Erkeğimden istediğim benimle olması

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Bizim erkek evlendikten sonra çok değişti hem alkol teyze.
info alıyor hemde eve geç geliyor zaten uzun yol şoförü olarak çalışıyor yüzünü zor görüyorum beni umursamaz tavırları artık boğazıma kadar geldi ya başka kadın var yada artık beni istemiyor düşüncelerine kapıldım konuşmayı çok deneyim ama adam umursamıyor bağırıp çağırıyor bana

başlamıştı ve ses çıkaramıyordum bi anda çok güzelsin üzülmek yakışmaz sana dedi ve ayağıma öpücük kondurdu çok şaşırmıştım hiç tanımadığım biri ayağımı öpmüştü sonra tekrar öptü ve eli baldırımdan yukarı doğru çıkarken ıslak eteğimide yukarı sıyırıyordu ayağımdan sonra ayak bileklerimi öpmeye başladı eli baldırlarımda dolanıyordu o kadar hoşlanmıştımki ses çıkarmıyordum baldırlarımdan sonra kasıklarıma kadar gelmiş vajinamın etrafını bursa escort öpüp yalıyordu çok hoşuma gidiyor bi yandanda o bölgeyi yalamasını bekliyor istiyordum ama birilerinin görmesindende korkuyordum nolur yapma birileri görür dedim kimse görmez çok güzelsin derken nefesinin sıcaklığı beni delirtiyordu çamaşırımın üstünden vajinamı yalarken bi anda hadi arkaya geçelim diyip minübüsün arkasına geçtik evet artık kimse göremezdi tekrar dudaklarıma bi anda yapışıp emmeye başladı bende karşılık veriyordum tişörtümü çıkarttı bende eteğimi sıyırıp attım oda pantolonunu çıkarttı ve tekrar beni öpmeye başladı sanki neyden hoşlandığımı çok iyi biliyordu ensemden sırtıma oradan öperek belime kadar geldi bu arda sütyenimi

açmıştı çamaşırımdan kocamın büyük dediği kalçamı öpüyor diliyle escort bursa baskı yapıyordu sonra çamaşırımı çıkarttı ve bi anda arka deliğimle birlikte vajinamı yalamaya başlamıştı kendimden geşmiştim ben domalmıştım oda iyice altıma yatmış yalıyordu nerdeyse bitecektim dilini içime kadar sokuyordu bende bişeyler yapmalıydım ters dönüp adamın boxerını çıkarttım inanılmaz güzel görünüyordu bi filmde gördüğüm penise çok benziyordu iri uzun ve dümdüzdü önce elimi sürmeden dilimle kafasından aşağı doğru yaladım sonra ağzıma alıp emmeye başlamıştım ama ağzıma yarısını bile zor alıyordum beni yaladıkça dahada emmek istior benim aldığım zevki o da alsın istiyordum derken bi anda boşalmaya başladım biraz daha 69 a devam ettikten sonra adama yüzümü dönüp üstüne oturmaya başladım yavaş yavaş bursa escort bayan

içime giriyordu her oturmamda biraz daha ilerliyordu ben aşağı doğru inerken oda içime doğru itiyordu artık kendimizi kaymetmiş sesime hakim olamıyordum adam dudaklarıma yumuldu artık sesim daha az çıkıyordu ama çok güzel vuruyordu sonra beni domalttı ve tekrar yavaş yavaş içime girmeye başladı

tamamını soktuktan sonra bi anda hızlanıp girirp çıkmaya başlamıştı resmen uçuruyordu beni bağırmamak için elimi ısıryordum bi süre böyle devam ettikten sonra sırt üstü yatırdı ve bacaklarımı omuzuna alıp girip çıkarken göğüslerimi avuçluyor çok güzel olduğumu söylüyordu sonra bacaklarımı omuzundan indirim iki yana açtı ve bana dahada yüklenmeye başladı sanki daha derine inmek istiyordu bi yandan o şekilde bana girip çıkıyor boynumu ve göğüslerimi emiyor ve o vurdukça taşşakları kalçamı dövüyordu bu arada ben yine boşalıyordum biraz daha böyle bana girerken geliyorum dışarımı boşalıym dedi hayır hepsini içime istiyorum dedim

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

BİR KADININ MAİLİ….

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

BİR KADININ MAİLİ….
hasta olduğum için fazla rahat hareket edemedim canım. ama sanırım istediğin buydu
yatakta aynen bu şekilde parmaklarımla amımı açmış senin duştan çıkmanı bekliyorum sabırsızca…çabucak gel ve yarağını sonuna kadar köküne kadar sok diye…taşaklarının çarpma seslerini duyuracak kadar hızlı…
yalnızca amım değil göt deliğim de seni çok özledi.
ya ağzım?
ağzımı döllerinle doldurup beni doyurmanı istiyorum…
amımı döllerinle doldurup sıcak sıcak içime akıtmanı istiyorum…
götümün en dibine fışkırt istiyorum….
çiş yaparken izlemek hoşuma gidiyor seni…bunu biliyorsun ve göstere göstere yapıyorsun.bu küstahlık da beni tahrik ediyor…amıma da çiş yap…bırak aksın doldursun içimi sıcacık…farkında mısın çişini benim üzerime boşalttıktan sonra kalan damlaları emdiriyorsun bana.bu alışkanlık oldu…ve zevkle emiyorum yarağındaki çişleri…bu kez ben dökülenleri yalarken sen beni sik tamam mı sevgilim…amaaaa ben domalmış yalarken götümden sik…küfrede küfrede…orospunum ben senin…sana ne orospuluklar yapıcam bak gör sen…o yarak inmiyecek…

bütün sıvılarını istiyorum senin…

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

UZUN BİR HİKAYE -2

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

UZUN BİR HİKAYE -2
KALDIĞI YERDEN DEVAM
Bunu takip eden birkaç hafta boyunca Ben kendimi gayet iyi hissettim. Tüm bu olaylar olmamış gibi işime gittim. Kimseye bir şey anlatmadım. Miray yıllık izinde olduğumdan hiç karşılaşmadık. Böyle bir karşılaşma olasılığı bile Beni rahatsız ediyor, ne diyeceğimi, ne yapacağımı bilemiyordum. Akşamları Piraye’yle güzel yerlere yemeklere gittik, hafta sonları yürüyüşler yaptık, bol bol film izledik hatta yıllık izinleri eşzamanlı alıp birlikte güneye tatile gitmeyi planladık
– “Harika olacak”, diyordu Piraye.
– “Çok güzel bir tatil köyü orası, bütün gün güneşlenir, denize gireriz. Akşamları da çılgınlar gibi eğleniriz. Eminim çok çekici erkekler vardır orada. Hem de değişik milletlerden. Laf aramızda ben bugüne dek hiç yabancı bir erkekle yatmadım. Sen?”
– “Elbette hayır! Daha neler? Hem ben tatilde gönül maceraları yaşamayı düşünmüyorum. İyice dinlenmeli ve bol bol kafa dinlemeliyim. Vermem gereken kararlar var. Tatil dönüşü Tolga’yla konuşacağım. Bu şekilde devam etmek ikimiz için de doğru değil.”
Böylece Ben ve Piraye 1 hafta sonraya izinlerini aldık, rezervasyonlarını yaptık. Tatil yaklaştıkça heyecanlanıyor, sanki ilk kez tatile çıkacakmış gibi içimiz içimize sığmıyordu…
Günlerdir beklenen tatilin başlamasına 2 gün kala gelen bir haber Ben ve Piraye’nin tüm tatil planlarını altüst etti. Ben çok önemli bir toplantı için Adana’ya gitmek zorundaydım. Erman Bey ıkına sıkına Ben’den özür dilemiş, bu toplantının çok önemli olduğunu, toplantıda alınacak kararlara göre önümüzdeki yılın bütçesinin oluşturulacağını haber vermişti. Diğer tüm katılımcılar için toplantı tarihi en uygun tarihti ve merkezi temsilen toplantıya katılması gereken bendim Benim tatil planı genel müdür Rıfat Bey’in pek umurunda değildi. Erman Bey tatil meselesini Rıfat Bey’e açtığında,
– “Sonay tatile 2-3 gün geç çıksın, 1 hafta geç döner”, demiş ve konuyu kapatmıştı.
Ben durumu Piraye’ye anlatınca, Piraye tatili iptal etmeyi önerdi.
– “Benim tatil tarihlerimi değiştirip ileri almam mümkün değil, rezervasyonu iptal edelim, sen Adana’dan dönünce birlikte birkaç günlüğüne Şile’ye filan gideriz”, dedi.
Fakat ikimiz de farkındaydık ki, bu tatili çok istiyorduk ve Piraye’nin çözümü kimseyi memnun etmeyecekti. Bunun üzerine Ben, Piraye’nin tatile tek başına gitmesini, benim de Adana’daki toplantıdan sonra direkt Antalya’ya geçip ona katılmamı önerdim.
– “Hem 2-3 gün tek başına olursan, belki o çok merak ettiğin çekici erkeklerle tanışma şansın artar. Ben gelince de 4 gün birlikte tatil yapmış oluruz”.
– “Bilmiyorum Ben. Peki, sana 4 gün tatil yetecek mi?”
– “Benim fazladan 1 haftam daha olacak, Rıfat bey öyle söylemiş. Eğer tatil köyünden memnun kalırsam, tatilimi uzatırım.”
Böylece plan revize edildi ve Piraye kararlaştırdığımız gibi Cumartesi sabahı Antalya’ya gitti. Ben da o gün tatil alışverişini yaptım, valizlerini hazırladım ve Pazar günü Adana’ya uçtum. Dönüşte İstanbul’a uğramamak için tatil eşyalarını da yanıma almıştım. Pazar gecesi geç saatte otele yerleştim, duşumu alıp oyalanmadan yattım. Pazartesi ve Salı günleri toplantıda geçecekti ve iyice dinlenmek istiyordum.
Ertesi sabah erken kalkıp kahvaltıya inmeden önce odamdaki boy aynasında kendimi inceledim. Bayi toplantısında hemen her zaman tek kadın ben olurdum ve tecrübelerimin bana öğrettiği bir şey varsa, bir sürü Anadolu bayisinin aralarında hoş bir kadın olmasından çok memnun olduklarıydı. Bana her zaman çok kibar davranırlar, bir dediğimi iki etmezlerdi. Ben her toplantıdan sonra İstanbul’a koltuğumun altında yeni sözleşmeler ve bir sürü alım taahhüdüyle dönerdim. Erman Bey benim bayi toplantısındaki başarımı etrafındakilere hep hayranlık dolu sözlerle ifade eder,
– “İnsanın Sonay gibi ürün müdürü olursa hayatta sırtı yere gelmez”, derdi.
O sabah aynanın karşısında bütün bunları aklımdan geçirirken, mini eteğimin iyice ön plana çıkardığı biçimli bacaklarımı, diri kalçalarımı, güzel yüz hatlarımı dikkatle süzüyor,
– “Tolga’nın beni Mirey kaltağıyla aldatmasına hala inanamıyorum”, diye düşünüyordum. Kahvaltı salonunda önceden tanıdığım bazı bayilerle karşılaştım; Mersin bayii Sadık bey, Tokat bayii Murat bey ve Denizli bayii Salih bey. Hepsi beni gördüklerine sevinmişlerdi.
– “Özlettiniz kendinizi Sonay Hanım, şu toplantılar da olmasa vallahi yüzünüzü göremeyeceğiz”, diye takılıyorlardı. Salih Bey,
– “Kaç defa davet ettim sizi Pamukkale’ye, ‘gelin size güzel bir hafta sonu yaşatalım’ dedim. ‘Pamukkale’miz nefistir, otellerimiz 1. Sınıf, pişman olmazsınız’ dedim. Ama sizden ses soluk çıkmadı”
– “Hep aklımda Salih Bey, hep istiyorum. Hatta geçenlerde bir arkadaşıma da söz ettim. Bir fırsat bulsak, inşallah geleceğiz.”
– “Tabii, tabii. Arkadaşlarımızı da getirin. Hep birlikte eğleniriz.”
Gerçekten de Ben bu öneriden Piraye’ye söz etmiştim. Piraye,
– “Amaan, boş versene. Anlattığına göre kıro herifler. Bunlar kesin bize asılırlar orada.” diyerek ciddiye almamıştı Beni.
Kahvaltıdan sonra hep birlikte toplantı salonuna geçtik. Yaklaşık 30 kadar bayi salonda yerlerini almışlardı. Çoğunu önceden tanıyordum. Aralarında ilk kez gördüğüm 7-8 kişi de vardı. Hepsiyle selamlaştım, tanıdıklarıma hal hatır sorup gönüllerini aldım. Bu işte insan ilişkileri, karşındakine değer verdiğini belli etmek (en azından öyle görünmek) hayati önemdeydi. Bu konularda Benim doğuştan gelme bir yeteneğim vardı.
Toplantı sırasında çaktırmadan etrafımı inceleyip sık sık kaçamak bakışlarla karşılaşıyordum. Bu bakışların bir kısmı dostça, rahatsız etmeyen bakışlardı. Mesela Zonguldak bayii Faruk Bey’inki bu kategoridendi. Faruk Bey şirketin en eski bayilerindendi. Şirketle daima iyi ilişkileri olmuş, yaşı gereği Bana hep babacan tavırlarla yaklaşmıştı. Şirketin işleyişi, bayi beklentisi gibi konularda ondan çok şey öğrenmiştim Faruk Bey’i selamladım.
Bir de şu ismini bilmediğim yeni Sivas bayii, ya da Mersin bayii Sadık bey gibi bakışlarını pek beğenmediğim adamlar vardı. Sanki dostça ya da merakla değil, dişiliğime gösterdikleri ilgiyle süzüyorlardı beni. Sadık bey zaten her zaman bana aşırı bir ilgi gösterir, yemeklerde filan yanıma oturur, fırsat bulsa hemen yılışacak bir izlenim verirdi. Üstelik Sadık Bey bildiğim kadarıyla evli bir adamdı. Ah erkekler…
Ben toplantıdan sonra odama çıkıp uzandım. Akşam yemeğini hep birlikte şehrin ünlü bir lokantasında yiyecektik Biraz kestirip, duşumu alıp hazırlanacaktım. Sekizde lobiden alacaklardı beni. Bu arada resepsiyonu arayıp, Çarşamba sabahı Antalya otobüsüne rezervasyonumu yaptırdım. Bir aksilik olmazsa öğlene tatil köyünde olacaktım. Yatağımda uzanmış, uyku uyanıklık arası tatili düşünürken, Piraye’nin birileriyle tanışıp tanışmadığını merak ettim. Belki de onun gibi olmak lazım diye düşündüm; hiçbir şeyi düşünmeden kendini koyuvermek, hayatı sürekli bir macera arayışı olarak yaşamak…
Saat tam sekizde lobiye indim. Hemen herkes oradaydı, Ben de gelince hemen taksilerle yola çıktık. Ben o akşam son derece şık, tek parça-omuzlardan askılı siyah bir gece elbisesi giymiştim. Bu elbise acaba ortama fazla mı kaçar diye düşünmüş ama sonunda yine de giymeye karar vermiştim. Diz üstü eteğim, hafif göğüs dekoltesi, ince topuklu ayakkabılar, omzumda beyaz şal ve küt kesimli sarı saçlarımla gerçekten tüm dikkatleri üzerimde toplamıştım.
Takside yine hep olduğu gibi Sadık Bey yanında oturuyordu. Çaktırmadan bacaklarımı süzmesi Benim hoşuma gitmiyordu. Sadık bey 45 yaşlarında, orta boylu, göbekli, saçları büyük ölçüde dökülmüş, hiçbir çekiciliği olmayan, tipik bir Anadolu bayisiydi. Yaklaşımları hoşuma gitmese de adam şirketin sevilen, en çok satış yapılan bayilerindendi.
Yaklaşık 20 dakikalık bir yolculuktan sonra şehrin biraz dışındaki lokantaya ulaştık. Önceden hazırlanmış masalara yerleştiklerinde Ben gruptaki tek kadın olduğum için kendini biraz tuhaf hissediyordum. Rahatsız değildim ama yine de garibime gidiyordu. Daha önceleri de bayi toplantıları hep böyle olurdu ama nedense bu kez bu durum daha bir gözüme batmıştı.
Masalar büyük bir dikdörtgen şeklinde yerleştirilmişti. Ben tam ortaya, başköşeye oturtuldum. İki yanıma Ankara bayii Hayri Bey ve Rize bayii Ahmet Bey oturmuşlardı. İkisiyle de fazla samimiyetim yoktu. Biraz canım sıkılmıştı;
– “Keşke Faruk Bey’in yanıma otursaydım” diye düşünüyordum. Herkes acıktığından bir süre kimse pek sohbet etmedi kendini yemeğe verdi. Ben âdetim olduğum üzere yemeğin yanında beyaz şarap içiyordum. Böyle zamanlarda en fazla 2 kadeh içer, bu da beni çakırkeyif yapmaya yeterdi. Fazlasını istesem de içemezdim, bünyem içkiye karşı dayanıksızdı.
Bir süre sonra karınların doyması ve içkinin de etkisiyle herkeste bir gevşeme, rahatlama oldu; ortam neşelendi. Ben da Hayri Bey’le satışların artırılması üzerine hararetli bir tartışmaya daldım. Bir ara Ahmet Bey’le de ilgilenmek için sağına döndüğümde yanımda Sadık Bey’in oturmakta olduğunu gördüm. Sadık bey samimi bir tavırla rakı kadehini Benim kadehine vurarak,
– “Hadi bakalım sağlığınıza ve güzelliğinize içelim Sonay Hanım, bu akşam göz kamaştırıyorsunuz”, diye yılıştı. Ben hafifçe gülümseyerek teşekkür ettim. İçinden
– “Buldu yine beni sırnaşık şey”, diye geçirdim. Zoraki bir sohbete giriştik. Sadık bey sürekli konuşuyor, konuşurken konudan konuya atlıyordu. Tam şirketin pazarlama stratejisini tartışmaya başlamışken, birden nasıl oluyorsa Sadık Bey’in çocuğunun kolejlere giriş sınavını konuşurken buluyordum kendimi.
Laf lafı açtı, Sadık bey kadehleri peş peşe yuvarladı, ama bana mısın demedi. Sanki hiç içmemiş gibiydi. Bu arada Benim da kadehim boş durmuyordu. Bazen tüm karşı koymalarıma aldırmadan Sadık Bey kadehimi yeniliyor, bazen de masa masa dolaşan bayilerden biri kaşla göz arası elindeki şişeden takviye yapıyordu. İpin ucunun kaçmaya başladığını fark ediyordum İzin isteyip tuvalete gittim. Yüzümü gözümü yıkamak, biraz kendimi toparlamak istiyordum. Aynada gözlerimin çakmak çakmak baktığını görüp,
– “Tamam Sonay. Bu kadar yeter. Artık daha fazla içmeyeceksin. Yoksa düpedüz sarhoş olacaksın”, diyerek makyajımı tazeledim ve salona döndüm.
Salonda iyice sarhoş olan bayilerin kahkahaları yankılanıyor, sigara dumanından insanın gözleri yanıyordu. Ben masama ilerlerken adımlarımı zor attığımı, umduğumdan daha sarhoş olduğumu fark ettim. Benim gibi gibi sarhoş bir sürü erkeğin ısrarlı bakışları altında yerine oturdum. Sadık bey birdenbire
– “Söyle bakalım kocan nasıl?” diye sormasın mı, Ben şaşkınlıktan küçük dilini yutacaktım. Sadık Bey’in birdenbire senli-benli konuşmasına mı, yoksa sanki kırk yıllık arkadaşımmış gibi Tolga’yı sormasına mı şaşıracağımı bilemedim. Kekeleyerek,
– “İyi, çok iyi”, diyebildim.
– “Merak ediyorum da, insanın senin gibi güzel eşi olursa, onu nasıl böyle tek başına buralara gönderir acaba?”
– “İltifatınız için teşekkür ederim ama bunda merak edecek bir şey yok bence Sadık Bey. Günümüzde eşlerden her birinin kendi işi var. Sonuçta ben buraya gönül eğlendirmeye gelmedim ki.”
– “Sonay, lütfen sizli-bizli konuşmayı bırak artık. Yeni tanışmadık ya, ne zamandır tanıyoruz birbirimizi. Öyle değil mi?”
– “Evet, doğru söylüyorsunuz Sadık Bey, pardon… Sadık!”
– “Hah şöyle! Resmiyeti bırakalım canım.” Açıkçası Ben ne yapacağımı bilememiştim. Kendime kızıyor, onun bu samimi tavrına çanak tutmuş gibi hissediyordum. Bu arada,
– “Şerefinize Sonay Hanım, arkadaşlar sizden çok bahsettiler. Şirketimizin medar-ı iftiharıymışsınız. Sivas bayii Turgut Öztürk”, diyen sese başını çevirdiğimde, Hayri Bey’in yerine gündüz ki toplantıda beni bol bol kesen genç bayinin oturmuş olduğumu gördüm.
– “Teşekkür ederim Turgut Bey. Tanıştığımıza memnun oldum. Nasılsınız?”
– “Sizi sormalı, ben gayet iyiyim. Ne zamandır diğer bayi arkadaşlarla tanışmak için can atıyordum. Kısmet bugüneymiş. Hem sizinle de tanışmak nasip oldu. Umarım bundan sonra sık sık görüşürüz. Sizi Sivas’a da bekleriz.”
– “İnşallah Turgut Bey, ilk fırsatta ziyaretinize gelirim.”
– “Dört gözle bekleyeceğim.” Bu son sözleri gayet yılışık bir ifadeyle ve doğrudan gözlerimin içine bakarak söylemesi beni huzursuz etmişti.
– “Nereden çıktı bu şimdi? Biriyle uğraşmak yetmezmiş gibi”, diye kendi kendime söyleniyordum. Turgut elindeki şarap şişesini aniden Benim kadehime boşaltarak,
– “Hadi ama şerefe kadeh kaldıralım”, dedi. Artık içmek istemediğimi söylememe rağmen hem Turgut, hem de Sadık beni içmeye zorluyordu. İstemeye istemeye şarabımı yudumlaya başladım,
– “Olmadı ama hadi fondip!” dolduruşlarına biraz direndiysem de, sonunda ısrarlara dayanamayıp kadehimi bir dikişte bitirdim. Az sonra yanımıza gelen Adana bayii Cihat Bey, aralarında karar verdiklerini, buradan kalkıp, şehrin tanınmış barlarından birine gideceklerini ve itiraz kabul etmediklerini haber verdi. Cihat Bey hoşsohbet ve hayır denmesi zor bir adamdı. Kendini toplantının ev sahibi olarak görüyor, iyi niyetle herkesi eğlendirmesi gerektiğini düşünüyordu. Be
– “Olmaz, kendimi çok yorgun hissediyorum” filan dediysem de bir anda ayaklanan ve etraflımızda toplanan herkes ısrara başladı. Ne diyeceğimi bilemedim aralıksız ısrarlar karşısında oyunbozan olmamak için teklifi kabul etmek zorunda kaldım.
Az sonra yeniden taksilere doluşmuş bara doğru yola koyulmuştuk. Benim takside yanımda Turgut oturuyordu ve bara gidene kadar aralıksız sırnaştı. Kendini gerçekten iyi hissetmiyordum. Çok sarhoş olmuştum; başım dönüyor, gözlerim kapanıyordu.
– “Barda kahve içip kendime gelirim”, diye düşünüyordum. Ne kadar zaman sonra bara geldiklerini ayrımsayamadım. Barın içi çok geniş ve dumanlıydı. İçerisi kızlı erkekli Adanalı gençlerle doluydu. Müzik insanın kulaklarını sağır edecek kadar yüksek volümlüydü.
– “Vay be, demek böyle yerler sadece İstanbul’da yokmuş”, diye düşündüm. Kendimi rahatlamış hissediyordum. Burada tek kadın değildim artık. İçeri girdikten sonra grup dağıldı ve küçük grupçuklar halinde çeşitli masalara geçildi. Bu geceki müdavimleri Sadık, Turgut ve bir de Tokat bayii Murat’la birlikte arkalarda bir köşeye oturmuştum. Çok iyi biliyordum ki, bu tercihi ben yapmamıştım. Her şey bir anda olmuş, Sadık inanılmaz bir samimiyetle koluma girerek beni bu kuytu masaya getirmişti. Bir kahveye her şeyden çok ihtiyaç duyuyordum. Ancak maalesef bu isteğimi gerçekleştiremedim. Garson bu saatte içki dışında servis yapmadıklarımı söyleyince, bana düşünme fırsatı vermeyen Sadık,
– “O zaman sen de hafif bir şeyler içersin”, diyerek garsona Benim ismini duyamadığım bir içki söyledi. Az sonra içkileri yudumluyorduk. Getirilen kokteyl tarzı içkiyi çok beğenmiştim. Gerçekten çok hafif ve lezzetliydi. Tadını o kadar beğendi ki, 2. Kadehi söyledim. Bu arada Sadık ve Turgut habire birbirlerinin sözünü keserek bir şeyler anlatıyordu. Gürültüden neredeyse hiçbir şey anlamıyor, sadece bu ikisinin benim için rekabete girdiklerini kadınca bir içgüdüyle hissediyordum. İçkinin etkisinden olsa gerek, kadınlık gururum okşanmıştı. Bu arada zaman ilerlemiş, farkında olmadan pek çok kadehi yuvarlamıştım. Artık kendimi kaybetme noktasında sarhoş olmuştum. Arada bir sarhoşluğumu fark ediyor,
– “Ne yaptım, neden bu kadar içtim?” diye kendime kızıyor, ama az sonra yeniden hepsini unutuyordum.
Nasıl oldu anlayamadım ama kendimi loş pistte Turgut’la dans ederken buldum. Kalabalığın arasında slow müzik eşliğinde Turgut’la dans ediyordum! Bunu kırk yıl düşünsem aklıma getiremezdim. İlginç olan şey bundan rahatsız olmamamdı. Turgut gerçekten çok samimi davranıyordu. İki sevgili gibi belime sarılmış, habire bir şeyler anlatıp duruyordu. Benim tek anladığım çok çekici olduğum, ilk gördüğü andan beri Turgut’un bana hayran olduğu türünden sözlerdi. Bir de önüme değen sertliği fark ediyordum zaman zaman. İnanılmaz sarhoştum, kendi kendime
– “Kızım herif resmen değdiriyor”, diye gülüyordum. Kesinlikle cinsel duygularım filan uyanmamıştı, ama Turgut’un bu tavırlarından da pek rahatsız olmuyordum sanki. Derken,
– “Sıra ben de, hep sen mi dans edeceksin?” diyen Sadık’ı duydum ve kendimi bu kez de Sadık’ın kollarında buldum. Sadık sanki sevgilimmiş edasıyla,
– “Bu Turgut denen herifi hiç tutmadım. Resmen sana asılıyor.”
Başka zaman olsa Sadık’ın ağzının payını vermesini bilirdim ama içki kadehte durduğu gibi durmuyor ve paylaşılamayan kadın pozisyonu Benim çok hoşuma gidiyordu. Gülümsemekle yetindim. Bundan cesaret alan Sadık,
– “Nasıl senin gibi bir kadına asılabilir? Herkes haddini bilsin”, diyerek elini benim belimden aşağılara kaydırmaya başladı. İrkildim ve tek mesele buymuş gibi,
– “Ne yapıyorsun Sadık? Biri görecek”
– “Kimse bişey göremez. Görmüyor musun, içerisi nasıl karanlık?” diyerek ısrarla ellerini kalçalarım da tutmaya devam etti.
– “Hadi bakalım, gidiyoruz artık.”
Bu sözlerle bu tuhaf dans sona erdi ve yerde mi, gökte mi olduğumu anlayamayacak kadar sarhoş halde kendimi Sadık’la birlikte taksinin arka koltuğunda buldum. Artık neredeyse hiçbir kontrolü kalmayan, itiraz kabilinden biraz mırın kırın ettimse de, yol boyunca mini eteğimden iyice sıyrılıp özgürlüklerini ilan eden bacaklarımı okşamasına sesimi çıkarmadım Sadık’ın. Bir yandan,
– “Kendime gelmeliyim, rezil oluyorum”, diye hayıflanırken, başım o kadar dönüyordu ve bilincim o denli bulanmıştı ki, sesimi çıkaracak halim yoktu.
812 no’lu odanın kapısı yavaşça açıldı. Bir el duvarın iç tarafını yoklayarak ilerledi ve odayı soluk bir ışıkla aydınlatan lâmbanın düğmesine bastı. Sadığın Omzuna yaslanmış, güçlükle ayakta durabiliyordum Odaya girdiğimizde Sadık beni usulca yatağın üzerine bıraktı. Ceketini ve kravatını çıkardı, banyoda yüzünü yıkadı ve yatağın kenarına, yanıma oturdu.
– “Ne kadar güzel. Hep bu anı beklemiştim”, diye mırıldandı. Çok içmiştim. Gözlerimi açtım ve su istedim. Suyumu içmek için adamın yardımıyla doğruldum ve sırtımı yastıklara dayayarak. Gülümsedim,
– “Çok susamışım.”
Sadık eğildi, yüzünü yaklaştırdı ve yüzüme küçük öpücükler kondurmaya başladı. Hafifçe irkildim ve yüzümü uzaklaştırmaya çalıştım. Sadık buna izin vermedi. Çenemden tutarak yüzümü kendininkine çevirdi ve dudaklarımı öpmeye başladı. Ağzım kapalı olduğu için konuşamasam da, ellerimle Sadık’ı iteklemek istedim. Sadık aldırmadı gitgide daha ateşli öpüyordu. Az sonra dudaklarımı boynumu ve çıplak omuzlarımı öpmeye başladı. ,
– “Hayır. İstemiyorum, hayır”, diyerek ellerimle Sadık’ın başını uzaklaştırmaya çabalıyordum. Fakat Sadık beni dinlemiyordu ve dilini boynumun üzerinde dolaştırarak yeniden yüzüme ulaştı burnumu, yanaklarımı, kulak memelerini yalamaya başladı. Kulak memelerimin yalanması sının hoşuma gitmesine kızıyordum, çünkü karşı koymalarım azalmıştı. Belki de bundan cesaret alan Sadık dilini dudaklarımın üzerinden kaydırarak, ağzıma soktu. Karşılık vermiyordum, ama karşı da koyamıyordum. Gözlerimi kapamış, sanki Sadık’ın istediğini yapmasına izin vermiştim. Sadık öpmeye devam ederken, bir yandan da elbisemin askılarını kaydırdı. Sırtımdan tutarak öne getirdi ve elbisemin sırt fermuarını açtı.
Az sonra üzerimde siyah sütyenim ve külotumla yatakta sırtüstü yatıyordum. Gözlerim kapalıydı. Sadık da pantolonunu ve gömleğimi çıkarmıştı. Uzun ve düzgün bacaklarıma, göbek çukuruma, dolgun göğüslerime hayranlıkla bakıyordu. Daha fazla kendini tutamadı bacaklarımı öpmeye başladı. Dizlerimden ayak bileklerime kadar olan bölgeyi uzun uzun öptü, yaladı.
Sonra yukarıya yöneldi ve dilini bacaklarımın üzerinde boylu boyunca gezdirerek göbek çukuruma ilerledi. Burayı uzun uzun yaladı. Dilini çukura sokup çıkardıkça hafif hafif inliyordum. Sadık daha da yukarı ilerledi ve sutyenimi çıkararak göğüslerimi özgürlüklerine kavuşturdu. Çok iri olmayan biçimli ama dipdiri göğüslerime bir süre hayranlıkla baktı ve ardından onları çılgınca emmeye başladı. İki eliyle göğüslerimi yanlardan bastırarak hoyratça avuçladı ve ağır ağır yoğurdu.
İnlemelerim artmıştı. Gözlerim tamamen kapalıydı. Meme uçlarım sivrilmeye başlamıştı. Sadık’ın dili uçlarda gezindikçe nefes alıp verişlerim hızlandı. Göğüslerim iki yanlarından sımsıkı kavrayan Sadık, meme uçlarımı hoyratça ısırarak emmeye, yüzünü göğüslerime sürtmeye, aç bir bebek gibi gayretle somurmaya başladı. Biraz canım yanınca gözlerimi açmadan inlemeye devam ettim. Sesimin çok yükselmesinden çekinen Sadık, beni öperek susturmayı denedi. Bu kez öpücüklere de karşılık veriyordum. Ve çılgınca öpüşmeye başladık. Dillerimiz dans ediyor, birbirilerimizin dudaklarımı emiyorduk.
Dudaklarını benimkilerden güçlükle ayıran Sadık, acele hareketlerle külotumu adeta kopararak çıkardı. Açık kahverengi tüylerle kaplı aşk üçgenime kısa bir süre baktıktan sonra, bacaklarımı ayırarak başını gömdü. Vajinamı salyalarını akıta akıta boydan boya yalıyor, klitorisimi emiyordu. Bir süre böyle devam ettikten sonra dilini amımın içine sokup çıkarmaya, adeta beni diliyle becermeye başladı. Başımı arkaya atarak iyice kasılarak, artık açık seçik ve yüksek sesle inliyor, Sadık’ın başını ellerimle amıma doğru ittiriyordum. Sadık’ın salyalarıyla vajinamdan sel gibi boşalmaya başlayan sıvılar birbirine karışmıştı. Yaklaşık 10 dakika sonra başını vajinamdan ayıran Sadık,
– “Umduğumdan da tatlıymışsın, hayatımda böyle nefis bişey tatmadım”, dedi. Cevap vermedim ama kısık sesle inlemeye devam ettim.
Sadık beni yüzükoyun çevirdi ve ensemden başlayarak aşağıya doğru tüm sırtımı, belimi, kalçalarımı, bacaklarımı ve dizlerimin arka taraflarını, baldırlarımı öperek, emerek, yalayarak, ısırarak ilerledi. Ayak bileklerimi, topuklarımı uzun uzun öptü. Tabanlarımı, parmak aralarımı yaladı, parmaklarımı emdi. Acele etmeden yukarıya ilerledi ve popomu ısıra ısıra öpmeye başladı. Ağzından akan salyaları yastığı ıpıslak yapmıştı. Sadık, elleriyle kalçalarımı araladı ve dilini arka deliğime soktu. Şiddetle inledim.
– “Sus bebeğim, duyacaklar.” Sadık diliyle arka deliğimi becermeye devam ederken, bir yandan da parmaklarını vajinama sokuyordu.
– “Ne kadar da ıslandın, sanki altına kaçırmış gibi. Çarşafı berbat ettin. Artık iyice kıvama geldin. Canavarın tadına bakma zamanın geldi.”
Ve Sadık kazık gibi olmuş yarağını tek bir hamlede amıma sonuna kadar soktu. Küçük bir çığlık attım ve kendimi bırakarak tatlı tatlı inlemeye başladım.
– “Kaltak, hoşuna gitti değil mi? Biliyordum hoşuna gideceğini. Dur bakalım, biraz da Benim istediklerim olsun.” Sadık ritmik hareketlerle üzerimde gidip gelmeye başladı. Zevkten kudurmuş gibiydi. Elleriyle alttan göğüslerimi avuçladı, tüm gücüyle yüklenmeye devam etti. Kısa süre sonra nefes alıp verişleri iyice hızlandı;
– “Tanrım, daracıkmışsın, bebeğim Benim” şeklinde homurdanmalar arasında tüm bedeni elektriğe kapılmış gibi kasılarak, boşalmaya başladı.
Zevkten haykırmamak için başını saçlarıma gömmüştü. Bu şekilde belki birkaç dakika titremesi devam etti. Biraz sonra oda tamamen sessizliğe ve hareketsizliğe gömülmüştü. Yalnızca iki insanın birbirine karışan düzenli nefes alıp verişleri duyuluyordu.
Gözlerimi açtığımda önce nerede olduğumu anlayamadım. Saat sekize geliyordu ve başım çatlayacak gibiydi. Yatakta gözlerimi açmadan dönüp, kolumu yana uzatınca bir çığlık atmamak için kendimi zor tuttum. Yanımda birisi yatıyordu. Korkarak gözlerimi açtım ve gördüklerime inanamadım. Sadık Bey yanımda çırılçıplak yatıyordu. Koca göbeğini devirmiş, kıllı vücudu horladıkça inip kalkıyordu. Gür kılların arasından yana devrilmiş penisi görülüyordu. Ürpererek kendi vücuduma baktım Aman tanrım! Bende çırılçıplaktım!
Ne yapacağımı bilemedim. Çarşafı üzerime çekerek yataktan fırladım ve banyoya koştum. Aynaya baktığımda, boynumda, omuzlarımda, göğüslerimde ve baldırlarımda küçük morluklar gördüm. Tüm bunlara anlam veremedim. Birden her şeyi anlamaya başladım. Dün gece neler olduğunu hatırladım. Yemekte ve sonradan gittiğimiz barda çok içmiş, daha önce hiç olmadığı kadar sarhoş olmuştum. Sadık ve Turgut’un bana kur yaptıklarını anımsıyordum. Ve benim de fazla bir tepki göstermediğimi.
Ağlamaya başladım. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Olaylar sanki bir sis perdesi arkasındaydım. Otele döndüklerimizi, Sadık’la birlikte asansörden inişlerimizi ve odaya girişlerimizi hatırlayabiliyordum. Sanki daha önce izlemiş olduğum bir filmden kareler gibi görüntüler Beyninde beliriyorlardı. Hiçbir şeye inanamıyordum, inanmak istemiyordum. Kendimden iğreniyordum. Kendimi çok pis, kirlenmiş hissediyordum. Duşa girdim. Sıcak suyla uzun uzun yıkandıkça sanki olanları unutabilecektim.
Birden banyonun kapısı açıldı ve Sadık anadan doğma vaziyette kapıda belirdi. Panik halde askıdan bir havlu kaparak vücudumu gizlemeye çalıştım.
– “Çık dışarı, hemen çık dışarı!”, diye bağırdım. Sadık aldırmadan küvete doğru yürüdü.
– “Bağırma, duyan da sana bişey yapıyorum sanacak.”
– “Ne işin var burada? Nasıl girdin odama? Bakma bana öyle, dışarı çık, çabuk!”
– “Ne demek nasıl girdin odama? Hatırlamıyor musun? Birlikte geldik. Ayakta duramıyordun. Ben olmasam, merdivenlerde yığılıp kalırdın. Seni ben taşıdım; laf aramızda harika bir gece yaşattın bana. Sana teşekkür ederim.”
– “Ne demek istiyorsun? Ne gecesi?”
– “Numara yapma şimdi. Nasıl seviştiğimizi hatırlamıyor olamazsın. Uzun zamandır dün geceki gibi seks yapmamıştım. Harikaydın. Senin gibi ateşli bir kadınla yatmayalı çok olmuş.”
– “Yalan söylüyorsun. İnanmıyorum sana. Söylediklerin gerçek olamaz.”
– “Sadece inanmak istemiyorsun. Biraz kendine gel, her şeyi hatırlarsın. Sonra da bana seninle yeniden sevişmem için yalvarırsın. Çünkü sen de inanılmaz zevk aldın.”
Ve Sadık sanki kırk yıllık karı kocaymışız gibi gayet rahat bir tavırla klozetin kapağını kaldırıp işemeye başladı. Gözlerime inanamıyordum. Düne kadar kendimi şirketin gözbebeği, bayilerin kraliçesi gibi görüyordum. Şimdi ise içlerinden biri, hem de hiç hoşlanmadığım biri, bana metresi, kapatmasıymışım gibi davranıyordu. Hışımla küvetten fırladım ve Sadık’ın üzerine saldırdım. Gözüm hiçbir şey görmüyordu. Adamın boş bulunmasından faydalanıp, tüm gücümle suratına tokadı patlattım;
– “Kendine gel serseri. Ne yaptığını sanıyorsun?”
Bir an afallayan Sadık hemen toparlandı ve yüzüme öyle bir tokat attı ki, dengemi kaybedip lavabonun kenarına çarparak yere yuvarlandım. Kalkmayı denemedim ve başını ellerimin arasına alıp, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.
Bunca yıllık evliliğimde Tolga bana bir kez bile elini kaldırmamıştı. Böyle bir şey yapmış olsa, hemen ondan ayrılırdım. Ve şimdi Sadık gibi bir magandadan tüm olanlar, tecavüze uğramam yetmezmiş gibi bir de dayak yiyordum. Ne yapmam gerektiğini bilemiyordum. Tüm kadınlık gururum, kariyer, hayatım bitmişti. Artık burada bir dakika bile kalamazdım. Hemen İstanbul’a dönmeli ve şirketten istifa etmeliydim. Böyle bir rezaletin ardından kimsenin yüzüne bakamazdım.
Yavaşça ayağa kalktım ve salona geçip aceleyle eşyalarımı toplamaya başladım. Bir yandan da ağlamaya devam ediyordum. Bütün bunları ses çıkarmadan izleyen Sadık’ın, karşısında çırılçıplak, üstelik bunun farkında bile olmadan, tamamen gardım düşmüş vaziyette sağa sola koştuğumu gördükçe, cinsel duyguları yeniden uyanmaya başladı.
– “Gel buraya Sonay. Nereye gittiğini sanıyorsun?”
Arkamı dönüp Sadık’ı sertleşmiş kıllı penisiyle karşımda görünce donakaldım. Her şey bir anda olup bitti. Sadık hızla üzerime yürüdü ve sert bir tokatla beni yatağın üzerine yıktı. Kocaman eliyle ağzımı kapattı. Tüm tokatlarıma ve tekmelerime aldırmaksızın, çarşafla kollarımı yatağın başucundaki demirlere bağladı. Havluyla da ağzımı kapattı. Ağlamaktan çılgına dönmüş, adeta yarı baygındım.
– “Dün gece yarım kalan hesabı kapatalım. Korkma, senin de hoşuna gidecek”, diyen Sadık, yastığı kalçalarımın altına yerleştirdi ve başını kadınlık organına gömdü.
Çılgınca emiyor, dilini bir badana fırçası gibi kullanarak, ön ve arka deliklerimi ve aralarındaki bölgeyi hızla yalıyordu. Temposunu hiç düşürmeden ve hiç ara vermeden yaklaşık bir 15 dakika yalamaya devam etti. Bu süre zarfında, önceleri ağlamaya ve ayaklarımla karşı koymaya çalıştım, zaman geçtikçe ağlamam kesildi ve debelenmem azaldı ve en sonunda kendimi hareketsiz, tamamen Sadık’ın dil darbelerine teslim ettim. Bu teslimiyette hem çaresizliğin, hem de aldığım müthiş zevkin payı vardı. Sadık beni diliyle boşaltmaya yemin etmiş gibi inanılmaz bir gayretle işine devam ediyordu ve an geçtikçe dayanacak gücüm kalmıyordu.
– “Bu hayvana teslim olmamalıyım, direnmeliyim”, diye düşünmeme ve tüm konsantrasyonumu başka şeylere vermeye çalışmama karşın vücudum bana itaat etmiyor, vajinamdan yayılan zevk dalgaları Beynimi ele geçiriyordu. Sadık azgın bir kurt gibi, başını vajinamdan bir an olsun ayırmaksızın, kadınlık sıvılarımı emiyor, içiyordu. Kendimi iyice koyuverdiğimi anlayınca, doğruldu ve yarağını zorlanmadan kaygan vajinaya yerleştirdi. Yaklaşık bir 10 dakika boyunca ritmik bir şekilde, gidip geldi fakat boşalamadı. Ne de olsa, artık genç bir erkek değildi ve dün geceki iliklerini kurutan orgazmın üzerinden henüz çok az bir süre geçmişti.
Bu şekilde boşalamayacağını anlayınca, aklına başka bir şey geldi. Belimi iyice yükseltip, arka deliğimi diliyle zorlamaya, dilini içeri sokmaya başladı. Başıma geleceği anlamış ve yeniden direnmeye, kendimi kasmaya başlamıştım. Ancak Sadık’ın ısrarlı dil darbelerine dayanmam çok zordu. Yalvaran gözlerle bakıyordum. Sadık, verdiği zevkten emin, ağzımı çözdü. Gerçekten de bağırmadım, sadece kesik kesik inliyordum. Sadık,
– “İnanılmaz bir kadınsın Sonay. Ateş gibisin. Kocan seni epeydir sikmemiş galiba”, diyerek yalamaya devam ediyordu.
– “Yalvarırım Sadık. Arkamdan olmaz. Hiç yapmadım bunu. Önden yapabilirsin”, diyor ama inlemem kesilmiyordu.
– “Her şeyin bir ilki vardır. Senin de hoşuna gidecek. Bunca zaman neden götten vermemişim diye üzüleceksin”, diyerek bir çırpıda banyoya gitti ve yüz kremini kaptığı gibi geri döndü. Kremi doğrudan arka deliğime boca etti ve işaret parmağını kayganlaşan delikten içeri soktu. Bir yandan da klitorisimi yalamaya devam ediyordu. Ben inliyor, yalvarmaya devam ediyordum
– “Ne olur yapma. Ne olur.”
– “Tek şartla. Bana yalvaracaksın. Seni amından sikmem için bana yalvaracaksın.”
– ….
– “Ne oldu, yalvarmayacak mısın? O halde hazır ol, götün elden gidiyor.”
– “Yapma Sadık. Yalvarırım sana. Yalvarırım arkadan yapma.”
– “Olmadı. Böyle kibar kibar olmaz. ‘Sadık, erkeğim, ne olur amımı sik’ de.”
– “Ne olur Sadık. Erkeğim, arkamdan yapma. Amımı sik.”

– “Ohh. Harika. Bu sözleri senin ağzından duymak harika bir duygu… Devam et. Yalvar.”
– “Sadık, lütfen amımdan sik beni.”
– “Tabii.”
Ve Sadık koca göbeğiyle üzerime tırmanıp, yarağını önden yerleştirdi. Bir kaç dakika boyunca bu şekilde devam ettikten sonra, birden yarağını çıkardı ve kremle vıcık vıcık kayganlaşmış arka deliğime bir hamlede soktu. Beynime elektrik verilmiş gibi bir hisse kapıldım ve dudaklarımdan kesik bir çığlık yükseldi.
– “Ahh! Söz vermiştin. Bana söz vermiştin. Ayy!”
– “Boş versene. Baksana nasıl da hoşuna gidiyor.”
Gerçekten de korktuğum kadar acı çekmiyordum. Daha doğrusu acı duyuyor ama aldığım zevk acıyı bastırıyordu. Sadık,
– “Bugüne kadar ne çok göt siktim, bilsen. Hepsi önce itiraz ettiler, sonra yalvardılar. Göreceksin, sen de müptelası olacaksın.”
Sadık bu işte gerçekten çok ustaydı ve kendime hâkim olamıyor, içimde dalga dalga yükselen çok şiddetli bir orgazmı hissediyordum. Bakire arka deliğimin darlığı, sıcaklığı ve yumuşaklığı Sadık’ı çılgına çevirmişti. Uzun bacaklarımı boynuna dolamış, hem pompalıyor, hem de bacaklarımı ısıra ısıra öpüyordu. Kısa bir süre sonra,
– “Harikasın. Tapıyorum sana. Ben seninki gibi tatlı amı götü olan kadın görmedim Sonay. Ne zamandır sikmek istiyordum seni hayallerimi süslüyordun. Ohhh!”, diyerek sarsılmaya ve kasılmaya başladı Aynı anda bende içimde kopmakta olan fırtınaya kendimi bıraktım. İnanılmaz bir yoğunlukta orgazma ulaştık. Sadık’ın kasılmalarını tüm benliğimle duyuyor, adeta bir volkanın patlaması gibi içimi dolduran spermlerin sıcaklığını hissediyordum. Zevkten çılgına dönmüştüm. Sadık ise kudurmuş gibi hırlıyor, böğürüyor ve arka deliğimi ilk gençlik yıllarımdaki gibi katı katı dolduruyordu.
Dakikalar sonra, sakinleştiğimizde Sadık bir süre daha içimden çıkmadı. Fakat ellerimi çözdü. Sarmaş dolaş yattık. Çelişkili duygular içindeydim. Aldığım zevkten adeta Beynim boşalmış, uyuşmuştum. Tolga’yla da zaman zaman çok şiddetli orgazmlar yaşamıştım. Fakat bu bambaşkaydı. Bir ara zevkten aklımı kaçıracağımı sanmıştım. Bu kadar zevk almamda herhalde uzun süredir seks yapmamış olmamın da payı vardı. Yine de, bu kıllı, göbekli, kel herifin bana bu kadar çok zevk vermiş olmasına inanmak istemiyordum. Bu, sanki kadınlığıma yapılan bir hakaretti.
Sadık ise penisi uzun süredir hayranı olduğu arka deliğimden çıkarmadan, kollarımda yatarken, her şeyin umduğundan çok daha kolay olduğunu, iyice dinlenirse akşama bir kez daha yapabileceğimizi söylüyordu.
– “Saat 10 oldu. Toplantı çoktan başladı. Ne yapacağız şimdi? Tanrım, rezil oldum.”
– “Dert etme. Akşam biraz fazla kaçırdığın için sabah rahatsızlandığını söyleriz. Ben de seni hastaneye götürmüş olurum. Hadi kalkalım şimdi. Bir şeyler yiyelim. Sonra da toplantıya gireriz.”
– “Tüm bunlar aramızda kalacak, değil mi? Söz ver bana.”
– “Tabii ki aramızda kalacak. Neden anlatayım ki. Unutma, ben de evli bir adamım.”
– “Neden yaptın bana bunu, neden? Ne yaptım ben sana? Ne suçum vardı?”
– “Sonay, lütfen saçma sapan konuşma. Bir duyan olsa, sana işkence ettiğimi sanır. Senin de en az benim kadar ihtiyacın varmış. En az benim kadar zevk aldın.”
– “Böyle söyleme. Utanıyorum.”
– “Utanacak bişey yok. Anlasana, çok uzun zamandır seni arzuluyordum. Duruşun, yürüyüşün, ses tonun, her şeyin beni tahrik ediyordu.”
– “….”
– “Neyse, hadi daha fazla geç kalmayalım. Bir an evvel aşağı inelim. Ben odama gidiyorum. Giyinip, lobide buluşalım.”
– “Tamam. Duş alıp geliyorum.”
20 dakika sonra, Sadık la lobide buluşup kahvaltılarımızı yaptık. Vücudumdaki morlukları gizlemek için oldukça kapalı giyinmiştim. Kahvaltıdan sonra, tüm yaşananlar yaşanmamış, hiç bir şey olmamış gibi toplantı salonuna yürüdük.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

KARIMLA BARDA İLK DEFA

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

KARIMLA BARDA İLK DEFA
Karım 39 ben45 yaşında neşeli evli çiftiz.
Karım meralle 2013 kışı istanbula misafirliğe gelmiştik misafir olduğumuz aile kozyatağında oturan neşeli bir çift 1 hafta kalıp dönücektik geldiğimizin2. günü akşam yemeyine arkadaşları gelicekti bizde onları rahat bırakmak amacıyla dışarda yemeye karar verdik .Meral her zamanki gibi kısa bir elbise düzgün makyaj ve tangasını belli edicek kadar dar giyinmişti.Boğazda Balık rakı yaptıktan sonra meral alkolün etkisiyle geç gidelim eylenelim aşkım dedi ben kırmadım istanbulu fazla bilmiyoruz duyduğumuz kadarıya taksim beyoğlunda bir eğlence yerine gittik fakat eşimin yuvarlak beton gibi kalçaları herkesin bakışlarına maruz kalıyodu her hadım attığında titremesi çok hoşuma giderdi fakat aşırı bakıyolardı.Gittiğimiz bar biraz salaş ama eğlence süperdi eşim kendini dansa kaptırmış adeta showyapıyodu 22 yaşlarında genç bir barmen eşime şakalar yapıyo dansını övüyodu eşiminde hoşuna gitmiş olmalı o övdükçe ona karşı kalçalarını göğüslerini sallıyo çocuğu adeta kudurtuyodu benimde hoşuma gitmedi desem yalan olur.sabaha karşı 04 sıraları biz ve bizden başka bir masa kalmıştı meral iyicene kafayı bulmuştu barmen genç daha fazla karımla ilgeliniyo kulağına bişeyler söylüyodueşim bi ara lavaboya gidicem dedi beni kaldırma kendin git dedim o ara diğer masada kalktı biz kalmıştık bir duble daha rakı söyledim fakat 15 dakka olmuş meral gelmemişti merak ettim lavaboda istiframı ediyo diye lavaboya yöneldim eşimin inleme sesleri geliyo adeta bağırıyodu içeri girdim şaşırdı
karım meral lavaboya eyilmiş barmen genç arkasında hızla içine girip çıkıyodu karım acıyo dedikçe barmen dahada hızlı vuruyodu benim gelmem barmeni hiç etkilememiş sokmaya devam ediyodu karıma çok heyecanlanmıştım birden aletim kazık oldu boşalıcak gibi oldum karım bir gencin altında sikiliyodu çok hoşuma gitti 3 defa boşaldı o 15 dakka içinde karım karım 25 dakika kadar götünden sikilmiş hiç hali kalmamıştı barmen 3, postayı inleyerek boşaldı ve aletini çıkardı görünce şok oldum 20 cm den fazla çok kalın bir yarrak karımın götünden hafif kanlı çıkmış sallanıyodu karım doğruldu fakat zor duruyodu ayakta belliki canı çok yanmış götü genişlemi kızarmış bacaklarında barmenin spermleri akıyodu.Barmen genç özür dilerim dayanamadım eşin çok talı dedi ve çıktı dona kaldım lavaboda.Merale kilodun nerde dedim barmen aldı dedi eşim kilotsuz kalmış barmen eşimin tangasını hatıra diye almıştı.meral elbisesini düzeltti ve çıktık masamıza geçtik.Hesabı istedik barın sahibi hesabı getirdi ve masamıza oturdu memnun kalıp kalmadığımızı sordu bu arada elini eşimin bacağına attı okşamaya başladı eşim elini itti ve kalktık meral yanımda yürürken bar sahibi karımın yuvarlak poposunu avuçluyo biraz daha kalsaydınız diyo korkmuştum ve hemen çıkışa geldik kapıda barmen bekliyo rica etti meralle bir fotomuzu çekermisiniz dedi ve eşimin yanağına bir öpücük kondurdu ve çektim fotolarını oradan dar kaçtık biraz daha otursak garsonlar bile karımı sikicekti.Gecemiz hiç unutulmayacak bir anıyla bitmişti karım iki deliğini barmene bozdurmuş acısından takside yan oturucak şekilde evimize döndük o günden beri barmen bizim yatak fantazimiz olmuştu.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Kuzen ve yenge

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Kuzen ve yenge

Küçük amcamın kızı Leyla yılar sonra Almanya dan büyük amcamın yazlığına gelecekti. Bunu duyunca bende amcamların yazlığına gitmeye karar verdim. hem geçmişte güzel anılarım olan kuzeni görecek hemde tatil yapacaktım. kuzenle 6-7 yaşına kadar beraber büyümüştük. aynı yaştaydık. sonra onlar almanyaya gitti. en son bir yaz tatil için gelmişlerdi. küçükken birbirimize am pipi gösterip eller gülerdik. 16 yaşında geldiğinde daha ileri gittik.
Leyla almanya da büyüdüğünden rahattı. kızsacık etek şort ve askılı tişörtler giyiyordu sutyen takmıyordu. 3-4 gün resmen onu röntleyerek geçti. bol askılı giyiğince eğildiğince küçük memeleri ucuna kadar görünüyordu resmen. o gün hangi külotu giymiş biliyordum.
O gün herkes bir akrabanın evine ziyaret gitmişti. Leyla ile ben evde kalmıştık. sıkıcıbir ziyareti zaten üstelik uzaktı. Leyla askılı mini bir elbise giymişti yine. gün bizimdi. bir süre yatakta kağıt oynadık. gözüm kırmızı dantelli külottaydı tabi. öyle bir oturuyordu am karşımda şovdaydı. Kağıt çalarken yakalayınca şakalaşarak boğuşmaya başladık. yüzüstü yatırıp arkasına geçince alet göte gelmişti. o hala gülmekteydi. pes dedi bıraktım. beni devirip üste geçti. aletin üstüne oturmuştu. o poziyon o kadar iyiydi ki. direnmedim. alet büyümeye başlamıştı. pes de diye aletin üstünde zıplarken bende devirmeye çalışır gibi yapıp memeleri elledim. küçük ama sertti. boğuşma sırasında memenin biri açıldı ama o hala güreşme derdinde idi. rahattı. benim işime gelmişti. bir elimle amından diğerini omzundan tutup onu tekrar devirdim. amıda ellemiştim. zurnanın zırt dediği yer 69 pozisyonuna geldimizde oldu.ben sırtı üstü yatarken başını bacaklarımla tam aletin üstüne kilitledim. ellerimle de kalçaları. eteği açılmış am göt gözüm önündeydi. onun kafada itileşmiş. şorttan belli olan alet üstüne. ben pes de derken aleti avuçladı. sıkmaya başladı. canım yanıyordu ama aleti tutması hoşumada gitti. pes de deyince bende poposunu ısırdım. acı ile pes dedi. gülüştük. yorulmuştuk.
“Senin pipi kocaman olmuş” dedi gülerek.
“küçükken olduğu gibi göstersene”
İş güzel noktadaydı.
“olur ama sende göster”
“gülerek 4 gündür görüyorsun ya” dedi.
“sen gösteriyonda bakıyorum” dedim. “ama hep külot am göremedik daha”
aleti şorttan çıkarttım.
“al bak”
“kocaman olmuş bu deyip” aleti okşamaya başladı. yarım saatir seni elliyorum aleti değdiriyorum oda azdı dedim.
“biraz daha azsın deyip elbisesini ve külodu çıkarttı. açı tertemizdi. elimi uzattım. okşamaya başladım.
“bakireyim dikkat et dedi”,
Tamam dedim. alet dahada büyüdü. sırt üstü uzandı. memelerini ve amını okşarken onun eli de aletteydi. Memeleri emeyimmi dedim. olur dedi. yumuldum. zevkten ikimizde inliyorduk. çok kasıldın seni rahatlatayım dedi. sırt üstü yatırdı. aleti okşayacak zannediyordum ki birden alete doğru başını kaydırıp aleti yalamaya başladı. bolu boyunca yaladı önce. sonra başını ağzına soktu. ağzında dili ile masaja devam etti. işi biliyordu. biraz başını emdi. sonra tekrar yaladı diliyle. ağzını kocman açıp boğazına kadar soktu aleti. zevten döt köşeydim. geliyorum deyince hızlandı. dudakları ile emmeye devam etti. ağzına patladım. hepsini yuttu.son damlaya kadar emdi yuttu. aleti yalayıp temizledi. ilk defa bir kızın ağzına boşalmıştım. gitti su içip ağzını temizledi.
sırt üstü yattı. bacakalrını açıpsıra sende dedi. tertemiz amı karşımdaydı hemen yumuldum yalamaya başladım. bir elim küçük memde bir elim götte yaladım amını. titreyerek bir süre inleyerek sonra boşaldı. yata uzandık. başı göğüsümde eli alette. benim lede memede muhabete başladık. almanyada arkadaşları ile çok oral yapmıştı. emmeli seks partilerini anlattı. alamn sikleri küçükmüş ama. alet yine dikleşiyordu. doymamıştı. aletin üstüne oturdu. amına sürtmeye başladı. ben sırtüstü onu izliyordum. elimi uzatık memelerini kalçalrını okşuyordum arada. 69 pozisyonuna geçti. ben amını yalarken oda aleti emiyordu. resmen aynı anda boşaldık. bizimkiler arda tam o anda. geliyorlardı birşey lazımı dediler. yanmıştık dondurma istedik.
Ertesi gün kahvaltıdan sonra gezeceğiz diye çıktık. onu emirgan götürdüm. sevgili gibi dolaşıyorduk. kuytu bir yerde oturdk. bir süre öpüştük. o aleti okşuyordu. bense eteğinin altında amını. beni boşaltsan dedim. itiraz etmedi. aleti çıkarttım. eğildi. başını emmeye başladı. ne var ne yok yuttu. Akşama kadar gezip eve gittik. yemektten sonra biz internete gireceğiz deyip odaya geçtik. kapıyı kapattım. sabah gdeceklerdi. son kez yalatmak istedim kapıyı kitledim. bilgisayarı açmış facebooka girmişti. yanıan gidip aleti çıkarttım. annemler yanda dedi. olsun kapı kitli toparlanırız son gecemiz. dedim. olmaz deyipce başını tutup aleti dudaklarıan dayadım. ağzına aç dedim. açtı. aleti ağzına soktum. onun emmesine bırakmadan ağzını sikmeye başladım. dağzında boğazına doğru gitgel yapmaya başladım. başını tutup dibine kadar sokuyordum. ara nefes alıyor sonra tekrar. ağzına boşalttım ses çıakrtamıyordum.sertlik hoşuna gitmişti. eğildim bacakalrının arasına girdim. külotu kadırıp amını yaladım. oda başımı amına bastırdı. boşaldı titreyerek. annemler çağırınca aşağı indik. sonra herkes odsına. sabah erkenden gittiler.
Aradan 15 yıl geçmişti. bu arada onu hiç görmemiştim. Amcamlara gidince o ordaydı. hala zayıftı. memeleri ve götü
büyümüştü. ve hala seksi giyiniyordu. memelerinin tutuu askısız omuzlar çıplak dar bir triko elbisesi vardı. tangası belli oluyordu ve sütyen yoktu hala. dekolte muhteşemdi. sarıldık birbirimize ne yapacağını bilemediğimden çok istesemde kalçaları avuçlayamadım. ama memeleri hissetmek güzeldi. yengemlede öpüştük.
yazık denizkenarında yakınında çok ev olamayan bir dubleksti. yengem altkata kalıyordu. bana Leylanın yanındaki odayı verdi. odama gidip yerleştim ama hala aklım Leyladaydı. aşağı yemeğe indim. muhabbet başladı. evlenmemişti. hala aynı uçuk hayata devam dedi gülerek. bir mesaj gibiydi. Yengem alışverişe gidiyorum deyince mutlu oldum. leyla ile başbaşa kalcaktık. yengem çıkarken bizde üst katta balkonda oturmaya başladık. leyla güneşlensin diye eteği biraz yukarı. üstü biraz aşağı çekti. almanyadayı anlatmaya başladı. sonra birden beni mi özledin ağzımı mı dedi. ikinizide dedim. senin gibi yalayan bir daha görmedim. Gülerek kalktı. başlayalım o zman dedi. Önüme geçti elbiseyi aşağı kaydıdı. memesini ağzıma verdi. çok büyümüşer dedim. bende büyüdüm dedi. aleti çıkarttı eğildi. emmeye başladı. alet ağzında kocaman olmuştu. eteği de sıyırdı göt meme seyri ile aleti emdiriyordum. bu sefer amımıda götümüde sikeceksin dedi. kütür kütür sikerim dedim. yengemi yolda gördüm. hızlan yengem geliyor dedim. aletin başı ağzında masturbasyon yaparak ağzına boşalttı. yuttu hepsini. toparlandık…

devam edecek

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

İnternetten arabaya arabadan yatağa

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

İnternetten arabaya arabadan yatağa
Merhabalar adım Cihan 26 yaşında pasif gayim. 180 boyunda atletik sayılabilecek vücutluyum. Anlatacağım olay bundan 3 ya da 4 sene önce başıma gelmişti.

İstanbul’da öğrencilik yıllarımda iki arkadaşımla evde kalıyordum. Evde yalnız olmadığım için cinsel deneyimim çok nadiren oluyordu. Özellikle arkadaşlarımdan biri hiç evden çıkmazdı. İnternetten tanıştığım aktiflerin ya evine giderdim ya da araçta sakso çekerdim.

Bir bayram tatili öncesi arkadaşlarımın ikisi de erkenden memleketlerine gitmişlerdi. Ben de fırsat bu fırsat hemen girdim internete. Facebook üzerinden birkaç sayfaya yazdım. Epey bir cevap gelmişti ama bir tanesi özellikle dikkatimi çekti. 22 yaşında esmer uzun boylu atletik biri. Evimin müsait olduğunu söylemedim ilk başta. Her önüme geleni eve almaya güvenemezdim. Sorun değil araçta takılırız dedi. Epey bir muhabbet ettikten sonra buluşmaya karar verdik. Tam yer ve saati ayarladıktan sonra bir arkadaşım daha var o da gelsin mi dedi. Bu beni daha da azdırdı, grup seks her zaman ilgimi çekmiştir. Birden fazla aktifin seks kölesi olma fantazisi içimdeki orospuyu azdırdı iyice. Ben kabul ettikten sonra duşumu alıp seksi tangalarımdan birini içime giyip sokağa çıktım. Evime yakın bir yerden alacaklardı beni. Sokakta beklerken iyice heyecanlanmıştım, bir yandan da kendimi fahişe gibi hissediyordum. Bir araba yavaş yavaş yanımdan geçip az ileride durdu. İnternette konuştuğum çocuk (adı İbrahim’miş) arabadan indi. Resmi bir selamlaşmadan sonra arabaya davet etti beni. Aracın kapısını açtığımda bir değil iki kişi daha vardı içerde. Orta boylu ve yapılı, 35 yaşlarında, şoför koltuğunda oturan (Hüseyin) hoşgeldin güzel çocuk dedi, aracın iç lambasını yakıp şöyle bir süzdü beni. İbo’nun dediği kadar varmışsın dedi, gözlerinden belli yarrak delisi olduğun dedi. Biraz argo konuşuyordu ama bu benim hoşuma gitti. Yan koltukta oturan (adını bile bilmiyorum) 35 yaşlarında ince uzun boyluydu. Ben arka koltuğa İbrahim’in yanına oturdum. İbrahim elimi tutup sikine götürdü hemen, başla hadi dedi. Ben hemen yumuldum sikine. Oldukça kalın ve iri siki vardı ve çoktan taş gibi olmuştu. Başından başlayarak her noktasını emmeye başladım sikinin. O arada kendi aralarında konuşuyorlardı. Nasıl İbo iyi emiyo mu diye falan soruyodu Hüseyin. Bir ara elini geri attı başımdan tutup İbo’nun sikine bastırdı. Gırtlağıma kadar almıştım İbo’nun yarrağını. İbo’nun hiç sesi çıkmıyordu derin derin nefes alıyordu sadece. Uzunca bir süre emdim İbo’yu ama boşalmak bilmiyordu bir türlü. Hüseyin biraz sinirlendi, sıranın kendine gelmesini beklerken. Düzgün yala lan boşaltamadın bir türlü diye azarladı beni. İbrahim’e de hadi oğlum boşalacaksan boşal şişti taşşaklarım dedi. Az sonra İbrahim iki eliyle kafamı tutup, bastırdı iyice sikine. Ağzıma boşalmasını istememiştim ama ben bir şey diyene kadar fışkırtı ağzıma ve sert bir şekilde bastırdı başımı. Döllerinin büyük bir çoğunluğunu yuttum.

Hüseyin yanındakine geç arkaya sıra sende dedi ama o istemediç Biraz sinirliydi, sanırım bu taraklarda bezi yoktu. Kafam bozuk falan dedi, birasını içerken. Kafan bozuksa daha iyi işte rahatlatır Cihan seni dedi Hüseyinle İbrahim ama gene de istemedi. Fazla ısrar etmediler. Hüseyin elini sikine götürüp iyi o zaman sıra bende, İbo direksiyona geç dedi. Issız bir sokağa çekti arabayı. İbo’nun sikine yumulurken nereye geldiğimiz konusunda hiç bir fikrim yoktu biraz korkmuştum. İbo’yla Hüseyin yer değişti. Hüseyin bu işlerin daha bir piriydi, işini biliyordu acele etmiyordu. Anın tadını çıkarmayı biliyordu. Ben hemen fermuarı açmaya kalktım. Dur amına koyim iki dk dedi, yeni gelin gibi atlama yarrağa dedi. Elini bacağıma koydu okşamaya başladı, bir yandan birasını içiyordu. Beni hafif öne eğip elini pantolonumdan içeri soktu. Tanga giydiğimi anlayınca, iyice sıyırdı pantolonumu, vay vay vay hazırlıklı gelmişsin, senin götünün de tadına bakmak isterim dedi. Parmağı deliğimin üstünde geziyodu. Daracık olması çok hoşuna gitti hafif hafif zorlamaya başladı. Diğer eliyle de başımdan tutup sikine doğru bastırdı. Hemen fermuarı açıp başını yalamaya başladım sikinin. Mükemmel tadı vardı. Hüseyinin tavırları beni acayip azdırıyodu. Bu arada deliğimi iyice zorluyodu, parmağının bir kısmını almıştım içime. Hafif canım yanıyordu kuru kuru zorladığı için ama acıdan çok zevk alıyordum. Sikini taşşaklarına kadar aldım ağzıma iyice vakumlayarak git gel yapmaya başladım. Çok geçmeden o da oluk oluk boşaldı ağzıma ama çok fazlaydı dölü. Yutabildiğim kadar yuttum. Bir süre sessiz uzandı öyle. Sonra yanağımdan bir makas alıp çok iyiydin dedi. Daha sonra haberleşmek üzere telefon numaralarımızı verdik. Beni aldıkları yere bırakınca hem iki yarrağı emmiş olmanın verdiği hem de sağ salim evime dönmenin rahatlığı vardı üstümde.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Evli Çiftle Grup-1

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Evli Çiftle Grup-1
Selam azgın hikayeciler.Yazdıklarımdan çok etkilendiğini 3 yıldan bu yana çift olarak partnerlerle görüştüklerini ama şartlar uygun olursa tek olarak ilk defa beni eşiyle aralarında görmek istediklerini yazınca cevap yazıp net üzerinden konuşmak istediğimi bildirdim.Detaylı yazmak adına giriş kısmı biraz uzun sürüyor arkadaşlar haberiniz olsun.

Skype adreslerimizi verip 3 gün boyunca yazıştık durduk mineyle.Arada cam dan da vucutlarımızı gösterip sohbeti koyulaştırdık.Mine 29 yaşında 160 boyunda 50 kiloydu eşi uğur da 33 yaşında 175 boyunda 65 kiloda 5 yıllık evli olduklarını ve uğurun geçirdiği kaza sonucu sex olarak kendisine yetmediğini ilk başlarda istemeselerde sonradan facebook üzerinden başka evli çiftlerlede görüşerek bu hayatı yaşadıklarını yazdı mine. Normalde asla tek erkekle yapmadıklarını sürekli olarak görüştüğü 4 tane evli çift olduğunu ama artık aynı şekilde aynı kişilerle yaşamanın sıkıcılığından dolayı eşiyle beraber hikayemi okuduktan sonra msj yazmayı uğurun önerdiğini söyleyince bende bundan dolayı mutlu olduğumu ve isterlerse görüşebileceğimi söyledim.En son ne zaman o evli çiftle beraber oldun diye sorunca 2 aya yakındır görüşmediğimizi söyleyince o zaman en kısa zaman yaşayalım diye ekledi. Ben hemen cevap yazıp peki bu zamanı akşama alabilirmiyiz deyince mine bilmem eşimle konuşmam lazım bana 5 dk ver deyip telefonla aradı.
Zaten hafta sonuydu ve yakın yerde yaşıyorlardı gidip gelmek sorun olmazdı.Çok geçmeden de yanıtlayıp tamam kabul saat 8 gibi burda olurmusun deyince bende tabiki dedim.Yanlız telefon numarasını veremeyeceğini şuan için bunu yapamayacaklarını söyleyip bana bir adres verdi.Ben kuşkulu davranarak ya gelmezseniz boşuna mı gelmiş olacağım deyince asla öyle birşeyin olmayacağını dediği adreste olmamın yeterli olacağını eşinin orda beni karşılayacağını yazdı.Bende tek uğuru görürsem gelemem yanında sende olmalısın deyince peki zaten evimizin karşısı sana verdiğim yer ve bende orda olacam deyince bende gelmeyi kabul ettim.Saatler geçmiş hafif hava kararmak üzereydi.Eve gidip duş alıp hazırlanarak yola koyulmuştum.Söylediği sokağa gelip aracımı biraz geriye park edip yürüyerek durağa geldim.Saat 8 e gelmişti nerdeyse ve durakta minenin özelliklerinde bir bayanla erkek vardı.Yanlarına gelince mine bana doğru bakıp fırat değilmi deyince merhaba minemi? dedim.Onlarda merhaba deyip beraberce karşıdaki siteye yöneldik.
2.katta oturuyorlarmış.Kapıdan girene kadar ses etmeden onlar önde ben arkada ilerledik. Kapıdan içeri geçip üstümü alıp kısa süre ayakta tanışma faslından sonra beni salona davet ettilerMine gayet alımlı uğur ise gerçektende yakışıklı biriydi.Koltuğa oturup sohbete başladığımızda mine ağzı açık beni izliyordu.Neden öyle bakıyorsun dediğimde çok rahatsız sanki uzun yıllardır tanışıyormuş gibi sıcak kanlısın değilmi kocacım dediğinde uğurda evet aşkım fıratla uyum sorunumuz olurmu diye düşünüyordun ama bence hiç olmayacak diye eşini onayladı.Yaklaşık 30 dk kadar muhabbet ettikten sonra mine yanımızdan sanırım hazırlanmak için ayrıldı.Bende uğura dönüp onun hakkında bilgiler almaya kıskançlık vs gibi şeyleri sormaya başladım.Uğur rahat olmamı istedi zaten penisinin çok sertleşmediğini sertleşsede çok uzun süre o şekilde kalmadığını eşini memnun etmek adına bu yola girme fikrininde kendisinden çıktığını söyledi.İlk zamanlar eş değiştirip orta karar sex yaptığını ama şimdi pasif olarakda sexe katıldığını söyleyince benimle de isterse a p olarak sex yaşayabileceğini söyleyince aktiflik pek olmazda sana pasif olmayı çok isterim dedi.

Biz konuşurken mine süzülür şekilde üstünde içini apaçık beli eden şekilde yanımıza geldi. Mine resmen afet gibiydi.Yanımıza gelip ee beyler detayları konuştunuzmu deyince ben sana dair konuşmadık başlasakda bitiremezdik bu sürede deyince mine bak sen nelerim varmış benim peki demesiyle mineyi tutup kucağıma doğru çektim.Anlatılmaz yaşanır dedikleri özelliktesin sen deyip ellerimle göğüslerini okşamaya başladım.Minede dudaklarıma yumulmuş eliyle aletimi sıvazlamaya başlamıştı ki uğur gençler burda olmaz hadi mekanımıza geçelim deyince mineyi kucakladığım gibi uğuru takip edip yatak odasına girdik.Mineyi tutup yatağa atıp üstüne uzandım.Dudaklarına yumulduğumda mine de kendini kaptırmış başımı eleriyle sıkıştırıp delicesine öpüşmeye başlamıştı.Bir yandan öpüşüyor bir yandanda ellerimle vücudunu keşfediyordum.5 dk boyunca sadece öpüştükten sonra ben yavaştan elbisenin üstünden göğüslerini dişlemeye başlayınca mine rahat edemedim çıkarayım müsadenle deyip elbisesini çıkarınca göğüslerinin güzelliği karşısında yeniden büyülendim.Yatmasına rağmen göğüsleri dimdik şekilde durması iyice tahrik etmişti beni ve hemen dilimle yalamaya arada başını dişimle sıkıp çekmeye başladım.Mine resmen kudurmuş başımı göğüslerine bastırıyor alabildiğim kadarını ağzıma sokmaya calışıyordu.

Hareketlerimi hızlandırdığım anda inlemeler eşliğinde boşalmaya başladı.Harikasın aşkım ilk defa sadece göğüslerimle ilgilenerek boşaltan oldun sen beni iyik**e sana o msjı yazmışım iyiki gelmişsin dedi.Yerinden doğrulup kocasını çağırdı ve fıratı soy aşkım dedi.Tamamen soyunduğum an minenin üstüne boylamasına uzanıp yeniden öpüşmeye başladık.Ben yavaş yavaş aşağılara inerken mine de kendinden geçmeye başlamıştı.Çiçekli el kadar kilotunu çıkarınca gizli hazineye ulaşmıştım.Bem beyaz teninin arasında kırmızı yanaklarıyla mükemmel kokusuyla karşımda duruyordu güzelim vajinası.Önce küçük öpücükler kondurdum ardındanda dilimi kulanmaya başlamamla mine inlemelerini arttırmaya başlamıştı yeniden.

Dilimle derinlerine yalarken uğurda boş durmayıp hemen aletimi ağzına alıp oral yapmaya başladı.Parmaklarımla deriyi yukarı kaldırıp klitorisine dil atmamla mine kendini kaybetmiş halde başımı var gücüyle bastırmaya başladı.Bende tüm deneyimlerimi uygulamaya başladım bu noktadan sonra.Bir yandan klitorisini oynuyor bir yandanda 2 parmağımı deliğinden içeri sokmuş g noktasına baskı yapmaya başlamıştımki mine sarsılarak hatta dışarı birazcık fışkırarak boşalmaya başladı.İlk defa böyle boşaldığını gören uğur da aletimi bırakmış eşine hayranlıkla bakıyor nasıldı aşkım demesiyle mine titreyen sesiyle süpperrrdi diye seslenince doğru yolda olduğumu anladım.Mine yerinden doğrulup beni itip sen nesin böyle ön sevişmemi olur 2 kere boşaldım daha bişey yapmadan deyince bunlar herzaman yaptığım şeylerdi şimdiye kadar sana yapan olmadımı deyince mine nerde bizim olay sevişmeyi kısa tutup sexe önem vermekmiş dedi.Kusura bakmada o çiftteki kocalarda yetersizmiş dedim.Buse dudaklarımdan başlayıp kocasının yarım bıraktığı işe başladı.

Aletimi eliyle tutup yazdığın zaman inanmamıştım ama gerçekten kalınmış deyip penisimin başını ağzına almaya başladı.Sanki dondurma yalar gibi sadece başını yalıyor eliylede gövdesinden tutmuş sıvazlıyordu.Elini kenara çektirdiğim an mine yavaşça alabildiği kadarını almaya başladı.Yavaş yavaş derken artık hepsi ağzındaydı ve tükürük içinde kaldı aletim kısa sürede.Tam dibine kadar sokup kendini çekince derin bir soluk aldı ve kocasından prezervatif istedi.Ustaca prezervatifi yerleştirip hemen üstüme çıktı.Bende kalçalarından tutmuş minenin ritmik hareketlerine elerimle destek vermeye başlamıştım.Mine bir yandan çok güzel süper bi şey bu ya diyor bir yandanda ayakta ki kocasının penisini tutmuş eşofmanın üstünden oynuyordu.Soyun sende aşkım deyince uğur sanki bunu beklermişçesine 10 sn de çırıl çıplak hale geliverdi.Vücudu inanımaz güzeldi uğurun resmen baklavaları vardı karnında ve aşağıdada orta kalınlıkta sertleşmeye çalışan 15 cm kadar bi penisi şekli tamamlıyordu.
5 dk kadar üstümde zıplayan mineyi tuttuğum gibi üstüne çıkıp bacaklarını omuzuma aldım.Zevk alma sırası bana gelmişti artık yanan amını seri şekilde gir çık yaparak sikiyor arada hepsini çıkarıp klitorisinin üstüne vuruşlar yaparak mineyi adeta delirtiyordum.Ben mineyi sikerken uğur aleti yerine götünü eşine dönmüş minede sanırım herzaman yaptığından dolayı yadırgamadan dili ve parmaklarıyla eşinin deliğini genişletmeye başlamıştı.Böyle zor oluyor deyip 4 ayak pozisyonuna geçti mine bende yataktan yere inip tam karşımda duran amına tekrardan seri şekilde sokup çıkarmaya başladım.Mine ohh sesleri eşliğinde eşinide hazır etmiş olacakki birden kendini öne doğru attı.Aşkım hazır oda zevk alsın deyince uğuru belinden tutup yatağın kenarına kadar çektim.Mineyi uğurun üstüne çıkartıp bacaklarını tutmasını isteyip aletimi deliğe doğru bastırmaya başladım.Deliği yumuşamasına rağmen sım sıkıydı belliki bi süredir p olmamıştı uğur.
1-2 dk kadar sadece başını itip çekerek iyice alıştırdıktan sonra mineninde yardımıyla lap diye başını sokmayı başardım.Uğur anlık bi ahh sesi çıkarıp çok kalın istemiyorum deyince mine hemen amını kocasının ağzına verdi.Bunu fırsat bilip az daha yüklenince aletim tamamen deliğine girmişti.Acı çektiği beli olan uğur altımdan kurtulmak için hareket ediyordu ama ben ve minenin tuttuğundan dolayı birşey yapamayınca çaresiz beklemeye başladı.Bi süre hareketsiz o şekilde bekledikten sonra ufak hareketlerle girip çıkmaya başlayınca uğur da kendini sıkmayı bırakmış acı değil artık zevk almaya başlamıştı.Bunu gören mine kocasının üstünden inip yanına yatarak öpücükler kondurmaya başlamıştı dudaklarına.Deliği tamamen alıştığını anladığım an artık tempo kazanmış hareketlerimi hızlandırarak şap şap sesleri çıkartarak uğuru sikmeye başladım.
Bir süre bu şekilde kaldıktan sonra uğuru yerinden kaldırıp yatağa doğru domaltıp tekrardan yerimi aldım.Aletimi tutup 1 hamlede deliğine yerleştirdiğim gibi seri şekilde yüklenmeye başladım.Mineyine kocasının önüne geçirterek penisini yalamasını söyledim.Aldığı zevkten dolayı zaten aleti dümdüz hale gelmiş yumuşak olsada kıvama yavaştan geliyorduki mine kocasının önünde bacaklarını açıp aletini tuttuğu gibi deliğine denk getirdi ve belinden çekerek içine aldı.Bende arkasından yüklenerek uğurun tamamen minenin içine girmesine yardımcı olduğum an 3 ümüzde süper bir pozisyona gelmiştik.Ben artık sabit duruyor uğurun öne arkaya hareketleriyle sikişi izliyordum.Mine de eşine süpersin aşkım devam et helal olsun diyerek kocasına gaz veriyordu.Yaklaşık 10 dk kadardır aynı pozisyonda kaldıktan sonra uğur hareketlerini hızlandırmış minenin amına sıcak dölerini bırakmaya başlamıştı.Boşalan uğur kendini hafif geri iterek minenin amına doğru eğilip kendi dölünü yalamaya başlayınca domalmasını fırsat bilip tekrardan yüklenmeye başladım.2 dk kadar daha siktikten sonra uğur ayaklarım ağrıdı mineyi sik deyip önümden çekildi ve kendini yatağa bıraktı.
Uğurun boşluğundan dolayı önümde duran mineye yaklaşıp aletimi döl içindeki deliğine yerleştirdiğim an mine de bacaklarıyla belimi kenetleyip ta dibine kadar girmemi ister gibi hareketler yapmaya başladı.Girip çıktıkça uğurun döleri içerden çıkıyor göt deliğine doğru süzülüyordu.Aletimi çıkartıp minenin bacaklarını göğüslerine kadar ittirdim ve o güzel dar deliği karşıma aldım.Götünden sikileceğini anlayan mine yavaş ne olur arkadan çok vermedim deyince merak etme zaten kabak gibi benim girmemi bekliyor deyip döl içindeki deliğe hafif hafif bastırmaya başladım.Mine korkudan dolayı kendini kastıkça penisimin başını sokamadığımdan bende daha çok yüklenmek zorunda kalıyordum.Yerinden kalkan uğur inmiş penisini minenin ağzına tıkayıp kökleyene dek mine kasmayı sürdürmüştü.Uğurun yaptığı köklemeden dolayı 1 an gevşemesiyle aletim götünden yararcasına içeri girince mine çığlık attı ama ne çığlık.Çıkar ne olur çok acıyor desede ben hiç oralı olmadan yavaş yavaş itmeye devam ettim.2-3 dk boyu yavaş yavaş ileri geri yaparak deliğini tamamen genişletmeyi başardım.Yumuşak hareketlerim karşısında minede artık kendini bırakmış zevk almaya çalışıyordu.Ellerini belimden tutup benim dahada hızlı gir çık yapmamaı sağladığında onunda istekli olduğunu anladım ve hızlanmaya başladım.
Ben hızlandıkça minede kendinden geçmişti resmen ve acıyor diyen kadın 5-6 dk sonra sok dibine kadar demeye başladı.Üzerine uzanıp yavaş hareketlerle bir süre siktikten sonra belinden kavradığım gibi kucağımda ayağa kaldırdım mineyi.Bacaklarını ellerimle dolayıp ayakta kucağımda gir çık yapmaya başlayınca mine dudaklarıma yumuluverdi.Bir yandan öpüyor arada dudaklarını ayırıp süpersin aşkım bu pozisyona hastayım ama deneme fırsatım olmamıştı deyince memnun kaldığına sevindim deyip aynı pozisyonda alttan alttan girip çıkmaya başladım.5 dk dan fazla bu şekilde kaldıktan sonra minenin ağırlığı hafiften belli olmaya başlayınca yere indirip duvara yaslayıp domalttım.Aletimi önce amına sokup çıkarttım sonra götüne derken sürekli delik değiştirip durarak kısa sürede bu şekilde siktikten sonra mine karar ver kafam döndü nasıl bir adamsın sen delirttin beni diyene kadar sürdürdüğüm delik değiştirme işine bu laftan sonra göt deliğinden devam edip sertçe sokup çıkarmaya ardı ardına sokmaya başladım.Kısa süre sonrada geliyorum dememle mine hemen içimden çıkıp uğurla beraber önümde diz çöktüler.2 side tadına bakmak istiyordu anlaşılan bende kırmadan 2 sinin kafasını birleştirip boşalmaya başladım.Öyle çok boşalmıştımki 2 sinin ağzındada yeterli miktarda döl görünüyordu.Bittiğini anladıklarında aynı anda yutkunup aletimde kalanlarıda beraberce temizleyip mine penisimin başına öpücük kondurdu.
Yorgunluktan bitap düşmüş halde 3 ümüzde direk yatağa uzanıp sohbete başladık.Nasıldı diye sorduğumda mine evli çiftle olana hiç benzemiyor.Gerçektende tek kişiyle yapmak hikayelerde okuduğumuzdan daha zevkliymiş dediğinde bende evet ilk sexten bile böyle zevk aldıysan bir sonrakinden daha da zevk alacağına eminim deyince uğur biraz acı çektim önceden de pasif olmuştum diğer evli çiftlerdeki kocalara ama seninle bambaşkaydı diyerek oda memnuniyetini bildirdi.Kısa süre soluklandıktan sonra yeni tur a başlayalımmı deyince mine aklıma bişey geldi ama kabul edip etmeyeceğini bilmiyorum deyince bende çekinmeden söylemesini istedim.Mine bizim sürekli görüştüğümüz beyza ve hakanıda adında bizden daha genç olan evli çift partnerimiz var.Onlarda gruba başka bir tek erkek alma fikri üstünde konuşuyorlardı ama aynı biz gibi kararsızlardı.Ayrıca hakan da pasifliği denemek istiyordu ama uğurun 1-2 denemesinde de tam zevki alamamıştı.Eğer kabul edersen onlarıda aramıza alalımmı diye bana sordu.Bende siz istedikten sonra bir mahsuru yok benim için deyince hemen aradılar.Onlarda kabul edince misafirlerimizi beklemeye başladık.Bir sonraki hikayemde 2 evli çiftle olan sex anımda görüşmek üzere…

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bodrum Macerası Bölüm 3

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Bodrum Macerası Bölüm 3
O arada Barış abi bütün valizleri arabaya taşımış kapıya gelmiş vedalaşmak için beni bekliyordu. Ben yattığım yerden kalkıp kapıya geldim. Vedalaşma faslı bittikten sonra kendimi koltuğa bıraktım. Dünya başıma yıkılmıştı. Ertesi gün bir mucize olur mu gibi saçma sapan düşüncelere dalmıştım. Realist yaklaşımla bu mümkün görünmüyordu, çünkü Funda ile Necati Yalıkavak tarafına gideceklerdi. Benim ise akşam saatlerinde de Seda’yı karşılamak için havaalanına gitmem gerekiyordu. “Ah Funda ne olurdu itiraz etseydin?” O sinirle hava almak için terasa çıktığımda, arabayı otoparktan çıkarken gördüm. İçim içimi yiyordu. Tekrar içeriye girdim, en iyisi internetten biraz porno izleyip mastürbasyon yapmaktı. Bu da ayık kafayla olmazdı sanırım, içkim bitmişti ve sitenin görevlisi Hüseyin abi’yi arayarak bana birkaç bira alması için gelmesini rica ettim. 2 dakika sonra kapı zili çaldı. Hüseyin Abi alacaklı gibi zile basıyordu. 5 Lira bahşiş için bu adamın yapamayacağı yoktu sanırım. Zaten çok sinirliydim ve tüm hıncımı bu adamdan çıkaracaktım, “ya patladın mı geliyorum Hüseyin abi!!!” diye bağırarak kapıya yöneldim. Kapıyı açtığımda “Ne oldu, benden ümidi kesince Hüseyin Abi’yi mi çağırdın?” Funda gülerek karşımda duruyordu. Neye uğradığımı şaşırmıştım. ”Anlaşıldı sen burada durup beni izleyeceksin.” Deyip içeriye girdi ve kapıyı kapattı. “Ama nasıl, sen o arabada değil miydin?” Yüzüme baktı ve gülerek “Valizler sığmamış, arka koltukta da valiz vardı, hem öyle olmasaydı bile bu fırsatı kaçırmamak için gerekeni yapacaktım, ayrıca böyle ayakta gevezelik edip zamanımızı boşa mı harcayacağız, istersen ben gideyim Hüseyin Abin gelir nasılsa” demeye kalmadan kapı çalmıştı. Kapıyı açtım ve Hüseyin Abi’ye 10 lira bahşiş verip biraları iptal ettim. Funda’ya dönüp telefonumu göstererek, ”bak bu ekrandan arabanın nerede olduğunu GPS sayesinde görebiliyorum, için rahat olsun en az 2 saat zamanımız var, ayrıca zaman kazanmak için havaalanından sonra Necati’yi bir yerlere gönderebilirsin” diyerek güldüm. “Hmm bak sen her şeyi de düşünmüş.” Deyince, elinden tuttum ve hiçbir şey konuşmadan üst kata, Barış Abilerin kaldığı odaya çıktık. Zaman bizim için hızla ilerliyordu ve bir an önce anı yaşamalıydık. Üzerinde kot pantolonu ve beyaz t-shirt’ü vardı. Ayaktaydık ve yine birbirimize bakıyorduk, bu sefer alt dudağını ısırmıyordu. İlk hamle yine benden geldi, bu sefer dudaklarını değil boynunu ve kulağının arkasını öpmeye başladım. Nefes alışı değişmişti, kendini bana teslim ettiğini düşünüyordum ki bu sefer o benim boynuma saldırmıştı. Öperken arada diliyle boynuma ve kulağıma dokunduğun da hissettiğim şey, ayak parmaklarımdan beynime hücum eden bir karıncalanmaydı. Tenine sinmiş parfüm kokusunu içime çekiyor, bir yandan da belini kavrayıp kendime doğru bastırıyor sikimi tamda amının üzerine dayıyordum. O sıcak Temmuz gecesinde, güneşten bronzlaşmış tenlerimiz henüz tam da olarak bir birine temas etmemişken bile, beni zevkin zirvesine çıkarması adeta yaşayacaklarımın güzel bir fragmanı gibiydi. Dudaklarımız kenetlendiğinde, dillerimiz birbirine dolaşıyor nefesimiz kesiliyordu. Ani bir hamleyle arkasına geçip, bu sefer sikimi o dolgun kalçalarına dayadım. Bir taraftan boynunda öpüyor ellerimle ise göğüslerini avuçluyordum. Sonra o pozisyonu hiç bozmayarak ritmik bir şekilde onu yatağa doğru götürdüm. Funda, pantolonunun düğmelerini açıp yatakta domalmıştı ama pantolonu çıkarmamıştı. Birkaç saniye kot pantolonundan adeta fırlamaya çalışan dolgun götünü izledim. Önce pantolonunu, sonra da iç çamaşırını yavaşça aşağıya indirirdim, yanık teninden sıyrılan bembeyaz kalçaları bir hazine gibi önümdeydi artık. Elleriyle kalçalarını iki yana ayırması beni çıldırtmaya yetmişti, ben ise onu zevkin doruklarına çıkarmak için acele etmedim. Önce kalçalarını öpmeye başladım, amının ve arka deliğinin sınırlarına dilimle dokunuyor ama hedeflediğim iki deliğe asla dokunmuyordum. Dilimi yine kalçalarında gezdiriyor hafifçe ısırıyor sonra amıyla arka deliğinin arasında kalan bölgeyi dilimle yalıyor, yine arka deliğini pas geçerek yukarıya doğru dilimi kaydırıyordum. Bu hareketim onu çıldırtmaya yetmiş, nefes alması iyice sıklaşmıştı. Birkaç dakika sonra dayanamayıp ani bir hamleyle dilimi arka deliğine soktum. O anda attığı zevk çığlığı ile arka deliğini yalamaya ve dilimi sokmaya devam ettim. Bu sefer, iyice ıslanmış amına gelmişti sıra. Kafamı dolgun kalçaları arasına gömmüş, arada amının, iyice dışarıya çıkmış dudaklarında dilimi çevirerek, sonra yine içine sokuyordum. Pozisyonunu değiştirerek yatak ’da oturup üzerindekileri çıkarırken ben de zaten ayaklarına kadar inmiş pantolonunu ve külotunu çıkardım. Sırt üstü yatağa uzandığında bu sefer amı bir ay parçası gibi karşımda duruyordu. Dilimi amından içeriye sokup çıkarıyor, klitorisini dudaklarımın arasında sıkıştırıp dilimi üzerinde gezdiriyor sonra da emiyordum. Bir süre sonra, göbek deliğinden yavaşça göğüslerine doğru çıktım. İyice dikilmiş göğüs uçlarını emerken o da boş durmuyor eliyle şortumun üstünden kas katı olmuş sikimi okşuyordu. Son olarak dudaklarında yaptığım final ile önce üzerimdeki t-shirt’ü çıkardı ve sıra bende der gibi gözlerime baktı. Bu sefer ben yatağa uzanmıştım. Tekrar boynumdan öpmeye başladı ve yavaş yavaş elini şortumdan içeriye soktu. Kendimi tamamen ona teslim etmiştim. Şortumu tamamen çıkardığında ikimizde prangalarından kurtulmuş mahkumlar gibi özgürdük. Çıplak bedenlerimiz ve yanık tenlerimiz bir birine değiyor, dudaklarımı emerken göğsüme değen meme uçları yavaşça aşağıya doğru kaymaya başlıyordu. sikimi göğüslerinin arasında sıkıştırıp biraz oynadıktan sonra şelale gibi akmaya hazır bir şekilde ucunda birikmiş olan zevk suyumu, eliyle kafasını sıkarak iyice ortaya çıkardı. Dilini, ucunda gezdirip o yağlı sıvıyı iyice kıpkırmızı olan kafasında dağıtıyor beni zevkin doruklarına çıkarıyordu. Kafasını bir vakum gibi emerken gırtlağına doğru tamamını ağzına alıyor, birkaç saniye öyle bekledikten sonra bir anda ağzından çıkarıyordu. Gırtlağından gelen balgamları üzerine dağıtıp köküne kadar tekrar yutuyordu. Aldığım haz yüzünden artık iyice kendimden geçmiştim ki bacaklarımı yukarıya kaldırıp bu sefer taşşaklarımı emmeye başladı. Son olarak taşşaklarımdan aşağıya kayıp dilini, deliğimin üstünde gezdirmeye başladığında bir taraftan sikimi okşuyor bir taraftan da dilini daha derinlere sokmaya çalışıyordu. Artık ana yemeğe geçeceğimizi düşünürken hiç beklemediğim bir şey yapmış, az önce dilini soktuğu deliğimden içeriye parmağını sokmuştu. Yaşadığım kısa süreli şoku hemen atlatıp kendimi ona teslim edip anın tadını çıkarmaya devam ettim. Bir taraftanda sikimi ağzına alıyor ve beni zevk denizinde hiç yaşamadığım bir yolculuğa çıkarıyordu. Boşalmak istemiyordum ve kasılmalarımı hissedince yüzüme baktı, üzerime uzanıp tekrar dudaklarımı emmeye başladı. O arada gözüm telefonun saatine ve açık olan GPS e takılmıştı.

To be continued

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

UZUN BİR HİKAYE – 4

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

UZUN BİR HİKAYE – 4
4. Bölümü yayınlarken sanırım bir hata oluştu yeniden yüklüyorum
KALDIĞI YERDEN DEVAM
O akşam tatil köyünün açık hava restoranında şaraplarımızı içerken, Adana’da başımdan geçenlerin hepsini çok fazla ayrıntıya girmeden Piraye’ye anlattım. Beni sonuna dek yorum yapmadan dinleyen Piraye,
– “Başına böyle şeyler gelmesine hem üzüldüm, hem sevindim. Sana fiziki zarar vermediklerine göre kaybedilmiş bişey yok. Aksine, yıllardır sürdürdüğün anlamsız bakire hayatına son vermiş olman çok iyi. Bundan sonra canınızın istediğiyle birlikte olabilirsin. Hem önemli bir ders aldın; Çirkin erkeklerden de öğrenilecek çok şey vardır. Çünkü onlar kadına daha çok ilgi gösterir ve ellerinden gelenin en iyisini yaparlar” dedi.
– “Sana inanmıyorum Piraye! İki gün boyunca tecavüze uğradım. Seninse şu söylediklerine bak!”
– “Hemen kızma! Anladığım kadarıyla olanlarda senin de kısmen sorumluluğun var. Bara gittiğiniz gece çok fazla içip, adamları resmen azdırmışsın.”
– “Fazla içtiğim doğru ama onları tahrik etmeye çalışmadım.”
– “Olabilir. Bazen insan farkında olmadan çok şeyler yapabilir. Neyse canım, seninle tartışmak istemiyorum. Tatilin tadını çıkaralım. Ama göreceksin, eğer biraz otokontrolünü gevşetirsen muhteşem bir hayat yaşayabilirsin. Hahaha! Bu arada Tolga’yı düşünüyorum da, senin onu 2-1 yendiğini bilse ne hissederdi acaba?”
– “Piraye, lütfen. Bunları konuşmayalım şimdi.”
– “Ok. Bak sana anlatacaklarım var. Sen yokken burada Sinan diye biriyle tanıştım. Çok tatlı bir adam. Yanında da bir arkadaşı var. Adı Tamer. O da yakışıklı bir çocuk. Bunlar İstanbul’da yabancı bir şirketin pazarlama bölümünde çalışıyorlarmış. Sinan evli, Tamer bekârmış. Biri karısını, diğeri sevgilisini İstanbul’da bırakıp tatile gelmişler. 2 gündür sahilde birlikte oturuyoruz. Beni çok güldürüyorlar. Sinan sanırım bana yazılıyor.”
– “Adam evliymiş. Bence yüz verme.”
– “Nedenmiş o? Bana ne evliliğinden? O kadar muhabbet kuşu olsalar, buraya tek başına tatile gelmezdi.”
– “Sen bilirsin. Yine de söylemedi deme.”
– “Seni de Tamer’le tanıştıracağım. Yarın dördümüz birlikte takılırız.”
– “Olmaz. Bütün bu olanlardan sonra bir ilişki istemiyorum.”
– “Sana ilişkiye gir diyen yok ki. Sadece biraz eğleniriz. İnsana tatilde arkadaşlar lazım.”
– ….
– “Bu gece yemekten sonra barda buluşacağız. Sonra da hep birlikte diskoya gideriz.”
– “Bilmiyorum. Hem bu gece erken yatmak istiyorum.”
– “Yine sen bilirsin. Ama en azından bara gel de adamlarla tanış. Sonra ne istersen onu yaparsın.”
– “Tamam.”
Aramızda konuşarak bara gittik. Henüz ortalık kalabalık değildi. Köşede bir masada oturmuş iki adama doğru ilerledik.
– “Merhaba çocuklar. Sizi Sonay’la tanıştırayım.”
– “Merhaba Sonay. Nasılsın?”
– “Merhaba. Tanıştığımıza memnun oldum.”
Böylece içkilerimizi söyleyip (Ben sadece sütlü kahve istemiştim) havadan sudan sohbete başladık. Sinan ve Tamer 35-40 yaşlarında, normal boylarda sıradan görünüşlü adamlardı. 5-10 dakika konuştuktan sonra, Bu adamlarla Piraye’nin ne ortak yönü olabilir, çok sevimsizler diye düşünmeye başlamıştım. Sanki aralarında anlaşmışlar gibi, Sinan Piraye’ye, Tamer bana ilgi gösteriyordu. Piraye kıkırdayıp duruyor, Sinan’ın saçma sapan muhabbetine çanak tutuyordu.
Tamer ise kırk yıllık dostmuşlar gibi, benle hemen senli benli olmuş, benim hiç de ilgimi çekmeyen konularda konuşup duruyordu. Böylece neredeyse 1,5 saat oturduk. Bu sürede zarfında, Sinan ve Tamer’in küçük çaplı bir al-sat şirketinde, satış temsilcisi olduklarını, Sinan’ın 37, Tamer’in 36 yaşında olduğunu, ikisinin de futbol delisi olduklarını, Sinan’ın 6 yıllık evli ve 1 çocuklu olduğunu ama karısıyla kafalarının uyuşmadığını, çocuğun hatırına evliliklerine devam ettiklerini, Tamer’in sarışınlardan çok hoşlandığını, 3 gündür Piraye’yle çok iyi anlaştıklarını, benimde e katılmamla tatilin kalan kısmında süper eğleneceklerini, yarın sabah hep birlikte tekne turuna çıkılmasına oybirliğiyle karar verdiklerini (bunu ilk kez duyuyordum!), birazdan da diskoya gidip kurtlarımızı dökeceğimizi öğrendim. Bu son bilgi karşısında,
– “Bu gece beni mazur görün. Çok yorgunum. Az sonra yatmaya gideceğim” diyerek onlara katılmayacağımı bildirdim.
– “Olmaz ama. Hep birlikte eğleniriz. Yorgunluğun da geçer”, diyen Tamer’i epey bir uğraştıktan sonra ikna ederek
– “Siz bu gece bensiz gidin. Yarın inşallah ben de size katılırım,” diyerek konuyu kapattım.
Bunun üzerine, diğer üçü beni üçüncü kahvemle baş başa bırakıp, diskoya yollandılar. Arakalarından yürüyüşlerini izlerken, Piraye’nin ne kadar güzel bir kadın olduğunu ve hayatından ne kadar mutlu göründüğünü düşündüm. Beyaz mini eteği, iyice bronzlaşmış düzgün bacakları ve ayak bileğindeki zarif halhalı, bakımlı ayaklarını sergileyen seksi ayakkabılarıyla pek çok erkeğin başını döndürebilecek bir kadındı Piraye. İstediği erkekle evlenip, rahat bir yaşam sürebilirdi. Ama o yalnız yaşamayı seçmiş, kendimi rüzgâra bırakmıştı. Son derece sıkıcı ve sıradan adamlar olan Sinan ve Tamer’in arasında yürürken, çevredeki bakışları üzerine topluyordu.
– “Neyse. Ben kendi işime bakayım. Saat 11’i geçiyor. Gidip yatayım, yarın bol bol yüzmek istiyorum.”
Böylece hesabı ödeyerek tatil köyünün otel kısmındaki odasına giden asansöre bindim. Piraye ile yanyana odalarda kalıyorduk. Odalar geniş ve konforluydu. İki oda aynı terası paylaşıyorduk. Böylesi daha iyiydi. Herkes odasında yalnız kalıp, terasta bir araya gelebilirdik. Ilık bir duş alıp, kendimi serin çarşaflara bıraktım. Az sonra, tatlı bir uykuya dalmıştım.
Ne kadar uyuduğumu bilmiyordum ama gecenin sessizliğinde birden uyandım Bir an nerede olduğumu anlayamadım. Başucumdaki lambayı yaktım ve saatimi aradım. Saat 4’ü geçiyordu. Hava çok sıcaktı ve klima kapalı olduğundan epey terlemiştim. Sanki 3-4 saatlik uyku bana yetmişti. Yatakta biraz dönüp durduktan sonra, uyuyamayacağımı anlayınca kalkıp bir sigara yaktım. Hafif aralık olan balkon kapısından terasa vuran soluk ışığı fark ettim. – “Piraye ışığı açık uyuyor herhalde” diye düşündüm.
Biraz hava almak için terasa çıktım. İki odanın paylaştığı teras epey genişti. Uzaktan körfez boyunca hala ışıkları yanan tatil köylerini ve aşağıda iyice aydınlatılmış yüzme havuzunu seyrederek sigaramı tüttürürken, kalan tatilimde çok iyi vakit geçirmeye karar vermiştim. Bol bol güneşlenip, yüzecek, her türlü stresten kendimi uzak tutacaktım. İstanbul’a dönünce Tolga’yı aramaya kararlıydım. Oturup ilişkimizi konuşmalıydık. Çok uzun süredir birlikteydik ve ilişkimiz zaman zaman iniş-çıkışlara karşın iyi bir ilişkiydi. Her şeyi bu şekilde bitirmek doğru olmayacaktı. Eğer Tolga yaptığından gerçekten pişman olmuşsa ve bir daha tekrarlamayacağına söz verirse, ona bir şans daha verecektim. Kendi başıma gelenleri kesinlikle anlatmayacaktım. Bu yaşananlar bir sır olarak kalacaktı.
Derin düşüncelerimden sıyrılıp odasına dönmek üzere geri döndüğümde Piraye’nin odasından sızan ışığa gözüm takıldı. Kapısı kapalıydı. – “Herhalde klima çalışıyor, Allah vere de hasta olmasa” diye düşündüm. Sonra pencereden içeri bir göz atma isteği duydum. Sessiz adımlarla balkonun Piraye’nin odası tarafına ilerledim. Pencerenin tülü yarı yarıya açıktı. İçerden gece lambasının ışığı geliyordu…
Aralık tülden içeri baktığımda gözlerime inanamadım. Gece lambasının aydınlattığı odada çırılçıplak bir erkek sırtüstü yatıyordu. Çok şaşırmıştım, Piraye’nin başına bir şey geldiğini sanarak panikledim. Gözlerim ışığa alışınca adamın Sinan olduğunu fark ettim. Aklım karışmıştı. Peki, ama Piraye neredeydi? Bir yandan ne yapacağımı düşünürken, bakışlarım Sinan’ın penisine gitti. Büyüklüğü dikkat çekici boyuttaydı, sertleşmemiş olmasına rağmen. Aylardır temizlenmemiş gibi kıllıydı.
Sinan gözleri kapalı yatıyor, arada sırada komodinin üzerine koyduğu küllükte duran sigarasından bir iki nefes çekiyordu. Sonra banyo tarafına bakıp, birisiyle konuşmaya başladı. Ne söylediğini duyamıyordum, ama iyice meraklanmıştım. Ses çıkarmamak için büyük özen göstererek iyice eğildim ve kiminle konuştuğunu anlamaya çalıştım. Eğer Piraye’nin başına bir şey geldiyse ne yapacağımı düşündüm. Birden şaşkınlıktan küçük dilini yutacak gibi oldum.
Piraye banyo tarafından odaya girmişti ve çırılçıplaktı. En yakın arkadaşımı henüz 2 gün önce tanıştığı bir adam karşısında çırılçıplak bulunca bir an hayal gördüğünü sandım. Ne düşüneceğini bilemedim. İzlemeye devam ettim. Bu arada Piraye’yi ilk kez anadan doğma gördüğünü fark ettim. Kaç yıllık arkadaştılar ama birbirimizi kısmi çıplaklıklar dışında hiç böyle görmemiştik. Piraye’nin güzel bir kadın olduğunu hep düşünmüştüm, ama bu kadar güzel olduğunu fark etmemiştim. Loş odada antik Yunan heykellerinden biri gibi duruyordu. Uzun ve biçimli bacakları, yüksek ve sıkı bir poposu, ince bir beli, dolgun ve dik göğüsleri, omuzlarına inen dalgalı saçları vardı.
Orada kalıp kalmama konusunda kısa bir kararsızlık geçirdim Orada kalmamın insanların özel hayatına tecavüz olduğunu biliyor, ama merakımı ve heyecanımı yenemiyordum. Sonunda kalmaya karar verdim. Zaten uykum da iyice açılmıştı.
Piraye mini bardan aldığı minyatür şarap şişesini açtı, bir dikişte bitirdi. Geniş yatağa ilerledi, yatağın ucuna oturdu ve Sinan’la konuşmaya başladı. Sinan hiç istifini bozmadan arkasına istiflediği yastıklara dayanarak uzanmaya ve sigarasını tüttürmeye devam ediyordu. Bir süre konuşup gülüştükten sonra Piraye dizlerinin üzerinde Sinan’a yaklaştı. Beni hayrete düşürecek bir rahatlıkla Sinan’ın yarı-sert, iri yarağını bir çırpıda ağzına aldı ve emmeye başladı. Sinan Piraye’nin saçlarıyla oynuyordu. Piraye gitgide büyüyen penisi ağzına sığdırmakta zorlanıyordu. İşini bilen tavırlarla bir süre kocaman olmuş başını yalıyor ve emiyor, ardından dilini boydan boya gövdesinde gezdiriyor, bir yandan da eliyle mastürbasyon yaptırıyordu.
Kendimi bir porno film izliyor gibi hissettim. Yaklaşık beş dakikalık bir oral seks seansından sonra Sinan’ın penisi patlamaya hazır bir bomba kıvamına gelmişti. Piraye, yarattığı canavara şöyle bir bakıp Sinan’ın göbeğinden boynuna doğru öpücükler ve dil darbeleriyle ilerledi. Sinan gözlerini kapamış, kendimi Piraye’nin becerikli ellerine ve dudaklarına bırakmıştı. Sonunda yüzleri birbirine yaklaştı ve öpüşmeye başladılar.
– “Aman tanrım” diye düşündüm “Ne kadar ateşliler, sanki birbirine âşık bir çift gibiler.”
Gerçekten de Piraye ve Sinan öpüşmekten çok adeta birbirlerinin dudaklarını ve dillerini yiyorlardı. Ve birbirlerine inanılmaz derecede sert davranıyorlardı. Sevişmelerinde yumuşaklık, romantizmin zerresi yoktu. Çılgınca ve aceleyle sevişiyorlardı. Birden dilini Piraye’nin dudaklarından kurtaran Sinan, Piraye’yi altına aldı ve göğüslerine yöneldi. Meme uçlarını hızla yalıyor, uzun uzun somuruyordu. Saatlerce aç kalmış bir bebek gibi, göğüs uçlarının birini bırakıyor, diğerini emmeye başlıyordu. Emişleri gitgide şiddetlendi ve sonunda apaçık ısırmaya başladı. Artık sadece uçları değil, göğüslerin her yerini ısırmaya başlamıştı.
Sinan, Piraye’nin iri göğüslerini iki eliyle kavrayıp birbirine yaklaştırmış, dilini bir badana fırçası gibi üzerlerinde gezdiriyor. Salyalarından Piraye’nin göğüsleri pırıl pırıl parlıyorlardı. Daha sonra tadını çıkara çıkara, göğüslerden aşağı, göbek deliğine indi. Bir süre dilini göbek deliğinde gezdirdikten sonra, daha da aşağılara kaydı ve Piraye’nin vajinasının başlangıç noktasındaki küçük tepeciği emmeye başladı. Bu hareket Piraye’yi çılgına çevirdi. Yüksek sesle inlemeye başladı. Öyle ki, inlemeleri duyabiliyordum.
Sinan büyük bir sabırla, Piraye’nin vajinasını uzun uzun emdi. Piraye yatakta kıvranıyor, Sinan’ın başına bastırıyor, onu devam etmeye zorluyordu. Biraz daha aşağı ilerleyen Sinan, dilini vajinanın her yerinde gezdirmeye, elleriyle de destek olmaya başladı. Piraye’nin uzun bacaklarını mümkün olduğunca yana açıp, iki eliyle vajinanın kanatlarını ayırıp, dilini ritmik hareketlerle içeri sokup çıkarmaya başladı. Piraye’yi resmen diliyle beceriyordu.
Gördükleri karşısında adeta büyülenmiştim. Piraye tüm güzelliğiyle poz verir gibi uzanmış ve Sinan inanılmaz bir beceriyle ve sabırla onu kendinden geçirmişti. Bir an içimde yükselen arzuya engel olamayıp, içeri girmemek için kendimi zor tuttum. Sinan’ın Piraye’nin vajinasını yalama işlemi belki 10-15 dakika sürdü. Sonunda becerikli bir hareketle Piraye’yi yüzükoyun çeviren Sinan, önünde sergilenen muhteşem görüntüyü bir süre hayranlıkla seyrettikten sonra, Piraye’nin uzun bacaklarının her santimetrekaresini öperek, yalayarak, koklayarak baldırlarına ilerledi. Nefis baldırları hafif hafif dişleyerek yoluna devam etti ve Piraye’nin topuklarını emmeye başladı.
Piraye gözlerini kapamış, kendini tamamen erkeğine teslim etmişti. Sinan, ince gümüş halhalın ayrı bir güzellik verdiği ayak bileklerini, tabanları, parmak aralarını zevkle yaladı. Sinan, Piraye’nin ayaklarına o kadar uzun zaman ayırdı ki, Sonay- “Acaba ayak fetişisti mi?” diye düşünmekten kendimi alamadım. Sonunda, güçlükle ayaklardan ayrılan Sinan, diliyle boylu boyunca bacakları yalayarak, Piraye’nin biçimli poposuna yöneldi.
Piraye’nin kaba etlerini ısıra ısıra öpmeye, acımadan dişlerini geçirmeye başladı. Piraye, arzuyla inliyor, Sinan’ı daha da azdırıyordu. Sinan, Piraye’nin poposunun altına yastıkları koyarak popoyu yataktan yükseltti. Şimdi Piraye domalmış bir pozisyonda, kalçalarının tüm güzelliğini Sinan’a vebana sergiliyordu. Bu manzaraya kendini kaptıran Sinan, Piraye’nin poposunu elleriyle ayırarak, yalamaya başladı. Aynı anda hem ön hem arka delikleri yalıyor, Piraye’yi kudurtuyordu.
Piraye o kadar inliyordu ki, herhalde uyuyor olsam da uyanırdım. Birazdan sesten rahatsız olan birileri şikâyet ederse şaşırmam” diye düşündüm. İki sevgili kendilerinden geçmişlerdi. Nihayet daha fazla dayanamayan ve birleşmek aklına gelen Sinan, hızla doğruldu ve çatlayacak gibi büyümüş yarağını Piraye’nin vıcık vıcık olmuş vajinasına tek hamlede soktu. Kocaman penisin dibine kadar içine girmesiyle Piraye bir an için acı çeker gibi inlediyse de bu durum çok kısa sürdü ve tatlı tatlı yaylanarak Sinan’la birlikte gidip gelmeye başladı.
Sinan kendinden geçmiş, müthiş bir hızla Piraye’yi beceriyordu. Başını Piraye’nin saçlarına gömmüş, iki eliyle göğüslerini avuçlamıştı. Bu penetrasyon durumu çok kısa sürdü ve Sinan elektriğe kapılmış gibi sarsılarak Piraye’nin içini doldurmaya başladı. Aynı anda hareketlerinden anlaşıldığı kadarıyla Piraye de orgazm oluyordu. Sinan’ın kasılmaları uzun sürdü. Sonunda ikisi de sakinleştiler. Sinan Piraye’nin içinden çıkmadan yüzünü kendinden yana çevirdi ve derin derin öpüştüler. Sonra hala sertliğini kaybetmemiş ve iki sevgilinin seks sıvılarıyla yağlanmış gibi parlayan yarağını Piraye’nin vajinasından çıkardı ve dizlerinin üzerinde doğruldu. Bunun üzerine Piraye’nin yaptığı şey beni dumura uğrattı.
Piraye hiç iğrenmeden Sinan’ın ıslak yarağını ağzına aldı ve uzun uzun emip, yalayarak tertemiz yaptı. Oysa ben bundan hep iğrenmiştim. Hayatı boyunca yalnızca Tolga ve lisedeki arkadaşlarım Fatih ve İsmail’ oral seks yapmıştım birde istemediğim halde iğrenerek de olsa mecburen Sadık, Turgut ve Ahmet’e. İlk yaptıklarımda bu işlerden pek anlamadığımız için kendimizi ayarlayamamıştık, Fatih kısa sürede ağzıma boşalmıştı. Şimdi bile hatırlayınca midemi bulandıran şey ise boş bulunup, Fatih’in spermlerini yutmam olmuştu. Fatih iki saat özür dilemiş, Bende öğürmekten bir hal olmuştum.
Bir daha asla sperm yutmamıştım. Oral sekse karşı değildim. Fakat sperm tadı hoşuma gitmemişti. Bunda bir aşağılanma hissediyordum Tolga’yla sevişirken her zaman olmasa da oral seks yapıyordum ama Tolga istemesine rağmen asla spermlerinin tadına bakmıyordum. Bu yüzden bir kaç kez hafiften atışmıştık bile. Piraye’nin gayet zevk alarak, kendisinin ve Sinan’ın sıvıları karışmış, üzerindeki spermler bu mesafeden bile seçilebilen iri yarağını yalayarak temizlemesi beni hem iğrendirmiş, hem şaşırtmıştı. Piraye’nin bu kadar istekli, bu kadar pervasız olması bana ilginç gelmişti. Ben hiç bir zaman az önce tanık olduğum ateşlilikte bir sevişme yaşamamıştım.
Rahatlayan ve yorulan âşıklar arkalarına yaslanıp, birer sigara yaktılar. Sürünerek geri çekildim ve yavaşça odasına döndüm. Gördüklerimden çok etkilenmiştim. Kafam karışmış, şaşırmış, ne düşüneceğimi bilemez olmuştum. Bir sigara yaktım ve yanımda getirdiğim kitaptan bir şeyler okuyarak aklımı başka konulara yöneltmeye çalıştım.
Harika bir yaz sabahıydı. Yatağımda doğruldum ve aklıma ilk gelen dün gece tanık olduğum inanılmaz aşk sahneleri oldu. Gördüklerinin gerçek mi, yoksa düş mü olduğunu düşündüm. Kalktım, kendime gelmek için duşa yöneldim. Duş yaparken de Piraye ile Sinan’ın sevişmeleri aklımdan çıkmıyordu. Hayatımda bu kadar ateşli seks sahneleri görmemiştim. Kendi kendime gülümsedim
– “Vay be Piraye! Beni çok şaşırttın. Sen neymişsin be kızım?”
Kahvaltı salonunda masalar arasında Piraye’yi arayarak dolaşırken, kendime yönelen bakışların varlığı hoşuma gitmişti. Gerçekten de o gün çok çekiciydim. Turkuaz rengi bikinimi giymiş, kısa sarı saçlarımı jöle ile geriye yapıştırmıştım. Kıyafetimi oldukça dar bir kot şort ve lacivert plaj terlikleri tamamlıyordu.
– “Buradayız Sonay!”
Arkadaşımın sesini duyup gülümseyerek Piraye ve Sinan’ın oturdukları masaya yöneldim.
– “Günaydın arkadaşlar. Erkencisiniz.”
– “Yoo, şimdi oturduk biz de.”
– “Geceniz nasıldı, diskoda kurtlarınızı döktünüz mü?”
– “Harikaydı. Bunu mutlaka seninle de yapmalıyız.”
Sinan bu son cümleyi hafifçe sırıtarak mı söylemişti, yoksa bana mı öyle geliyordu bilemedim? Her halükarda, Sinan’ın sözleri bir an için beni düşündürdü. Kendimi Sinan’ın kocaman penisiyle gözünün önüne getirdim ve kıkırdayarak:
– “En kısa zamanda. Son zamanlarda çok yoruldum ve bunaldım. Biraz eğlenmek benim de hakkım.”
Kahvaltı boyunca Tamer ortalarda görünmedi. Acaba gitti mi diye aklımdan geçirirken tatilimi Piraye ve Sinan’la baş başa geçirmek istemediğimi düşündüm. Tamer’e bayılmasam da, en azından dengeleyici olurdu.
Kahvaltıdan sonra üçümüz birlikte plaja indik. Şansımız yaver gitti. Denize ve bara yakın, gölge bir yer bulduk. Ben ve Piraye eşyalarımızı gölgede bırakıp, kumlara yanyana uzandık. Doğrusu Piraye yine çok güzel görünüyordu. Çingene pembesi bikinisiyle kuşkusuz Sinan’ın aklını başından alıyordu. Bu arada Sinan odasından bir şey almak için uzaklaşınca, sabahtan beri bu konuyu açmak için fırsat aradığım için
– “Ee Piraye, söylesene neler yaptınız akşam. İyi eğlendin mi? Nasıl adamlar bu Sinan’la Tamer?”
– “Süper bir gece geçirdim. Diskoda doyasıya dans ettim. Ortam harikaydı.”
– “Sinan sana asılıyor galiba. Dün akşam lobide gözlerini senden alamıyordu.”
– “Benden etkilendiği doğru. Ben de ondan etkileniyorum. Mükemmel bir tatil aşkı olabilir. Her istediğimi yapıyor ve yatakta da süper!”
– “Yatakta mı? Onunla yattın mı?”
– “Evet. İkimiz de birbirimizden hoşlandığımıza göre neden birlikte olmayalım? Hayat kısa, tatil daha da kısa.”
– “İnanmıyorum sana Piraye! Ne kadar rahatsın. Adam evliymiş.”
– “Olabilir. Şahane bir evlilikleri olsa buraya tek başına gelmezdi. Zaten yürümeyen bir ilişki için keyfimi kaçıramam.”
– “İlginç kadınsın. Kendi doğruların var ve bildiğin gibi yaşamaktan çekinmiyorsun.”
– “Sana da kendini rahat bırakmanı tavsiye ederim. Düşünsene. Genciz ve güzeliz. Sağlığımız yerinde. Çok değil, 10 yıl sonra istesek de hızlı yaşayamayacağız. O zaman tatillerimde bol bol kitap okurum. Ama şimdi, fırsat varken her şeyin tadını çıkarmak istiyorum.”
– “Belki de haklısın. Yine de benim için alışması ve kabullenmesi zor bir düşünce. Hem ben evli bir kadınım.”
– “Boş versene. Tolga’nın şu anda o sekreter kızın kollarında olmadığını kim biliyor?”
– “Böyle söyleme Piraye. Ben evliliğimizi kurtarmak istiyorum. Herkes bir kez hata yapabilir.”
– “Bravo. Yalnız bence evliliğini İstanbul’a dönünce kurtar. Bu yaz bir daha tatile çıkamayabilirsin. Seneye kim öle, kim kala?”
Bu hararetli sohbet tepemizde biten Tamer’in araya girmesiyle sona erdi.
– “Merhaba kızlar, muhabbetinizi bölmüyorum ya?”
– “Aa merhaba Tamer, biz de sen nerelerdesin diye meraklanmıştık.”
– “Sabah uyanamadım. Geç kahvaltıya kaldım. Bugün ne kadar sıcak değil mi?”
– “Berbat.”
– “Ben içecek bir şeyler alacağım” diyen Piraye yanımızdan ayrılınca, Tamer yanıma oturdu.
– “Dün gece keşke sen de bizimle diskoya gelseydin. Çok eğlendik. Hem Sinan’la Piraye o kadar iyi anlaşıyorlar ki, kendimi fena halde yalnız hissettim.”
– “Çok yorgundum dün. Kaç gündür bitmek bilmeyen toplantılar yüzünden pestilim çıktı. Şimdi iyiyim. Bundan sonraki eğlencelerde ben de varım.”
– “Buna çok sevindim. Söylemeden edemeyeceğim, bugün harika görünüyorsun.”
– “Teşekkür ederim.”
– “Bence hemen vücuduna güneş yağı sürmelisin. Sahilde ilk günün ve güneş inanılmaz yakıcı.”
– “Haklısın. Çeneye dalıp, unutmuşum.”
– “Dur sana yardım edeyim. Uzan şöyle.”
– “Bilmem… Boş ver, ben yaparım.”
– “Sırtına filan elin uzanmaz. Bana bırak. Çekinmesene benden.”
– “Çekinmiyorum.”
Böylece yüzükoyun uzandım ve Tamer iki avucuna birden boca ettiği güneş yağını sırtıma ve omuzlarıma ağır hareketlerle sürmeye başladı. Ellerimi uzun uzun sırtımda, belimde dolaştırdı. Gözlerimi kapamış, denizin sesini dinliyordum. Kendimi epeydir bu kadar huzurlu hissetmemiştim. Tamer’in masajı da hoşuma gitmişti. Adamın hareketlerinde bariz bir asılma hissediyordum. Buna aldırmadığıma karar verdim. Sadece anın tadını çıkarmaya ihtiyacım vardı. Tamer’in parmaklarının yanlışlıkla olmuş gibi bikinimin içine bir an girmesiyle irkildim ama sesimi çıkarmadım. Belki de bundan cesaret alan Tamer, ellerini bacaklarımın arkalarına götürdü ve normalde ellerimin ulaşmakta hiç zorlanmayacağı bölgeleri yoğurmaya başladı. Yumuşak hareketlerle kalçalarımdan ayak bileklerime kadar olan bölgeyi yağladı. Adeta her noktamın tadına varıyordum.
– “Oh ne güzel, bizi böyle yağlayan yok!”
Piraye’nin neşeli sesiyle gözlerimi açtım.
– “Eline sağlık Tamer. Gerisini ben hallederim. Sen de kıskanmasana Piraye. İstesen Tamer senin de sırtını yağlar.”
– “Ben sabah odadan çıkmadan o işi hallettim. Bakın Sinan geliyor. Hadi hep birlikte muza binelim.”
Bu teklif herkesin hoşuna gitti ve böylece bizim dörtlü can yeleklerini takıp muza yerleşti. Yaklaşık 20 dakika süren muz macerasında defalarca suya düştük. Çocuklar gibi eğlendik. Bu arada muza tekrar çıkma çalışmaları sırasında Tamer ve hatta Sinan tarafından ellenmeyen yerim kalmadı. Kendime hayret ediyordum. Dün tanıştığım bu iki adama karşı hayatımda hiç olmadığı kadar rahat davranıyordum…
Gecenin ilk saatleriydi. Piraye ile aramızda kıkırdayarak otelin merdivenlerinden lobiye iniyorduk. Lobide Sinan ve Tamer’le buluşup Antalya’nın içine, şehrin ünlü diskolarından birine gidecektik. İkimizde de son derece frapan giyinmiştik. Beyaz, vücudumu saran bir Jean ve askılı pembe bir bluz, Piraye; dar bir bluejean ve göbeğini açıkta bırakan sarı bir t-shirt. Gerçekten çok alımlıydık. Sinan ve Tamer bizleri uzaktan görünce birbirlerini dürttüler.
– “Oğlum süper olmuşlar. Sonay’ın vücudu da Piraye’den aşağı kalmazmış.”
– “Bu gece sıra bende. Sen dün Piraye’yle uçuşa geçtin, bugün de ben Sonay’ı iyi edeceğim. Bana bak sakın kıza asılma!”
– “Ha ha ha…”
Yarım saat sonra şimdiden tıklım tıklım dolu olan diskonun kapısından girerken, uzun süredir bu tip bir ortama girmediğimi düşünüyordum. Bu gece canımın istediği gibi eğlenecektim. İçkilerimizi alarak, piste biraz uzak, nispeten kuytu bir yere geçip oturdum. Yarım daire şeklindeki kanepenin ortasına denk gelen yerde küçük bir masa vardı. Masanın bir yanına Piraye’yle Sinan, diğer yanında benle Tamer oturmuştuk. Müziğin sesinden insan yanındakinden başkasıyla konuşamıyordu.
Göz ucuyla Piraye’ye bakanca, onun Sinan’la hararetli bir muhabbete daldığını gördüm. Yapabileceğim tek şey Tamer’le ilgilenmekti. Böylece Tamerle koyu bir sohbete başladık. İyi de içiyorduk. 2 saat içinde Tamer içkileri tazelemek için epey bir tur atmak zorunda kaldı. Etraflımızdaki herkes kendi halindeydi. Genç çiftler pek de kuytu sayılamayacak yerlerde öpüşüp koklaşıyorlardı. Birden Tamer,
– “Evli olduğunu biliyorum. Piraye söylemişti. Sakıncası yoksa neden tatile yalnız geldiğini merak ettim.”
– “Piraye’nin de ağzında bakla ıslanmaz zaten. Neyse. Söylesene neden merak ediyorsun?”
– “Bilmem. Yalnızca merak işte.”
– “O zaman seni fazla merakta bırakmayayım. Şu anda Tolga ile ayrı yaşıyoruz. O yüzden tatile Piraye’yle çıktım.”
– “Ama neden ayrı yaşıyorsunuz?”
– “Gerçekten çok meraklısın Tamer. Herhalde Piraye nedenini de söylemiştir.”
– “Ee… Bir şeyler söyledi, evet. Yine de işin aslını senden duymak istedim.”
– “İşin aslı diye bişey yok. Tolga beni aldattı. Ben de evi terk ettim. Özetle bu işte!”
– “Şaşırdım.
– “Neden?”
– “İnsan senin gibi bir kadını neden aldatır ki?”
– “Nasıl yani?”
– “Çok güzelsin, her erkeğin başını döndürebilirsin…”
– “Teşekkür ederim. Bugün bana ne çok iltifat ettin. Anlaşılan Tolga böyle düşünmedi.”
– “İltifat değil. Senden çok etkileniyorum. Eşin elindeki hazinenin değerini bilememiş.”
Cevap vermedim. Sadece gülümsedim. İçkimden büyük bir yudum aldım;
– “Hadi dans edelim. Beni dansa kaldırmayacak mısın?”
Böylece kalabalık dans pistine yöneldik İğne atsan yere düşmeyecek kadar doluydu pist. Tamer le ritme kendimizi bırakıp, hafif hafif salınmaya başladık. Kısa süre sonra slow bir parça çalmaya başlayınca, Tamer ellerini belime doladı ve beni kendine iyice yaklaştırdı. Az sonra Tamer’in önündeki sertliği hissedebiliyordum. İrkildim. Bu kadar ileri gitmemeliydim. Kendimi biraz geri çekip, etrafını incelemeye başladım. Birden gözlerim fal taşı gibi açıldı. Az önce kalktığımız kanepede Piraye ve Sinan sarmaş dolaş olmuş, öpüşüyorlardı. Piraye Sinan’ın kucağına oturmuştu. Sanki çevrede kimse yokmuş gibi rahattılar; dünya umurlarında değildi. Benim böyle dikkatle bakmamla Tamer de başını o tarafa çevirdi ve kumruları gördü.
– “Bizimkiler iyice havaya girmişler.”
– “Evet. Aralarında bir şeyler olduğunu bilmiyordum.”
– “Görmüyor musun, birbirlerinden çok hoşlanıyorlar.”
– “Belli oluyor.”
– “Yaz aşkı dedikleri bu olsa gerek. İnsanın aklını başından alıyor.”
Tamer bu son sözleri doğrudan gözlerimin içine bakarak söylemişti. Gözlerimi ayırmadan, ilk defa, Tamer’in hoş bir adam olduğunu düşündüm. Benim için deli olduğu her halinden belliydi. İçk**en biraz başım dönüyordu, kendime hâkim olmazsam işlerin kontrolümden çıkacağını düşündüm. Ne istediğime karar veremiyordum. Birden müzik kesildi. Sahneye çıkan gösteri adamı, sıranın gecenin bilmem ne yarışmasına geldiğini anons etti. Biz de Tamer yerlerimize döndük Piraye ve Sinan çok samimi bir şekilde, adeta kucak kucağa oturuyorlardı. – “Saat on ikiyi geçti”, dedi Piraye. – “Hadi otele dönelim. Kumsalda şarap içeriz. Dün çok yorulmuşum, bu gece dans edecek halim yok.”
– “Ok. Hadi şaraplarımızı alıp kumsalda muhabbet edelim.”
Yaklaşık 1 saat sonra dörtlümüz otelin yan tarafındaki kumsalda, sabaha hazırlık olsun diye bırakılmış şezlonglara oturmuş, koyu bir sohbete dalmıştık Piraye ile Sinan bizlerin duyamayacağı bir sesle fıkırdıyorlar, sanki bana bakarak gülüşüyorlardı. Bunun üzerine Dedikodumu mu yapıyorsunuz bakayım? Ne konuşuyorsunuz öyle fısır fısır?”
– “Hiç canım. Sinan’a senin ne kadar saf bir kız olduğundan söz ediyordum.”
– “Neden saf olayım ki?”
– “Baksana. Seni aldatan kocandan intikam almak aklından bile geçmiyor.”
– “Piraye!”
– “Kızmasana canım. Yalan mı? Hem dünyanın senin gibi insanlara da ihtiyacı var.”
Kendimi salak gibi hissediyordum. Sanki liseli mahcup bir kısmış gibi muamele ediyorlardı bana. Şu Piraye’den ne eksiğim vardı ki? Nasıl da eğleniyordu haspa!
– “Siz kendi işinize bakın bakayım. Benimle uğraşmayın.”
– “Bakıyoruz zaten. Hadi Sinan biraz yürüyelim.”
Böylece Sinan ve Piraye kumsalın karanlığında uzaklaştılar. Nereye, daha doğrusu ne yapmaya gittiklerini gayet iyi tahmin edebiliyordum. Birden Tamer’in elini omuzlarımda hissettim.
– “Üşümüyorsun değil mi? Sanki titredin gibi geldi.”
– “Yok, hayır. Sadece düşünüyordum.”
– “Fazla düşünme canım. Bırak, gecenin tadını çıkar.”
– “Haklısın.”
– “Biraz daha şarap? Serin serin iyi gidiyor.”
– “Peki.”
Tamer şaraplarımızı içtik sohbete devam ettik. Bir süre sonra konuşacak bir şey bulamadığımdan sustum. Sessizliği bozan Tamer oldu
– “Senden çok hoşlanıyorum Sonay. İlk gördüğüm andan beri. Seninle olmak için çok şey feda edebilirim.”
Karışık duygular içindeydim. Bir yandan yeni tanıştığım bu adama fazla yüz vermek istemiyordum. Üstelik İstanbul’a dönünce Tolga’yla barışmak istiyordum. Öte yandan ortamın, içkinin ve Piraye’nin söylediklerinin etkisindeydim. Ne yapacağımı bilemiyordum.
Birden Tamer’in elini yanağımda hissettim. Her şey çok çabuk oldu. Tamer, bir eliyle yüzümü kendininkine yaklaştırdı ve dudaklarını benimkilerle birleştirdi. Yumuşak bir şekilde öpmeye başladı. Bunu hiç beklemiyordum. Kendimi geri çekmek istedim ama Tamer’in bırakmaya niyeti yoktu. Bir yandan beni öpüyor, bir yandan da ellerini saçlarımda dolaştırıyordu.
Direnci kırılıyordu. Ben de Tamer’in öpücüklerine karşılık vermeye başladım. Artık liseli iki sevgili gibi uzun bir öpüşmeye kaptırmıştık kendimizi. Öpüşmelerimiz romantik bir tarzdan gitgide tutkulu bir hale dönüştü. Tamer dilini ağzıma sokmuş, benim sıcak ve nemli ağzımda derin araştırmalara girişmişti. Kendimden geçmiştim. Tamer’in saçlarıyla oynuyor, erkeğin dilini zevkle emiyordum.
Dakikalar süren bu ateşli öpüşmeden sonra nihayet dudaklarımız ve dillerimiz ayrıldığında ikimiz de nefes nefese kalmıştık. Tamer,
– “Harikasın Sonay. Harika öpüşüyorsun, sana tapıyorum” diyerek yüzünü boynuma ve çıplak omuzlarıma gömdü.
Çıldırtıcı parfümümü içine çekerek, boynumu ve omuzlarımı öpmeye, yalamaya girişti. Artık tüm kontrolümü kaybetmek üzereydim. Tamer’in sıcak dudaklarının teması beni çılgına çevirmişti. Başımı geriye atarak kendimi zevke teslim etmeye hazırlanıyordum ki, aniden gözlerim 10 metre kadar ilerdeki bir karaltıya takıldı. Birisi bizi gözetliyordu. Hızla toparlandım. Şaşkınlıktan aptallaşan Tamer’e fısıldayarak,
– “Orada biri var. Bizi izliyor” dedi.
– “Kim, nerede?”
– “Bilmiyorum kim olduğunu. İşte orada, bak. Kaçıyor.”
Gerçekten de karaltı fark edildiğini anlayarak hızla karanlığa karıştı. Ama olan Tamer’e olmuştu. Duyduğum tedirginlikle tüm heyecanımı kaybetmiş, hatta gitmek için ayaklanmıştım.
– “Sonay, nereye gidiyorsun? Yalvarırım gitme. Beni böyle bırakamazsın.”
– “Özür dilerim Tamer. Bir an kontrolümü kaybetmişim. Birbirimizi yeterince tanımıyoruz. Bu yaptığımız delilik!” diyerek ayağa kalktım,
– “Gitmem lazım.”
– “Kızdın mı bana? İncittim mi seni?”
– “Hayır. Sadece hazır değilmişim. Yarın görüşürüz. İyi geceler.”
– “İyi geceler Sonay.”
Kumsal boyunca uzaklaşıp, otele yöneldim. Tamer öylesine kalakalmıştı. Bir sigara yaktı.
Ben ise ayağa kalkıp denize doğru yürüdüm. Uykum yoktu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Acaba peşimden geliyor muydu Tamer? Baktım Hayır, gelse bile bu hiç bir şeyi değiştirmezdi sanırım kumsalda biraz yürümeye karar verdim.
50 metre kadar yürümüştüm ki, solumdan bir takım sesler duydum. Gündüzleri insanların gölgesinden yararlandıkları bir Kamelya vardı seslerin geldiği tarafta. Yavaşça yaklaştım. Bir ağacı kendine siper ederek kamelyayı baktım. Birden Sinan ve Piraye’yi gördüm.
Piraye çırılçıplaktı! Sinan’ın ise pantolonu ve külotu dizlerine inmişti. Piraye Sinan’ın kucağına yüz yüze gelecek şekilde oturmuştu. Hafif hafif yaylanıyordu. Ay ışığında kalçaları muhteşem görünüyordu.
– “Vay canına” dedim, kendi kendine. – “Resmen sikişiyor yine orospu.”
Kasıklarımda yükselen ateş tüm vücuduma yayıldı. Gördüklerim aklını başımdan almıştı. Neredeyse onları izleyerek mastürbasyon yapacaktım. Ancak kendime hakim oldu. Geldiği gibi sessizce oradan ayrıldım. Daha fazla izleyerek moralimi bozmak istemiyordum.
– “Yarın Tamer’e karşı biraz daha mı anlayışlı olsam kendimi serbest mi bıraksam. Birden Piraye’ye imrendim
– “Baksana orospu çatır çatır veriyor Sinan’a.”
Bu düşüncelerle otele yürüdüm Odama çıktım. Hava çok nemliydi, ateşimi söndürmek için duşa girdim. Soğuk su iyi gelmişti. Duştan çıkınca bir sigara yakıp, öylece yatağa uzandım. Tamer’i ve az önce gördüğü manzarayı düşünmemeye çalışarak sigaramı içtim.
Televizyonu açtım bir süre televizyon izlemeye çalıştım. Aklımı olanlardan başka şeylere yöneltmeye çalışıyordum. Sonra Piraye’nin odasında bu gece neler olduğunu merak ettim. Televizyonu kapayıp balkona çıktım. Yavaşça ilerledim ve dün gece saklandığım yerden Piraye’nin odasına baktım. Hiç ışık yoktu. Biraz daha yaklaşıp daha dikkatli baktım. Oda tamamen boştu.
Yeniden odamın önüne döndüm. Bir sigara daha yakıp uzaktan tatlı tatlı yankılanan denizin sesini dinledim. Sigaram bitince odama döndü. Yatağımın ucuna oturdum ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Sinirleri bozulmuştu. Şu son bir haftada yaşadıklarım tüm dengemi altüst etmişti. 1-2 ay öncesine kadar çoğu kişinin gıpta edeceği bir hayatım vardı. Mutlu bir evliliğim vardı Tolga’yla. İş hayatım gayet iyi gidiyordu. Artık bir bebek sahibi olmayı düşünüyordum ciddi ciddi. Şimdi ise her şey berbat olmuştu.
Kendimi acınacak halde görüyordum. Kocam beni aldatmış, evliliğim ona ermeye yüz tutmuştu. Haftalardır cep telefonumu ya hiç açmıyor, ya da Tolga’nın aramalarına cevap vermiyordum.
– “Onu ellerimle Mirey’e itiyorum” diye düşündüm. Kariyerim de son 1 haftada inanılmaz zarar görmüştü. Neredeyse hiç tanımadığım iki bayinin tecavüzüne uğramış, onların seks kölesi olmuştum. Belki de Sadık ve Turgut olanları çarpıtarak, ballandıra ballandıra her yerde beni nasıl becerdiklerini anlatıyorlardı. Bunlar Erman Bey’in kulağına giderse işimi kaybederdim.
– “İnsanların yüzüne nasıl bakarım” diye düşündüm. – “İstanbul’a döndüğümde belki herkes her şeyi biliyor olacak. Bana bir fahişe gözüyle bakacaklar. Tanrım!” Ve yeniden hıçkırıklara boğuldum.
Yarım saat kadar sonra kendime geldim. Gidip yüzümü yıkadım. Uyumak için yatağa uzandım. Fakat bu sefer de aklım akşam olanlara takıldı. Piraye sanki benimle alay ediyormuş gibi gelmeye başlamıştı. Aptal durumuna düşüyordum.
– “Ne biçim arkadaşım var, herkesin önünde beni zora sokuyor” diye düşünmeden edemedim.
– “Yarın Piraye’yle konuşacağım. Benim düşüncelerime, hayat tarzıma karışmasın. Kendi istediğini yapabilir ama benimle uğraşmasın!” Aklıma Tamer geldi.
– “Az kalsın, işleri daha da berbat edecektim. Her şey Tolga beni aldattı diye başladı. Şimdi benim yaptığıma bak.” Birden yataktan doğruldum. Tolga’ya telefon etmeye karar verdim. Onu affettiğimi söyleyecektim.
– “Yarın İstanbul’a dönerim” diye düşündüm,
– “Birlikte tatile çıkarız. Her şey yoluna girer.”
Santrali aradım ve İstanbul’daki evimin numarasını verdim. Saat çok geç olmuştu ama sabahı bekleyemiyordum. Çocuk gibi heyecanlanmıştım. Ne yazık ki, bu heyecan kısa sürdü. Santraldeki görevli numaranın yanıt vermediğini bildirdi.
– “Nerede olabilir bu saatte. Allah Allah! Dur bir de cepten arayayım.” Günlerdir açmadığı cebimi açtı ve Tolga’nın numarasını çevirdim. Telefon kapalıydı.
– “Belki santraldeki kız yeterince çaldırmamıştır, Tolga’nın uykusu ağırdır” diyerek evi bir kez de cepten aradım. Defalarca çaldırmama karşın telefon açılmadı.
Birden büyük bir mutsuzluğa kapıldım. İçimi Tolga’nın Mirey’le veya başka bir kadınla birlikte olduğu düşüncesi kemiriyordu. Kendimi koca dünyada yapayalnız hissediyordum. Yapayalnız ve mutsuz. Kendi halime sinirlendim sonra.
– “Ne yapıyorum ben?” diye düşündüm,
– “Herkes keyfine bakıyor, benim halimse ortada. Ben miyim sanki tüm olanların sorumlusu?” Tolga’ya karşı büyük bir öfke duydum.
– “Beyefendi kim bilir nerede, kimlerle… Ben de oturmuş ağlıyorum. Hayır, böyle devam edemem.”
Yataktan kalktım, yeniden balkona çıkıp temiz hava aldım. Sonra kararlı bir şekilde içeri girdim. Ayakkabılarımı giydim ve kapıya yöneldim. Tamer oda kapısının çalınmasıyla uyanmış olacak ki
– “Ne oluyoruz yahu bu saatte?” diyerek kapıyı açtı, Saat gecenin 3’ü nü geçiyordu. Çarşafı çıplak vücuduna sarıp kapıyı açmaya öyle gelmişti. Kapıyı aralığından dışarı uykulu gözlerle baktığını gördüm Kapıda beni görünce gözlerine inanamadı.
– “Aaa. Sonay! Hoş geldin. Bişey mi oldu?”
– “Hayır, endişelenme. Uyku tutmadı. Belki biraz konuşuruz dedim.” Gözlerim Tamer’in yarı çıplak vücuduna takılmıştım.
– “Uygun değilsen gideyim.”
– “Hayır hayır. Ne münasebet! Sadece biraz şaşırdım da. Gelsene içeri. Kusura bakma, oda biraz dağınık.”
– “Boş ver dağınıklığı. Tatildeyiz.”
Doğruca balkona yöneldim.
– “Senin odanın manzarası çok güzelmiş. Hem denizi görüyor, hem dağları. Kıskandım seni.”
– “Şey evet. Pek manzarayla ilgilenmedim ama…”
– “İçecek bir şeylerin var mı? Keşke odadan getirseydim bir şeyler.”
– “Alkollü bişey yok. Oda servisi unutmuş bu sabah. Kola var. İçer misin?”
– “Ok. Kola iyi gelir.”
Böylece gecenin üçünde Tamer’in yatağının kenarına oturup kola içmeye başladık.
– “Söylesene Tamer, neden evlenmedin? Yanılmıyorsam 36 yaşındasın.”
– “Bilmem. Fırsat olmadı sanırım veya uygun birini bulamadım. Neden sordun?”
– “Yakışıklı bir erkeksin. Bekâr olmanın cazibesi ne merak ettim.”
– “Bu işler şans işte. Ne bileyim. Senin gibi biri karşıma çıksa belki çoktan evlenirdim.”
– “Beni bu kadar beğeniyor musun?”
– “Evet. Hem de çok. Bu sabah seni plajda gördüğümde, ‘tamam’ dedim, ‘işte aradığım kız.”
– “Bana bu gece benden hoşlandığını söylemiştin ya…”
– “Evet. Bu seni kızdırdı mı?”
– “Hayır. Neden kızdırsın ki? Beğenilmek tüm kadınların hoşuna gider. Bilmeni istiyorum ki, ben de senden hoşlandım.”
– …..
– “Düşündüm de, hayat kısa ve birkaç gün sonra tatilimiz bitecek. Neden kendimizi rahat bırakmayalım? Birbirimizi mutlu edebiliriz.”
– “Demek beni mutlu edeceksin. Bunu nasıl yapmayı planlıyorsun?”
– “Şortunu çıkarmaya ne dersin?”
Bu teklife karşı koymak imkânsızdı Tamer için. Bir çırpıda şortunu çıkardı. Penisi şimdiden sertleşmeye başlamıştı. Sırtüstü uzandı. Karşısına çıkan fırsata inanamıyordu. Ağır hareketlerle bluzumu, pantolonumu ve ayakkabılarımı çıkardım. Yatakta çırılçıplak yatan ve an be an penisi büyüyüp dikilen Tamer’in karşısında iç çamaşırlarımla durdum. Tamer’le göz gözeydik.
Yavaşça ilerledim, yatağın kenarına oturdum ve ağır hareketlerle Tamer’in yarağını avucumun içine aldım. Tamer titredi ve kasıldı. İnanılmaz zevk aldığı belliydi. Yumuşak hareketlerle Tamer’e mastürbasyon yaptırmaya başlamıştım. Tamer saçlarımı okşuyor, beni soyunmaya ikna etmek istiyordu.
– “Harikasın Sonay. Nefis! Okşa onu, evet. Devam et!”
Birden avucumdaki canavarı bırakınca Tamer’den bir hayal kırıklığı nidası yükseldi.
– “Neden durdun? Ne olur, devam et.”
Niyeti durmak değildi. Kısa bir süre yarattığım canavara baktıktan sonra ellerimi sırtıma götürdüm ve sütyenimin klipsini açtım. Az sonra iri göğüslerim tüm ihtişamıyla Tamer’in karşısındaydı. Bu gece Tamer’e bişey yaptırmamaya niyetliydim herhalde ki, Tamer’in kucağına tırmandım ve göğüslerimi emzirmek istercesine ağzına dayadım. İlk karşılaştığımız andan beri çıplak hayal ettiği göğüslerimi dudaklarına sunulurken bulan Tamer, biberon isteyen bir bebek gibi saldırdı. İki eliyle yanlardan kavradı ve çılgınca emmeye başladı.
Sonay’ın gırtlağından bir zevk iniltisi yükseldi. Tamer sımsıkı tuttuğu göğüslerimi iştahla yaladı, irileşmiş uçlarını emip-kemirdi, yumuşak etleri tatlı tatlı ısırdı, arzuyla yüzüne sürttü. Yaklaşık 5 dakika süren bu göğüslere tapınma seremonisinden sonra Ben de iyice tahrik olmuş, her şeyi yapabilecek kıvama gelmiştim.
Göğüslerimi Tamer’in dudaklarından ve ellerinden kurtardı ve erkeğimin dudaklarına yapıştım. Çılgınca bir arzuyla ve müthiş bir açlıkla öpüşmeye başladık. Birkaç saat önceki tutkulu öpüşmelerimiz bunun yanında solda sıfır kalırdı. Öpüşmüyor âdeta birbirimizi yiyor, içiyorduk.
Artık kimin olduğu iyice karışan diller dans ediyor, dillerimiz yardımıyla birbirimizin ağzının her noktasını keşfediyorduk. Öpüşmenin şiddetinden çenelere kadar her yerlerimiz, tükürük ve salya içinde kalmıştı. Nice sonra nefes nefese kalıp ayrıldığımızda Tamer,
– “Seni seviyorum Sonay. Daha önce böyle öpüşen bir kadın görmemiştim” dedi.
– “Ben de daha önce hiç kimseyle böyle öpüşmemiştim.”
– “Hadi Sonay, biraz önceki gibi küçük Tamer’le ilgilen. Ama bu sefer dudaklarınla.”
Oral sekse çok da meraklı olmadığım için bir an tereddüt ettiysem de kararımı verdim ve Tamer’in bacaklarının arasına kaydım. Bu gece tüm sınırlarımı aşacaktım. Kan basıncıyla kazık gibi ve başı kocaman olmuş penisin önce başını öpmeye başladım. Dudaklarımın temasıyla Tamer kendine engel olamadı:
– “Ohh! Hadi sevgilim, em onu, yala! İyice hakkını ver!”
Bu gece partnerimin bir dediğini iki etmemeye azimliydim. Hem şu an önümde nabız gibi atan ve gayet temiz, traşlı bu yarağa daha önce hiç kimseninkine istemediğim kadar oral seks yapmak istiyordum. Yumuşak hareketlerle penisin iyice kızarmış başını dudaklarımın arasına aldım ve emmeye başladım.
Ağzım alıştıkça gitgide daha büyük bir kısmını ağzımın içine alıyordum. Arada bir emmeyi kesiyor, kayganlaşması için dilimi penisin gövdesinde dolaştırıyor, uzun uzun yalıyordum. Böylece kısa sürede Tamer’in yarağının büyük bir kısmını rahatlıkla ağzıma sokmaya başladım.
Birden ağzımın nemli sıcaklığı, dilimin kaygan teması Tamer’i kendinden geçirmişti. İki eliyle birden başıma bastırıyor, kendi belirlediği ritimle emdirmek istiyordu yarağını. Beni dudaklarımla kendine mastürbasyon yapmaya zorluyordu. Bu şekilde biraz daha devam edersek, Bir türlü aklından çıkaramadığı yüzüme boşalması an meselesiydi.
– “Devam et canım, devam et. Sakın ritmini bozma. Ohh! Kasıklarım patlayacak.”
Bu son sözlerle bir an durakladım. Tamer her an ağzıma boşalabilirdi. Bu alışık olmadığım ve istemediğim bir şeydi.
– “Neden durdun? Lütfen, lütfen emmeye devam et. Ağzınla boşalt beni.”
– “Tamer, buna emin değilim. Pek yapmadım da.”
– “Senin de hoşuna gidecek. Bunda çekinecek bişey yok ki! Gayet sağlıklı bişey.”
– “Bilmiyorum. Bu çok mu önemli?”
– “Evet! Çok istiyorum. Bak gör, senin de hoşuna gitmezse bir daha asla yapmayız. Hem beğenmezsen tükürürsün. Hadi şimdi devam et.”
Ve devam ettim. Hem de bir an önce sonuca ulaşmak için bir yandan müthiş bir istekle emerken, elimle de Tamer’in taşaklarını okşamaya, sıkıştırmaya başladım. Derken dilim de hafif bir acılık hissettim. Bu, Tamer’in önden kaçıveren sperm sıvılarıydı.
Penisin başını yalayarak iyice tadına baktım ve hiç te kötü olmadığını düşündüm. Bunun üzerine Tamer’in yarağını gitgide hızlanan bir tempoyla somurmaya başladım. Neredeyse gırtlağıma kadar sokuyor, bir an durup, ağzımın içinde pıt pıt atan penisi hissediyor, sonra yeniden emmeye devam ediyordum. Penisle dudaklarım ve dilim arasında tükürükten köprüler, baloncuklar oluşuyordum
– “Geliyorum Sonay. Geliyorum. Ağzıma geliyorum, ohhhh!”
Tamer’in tüm vücudu elektriğe kapılmış gibi kasılmaya, zangır zangır titremeye başladı. Hareketleri kontrolünden çıkmıştı. Hiç ara vermeden emmeyi sürdürdüm. Birden ilk sperm dalgası gırtlağıma kadar çarptı. Bir an boş bulunup durakladım. Tamer yalvaran gözlerle devam etmemi istedi. Zevkten sesim çıkmıyordu.
Bu ilk sperm dalgasını bir anda yuttum ve tadı hoşuma gitmişti, emmeye devam ettim. Tamer önce katı katı, ardından fışkırırcasına boşaldı. Kaç zamandır biriktirdiği tüm spermlerini sıcacık ağzıma gönderdi. Ben ise hiç ara vermeden, hem emiyor, hem de hala ağzıma kesik kesik fışkıran spermleri yutuyordum. Tamer’in orgazmı yaklaşık 20 saniye sürdü ve sonunda ağzımdaki penisi çıkardığında, ortada tek bir damla bile sperm yoktu. Penis, pırıl pırıl ve tertemizdi. Tamer minnettar gözlerle bana baktı.
– “Teşekkür ederim Sonay. Bana hayatımın orgazmını yaşattın. Ben de altta kalmak istemem. Göreceksin seni uçuracağım.”
– “Buna hiç şüphem yok. Ama bana bu gecelik bu kadarı yetti. Neredeyse sabah oluyor. Biraz uyumalıyız. Yoksa yarın sersem gibi oluruz. Daha yapacak çok işimiz var.”
Ve erkeğimin yarağının başına ve ardından dudaklarına küçük birer öpücük kondurarak yatağa yüzükoyun uzandım. Gözlerimi kapattım. Ağzımda daha önceleri müthiş iğrendiğim sperm tadı vardı. Ama artık iğrenmiyordum. Aksine yaptığımız çok hoşuma gitmişti.
– “Daha hayatta öğreneceğim neler var kim bilir” diye düşündüm. Az sonra ikimiz birden derin bir uykuya dalmıştık.
İkimizde sabah kapının ısrarlı çalınmasıyla uyandık. Şaşkınlıkla birbirimize baktık. Tamer beline çarşafı dolayıp kapıyı açmaya gitti.
– “Neredesin ya! Merak ettik. Saat 11 oldu. Kahvaltıya inmedin. Sonay da yok ortalıkta. Odasında da değil.”
Sinan ve Piraye’nin seslerini duyunca bir an panikledim. Tamer’in yatağında ve çırılçıplaktım. Bu inanılmaz bir rezalet olabilirdi. Tamer’in kemkümleri arasında Sinan arkadaşına aldırmaksızın odaya daldı. Yatakta çarşafları aceleyle üzerine çekmiş Benle karşılaşınca, bir an şaşırdıysa da gülümseyerek,
– “Piraye gel bak kim var burada! Boşuna korkmuşuz.” Piraye de merakla odaya girdi ve Beni karşısında bulunca:
– “Off Sonay! Allah iyiliğini versin. Ödümü kopardın. Başına bir iş geldi sandım. Hadi kalk. Saat 11.”
– “Tamam, tamam. Niye bu kadar merak ettiniz ki? Çocuk değilim.”
– “Çocuk olmadığın her halinden belli.”
Sinan bu sözleri söylerken bir yandan da Piraye’ye çapkınca göz kırpmıştı.
Hayatında bu kadar utandığımı hatırlamıyordum. Evli barklı kadın başka bir erkeğin yatağında basılmış gibiydim. Kendimi ucuz bir fahişe gibi hissediyordum. Durumun tuhaflığını farkeden Tamer,
– “Hadi çocuklar. Siz sahile gidin. Biz birazdan geliyoruz” diyerek Sinan ve Piraye’yi gönderdi. Benim yanıma oturdu ve saçlarımı okşayarak,
– “Hadi Sonay, asma suratını öyle. Hepimiz yetişkin insanlarız. Sinan’la da Piraye’nin birlikte olduklarını bilmediğini söyleme bana. Herkes istediğini yapmakta özgür.”
– “Evet ama.. Bilmiyorum. Ben evliyim.”
– “Olsun. Evliliğinde sorunlar olduğunu, ayrı yaşadığınızı Piraye anlatmıştı. Dert etme bunu.”
– “Demek Piraye her şeyi anlattı. Bravo! Onunla da konuşacak iki çift lafım olacak. Neyse, sanırım kimsenin kimseye bişey söyleyecek hali yok. Temiz havlun var mı?”
Böylece yarım saat sonra Tamer le plaj kıyafetlerimizi alıp deniz kenarına indik. Erkekler içecek bir şeyler almak için uzaklaştıklarında Ben kızarak,
– “Aferin sana Piraye! Tüm sırlarımızı anlatmışsın. Senin ağzında bakla ıslanmaz mı?”
– “Ne kızıyorsun ki! Kocandan ayrı yaşaman saklanacak bişey mi? Hem evli, hem de benimle tatilde olman kolay açıklanabilecek bir durum değildi.”
– “Boş versene. Sana güvenmiştim. Beni yanılttın.”
– “Kızım bırak şimdi namuslu taze pozlarını. Az önce gördük halinizi. Hah ha! Ay ilahi Sonay, hiç aklıma gelmezdi bu kadar çabuk yelkenleri indireceğin. Tebrik ederim. Doğru yolu buldun.”
– “Böyle konuşma. Kendimi fahişe gibi hissediyorum.”
– “Ne alakası var? İstediğinle yatarsın, bunda utanacak bişey yok. Ne demek fahişe gibi hissetmek, ben de Sinan’la yatıyorum. Fahişe mi oldum şimdi?”
– “Bu farklı. Sen bekarsın, ben evliyim.”
– “Fark etmez. Senin evliliğin de bitmek üzere.”
– “Hayır. Ben Tolga’dan ayrılmayı düşünmüyorum.”
– “İyi ayrılma o zaman. Ama senin adına gerçekten seviniyorum. Güzel kadınsın. İnsan bu yaşları bir daha bulamaz. Hayatın tadını çıkarmak hakkın.”
Bu konuşmalar Benim biraz da olsa moralimi düzeltmişti. Dörtlümüz bütün gün plajda kaldık. Bol bol yüzdük, kağıt oynadık, uyukladık, güneşlendik. Kısacası iyi vakit geçirdik. Saatler geçtikçe kendimi rahatlamış hissediyordum. Neşem yerime gelmişti. Tamer bana çok iyi ve centilmence davranıyor, rahatsız edecek hiç bir şey yapmıyordu.
Böylece akşam üzeri güle eğlene odalarımıza yöneldiğimizde herkesin keyfi yerindeydi. Dün gece çok içip, yorulmuştuk. Bu gece otelde kalacak, güzel bir akşam yemeği yiyip sohbet edecektik. Bir saat sonra restoranda buluşmak üzere sözleşip odalarımıza dağıldık.
Odamda duşumu aldıktan sonra güneşte yanan vücuduma krem sürerken dün gece yaşadıklarımı düşünüyordum. Bugüne dek yapacağımı hiç düşünmediğim bir şey yapmıştım. Bir gün önce tanıştığım bir adamla birlikte olmuştum. Daha doğrusu birlikte olmamıştım da ona oral seks yapmıştım.
Üstelik daha önce kimseye yapmadığım bir şeyi yapmış, Tamer’in spermlerini yutmuştum. Ve bundan da büyük zevk almıştım. Oral seks yaparken Tamer’in tam anlamıyla bana teslim oluşunu, çılgınlar gibi titremesini ve kasılmalarını unutamıyordum. Yaptığımdan pişmanlık duymadığımı düşündüm. Artık eski Sonay değildim ve bundan en küçük bir rahatsızlık hissetmiyordum. Yeni bir hayat, yeni olasılıklar, yeni heyecanlar ve zevkler beni bekliyordu.

Akşam yemeği çok neşeli bir havada geçti. Tamer ve Sinan sürekli espriler yaparak herkesi güldürüyordu. Kendimi uzun zamandır hissetmediğim kadar mutlu ve keyifli hissediyordum. Piraye de halinden çok memnun görünüyor, Sinan’la kumrular gibi sevişiyordu. Ben de Tamer’in arada elini tutmasına veya kolumu okşamasına izin veriyordum. Uzaktan izleyenler, bizlerin yeni evli iki çift olduğumuzu düşünürdü.
Yemekten sonra bu akşam nereye gitsek muhabbetine geçildi. Bir süre karar veremeden konuştuk. Sonunda Sinan,
– “Neden bir yere gitmek için bu kadar kasıyoruz ki? Bu gece de otelde kalalım. Birimizin odasında toplanalım. Mesela benim odamın manzarası çok iyi. Terasta sohbet ederiz. Kağıt oynayabiliriz. Ne bileyim, değişiklik olur.”
– Bu fikir herkesin hoşuma gitti. Bütün gün güneşin altında uzanmaktan, denize girmekten kendimi biraz yorgun hissediyordum ve otelde kalma fikri gayet cazipti. Böylece kahvelerimizi Sinan’ın odasında içmeye karar verip, asansörle otelin en üst katındaki odaya çıktık.
Terasın manzarası gerçekten güzeldi. Yaz akşamının tatlı serinliği yüzlerimizi okşuyordu. Kahvelerimizi içtik. Havadan sudan konuştuk. Saat 11’e doğru Sinan,
– “Bir fikrim var. Hadi bir oyun oynayalım” dedi.
– “Ne oyunu?”
– “Şişe çevirmece.”
– “Bildiğimiz şişe çevirmece mi?”
– “Aynen. Yıllardır oynamadım. Ne dersiniz, çok eğleniriz.”
– “Ben hiç oynamadım. Nasıl oynanıyor?”
– “Aman Sonay, nasıl bilmezsin? Herkes sırayla boş bir şişeyi yerde çevirecek. Şişenin ağzı kimi gösterirse, şişeyi çeviren ona bir soru soracak. Sorular konusu ne olursa olsun yanıtlanmak zorunda.”
– “Tüm sorular mı?”
– “Evet. İstisnasız. Hadi oynayalım.”
– “Ama önce boş bir şişe bulmamız lazım.”
– “Mini bardan şarap alalım. Soğuk soğuk nefis gider.”
Böylece bizimkilerle bir şişe Beyaz şarabı aceleyle içtik. Yaklaşık 20 dakika sonra hepsi Sinan’ın geniş yatağının kenarlarına yerleşmiştik. Piraye,
– “İlk ben çevirmek istiyorum” diye atıldı.
Diğerleri buna karşı çıkmadık. Bunun üzerine Piraye şişeyi çevirdi, şişe epey bir dönüp, sonunda Sinan’ı gösterdi. Piraye şöyle bir düşündü.
– “Söyle bakalım Sinan. Bu oyunu neden oynamak istedin?
– “Hmm. Aklıma geldi işte. Öylesine.”
– “Bu cevap sayılmaz. Adam gibi cevap ver.”
– “Ya, esk**en birkaç kere tatillerde oynamıştım arkadaşlarla. Çok eğlenmiştik. Hem bu oyun sayesinde insanlar birbirleriyle iyice kaynaşıyorlar.”
– “Sence biz yeterince kaynaşmadık mı?”
– “İyiyiz. Ama daha iyi olabiliriz.”
Sinan bu son cümleyi bariz bir gülümsemeyle söylemişti. Ardından şişeyi bu kez Sinan çevirdi. Şişe epey dönüp sonunda Beni gösterdi.
– “Sonay, şu konu artık netleşsin. Evli misin, boşandın mı? Kocanla birlikte mi yaşıyorsun, ayrı mısınız, yani nedir durumlar?”
– “Birden çok özel olmadı mı?”
– “Bu oyunun kuralı bu. Tüm sorular cevaplanmalı.”
– “Pekala. 6 yıllık evliyim. 2 aydır ayrı yaşıyoruz.”
– “Neden ayrı yaşıyorsunuz?”
– “Sorunu sordun, cevabımı verdim. İki soru hakkın yok.”
– “Tamam.”
Bu sefer şişeyi ben çevirdim ve şişe Sinan’da kaldı.

– “Şimdi de sen söyle Sinan. Sorum bana sorduğunun aynısı.”
– “Ok. Ben de evliyim. Karımla birlikte yaşıyorum!”
Şişe bu kez Tamer’de durdu. Sinan:
– “Tamer, eski dostum. Söylesene dün gece Sonay’la yattın mı?”
Bu soru üzerine, ayağa kalktım.
– “Saçmalama Sinan. Bu ne biçim soru? Kendine gel.”
– “Kızmasana Sonay. İstediğimi sorarım. Hem neden bu kadar tepki veriyorsun ki?”
– “İnsanların mahremiyetlerine tecavüz ediyorsun.”
– “Evet, ama bu oyunun güzelliği burada. Bekle gör, birazdan nasıl eğleneceğiz.”
– “Evet ama Sonay. Oyun bozanlık yapma. Şurada biz bizeyiz. Rahat olsana biraz.”
Bu son sözler Piraye’ye aitti. Ne diyeceğini bilemedim. Hızla bir durum değerlendirmesi yaptım. Devam etmeye karar verdim. Nasıl olsa her şey ortadaydı. Sesimi çıkarmadan oturdum.
– “Hadi bakalım Tamer. Cevabını bekliyoruz.”
– “Hayır. Yatmadım.”
– “Nasıl yani, yalan söyleme. O halde neydi sabahki durumunuz?”
– “Tek soru hakkın vardı. Başka zamana sakla.”
Ve şişeyi Tamer çevirdi. Şişe Sonay’da kaldı.
– “Bu akşam da çok şanslıyım. Tüm sorular bana soruluyor.”
– “Söylesene Sonay. Kocanla neden ayrı yaşıyorsunuz?”
– “Herhalde bu gece özel hayatımı didik didik etmeye karar verdiniz. Neyse, ne yapalım, bir kere başladık.”
– “Evet, cevabını alalım.”
– “Ayrı yaşıyoruz çünkü… Eee, çünkü beni aldattı.”
Bunun üzerine Tamer ve Sinan bir ağızdan,
– “Aaa. Olur mu öyle şey? Haksızlık bu. İnsan senin gibi birini nasıl aldatabilir?”
– “Oluyor işte!”
– “Hadi devam.”
Şişeyi çevirdi ve sıra Piraye’ye geldi.
– “Evet Piraye Hanım. Biraz da siz konuşun bakalım. Söyleyin bakalım, Sinan’la çıkıyor musunuz?”
– “Çıkmak mı? Birlikte olmayı kastediyorsan, evet. Sinan’la sevişiyoruz.”
– “Çok açık bir cevap oldu. Teşekkür ederim.”
– “Bişey değil.”
Piraye’nin sorusu Sinan’aydı.
– “Sinan, benimle birlikteyken kendini nasıl hissediyorsun? Sence biz yatakta iyi bir ikili miyiz?”
– “Piraye, bakıyorum direkt gidiyorsun. Güzel. Soruna gelince, seninle yatakta kendimi müthiş hissediyorum. Beni uçuruyorsun. Senin gibi muhteşem bir kadınla sevişmek beni inanılmaz mutlu ediyor. Umarım sen de benim performansımı beğeniyorsundur?”
Piraye sadece gülümsedi. Sinan şişeyi çevirdi ve şişe yine Sonay’da kaldı.
– “Evet Sonay. Yarım kalan hesabı görelim. Dün gece Tamer’le yatmadıysanız, ne yaptınız? Çok merak ettim.”
– “Korkunç bir adamsın Sinan. Bunu neden bu kadar merak ediyorsun?”
– “Boş ver. Sen sadece soruma cevap ver.”
– “İyi. Tamer’le yatmadık. Oral seks yaptık.”
– “Wovvvv. Harika. Teşekkürler.”
Kıpkırmızı olduğumu hissettim. Hepsi bana gülümseyerek bakıyorlar gibiydi. Konuyu dağıtmak için şişeyi çevirdim. Şişe Piraye’de durdu.

– “Piraye, az önce çok güldün. Sen söyle, Sinan’a oral seks yapıyor musun?”
– “Evet. Hem de her defasında. Oral sekse bayılırım. Laf aramızda bu konuda çok iyiyimdir. Değil mi Sinan?”
– “Evet canım. Ben hayatımda senin gibisini görmedim.”
Bizimkiler oyuna devam ederken, bir yandan da mini barı temizleme operasyonu yapıyorduk. Kısa zamanda bu denli açılmalarımızda çakırkeyif olmamızın da payı vardı. Piraye’nin çevirdiği şişe Tamer’i işaret etti. Piraye,
– “Tamer. Sen hoş bir adamsın. Sanırım epey kadınla birlikte olmuşsundur. Söylesene Sonay’ın oral seksi iyimi?”
– “Piraye, bakıyorum sürekli belden aşağı çalışıyorsun. Neyse, sorunun cevabı evet. Hem de çok iyi.”
– “Güzel.”
Şişeyi bu kez Tamer çevirdi ve tesadüf bu ya, şişe bende kaldı.
– “Sonay. Benden hoşlanıyor musun?”
– “Bence soru hakkını boşa kullandın. Bunun cevabını dün gece almıştın.”
– “Hahaha”.
Bir sonraki soruyu Sonay, Piraye’ye sordu.
– “Piraye, Sinan’la neden yatıyorsun?”
– “Çünkü beni tahrik ediyor. Müthiş bir kondisyonu var.”
Yeniden gülüşmeler. Ardından bir soru da Piraye’den Tamer’e geldi.
– “Tamer, sana oral seks yapmamı ister misin?”
Tamer kızardı. Ben ise içten içe Piraye’ye müthiş bir öfke duydum. Resmen Tamer’e asılıyor diye düşündüm.
– “Bilmiyorum. Sanırım evet. İsterim.”
Böylece bu sorudan itibaren Tamer’le Piraye açık açık oynaşmaya başlalar. Sinan bundan hiç rahatsız olmuyor, her halinden gayet eğlendiği belli oluyordu. Bense herkese kızıyordum. Kadınsı güdülerim de ayaklanmıştı. Piraye’nin ilgi odağı olması, onun da havalara girmesi sinirime dokunuyordu.
Saat gece yarısını geçmişti. Mini bar boşalmış, herkes ciddi ciddi sarhoş olma noktasına gelmişti. Sinan yeni bir öneri getirdi.
– “Tamam yeter bu kadar, Şimdide biraz anılardan bahsedelim herkes İlk seks deneyimini kimle nasıl yaşadığını anlatsın..” Herkes kabul edince Sinan şişeyi hızlıca çevirdi. Şişe döndü döndü ve Piraye’nin önünde durunca, herkes gözlerini Piraye’ye çevirdi. Piraye hiç nazlanmadan
– “Pek ala pek ala anlatıyorum işte” deyip anlatmaya başladı
İlk Seks deneyimimi komşumuz ali Amca ile Ankara’da yaşadım. O zamanlar komşumuz Ali amca ile Ankara da birbirine oldukça yakın dublekslerde oturuyorduk. Sonra Ali Amcalar evi satmış bir yıl önce başka bir şehre taşınmışlardı. Bense evin tek kızıydım. 18 yaşına yeni gelmiş, okuldan eve evden okula giden sıradan bir öğrenciydim. Erkek arkadaşımla da aram iyiydi, bazen sinemaya gider, bazen de onlara gidip birbirimizi tanırdık Vücutlarımıza dokunmak ve öpüşmek dışında başka bir şey yapmıyorduk.

Yine bir gün erkek arkadaşımla sinemaya gittik. Geç kalmıştık, film başlamıştı, içerisi karanlık olduğundan bulduğumuz yere oturduk. Gözümüz karanlığa alışınca baktık ki, oturduğumuz o sırada bizden başka oturan yok, Arkamıza yaslanıp filmi izlemeye başladık. Hem filmi izliyor hem de girişte aldığımız mısır patlaklarını yiyorduk. Bir ara elimi Arkadaşımın tutduğu mısır patlağına doğru uzatırken elim yanlışlıkla oraya yani arkadaşımın yarağına geldi. Acayip utandım. Sert uzun bir şey geldi elime, daha önce hiç böle bişey hissetmemiştim. Tabi hemen toparlanıp utanmış bir şekilde filmi izlemeye devam ettim. Birazda hoşuma gitmişti aslında yani dokunuyorsun ama yanlışlıkla olduğu için karşındaki bundan bir anlam çıkaramıyor böylece gazada gelmiyor..
Bu arada sevgilim bir kolunu sırtım atmıştı. Filmin ilerleyen dakikalarında sevgilim diğer elini bacağıma koymuştu hafifçe okşamaya başladı. Ben bu tarz bir şeyin sakıncası olacağını düşünmüyorum sonuçta bende onu seviyorum yani. E benimde hoşuma gidiyordu zaten bişey demedim fakat bir süre sonra o el biraz yukarılara çıkmaya başladı. Tam bacaklarımın arasına geliyoduki, bir anda panik olup elini ittim.
– “Ne oldu neyin var?” dedi.
– “Yok bişey- “Dedim Ama ne yapacağıma karar veremiyordum. Bazı şeylere izin vermelimiyim vermemelimiyim, kararsızdım. Sonunda bazı şeyleri oluruna bırakmaya karar verdim.. Bir müddet sonra sevgilim yeniden elini omuzuma attı. Ben bişey demedim. Demediğimden dolayı sanırım cesaretlendi. Bir anda göğsümü hafif hafif okşamaya başladı. Göğüs uçlarıma dokunuyordu. Çok hoşuma gitti bir an Beynim zonkladı resmen. Kafamı çevirdim karanlıkta göz göze geldik, bana
– “Beni çok sevdiğini” fısıldayarak öpmeye başladı. O anda çok farklı bir duygu hissettim öpüşürken bu hepsinden farklıydı. O kadar güzeldi ki sanki ruhum bedenimden ayrılmış rahat rahat dolaşıyordu gökyüzünde. Filmi artık seyretmiyordum, zaten filmden bir şeyde anlamadım, Öpüşürken göğüslerimi de okşamaya başladı acayip hoşuma gitmişti. Sonra dudaklarımdan boynuma doğru indi, kafam zonkluyordu resmen. İlk defa bir erkek arkadaşımla bu kadar ileriye gitmiştim. Bir anda elini bacaklarımın arasında fark ettim. Bastırıyor ve okşuyordu. Bir an kendimden geçtim hemen elimi onun elinin üstüne koyup
– “Dur yeter bu kadar lütfen” diye fısıldadım.
– “Sakin ol. Bir şey yapmıyorum” dedi. Tekrar dudaklarımı öpmeye başladı. O göğüslerimi okşuyor, boynuma çeneme küçük küçük nefesle, ve öpücükler konduruyordu. Gömleğimin döğmelerini açmış sütyenimden çıkardığı memelerimi yalamaya başlarını emmeye başlamıştı… Elimi tutup yarağının üstüne koydu. Kocaman olmuş yarağını çoktan pantolondan çıkarmıştı. Elimi çekmek istediysem de bırakmayı yarağının üzerine bastırdı. Kulağıma
– “Okşa onu lütfen” dedi. Hayatımda ilk defa gerçek bir yarağa dokunuyordum.. Elime aldım acayip sertti. Avucumla kavrayabiliyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum. Elimi tutarak beni yönlendirdi. Çok sıcacıktı ve yumuşak dokusu vardı. Evet sertti ama dokusu yumuşaktı. Aşağı yukarı sıvazlarken.
– “Sevgilim süpersin ohh falan” diyordu. Bir anda zevkle karışık
– “Ağzına al” dedi. Bende durdum
– “Ne diyorsun be manyak mısın” dedim.
– “Ya tamam bir şey” demedim devam et dedi. Bu nasıl ağzına alınır ki, ben anlamam öyle şeylerden. Benim zevk almayacağım bir şey olduğundan emindim. Aşağı yukarı yaparken bir anda kafamı tuttu ve aletine doğru ensemden bastırdı.
– “Sadece yala o zaman dayanamıyorum dene bir kere hoşuna gitmezse yapmazsın” dedi
– “Offf tamam be” dedim. Suratıma değen yarağın Ucunu ağzıma doğru götürdün dilimi çıkardım ve bir kere yaladım. Dilim aletine değdiğinde bir şey fark ettim, diliyle aynı tatdaydı. Sanki öpüşüyor gibi. Bir daha yaladım. Hiç de iğrenecek bir şey değildi. Hem yaladığımda o anın atmosferinden, bende zevk alıyordum çok güzel bir duyguydu. İyice yalamaya başladım. Sevgilim deli gibi inliyordu. Sonra başını ağzıma almaya karar verdim. Çok sıcaktı yumuşacık bir şey ağzımdaydı, tadı dil gibi. Onu alabildiğim kadarını ağzıma alıp hafifçe sömürdüm. Bir anda kafamı tutup
– “Dur sömürme acıyor” dedi. Bende sömürmeyi bıraktım. Bir anda saçlarımdan tutup kafamı ileri geri çekmeye başladı ağzıma da bir ileri geri oynuyordu. Deliler gibi inliyordu. Sonra bir anda ağzımdaki şey titremeye başladı. Ne olduğunu anlamadan ağzıma bir şeyler aktı. O şokla ağzımda da alet olduğundan tüküremedim ve ağzımdaki spermlerin hepsini yuttum. Tadı nasıl diye sormayın tadı yok çünkü tatsız tuzsuz bir şey. Bir anda çekildim. Derin derin nefes alıyordu.
– “Canım benim seni çok seviyorum. Sana bi borcum var” dedi.
– “Ne borcu?”dedim
– “Hadi yaslan arkana” dedi. Bir anda koltukların arasında önüme eğilip. Elini kalçama götürüp külotumu çıkarmaya başladı..
– “Dur Napıyosun”
– “Sus, az önce yaptığın şeye karşılık vermek istiyorum” dedi.
– “Nasıl yani Napıcaksın ki?”
– “Bende seni yalamak istiyorum” dedi. Ve bacaklarımın arasına elini soktu ve en sonunda yasak bölgeye ulaştı. İlk defa yabancı birinin eli dokunuyordu oraya acayip zevk almıştım. O kadar mastürbasyon yaptım ama başkasının dokunması hakikaten farklıymış. Yalnız bu işi çok iyi biliyordu. Sanki ben mastürbasyon yapıyormuşumcasına dokunuyordu. Ona
– “Ne olur parmağını sokma, daha bakireyim. Yanlış bir şey yapmanı istemiyorum” dedim.
– “Korkma seni incitecek bir şey yapmak istemiyorum” dedi. Ve bacaklarımı dizlerimden yukarıya doğru öpüp yalamaya başladı acayip zevk alıyordum. O benim bölgeme gelene kadar inlemeye başlamıştım resmen. Sonra bir anda oramda bir ıslaklık. Yumuşacık bir his. Resmen amımı yalıyordu böyle süper bir his olamaz. Dilini hafifçe içeri sokup sokup çıkarıyordu. Artık patlamak üzereydim. O kadar zevk alıyordum ki, zevkten başım dönüyordu, inlememek için dudaklarımı ısırıyordum.
Kasılmaya ve titremeye başlamıştım, orgazm oluyordum ki, birden arkamdan birisi omzuma dokundu, korkuyla kafamı çevirince yerin dibine geçmiştim. Bu yan komşumuz Ali amcaydı. Ali amca 51 yaşında, yalnız yaşayan, oldukça yakışıklı, hoş sohbet bir adamdı. Eliyle sus işareti yaptı. Erkek arkadaşım etek altında amımı yalarken, Ali amca da göğüslerimi okşamaya başlamıştı. Hem utançtan, hem korkudan, hem heyecandan, hem de zevkten sesimi bile çıkaramıyordum. Çok tahrik olmuştum, defalarca erkek arkadaşımın ağzına boşaldım. Daha sonra erkek arkadaşım eteğimin altından doğrulurken, o görmeden, Ali amca elini çekti göğüslerimden. İkimizde boşalmıştık.. Hızlaca toparlanıp üzerimizi düzelttik.

Film arası geldiğinde Kafamı çevirip Ali amcaya baktım. Tam arkamda oturuyordu. Hala büyük bir utanç ve korku içindeydim. Ya aileme söylerse ben ne yapardım. Bu arada erkek arkadaşım telefonunu açtı, mesaj var mı diye kontrol etmek için. Patronundan mesaj gelmiş,

– “Acil gitmem lazım, hadi çıkalım seni de eve bırakayım!” dedi. Ben Tam kalkmaya hazırlanıyordum ki Ali amca sessizce elimden çekerek oturmamı işaret etti. Ben de sevgilime,

– “Yok ya film güzelmiş, sen git, ben seyredeceğim sonra gelirim!” dedim. Erkek arkadaşım gider gitmez Ali Amca yanıma geldi,

-“Piraye bir şey içer misin?” dedi. Ben cevap vermedim utandığım için kızarıp bozarıyordum. Ali amca gitti iki kola aldı geldi kolaları verirken de,

– “Gençlikte böyle şeyler olur, ben bile senin göğüslerini ellemeden duramadım, kusura bakma!” dedi.
– “Tamam ama ne olur bizimkilere söylemeyin Ali amca!” dedim. Ali Amca da gülerek,
– “Filmin ikinci yarısında yan yana oturursak, belki söylemem!” dedi…

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Türbanli Komsu Karisini Siktim…Almanya

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ass

Türbanli Komsu Karisini Siktim…Almanya
Size Basimdan Gecen bir olayi anlatmak istedim:-)

Gece yarisi Video bakmistim oldukcada azmistim.. Salona cikip Sigara icmek istedim ve pencereyi acip sigrami yaktim..birden elim sikime gitti ve basladim 31 cekmeye biraz devam ettim sapur supur sesler cikmaya basladi… ve bir baktim alt katta oturan Türk Komsu kadin kapisini yavasca acti ve beni dinlemeye basladi…

Ben fark ettim kadinin beni dinledigini. Gece yarisi oldukca gec bir saat de isiklar yanmiyordu karanlikti..Kadin hala beni dinliyordu bunu düsünce ben dahada aziyordum..Bir baktim kadindan da sesler gelmeye basladi kadinda amini parmaklamaya basladi offf dahada tahrik oldum ve devam ettim bitmesini istemiyordum… bir ara ben durdum kadini dinledim onun amini parmakladigini artik fark etmistim kadinda beni … ben duruyordum kadin devam ediyordu böylece sesler acayip geliyordu Merdivan üstü salonda yani bizden baska kimseler yoktu kadinin kocasi vardiyeli gece calisiyordu kadinda gec saatlere kadar oturuyordu…bu benim icin güzel bir sansdi…

Neyse devam ettik ben 31 cekerken benden sadece 1-2 metre asagida amini parmakliyan bir evli bir komsum vardi türk. Sigara üstüne sigara yaktim hic bitmesini istemiyordum yaklasik 1 saat sürdü böyle ben dayanamadim ve bosaldim sperma salona fiskirdi kadin benim bosaldigimi fark edince yavasca hic birsey olmamis gibi yapip kapisini kapat eve girdi…

Ikinci gün gece yarisi yine sigara icmeye gittim ve komsu kadin artik biliyordu benim 31 cekecegimi ben yine basladim 31 cekmeye kadindanda sesler geliyordu vicik vicik sesler aminin iyice islandigini duyabiliyordum.Kadin bu sefer disari cikmadi kapinin arkasinda idi.

Ben yaraga vuruyordum iyice seslerin kadina gitmesini istiyordum arada ahhh ohhh hadi sok parmagini mirildaniyordum dayanamadim bir kac merdiven asagi indim simdi komsu karisina dahada yakindim böylece devam ettik arada dinliyordum kadinin kapinin arkasinda oldugunu fark ediyordum ben dayanamadim ve bende kapiya yaklastim kapinin arkasinda amini parmakladigini biliyordum artik o da fark etti benim kapisina yaklastigimi yaragi tam kapisina sürtüm hadi gel canim diyordum hadi sok parmagini icine kadin dan ohhh ahhh sesleri geliyordu ama kapiyi acmaya cesareti yoktu…

Kadin kapiya dayandi bende bu tarafdan aramizda sadece bir kapi var allah kahr etsin böylece ben bosaldim kapisinin önünde ve cikip yavasca eve gittim kadin duymasin diye yvas yavas gittim hersey bir hayalmis gibi yasadim…Sabah oldu evden cikmaz oldum ya komsu karisini kocasina söylerce beni gebertir diye bir yandan da ama kadin da amini parmakladi o da benim kadar suclu kadin kapali yani türbanli oldugu diyordum ya kocasina söylemez…

Evden cikarken kadinla yüz yüze gelmemek icin hep dikkat ediyordum:-)) Birgün kapida tesadüfen karsilastik nasil diye falan sordu , benim yanliz yasadigimi biliyordu kadin… Heycanla bana bakiyordu komsum azgin cani istiyormus gibi..Neyse aksam oldu komsu kadina söyliyecek cesaretim yoktu kendisine telefone edip birseyleri bahane ederken konusuruz böyle diye düsündüm… Aksam aradim ve konustum kocasini sordum iste oldugunu söyledi bende hmmm biraz ordan burdan sohbet ettik ve komsu bana demesinmi gel kahve icelim…

Tamam dedim ama gec gel dedi bende tamam dedim büyük bir heycan beni sardi..gece oldu kapisini caldim ve komsu kapiyi acti üzerinde sadece bir bornoz vardi beni görür görmez hemen önümde diz cöktü sikimi cikardi yalamaya basladi acayip da yaliyordu arada dasaklarimi yaliyor emiyordu… bende memelerini oksuyordum.. ve kadini koltuga yatirdim bacaklarini actim offff harika ami vardi kisliz acayip güzeldi yalamaya basladim kadin cildirdi arada bir de götünü yaliyordum kadin delirdi amini eme eme yaliyarak agzima bosalttim kadini sonra hadi sik beni diye ciglik atiyordu bagiriyordu…

Yaragi yasavca amina soktum güzelce bir siktim komsuyu bana küfür et diyordu hadi bana oruspu de hadi kocamda gelsin ikiniz beraber sikin beni cok istiyorum iki yarak istiyorum ben sasirmistim ilk defa böyle seyler duyuyordum türbanli hemde dindar kadindan…sonra aminin üstüne bosaldim kadin banyoya gidip yikandi geldi yine bana sarildi hala sikilmek istiyordu..bu sefer yataga gidelim dedi hayir olmaz orasi seniny atagin kocanla yatiyorsun dedim hayir birsey olmaz uzandi yataga acti bacaklari amini yalamami istde bende hayir diyermiyim ya basladim amini yalamaya sonra 69 yaptik oda benim yaragi yalamaya basladi sik

ben dedi senin yaragin cok güzel kocamin yaragindan daha kalin ve uzun offf iyice basiyordum bende komusu karisina delice sitim baktik sabah saat 4 olmus hemen giyinip eve ciktim 1 saat sonra kocasi is den geecekti..Kocam gelrse birde ona siktirecem dede doyumsuz komsum varmi haberim yokmus tesadüfen basladi buraya kadar geldi iste Gercek yasanmis belki arada atladitim yerler var ama bu kadarini yazabildim paylasmak istedim umarim hosunuza gider….Yasanmis cok daha gercekler var arada bir vaktim olduguna yazaca…
Gefällt mir ·

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Escort erotik film izle izmir escort izmir escort izmir escort şişli escort hurilerim.com bakırköy escort kocaeli escort kocaeli escort sincan escort keçiören escort rus escort otele gelen escort bahçelievler escort ensest hikayeler gaziantep escort Casibom escort ankara şişli escort mecidiyeköy escort Ankara escort bayan Ankara Escort Ankara Escort Rus Escort Eryaman Escort Etlik Escort Sincan Escort Çankaya Escort taksim escort Casibom Casibom Giriş Casibom Güncel Giriş mersin escort erzincan escort erzurum escort eskişehir escort giresun escort gümüşhane escort hakkari escort hatay escort ığdır escort ısparta escort istanbul escort Antalya escort eryaman escort demetevler escort Escort bayan Escort bayan bahisu.com girisbahis.com porno escort görükle escort escort escort escort travestileri travestileri beylikdüzü escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort xnxx Porno 64 alt yazılı porno bursa sınırsız escort bursa escort bayan porno izle bursa escort görükle escort antalya escort Anadolu Yakası Escort Kartal escort Kurtköy escort Maltepe escort Pendik escort Kartal escort şişli escort gaziantep escort istanbul travesti istanbul travesti istanbul travesti ankara travesti Moda Melanj