamıştım. Selim eve alışmıştı. Okulu yoktu. Gündüzleri çıkıp dolaşıyor daha kendi hayatı olmadığı için akşamları genellikle beraber yemek yiyorduk. Bir akşam eve geldiğinde Dilek de işten dönmüştü. Selim’in elinde kocaman bir çiçek Buket’i vardı.

-Dilek ablacığım, bunlar sana.

-Nerden çıktı bunla böyle?

-Bir neden mi olması lazım abla. Görünce seni düşündüm. Aldım.

Dilek, çiçekleri bir eliyle alırken ötekiyle de Selim’e sarıldı. Yanağından öptü. Selim de ona sımsıkı sarılıverdi. Bir eli karımın belinde, bedenleri tamamiyle bir birine değiyordu. Dilek’in üstünde incecik bir ev elbisesi vardı. Sütyensiz olgun göğülerinin aralarında ezildiğini gördüm. Selim de onu kulağının biraz altıdan öptü. Bir iki saniye kokusunu içine çeti. Bu çocuk gerçekten hissettiriyordu karıma onu istediğini. Benden de çekinmiyordu açıkçası. Rahattı. Prens gibi yetiştirilmişti zengin piç kurusu.

Yemek yerken aklıma Türk arkadaşlarımızın kızı geldi. Selim’le yaşıtlardı. Tanıştırmayı teklif ettim. Güzel bir kız olduğunu söyledim. Selim’in hoşuna gitti fikir. Açıkçası beni de çok tahrik giderdi Sibel. Tam bir afetti. Belki Selim’in sayesinde daha çok görürdüm kızı ben de. Karım kendisine ilginin azalacağını düşünüp istemese de belli etmedi. “Çok Iyi olur “ dedi.

Ertesi gün bir fırsat yaratıp gençleri tanıştırdık. Uyuştular. Bir iki kere dışarda buluştuktan sonra bir öğleden sonra Selim Sibel’i eve getirdi. Çoğu günler evden çalıştığım için evdeydim. Benimle biraz havadan sudan görüştükten sonra Selim bir şey gösterme bahanesiyle Sibel’i kendi bölümündeki odasına götürdü. Niyetleri belliydi. Ben de heyecanlandım açıkçası. 
?
Aradan biraz vakit geçince dayanamadım. Ayaklarımın ucuna basa basa onun bölümüne gittim. Kapısı aralıktı. Yatak odasında değillerdi. Salonda kanepeye oturmuş konuşuyorlardı. İkisi de birazdan yapacaklarını biliyor, olayların o tarafa doğru gitmesi için yakınlaşıyorlar, şakalaşıyorlardı. Sonunda Selim ona sarılıp öptü. Ondan sonra her şey kendiliğinden hızla gelişti. Sibel de tahmin ettiğim kadar ateşli bir kızdı. Divanda alt alta, üst üste sevişir hale gelmeleri sadece saniyeler aldı. Hala elbiseleri üstündeydi. Ben heyecanla onları dikizlerken yatak odasına gitmesinler diye dua ediyordum. Teker teker elbiseler çıkıp yere atılmaya başladığında elim bacak arama gitmişti bile. ?
Bu yaşımda, gencecik çocukları dikizlemek utandırsa da nasıl olsa farketmezler dedim. Hele Sibel’in görmeyi hayal bile edemeyeceğim çıldırtıcı güzellikteki vücudu ortaya çıktıkça çakılıp kaldım yerimde. Dip diri taze göğüsleri, yuvarlacık kalçası ve incecik beli muhteşemdi. Uzun sarı saçları, narin omuzları… Selim de aşağı kalır değildi. Uzun boylu, atletik ve kaslı vücuduyla harika görünüyordu. Üstünde hala boxer ı vardi. Öylece sevişmeye başladılar. Nasıl enerji dolu, nasıl şehvetle sevişiyorlardı gençliklerini kıskandım. Selim birazdan boxer ını indirdi ve Sibel in bacak arasına girdi. göremiyordum erkekliğini. Sibel’e dayadı ve yavaşça girmeye başladı. Sibel irkildi. “Dur! Dur! “ diye ittirdi Selim’i refleksle. Selim geri çekilince onun bacak arasına bakıp şaşkın ve korkmuş bir ifadeyle,

-Oha! Bu ne ya?, dedi. Göremediğim için merak ediyordum. Selim,

-Büyük mü ?, diye sordu sanki bilmiyormuş gibi. “Delimisin? Hayatta  alamam ben bunu”  

-Alıştıra alıştıra yaparız canim. 

-Buna ben bir yılda alışmam Selim. Ağzımla boşaltayım seni.
 
Selim kasıklarını Sibelin ağzına getirip dayadı hala tam göremiyordum ama ağzına bile zor alabiliyordu kızcağız. Ama şimdi amının güzelliğini seyredebiliyordum Sibel’in. Traşlı, pırıl pırıl bir am Elimi kilodumun icine sokup 31 çekmeye başladım. O kadar azgındım ki 2 saniye de geliverdim. Görmelerinden korktuğum icin Selim’in gelmesini beklenmeden kaçtım.

Banyoya girip temizlenirken kalbim heyecandan yerinden çıkacak gibiydi. Bir daha böyle bir şey yapmayacağım dedim kendi kendime. Tam bir rezalet olurdu yakalanırsam. Ama bir kaç gün sonra Sibel tekrar geldiğinde yine dayanamadım kapının önünde dikildim. Kapı yine aralıktı şansıma. Bir kez daha Sibel ve Selim’in güzel vücutlarını sevişirken seyredip 31 çektim ve hemen uzaklaştım.

Hafta sonu Dilek’in 29uncu yaşgünüydü. Arkadaşlarımızla bir restaurantta kutladık. Kalabalık değildi gurubumuz. Ama nezih, eğlenceli bir parti oldu. Büyük partiyi 30uncu yaşa saklıyorduk. Selim de katıldı bize, tabii yeni kız arkadaşıyla. Yaş günü olduğunu son anda söylediğimiz için hediye alacak fırsatı olamamıştı. Buna çok üzülmüş. Bize farkettirmeden kasaya gidip bütün yemeğin hesabını ödemiş. Hepimiz şaşırdık. Özellikle yüklü bir hesap olduğunu düşünürsek yaptığı büyük bir jestti ama beni zor durumda bıraktı masanın erkeği ve partinin sahibi olarak. Neden yaptın diye sitem ettik ama sonunda tabii çok teşekkür ettim.

Ertesi akşam Selim, Dilek’ten çok sonra eve geldi. Bu arada Dilek’le onu konuştuk. Evimizin düzeninin değişmesinden biraz rahatsız olduğumu biraz hissettirmeye çalıştım. Karımsa bu durumdan çok hoşlanıyordu.

-Aşkım, böyle genç yakışıklı bir çocuğun bana gösterdiği ilgiyi nasıl engellerim. Çok hoşuma gidiyor ilgisi. Keşke daha fazla gösterse. Akşamları yatakta benim daha azgın olmam hoşuna gitmiyor mu?

-Gidiyor tabii. Ama kıskanıyorum da biliyorsun. Kontrolü kaçırmayalım diye diyorum.

-Hiç Merak etme aşkım. Her şey çok güzel olacak.

Bana sarılıp kulağıma,

-Seni çok seviyorum.
diye fısıldadı.

Rahatlamıştım nedense. BIrazdan Selim geldi. Elinde bize göstermemeğe çalıştığı bir paket vardı. Sormadık. Sofra zaten hazırdı. Oturup yemeye başladık. Yemeğin sonunda selim ayağa kalktı elindeki küçük kutuyu Dilek’e uzattı.

-Dilek ablaciğim doğum gunun kutlu olsun.

Kutunun üstündeki markayı görünce ikimizde afalladık. Ünlü Fransız mücevhercisinin en ucuz takısının bile binlerce dolar olduğunu biliyorduk.

-Çok küçük bir şey.

Dilek şaşkınlık içinde aldı. Kutuyu açar açmaz, “İnanmıyorum sana” dedi heyecanla. Görebildiğim kadarıyla çok güzel iki elmas küpeydi. Bu değerde hiç bir mücevheri olmamıştı Dilek’in şimdiye kadar.

-Takabilirmiyim abla?

Masanın öteki tarafına geçti. Karım şaşkınlıktan daha teşekkür bile etmemişti. Ağzı kulaklarında, eliyle saçını yana çekip boynunu hafifçe eğdi. Öteki eliyle tuttuğu kutuyu Selim’e doğru uzattı. Selim küpenin birini alıp Dilek’e daha da yaklaştı karım onun nefesini boynunda hissediyor olmalıydı. Bir eliyle karımın kulak memesini tuttu. Küpeyi yaklaştırdı. Ucunu ağır ağır gezdirip deliği buldu. Ayni ağırlıkta ittirerek deliğe soktu. Sadece nefeslerinin sesi duyuluyordu. İtinayla arkasının kilidini taktı. Dilek öteki kulağını çevirdi. Ağır ağır öteki küpeyi de taktı. Ben sessizce izliyordum olanları. Selim, Uzaktan bakmak için bir adım geriye çekilirken son bir hareketle eliyle hafifçe karımın kulağını okşadı.

-Çok yakıştı Dilek abla. Hakikaten.

Dilek hemen aynaya koştu heyecanla. Çok mutluydu. Ellerini kulaklarına götürüyor. Kendine değişik açılardan bakıyordu.

-ÇOK GÜZELLER! ÇOOOOK GÜZELLER!

Sonra Hızla Selim’e koşup boynuna sarıldı.

-Çok teşekkür ederim Selim’ciğim! Çok teşekkür ederim! Canım benim! Muhteşem! Sen Bir Tanesin!

Selim’i öpücüğe boğmaya başladı yüzünün her yerini öpüyordu.Yanakları ruj içinde kalmıştı Selimin. Çenesi ve dudağının yanları da. Sonunda çoğu dudağının yanlarını hedefleyen öpücüklerle bıraktı Selim’i. Selim de çok mutlu görünüyordu. Ben ne diyeceğimi bilemedim. Kabul etmemek gerektiğini düşünüyordum böyle pahalı bir hediyeyi. Ama karım o kadar mutluydu ki şu anda birşey diyemezdim.

O akşam karım benimle kulaklarında yeni küpeleriyle sevişti. Selim’in ismi dudaklarından hiç eksik olmadı. Karımı yine ağzımla getirdim. Boşalırken Selim, sevgilim seninim” diyordu. Bunu ilk defa söylüyordu.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

İlk göt ağrım

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

İlk göt ağrım
1 sene önce yazdı bir pazar yalnızdım ailem yoktu facebookta hesabım vardı orda takılıyordum gay sayfalarında çok istekliydim yalnızdım ve yarak yemek istiyordum. Biri beni ekledi sonra orda bir sayfada yazdığım yazıyı görmüş baya bir konuştuk işte tek gecelik birşey istediğimi söyledim falan derken bir zaman sonra muhabbet ilerledi ve bana dedi eğer yapmak istersen akşamüstü bana gel eşi 1 haftalığına yokmuş ilk başta korktum tereddütle yaklaştım ama içimdeki azgın pasifi zincirleyemedim ve kabul ettim bana telefonunu verdi konuştuk yeri tarif etti falan sonra ben telefonu kapatır kapatmaz akşam için hazırlanmaya başladım kalçalarımı ve deliğimi temizledim ve başladım beklemeye yaklaşık yarım saat sonra telefon geldi arabayla beni alabileceğini söyledi ve bana bir süprizi varmış süprizi duyunca heycanım biraz daha arttı hemen üstüme birşeyler giyip çıktım dediği yere beni arabayla aldı sonra başladık sohbete gergin olduğumu anladı ve beni rahatlatmaya çalıştı arabda giderken konuşarak bense arada onun yarağına bakıyordum arada göz ucuyla yaşlı bir adama göre büyük gözüküyordu çok ilgimi çekmişti ve şimdi dokunabilirmiyim diye sordum tabi dedi kocaman ve taş gibiydi yarağı ben yol boyunca kendimi alamayıp onun yarağı ile oynamıştım sonra bir apartmanın önüne geldik hadi dedi daha gece uzun çok oynarsın dedi ve evde hem sana bir süprizim var dedi arabadan inip evine gittik ben hemen merak ve heycan içinde süprizi sordum yatak odasına götürüp beni soydu ve birkaç iç çamaşırıyla beraber elbiseler çıkardı dolaptan bunlar senin için dedi bu gece benim karımsın hadi hazırlan bekliyorum içerde dedi ve gitti aldığı şeyler bir tane dantelli siyah tanga siyah çoraplar ve jartiyer dantelli sütyen ve güzel bir elbiseydi ben hemen heycanla onun için hazırlanmaya başladım içerde sabırsızlıkla bekliyorduki herhalde sürekli hadi hazır değilmisin diyip dyip duruyordu 10 dk sonra odadan dışarı çıktım Kocacıımmm ben hazırım diye salonda kanepede oturmuş o kocaman yarağını okşuyordu gel şöyle karıcım dedi bir bakayım sana ayağa kalktı sarılıp okşamaya başladı bi yandan da sımsıkı yarağını popoma sürtüyordu sonra ona dönüp öpüşmeye başladık beni kanapeye atıp üstüme geldi dudaklarımı öpmeye başladı deli gibi öpüştük sonra hadi bakalım birazda ona ilgi göster diyip yarağını gösterdi ben hemen yere inip önüne çöktüm biraz başını yalayarak başladım sonra eliyle kafama bastırıp ağzıma soktu o koca ve sert yarağını ve sakso çekmeye başladım ama hepsini tam alamıyordum ağzıma bir 5 dk sakso çektikten sonra beni tutup ters çevirdi ve önünde domalttı yavaşça tangamı sıyırdı ve deliğimi yalamaya başladı bi yandan da yarağına kayganlaştırıcı sürüyordu sonra bana hazır mısın dedi ben dünden razı bir şekilde ver onu bana kocacım diyerek ellerimle popomu ikiye ayırdım ve deliğimi ona sundum yavaş yavaş bastırmaya başladı ilk başlarda alıştıra alıştıra gidiyordu başını sokuğ çekiyordu sonra birden bire o kocaman yarağını kökledi ben derin ve yükesk bir sesle inledim acıyordu çünkü sonra yavaş yavaş arkamda git gele başladı ilk 2-3 dk acıdan inliyor olsamda sonra alışınca inlemelerim zevkten inlemeler haline dönüşmüştü o da bunu anlamış olacaktı ki daha hızlı ve sert gidip gelmeye başlamıştı yaklaşık 5 dk beni o şekil siktikten sonra yarağını içimden çıkarmadan ters çevirdi ve sırt üstü yatırdı beni yere bi yandan öpüyordu bi yandan da beni çatır çatır sikiyordu sonra bi ara sikini komple çıkarıp tekrar tekrar sokmaya başladı ama deliğim o kadar alışmıştı ki çok rahat girip çıkıyordu ve onun yarrağı her girip çktığında ben zevkten deliriyordum yaklaşık 15 dk sonra birden kökleyip yarağını içime yavaş yavaş boşaldı ben ise o boşalmadan 5 dk önce zaten boşalmıştım ve bitmiştim 5 dk o yerden kalkamadım sonra kalkıp deliğimi temizledim döllerden ve tangamı giyinip yanına gittim yatağa çağırdı biraz dinlenelim bir kere daha yapız dedi gece bizimdi yanına gidip yatağa uzandım ve uyuduk sonra beni geceye doğru bir anda tangamı yırtıp beni uyandırıp sikmeye başladı ilkkine göre çok daha sertti tekrardan canım acımaya başlamıştı dur diyecekken ağzımı eliyle kapatıp devam etti bu sefer hızlı boşalmıştı ve yine içime boşalmıştı sonra biraz sevişip uyuduk beraber sabah ben kalkıp bir duş alıp giyinip dönmüştüm ama deliğim hala acıyordu ondan sonrada hiç görüşemedik.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Sevgilim Necla teyzem. 50 yaşında taş gibi

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Sevgilim Necla teyzem. 50 yaşında taş gibi
karşı komşumuz necla teyze o zamanlar 50 yaşındaydı, bense 20… necla teyze, kendi halinde ,yalnız yaşayan, hiç de bakımlı olmayan, başı örtülü bir kadındı… ama ben buna rağmen ara sıra mastürbasyon yaparken hayal eder ve boşalırdım… birgün bize geldi ve beraber otururken anneme, yarın oğlumu alıcam senden dedi, bana oğlum der hep, oğlu gibi görürdü… annem nedenini sordu, pazardan bi kaç parça eşy almam lazım, ama tek başıma gidemem dedi, tamam dedik kabul ettik…beni aldı bir heyecan, yarın olmasını beklemeye başladım… ertesi gün geldi ve hadi oğlum gidiyoruz dedi, tamam teyze dedim ve tren istasyonuna yürüdük, yolumuz yaklaşık 25 dakika kadar sürecekti, tren geldi ve bindik, oldukça kalabalıktı, ve ben hemen necla teyzemin arkasına geçtim.

güye onu koruyacaktım, ama ister istemez sikim kalkmaya başladı, çünkü hiç bu kadar yakın olmamıştım necla teyzeme, güzel kokusu beni mahvetmeye yetmişti…sarsıntılar nedeniyle iyice yapıştık birbirimize ve benim sikim necla teyzemin götüne dayandı, biraz ileri gider gibi oldu, ama sonra mecburen bıraktı kendini ve ben de ona iyice sarıldım, artık boşalmak üzereydimki ineceğimiz yere geldik…ben tabi önümü kapatmak için uğraşıyorum görünmemsi için sikimin… alacağımızı aldık ve bana istersen sahilde oturalım biraz dedi tamam dedim ve çay bahçesin de oturduk.. yiyip içtikten sonra sohbete başladık…ama ben biraz çekingen duruyordum, acaba ne zaman bana kızacak diye düşünürken, trende neden öyle yaptın dedi? nasıl dedim, açık açık konuşturma beni evladım dedi ,biliyosun ne yaptığını neden yaptın dedi? necla teyze, çok özür diliyorum senden dedim, elimde olmadan yaptım, aklımda yoktu böyle bişey ama oldu işte, kalabalıkta sana dokununca kendimden geçtim dedim…

bak yavrum, ben seni oğlum gibi seviyorum, sakın bi daha böyle bişey yapma ve düşünme dedi, yoksa bozuşuruz dedi… necla teyze ben seni çok seviyorum dedim, sana içimde beslediğim farklı duygular var dedim, gülümseyerek bak seeeeeeeennnnnnn dedi, neymiş o duygular dedi? seni seviyiorum, sana aşığım necla teyze dedim utanarak, ne aşkı oğlum ben senin annen yaşındayım, olmaz öyle şey dedi, sen beni teyzen olarak sevmeye devam et dedi, yapamam bunu dedim, madem konu buraya geldi, söyledim istediklerimi kızma bana dedim…kızmıyorum ama, böyle bişey olması imkansız dedi, lütfen dedim… ne istiyorsun tam olarak dedi? bak teyze dedim, seninle cinsel ilişki falan istemiyorum dedim, sen yılalardır yalnızsın,

özel hayatını bilemem, erkeklerle takılıyor musun bilmem dedim hayır kocamdan boşanalı beri hiç bi erkekle beraber olmadım dedi ,tamam işte, seninde isteklerin vardır dedim, var ama ben öyle bi kadın değilim, kendi işimi kendim görüyorum dedi..biliyorum ama nolur bana izin ver,s enin duygusal açlığını boşluğunu doldurmak istiyorum dedim, benimde buna ihtiyacım var zaten dedim ,lütfen bana hayır deme dedim…iyice rahatlamıştık artık, gülümsemeye başladı ve bak sen şu çocuğa, nerden öğrendin bu lafları falan dedi… seni istiyorum necla teyze dedim… tamam ama seninle asla yatmam dedi, tamam dedim… oğlum bak anlamadın beni galiba benimle yatamazsın dedim dedi, evet anladım yatmıcaz dedim, sadece sevgili olcaz dedim… neden böyle bişey istiyorsun aslan gibi çocuksun git yaşıtlarınla yat kalk beraber ol, yaşa istediğini dedi…

buna sen karışma, bu benim kararım dedim… tamam dedi göreceğiz bakalım, ne kadar dayana bilceksin… ama seninle sevişmek istiyorum dedim, nasıl yani dedi, elini tutmak, öpüşmek, şimdi trene binince, yine sana sürtünmek istiyorum dedim..tamam be dedi, anlaştık…artık iyice rahatlamıştım, sikim daha şimdiden kalkmıştı… trene bindik ve hemen yine arkasına geçtim ve belinden tutarak kendime çektim…sikimi iyice sürttüm necla teyzemin götüne, iyice çektim kendime, elimi demire uzattım, eşlimin üstüylede memesine dokunuyorum, artık çok rahattım, oda kendini bıraktı bana, ve ben kulağına eğilip, nasılsın necla teyze, rahatsız oluyormusun dedim?hayır iyi böyle ama elini çek lütfen dedi, tamam dedim…etraftakiler bize bakmaya başladı, çünkü yaşlı bir kadınla genç bi çocuk, anne oğul değil, sevgili olamaz acaba ne?

gibisinden.. .necla teyzeni bana döndürdüm, şimdi sikimi amına bastırmaya başladım, gözgöze geldik artık, bi yandan da kalçasını elliyor okşuyordum…uzun etek giymişti yine, bu beni iyice tahrik ediyor nedense… necla teyze, rahat mısın dedim, evet canım dedi, ama ben iyi değilim dedim neden dedi, çünkü boşalmak üzereyim dedim, tamam dedi, rahat ol, istediğini yapabilirsin canım benim dedi… bi süre sonra boşaldım…ve gülümsemeye başladık…trenden indik ve eve geldik, kapıyı kapatır kapatmaz üstüne atladım resmen, yapma canım lütfen dedi, bi şey yapmıyorum dedim, eteğini beline sıyırdım ve bacak arasına girdim, inlemeye başladı arık kendinden geçti, ve titremeye başladı, göğüslerini sıkmaya başladım ve öpüşüyorduk bi yandan… işte benim istediğim sadece bunları yapmak dedim, tamam canım, bende bunu istiyorum ama sana güvenebilir miyim dedi? tabi ki dedim, sana karşı açık oldum dedim, tamam o zaman sorun yok canım anlaştık dedi…

o zaman artık git evine dedi, neden dedim, bu anın zevkini yaşamak istiyorum kendi kendime dedi, tamam anladım dedim ve öpüşüp gittik…evet, artık sevgili olmuştu necla teyzeyle ,tam hayallerimdeki gibi yani… duygusal olarak açlığımızı gidermiştik… bana ara sıra para vermeye başladı, ben reddetitğim o kadar hoşuna gidiyorduk, bu, bana iyice bağlanmasına neden olmuştu bunlar… ama bana telefon almasına izin verdim, kendine de aldı, o telefondan sadece onunla sikişiyordum geceleri mesajlaşarak… artık onun için vazgeçilmez bir erkek olmuştum, müsait oldukça evine gidip sevişiyoruz necla teyzemle, çok mutuluyuz…

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Güzide & Ömer – Fantaziden Gerçeğe 1

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

Güzide & Ömer – Fantaziden Gerçeğe 1
Güzide & Ömer – Fantaziden Gerçeğe 1

Ben Ömer. Karım Güzide ile özellikle sex hayatımız konusunda çok iyi anlaşırız. Birbirimizden saklımız gizlimiz yoktur. Kaçamaklarımızı bazen habersiz yaşarız, bazen önceden haber vererek ama sonunda biliriz ki birbirimize kesin anlatacağız ve gizli bir şeyimiz olmayacak. XHamster ve özellikle hkayeler sayfasını esk**en beri ilgiyle takip ederiz. Güzide de geçtiğimiz yıllarda önce fantazisini kurduğumuz sonrada yaşadığımız değişimi ve bir tatil deneyimini anlatmaya karar verdi.
Sizlere keyifli iyi okumalar….

Ben Güzide. Bu siteyi sık sık kocam Ömer ile birlikte takip ediyoruz. Özellikle de gönderilen hikayeler ilgimizi çekmekte. Bu arada bir çoğunun insanların gerçekleştirmeyi düşündükleri fantazileri olduklarını düşünmekteyim. Belki bunlardan bazıları gerçekten doğru olabilir. Yine de bunları okumak bana çok zevk veriyor ve beni şehvetlendiriyor. Bu hikayeleri okumaya başladıktan sonra seks yaşantımızda belirgin değişiklikler olmaya başladı. İşte burada yazacaklarım da bu değişikliklerin bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Benim yaşadıklarımın da gerçek olanlar arasında yerini alacağına inanıyorum. Okuyanlar benim gibi şüphe ile bakacaklardır. Olsun ister gerçek isterse sadece fantazi olduklarını düşünün burada sizinle paylaşmaktan büyük zevk duyacağım. Birileri benim yaşadıklarımı okuyarak şehvetlenecek, karıların amı ıslanacak, erkeklerin siki kalkacak ve şehvetli dakikalar yaşanacak. Belki bazıları benzerlerini yaşamak isteyecekler; yeni aşk ve şehvet dolu gecelere yelken açarak pupa yelken ilerleyeceklerdir.
Ben Ömer. Bu yazıyı karımla birlikte kaleme alıyoruz. Karımın da bahsettiği gibi sitedeki fantazileri okumaya başladıktan sonra gecelerimiz daha da renklenmişti. Aslında biz zaten yatakta iken çeşitli fantaziler üretir ve bu fantazilerin etkisi altında sevişirdik. Ancak bazen kendimizden endişe etmiyor da değildik. Bu site ile tanıştıktan sonra artık yalnız olmadığımızı anlamak bizi epey rahatlattı. Çünkü artık biliyorduk ki seks fantazileri üreten ve belki de onları yaşayanlar dünyasında yalnız değildik. Bizim gibi bir çok insan vardı. Daha rahat olarak fantezilerimizi üretmeye başlamıştık. Fantezilerimizi artık daha geniş alanlara yaymaya başlamıştık. Okuduğumuz fantaziler bazen başlangıç noktası oluyor, bazen tamamen kendisi oluyordu. Önceleri sadece ikimizin yaşayabileceği basit fanteziler kurarken artık o kadar çeşitlenmişti ki… grup seks, başkaları ile sevişmek, karımı başka erkeklerle şikişirken seyretmek, karımı gözleri bağlı tanıdığı ama görmeyeceği ve öğrenmeyeceği birine siktirmek ve bunlardan üç erkeğin aynı anda karımı sikmesi en çok hoşumuza gidenler arasındaydı. Daha önceleri karımla sevişirken ben karımın amını yalıyor, göt deliğine parmağımla masaj yapıyordum. Evet onu götten sikmek, ağzına menilerimi boşaltmak istiyordum. Ama bunları bir türlü başaramamıştım. Karım bu konuda biraz isteksizdi. Ama bu site ile tanıştıktan sonra bunların hepsi sırasıyla gerçek oldu. Ayrıca fantazilerimiz o kadar çeşitlendi ki bunları sırasıyla anlatacağız.

Kocamında bahsettiği gibi. İnternette bu sitedeki hikayeleri okumadan önce kocamla iki kişilik fantazilerimiz vardı. Kocam hep beni götümden sikmek istemişti. Bu konuda biraz çekingendim. Hatta, bir seferinde denemiştik ve daha girmeden çok acıdığı için vazgeçmiştim. Kocamın sikini öpmekten çok hoşlanıyordum. Ama menilerini ağzıma boşaltmasını bunu aklımın ucundan dahi geçirmiyordum. Fantastik seks hikayeleri okudukça gittikçe ben de bu konularda bir merak ve istek uyanmaya başlamıştı. Bir ara kocam uzunca bir süre iş seyahatine çıkmak zorunda kalmıştı. İnternette birbirimizle seksi ve argo chat yapmıştık. Kocamı o kadar çok özlemiştim ki onu içime almak istiyordum. Hayaller kuruyordum. Gelince beni sikecekti. Artık karar vermiştim. Sikinden fışkıran sularını içecektim. Ardından yarağının götümün ta dibine kadar girmesini arzuluyordum. O kadar azgınlaşmıştım ki anlatamam. Bedenim artık yarak istiyordu. İşte ben böyle yarağa susamış bir haldeyken başımdan çok ilginç bir olay geçti. Fantazilerimizin arasında başkaları ile sevişmekte yer almaya başlamıştı. Bazen birbirimizi başkası gibi hayal eder, öyle sevişirdik… bu sevişmelerimizden çok hoşlanıyorduk. Kocam bana başka yarak isteyip istemediğimi sorardı. Önceleri bilmem diyordum. Ama sonraları isterim demeye başlamıştım. Artık gerçekten de istiyordum. Ama korkuyordum. Bana çok uzak görünüyordu. Yapamazdım.
Bilirsiniz bu günlerde pazarlardan alışveriş yapmak oldukça revaçta… Ben de sık sık semt pazarlarını ziyaret ederim. Daha önce hiç gitmediğim bir pazarın methini çok duymaktaydım. Pazarın kurulduğu bir gün otobüse atladım. Amacım pazarda güzel bir şeyler bulursam almaktı. Pazarda epeyce dolandıktan ve bir iki şey aldıktan sonra epey yorulmuştum. Pazardan çıktığımda çok yorulmuştum. İşe dönmek üzere nereden otobüse bineceğime bakınırken orta yaşlı takım elbiseli birisine gideceğim yere otobüsün nereden kalktığını sordum. Adam bana dönerek ben de o tarafa gidiyorum. İsterseniz ben bırakabilirim. Arabam işte şurada deyince hınca hınç dolu otobüste tekrar geri dönmektense teklifini neden olmasın diyerek kabul ettim. Anlaşılan yabancı birisiydi. Arabanın plakası yabancıydı çünkü. Arabaya binince teşekkür ettim. Çok nazik birisi olduğunu söyledim. Konuşmaya başladı. İş adamıydı. İş için sık sık seyahat etmesi gerektiğinden bahsediyordu. İş seyahatlerini hep yalnız yaptığından sıkıcı geçtiğinden bahsediyordu.
Sonra bana dönerek “Siz çok rahat bir bayansızın.” dedi.
“Rahat olmamak için bir neden göremiyorum.” diye cevapladım.
“İşte bu rahatlığınız çok hoşuma gitti. Sizinle arkadaş olmak isterim.” dedi. Ben ona doğru ters bakınca hemen ekledi.
“Yanlış anlamayın sadece arkadaş olmaktan bahsediyorum. Buraya geldiğim zamanlarda sizinle bir yerde oturup muhabbet etmek isterim. Beraber bir şeyler yer, içeriz.”
Adam kesin iş seyahatlerine renk katmaya çalışıyordu. Evet kendine buraya geldiği zamanlarda sikecek bir karı arıyordu. Ben de hedeflerden birisiydim. Üzerimde çalışıyordu. Bu düşünceler beni birden heyecanlandırmıştı. Bir an başkaları ile sevişme fantazilerimiz aklıma gelmişti. İşte fantazim hemen yanıbaşımda gerçekleştirilmeye bu kadar yakındı. Adam keşke sikişmek isteyeceğim bir tip olsaydı. Altına yatmak işten bile değildi. Şimdi beni otele götürür çatır çatır sikerdi. Tam bir orospu olurdum. Ama adam bana hiçte o kadar çekici gelmemişti. Fakat yine de orospu olmak düşüncesi beni heyecanlandırmıştı. Bu arada artık işyerime iyice yaklaşmıştık.
“Sizi bir şeyler içmeye davet etmek istiyorum” dedi. Davetini nazikçe iş gerekçesiyle reddettim.
Fakat ısrarla “Sizinle yine görüşmek isterim. Telefon numaranızı verin hiç olmazsa.” dedi. Onuda reddedince e mail adresimi istedi. E mail adresim olmadığını söyledim. Arabadan indim. Ama yine de çok heyecanlanmıştım. Demek bu kadar kolaydı. Heriften o kadar hoşlanmamıştım. Hoşlandığım bir tip olsaydı. Acaba yaparmıydım. Bu konuya esk**en kesinlikle hayır diyebilirdim. Daha sonra anlatacaklarım bu soruya artık cevap vermemi gereksiz kıldı.
Kocamı havaalanında karşıladım. Onun için o gün özel olarak giyinmiştim. Kısa bir etek, yüksek ve sivri topuklu ayakkabılar ve gögüs kısmı açık bir bluz ancak hava soğuk olduğu için üzerime manto giymiştim. Aslında manto üzerimde olmasa beni herkes oracıkta sikmeye kalkardı. Bir bakıma manto da iyi oldu. Kocamımı havaalanın kapısından çıkarken gördüğümde kalbim güp güp atmaya başlamıştı. Vücudum adeta titriyordu. Konuşurken sesim çatallaşıyordu. Hemen oracıkta sikişmek istiyordum. Dudaklarından öptüm. Hemen arabaya koştuk. Onun da heyecanlı olduğunu hissediyordum. Ona tamamen teslim olacağımı anlamış olmalıydı. Bu sefer başka türlü sikişecektik. Götümü delecek, ağzıma sularını fışkırtacaktı. Yol bir türlü bitmek bilmiyordu. Arabayı nasıl kullandığımı bilmiyorum. Vücudum o kadar titriyordu ki….Bana göndermiş olduğu epostalar beni çılgına çevirmişti. Harika şeyler yazıyordu.
Eve geldik. Hemen yatak odasına geçtik. Sevişmeye başladık. Kocama götümü ertesi gün öğlen sikebileceğini bunun için vazelin aldığımı söyledim. Harikasın diyerek amımı yalamaya başladı. Ona ben de artık götten sikişmek istiyorum. Götüme yarağının girmesini istiyorum dedikçe çılgına dönüyordu. Bu ara altmış dokuz pozisyonuna geçtik. Sikini emiyordum. Artık öpmüyor emiyordum. Alabildiğim kadar ağzımın içine alıyordum. Amım yalanmaktan bu arada sırılsıklam olmuştu. Yarağı tamamen şişmiş damarlarını hissedebiliyordum. Sonra yeniden dudaklarımdan öpmeye başladı. Yarağının amımla o kadar aradan sonra yeniden buluşması muhteşemdi. Yavaşça kayarak amımın dibine ulaştı. Amım artık yarağı ile şehvetli dakikalarını yaşamaya başlamış ve tüm vücudumda sikilmenin zevkini yaşıyordum. Bir süre sonra siki dışarı çıktı ve spermlerini göbeğime boşalttı. Sonra kocam yan tarafıma devrildi. Ellimle sikini okşamaya başladım. Göbeğine üzerime yıkıldığından spermler bulaşmıştı. Elim meni olmuştu. Elimi ağzıma götürdüm. Evet menilerinin tadına bakmıştım. Nasıl diye sordu. “Tatsız” diye cevaplayınca ben de tadına baktım. Biraz tuzluydu. Bunu ben içebilirdim. Nitekim gece seviştikten sonra yine yan tarafıma yığılınca sikini ağzıma aldım. Hala emdikçe meni geliyordu. Ağzım ağzımın kenarları dilim artık meni olmuştu. Bu arada kocamın siki o kadar hassaslaşmıştı ki ben emdikçe sarsılıyordu. Sonra beni kendine çekti. Meni dolu ağzımı yaladı. Öptü.

Karım beni havaalanında karşılamıştı. Onu görünce bacaklarımın bağının çözüleceğini sandım. Arabaya kadar nasıl geldiğimizi bilmiyorum. Direksiyona oturduğunda ise bacakları karşımdaydı. Aman allahım siyah ince fileli bir çorap giymişti. Manzara muhteşemdi. Bugün inşallah uzun süre dayanabilirim diye düşünürken eve gelmiştik. Yukarı çıktığımızda karımın mantosunu çıkarınca karşımda ki karıma saldırdığımı hatırlıyorum. Sonra bana götünü sikebileceğimi söylemesi beni daha da çıldırtmıştı. Hele bir de vazelin aldım deyince gerçekten ciddi olduğunu anlamıştım. Maalesef ilk sikişmemizde karım bana yetişemedi. Ben ondan daha hızlı gittim. Gece ise artık daha sakindim. Bu sefer oda orgazm olmuştu. Karımın göbeğine boşaldıktan sonra bir süre üzerine yığıldm ve sonra yanına sırt üztü uzandım. Bu arada karım sikimi emmeye başladı. Harika bir şeydi. Sikimin tepesi o kadar hassaslaşmıştı ki emdikçe işeme hissi geliyordu. Neredeyse ağzına işeyecektim. Onu kendime çektim. Meni dolu ağzını öptüm yaladım. Karımla sevişmelerimiz artık dolu dizgin gidiyordu. İlk kez götünü siktiğimde çok heyecanlanmıştım. Kısa sürmüştü. Ertesi gün öğlen sevişirken tekrar iş seyahatine çıkmadan önce onu yeniden götten sikeceğimi söyleyince şimdi sik dedi. Fırsatı kaçırmadım tabiiki… Hemen vazelini aldım. Göt deliğine tatbik ettim. Sikimi göt deliğine sokmaya başladım. Çok acımıştı. Önce sikimi çıkardım. Sonra yeniden sokmaya başladım. Acı çektiği her halinden belliydi. Her an vazgeçebilirdi. Bekleyerek yavaş yavaş dibine kadar soktum. Tamam dibine kadar girdimi diye sordu. Evet biraz böyle bekleyeceğim dedim. Sonra yavaş yavaş sikmeye başladım. Artık götü delinmiş, sikime yol açılmıştı. Daracık delikte sikim artık daha rahat gidip geliyordu. O da rahatlamıştı. Aynadan kendini götten sikilir pozisyonda izliyordu. Bir dahaki sefere ona öyle bir pozisyonda sikmek istiyorum ki amı boşta götüne yarağımın girişini ve göt deliğinin nasıl açıldığını görebilsin. Bir daha ki sikişmelerimizde bunu daha rahat yapabileceğiz. Evden ayrılmadan bir gece önce oldukça uzun süren bir sevişme seansında ben onu sikerken yine fantazilerimizden bahsediyorduk.
“Bir ara ben ona bir arkadaşınla seni Bodrum’a göndereyim. İstermisin?” diye sordum. Cevabı “olur.” idi. “Peki iki bayan orada neler yaparsınız. Kesin sikişirsiniz.”dedim. “Valla, Sevtap ile gidersek kesin…” diye yanıtlayınca “Nasıl bu kadar emin olabildiğini” sordum.”Onun sevgilisi var. Zaten kızlarla o bunun için tatile gidiyor. Bazen biz fotoğraflardaki sikler için ne kadar büyük vb gibi yorumlar yaparken kızım siz de hiç bir şey görmemişsiniz diyor. Oradan biliyorum. Ayrıca sikiştiğini söylüyor.” dedi. “Yani nasıl sikiştiğini anlatıyor mu ? ” diye sorunca ” Yok canım o kadar da değil.”diye yanıtladı.
Daha sonra bir ara tuvalete gidip geldi. Bana yukarıda bahsettiği adamı anlattı. “Ona sikişiverseydin. Hazır fırsat…” deyiverdim.
Karımın cevabı ise daha ilginçti “Adam hoşuma gitmedi.”. Demek ki adam hoşuna gitse sikişecekti. Orospuluğa terfi edecekti. Acaba sikişseydi. Ne yapardım diye kendi kendime düşündüğümde ben karımı seviyorum. Karımın aklında böyle bir şey yokken başkaları ile sikişme fikrini onun aklına ben soktum. Ama aslında bu kadar yakın olması da biraz ürkütmedi değil. Bir kendi kaşındığımdan birisi de benim karının amını kaşımış olurdu. İki hem herhalde artık gerçek bir orospuyu sikmek daha hoş olurdu. Fantazilerimizde karımın başkaları ile şikişmesi de sıklıkla yer almaktaydı. Karım benden başka erkekle şikişmemişti. Ben de karımın başkaları ile sikişmesini istiyordum. Bu da gerçekleşmiş olurdu. Buna herhalde memnun olurdum. Ayrıca karım benden böyle bir şeyi saklarsa o zaman beni aldatmış olurdu. Karım bana her zaman açık davranmıştır. Karımla fantazilerimiz arasında grup yapmakta her zaman yer almaktaydı. Karım hep beraber olduğumuz bir ortamda başka bir erkekle sikişebileceğini söylerdi. Eğer böyle sikişseydi de kabulumdü.

….devam edecek….

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

maziden kalanlar 5 son

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

maziden kalanlar 5 son

Yeniden merhabalar. serüvenimize devam edelim.
dünkü o yorgunlukla eve kendimi zor attım. bacaklarım ve tüm vücudum yorgunluktan turşu gibi olmuştum. akşam yemeğimi yedikten sonra, odama geçip uzandığımda
yorgunluktan uyuyakalmışım. eşim çaya kaldırmaya kıyamamışlar. uyandığımda öğle olmuş, evde kimseler yok. acıkmışım.ama yorgunluğum halen geçmemiş. yeniden
uzandım. ikindiye doğru eşim uyandırdı. acıkmışım. yemek yedim. eşim, hastaneyi de astın canım bugün daha kaç gün sürecek fizik tedavin dedi.artık iyileşmeye
başladım canım, sanırım bir hafta sonra biter dedim. halbuki biteli birkaç gün olmuştu. o gün öyle geçti. gece yattığımda bir türlü uyku tutmadı,oteldeki yaşananları hatırladıkça
sikim yeniden kalkmaya başladı. sikimle oynarken uyuyakalmışım. sabah uyandığımda yine sertleşmiş çadır kurmuştu. eşimin kahvaltı hazır sesiyle kendime geldim,
üzerimi giyinip kahvaltıyı yaparak, otelin yolunu tuttum. otele vardığımda hepsi ordalardı otelin önündeki çimlere kalabalık bir grup olarak oturmuşlar,
çaylar,börekler, pastalar, resmen piknik yapıyorlardı. benide buyur ettiler. biraz çekindim, çünki tanımadığım bayanlar ve çocuklarda vardı. hatice,suna,aysu ısrar edince
oturdum artık. çay içerken beni diğerleriyle tanıştırdılar. yabancıların içinde bir kadın sürekli beni süzüyor, ne zaman kaçamak baksam gözü üzerimdeydi. birde o bayanın
yanında tombul, ama öyle böyle deyil, et yumağı bir kız oturuyordu, bacakları baldırlarına kadar açıktı o çok dikkatimi çekti. hem bayanlarla konuşuyor hemde
resmen bakamıyordum ama,kaçamak olarak bakmadanda edemiyordum. orta kiloda bir bayanın baldırları kadar kalındı bacakları. kolları boğum boğum et. şişmanlıktan
kafası yusyuvarlak top gibiydi. gögüsleri yaş itibariyle belki yoktu ama fazla kilolarından dolayı gögüsleri kocaman kendini belli ediyordu.onu gördükçe aklımdan, bu ne sikilir ,
bundaki am kimsede yoktur diye aklımdan geçirirken, sikim kalkmaya başladı. suna annesinin yanından kalkıp yanıma oturdu. bunu gören buse de diğer yanıma oturdu.
bana sarılmaya başladılar, onlarla ilgilenirken gözüm kaçamak bakışlarla o obez kızdaydı. oturduğu yerden kıpırdayınca taaaa kalçalarına kadar göründü. tam tahmin
ettiğim gibiydi. götünde el kadar küçük beyaz bir kilot vardı. artık bunuda görünce sikim tavan yaptı. artık orada duramazdım. elinize sağlık, teşekkür ederim diyerek
acele oradan ayrıldım.odama geçip, anadan doğmu soyundum. havuza girecektim,sıcak suyu açtım. kalkmış olan sikimi indirmeye çalışırken zil çaldı. giyinmeye gerek
duymadan kapıyı açtım. aysu havluları, günlük krem,şampuan ve sabunu getirdi. sikim henüz inmemişti. bunu görünce üzgünüm ama bugün sana faydam olmayacak dedi.
bugün aybaşım başladı. sanırım bir hafta birlikte olamayacağız dedi. haydaaaaaa, ne umdum ne buldum. bende olsun,önemli değil, sağlığına kavuşunca bunların hepsini
telafi ederiz,bugünlerinde acısını çıkarırız dedim. gülüştük ve gitti. tam suya girmiştim ki, yine zil çaldı. gelen suna idi. kapıyı kapatıp boynuma atlayarak öpüşmeye başladık.
abimmmmm dedi. dün gözüm yollarda kaldı ama gelmedin, seni çok özledim , bende işlerim vardı gelemedim dedi. annem bugün rahatsız o fazla gelip gidemez
heralde bugün hep seninle beraberim dedi. annene noldu dedim. aybaşısı başladı. bugünlerde çok sinirli ve sancılı olur o dedi. konuşurken dahili telefon çaldı,
arayan annesiydi. annesine telefon gelmiş, acilen kızını çağırıyordu, babası işyerinde düşmüş, kolunu kırmış, hastaneye götürmüşler. oraya gitmeleri gerekiyormuş.
koşarak gitti. bugün neler oluyordu. işler yolunda gitmiyordu. moralim çok bozulmuştu. suya girdim ve dinlenirken düşünmeye başladım. aysudan ve haticeden bir hafta
fayda yoktu. suna da bugün yoktu, annesi babasının yanında kalırsa suna da gelemezdi. bir buse kalıyordu geriye. o sırada kapı çalındı. bu buseden başkası olamazdı.
giyinmeden çırılçıplak. sikim önümde yere sarkmış sallanıyordu. kapıyı açar açmaz, karşımda buse ve o et tulumu kız… ikiside gördüler tabii beni o halde. hemen kapının
arkasına saklandım. içeri girdiler ve ben kapıyı örttüm. ikisininde gözü sikimdeydi.. acele şortumu giydim ve oturduk beraber. buse arkadaşına beni tanıttı. arkadaşını da
bana tanıttı. oturdukları mahallede annesinin en çok sevdiği komşusuymuş. hava iyi olunca vakit geçirmek, gezmek görmek için beraber gelmişler otele. zaten otelin
müşterileride,okullar daha yeni tatil olduğu için yeni yeni gelmeye başlayacaklardı. o yüzden müşteri az dı. buse yerinden kalkarak kucağıma oturdu abicim diyerek
boynuma sarıldı ve yanağımdan öpmeye başladı.diğer kız da dikkatle busenin yaptıklarına ve bana bakıyordu. bende onu kacaklayıp öpmeye sevmeye başladım.
kız belk**e iç geçiriyordu. benide öpen seven olsa diye. yüzünün mimiklerinden bunu anlıyordum. çünki hayranlıkla bakıyordu. buse kucağımda, arkadaşına benim
için konuşarak hem övgüler yapıyor,hemde kıpır kıpır hiç durmuyordu. o kıpırdadıkça benimki sertleşmeye başladı. baktım olmayacak. kıza döndüm ve anlat bakalım,
buseyle neler yapıyosunuz dedim. akşamları birbirlerinde otururlarmış,buse ve suna sürekli benden bahsederlermiş. öve öve bitiremezlermiş beni. buse ile aynı
sınıfta okurlarmış falan filan. ama kız öyle iri ki sunadan daha boylu ve normal bir bayan kilosu var. buse ye dönerek arkadaşını almıycakmısın yanına dedim.
elinden tutarak çekti kızı ve kucağıma oturtmaya çalıştı ama, kızın bir kalçası bile yerleşemedi. biraz kenara çekileyim diye yer verince kız bir oturdu. tam sikimin üzerine.
çıplak bacakları bacaklarıma sürtünüyor. bu sefer buse oturacak yer bulamadı ve ayakta kaldı. oturan kızın ateşi daha fazla. sıcaklığını aldıkça sikim kazık gibi olmaya ve
kalçasının altında ezilmeye başladı. kız bunu bariz olarak hissetti, yanakları kıpkırmızı oldu. kalkmak istedi ama ben karnından sardığım için izin vermedim. sanırım
sikimin baskısından kurtulmak için kıpırdanıyor, kalkmaya çalıştıkça sikimi dahada azdırıyordu. onada sevgi sözcükleri söylüyor yanaklarından öpüyor, bacaklarını
okşuyordum. diğer elimi omuzundan aşağı atıp yanlışlıkla olmuş gibi memesini tutup yokladım. busede nerdeyse hiç meme yokken onunki avcumu fazlasıyla dolduruyordu.
kızın kıpırdamaları çoğaldı, ya zevke geliyordu, yada rahatsız oluyordu. biran önce kalkmak istiyordu. serbest bıraktım kalktı ve buseye hadi aşağı inelim diyerek
beraber çıktılar.öğle olmuştu. tam suya girmeye hazırlanırken kapı çalındı açtığımda gelen aysu idi. elinde üzeri örtülü bir tepsi vardı. acıkmıssındır diye düşündüm,
sana yiyecek bişeyler getirdim dedi. bende seni yesem bile doyarım niye zahmet ettin dedim. öyle deme ama, can boğazdan gelir. şimdi karnını doyur,misafirim gitsin
ondan sonra da beni yersin dedi gülüştük. üzerinde maksi bir etek ve kısa kollu bir tişört vardı. oturduk beraberce yedik. bu arada şortun içine elini sokarak biraz
sikimi okşadı bende elimi eteğinin altına sokunca elimi tutarak biliyorsun dedi
buraya geleceğimde, seni düşününce ıslandım ama malum dedi. benimki de kalkmıştı o sırada. ben gideyim şimdi. komşumu bekletmeyeyim, ne de olsa bugün o misafirim,
birazdan gider zaten o gittikten sonra işimize bakarız dedi. o gittikten sonra şortu çıkarıp havuza girdim, sikimi biraz okşadım, o da zaten tavan yapmıştı. sıcak suyu görünce
vücudum rahatlamış. yaklaşık 2 saat kadar uyumuşum. zilin sesiyle uyandım. gelen aysu idi. komşuyu gönderdim ama kızı kaldı dedi. niye dedim. kızım salmadı.
akşama kadar bana arkadaşlık et, akşam beraber gidelim diye salmadı kızı dedi. böyle ayakta konuşurken, aşkım dünde gelmedin seni çok özledim, canım çok istiyor ama
nasıl yaparız diyerek şortumu indirdi ve sikimi sıvazlamaya başladı. amanıııııın kocaman olmuş bu diyerek ağzına sokuyor,ıslatıp eliyle 31 çektiriyordu. aysucum ben sana
bu halinle yaklaşamam,tiksinirim dedim. sende, bende sabredelim, bitince bunları fazlasıyla telafi edelim diye konuşurken,zil çaldı. hemen giyindim. anne nerdesin ya heryere baktım
seni arıyordum. tam tahmin ettiğim gibi başka nerde olacan dedi. noldu kızım diyince aşağıda herkes seni soruyor, anneni bul dediler diyince kadın apar topar gitti.
busenin yanında diğer kızda vardı. geldiler kanepeye oturdular. ben banyoya gittim, buse arkamdan geldi. fısıldayarak bu kızı niye getirdin tekrar dedim. gülümseyerek,
noldu beğenmedin mi dedi. ya ne alakası var, bugün hazır kimse yokken seninle mutlu olmak istiyordum dedim. ee tamam işte beraber mutlu oluruz dedi. ben kıza
seni ballandıra ballandıra anlattım. kızın ağzı açık kaldı dedi. eğer sevdinse annen gitsin, sel kal benimle dedim. çok sevindi dedi. annesi gitti, bende kızı alıkoydum dedi.
kıza neler anlattın, neler biliyor,ne kadar biliyor dedim. beraber banyo yaptığımızı, sana masaj yaptığımı, çok sıcak ve tatlı birisi olduğunu falan anlattım dedi.
eğer kabul edersen, onunda tadına bakmak istersin diye düşündüm dedi. yapma ya peki kıskanmazmısın sen dedim. kıskanırım ama olsun dedi. olmaz dedim.
o eve gidince ailesine söyler.herşey berbat olur, böyle şeyleri bir daha asla kimselere söyleme dedim.. Ama abi o kız biraz saf derslerine hergün akşam ben yardım ediyorum.
kendisi beceremiyor dedi. ben yinede temkinliydim kabul etmedim. bunları konuşurken buse elini şortumun içine sokmuş sikimi okşuyordu. sikim kemik gibi oldu.
şimdi kızın yanına nasıl gidecektim. olsun dedim, şortuma çadır kurmuş sikimle kızın yanına vardık. kızın hemen dikkatini çekti. parmağıyla sikimi işaret ederek gülmeye başladı.
kanepeye ikisinin ortasına oturdum. noldu dedim, yine parmağını çadıra dokundurarak o kalkmış dedi. one sen biliyomusun dedim. o sik dedi. ben onu biliyorum dedi.
nerden biliyosun anlat bakalım dedim. yüzü kızardı, buseye baktı ve olmaz söylemem dedi. kızlar su soğumadan ben suya giriyorum dedim ve banyoya gittim. suya girip uzandım.
baktım ikiside banyoya geldiler, buse çırçıplak soyunup kucağıma oturdu. kulağına eğilerek prensesim sen napıyosun, bunları herkese anlatır dedim. yok hayır anlatmaz.
biz akşamları hergün beraberiz ya, ben onun bütün sırlarını biliyorum. bana hergün evde neler olduğunu, neler yaptıklarını anlatır. bunun 2 yaş küçük bir erkek kardeşi var.
onunla aynı oda da, hatta yan yana yatarlarmış. banyo yaparken hepsi birlikte banyo yaparlarmış,banyoda hepsi tamamen soyunarak banyo yaparlarmış.
babasının,annesinin,kardeşinin herşeylerini görürlermiş. bazen uykusunda korktuğu zaman yatak odasına gider, anne babasının arasında yatarmış.
Benim yinede içim rahat etmedi. su soğumuş bahanesiyle sudan çıkarak,havuzun suyunu boşalttım. buse de çıktı, ikisi bir mutfağa geçerken buseyi kolundan tutup çektim.
bu kızın yanında hiç birşey yapamayız,herkese anlatır,keşke sende öyle şeyler yapmasaydın, olup biteni asla ona da anlatma birdaha dedim. bu kızı uzaklaştırabilirsen
iyi olur,yoksa bugün bişey yapamam dedim. düşündü düşündü bir yol bulamadı. aslında kendisi de çok istiyordu. sonra ne düşündü bilmiyorum, kızı alıp gitti. bir saate yakın
gelmedi. bende bu arada suyu tekrar doldurup, suya yatmıştım,uyumuşum. zilin sesiyle uyandım. anneme, kızın gitmek istediğini, annesine telefon edip kızı götürmesini
söyledim. annesi geldi ve götürdü dedi. annen napıyor dedim. annemin işi çok ordan oraya koşturuyor dedi. ben çıplak vaziyette kanepeye oturdum. o da gelip yanıma oturdu.
baktı sikim hala biraz sert vaziyette başını kaldırıp indiriyor, hemen eline alıp okşamaya başladı. sonra ağzına alıp birkaç kere vakumlayınca iyice sertleşmeye başladı.
hemen kalktı,üzerini çıkarmadan kilotunu çıkardı ve kucağıma yüzü bana dönük oturdu.kalkmış olan sikimi karnıma yaslayınca amının temasıyla sıcaklığı sikimi hareketlendirdi.
aşağı yukarı hareket ederek am dudakları arasında sikim badana çekmeye başladı. bende parmağımla arka deliğini yoklamaya başladım. kuru olduğu için birde küçücük delik,
parmağım girmiyordu. hemen aklıma yumşatıcı krem geldi. kalkıp cebimden kremi alıp geldim parmağıma bolca sürerek göt deliği etrafına dairesel olarak sürmeye, yumuşatmaya
başladım.iyice yumuşayınca parmağım içine girmeye başladı. tekrar krem alarak içini de alıştırmaya başladım ama, götü kasıldıkça parmağımı sıkıp gevşetiyordu.alıştırdıkça
daha rahat girmeye başladı. bu arada sikimde tavan yapıyordu, kız da sabırsızlanıyordu ama kuru olduğu için henüz girmeye hazır deyildi. şampuanı getirip iyice ıslatmasını
söyledim. hemen getirdi. avcuna bolca dökerek sikimi baştan sona iyice sıvazlarken artık ben yerimde duramaz oldum. bende girmek için can atıyordum,çünki sertliğinden
kemik gibi olmuştu. sonra kaldırarak oturduğum yerden kucağıma aldım ve deliğinin ağzına getirip üzerine yavaş yavaş oturmasını söyledim. o da bunu beklermiş gibi hemen
sikimin başına yerleşmeye ve yavaşca oturmaya başladı. ilk anda başı iyice kabarmış olan sikim giremedi ilk denemesi olmadı. ikincisinde sikimi tutarak götünün ağzına
badana çekmeye başladı, iyice alıştırdıktan sonra tekrar oturmak istedi, yine girmedi. kendisi biraz ağırlığını verince başı girdi ve acıyla ıııııhhhhhhh diye derinden inledi ve
öylece biraz hareketsiz bekledi. prensesim eğer acıyorsa yapmayalım.birbirimizi okşamakta yeterli olur dedim. kesinlikle hayır. kaç gündür bunun özlemini çekiyorum. önceki
bu kadar acımamıştı dedi. hayır yapmayalım, başka zaman yaparız dedim. olmaz dedi. acısı geçmiş olmalı ki tekrar oturdu, birkaç santim daha girdi,biraz daha bastırınca
yarısına yakını girmiş oldu. ben birşey yapmıyorum. o kendisi yönetiyordu herşeyi. oturup kalkmak istedi ama yapamadı. benimki içindeyken onu kucaklayıp, kanepenin üzerine
dört ayak yaptım,kasıklarından tutarak,yavaş ritimlerle ben girip çıkmaya başladım. sikimi ve deliğini o kadar yağlamama rağmen çok sıkıydı. oynatmakta zorluk çekiyordum.
o götün sikimi sıkması ve içinin ateşi beni deli etmişti. girip çıkmasamda içinde kalmak bile bana yetecekti.prensesim biraz daha girecem ve alışıncaya kadar kıpırdamıycam dedim.
olur anlamında kafasını salladı. tekrar kasıklarından tutarak sertçe itekledim içine ve sikim tamamen girdi ama, uuffffffffff diyerek öne gitmek istedi. tamam bitti, artık acımıycak,
oynatmıycam dedim.bende elimi alttan uzatarak am dudaklarını parmaklarımla oynamaya, zevk noktalarını uyarmaya başlayınca kalçalarını oynatmaya belini kaldırıp indirmeye başladı.
sanırım uyarılmaya başlamıştı,böyle hareketlenince benimk**e içinde birazcık hareket etmeye başladı. ııııhhhhhhhh,uuffffffff diyerek hareketlerini hızlandırmaya başladı. sanırım
yumuşatıcıda etkisini göstermeye başladı ki kendisini ileri geri hareket ettirerek o mengene gibi deliğinde hareketlenmeye başladım. noldu aşkım acı geçtimi dedim, evet biraz hafifledi,
içimden zevk gelmeye başladı dedi. artık bende küçük hareketlerle girip çıkmaya başladım ama, o sıkı ve ateş gibi yanan deliğin içinde sikim sanırım biraz daha genişlemiş olmalı ki
sikim hareket etmekte zorlanıyor, dışarı çektikçe sikimin çeperini sıkıca saran delik de sikimle beraber girip çıkıyordu. kız ne kadar alıştı dese de, zevkim için ona acı vermek
istemiyordum.içinden güçlükle çıkardım. sikime tekrar bolca şampuan,onun açık duran deliğine de yumuşatıcı krem sürerek tekrar içine yavaş yavaş girmeye başladım. bu sefer
biraz daha zorlanmadan girdim.kalçalarından tutarak sokup çektikçe alıştıra alıştıra köküne kadar girmeyi başardım, benimki normalden biraz uzun olmasına rağmen artık kasıklarım
kalçalarına temas ediyor, bir yandanda elimle alttan amcığının dudaklarını okşuyordum, biraz çekip kökledikçe kız öne doğru gidiyor, belini kaldırıp indirerek ıhlamalarla oda
zevke gelmeye çalışıyordu.abi sikin karnıma kadar gidiyor heralde, soktukça içim dolup boşalıyor diyordu.10 dakika kadar gidip geldikten sonra sikim içinde zonklamaya başladı.
kolay deyil, kelepçe gibi saran, fırın gibi sıcak bir deliğin içinde kremli olmasına rağmen zorlukla girip çıkan sikim, zevkin doruklarına çıktıkça biraz daha kabarmış,içine sığmaz olmuştu.
minik amcığıda okşadıkça dudakları kalınlaşmış, hafiften parmağımı ıslatmaya başladı. anladımki o da zevke geliyordu. bir kaç dakika sonra artık sikimin başı zorlamadan dolayı
sızlamaya başladı, kızda anlamsız ve zevk iniltileriyle kalçalarını oynatmaya,belini kaldırıp indirmeye bacaklarını açıp kapatmaya başladı, küçük çığlıklar atarak nefef nefese kaldı ve
saman çuvalı gibi yığılıp hareketsiz kaldı. ellerim kalçalarında ve amında olduğu için bırakmadım. bende boşalmaya yaklaşmıştım. amının ıslaklığı parmaklarıma gelmişti. son
darbelerimle çılgınca köklemelerimle bende doruklara çıkmaya başladım,nefes nefese ve büyük bir zevk dalgası içinde götünün derinliklerine tazyikli şekilde kesik kesik attırmaya
başladım, boşalma işi bittiği halde daha inmediği için sokup çıkarmaya devam ettim. içi dolduğu için sikim daha rahat köklemeye başladı. bir süre sonra da artık yumşamaya başlayınca
içinden çıkarırken içinden benim sıvılarımda beraberinde gelmeye başladı. peçeteyle silerek ikimizde banyoya temizlenmeye gittik. ama giderken ne onda nede bende yürüyecek
derman kalmamıştı. epey vakit geçmiş, her an birileri kapıyı çalabilirdi. hemen temizlenip giyindik. abi ben annemi bir yoklayayım dedi,seni çok seviyorum,çok hoşuma gitti diyerek
yanağıma bir öpücük kondurup gitti. bende giyinip çıktım. otelden ayrılırken aysuyu ve kızına rasladım.bugün erken çıkıyorum,hazırlık yapıcam birkaç günlüğüne şehir dışına çıkacağım
diyerek ayrıldım. tamamen iyileşmiştim. annemin memleketine gitmem gerekiyordu. bazı emlak işlerini takip etmem için…
6 gün sonra geldim ve sabah erkenden tekrar otele yöneldim. artık otel benim vazgeçilmezim olmuştu. vardığımda hatice karşıladı beni. hoşbeşten sonra nerdesin ya sen dedi.
işlerim vardı aysu söylemedimi sana dedim. söyledi, aysuda izine ayrıldı dün dedi. gözlerim sunayı aradı ama göremedim. soramadımda. ben odama çıkıyorum, görüşürüz dedim.
yav suna nerde görünmüyor diye soracakken otelin mutfak kısmından ogünkü kadın ve kızı çıktılar. hatice ye, bunların ne işi var burda, gezmeyemi geldiler dedim. hayır, aysu izine ayrılınca
yalnız yetiştiremedim, otel kalabalıklaştı, bizim işlerde yoğunlaştı,nefes aldırmıyorlar, bende buna haber verdim, çalışmayı kabul edince çağırdım dedi. yanımıza geldiler selamlaştık.
yine kadın gözleriyle sevişmeye başladı benimle, kızda abi hoşgeldin dedi. ben odama çıkıyorum diyerek ayrıldım yanlarından, odamda anadan doğma soyunup şortumu giydim.
çay koydum ocağa ve bugün olacakları düşünmeye başladım. bugün iş den fırsat bulursa hatice ile idare edebilirim diye düşünürken farkında olmadan sikimi sıvazlarken,sikim direk oldu.
çadır kuruyordu. o sırada zil çaldı heyecanla hemen kapıyı açtım. gelen o iri kız dı. elinde havlular, şampuan falan. gözü hemen çadır kurmuş şortuma takıldı.
içeri aldım. havluları ve şampuanı bırakırken gözü hala sikimdeydi. ben gizlemek için kanepeye oturdum. o da geldi yanıma oturdu. hal hatırdan sonra, abi seni suna ve buse çok
seviyorlar, ikiside anneme ve bana seni anlata anlata bitiremediler dedi.gerçekten gördüğüm kadarıyla çok sevecen cana yakın birisi olduğunu anladım. annemde öyle söylüyor dedi.
yanımda oturuyordu başını kollarımla sardım ve kendime yaslayarak başından öptüm. teşekkür ederim canım dedim. artık aysu abla gelene kadar annemle bende burdayım,
çürkü anneminde paraya çok ihtiyacı var dedi.baban çalışmıyormu dedim. başını öne eğerek babam ayyaşın teki. içki yüzünden işten attılar, şimdi parası olmayınca pek içemiyor artık,
kardeşimle beraber evdeler dedi. içim acıdı, kalkıp pantolonun cebinden 100 milyon çıkarıp kıza verdim. kızın kucağıma atlayıp bana bir sarılması vardı ki görmelisiniz. bayram ediyordu.
bana karşı biraz daha açılmıştı, kucağımda bir süre otururken o tombul bacakları ve kalçalarının sıcaklığıyla,inmeye yüz tutmuş sikim yeniden havalandı. kızı kucağımdan indirdim.
kalkıp banyoya sıcak su açtım geldim ve tekrar oturdum. tatlım ben birazdan havuza girmem lazım dedim. amacım kızı postalayıp,hatice için hazırlanmaktı. abi hani ogün havuza girmiştin ya,
eeeee buse de soyunup girmişti ya, eeeeee bende seninle girebilmiyim havuza dedi.hayır olmaz, bir gelen olsa ne der o halimize dedim. ya zil çalarsa giyinip kapıyı açarım dedi.
baktım ki kurtuluş yok,söylediği mantıklı gir bari dedim. üzerindeki elbiseyi çıkarınca altında hiç birşey yokmuş anadan doğma kaldı karşımda. kıza bakarken hayretten donakaldım.
sen içine çamaşır giymezmisin dedim. abi sıcaklar bastırınca çok terliyorum o yüzden giymiyorum. kilotuma da sidik kaçırdım, ıslandığı için kokmasın diye çıkardım dedi.
taptaze vücudu vardı, kolları bacakları boğum boğum et . çenesinin altında bir çene daha vardı kilodan dolayı.göbek vardı,hamile kadın gibi. bacaklarının arasındaki amcık,.. her kadında
böyle bir amcık olamaz. yumruğum kadar etli ve öne çıkmıştı. kalça dersen arkaya fazla çıkkın normal bir bayan kalçasından büyük ve geniş. ben öylece dalmışım. yeter artık izlediğin
demesiyle kendime geldim. sikim oldu bir kemik. yukarı aşağı selam veriyor. onun gözüde hareket eden sikimde… ben suya girdim, oda karşıma geçip suya girdi. ayakları sikime geldi.
tombul ayakları ile sikime dokunmaya,oynamaya başladı, o sikimi devirmeye kalktıkça yay gibiydi. abi dedi durakladı. buyur dedim. elimi dokunabilirmiyim ona dedi. çokmu merak ettin dedim.
evet, kardeşiminkinden başka hiç görmemiştim dedi. biraz yaklaştım eline alacak mesafeye gelince eline aldı inceledi,okşadı yumuk yumuk ellerini dolduruyordu sikim.
eline şampuan döküp aşağı yukarı sıvazlamasını söyledim. okşarken bir yandanda konuşuyordu. erkek kardeşim var, benden iki yaş küçük. başka da yok zaten. onunla aynı odada yatarız.
bazen banyoyuda beraber yaparız ama oda sikini oynadığında kalkıyor, onunki küçük. birbirimizi sabunlarken bazen arkama geçip sikini götüme sokuyor,sokup çıkarıyor, onunda benimde
hoşumuza gidiyor dedi. bir gece de benim yatağıma gelip tekrar sikini götüme soktu. epey girdi çıktı siki götüme.çok hoşuma gitti. ama sonunda annem bizi banyoda yine böyle yaparken
yakaladı, ikimizi de dövdü. artık yapmıyoruz ama ben hep istiyorum. sende bana yaparmısın dedi. şöyle bir düşündüm. olamazdı, birilerine söyleyebilirdi. bir şartla yaparım dedim.
eğer bu yaptıklarımızı herhangi birisine,annene arkadaşlarına,buseye,suna ya söylersen bir daha yapmam, ayrıca annen sanada banada çok kızar, bir daha seni benim yanıma yollamaz dedim.
yemin billah etti, asla söylemem. bunu ben istiyorum, kesinlikle kimsenin haberi olmaz, zaten burda en fazla on gün kalacağız, ondan sonra belki birbirimizi birdaha görmeyiz bile dedi.
peki o zaman dedim.saçları yukarı bağlı olduğu için daha ıslanmamıştı. hemen sudan çıkıp banyoda ayakta sikimi ağzına verdim. şaşırdı ve nolacak anlamında yüzüme baktı. bunu em,
ağzına sok çıkar, dedim, aynen yapmaya başladı kaydırıcı kremi alıp götüne masaj yapmaya başladım ama deliğine gelince parmağım hiç zorlanmadan giriverdi. şaşırdım ama ikimiz içinde
avantajdı. o acı duymayacak, bende rahatlıkla sikecektim. içine parmağımla kremi iyice yedirdikten sonra onu yerde dört ayak yaptım ve arkasına geçtim. baktım göt görünmüyor, amı
arkadan iki bacağının arasında yarma şeftali gibi bütün ihtişamıyla duruyor.kalçalarını ayırarak göt deliğine sikimi dayayıp sokunca birden irkildi ama çok tepki vermedi. içine var gücümle
sokuyorum ama kalçalarından dolayı ancak yarısı girebiliyor. baktım böyle olmayacak onu sırtüstü yatırdım bacakları omzuma aldım tekrar soktum. daha fazlası girdi ama tamamı yine giremiyor.
böylece epey bir süre girip çıktım. götünün ağzı rahat olsada içi sımsıkı ve ateş gibi yanıyor. benimk**e iyice iştahlandı son sürat pompalıyorum. içinde şiştikçe şişti benimki. artık zorlanıyor.
ben bastıkça oda zevke geliyor, memelerini avuçluyor,dudaklarını yalıyor, ısırıyor,gözleri kapanıyor,yani zevkten kendinden geçiyordu. birden kasılmaya titremeye başladı. ben durdum,
o boşalıyordu, sara nöbeti tutmuş gibi sarsıla sarsıla, titreye titreye boşaldı. sanki can çekişiyor. ondan sonra gözlerini açtı,gülümsedi. oohhhhhhhhhh çekti derinden.çok kötü oldum ya
neydi o öyle dedi. noldu dedim. bunu hiç yaşamamıştım, ilk oluyor ama zevkini anlatamam dedi. ben içinde öyle bekliyordum sikim içinde balon gibi şişmiş, götünüde sıkıyor, hareket
edemiyordum. zorlukla çıkardım içinden. bendede derman kalmamıştı. bacaklarım tutmuyordu.ben sırtüstü yatıp onun üzerime oturmasını söyledim. sikime bolca şampuan sürüp
eline alıp götüne ayarladı ve üzerine bütün ağırlığıyla oturunca sikim taşaklarıma kadar girdi içine. öylece duruyor. hafiften otur kalk üzerinde dedim. birkaç kere oturdu kalktı ama,
her oturuşunda kasıklarımı eziyordu. bir seferinde biraz fazla kalktı heralde oturunca sikim değişik bir yere girdiğini hissettim. ateş gibi yanıyordu ama içinde sıkıştığı halde köküne
kadar girmişti. aayyyyy diye bir ses çıkardı. eğilip baktığımda eyvah dedim. çünki sikim amına saplanmıştı. öylece bekledi üzerinde ve biraz çıkarınca kan geleceğini bekliyordum.
ama hiç birşey yoktu. tekrar oturdu, yine sonuna kadar girdi ama hiç birşey yoktu. burana birşey soktunmu daha önce dedim, hayır dedi. sanırım kızlık zarı esnekti. artık rahattım.
altından kalkıp,onu sırtüstü yatırarak bacakları yine omzumda amına kökledim şampuanladığım halde ne kadar köklesemde zor giriyor biryerleri yırta yırta giriyordu yine. kız
gözleri kapalı dudaklarını ısırıyordu. derinden inlemeler yanında karnı hızla inip çıkıyordu. sonunda tekrar titremeye ve ohlamaya, ıhlamaya başladı.ben soktukça inlemeleri çoğaldı ve
tekrar elektriğe kapılmış gibi titreyerek inleyerek boşaldı ve hareketsiz kaldı. yaklaşık 10 dakikadan fazla soktum amına artık bende hal kalmamıştı. boşalmaya yaklaştığımı hissettim. var gücümle
derinliklerine sokuyor içinin sıcaklığı ve darlığı beni delirtiyordu. dibine kadar soktukça benimki içinde biyerleri sıyırıyordu sanki
artık boşalmaya çok az kalmıştı, sikimi çıkarıp götüne daha başı girmişken içine öyle bir patladım ki sıvının yarısı içine,
yarısı dışına akmaya başladı. o ıslaklıkla köküne kadar geçirdim. kesik kesik attırmaya devam ediyordum. bir yandanda son sürat sokup çıkarıyordum. bir sürede böyle geçti.
içim tamamen boşaldıktan sonra içinden çıkarmamla beraber uzunca bir osurukla içindeki sıvılarımın tamamı üzerime fışkırdı. kalkıp temizlendik. hayret, bu kadar süre içinde hiç kimse
gelmemişti.Annem gelmeden ben gideyim,yine görüşürüz diyerek apar topar gitti. bende şortumu giydim,yatağa biraz uzandım, çok geçmedi 5 dakika sonra zil çaldı. gelen, o kızın
annesiydi. kapıda nutkum tutulmuş öylece bakakaldım kadına. zaten çok huşuma gidiyordu. manken gibi sarı saçlı yeşil gözlü sanki elde yapılmış bir candy bebek gibi.
o kadar güzel bir bayan. gülerek, içeri almıycakmısın dedi. o an kendime geldim. pardon kusura bakma, buyur içeri dedim. ikimizde ayakta ben hala kadını süzüyorum,
kendimden geçmişim. ne o çokmu beğendin,gözlerini ayıramıyorsun benden dedi. manken gibi kalem gibi bir bayan. kalçası biraz çıkkın, göğüsler normal ölçüde,göbek yok.
içim gitti yaw. üzerinde beyaz gömlek, beyaz sütyeni altından belli oluyor. memelerinin çatalına kadar düğmeler açık. altında dizüstü etek.belli ki benim yanıma gelirken bir iki
düğme açıp gelmiş. normalde hizmetliler iş gömleği giyerler bunda o da yoktu. yoksa ortalıkta o şekilde dolaşması imkansız. beğenmek ne kelime yav beni mestettin öpmemek,
sarılmamak için kendimi zor tutuyorum dedim gülüştük. yok öyle dedi. senden çok bahsettiler,bende merak ettim tanışmak istedim dedi.şöyle bir süzdü beni baştan aşağı…
anlattıkları kadar varmıssın ama, bu yakışıklı adamın etrafında pervane olan birçok kadın veya sevgilileri vardır dedi. aklısıra beni yokluyordu. hayır yok,ne kız arkadaşım,ne sevgilim,
nede birlikte olduğum kimse yok dedim, hayretle dudak bükerek kafa salladı. seni ilk gördüğüm anda vuruldum, beni benden aldın ama bunu sana birtürlü söyleme imkanım olmadı dedim.
ayağa kalkarak kendi etrafında bir tur döndü ve memelerinin altından tutarak sahimi, o kadar çok mu güzelim dedi. burada 15 gündür kalıyorum,affedersin epeydir abazayım,
aysu ve hatice ile tanıştım, laf aramızda kalsın ikiside bana senin kadar çekici gelmemişti. onlarla samimi olduğum halde hiç pas vermedim.sen beni bitirdin dedim. tekrar yanıma oturdu,
kendinden emin bir tavırla bacağıma elini koydu,yukarı aşağı sıvazlamaya başladı. eli dizime kadar iniyor sonra kasıklarıma kadar çıkıyordu,bir süre böyle devam edince sikim kalkmaya
ve sortun içinde varlığını belli etmeye başladı, sertleştikçe şortu havalandırıp indiriyordu. bunu görünce noldu bu hareket bana mı dedi gülerek. burda başka kimse varmı, elbette sana dedim.
eli dahada ileri giderek şortun paçasından içeri girerek sikimin başına dokundurmaya başladı,sonunda sikimi avuçladı, zaten bu sürede kemik gibi oldu sikim. şortun paçasını yukarı sıvazlayarak
sikimi ortaya çıkardı okşamaya başladı. sıcacık ve yumuşacık bir bayan eli değince sikim öyle şahlandı ki bir harekette kırılabilir. bende onun bacağına el attım, eteğinin içine kadar elimi
soktum ve kilota ulaştım. kilot ıslanmıştı. buna noldu benim içinmi ağladı dedim. yok o mutluluk gözyaşları dedi. kilotunu kenara çekerek amına parmağımı attığımda elim hiç kıla dokunmadı,
ama amcığı su içinde kalmıştı. artık anladım ki kadınla işimiz var.bir birimize bakıştığımızda bana daha şehvetle baktığını gördüm.kolumla sararak dudağına dudağımı götürdüğümde, sanki
benden bu hamleyi beklermişcesine dudağıma yapıştı. uzunca bir süre şapırdayarak öpüşürken elimi memelerine attım, sanki hiç ellenmemiş gibi, avcumun içini dolduruyordu,başı sivrilmeye başladı.
hemen kanepenin üzerine devrildi. bende üzerine devrilip,dudaklarımız birbirine kenetliyken,elim bazen memelerine bazende eteğinin altından kilotuna gidiyordu. kilot engeldi. hemen asılıp çıkardım.
engel olmaya çalıştı ama kim dinler… güya naz yapıyordu. istemem yan cebime koy der gibi. elimi amına attığımda su içindeydi. biraz öncekine oranla am dudakları kabarmış,
iç dudakları bile lale gibi açılmıştı dışına. ondan sonra o da harekete geçti şortumun dışından sikimi okşamaya başladı. bir hamlede şortumu çıkarıp eline verdim. iki eliyle tuttuğu zaman
başı ellerinin dışında kalıyordu. hemen doğrulup sikimin başını peçeteyle silerek ağzına aldı. başına biraz zevk suyu birikmişti çünki. hemen emmeye başladı. öyle iştahla emiyordu ki,
sikimi boğazına kadar sokuyor sonra, çıkarıp bakıyor ve ıslaklığıyla yukarı akşağı okşuyor tekrar ağzına alıyordu. yarağa hasret gibi özlem duyuyordu. onu yatırıp bacaklarını açtım,
eteğini yukarı sıyırıp amcığına ağzımı dayadım. gerçekten dudakları silikonlu gibi kocaman kabarmış,ağda yapmış, sanki kız amı gibiydi. artık yavaş yavaş dayanacak gücüm tükenmek üzereydi.
hemen bacakları arasına girip,benim oğlanın kafasını am dudaklarına sürterken o da gözlerini kapatmış,dudaklarını ısırıyordu.artık duramıyordum. yavaş yavaş bastırmaya başladım fakat
o da ne ? girmekte zorlanıyordu. kızı bile daha rahat almıştı. bu çocuk bu amdan çıkmadı mı niye bu kadar dar dedim. doğum esnasında yırtılma oldu, çok genişlemişti,jinekoloğa diktirdim,
içini de lazerle daralttırdım dedi.peki o zamandan beri hiç giren olmadımı içine dedim.nasıl yani,beni ne sandın, seninle burda bişeyler yaşıyorsak her önüme gelene verdiğimi mi sanıyorsun.
bu amı kocamdan başka kimse görmedi. ikinci sensin dedi. eşimden fayda yok,maymun siki gibi incecik,küçücük bir siki var,girdiğinden hiç haberim bile olmaz, işini bitirir yatar,zaten
sarhoşken tam sertleşmez bile, bazen parmağıyla zorla sokar içine ve boşalır çıkar dedi. hem dinlerken hayret ediyor, hemde ikinci kocası olup bu daracık deliğe gireceğim için heyecanlanıyordum.
sikimi tekrar ağzına verdim biraz şapırdatarak emdikten sonra doğruldu birden bak bunlar ikimizin arasında kalacak, sen kocamdan sonra ikincisin. beni herkes edepli,namuslu bilirler, hemde
öyleyim. ama benim ihtiyaçlarımı karşılamak şöyle dursun hiç kadınlığımı yaşamadım. eşim içimi hiçbir zaman dolduramadı.hiç beni boşaltmadı,banyoda veya yatakta kendi kendimi boşaltıyorum.
eğer burdakilerden birisi duyarsa, ben mahvolurum. kötü gözle bakarlar bana dedi. yemin ederek söz verdim. her kimle birlikte olduysam bu bende hep sır olarak kalmıştı zaten.
tekrar iki bacağının arasında yerimi aldım. amcığının iç dudakları dışına çıkmış küçük dili bile bir bebek siki kadar büyümüştü. sikimin başını, ıslanmış am dudakları arasında fırça çekmeye başladım.
yeniden sikimi amcığının dudakları arasına yerleştirip biraz bastırınca zorda olsa başı girdi ve ayyyyy diye çığlık attı. öylece bekledim biraz. noldu dedim. gözünü seveyim yavaş ve dikkatli gir.
yeniden yırtılmasın,çok acıdı dedi. o kadar dardı ki sikimin başı bile sıkışmıştı içinde,başını ateş gibi yakıyordu. biraz daha zorladım fakat santim santim zorla giriyordu, sanki göt siker gibi…
ben bastırdıkça o kendini geri çekmeye çalışıyordu ama bacaklarını sıkıca kavradığım için biyere kaçamıyordu. bastırıyorum ama girmekte zorlanıyor,kendiside acı çekiyordu. çıkardım.
krem aklıma geldi. gidip kremi getirdim. parmağıma bolca alarak amının içine, derinliklerine iyice yedirdim. sikimede şampuan sürüp tekrar denedim. başı yine zorlukla girdi,ben yavaş yavaş bastırırken
sürekli yüzüne bakıyor,mimiklerine göre hareket ediyordum. zevkim için birden kökleyip kendimden soğutmak istemiyordum. yüzünde acı varsa duruyor, sakinleşirse tekrar sokmaya
çalışıyordum. gözleri kapalı dudaklarını ısırıyordu sürekli. ben birkaç santim daha girdim ama hiç acı duymadığını hissettim. kremin faydası olmaya başlamıştı sanırım. içinde alıştıra alıştıra sokup çıkarmak
istiyordum ama o kadar kaygan olmasına rahmen ne mümkün. sikim içinde sıkışmış,ateş gibi de yakıyordu. bu böyle olmayacaktı,zorlanarak biraz daha soktum artık yarısı girmişti.
yüzü buruşmaya başladı, tekrar çekmeye çalıştım zorlukla, eliyle elimi tutarak. çekme öyle kalsın biraz, çok acıyor dedi. biraz sonra tekrar çekmeye uğraştım, zorla biraz çıkardım ve tekrar bastırdım.
öncekinden biraz daha fazla girdi,tekrar çekip, tekrar soktum biraz daha biraz daha derken sonuna vardım. sikimin başı karşı tarafa dokunmuştu. o sırada, gözleri kapalı inlemeye,kalçasını
oynatmaya aahhhhhh oooohhhhhhh demeye başladı. gözleri kapalı ama yaşlar dökülüyordu. bu günleride yaşamak varmış,sen bana bir lütufsun diyerek gözyaşı döküyordu.
ben hiç hareket etmiyorum,edemiyorum zaten. çırpına çırpına, inleye inleye boşaldı ve hareketsiz kaldı. ben yavaşça içinden çıkmaya çalışıyorum fakat
öyle sıkıyor ki çıkmama izin vermiyordu. çok az kıpırdaya biliyordum. biraz da bu aşırı darlıktan ve ateşinden dolayı benimki şahlanmış içinde kabarmış, şişmişti. zorlanarak çıkardım. sikimin başı
mantar gibi olmuş,gövdesi de şişmiş, kıpkırmızı olmuştu. tekrar bolca gevşetici krem alıp içine boca ettim.parmağım içindeyken bile sıkıp sıkıp gevşetiyordu.sikime de bol bol şampuan sürüp tekrar
başını soktum ve küçük darbelerle santim santim içine yol almaya başladım. boşaldığı için içi de vıcık vıcık olmuştu yine dibini buldum.bekledim biraz ve o daracık tünelde,sikimi sıkıca saran amına
yavaş yavaş girip çıkmaya başladım.5 dakika falan gidip geldim. daha öncedende boşaldığım için daha boşalma belirtisi yoktu. uzun bir süre sokup çıkardıkça sikimin başı acımaya,vücudum terlemeye
ve dermansızlıktan bacaklarım titremeye başladı. o yeniden hareketlendi, karnı şişip inmeye, nefesi hızlanmaya,gözleri kapalı halde dudaklarını ısırmaya ve çığlıklar atmaya başladı.çığlıkları,yükseliyor,
hareketleri hızlanıyor,bacakları kalçalarımı sıkarken tekrar boşalmaya başladı ama ne boşalma,bunları kelimelerle anlatmaya imkan yok,çırpına çırpına boşalırken amından tazyikle bir sidik boşaldı,
beni tepeden tırnağa ıslattı. tutmaya çalışıyor ama engel olamıyordu.yatak, çarşaf ıslanmıştı.ben o halde içinde sikim ininceye kadar durarak dinlendim ve birazcık inince çıkabildim. artık bana özürün bini bir para.
özür dilerim, isteyerek olmadı, ben 12 yıllık evliliğimde hiç böyle olmamıştım. bu kadar zevk ve heyecanı yaşamamıştım.bunları yaşattığın için teşekkür ederim falan… sonra kalktı benim çarşafı topladı.
değiştireyim, hemde elemanlara söyleyim temiz bir yatak getirsinler dedi ve gitti.biraz sonra yeni bir yatak geldi eskisini götürdüler.daha sonrada obez kız çarşafları getirdi. oturup konuşurken,hatice çıktı geldi.
noluyor burda,yataklar, çarşaflar değişiyor dedi. bende, durumu idare etmek için banyodan çıkınca kurulanmayı unutarak kendimi yatağa atmıştım,yatak ıslandı dedim. inanmamış bir edayla,olsun bakalım
dedi ve somurtarak gitti.iyi ki gitti, eğer kalsada benimle sevişmek isteseydi mümkün deyil yapamazdım.ne bende ne de ufaklıkta yapacak derman kalmamıştı. üstelik başı sızlıyordu.
bir hafta daha o otelde kaldım,haticeyi,suna yı, o manken gibi kadını ve kızını günde üç öğün siktim ve otelden ayrıldım. artık onlarla kendi evlerinde,bazende yine otelde sikiyorum.bu yıllarca devam etti.
artık kızlar liseyi bitirdi.üniversiteye başka şehirlere gittiler.onları göremiyorum ama bayanlarla hala ilişkimiz devam ediyor.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Suriyeli Kiracılarım! (4 Bölümlü Hikaye)

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Suriyeli Kiracılarım! (4 Bölümlü Hikaye)
Merhaba, adım Mehmet. 53 yaşındayım, karım Hatice ise 50 yaşında. 30 yıllık evliyiz. İki oğlum bir de kızım var ve üçü de evli. Beş de torunum var. Karımla bazen haftada bir, bazen de iki haftada bir sikişiyorum. 30 yıllık evliliğin ardından haftada bir sikişmek nispeten iyi sayılabilirse de, benim için yeterli olmuyor. 53 yaşında olsam da kendimi ruhen ve bedenen daha genç hissediyorum.

Karımı da halen çok seviyor ve arzuluyorum, mümkün olsa onu her gün sikmek isterim. Ancak hayat bana bunu yapma imkânı vermiyor. Bazen torunlar, çocuklar ve gelinler gelip bizde kalıyorlar, yada karım onların yanına gidiyor, torunlara bakmak için kalıyor. Tabii bu durumda benim istediğim gibi her gün sikişmek de mümkün olmuyor. Ancak karım kapalı, dini bütün bir kadın ve kocası olarak onun üzerinde sahip olduğum hakları bildiğinden ben ne zaman istersem ilişkiye giriyor.

Alt katımdaki boş daireyi geçen ay Suriyeli bir aileye kiraya verdim. Aslında bunu yapmayı hiç istemiyordum. Çünkü daha önce de Suriyeli bir aile oturmuş ve evin içine etmiş, üstelik birkaç aylık kirayı da ödemeden kaçıp gitmişlerdi. Daire Türk bir ailenin oturacağı halde değildi. Epey zaman boş kaldıktan sonra mecburen yine bir Suriyeli aileye vermek zorunda kaldım. Az da olsa oradan gelecek kiraya ihtiyacım vardı.

Kiracım Selman adında kırklı yaşlarında biri, bir konfeksiyonda çalışıyor. Beş kızı ve bir de oğlu var. İki oda bir salondan ibaret dairede, karısı, annesi ve 6 çocuğuyla beraber, toplam 9 kişi oturuyorlar. Karısı ondan daha genç gösteren bir kadın. Siyah bir pardesü giymiş, başını da siyah bir türbanla sıkıca bağlamış halde görüyorum onu her zaman. Beni gördüğünde yüzünü başka tarafa çeviriyor. Kızları da aynı anneleri gibi giyiniyor, ancak kızlarının yüzü de kapalı oluyor ve sadece gözleri görünüyor.

Bir gece saat ikiye doğru işemek için kalktım. Çişimi yaparken gelen seslere bakılırsa alt katta da birilerinin ayakta olduğunu fark ettim. Banyonun penceresi küçük bir aydınlatma boşluğuna açılıyordu ve sesler oradan geliyordu. Nedendir bilmem ama durup dinlemek istedim. Maşrapaya akan suyun sesine Arapça konuşma sesleri karışıyordu. Tabii ne konuştuklarını anlayamıyordum. Ancak konuşanlardan birinin Selman olduğunu anladım, diğeri de karısıydı.

Bir dakika kadar sonra sesler azaldı, ancak daha sonra başka türlü sesler gelmeye başladı. Pencerenin mandalını çekip açtım ve kulağımı yaklaştırdım. Dikkat kesildim iyice. Yine arada sırada Arapça sesler geliyor olsa da, bunun haricinde inleme sesleri geliyordu. “Ohhh, ohhh, uhhh, ayyy…” seslerine tok bir ses eşlik ediyordu.

Kalbim heyecanla atmaya başladı. Gecenin bu saatinde Selman karısını banyoda sikiyordu. Kadının Arapça bir şeyler dediğini duyabiliyordum, yazık ki ne olduğunu anlayamıyordum. Ancak çıkardığı iniltileri anlamak için dil bilmeye gerek yoktu. Muhtemelen Selman ayakta domaltmıştı karısını ve kasıklarının karısının kasıklarında ve kalçalarında, götünde çıkardığı sesleri hemen fark ediyordum. Bu sırada sikimin sertleşip kalktığını gördüm. Bir elimle sikimi sıvazlarken kulağım aşağıdan gelecek seslere odaklanmıştı.

Kadından ve Selman’dan gelen iniltiler ve sikişmenin doğal sesleri hızlanmaya, artmaya başlamıştı. Onlar sikişirken ayakta boşalacak hale gelmiştim. Derken bir süre sonra kesildi sesler. Sikişmeleri 2-3 dakika kadar sürmüştü. Sonrasında yine maşrapaya akan suyun sesi, Arapça konuşmalar derken sesler tamamen kesildi.

Sikim kazık gibi olmuştu. Gecenin o vakti 31 çekmemek için kendimi zor tuttum. Yatağa girip hiçbir şeyden haberi olmayan karımın dolgun vücuduna sarıldım.

En son sikişmemizin üzerinden on gün kadar geçmişti. Elimi geceliğinin altından soktum ve kalçalarını okşadım. Gecenin serinliğine karşın karımın vücudu sıcacıktı. Aşağıdaki sikişmenin üzerine bir de karımın dolgun kalçası eklenince sikimin sertliği ve azgınlığım daha da arttı.

Karım az sonra uyandı. Kalçalarında gezinen elimi tuttu yorganın altından ve “Ne oldu, azdın mı gece gece?” dedi. “Çok azdım, çok azdırdın beni, on gün geçti, çok özledim seni!” dedim. Hemen geceliğinin ön kısmındaki düğmeleri açtım ve beyaz koynunu öpmeye başladım. Karım, “Çok uykum var, sabah yap!” dediyse de, “Olmaz, şimdi yapalım, çok azdım, sabahı bekleyemem!” dedim.

Geceliğinin altında beyaz atleti vardı. Atleti sıyırdım ve ortaya çıkan memelerini öpmeye, emmeye başladım. Memeleri yaşından dolayı sarkmış olsa da onları öpmeyi, emmeyi, yalamayı çok seviyordum. Sokak lambalarının ışığının aydınlattığı yatak odasında karımın etli meme uçlarını emerken, o da tava gelmiş, saçlarımı, omuzlarımı okşuyordu.

Bir elim altta kalçalarını okşarken diğeriyle memelerini avuçluyordum. Aklım Selman’ın karısındaydı. 6 çocuk doğurmasına karşın halen daha taş gibi sayılırdı. Giydiği uzun siyah pardesünün altında dolgun vücudu belli oluyordu. Arap olmasına karşın esmer tenli değildi, bembeyaz bir yüzü vardı. Selman fakirdi, ama kadın yönünden şanslı bir erkekti.

Sikimin sertliği son raddeye gelmişti, artık karımın amına girmek için sabırsızlanıyordum. “Çıkar külotunu, aç bacaklarını!” dedim emreden bir sesle. Karım hiç sesini çıkartmadan iki eliyle külotunu sıyırıp çıkardı ve yatağın yanına, yere bıraktı. Bacaklarını iki yana açarken ben de üzerimizdeki yorganı iyice açtım, eşofmanımın altını ve külotumu çıkardım. Karımın bacaklarının arasında yerimi aldım.

Sikimi sıvazladım bir süre daha ve sonrasında yavaşça üzerine eğildim. Sikimi amının üzerine sürttüm, karım bundan çok hoşlanıyordu. Ben sikimi amına sürterken o da bir eliyle sikimi tuttu. Amının üzerinde alınmamış bir miktar kıl vardı ve sikime batıyordu kıllar. O nedenle daha fazla bu şekilde devam etmek istemedim.

Sikimi çekerken karım eli sikimde olduğu halde, “Az daha yap!” dedi. “Kılların batıyor, niye tıraş olmadın?” dedim bunun üzerine. Karım, “Olurum sonra, sen yapsana!” dedi, bu sırada sikimi sıkıca kavramıştı. Gece vakti onu üzmek istemediğimden bir süre daha devam ettim. Sikimi kıllı kasıklarına, etli ve sarkık am dudaklarına sürttüm. “Tamam mı, yeter mi?” dediğimde, “Tamam tamam!” dedi çabuk olmamı isteyen bir sesle.

Az sonra sikim karımın amının dudaklarıyla buluştu önce, ardından da içinin tatlı sıcaklığıyla. İyice uzandım üzerine, sikim amının en derinlerine kadar giriverdi hemen. Hızlı hızlı sikmeye başladım. Aklım Selman’ın karısındayken altımda karımı sikiyordum. Karımın elleri sırtımda, belimde, götümün yanaklarında gezinirken dudaklarından hafif iniltiler çıkıyordu. Alt kattaki kiracıların duymaması için olabildiğince sessiz olmaya çalışıyor, aldığı zevki fısıltılı seslerle belli ediyordu.

Ama ben onun gibi değildim. Zaten alt kattaki sikişmenin sesleri beni azdırmıştı. Şimdi de karımı var gücümle sikerken zevkten inliyordum. Karımın koca memeleri sikişmenin etkisiyle göğsümün altında sallanıp duruyordu. İki elimle kavradım onları ve avuçlayıp sıkmaya başladım.

Karım bacaklarını iki yana daha da açarken amına rahatça sokup çıkarıyordum sikimi. Altımızda karımın doldurduğu yün yatak vardı, yataktan ses çıkmasa da altındaki bazadan ağır ağır gıcırdama sesleri geliyordu.

Karım bacaklarını kaldırdı havaya ve belime doladı. Belimi ve götümü oynattıkça, kaldırıp indirdikçe sikim amının en derinlerine kadar girip çıkıyordu. 30 yıldır siktiğim amından halen daha keyif alıyordum. 30 yıl sikimi içine almış, üç çocuk çıkarmıştı ama halen daha tatlıydı amı.

Pompaladıkça terli kasıklarımızdan sesler gelmeye başladı. Selman’ın karısını sikerken çıkan seslerin benzeriydi bu sesler. Karımın memelerine asılmıştım deli gibi, hamur gibi sıkıyordum. Havadaki bacakları yaylanıp duruyordu. Ellerimi memelerinden çektim ve alttan kalçalarını tutup kaldırdım, omzuma attım. Bu şekilde daha sert ve güçlü sikmeye başladım.

Ancak karım bundan hoşlanmamıştı, “Yavaş ol, millet duyacak!” dedi heyecanla. “Sikerim milleti!” dedim ve sikmeye devam ettim. Karım bu sözlerimden sonra başka bir şey demedi ve kendini sikişmenin akışına bıraktı. İki eliyle yataktan tutunmuştu. Geceliğinin açık olan ön kısmından taşan memeleri pompaladıkça deli gibi sallanıyordu.

Kasıklarımızın çarpışmasından çıkan güçlü ve tok sesler bütün odayı çınlatır hale gelmişti. Sikim amının içinde gidip gelirken omzumdaki bacaklarını, kalçalarını okşuyordum bir taraftan da. Bir süre bu pozisyonda devam ettikten sonra amından çıktım ve “Domal hadi, biraz da öyle sikeyim!” dedim.

Karım bir şey demeden doğruldu çabucak ve geceliğinin eteklerini belinde toplayarak köpek gibi domaldı. Pencereden içeri vuran sarımtırak sokak lambasının ışığında karımın bembeyaz kalçalarını, götünü görmek sikimin sertliğini kaybetmesine engel oluyordu. Sikimin üzeri amının sıvıları ile kaplanmış, ıslak ve kaygan bir haldeydi. Kısa bir süre sıvazladıktan sonra karımın halen açık duran amına arkadan girdim.

Karım belini iyice eğmiş, yüzünü yastığa yapıştırmış haldeydi. Bu pozisyonda sikilmeyi çok seviyordu. Götünün yanaklarını kavradım ve güçlü bir şekilde sikmeye, pompalamaya başladım. Karımın götünün etli, dolgun yanakları, belinin etleri löpürdüyor, titriyordu. Çıkan sesler ise daha güçlü ve yoğundu.

Karımdan da iniltiler gelmeye başlamıştı şimdi. “Ahhh, ahhh, uhhh, ıhhh…” sesleri yüzünü yapıştırdığı yastık nedeniyle boğuk da olsa anlaşılıyordu. Bir elini alttan amına atmıştı, ben sikerken o da amını ovalıyordu. Ellerim götünün yanaklarında, belinde, kalçalarında geziniyor ve sikim bu pozisyonda amının en diplerine girip çıkarken aldığım keyif daha da artıyordu.

Kıllı göt deliğine başparmağımla bastırdım. Karım 30 yıllık evliliğimizde amını bana sayısız kez sunmuş olsa da, götü konusunda cimri davranıyordu. Hele ilk yıllarımızda isteklerime büyük bir şiddetle karşı çıkmıştı. Ancak son senelerde, çocuklar da evlenip gittikten sonra (Eğer bana götten vermezsen başka kadınlara giderim, hatta seni boşarım!) deyince razı gelmiş ve bu sayede götünün tadını almaya başlamıştım. Amının genişliğine inat göt deliği bir bakirenin amı kadar dardı. Ama yine de götünü her zaman vermiyor, bunun için kendini hazır hissetmesi gerektiğini söylüyordu.

Aklım Selman’ın karısındaydı yine. Siktiğim karım olsa da sikmek istediğim o kadındı. Adının ne olduğunu bile bilmiyordum üstelik. Boşalmaya yaklaşırken yorulduğumu hissettim. Bir süre sikim amında olduğu halde bekledim. Karım, “Geldin mi?” diye sordu bu sırada. “Yok, az kaldı!” dediğimde, “Hadi be, dizlerim ağrıdı!” deyince, “Sikerim şimdi dizini!” dedim sinirle. Yeniden amında çalışmaya başladım.

Şimdi daha büyük bir güçle pompalıyordum. Bazanın gıcırtıları artmaya başlamıştı. Karımdan da boğuk iniltiler geliyordu. Kalbimin güçlü ve hızlı atışlarını boyun damarlarımda hissediyordum. Her yerim elektriğe tutulmuş gibi titrerken birden bire büyük bir güçle boşalmaya başladım. Boşalırken de amına sokup çıkardım sikimi. Döllerim oluk oluk on günlük bir aranın ardından karımın amına akıyordu.

Amında bir süre daha bekledikten sonra çıkardım sikimi. Karım da doğruldu bu sırada ve “Yavaş ol dedim sana!” dedi. “Sikerim yavaşını senin!” dedim. Kalbim halen güçlü bir halde atıyor, göğsüm şiddetle inip kalkıyordu.

Karım yataktan kalkıp banyoya geçerken, ellerimi başımın altına koyup tavana diktim gözlerimi. Daha önce de karımı sikerken, aralarında gelinlerimin de olduğu başka kadınları, kızları hayal ettiğim olmuştu. Ama şimdi bir fark vardı, Selman’ın karısını sadece hayal etmekle yetinemeyeceğimi biliyordum.

Ne yapıp edip onu sikmenin bir yolunu bulmam gerekiyordu…

Suriyeli Kiracılarım! (2. Bölüm)

Birkaç gün sonra kahvaltı sırasında karım evin temizliğine yetişemediğini, artık gelinleri çağırmak da istemediğini söyledi. “Ee, ne olacak peki?” diye sorduğumda, “Bu bizim kiracının karısını çağırırım, ucuza da gelir. Bizimkiler 100-150 liradan aşağı gelmiyor. Zaten durumları kötü, hiç olmazsa yardımımız dokunur!” deyince, “İyi, sen bilirsin!” dedim…

Ertesi gün akşamüzeri geldiğimde evin pırıl pırıl olduğunu gördüm. Karım kadından çok memnun kalmıştı. Bu arada kadının adının Gülsüm olduğunu öğrendim. Karım, “Bende para yoktu, sen aşağı inip versene kadının parasını, 50 lira!” deyince içimde bir şeyler canlandı. Heyecanla aşağı inip kapıya vurdum. İçerden Arapça sesler gelirken kapı açıldı. Selman’ın oğlu açmıştı kapıyı. 5-6 yaşlarında ya var ya yoktu.

“Annen evde mi?” diye sordum birkaç kez. Çocuk içeri geçerken az sonra kapıda annesi, yani Gülsüm belirdi. Kendisine ilk defa bu kadar yakındım. Birkaç gece önce kocasıyla banyoda sikişen kadın şimdi tam karşımdaydı. Başında yine siyah türbanı vardı, ancak pardesü yoktu. Siyah, tek parça bir elbise giymişti, eski ve biraz dar görünen elbise vücudunun kıvrımlarını belli ediyordu. Özellikle memelerinin iriliği gözümden kaçmadı. Zeytin tanesini andıran gözleri beyaz yüzünü boncuk gibi süslemişti. Gözlerinin altına sürme çekilmiş gibiydi. Parayı uzattım, “Kusura bakmayın, hanım verememiş…” dedim.

O sıra arkasında bir kadın belirdi. Selman’ın annesiydi bu, ilk defa görüyordum kendisini. Oldukça şiveli ama yine de anlaşılır bir Türkçeyle, “Gelinim anlamaz Türkçe!” dedi. Ben sadece Selman Türkçe biliyor sanıyordum, ama annesi de biliyordu demek ki. “Siz Türkçeyi nerden biliyorsunuz?” diye sorunca, kadın, “Ben zamanında Urfa’dan gelin gittim Suriye’ye.” dedi.

Selman’ın annesi en fazla 60 yaşında gösteren bir kadındı. Ben daha yaşlı zannediyordum oysa. Uzun boylu ve yapılı bir kadındı. Çiçekli uzun bir elbise vardı üzerinde. Başını ise büyük, beyaz bir yazma ile bağlamıştı. Kadının gelinininkilerden de büyük ve dolgun memeleri vardı. “Buyurun bir kahve için!” diyerek yaptığı davete, “İnşallah başka zaman!” diyerek karşılık verdim. Yukarı çıkarken sikimin sertleştiğini fark ettim.

Gece olup da yatağa girdiğimde karıma sarıldım hemen. Karım, “Ne oldu?” dedi şaşırmış gibi. “Özledim seni!” deyince, “Bu gece yapmayalım Mehmet, her yanım ağrıyor valla, akşama kadar temizlik yaptık!” dedi. “Ben senin kocanım, öyle temizlik falan anlamam!” dedim ve bir elimi geceliğin altından sokup kalçalarını okşamaya başlarken diğeriyle de memelerini avuçladım.

Boynunu, yanaklarını, dudaklarını deli gibi öpüyordum. Bakımlı sayılacak bir kadın değildi karım ve bu yüzden yanaklarında, çenesinde ve dudaklarının üzerinde tüyler olurdu her zaman. Ama buna karşın bacaklarında ve kalçalarında kıldan tüyden eser yoktu.

Sikim kazık gibi olmuştu çoktan. Etli meme uçlarını dilliyor, ısırıyor, emiyordum. Karımın memelerine kıyasla Gülsüm’ünkiler daha büyüktü. Onun memelerini emdiğimi, yaladığımı hayal ettim. İlk başta isteksiz davranan karım yorgunluğuna rağmen karşılık vermeye başlamıştı. Alttan elini sokmuş ve sikimi sıvazlıyordu.

“Ağzına alsana!” dediğimde, “Tamam, ama sen de benimkini alacaksın!” dedi heyecanla. “Tıraş oldun mu sen?” diye sorduğumda, “Oldum, hem de kaymak gibi yaptım!” dedi. “O zaman şöyle gel, şu üstündekileri de çıkart!” dedim. Az sonra ikimiz de çırılçıplak bir haldeydik. Yorganı kaldırdım iyice. Karıma, üzerime ters şekilde uzanıp sikimi ağzına almasını söyledim. Hemen dediğimi yapıp sikimi somurmaya başlarken, ben de onun gerçekten kaymak gibi görünen amını dillemeye başladım.

Karımın etli amının içine dilimi soktum. Islak ve kaygan amının içi fırın gibi yanıyordu. Bu arada kendisi de sikimi deli gibi somuruyordu. Gece vakti müthiş bir 69 deneyimi yaşıyorduk. 30 yıllık evliliğimiz boyunca cinsellik yönünden ikimiz de deneyim kazanmış, birbirimizi nasıl mutlu edeceğimizi öğrenmiştik.

Amını dilleyip yalarken, sol elimin işaret parmağını göt deliğine soktum. Karımdan herhangi bir tepki gelmedi. Kıllı göt deliğinin içinde ileri geri hareket ettirdim parmağımı. Kasıklarını öptüm, yaladım, dilledim. Amından zevk sıvıları akmaya başlamıştı, dudaklarım ve çenem ıslanmıştı iyice. Dolgun göt yanaklarını sıkıyor, yoğuruyordum bu arada. Karımın saksosu sikimi daha da sertleştirmiş, şişirmişti. Artık bir an önce amına girmek için yanıp tutuşuyordum.

“Tamam, hadi, bu kadar yeter!” deyince karım sikimi emmeyi bırakıp üzerimde doğruldu. “Ben üste çıkayım mı?” deyince, “İyi, hadi geç o zaman!” dedim. Sikim kazık gibi bir halde dikilmiş, tavana bakıyordu. Karım ayaklarını iki yanımdan yatağa koyup işer gibi çömeldi, eliyle kavradığı sikimi odanın loş karanlığında amına sokmak için hizaladı. Az sonra sikim karımın ıslak, yağlanmış gibi kayganlaşmış amına ağır ağır girdi.

Karımdan derin bir, “Ohhh…” iniltisi çıkarken, bir süre sikim amının içindeyken oturur vaziyette kaldı. Ellerini tuttum, az sonra götünü indirip kaldırarak sikimi amına sokup çıkartmaya başladı. Müthiş bir zevk alıyordum yine. Karımın kasıkları, götünün yanakları kasıklarıma ve taşaklarıma çarpıyor, ortaya çıkan sesler odada yankılanıyordu. Karımın iri, sarkık memeleri her bir hareketiyle sallanıyordu.

“Ihhh, ıhhh, ahhh, ımmm, ayyy, ohhh, ohhh…” sesleri karımın dudaklarından dökülüyor, benden de buna benzer sesler çıkıyordu. Karım bazen yavaş bazen hızlı bir şekilde oturup kalkmaya, sikimi amının en derinlerine sokup çıkartmaya devam etti bir süre. Sonrasında, “Dizlerim ağrıdı…” deyince, “Şöyle gel!” dedim ve belinden tutup bana doğru eğilmesini istedim.

Karım öne doğru eğildi dediğim gibi yaparak, dizlerini yatağa dayadı ve ellerini omuzlarıma koydu. Sikim halen amının içindeydi. Belimi kaldırdım, bacaklarımı dizlerimden bükerek iki yana açtım biraz ve bu şekilde alttan pompalamaya başladım. Kasıklarım, taşaklarım karımın dolgun göt yanaklarına çarptıkça ses patlamaları yaratıyordu. Sikim iyice kayganlaşmış amının içinde gidip geliyordu.

Sarkık memeleri pompaladıkça deli gibi sallanıyordu. Dudaklarından yine zevk iniltileri çıkmaya başlamıştı. Kalın, etli belinden tutuyordum sıkıca. Göt yanaklarının sikimin her bir darbesiyle löpürdediğini fark ediyordum. Altımızdaki bazadan gıcırdama sesleri gelmeye başlamıştı yine. Alttaki odada kimin kaldığını bilmiyordum. Selman karısıyla mı kalıyordu, yoksa çocuklar yada annesi mi kalıyordu bilmiyorum, ama eğer derin bir uykuda değillerse, yukarda karı koca bizim ne yaptığımızı bilmemeleri imkânsızdı.

Pompaladıkça boşalmaya yaklaşıyordum. Ellerimi göt yanaklarına attım ve karıma öne doğru biraz daha eğilmesini söyledim. Götü biraz daha havaya kalkarken daha büyük bir güç ve istekle sikiyordum. Odanın içinde sikişimizin sesleri yankılanıyordu resmen. Geçen sefer yavaş olmamı söyleyen karımdan bu kez hiçbir itiraz gelmiyordu. Var gücümle kendisini sikmeme sesini çıkartmıyordu.

Sonunda sarsıla sarsıla boşalmaya başladım. Boşalırken de pompalamaya devam ettim. Müthiş bir zevk dalgası her yanımı kaplarken karımdan derin ve hırıltılı iniltiler geliyordu. İkimiz de yorulmuştuk. Karım üzerime yığılmış haldeydi. Ne kadar dölüm varsa amına akıttım. Sıkıca sarıldık birbirimize.

Karım bir ayağını kaldırıp üzerimden kalktı ve yanıma uzandı. Başını göğsüme koyarken, “Çok yoruldum…” dedi. Çıplak bir halde o şekilde kaldık. Karıma, “Yıkanmayacak mısın?” diye sorunca, “Yorgunum, sabah yıkanırım…” dedi. “İyi o zaman, ben de sabah yıkanırım!” dedim, yorganı çektim üzerimize ve güzel, derin bir uykuya daldık…

Aradan geçen zamanda Gülsüm ve Selman’ın sikişmelerine kulak misafiri olmak istesem de, o ilk gecenin haricinde başka bir tanesine denk gelemedim. Karımla sikişmelerim ise son sürat devam ediyordu. Her seferinde siktiğimin karım değil de Gülsüm olduğunu düşünüyordum. Bu şekilde daha büyük zevk alıyordum…

Bu arada Selman’ın kira ödemeleri aksamaya başlamıştı. İşyerinden maaş alamadığını, geciktirdiklerini söylüyordu. Ben de her seferinde, “Tamam!” deyip bekleyeceğimi söylüyordum. Ama sonraki zamanlarda Selman önceki kiracıları aratır oldu. Üç aylık birikmiş kirası vardı, “Ne zaman vereceksin?” diye sorduğumda oyalayıcı cevaplar verdi. Benim de bir an tepem atınca küfür ettim. Selman en kısa zamanda vereceğini söyleyip giderken yaptığımdan pişman oldum.

Birkaç gün sonraydı. Karım küçük oğlumun evine gitmişti. Oğlum iş için şehir dışına gitmiş, karım da orada kalıyordu. Bu yüzden belki bir hafta daha kalacaktı orada. Akşam kapım çalınca açtım, gelen Selman’ın annesiydi. Adının Münire olduğunu öğrenmiştim, “Buyurun Münire Hanım?” deyince mahcup ve utangaç bir halde, “Beyim, az konuşalım mı senle?” dedi. İçeri davet ettim. Tek gelmesine şaşırmıştım.

Münire Hanım içeri geçti, oturmaya çekiniyordu. “Buyurun, çekinmeyin, oturun!” deyince anca oturdu. Üzgün ve titreyen bir sesle, “Beyim, kusura bakma, kaç zamandır kira veremedik. Çok borçlandık sana biliyorum. Benim oğlanı çıkarmışlar işten, içerde biriken parasını da alamadı. Eline, ocağına düştük, bu kışta kıyamette bizi kapıya koyma. Biliyorum senin için de zor, ama elimizden keşke bir şey gelse. Utandığı için kendi gelip söyleyemedi, ben geldim onun yerine. Eline, ocağına düştük…” dedi şiveli şiveli.

Biriken kiraları alacağımı düşünürken, şimdi bir bardak su içmem gerektiğini söylüyordu Münire Hanım bu dedikleriyle. “Ee, nasıl olacak peki, ne zaman alır parasını, kirayı ne zaman getirir?” dedim, kiradan gelecek para benim için önemliydi çünkü. Münire Hanım bileğinden bir bilezik çıkarıp, “Bunu al şimdilik, ne kadar eder bilmem, sen hesaplarsın…” diyerek uzattı.

Verdiği bilezik ince, teneke gibi bir şeydi. Doğru düzgün bir para etmezdi. “Bununla ne olacak ki, bir aylık kira bile değil bu, siz adam mı kandırıyorsunuz?” dedim sinirle. Münire Hanım, “Vallahi beyim, olan paramız bu, evde çocuklar iki gündür aç, azcık para vardı, onunla da ekmek, peynir aldık…” dedi. Yüzündeki ifade çok kötüydü, yalan söylemediği belliydi.

“Benim oğlan iş arıyor şimdi. Hayırlısıyla bir işe girsin, bu içerdeki parasını alsın hemen verir senin kiranı, mahcup etmez seni. Kurban olduğum, o zamana kadar idare et bizi, çoluk çocuk aç. Bir de sen bizi atma dışarı, vallahi o zaman iyice perişan oluruz…” dedi. Bu son sözlerini söylerken ağlıyordu. Kadının bu hali ve konuşması karşısında yapacak bir şeyim yoktu. Verdiği bileziği geri uzattım, cüzdanımdan da biraz para çıkarıp verdim. Almak istemeyince zorladım. Münire Hanım elimi öpmeye kalktı, benden büyük bir kadının bu şekilde davranması karşısında utandım. Dua ede ede gitti. Kira almayı beklerken üstüne para veriyordum.

Ertesi akşam işten döndüğümde kapım çalındı. Açınca karşımda Münire Hanım’ı gördüm yine. “Müsait miydin beyim?” deyince, “Tabii, buyurun!” dedim ve içeri davet ettim. Kirayı mı getirmişti, yoksa dün verdiğim paranın üzerine başka para mı isteyecekti bilmiyordum.

İçeri geçti, utana sıkıla, “Şey beyim, sana diyeceğim vardı kusura bakmazsan…” deyince cebimden yine para çıkacağını anladım. “Nedir?” dedim sıkıntıyla. “Bizim cereyan kesildi bugün, adamlar kesti. Birikmiş borcu vardı, ödeyemedik. Aşağıda karanlıkta oturuyoruz. Sen de varsa versen de ödesek…” dediğinde sinirlendim. “Ulan zaten üç kuruş paraya oturuyorsunuz, onu da veremiyorsunuz. Üstüne bir de benden utanmadan para istiyorsunuz!” dedim.

Münire Hanım’ın suratı kıpkırmızı oldu birden. “Sen de haklısın beyim…” dedi. “Seni göndereceğine o pezevenk oğlun gelsin!” dedim. Suratı bu sözüm üzerine daha da kızardı. “O yok burda, onun için ben geldim…” deyince, “O nereye gitti?” dedim. “Bilmiyorum, dün akşam çıktı, daha da gelmedi. Senin verdiğin parayı da aldı gitti, sabahtan beri aç açına oturuyoruz…” deyince daha da kızdım. Yanında oğluna epey bir küfür savurdum.

Münire Hanım tek kelime etmedi küfürlerime karşılık. “Haklısın beyim, sen de haklısın…” dedi başı öne eğik halde. Sonra da, “Sen gene de bir büyüklük yap, bir babalık yap bize. Bana değilse de bu gariplere acı. Ne olur versen para da hiç olmazsa şu cereyanı açtırsak…” dedi. Daha bir önceki kiracının sıkıntısını atamamıştım, kiradan hariç elektrik ve su parasını da üzerime yıkıp kaçmıştı. Şimdi yeniden aynısıyla karşılaşmak canımı fena halde sıkıyordu. Selman’ın elektriği üzerine almasında ısrarcı olmuştum, ama para gene benden çıkacak gibiydi.

“Ne olur beyim, elini ayağını öpeyim, kurban olduğum. Ne istersen yaparım, sen şu cereyanı açtır hele, borcunu da ben öderim. Bulur buluşturur gene veririm ben…” dedi. “Sen nasıl ödeyeceksin, neyin var senin?” dedim.

Münire Hanım ayakta duruyordu, bu sözlerimden sonra yanıma yaklaştı ve “Ne istersen yaparım beyim…” dedi. Bu sözlerinde bir şeyler vardı, ama tam emin olamıyordum. “Ne yaparsın?” diye sorduğumda, yine, “Ne istersen…” dedi. “Yani? Açık konuşsana be kadın!” deyince, “Eğer istersen sana karılık ederim…” dedi.

Ben Selman’ın karısını sikmeyi arzu ederken, birdenbire annesi ortaya çıkmıştı…

Suriyeli Kiracılarım! (3. Bölüm)

Münire Hanım’ın sözleri karşısında heyecanlandım ister istemez. “Sen ciddi misin?” diye sormadan edemedim. “Eğer sen de istersen olur…” dedi yine. Aklımda varsa yoksa gelini Gülsüm vardı, ama payıma Münire Hanım düşmüştü. Canımı sıktı bu durum.

“Kaç yaşındasın sen?” diye sorduğumda, “66.” dedi. Oysa daha genç gösteriyordu. Ben onu daha genç zannederken benden 13 yaş büyük çıkmıştı. Bir sigara yakıp derin birkaç nefes çektim.

Karşımda ayakta duruyordu. Üzerinde kol kısımları dantelli siyah tek parça uzun bir elbise vardı. Başını da parlak siyah bir türbanla bağlamıştı sıkıca. Elbisesinin altında koca memeleri bütün ihtişamıyla kendini belli ediyordu. Siyah elbise yapılı vücuduna dar geliyor ve memelerinden hariç kalçaları ve göbeği de beliriyordu.

“Beni memnun eder misin, kendine güveniyor musun?” diye sordum. Yüzü kızardı, kendisiyle alay ettiğimi düşünmüş olmalı ki titreyen sesiyle, “İstemezsen giderim…” dediğinde, “Az bekle!” dedim. Ayağıma gelen fırsatı kaçıracak değildim. Karımın yokluğunda benden büyük de olsa bir kadını sikme şansını geri tepecek halim yoktu.

Münire Hanım evini, barkını, yurdunu geride bırakıp gelmiş aciz bir kadındı. Bu yaşında borcuna karşılık bedenini satmayı göze alıyordu. Düşene tekme vurulmaz sözünün ne anlama geldiğini biliyordum. Ama içinde bulunduğum durumda bu söze uygun hareket edecek iradem ve nefsim yoktu.

“Seninle anlaşalım. Karım evde yok. Belki bir hafta daha gelmeyecek. O gelene kadar bana karılık edeceksin. Her akşam geleceksin, karım gelene kadar, tamam mı? Karım eve geldikten sonra da fırsat bulunca çağırırım seni. Eğer bir kere bile gelmezsen kendinizi kapının önünde bulursunuz. Anladın mı, kabul ediyor musun?” dedim.

Münire Hanım elleri yine önünde kenetli halde, yüzüme bakmadan, “İyi, tamam…” dediğinde, “Şöyle içeri geç!” diyerek yatak odasını gösterdim. Televizyonu kapattım ve yatak odasına geçtim. Münire Hanım yatağın önünde ayakta duruyordu. “Ne bekliyorsun, soyunsana!” dediğimde başındaki türbanını açtı önce. Yarıdan fazlası ağarmış saçları çıktı ortaya. Sonrasında elbisesinin önündeki birkaç düğmeyi açıp elbiseyi de başının üzerinden çıkarttı. Dizlerinin altına gelen çiçekli uzun bir don vardı altında. Üstüne ise beyaz bir tişört giymişti.

Tişörtü altındaki atleti ile başının üzerinden çıkardığında devasa memeleri çıktı piyasaya. Bir ineğin memesini andırırcasına iki koca karpuz gibiydi memeleri, sarkmıştı, meme başları sütlü çikolata renginde ve bir çay tabağı kadar vardı. Etli ve kararmış meme uçları ise iri bir zeytin tanesi kadardı. Görüntü sikimi sertleştirirken çiçekli donunu da sıyırdı aşağı. Kasıklarında ve amının üzerinde alınmamış, uzamış ve aynı saçları gibi ağarmış kıllar vardı. Epeydir tıraş olmadığı belliydi Münire Hanım’ın. Karnında ve göbeğinde de uzamış siyah tüyler vardı. Kılların ve tüylerin siyahlığına inat vücudu un gibi beyazdı.

“Ne zamandır tıraş olmadın sen?” diye sordum. “Çok oldu…” diye yanıtladı, ardından, “Sen de soyunsana…” dedi acelesi varmış gibi. Bakışları arasında soyunurken, “Gülsüm biliyor mu bu işi?” diye sordum. Önce cevap vermedi, ama sonra, “Nerden bilsin?” dedi. Sorumdan hoşlanmadığı belliydi.

Çırılçıplak kalırken ara ara bakışları sikime kayıyordu. Çoktan sertleşmiş ve kalkmış olan sikim birazdan onun kıllı, geniş amına girecekti. Yatak örtüsünü ve yorganı açtım, “Hadi gir!” dediğimde Münire Hanım yatağa uzandı. Kocaman, cüsseli vücudu yatağın yarısını kaplamış, devasa memeleri iki yanına sarkmıştı.

Yanına uzandım ve bir şey demesini, yapmasını beklemeden memelerine yumuldum. Etli uçlarını dillemeye, ısırmaya başlarken sağ elimle de alttan kıllı amını okşuyordum. Sık bir çalıyı andıran kılların ortasında amının etli dudaklarını parmak uçlarımla sıkıyor, parmaklarımı amının içine sokup çıkartıyordum.

Münire Hanım yaptıklarıma herhangi bir karşılık vermeden hareketsiz bir halde yatıyordu sadece. Uzun zamandır banyo da yapmıyordu muhtemelen, üzerinden pek de hoş olmayan bir koku geliyordu çünkü. Ancak o azgınlıkla bunu dikkate alacak halim yoktu.

Memelerini dillemeye, yalamaya, ısırmaya devam ediyordum. Kıllı amına dört parmağımı birden sokup çıkartıyor, amını ovalıyordum. Sikim kazık gibi bir haldeydi. Amına girmek için sabırsızlanıyordum, ama biraz daha sabretmek, etinin tadına varmak istiyordum.

Memelerinden sonra boynunu, göğsünü, yanaklarını ve yüzünü öptüm uzun uzun. Münire Hanım aynı bir odun gibi duruyordu yine. En sonunda dayanamayıp, “Senin hoşuna gitmiyor mu?” diye sordum. Şiveli konuşmasıyla, “Sen yapsana, ne edecen beni?” dedi. “Sen de katıl, böyle olmaz, öküz gibi durma!” dedim.

Ağarmış saçlarını okşadım. Gençliğinde güzel bir kadın olduğu belliydi. Alnını öptüm, ardından dudaklarını öpmeye başladım. Etli dudaklarını emdim, dudaklarının üzerinde aynı karımınki gibi siyah tüyler vardı ama Münire Hanımınkiler daha uzundu. Yanaklarında ve çenesinde kısa kalan tüyler bu noktada epey uzundu. Ancak yapacak bir şeyim olmadığından işime devam ettim.

Münire Hanım sözlerim karşısında tepkisiz kalmadı ve sağ elini sırtıma attı. Çıplak sırtımda nasırlı, güçlü elleri dolaşırken önce ürperdim ama sonra hoşuma gitmeye başladı. Koltuk altlarındaki kıllar da uzamıştı, oradan da ter kokuları yükseliyordu. Ancak normal bir ter kokusundan ziyade sanki baharat kokusuna benziyordu. Rahatsız etmeyen bir kokuydu.

Dudaklarını emdim uzun uzun. “Ağzını arala!” deyince bir miktar açtı, oluşan boşluğa dilimi soktum. Münire Hanım şaşırmış gibiydi. Dilim ıslak ve sıcak ağzının içinde geziniyor, dişlerine ve diline dokunuyordu. Ağzından da nahoş bir koku geliyordu. Akşam vakti soğanlı bir yemek yemişti anlaşılan ve soğan kokusunu alıyordum. Bir ara dilim dişlerinin arasında kaldı, dilimin ucunu ısırmıştı, belki heyecandan, belki şaşkınlıkla. Ama canımı yakmaya yeten bir ısırıktı.

“Dikkat et biraz!” deyince, “Az dur hele…” dedi Münire Hanım ve şaşkın bakışlarım arasında ağzını açtı. Elini soktuğu ağzından takma dişlerini çıkardı, dişleri yatağın yanındaki komodinin üzerine bırakırken bakışlarım dişlerin üzerindeydi. İnsanın içini kaldıran bir görüntüydü. İlk defa böyle bir şeyle karşılaşıyordum.

Takma dişler ağzından çıkınca Münire Hanım’ın yanakları içe geçmiş, avurtları çökmüştü. Ağzını yeniden aralarken dilimi tekrar soktum içine. Dişlerinin yerinde şimdi derin bir çukur vardı, dilim diline değiyordu. Dişler çıkınca nahoş koku da azalmıştı.

Yüzünü, yanaklarını, boynunu öptüm, yaladım. Yaşından dolayı yumuşamış, sarkmış boyun etlerini emdim memeleri gibi. Sağ elimse kıllı amını okşamaya devam ediyordu. Dört parmağımla amını deli gibi yoğuruyor, am dudaklarını sıkıyordum. Etli, dolgun kalçalarını okşadım, tüylü karnında gezindi ellerim. Tüylü karnına inat kalçaları karımınkilere benzer şekilde kaymak gibiydi.

Bunlar olurken Münire Hanım’ın eli sırtımda gezinmeye devam ediyordu. Sırtımdan sonra belime attı elini, yavaş yavaş tava geliyordu. Yeniden memelerini emmeye, yalamaya başladım. Meme başlarını, uçlarını yaladım, dilledim. Münire Hanım’ın hoşuna gitmeye başlamıştı artık. Şimdi iki elini sırtımda, belimde gezdiriyor ve güçlü elleriyle beni kendine çekmeye çalışıyordu. Omuz başlarımı öpmeye başlamıştı bu arada. 66 yaşındaki kadın zevk almaya başlamıştı. Onun bu hali, davranışları hoşuma gitti, benim de istediğim buydu.

Artık daha fazla devam edecek halde değildim. “Şu bacaklarını aç!” dediğimde, kalın, güçlü bacaklarını iki yana olabildiğince açtı. Amının etli dudakları kıl yumağının arasında bile belli oluyordu. Bacaklarının arasına girdim ve kalkık sikimi amının kıllarına sürttüm. Karımın amının kısa ve sert kıllarına karşılık Münire Hanım’ın uzun kılları yumuşak kalıyordu. O nedenle hoşuma bile gitti bu kılların içinde sikimi gezdirmem.

Bir süre daha devam ettikten sonra derin ve geniş amına yavaş yavaş sokmaya başladım sikimi. İlk anda hafif bir ürperti gibi gelen soğukluğun ardından yakıcı bir sıcaklık hissettim sikimde. Sikim koca amının içinde kısa bir sürenin sonunda taşaklarıma kadar içindeydi. Değil sikimi, kolumu soksam içine alacak bir amı vardı Münire Hanım’ın.

Bir süre bekledim içinde. Gözlerini gözlerime dikmişti. Ellerim koca memelerinin üzerindeydi. Ağır ağır sikmeye başladım. Kıllı amının içinde sikim çok rahat halde gidip geliyordu. Altımızdaki bazadan derin ve yoğun gıcırtılar gelmeye başlamıştı. Münire Hanım’ın elleri sırtımda ve belimde geziniyordu yine.

Bir süre daha ağır ağır siktikten sonra hızlanmaya başladım. Gıcırtılar artarken kasıklarım ve taşaklarım Münire Hanımın kasıklarına çarpıyor ve şiddetli sesler çıkıyordu. Sikim amının ulaşabildiği en uç noktalara kadar girip çıkıyor, gidip geliyordu. Ama o noktaların da ilerisinde daha derin yerlerin olduğunu biliyordum. Münire Hanım’ın amı derin ve karanlık bir mağara gibiydi, o en dip noktaları şimdiye kadar bir adamın yarağı keşfetmiş miydi acaba? Oraya kadar ulaşan bir yarak yemiş miydi kim bilir?

Artık onu sikmiyor üzerinde tepiniyor gibiydim. Var gücümle pompaladıkça Münire Hanım’ın etli, dolgun vücudu aynı büyüklükte bir güçle beni geri itiyordu sanki. Koca memeleri üzerindeki ellerime rağmen deli gibi sallanıp löpürdüyordu. Bazanın gıcırtıları karımla sikiştiğim zamanlarınkini çok aşan bir haldeydi artık.

Boşalmaya gittikçe yaklaşıyordum. Her yanım uyuşmaya başlamıştı. Sinirlerim çekiliyordu sanki, kalbimin şiddetli atışlarını hissediyordum. Münire Hanımınsa dudaklarındaki belli belirsiz titremeler haricinde verdiği başka bir tepki yoktu. Bir de dişsiz ağzındaki boşlukta hareket ettirdiği dilini dışarı çıkarıyordu ara ara.

Dizlerinden büktüğü kalın ve ağır bacaklarını havaya kaldırdı bir zaman sonra. Pompaladıkça bacaklarının havadaki yaylanması hoşuma gidiyordu. Memelerinden çektiğim ellerimi dizlerinin arkasına attım ve bacaklarını biraz daha kaldırdım havaya.

Bu şekilde daha güçlü bir şekilde sikmeye başladım. Ses patlamaları odanın içinde yankılanıyordu. Memelerinin sallanışlarını önlemek için elleriyle onları kavramıştı, ama buna rağmen bıngıl bıngıl oynuyordu memeleri. Sikimin her bir darbesiyle koca vücudu ileri geri yaylanıyor, kat kat kalınlaşmış yağlı etleri titriyordu.

Derken boşalmaya başladım. Kıllı ve derin amına ne kadar dölüm varsa bıraktım, bırakırken de sokup çıkarmaya devam ettim. Büyük bir enerji boşalması yaşamış gibiydim sikimi amından çıkartırken. Sikimden akan döllerimi amının kıllarına akıttım.

Kalp atışlarım normale dönerken yanına uzandım. Münire Hanım hiçbir şey demeden kalktı ve yerde duran uzun donuyla amının kıllarına bulaşan döllerimi sildi.

Karımı daha önce de aldatmıştım, ama bu gece ilk defa kendi yatağında bir kadını sikmiştim. Ve bu da kiracımın annesine nasip olmuştu. 66 yaşında da olsa bana zevk vermişti Münire Hanım. “Hoşuna gitti mi?” diye sordum. Cevap vermek yerine üzerini giyindi çabucak, komodinin üzerinde duran takma dişlerini alıp taktı.

Tam çıkacakken, “Az bekle!” dedim. Cüzdanımı çıkardım, içinden 20 lira alıp uzattım. Bir paraya bir bana baktı, sonra da parayı alıp avucunun içinde sıktı ve bir şey demeden çıkıp gitti.

Merdivenlerden inerken kapının deliğinden baktım. Selman’ın sesini duydum bu sırada. Yüzünü göremiyordum, ama aşağıda olduğuna emindim. Annesine Arapça bir şeyler söyledi, annesi de ona. Ne dediklerini bilmiyordum elbette.

Münire Hanım Selman’ın dün akşam çıkıp gittiğini ve henüz eve dönmediğini söylemişti. Yalan söylemişti, Selman bu şekilde söylemesini istemişti muhakkak. İyi ama Münire Hanım (İstersen sana karılık ederim…) derken Selman bundan haberdar mıydı? Oğlu borçlarına karşılık annesini mi siktirmişti bana?

Ertesi akşam eve geldim. Münire Hanım’ı beklemeye başladım. Saat dokuza doğru kapıya vuruldu. Açınca Münire Hanım’ı gördüm. İçeri geçti, kendiliğinden yatak odasına geçecekken, “Az dur!” dedim. “Ne oldu?” diyerek bana baktı. “Selman geldi mi?” diye sordum. Münire Hanım, “Yok, Allah onun boyunu devirsin, hangi cehenneme gitti bilmiyorum…” dedi.

“Bana bak, bana yalan söyleme. Dün akşam sen gittikten sonra o pezevengin sesini duydum. Seninle konuştu, Arapça bir şeyler konuştunuz. Seni o mu gönderdi?” dedim. Sözlerim karşısında yüzü pancar gibi kızardı. “Yok beyim, vallah evde değil, sen başkasının sesini duydun herhalde…” dedi, ama yalan söylediği çok belliydi.

“Ağzına sıçarım senin, oğlun sana pezevenklik mi yapıyor lan orospu?” dediğimdeyse, “Tövbe bismillah, o nasıl söz beyim?” dedi bir eliyle ağzını kapatırken. “Bu gece burada kalacaksın, nasılsa karım evde yok. Seni sabaha kadar sikecem, eğer gitmeye kalkarsan ağzına sıçarım!” dedim.

Münire Hanım şaşırmış ve korku dolu gözleriyle bana bakarken onu sabaha kadar sikmenin planlarını yapmaya başlamıştım…

Suriyeli Kiracılarım! (4. Bölüm)

Dairenin kapısını kilitlerken, “Vallah kalamam beyim sabaha kadar, dünkü gibi yap, bırak gideyim…” dedi yalvaran gözlerle bakarak. “Dünkü gibi olmayacak, sabaha kadar dedim sana, seni buraya oğlunun gönderdiğini biliyorum, bana numara yapma!” dedim.

Selman için, “Allah onun belasını versin, beni bu yaşta ne hale soktu!” dedi öfkeden titreyen sesiyle. Gözlerinden yaşlar süzülüyordu, “Bırak da gideyim beyim, kurban olduğum…” diyordu sürekli. Ama onu bırakacak değildim.

“Ağlayıp durma, faydası yok!” dedim sözlerine karşılık. Münire Hanım en sonunda bir işe yaramadığını fark edince ağlamayı kesti. Beni etkileyemeyeceğini anlamıştı. “Yatak odasına geç!” dedim. Bir süre şaşkın bir halde ayakta durduktan sonra yatak odasına geçti.

Bugün dünkünden farklıydı. Uzun ve bol siyah bir etek giymişti. Üzerinde ise çiçekli, uzun kollu bir gömlek vardı. Başını ise siyah büyük bir türbanla bağlamıştı. Türbanın altından parlak kırmızı bonesi görünüyordu. Gömleğin altından sutyensiz koca memelerinin oynamaları belli oluyordu. Gözlerinin altına aynı gelini Gülsüm gibi sürme çekmişti ayrıca. Kendini beğendirmek, etkilemek için yapmıştı bunları.

“Ne bekliyorsun, soyunsana!” dediğimde üzerindekileri çıkartmaya başladı. Eteğini aşağı indirdiğinde dünkü gibi uzun bir don giymediğini, onun yerine kalçalarını sıkmış ve tayt gibi görünen beyaz paçalı bir külot giydiğini gördüm. Amının izi beyaz kalçalarını, kasıklarını sıkan külotun üzerinde belirmişti. Gömleğin düğmelerini açtı tek tek ve çıkarttı. Gömleğin altında ince askılı beyaz bir atlet vardı ve memeleri içine sığmamıştı. Atlet de külotu gibi dar gelmişti üzerine. Belki de bu atlet ve külot onun değil Gülsüm’ündü, onunkileri giyip gelmişti.

Atleti başının üzerinden zorlukla çıkardığında memeleri sallanıp löpürdedi. Sonunda sıra külotuna gelmişti. Lastiklerinden tutup sıyırırken amındaki kılları aldığını gördüm. Tıraş olup da tamamen temizlememişti, muhtemelen uzamış kılları makasla kesmişti, ama dünküne göre daha güzel görünüyordu bu şekilde. Uzun kıllardan pek belli olmayan amının derin yarığı şimdi karşımdaydı. Kararmış ve etli amının dudakları da düne göre daha net görünüyordu. Külotu tamamen çıkarınca ben henüz bir şey demeden yatağa girdi.

Sikim kazık gibi olmuştu bile. Bir çırpıda soyundum ve yatağa girdim. Ellerim dolgun vücudunda gezinmeye başladığında elimin soğukluğunun onu ürperttiğini fark ettim. İri memelerini sıkıp yoğurdum, kalçalarını okşadım. Dudaklarım etli meme uçlarıyla buluştu az sonra. Onları emiyor, dilliyor ve küçük küçük ısırıyordum. Dün yatakta kazık gibi duran Münire Hanım bugünse ilk andan saçımı, sırtımı okşamaya başlamıştı.

İki devasa memesini uzun uzun elledim, yaladım, öptüm. Belki de memelerinin bu kadar büyük ve sarkık olmasının sebebi uzun seneler boyunca kocasının ellemesiydi. Kim bilir kaç çocuk doğurmuştu? Selman’ın başka kardeşinin olup olmadığını bilmiyordum, o söylememiş ben de sormamıştım hiç.

Memelerinde gezinen elimi aşağılara kaydırdım. Tüylü karnını, göbeğini okşadım. Kasıklarına ulaştı sonrasında elim. Dünkü gibi ormanı andıran kılların yerinde şimdi küçük yeşil çayırlar var gibiydi. Kıllar kısa olmasına rağmen yumuşaktı yine de.

Amını hissettim parmak uçlarımda. Kıl yumağının engel olduğu güzellikler şimdi elimin altındaydı. Amının yarığını okşadım, etli dudaklarını sıktım ufak ufak. Sonra da dünkü gibi dört parmağımı soktum içine. Bu anda Münire Hanım’ın dudaklarından, “Ihhh…” diye bir inilti çıktı. İki gündür ilk defa bir inilti çıkartmıştı. Hoşuna gittiğini anladım. Parmaklarımı amının içine yavaş yavaş sokup çıkartıyordum. Amında ıslaklık yoktu, ama içi o kadar genişti ki, ıslanmasına gerek yoktu.

Dilim ve dudaklarım ise memelerinde geziniyordu yine. Saçlarımı okşuyor, belimde, sırtımda nasırlı kalın parmaklarını hissediyordum. Bacaklarını iki yana açtı biraz, bu şekilde parmaklarımı amına daha rahat sokup çıkartabilecektim.

Memelerinden sonra yüzünü, yanaklarını, alnını öptüm. Boynunun etlerini emdim yine. Kulaklarını dilledim, içine dilimi soktum, kulak memelerini emdim tıpkı memelerini emiyormuşum gibi. Kulak memelerinde derin bir yarığı andıran küpe delikleri vardı. Kulaklarını bu şekilde dilleyip emmemden çok hoşlanmıştı. Beni kendine bastırıyor, çekiyordu Münire Hanım.

Üzerinden dünkü gibi ter veya nahoş bir koku gelmiyordu. Onun yerine beyaz kalıp sabunun kendine has kokusunu alıyordum. Koltuk altlarında da uzamış kıllar yine aynı şekilde dursa da ter kokusu yoktu.

Sıra dudaklarına geldiğinde, yine, “Ağzını arala!” dedim. Dediğimi yapınca dudaklarını emmeye başladım. Etli dudaklarını uzun uzun emdim, dudak altında ve üstünde bulunan tüyler dudaklarıma ve dilime batıyordu, ama benim için sorun değildi bu. 30 yıllık karımdan aşinaydım sonuçta. İlginç olansa Münire Hanım’ın dünkü gibi acemi davranmamasıydı. Ağzının içine soktuğum dilimi diliyle karşılamıştı, ne yapacağını biliyordu. Ağzından dün gelen hoş olmayan, soğan kokusunun yerinde şimdi ilginçtir karanfil kokusu vardı. Münire Hanım birkaç karanfil tanesini ağzına atıp çiğnemişti anlaşılan. Dünkü eksiklerini tamamlamaya çalışmış, bunda da başarılı olmuştu.

“Dilini çıkar!” dediğimdeyse çıkardı dilini ağzından. Islak, pembe dilini emdim. “Sen de yap!” deyince Münire Hanım dilimi emdi, vakumladı hatta. Sonrasında dillerimiz yeniden buluştu. Büyük bir keyif almaya başlamıştım. Benimle zorla değil, isteyerek birlikte olmasını istiyordum çünkü.

Üstte dillerimiz birbirine aşkla kenetlenmişken, altta da ilginç şeyler olmaya başlamıştı. Münire Hanım’ın nasırlı sağ elini sırtımdan çekmiş ve altta sikimi tutmuştu. Sikimi okşuyor, sıvazlıyordu. Bu andan sonra aldığım keyif katlanarak artmaya başladı. Sağ elim amında, sol elim memelerindeydi. Dudaklarım ve dilim onun etli dudaklarında, pembe dilinde gezinirken, onun sol eli sırtımda ve belimde, sağ eliyse sikimdeydi.

Okşamaları sertti, elinin kalın ve güçlü parmaklarının arasında sikimi sertçe sıkıyor, sanki bir ineğin memesini sağmaya çalışıyordu. Sikim amına girmek için geriye saymaya başlamıştı artık. İçine dolan kanla iyice şişmiş ve sertleşmişti. Yine de amına sokmadan önce yapmam gereken birkaç şeyin daha olduğunu düşünüyordum.

Bakışları arasında, “Bacaklarını arala biraz daha!” dedim. Yorganı üzerimizden çektim. Münire Hanım’ın yaşlı, etli amını ağzıma alıp emmek, yalamak istiyordum. Bacaklarının arasında yerimi aldım az sonra ve yine şaşkın bakışları arasında yavaşça eğilerek amına aynı bir dondurmaya yapar gibi dil darbeleri atmaya başladım.

Amından, aynı üzerinden olduğu gibi sabun kokusu geliyordu, üstelik koku daha yoğun bile sayılabilirdi. Amının kararmış etli dudaklarının üzerinde gidip gelen dilim onun koca gövdesini elektrik çarpmış gibi titretti. “Ayyy…” diye attığı küçük iniltinin ardından dizlerinden büktüğü bacaklarını iki yana daha da ayırdı. Saçlarımı okşamaya başlamıştı. Amının derin yarığında gezdirdim dilimi. Am dudaklarını emdim uzun uzun.

Sonrasında içine soktum dilimi. Kararmış dudaklarına inat amının içi kızıl, pembe bir renkteydi. Canlı rengine yakıcı bir sıcaklık eşlik ediyordu. Pembe kızıllığın içinden amının uzamış ve etli dili çıkıntı yapmıştı. Dudakları gibi dilini emmeye başladım bu kez. Ve bu anda Münire Hanım’ın iri gövdesinin yatak üzerinde çırpınışları başladı. Amının dilini emdikçe kadının koca vücudu sarsılıyordu. Saçlarımda gezinen eli okşamaların yerine şimdi saçlarımı çekiyordu.

Uzun uzun dilledim amının dilini, yaladım, emdim, vakumladım. Dilimi bu kez amının içlerine sokmaya başladım. Soktukça dilim amının içinde ilerliyordu. Dilimi uzatabildiğim kadar uzattım. Ben uzattıkça Münire Hanım’ın amı içine alıyordu dilimi. Amının yakıcı sıcaklığı da dilim içerilere girdikçe artıyordu. Dilim ve dudaklarım amı ile bütünleşmiş adeta bir olmuştu.

Başım iki koca kalçasının arasında sıkışmıştı. Aldığı zevkle kalçalarını kasıyor, başıma büyük bir güçle bastırıyordu. Bu şekilde devam edemeyeceğimi anlayınca kalın bacaklarını tuttum alttan ve omuzlarıma attım. Büyük bir güç binmişti omuzlarıma, ama en azından daha rahattım. Dizlerimin üzerine çökmüş haldeydim, rahat etmek için öne doğru biraz kaydım. Bu sayede Münire Hanım’ın omuzlarımdaki bacakları havaya kalkarken amını daha rahat dilleyebilecektim.

Amının üzerindeki kılları hemen hemen eşit bir seviyede makasla kesmişti, ama kasıklarında yer yer uzun kıllar vardı halen. Ancak uzun ve kıvır kıvır olmuş kıllar sanki pamuk gibi yumuşaktı. Dilime, dudaklarıma, yanaklarıma batsa da rahatsızlık vermiyordu.

Amının içindeki dilimi bir yarak gibi kullanıyordum. Karımın amına da bu şekilde sokuyordum dilimi ve bundan büyük zevk alıyordu her seferinde. Bir süre sonra Münire Hanım’ın kalın bacaklarının ağırlığını daha fazla taşıyamayacağımı fark ettim. Ayrıca amını da daha fazla dillemek istemiyordum. Onun şimdiye kadar görmediğim bir yönünü keşfetmeye gelmişti sıra.

Bacaklarını aldım omuzlarımdan ve “Dön şöyle, dizlerinin üzerinde domal!” dedim. Münire Hanım bir şey demeden kalktı ve dediğim gibi yaparak köpek gibi domaldı. Bembeyaz göt yanaklarının üzerinde de aynı karnında olduğu gibi siyah tüyler vardı ama çok değildi. Oldukça derin göt yarığında ise boydan boya siyah kılların hâkimiyeti vardı.

Göt yanaklarını tuttuğumda etleri titreyip löpürdedi hemen. Bir süre ovaladım onları, yoğurdum, öptüm. Ardından tutup ayırdım iki yana iyice. Derin göt yarığı iki yana açıldığında kıl yumağının arasında götünün derin ve karanlık bir çukuru andıran deliği çıktı meydana.

Göt deliğinin ağzı kıllarla kaplanmıştı. Amının kıllarını keserken göt deliğindekileri unutmuştu Münire Hanım. Ama o kılları tek başına alması mümkün değildi elbette. Göt yarığında terden kaynaklı bir ıslaklık vardı. Güneş görmeyen sık ağaçlarla kaplı bir ormanın tabanı gibi sürekli ıslaktı sanki. Yatak çarşafının ucuyla bu derin yarıktaki ter damlacıklarını sildim. Göt deliğinden hafiften bir osuruk kokusu geliyordu, bunun dışında aynı sabun kokusu da geliyordu burnuma. Çarşafın ucuyla göt deliğinin ağzını da sildim. Münire Hanım’ın başını yana çevirip bana bakmaya çalıştığını gördüm. Götünün çukur gibi deliğine bakılırsa daha önce götten sikildiği anlaşılıyordu. Normal haline göre oldukça genişti çünkü.

Karımı ilk kez o 45 yaşındayken, büyük oğlumun evlendiği gece götünden sikmiştim. Oğlumun gelinimi siktiği gece, karım da bana götünü sunmuştu. O günden beri yaklaşık 5 yıl geçmiş, o 5 yılda da götünü iki üç ayda bir siktirir olmuştu. Basit bir hesapla karımın götünü şimdiye kadar 15-20 kez sikmiştim, ama halen daha göt deliği dardı ve sikimi sokarken zaman zaman sabun kullandığım oluyordu.

Ama Münire Hanım’ın göt deliğine bakılırsa değil 15-20, belki 150-200 kez sikilmiş gibi görünüyordu. Göt deliğinin etrafındaki uzun, ağarmış kıllara aldırmadan dilimi değdirdim deliğin ağzına. Münire Hanım yaptığım şey karşısında şaşırmış bir halde başını geriye attı. Yoğun şivesiyle, “Ne ediyon beyim?” dedi.

“Sen dön önüne, konuşma!” dedim yanıt olarak. Münire Hanım önüne dönmek yerine merakını yenemeyip bakmaya devam etti. Göt deliğinin içine giriyordu dilim. Dilimin ucunu deliğin ağzında gezdirmeye, içine sokup çıkarmaya devam ettim bir süre daha.

Bu arada sikimin sertliği, kalınlığı son noktasına ulaşmış gibiydi. Balon gibi şişmiş nerdeyse patlayacak bir hale gelmişti. Münire Hanım domalmış bir halde dururken amına bu şekilde girecektim. Götünü dillemeyi bıraktım, sikimi sıvazladım bir süre. Göt yarığına sürttüm, kılların sikime batarken yaşattığı keyif tarifsizdi. Bundan Münire Hanım da hoşlanmıştı anlaşılan.

Aynı yoğun şivesiyle, “Büzzüğümden mi sikecen?” dedi. “Daha önce siktirmişsin belli ki!” dedim. “Hee, bizde adettir…” diye karşılık verdi. Nasıl bir adet olduğunu anlamadım, ama benim işime yarayacağı belliydi. Karımın verme konusunda cimri davrandığı götünün yerine şimdi Münire Hanımınkini sikebilecektim. “O da olacak, sabret!” dedim ve sikimi arkadan amına sokmaya başladım.

Sikim amının derinliklerine ulaşırken öne doğru kaydım dizlerimin üzerinde. Az sonra taşaklarımı bile içine alacak kadar girmişti sikim amına. Bir süre bekledim o şekilde. Ardından önce yavaş sonra hızlı tempoda sikmeye başladım. Kasıklarımın göt yanaklarına, kıllı kasıklarına çarpmasından kaynaklanan sesler gelmeye başladı hemen.

Münire Hanımın etli, dolgun ve yumuşak göt yanakları deli gibi oynuyor, bıngıl bıngıl sallanıyordu. Elleriyle yataktan destek almış başını bazen yana çevirip bakmaya çalışıyordu. Pompaladıkça sikim amının içinde sanki boşluktaymış gibi gidip geliyordu.

Bu anlarda Münire Hanım’dan, “Vığhhh, vığhhh…” diye garip sesler gelmeye başladı. Arapça bu şekilde mi inliyor acaba diye düşündüm bir an. Daha da hızlandıkça çıkardığı sesler artmaya başladı. Bu arada kendisi de ellerinden destek alarak dizleri üzerinde öne arkaya doğru yaylanmaya başlamıştı. Bu şekilde kendini bana bastırıyor, sikişmemize katkı sağlıyordu kendince. Çok hoşuma gitmişti bu davranışı.

Ellerim göt yanakları üzerinde, kalın ve etli belinde geziniyordu. Devasa, sarkık memeleri pompalamalarım ve onun sallanışları nedeniyle ileri geri, sağa sola çıldırmış gibi oynuyordu. İçi sütle dolmuş bir Hollanda ineğinin memelerinden farkı yoktu memelerinin. Eğilip alttan tuttum ikisini de. Ancak ellerim memelerini kavramaya yetmiyor, küçük kalıyordu. Her bir yarak darbemle beraber memeleri ellerimin arasında kaçıp kurtulmaya çalışıyor, sallanmaya devam ediyordu.

Sağ elimin başparmağını göt deliğine soktuğumda Münire Hanımdan bir tepki gelmedi. Fark etmemişti belki de. Kendini ileri geri sallamaya bana yaslamaya devam ediyordu sürekli. Çıkardığı garip iniltileri de son sürat devam ediyordu.

Altımızdaki baza yaşadığımız müthiş sikişme nedeniyle ağır ağır gıcırdıyordu. Münire Hanımın kasıklarına, göt yanaklarına çarpan kasıklarımın ve taşaklarımın sesi bu gıcırtıları geride bırakıyordu. Aşağıdaki Selman’ın, annesi sikilirken çıkan sesleri duymaması mümkün değildi. En çok da o pezevengin duymasını istiyordum zaten. Borcuna karşılık 66 yaşındaki annesini göndermişti pezevenk. Ama yine de bunun için ona kızmak yerine teşekkür etmem gerekliydi. 66 yaşında da olsa annesi bana müthiş bir zevk yaşatıyordu.

Zaman ilerledikçe boşalmaya yaklaşıyordum. Aynı dünkü gibi sinirlerimin gerildiğini hissettim. Aynı zamanda baldırlarıma kramp girmiş gibiydi. Son bir gayretle daha şiddetli ve hızlı halde sikmeye başladım. Münire Hanım koca gövdesine rağmen yarak darbelerimle baş edemeyeceğini anladığında dirseklerini kırdı ve kollarını dayadı yatağa. Bu halde başını iyice eğmiş, yastığa yapıştırmış gibiydi. Hırıltılı ve yoğun iniltileri çıkartmaya devam ediyordu, ama kendini bana yaslamayı bırakmıştı.

Bembeyaz göt yanaklarının löpürdemeleri sikim amının içinde olduğu halde beni daha da azdırıyordu. Sikimi amından sokup boğazından çıkarmak istiyordum. Amından osurmaya benzer sesler gelmeye başlamıştı artık. Kocaman amı sikimle beraber hava da alıyordu içine, amı adeta bir körük gibi çalışıyordu. Amının seslerine göt deliğinden gelen osuruklar karışmaya başladı. Kadın sikilirken resmen osuruyordu. Münire Hanımın hem ağzından, hem amından, hem de göt deliğinden sesler çıkıyordu.

Sonunda kendimi kaybedercesine boşalmaya başladım. Döllerim bir günlük aranın ardından yeniden Münire Hanımın amı ile buluşurken gözlerim kapanıyor, bilincim gelip gidiyordu. Boşalırken sikimin tatlı bir şekilde gıdıklandığını hissediyordum. Daha doğrusu sikimin içindeki damarlarda, döllerimin aktığı hortumlarda tatlı bir yanma yaşıyor gibiydim. Bazen işerken oluyordu böyle, ama şimdi Münire Hanımın yıllanmış amcığına akıtırken oluyordu, çok hoşuma gidiyordu.

Boşalmam bittiğinde sikimi amının içine bastırdım iyice. Kalan son birkaç dölümü de ziyan etmek istemiyordum. Sikimi çıkardığım vakit Münire Hanımın amının döllerimi bir sünger gibi emdiğini gördüm. Tek bir damla bile yoktu sikimden akan. Aynı şekilde amından dışarı akan bir döl damlası da yoktu.

Ayağa kalkarken Münire Hanım da doğruldu. Sikişme esnasında ben farkına varmadan takma dişlerini çıkarıp yastığın üzerine koymuştu. Dişler, karımın uzun, içi yün dolu yastığının üzerinde duruyordu. Ağzından tükürük akıyordu. Aynı dünkü gibi yanakları içe geçmişti. Dünküne inat yüzü gülüyordu bu kez.

“Hoşuna gitti mi?” diye sorduğumda, ellerini birleştirip, “Şükran, Şükran…” dedi birkaç kez. Arapça teşekkür ediyordu. 66 yaşındaki kadın kendisini siktiğim için bana teşekkür etmişti. Gururumu okşadı bu hareketi. Karımın yokluğunda bana güzel bir sikiş ziyafeti çektiği için ben de ona teşekkür ettim.

“Yıkanalım mı?” dediğimde başını salladı. Birlikte banyoya geçtik…
isterseniz davamı gelecek :D..

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Tinerciyle köpek gibi… 2/2

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Asian

Tinerciyle köpek gibi… 2/2

Tuvaletten çıkıncaya kadar geçen o zaman geçmek bilmedi. Güvenliği mi arasam diye düşündüm. Ne diyecektim ki ? Şişeyi kafama diktim, ağzıma da hala döl tadı geliyordu.

Tuvaletten çıktığında üstündeki gömleği çıkarmıştı. Vücudu yıkılıyordu, hiç yağ yoktu. Göbeğindeki seyrek kıllarla beraber adonis kası eşofmanından aşağıya doğru kırılıyor, lastik köprü yapıyordu. Sırıta sırıta ve sallana sallana bana doğru yaklaşıp sakince yanıma oturdu.

Korkudan ve şaşkınlıktan ne diyeceğimi bilememiştim. Sadece izliyordum. Kısa sessizlikten sonra “Gömleğim batmış amk yaa” dedi. “Evet oluyor öyle kazalar” diyerek işi espriye vurmuş rahatlamıştım.

Herif tip olarak çok iyiydi. Normalde varoş ve maço tiplerden hoşlanmam. Yani sonuçta 7/24 sikmeyi düşündüğüm tipler böyle profiller değiller.

Bana sormadan içkiyi ağzına dayayıp 2-3 yudum aldı. Hiç çekinmeden eşofmanını aşağıya doğru indirip tekrar yaslandı. Eli sikinde kaldırıyor, maço ve kıro tavırlarla gözleriyle “hadi ilgilen şunla” der gibi sikini işaret ediyordu.

Evet ama gitmen lazım, geç oldu filan diyerek geçiştirmeye çalışsam da, hem henüz boşalmamış olmanın verdiği azgınlıkla hem de içkinin verdiği o yüce cesaretle elime alıp 31 çekmeye başladım.

Elleri rahat durmuyor, omzuma ve bi türlü ulaşamadığı belime gidiyordu, sonra kafamı bastırıp yine sikini yalamamı istedi.

Artık ne olacaksa olsun diyerek koltuğun köşesinde oturur halde duran çocuğun üstüne domalarak oral sexe başlamıştım. Siki kazın gibiydi. Kıçını kaldırıp ağzıma darbelerle vuruyor iki eliyle kafamı taşaklarına kadar sokuyordu. Gözlerim yaşarmıştı. Nefes alamıyor, kusacak gibi oluyordum. Fakat o kadar zevk alıyordum ki, sert ve maço tavırlarıyla nerdeyse “hadi sik şu götümü” filan demek geçiyordu.

Üstüne doğru domalınca ona iyice yaklaştığım için eliyle götümü okşamaya başladı. “Karı götü gibi lan amk, sikerim ben bunu dedi” O hafif doğulu aksanı ve vücut dili o kadar seksiydi ki kelimelere dökmek imkansız. O zamana kadar şiddetle reddettiğim pasif tarafım o kadar rahat bi şekilde ortaya çıkmıştı ki, şaşırmaktan ve utanmak bir yana, onu nasıl daha mutlu ederimi filan düşünüyordum.

Şortumu indirmeden elini aradan içime soktu. Sikime dokunmadan deliğime ulaşmaya çalışıyordu. Ara sıra taşaklarıma dokunuyor hemen elini yana deliğime kaydırıyordu.

Domalmış olarak taş gibi kalkmış sikini yalarken tek parmağıyla deliğimi zorlamaya başladı. Nasıl yapılır bilmiyodu. “Karı götü gibi amk, taş gibi göt” filan diye mırıldanıyordu. Ağzı burnu birbirine girmiş, abazalıktan veya belki de ilk defa sikişmeye yaklaştığından olsa gerek bana biraz da aptal aşık gibi bakıyordu.

Elini ağzıma götürdüm, zaten salya içinde kalan ağzıma sokup ıslatıp götüme geri koydum. Arada küfürler yiyodum. Parmağını domalmış ve gerilmiş götüme sokmaya çalışıyor onca alkole rağmen can havliyle sağa sola kıvırarak kaçmaya çalışıyordum.

Baktım ki olmayacak, elinden tutarak içeri annemlerin yatak odasına götürdüm. Odada ışıkların hepsi açıktı. Kocaman sikiyle çırılçıplak ne yapacağıma bakıyordu. Götü, siki, kasları o kadar mükemmeldi ki keşke bi sikebilseydim diye düşündüm.

Makyaj malzemeleri arasında duran kremi alarak gözünün önünde ellerine ve götüme boca ettim. Yatağa yatırıp yanına yüz üstü uzandım. Üstüme çıktı, parmaklarıyla götüme tecavüz ediyordu resmen. Sonra yavaş hareket etmesi gerektiğini anladı. Elimle yokladığında 1 değil 2 parmağınla içime girdiğini farkettim. Deliğim genişlemeye başladı. Muhteşem zevk alıyordum. Yatağa sürtünürken boşalıcak gibi oluyor, hissedince götümü ona doğru kaldırıp parmakların içime kadar delerek girmesine yardımcı oluyordum.

Bir süre sessizlik oldu. Vıcık vıcık kremler boşalmaya devam ediyordu. Sikini kremleyip götüme bastırmıştı. Daha başı bile girmemiş ama beynime kadar tüm vücudum zevkle karışık acıyla zonkluyordu.

Ona doğru domalmışken ani bir hareketle çocuğu yüz üstü yatırıp sikinin üstüne oturmaya başladım. Kasılmıyordum, götümün açılmış olduğuna ve alkole güvenerek, yavaş yavaş ama kararlı bir şekilde üstüne oturdum. Taşakları deliğime yapıştığında derin bir ohh çektim. Titriyordum. Kasılmaktan yorulmuştum.

Pompalamaya çalışıyor, engel oluyordum. Tekrar ani bir hareketle belini kavrayarak sikini çıkartmadan yana devrildim. Naçizane 3-4 aktiflik deneyimimde öğrendiklerimi ona yaptırmaya çalışıyordum.

Sikini hiç çıkarmadan kaşık pozisyonunda iyice bir kökledi. İrkildim, acı yoktu artık. Tüylerim diken dikendi. Aynadan götününün kasılışını ve güzel götümün derinliklerindeki deliğime girip çıkışını seyrediyor, zevkten deliriyordum.

1-2 dk sonra beni tam yüzüstü yatırıp bacak arama girip sikmeye başladı. Terleri yüzüme ve boynuma akarken hayatımda duymadığım yöresel olduğumun düşündüğüm bir takım küfürler yiyordum.

Gidip geliyor hayvan gibi pompalıyor ve boşalmak bilmiyordu. Zevkten uçmuş, bambaşka bir dünyaya gitmiştim. Arada gözlerimi açıyor, aynadan üstümdeki hiç delik görmemiş hayvanın küfürlü tükürüklü hareketlerini seyredip daha da kendimden geçiyordu.

Zaman zaman zevk azalıyor yerini deliğimdeki yanmaya bırakıyor, o an öğrendiğim çeşitli hareketlerle de acıyı azalttığımdaysa yine çıldırıyordum.

Yüz üstü döndüm. Bacaklarımı kaldırdım çaaat diye dibine kadar sokup aynı hızda beni sikmeye devam etti. Elim haliyle sikime gitmişti ve inanılmaz bir şekilde boşalmaya başladı. Boşalırken götüm iyice kasılmış üstümde kendini kaybetmiş beni köpek sikmeye devam eden çocuğu itmeye çalışıyordum. Bir taraftan zevkten kocaman oh’larla boşalmaya devam ederken, ah’lar la kıçımı kaçırıyordum.

Göbeğim döl içindeydi, hatta bu sefer kendi döllerim yüzüme kadar sıçramıştı, çocuğu sert bir tekmeyle deliğimden çıkarmaya başardım. Gözleri kızarmış delirmiş gibiydi. O halini görünce gerçekten korktum, nasıl kurtulacağımı filan düşünürken, beni tek bir hamleyle tekrar yüz üstü çevirdi.

Engel olmak pek mümkün değildi. Ona bu kadar zevk vermek, delirtecek kadar yoldan çıkarmış olmak acayip büyük bir zevk ve ego tatminiydi. Sikilmenin gücünü, üstündekine deliğinle yapabileceklerinin farkına varmak eşsiz bir deneyimdi.

Üstüme çıkıp sikini köklemeye çalışan çocuğa yapabildiğim son şey sikini ve deliğimi kreme bulamak oldu. Kasmazsam kendi kontrolümde daha az acıyacağını düşünerek, sikinin başını yavaşça kendim soktum. Gözümün yaşına bakmadan dipledi, bacaklarımı yırtılacak kadar açmış, artık acıdan yastığı ısırıyor bir an önce boşalsın diye resmen dua ediyordum.

Köpek gibi sikmek yetmezmiş gibi bacaklarını bacaklarımla birleştirip kaslı kolları ve ayakları üzerinde şınav çeker gibi sikini çivi gibi götüme çakıyordu. 5-10 pompadan sonra kasılarak ama sessizce boşalmaya başladı. Tam bitti derken asenkron çakmalarla döllerini son damlasına kadar içime boşalttı. Hareketsiz bitmesini bekliyordum. Ani bir hareketle yüzüme bile bakmadan tuvalete gitti.

Bense dağılmış götümü kontrol ediyordum. Götüm vıcık vıcık kremle karışık döl içindeydi. Şortumla temizlenip salona gittim. Salona geldiğinde hala nefes nefeseydi. Ayakta da zar zor duruyordu.

Hiç bişi demeden giyindi, yüzüme bakmıyor, sanki bir pişmanlıkla bakışlarını kaçırıyordu. Kapıda salak, sarhoş ve utangaç bir son kaçamak bakışla elini de elime uzatarak iki yanağıma sanki 40 yıllık arkadaşıyla ayrılıyormuş gibi 2 öpücük kondurdu çıktı gitti.

Ben mi ? Sabaha kadar bunu düşünerek 2 defa daha 31 çekip boşaldım. Ertesi gün biraz zor yürüyordum ama 1- köpek gibi sikilmek hoşuma gitmişti, 2-abaza birini ve muhtemelen erkek erkeğe hiç bir şey yapmamış veya hiç düşünmemiş birini deliğimle bu kadar köpek edebilmenin zevkini almıştım.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

KEMER TATİLİ-2

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ass

KEMER TATİLİ-2
Ertesi sabah Fulya’yla otelin kahvaltı salonuna indik. Tabaklarımıza yiyeceklerimizi aldık , Sanem ve Sarp ile karşılaştık. Sanki kırk yıllık arkadaşmışız gibi öpüşüp koklaştıktan sonra deniz manzaralı güzel bir masaya geçtik. Masada kahvaltımızı ederken gayet güzel bir sohbette bulunduk. Kimse önceki geceyle ilgili konuşmuyor ama herkesin coşkusundan önceki gece yaşananların tekrar yaşanması için bir kıvılcım beklendiği belli oluyordu. Sohbetimiz sırasında Sarp ve Sanem’in öğleden sonra saunaya gideceklerini öğrenmiştik. Kahvaltımız bittikten sonra odamıza geçtik ve havuz için hazırlanmaya başladık. Bu arada Sanem ve Sarp’tan bir teklif gelmediği için saunaya gitmemeye karar verdik. Havuz başına indiğimizde yine Fulya tangasıyla ve üstsüz bir şekilde güneşleniyordu. Ben de etraftaki meme şovuna kapılıp zihnimden dün geceyi geçiriyordum. Hala yaşadıklarımızın gerçek mi hayal mi olduğunu anlamaya çalışıyordum. Bu sırada Fulya’nın telefonuna mesaj geldi. Mesajı okurken yüzünde hınzırca bir gülümseme oluştu. Ne olduğunu sorduğumda telefonu bana çevirdi. Ekranda Fulya ve Sarp’ın çırılçıplak bir fotoğrafı ve altında “Hadi tatlım gelin de bir ter atalım?” mesajı vardı. Fulya ile göz göze geldik ve saunaya gitmeye hazırlanmak için odamıza geçtik. Hızlı birer duş aldıktan sonra kokularımızı sürünüp saunanın yolunu tuttuk.
Otelin saunaları küçük küçük ve oda oda yapılmıştı. Sanem ve Sarp’ın olduğu saunaya girdik. Kısa bir selamlaşmadan sonra karşılıklı oturduk. Biraz daha havadan sudan sohbet ettik. Sonra içerisi çok buharlı ve göz gözü görmediği için Sarp dışarı çıkıp saunanın ayarını biraz kıstı. İçerisi şimdi daha iyi görünüyordu. Sanem kalkıp Fulya ile aramıza oturdu. Ellerini Fulya’nın omuzlarına attı ve yumuşak yumuşak masaj yapmaya başladı. Boynuna ufak ufak öpücükler kondurmaya başladı. Bu görsel şöleni daha net görmek için ben de kalkıp Sarp’ın yanına geçtim. Sanem Fulya’nın dudaklarına yumulmuş elleriyle havlusunu çözmüş ve göğüslerini avuçlamaya başlamıştı. Fulya da zevke gelmiş bacaklarını açmış ve amını tabak gibi gözlerimizin önüne sermişti. Bu manzara taş gibi olan sikimi zonklatmaya başlamıştı. Sanem bu arada Fulya’nın göğüslerine inmiş ve onları arada somurarak arada dişleyerek yalayıp yutuyordu. Sonra Sarp işaretle benden izin isteyerek Fulya’nın amına yanaştı. Karısı Fulya’nın göğüsleriyle ilgilenirken o da amına küçük dil darbeleri atmaya başladı. Ben de bu görüntü karşısında sikimi sıvazlıyordum. Çok geçmeden Fulya titreyerek boşaldı. Sarp yerine geçti. Fulya ve Sanem deli gibi öpüşüyorlardı. Sanem “Hadi bakalım! Sizin hünerlerinizi de görelim.” dediğinde Fulya Sanem’in göğüslerini çoktan somurmaya başlamıştı bile. Ben de Sanem’in bacak arasında yerimi almış ve ama hasret gibi deli gibi yalamaya başlamıştım. 4-5 dakika sonra Sanem de sarsılarak boşaldı. Hanımlar boşaldıktan sonra bi on dakika soğuk su havuzuna girdik ve saunaya geri döndük. Yine karşılıklı oturduk ve sex muhabbeti yapmaya başladık. Benim sikim muhabbetten yine kazık gibi olmaya başladı. Bunu gören Sanem önümde diz çöküp seninkini sakinleştireyim dedi ve sikimi avuçladı. Ben hemen Fulya’ya döndüm ve tepkisi ne olacak diye göz göze geldik. O da başıyla onaylayınca Sanem sikimi emmeye başladı. O kadar ustaca yalıyordu ki anlatamam. Dilini taşaklarıma kadar indiriyor. Sonra sikimin başına hafif ısırıklar atarak beni zevk dehlizlerine sürüklüyordu. Bu sırada Fulya da Sarp’ın sikini avuçlamış ve dil darbeleriyle zevke getirmeye başlamıştı. Bu şekilde üç beş dakika sakso keyfinden sonra Sanem’in ağzına patlamıştım. Hiçbir damlasını ziyan etmeden hepsini yuttu. Sarp da karımın göğüslerine patladı ve kenara yığılıp kaldı. Üç beş dakika sonra herkes kendine geldi. Dışarı çıkarak birbirimizi okşayarak duş aldık. Sonra yine saunaya girdik ve karşılıklı oturduk. Biraz daha muhabbet ve birer kadeh visk**en sonra ayağa kalkıp Sanem’in yanına gittim. Saçlarından tutup sikimi ağzına verdim. Sanem yine sihirli dilini kullanarak sikimi kazık gibi yaptı. Fulya da Sarp’ın sikini çoktan kıvama getirmişti. Sikim iyice kıvama geldikten sonra karımı domalttım ve vıcık vıcık amının içine sakin sakin girmeye başladım. Sarp da karısını kucağına almış alttan pompalıyordu. Sonra ben Fulya’yı kucağıma aldım. O sırada Sanem karımın göğüslerini yaladı ve kulağına eğilip “İyi izle tatlım!” dedi. Sırt üstü uzandı. Sarp da gelip ona götten girmeye başladı. Sanem kocasının altında kıvranıyordu. Fulya da onları izledikçe temposunu arttırdı ve üzerimde daha hızlı zıplamaya başladı. 10 dakika kadar süren bu sikişten sonra Sarp karısının içine patladı. Bu sikiş sonrası ben de daha fazla dayanamadım ve Fulya’yı dölledim.Fulya ve Sanem birbirini içmek istercesine öpüştüler. Ayaklarımızda derman kalmamıştı çok büyük boşalmalar yaşamıştık. Sonra sanki yere basmıyormuşçasına odamıza gittik ve birer duş alıp gündüz vakti bu yorgunlukla uykuya daldık.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

erotik film izle izmir escort izmir escort izmir escort şişli escort hurilerim.com bakırköy escort kocaeli escort kocaeli escort escort keçiören escort sincan escort rus escort bahçelievler escort ensest hikayeler gaziantep escort escort ankara şişli escort mecidiyeköy escort Ankara escort bayan Ankara Escort Ankara Escort Rus Escort Eryaman Escort Etlik Escort Sincan Escort Çankaya Escort taksim escort mersin escort antalya rus escort otele gelen escort Antalya escort kuşadası escort bayan eryaman escort demetevler escort Escort etlik escort görükle escort beylikdüzü escort escort escort escort travestileri travestileri Bahis siteleri Escort bayan Escort bayan bahisu.com girisbahis.com porno porno erzincan escort erzurum escort eskişehir escort giresun escort gümüşhane escort hakkari escort hatay escort ığdır escort ısparta escort istanbul escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort xnxx Porno 64 alt yazılı porno bursa sınırsız escort bursa escort bayan porno izle bursa escort görükle escort antalya escort Anadolu Yakası Escort Kartal escort Kurtköy escort Maltepe escort Pendik escort Kartal escort şişli escort gaziantep escort istanbul travesti istanbul travesti istanbul travesti ankara travesti Moda Melanj